Fildişi saraylardan gelen çalgı sesleri O’nu sevindirir. İnsanın hıçkırma ve iç çekme zamanının sona erdiğini belirten ve altın çağın sonunda doğduğunu ilan eden, dünyanın zafer kutlamasında çalınan bir kraliyet senfonisidir bu!
45:9 O’nun bu zaferli gününde Kral yalnız değildir. Yeryüzü krallığının kızları, O’na eşlik edenler arasındadır. Sağında, Ofir altınları içinde kraliçe durur. Kraliçe kimdir? Burada kraliçeyi kilise ile özdeşleştirme ayartısına karşı durmamız gerekir; kilise, Eski Antlaşma’nın konusu değildir (Ef.3:5-9; Kol.1:26). Kraliçenin, İsrail ulusundaki kurtarılmış artakalan kişiler olduğuna inanırız (Hez.16:10-14). Ve kendisine eşlik edenler, İsrail’in tanıklığı aracılığıyla Me-sih’e kazanılan diğer ulusları temsil ediyor olabilirler.
45:10,11Kimliği belirsiz bir ses, kraliçeye öğütlerde bulunur. Bu ses, Kutsal Ruh’un sesi olabilir. Kendi halkını ve babasının evini unutmasını öğütler. Bunun anlamı elbette, kendisini tövbe etmeden önceki hayatına bağlayan ipleri kopartması ve Kral’a Rab’bi olarak bütünüyle adanmasıdır. Bu öğüt, Rabbi-miz’in Luka 14:26’daki sözlerini onaylar:
Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkartmazsa öğrencim olamaz.
Mesih’e duyduğumuz sevgi öylesine büyük olmalıdır ki, bu sevgiyle kıyaslandığında diğer bütün sevgiler çok basit kalmalıdır. Yürekten adanmışlık, O’nu hoşnut eder.