2. Teorik Model
Türkiye’de ve Avrupa’da seksenler sonrası kendini yerel, ulusal, ve ulus ötesi alanlarda inşa eden Aleviliğin dinamikleri, ilişki ağları, sosyal ve politik yapıların elverişligi, ve iletişim praksisinin etkileşimi sonucu oluşmuştur. Alevi hareketini açıklamak için kullandığım teorik kavramları açıklamaya geçiyorum:
2.1 İlişki Ağları (Networks)
Sosyal bilimciler herhangi bir sosyal gerçekliği açıklamak için bireylerin içinde bulundukları ilişki ağlarının incelenmesi gerektiğini savunmuşlardır (Emirbayer ve Goodwin 1994; Fernandez ve McAdam 1988; Gould 1995; Knoke 1990; McAdam ve Paulsen 1993; Melucci 1996; Tarrow 1998; Schulz 1998; Tilly 1997, 1998a; Wasserman ve Faust 1993; Wellman 1999; Wellman ve Berkowitz 1988; White 1992). Hepimizin kendimizin dahi sınırlarını tam kestiremediğimiz bir ilişkiler ağı içinde yaşadığımız gerçeği düşünüldüğünde bu doğru bir tespittir. Üç ya da daha çok aktörü bağlayan bir bağlantılar seti olan ilişkiler ağı, aktörleri tıpkı bir balıkçı ağı gibi birbirine bağlayan kompleks bağlantılar sistemidir. Balıkçı ağında ipleri birbirine bağlayan düğümlerin yerinde ise kişiler vardır ve onlar birden çok aktörün kesiştiği noktaları oluşturur. Her sosyal birey böyle bir noktadır. İlişkiler ağı analiz edilirken aktörler, aktiviteler ve ilişkiler üzerinde tarih arka plana alınarak odaklaşılır. Bunun nedeni de insan topluluklarının gelişen ve farklılaşan sosyal ve politik olaylara ve koşullara göre ilişki ağlarının düğüm noktalarını ve bağlarını değiştirmeleridir. Aleviliğin değişime uğraması Alevilerin değişen sosyal ve politik koşullara göre ilişki ağlarını, bunların kesişme noktalarını değiştirmeleridir.
Göç gibi büyük sosyal değişimler daha önce var olan ilişki ağları üzerinde dramatik değişmelere yol açar; daha önce birbiri ile bağı olmayan aktörler arasında yeni bağlar oluşur, eski bağlar yok olur, yenileri kök salar (Tilly 1990). Göç, devlet kuruluşu, sanayileşme, kentleşme gibi makro sosyal değişimler, ilişki ağlarının birdenbire çoğalmasına neden olur. Alevilerin iç göçe yoğun katılımları onların kentlerde yeni ilişki ağları geliştirmeleri ve genişletmelerine yol açarken, yurtdışına göç Alevi ilişki ağlarını ulusal sınırların ötesine taşımış, ulus ötesi Alevi ilişki ağlarını yaratmıştır.
İlişki ağlarının çoğalması ve eklemlenmesi sonucu yeni alanlar oluşur ve bu alanlar aynı zamanda birçok aktörün kesiştiği ve etkileşime girdiği kamu alanlarıdır (Ikegami 2000). Bu açıdan büyük kentlerde ve ulus ötesinde çoğalan Alevi ilişki ağları Aleviliğin değişime uğradığı yeni alanlar olmuştur. Kültürün üretimi politik, ekonomik ve iletişim ağlarının gelişmesi ve değişmesi sonucu oluşan yeni alanlarda gerçekleşir (Ikegami 1999). Alevi ilişki ağları da iç ve dış göçle çoğalmış büyük kentlerde ve ulus ötesi düzeyde yeni alanlar oluşturmuşlardır. Bu yeni alanlar soysal gerçekliğin üretildigi alanlardır (White 1995). Bu bağlamda ilişki ağları kültür ve kimligin oluşturulduğu aktörlerin iletişim kurduğu etkileştiği alanlardır. Bir noktayı açmakta yarar görüyorum. Bu alanlar çoğu zaman aktörler tarafından üretilen ve birbiri ile çarpışan taleplerin ve söylemlerin odaklarıdır.
İlişki ağlarının elzemliği, aktörlerin, düşüncelerin, bilginin, kodların, davranış kalıplarının, maddi ve sembolik değerlerin, hatta duyguların aktığı kanallar olmasındadır.
Bu nedenle, sosyal hareket düşüncelerinin, örgütlerinin, aktivitelerinin yayılması ilişki ağlarına bağlıdır. Önceden var olan sıkı bağlar harekete taraf kazanmak açısından da önemlidir (Fernandez and McAdam 1988; Gould 1993, 1995; McAdam 1982, 1986; McAdam ve Paulsen 1993; Melucci 1996; Stark ve Brainbridge 1980; Passy ve Giugni 2000). Yoğun ilişki ağları sosyal ve politik yapının sunduğu fırsatları yakalayıp soysal hareketi oluşturmada hayati bir önem taşımaktadır.
Dostları ilə paylaş: |