3.3 Alevi Derneklerinin Ulus ötesi İlişki Ağları
Alevilerin dernek faaliyetleri Almanya sınırları içinde kalmadı. Avrupa’nın farklı ülkelerinde yaşayan Alevilerin Avrupa’yı ağ gibi saran ilişki ağları, dernekleşme faaliyetlerinin hızla diğer Avrupa ülkelerine de yayılmasına aracılık etmiştir. Almanya’daki derneklerin temsilcileri diğer Avrupa ülkelerine de gitmişler oralarda yaşayan Alevilerle görüşerek onları da dernek kurmaya teşvik etmişlerdir. Bu anlamda Almanya dernekleşme tecrübe ve bilgisini diğer Avrupa ülkelerine ve Türkiye’ye aktarma da ilktir. Almanya’daki dernekleşmenin motivasyonu ile 1980’lerin sonlarında Hollanda, İsviçre, Avusturya, Fransa da Alevi dernekleri kurulmaya başlandı. 1994’de Avrupa’daki Alevi derneklerini bir çatı altında toplayan ve merkezi Köln olan Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu kuruldu. 1998 de bu federasyona üye dernek sayısı 140’a ve Almanya, Fransa, Avusturya, Fransa, Danimarka, Hollanda, İsviçre ve İngiltere’de yaşayan 120 bin üyeye ulaşmıştı (Milliyet, 10 Ocak 1998).
Bu arada cemevleri başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın birçok yerinde ortaya çıkmaya başlamıştır. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun 12 derneği cemevine sahiptir. Diğer bir gelişme ise Alevilik alanında bilgi üretmek için üç Alevi enstitüsü Almanya sınırları içinde kurulmuştur. 1997 yılında Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu ve Hollanda Alevi-Bektaşi Sosyal ve Kültür Dernekleri Federasyonu katkıları ile Avrupa Alevi Akademisi kuruldu. Daha sonra Manheim’da Alevi Bektaşi Enstitüsü 1998’de ve Alevi Yol ve Erkân Enstitüsü 1999’da Avrupa Alevi Akedemisi'nce Bielefeld’de kurulmuştur (Strausburg’da bir Alevi enstitüsü kurulma aşamasındadır). Türkiye’de Alevi enstitüsü bulunmazken Avrupa’da oluşu elbette paradoks olarak algılanabilir.
Alevilerin ulus ötesi ilişki ağlarının en önemli parçası Türkiye ve Avrupa’daki Alevi derneklerini bir çatı altına alma çabaları olmuştur. Türkiye ve Avrupa’daki tüm Alevi derneklerini bir çatı altında toplama düşüncesi 1993 Sivas olayından sonra gündeme gelmiş ve Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu’nun öncülüğünde Alevi Bektaşi Temsilciler Meclisi (ABTM) 1994 kurulmuştur. Bunun sonucu olarak da ABTM’nin başkanı Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu’nun başkanı olan Ali Rıza Gülçiçek olmuştur. Bir türlü uzlaşılamayan politik konular nedeniyle ABTM 1995’de dağılmıştır. ABTM 7 Kasım 1998’de İsviçre’de yapılan bir toplantı ile tekrar faaliyete geçirilmiştir. Bu kez misyon dünyadaki tüm Alevi derneklerini kapsayacak bir Dünya Alevi Konfederasyonu kurmaktı. ABTM ilk genel kongresini 12-13 Ağustos 1999’da Hacıbektaş ilçesinde Hacı Bektaş Anma Törenleri öncesinde gerçekleştirdi ve hazırlanan bir bildiri törenlerin açılış gününde okundu. Yasallığı olmayan ABTM cumhurbaşkanı ve başbakanın da hazır bulunduğu açılış töreninde bildiriyi Aleviler adına okuyarak bir tür yasallık arayışına girdi. ABTM 2000 yılında ismini Alevi Bektaşi Kuruluşları Birliği (ABKB) olarak değiştirdi. ABKB şu anda Türkiye, Almanya, İsviçre, Avustralya gibi ülkelerde bulunan Alevi derneklerini birbirine bağlayan bir Alevi ilişkiler ağıdır. Alevi derneklerinin ilişki ağları, uluslararası göç sonucu oluşan kimlik, grup ya da cemaat inşa etmenin ulus-devlet sınırlarının ötesine geçmesi sonucudur. Soysal’ın (1997: 511) tespit ettigi gibi ulus temelinde sınırlanan sosyal alanlar belirginliğini yitirmiş; politik topluluklar, cemaatler artık yerel, ulusal, ve ulus ötesi seviyelerde ulasalla sınırlandırılmaksızın şekillenmektedir. Alevilik de böyle bir ortamda kendini inşa etmektedir.
Ulus ötesi Alevi ilişki ağları ile düsünceler, maddi değerler, davranış kalıpları, politik tavırlar, bilgi ve aktörler Avrupa’dan Türkiye’ye Türkiye’den Avrupa’ya akmaktadır. Sonuçta Alevilik, aktörlerin bu geliş gidişleri içinde karşılıklı birbirini etkileyerek inşa edilmektedir. Avrupa finans ve politik altyapı açısından Türkiye’den daha iyi olmakla birlikte Avrupa Alevi hareketi Türkiye’den expert davet etmek zorunda kalmaktadır. Türkiye’den Alevi araştırmacı yazarları, dernek başkanları, dedeleri, sanatçıları, aşıkları saz ve semah hocaları 1980’lerin sonlarından itibaren Avrupa’dan çağrılmış ve sürekli Avrupa’ya seyahat etmişlerdir. Avrupalı liderler de dernekleşme faaliyetlerine destek olmak, Alevi festivallere, ortak eylemlere Türkiye devleti ile görüşmelere katılmak için sürekli Türkiye’ye gelmişlerdir.
Alevilik bu sekilde ulus-devlet sınırları içinde kalmamış ve ulus ötesine ulaşan bir boyuta ulaşmıştır. Bu aynı zamanda göçmenlerin ilişki ağlarının kısa süreli ve sadece dayanışma ve yeni gelenlere iş ve ev bulmakda destek olmaktan ibaret olmadığını göstermiştir. Göçmenlerin ilişki ağları uzun sürede iletişim ve katılımın gerçekleştiği yeni alan formları olarak birikir. Bu alanlar kimlik üretimi ve grubun digerleri ile sınırlarını oluşturduğu yerler olmuştur. Kent merkezlerinde ve yurtdışında ortaya çıkan ve genişleyen Alevi ilişki ağları İstanbul’dan Berlin’e, Melbourn’den Ankara’ya uzanmıs, kimlik ve cemaat oluşturma alanlarını meydana getirmişlerdir. Sonuçta ulus-devlet sınırlarının ötesine de giden yoğun ve aktif ilişki ağları içinde Aleviler, sosyal kültürel ve politik eylemlere girebilecekleri fırsatları ele geçirecek alt yapıyı oluşturmuş oldular.
Dostları ilə paylaş: |