89:34-37 Mümkün olan en güçlü ifadeyle, Tanrı antlaşmasının bozulmayacağını ve Davut’a verdiği vaadi tutmaktaki kararlılığını tekrarlar. Davut’un soyu sonsuza kadar sürecek, onun tahtı gökteki güneş ve ay gibi sonsuza kadar kalacaktır.
89:38,39 Koşullara dışarıdan bakıldığında, Tanrı’nın Davut’la yaptığı antlaşmayı unutmuş olduğu düşünülebilir. Babilliler Yahuda’yı kuşatmış ve halkı sürgüne götürmüşlerdi. O günden bu güne kadar, Davut’un tahtına kimse oturmamıştı. Ama Tanrı antlaşmasını unutmamıştı. Yaklaşık iki bin yıl önce Davut’un şehrinde doğan Rab İsa, Yusuf’un evlat edinilmiş oğlu gibiydi. Yusuf, Yahuda krallarının soyundan geldiğinden, İsa onun aracılığıyla Davut’un tahtıyla ilgili yasal hakkını miras aldı (Mat.1). İsa Meryem’in gerçek oğluydu. Meryem Natan aracılığıyla Davut’un soyundan geldiğinden, Rabbimiz de Davut’un soyundandır (Luk.3:23-38). Böylece antlaşma, Rab İsa Mesih’le yerine gelir. Davut’un tahtı O’nun aracılığıyla sonsuza kadar sürer. O, sonsuz bir yaşamın gücünde yaşadığından, tahtta Davut’un soyundan oturacak bir kişi daima bulunacaktır. Bir gün, belki de çok yakında, Davut’un tahtındaki haklı yerini almak için yeryüzüne geri dönecek ve Davut’un en büyük Oğlu olarak egemenlik sürecektir.
Eytan elbette o zaman bunu göremezdi. Ona göre, antlaşma parçalanmış gibiydi. Tanrı’nın kraliyet soyunu kestiğini ve reddettiğini, meshettiği krala karşı öfkelendiğini söyleyen yakınmalarına kulak verin. Eytan için olanların tek açıklaması, Tanrı’nın Davut’a verdiği sözden vazgeçmesi, tacını yere atarak kirletmesiydi. Eytan yüreğinin derinliklerinde Tanrı’nın sözünden vazgeçmeyeceğini biliyordu, ama görünen kadarıyla gerçekleşen buydu.
Dostları ilə paylaş: |