Sehl bin abdillah et-tusteri’Nİn akidesi



Yüklə 40,68 Kb.
tarix01.08.2018
ölçüsü40,68 Kb.
#64899

SEHL BİN ABDİLLAH et-TUSTERİ’NİN AKİDESİ


ZAHİD İMAM SEHL BİN ABDİLLAH et-TUSTERİ’NİN AKİDESİ

www.almuwahhid.com

Zahid İmam Sehl ibnu Abdillah et-Tusteri'nin İ'tikadı


Sehl ibni Abdullah et-Tusteri (H200-283)

İsmi Sehl bin Abdullah, künyesi Ebu Muhammed'dir. 815 (H200) yılında Horasan'ın Tuster şehrinde doğmuştur.

İbni Halikan şöyle der: Şeyhimiz İbnu’l-Esir, onun H200 yılında doğduğunu söyler, başkaları 201 yılında doğduğunu söylemiştir. (İbni Halikan, Meani Ehli’l-Beyan min Vefayat, 1/306-307)

İbnu’l-Esir buna siyerinde yer verir. (İbnü'l-Esir, el-Kamil fi't-Tarih, 7/483)

İbni Halikan onun ünü her yana yayılmış salih bir zat olduğunu kendi döneminde ne takvada ne de ilim ve amelde hiç kimsenin erişemeyeceği bir mertebeye gelmiş keramet sahibi büyük bir zahid olduğunu söyler. (İbni Halikan, Meani Ehli’l-Beyan min Vefayat, 1/306-307)

Zehebi onun önder bir arif olduğunu, haramlardan sakınan, dünyaya değer vermeyen biri olduğunu, insanları etkileyen birçok vaazı, kendine mahsus halleri ve kerametleri olduğunu söyler. (Zehebi, el-İber fi Haberi Men Gaber, 407)

Ebu Nu’aym ise; güvenilir bir öğüt verici, en güzel olanı söyleyen, mütevazi bir şeyh olduğunu söyler. (Ebu Nu’aym, Hilyetü'l-Evliya, 10/189-212)

Tusteri’yi tenkid edenler de mevcuttur. İbn’ul Cevzi, Telbisu İblis adlı eserinde Sehl’in cinler, melekler ve şeytanlarla konuştuğunu iddia ettiğinden dolayı halkın ona karşı ayaklandığını ve bu yüzden Basra’ya gitmek zorunda kaldığını söyler ve onun hakkında buna benzer tenkidlerde bulunur. (İbn’ul Cevzi, Telbisu İblis, sf 150 vd)

Keza tefsirinde bazı ayetlere yaptığı yorumlar sufilerin “İşari Tefsir” adı altında yaptıkları batıni tevillere benzediği için tenkid edilmiştir. Mesela en-Nisa 4/36. Ayette geçen “yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışa iyilik edin” ibaresini kalb, nefis, akıl, organlar vb manalar vermesi gibi… (Bkz Tusteri Tefsiri, 45)

Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (rh.a) ise Tusteri’yi çeşitli yerlerde tezkiye etmiş ve onun Kitap ve Sünnete bağlı olan tasavvuf imamlarından olduğunu beyan etmiştir. Mesela “Furkan” adlı eserinde şöyle demektedir:

“İbni Arabi ve onun yolunda olanlar, kendilerini ne kadar sufilerden gösterirlerse göstersinler, felsefeci mülhid olmaktan kendilerini kurtaramazlar. Bırakın İslam sufilerinden olmayı, onlar, ilim ehlinin sufilerinden bile değildirler. Nerede kaldı, onlar kitab ve sünnetin beyan ettiği büyüklerden olsunlar…Kitab ve sünnet ehlinin büyükleri ayan beyan ortadadır ve onları hiç kimse inkar edemez. Onlardan bir kısmı şunlardır: Fudayi bin İyad, İbrahim bin Ethem, Ebu Süleyman ed-Darani, Ma'ruf-u Kerhi, Cüneyd bin Muhammed Bağdadi, Sehl bin Abdullah el-Tusteri ve benzeri büyükler. Yüce Allah bunların hepsinden razı olsun ve de razıdır...”

Aynı eserin başka bir yerinde yine İbnu Arabi gibi gulat-ı sufiyye’den olan kimseleri tenkid ederken şu ifadeleri kullanmaktadır:

“Bunların hali şeytani vasıf taşıdığından, Resul ve nebilerle tezat halindedirler. “Fususu'l- Hikem, Fütühat-ı-Mekkiye” sahibinin ve benzerlerinin sözlerinde bu tezatlar bol bol görülür. O (İbn’ul Arabi), Nuh kavmini, Hud kavmini ve Firavun'u över ve tebcil eder ama, Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Harun gibi Resul ve nebilerde eksiklikler bulur. onların kadirlerini küçük düşürür. Cüneyd bin Muhammed ve Sehl bin Abdullah Tusteri gibi Müslümanlarca makbul olan büyük şeyhleri kötüler ama, Hallac-ı Mansur gibi, gerçek velilerce makbul sayılmayan kişileri över ve yüceltir. Hayali ve şeytani kaynaktan aldığı haberler içinde, bu büyüklerin kötülenmesi vardır.” (el-Furkan sf 103 vd)

es-Safediyye adlı eserinde ise Ehli Sünnet ve’l-Cemaat’in ve Hadis Ehli’nin mezhebine bağlı tasavvuf imamlarını sayarken Sehl’in ismini de zikretmiştir. (Safediyye, 1/267)

Şeyhu’l-İslam, Rafıziler’in Ehli Sünnet’in seçkin imamlarını tekfir ettiğini söyledikten sonra isimlerini sıraladığı Ehli Sünnet’in seçkin imamları arasında Sehl bin Abdullah et-Tusteri’nin de ismine yervermiştir: "Rafıziler, Ebu Bekir (radiyallahu anh), Ömer (radiyallahu anh) ve Osman (radiyallahu anh), Muhacir ve Ensar’ın çoğunluğu ile -Allah’ın kendilerinden razı olduğu ve onların da Allah’dan razı olduğu- onları hayırda takip edenleri tekfir ederler. Rafıziler Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ümmetinin selefinden ve halefinden çoğunluğunu tekfir ederler. Ebu Bekir (radiyallahu anh), Ömer (radiyallahu anh), Muhacir ve Ensar’ın salih olduklarına ve onlardan –tıpkı Allah’ın razı olduğu gibi- razı olan yahut –tıpkı Allah’ın onlar için bağışlanma dilemeyi emretdiği gibi- bağışlanma dileyenleri tekfir ederler. Yani onlar, Sa’id ibni Müseyyeb, Ebu Müslim el-Holani, Uveys el-Karni, Ata bin Rabaha, İbrahim en-Nehai ve Malik, el-Evzai, Ebu Hanife, Hamad bin Zeyd, Hamad bin Seleme, es-Sevri, Şafii, Ahmed bin Hanbel, Fudeyl bin İyad, Süleyman ed-Darani, Maruf el-Karhi, Cüneyd bin Muhammed, Sehl bin Abdullah et-Tusteri gibilerini ve bunlar gibi olan başkalarını (yani) bu ümmetin seçkinlerini tekfir ederler." (Mecmu el-Feteva, 28/477-478)

Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye’nin, Sehl bin Abdullah el-Tusteri’nin Kitap ve Sünnet’e bağlı olan tasavvuf imamlarından olduğuna dair beyanları çoktur. (Mecmua el-Resail ve’l-Mesail, 1/179; Mecmua el-Feteva, 10/516-517; Mecmua el-Feteva, 11/233)

İbni Teymiyye başka bir yerde ise ondan şu sözleri nakletmektedir: Sehl bin Abdillah et-Tüsteri (rh.a) şöyle demiştir: "Kitap ve Sünnetin şahidlik etmediği her "vecd" batıldır." (İbni Teymiyye, Mecmua el-Fetava, 2/452)

Allah en doğrusunu bilendir.



Bazı veciz sözleri:

Çok sayıda özlü söz söylediği nakledilmiştir. Biz bunlardan birkaçına işaret edelim:

"Şunu iyi bilin: ilmin şükrü ameldir, amelin şükrü ise ilimdir." (Ebu Nu’aym, Hilyetü'l-Evliya, 10/189-212)

"Bir kul insanların bozulduğu, fitneye kapıldığı, herkesin kendi hatalı görüşüne müstebitçe saplanıp kaldığı bir zamanda Allah'ın emrettiği şeyi yapar, samimi kalp ile bunun doğruluğuna inanır ve Rab Tealanın yasakladığı şeylerden kaçınırsa, Allah onu iyilerin boyun eğdiği bir önder, günahkarların hidayete ermesine vesile olan bir imam yapar. Bu kul kendi zamanında dini yeniden diriltir, iyiliğin yaygınlaşmasına, kötülüğün azalmasına sebep olur. Böyle bir kul aslında yaşadığı zamanın bir yabancısıdır. O bir gariptir. İşte Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem)'in hadisi şeriflerinde bahsettiği garip budur: 'İslam garip olarak başladı ve başladığı hale dönecektir'." (Ebu Nuaym, Hilyetü'l-Evliya, 10/189-212)

“Müdara yani insanları idare etmek (iyi geçinmek) sadakadır, babayı idare etmek farzdır, akrabayı idare etmek sünnettir, sultana müdara yapmak itaattir, bidat ehline müdara etmek müdahanedir (yağcılıktır), ahmağı idare etmek şereftir ilh…” (Beyhaki, Şuab’ul İman, 11/35)

Eserleri:

Çok sayıda eser yazdığı ve çok sayıda eserin ona nispet edildiği söylense de, günümüze ulaşan eserlerden yalnızca iki tanesinin ona aidiyeti üzerinde karar kılınmıştır. Ona ait olan iki eser şunlardır:

Tefsiri Tusteri olarak da bilinen Tefsir el-Kur’an el-Azim;

Letaif Kısas el-Enbiya.

Tusteri’nin Tefsir’i 1000 civarında ayetin tefsirini içermektedir. O dönemden kalma çok sayıda eserde görüldüğü gibi eseri kendisi kaleme almamış ve daha sonra talebeleri tarafından yazılı hale getirilmiştir. Tefsir’inde çok sayıda ayette: ‘Sehl demiştir ki’ demek suretiyle ayetlerin tefsirine başlanır. Diğer tefsirlerden farklı bir üslubu vardır. Kısa ve veciz ifadeler kullanmıştır. Şerhleri de yapılmıştır.

Ona nispet edilen eserlerden bazıları şunlardır:

Kitab el-Şerh ve’l-Beyan li-ma aşkala min Kelami Sehl;

Menakibu Ehli'l-Hakk;

Kitab el-Muaraza ve’l-Redd ala Ehl el-Firak ve Ehl el-Dava fi’l-Ahval;

Kelimet el-İmam el-Rabbani Sehl bin Abdullah el-Tusteri;

Risale fi’l-Huruf

Vefatı:

Kabul gören görüşe göre, 896 (H283) yılında Basra'da vefat etmiştir. Zehebi, Sehl-i Tüsteri'nin H282 yılında vefat ettiğini söyler. (Zehebi, el-İber fi Haberi Men Gaber, 407) Zehebi başka bir yerde, 283 yılında Muharrem ayında 80 yaşındayken vefat ettiğini ve Zunnun el-Mısri gibi bir toplulukla karşılaştığını söyler. (Zehebi, el-Uluvv li’l-Aliyyi’l-Azim) İbni Halikan onun H283 yahut H293 yılında vefat ettiğini bildirir. (İbni Halikan, Meani Ehli’l-Beyan min Vefayat, 1/306-307) İbnu’l-Cevzi ise, 283 senesinde vefat etti, 273 diyenler de vardır der. (İbnu’l-Cevzi, Sıfatu’s-Safve)



Akidesi:

Lalika’i diyor ki:

أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ حَارَسْتَ النَّجِيرَمِيُّ قِرَاءَةً عَلَيْهِ , قَالَ: سَمِعْتُ أَبَا الْقَاسِمِ عَبْدَ الْجَبَّارِ بْنَ شِيرَازَ بْنِ يَزِيدَ الْعَبْدِيَّ صَاحِبَ سَهْلِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ: سَمِعْتُ سَهْلَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ , وَقِيلَ لَهُ: مَتَى يَعْلَمُ الرَّجُلُ أَنَّهُ عَلَى السُّنَّةِ وَالْجَمَاعَةِ؟ " قَالَ: " إِذَا عَرَفَ مِنْ نَفْسِهِ عَشْرَ خِصَالٍ: لَا يَتْرُكُ الْجَمَاعَةَ , وَلَا يَسُبُّ أَصْحَابَ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ , وَلَا يَخْرُجُ عَلَى هَذِهِ الْأُمَّةِ بِالسَّيْفِ , وَلَا يُكَذِّبُ بِالْقَدَرِ , وَلَا يَشُكُّ فِي الْإِيمَانِ , وَلَا يُمَارِي فِي الدِّينِ , وَلَا يَتْرُكُ الصَّلَاةَ عَلَى مَنْ يَمُوتُ مِنْ أَهْلِ الْقِبْلَةِ بِالذَّنْبِ , وَلَا يَتْرُكُ الْمَسْحَ عَلَى الْخُفَّيْنِ , وَلَا يَتْرُكُ الْجَمَاعَةَ خَلْفَ كُلِّ وَالٍ جَارَ أَوْ عَدَلَ.

Ebu Abdullah Muhammed ibni İbrahim ibni Muhammed ibni Harasat en-Necirami bize okuyarak bildirdi ve dedi ki: Sehl ibni Abdullah’ın arkadaşı, Ebu’l-Kasım Abdu’l-Cebbar ibni Şiraz ibni Yezid el-Abdi’nin şöyle dediğini işittim: Sehl’in kendisine: "Bir kimse Sünnet ve Cemaat üzere olduğunu nasıl bilir? diye sorulduğunda (Sehl’in) şöyle cevap verdiğini işittim:

On özelliğin kendisinde olduğunu bildiğinde (kişi Sünnet ve Cemaat üzere olduğunu bilir):

Cemaati terk etmez,

Nebi (sallalahu aleyhi ve sellem)’in ashabına dil uzatmaz,

Bu ümmet’e karşı kılıcıyla karşı çıkmaz (ayaklanmaz),

Kaderi inkar etmez,

İman hususunda şüpheye düşmez,

Din hakkında münakaşa yapmaz,

Günahkar olarak vefat etmiş Ehli Kıble’den olan kimselerin cenazesini (ve namazını) terketmez,

Mestler üzerine mesh etmeyi terketmez,

Facir olsun adil olsun, her (müslüman) vali (yönetici)nin arkasında cemaat (namazı kılma)yı terk etmez." (İmam el-Lalika’i, Şerh Usuli İ’tikadi Ehli’s-Sünneti vel-Cema’at, 2/182-183)

Ebu Nu’aym, Hilyetü'l-Evliya’da babası Abdullah bin Ahmed bin İshak Ebu Muhammed el-Asbahani’den naklederek Sehl bin Abdullah’ın şöyle dediğini aktarır:

"Bizim esasımız, usulümüz Kur’an’a sımsıkı sarılmak, Sünnet’e uymak, helal yemek, eziyet vermekten uzak durmak, tevbe etmek ve hakları eksiksiz yerine getirmektir." (Ebu Nu’aym, Hilyetü'l-Evliya, 10/189-212) Zehebi’de bunu aynen Ebu Nu’aym’dan aktarır. (Zehebi, el-Uluvv li’l-Aliyyi’l-Azim)

Zehebi, İsmail bin Ali el-Eyli’den Sehl bin Abdullah’ın 280 yılında Basra’da şunları söylediğini nakleder:

"Tek başına akıl; kadim, ezeli, arşın üzerinde, herşeyi ihdas eden bir varlığa delil teşkil etmez. Hak; aklı, kalpler onunla kendisine hidayet bulsun ve hidayetin dışına çıkmasın diye bir delil ve bir yol gösterici olarak koymuştur. Yani Allah’ın akıllarda yerleştirmiş olduğu hidayet nuru ile bunu yapabilir ama akılları da kendi varlığının mahiyetini bilmekle yükümlü tutmamıştır. Bu sebeple O’nun, arşın üzerinde oluşunun keyfiyeti sözkonusu değildir. Çünkü herhangi bir mü’min için, istivayı da halk etmiş olan hakkında, nasıl istiva etmiştir demesi düşünülemez. Kula düşen, Peygamber (sallalahu aleyhi ve sellem)’in buyurduğu: "Şüphesiz O, Yüce Allah arşın üzerindedir" buyruğuna rıza ve teslimiyet göstermektir. (Sehl devam ederek) dedi ki: Zındık olana bu adın verilişi sebebi ise, ince anlamlı sözleri kendi kısır aklıyla ölçüp biçmeye kalkışarak rivayeti terk edip, Kur’an’ı hevasına göre te’vil etmesidir. Bunun neticesinde de, Allah’ın arşın üzerinde olduğuna iman etmemiş olur." (Zehebi, el-Uluvv li’l-Aliyyi’l-Azim)



Sehl b. Abdullah Tüsteri'ye imanın ne olduğu hakkında soru sorulduğunda, o şu cevabı vermiştir:

İman kavl (söz), amel, niyet ve sünnettir. Çünkü iman eğer amelsiz bir söz olursa, küfür olur. Niyetsiz söz ve amel olursa, nifak olur, Eğer sünnetsiz söz, amel ve niyet olursa o zaman da bid'at olur.” (İbnu Batta, el-İbane 2/813; Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye, Mecmua el-Fetava, 7/171)




Yüklə 40,68 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin