103:11,12 Tanrı’nın bu harikulade kurtarış planını sağlayışındaki sevgisi ölçüsüzdür. İnsanın hayal gücü bunu anlama konusunda yetersizdir. Eğer gökler ve yeryüzü arasındaki uzaklığı ölçebilseydik, belki o zaman O’nun sevgisinin büyüklüğü hakkında az da olsa bir fikir sahibi olabilirdik. Ama bunu yapamayız, içinde yaşadığımız evrenin büyüklüğünü bile bilemeyiz. Bu arada, sonsuz uzaklıktan söz ederken, isyanlarımızı bizden, doğu batıdan ne kadar uzaksa o kadar uzaklaştırdığından söz etmenin yararlı olacağını düşünüyorum. Nasıl doğu ve batı asla birleşmezse, aynı şekilde imanlı ve günahları asla bir araya gelmeyecektir. Bu günahlar bir sevgi mucizesi aracılığıyla, Tanrı’nın gözünden sonsuza kadar kaldırılmışlardır.
103:13,14 Biri, “İnsanın zayıflığı Tanrı’nın merhametini gerektirir” demiştir. Bir baba, nasıl küçük çocuğu kendisini aşan yüklerle mücadele ettiğinde onu sevecen bir anlayışla izlerse, aynı şekilde Rab de zayıflıklarımızda bize merhametle bakar. Ne olduğumuzu –toprak olduğumuzu– bilir; çok zayıf ve çaresiz olduğumuzun farkındadır. Bizler genellikle toprak olduğumuzu unuturuz, ama Tanrı hatırlar. Bunu unutmak, kibir, özgüven, bağımsızlık ve bunalımlara neden olur.
103:15,16 İnsan yalnızca toprak değildir, aynı zamanda kısa sürede toprağa geri döner. “Topraktan alındın, toprağa döneceksin” ifadesi ilk buyruktur ve gerçekleşmesine karşı konulamaz. İnsanlar doğar, sonra tarladaki çiçekgibi serpilir, rüzgar esince de yok olur gider, bulunduğu yer onu tanımaz.