88:11,12 Tanrı’nın değişmeyen sevgisi mezarda mı, sadakati yıkım diyarında mı duyurulacaktır?
Ölüler diyarının gri, gaddar, tozlu hollerinde hiçbir eylem ya da konuşmanın mümkün olamayacağına inanıldığından, Kendisini gayretli övgüleriyle daima hoşnut eden kişileri mümkün olduğu kadar uzun süre hayatta tutmak Tanrı’nın işine gelirdi.60 88:13-18 Mezmur yazarı büyük sıkıntısıyla, yenilenmişe benzeyen yakarışlarla Rab’be yalvarır. Rab, yaşadığı sürece her sabahonun tutkulu dualarını işitecektir. Tanrı’nın kendisini terk edişi, merhamet ya da iyiliğini geri çekmesi nedeniyle duyduğu şaşkınlığı ifade eder. Gençliğinden beri ölümle ve sıkıntıyla burun burunadır. Şimdi tanrısal dehşetlerin girdabında şaşkın, üzgün ve çaresizdir. Tanrı’nın hiddetli gazabı onu deniz altındaki yer sarsıntılarında oluşan büyük dalgalar gibi kaplamış ve dehşetleri onu soluksuz bırakmıştır. Öfkeli sel, dinmeyerek çevresini kuşatmaktadır; bütün dalgalar birleşerek ona saldırmaktadır. Tanrı; eşini, dostunu ve arkadaşını ondan uzaklaştırmış gibidir. Ona tek eşlik eden dostu, karanlıktır.
En üzücü mezmur böylece sona erer. Eğer bu mezmurun Kutsal Kitap’ta neden yer aldığını merak edersek, J. N. Darby’nin tanıklığına kulak verebiliriz. Bir zamanlar bu mezmurun kendisine yardım eden tek Kutsal Yazı olduğunu söylemiştik, çünkü mezmur yazarı kadar alçalan birini görmüştü. Clarke, bilinmeyen bir kaynaktan şu alıntıyı yapar:
Kutsal Kitap’ta bunun gibi yalnızca tek bir mezmur bulunur; bu mezmur yazarının deneyiminin ne kadar ender olduğunu ima etmek içindir. Ama en umutsuzca acı çekenlerin bile Tanrı tarafından terk edilmeyeceğine ilişkin güvence veren de yine bu mezmurdur.61