5.3 Aleviliğin Avrupa’da İnşası
Avrupa’da Alevi derneklerinin kurulması ve Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu’nun oluşumu, Alevilik üzerine bilgi üretme için enstitülerin kurulması, cemevlerinin temelden inşa edilmesi ile Alevilik Avrupa platformunda kendini inşa etme sürecine girmiştir. Ancak Aleviliğin formalizasyonu Avrupa’da Türkiye’den daha hızlı gelişmiştir. Bunun en önemli parçası Almanya sınırları içinde üç Alevi enstitüsünün bulunması ve bir diğerinin Fransa’da Straugburg’da kurulma aşamasında oluşudur. Avrupa’daki Alevi dernek faaliyetlerinde Türkiye’den farklı olarak ‘dedeler konseyi’ dini otorite olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu dini konularda otorite kabul edilecek bir ‘dedeler konseyi’ oluşturmuş, konsey Aleviliğin dinsel pratiklerinin formalizasyonunda cok önemli bir rol oynamıştır. Bunun en açık örneği dedeler konseyinin hazırladığı ‘cem düzeni’dir. Cem düzeni Avrupada yaşayan ve federasyona bağlı derneklere üye dedelerce hazırlanmış ve konsey kararı ile federasyona bağlı derneklere bağlı dedelerin bu düzene göre cemi yürütmeleri zorunlu kılınmıştır. Dedelerin hazırladığı cem düzeni federasyonca basılan aylık dergi ve takvimde de yeralmıştır. Dedeler konseyi her yıl o yılın kutsal günlerinin hangi tarihlere geldiğini ve o günlerde neler yapılması gerektiğini de federasyonun aylık dergisi aracılığı ile duyurmaktadır.
Türkiye’den farklı olarak Avrupa’da Aleviliğin kamusal bir din olarak inşası daha hızlı ilerlemektedir. Bunun temel nedeni de Avrupa’nın sağladığı liberal atmosfer ve birçok Avrupa ülkesinin cokkültürlülük projesini hayata geçirme çabasıdır.
Bunun en güzel örneğini Almanya’da görmekteyiz. Aleviliğin formalizasyonunda en önemli gelişme Almanya’da iki eyalette (Berlin ve Nordrhein-Westfalen) Alevi derslerinin okutulmasına izin verilmesidir. Aslında Alevilerin Aleviliği ders olarak okutmak için başvurusu İslam Federasyonu’nun İslam dersi vermek için başvuru yapması ve bu hakkı kazanması sonrasında olmuştur. Almanya’daki federasyonu Alevilerin İslami diğerlerinden daha farklı yorumladıklarını neden olarak sunmuşlar ve talepleri kabul edilmiştir. Alevilik dersinin verilmesi Aleviliğin bir şekilde Almanya tarafından resmen tanındığını göstermektedir. Almanya’nın resmi olarak Aleviliği tanıması onun son yıllarda gerçekleştirmeye çalıştığı ‘çokkültürlülük’ projesinin bir devlet politikası haline gelmesinin sonucu olarak ele alınmalıdır. Alman hükümeti çokkültürlülük projesi içinde Alevilere Aleviliği ders olarak okutma hakkı vermesine karşılık Türkiye’de Aleviliğin ders olarak okutulmaması ve okullardaki hiçbir ders kitabında Alevilerle ilgili bir bilginin yeralmaması ciddi bir paradoks oluşturmaktadır.
Alevilerin çokkültürlülük projesi içinde Almanya tarafından tanınmasının bir örneği de Almanya başbakanı Gerhard Schröder’in Bin Yılın Türküsü festivaline gönderdiği telgraf mesajıdır. Schröder mesajında çokkültürlülüğün değişik din ve kültürlerden gelen insanların biraraya gelerek dialoğa girmesini sağladığını belirtmiş, bu çerçeve de Alevilere kültürlerinin temel parçaları olan müzik ve danslarını kendilerine tanıttıkları için teşekkür etmiştir (Bin Yılın Türküsü Festival Kataloğu Mayıs 2000: 6). Alman devleti Alevileri daha önce tanıyıp kamusal din olarak inşasında katkıda bulunurken, Türkiye devleti ile Alevilerin ilişkisi ne şekilde ilerlemektedir inceleyelim.
Dostları ilə paylaş: |