42:2 Yalnızca Tanrı’ya susarız; susuzluğumuzu başka hiç kimse gidere-mez. Susadığımız Tanrı diridir, ölü bir put değildir. Bu arzuya yalnızca Rab-bin huzurunda durmakla ve O’nun yüzüne bakma ayrıcalığına sahip olmakla tam olarak kavuşabiliriz.
Anlık bir ışıldamayla bile olsa,
Yüzünü bana göster.
Senin sevginden başka hiçbir sevgi düşüncesi
Ya da hayali aklıma gelmesin;
Ancak senin büyük ışığın kalsın,
Görkeminin dışında her şey sönükleşsin.
Yeryüzünün güzelliği artık asla güzel görünmeyecek.
– Yazarı bilinmiyor
42:3 Rab’den ayrılmanın verdiği acıyı kim tanımlayabilir ki? Bu, gece gündüz gözyaşı dökmek gibidir; hiç hafiflemeyen bir acıya benzer. Bu yetmez-miş gibi, bir de düşmanların alaylarıyla neden oldukları başka bir üzüntü de buna eklenmiştir: “Senin Tanrın nerede?” Davut’a seslenen Şimi’nin kastettiği budur: “Sen eli kanlı bir adam olduğun için bu yıkıma uğradın!” (2Sa.16:8). Başkâhinler aynı sözleri çarmıha gerilen Mesih için söylemişlerdi: “Tanrı’ya güveniyordu; Tanrı O’nu seviyorsa, kurtarsın bakalım!” (Mat.27:43).
42:4 Sonra sıra eski iyi günlerin hatırlanmasına gelir. Şimdi paydaşlığı da-yanılmaz kılan anı, bir zamanlar Tanrı’yla paydaşlığın kesintisiz olduğu gün-lerdeki mutluluktu. Knox, 4’üncü ayetin çevirisinde ruh halini harika bir şekilde yansıtır:
Yüreğimi eriten anılar bana geri döner; bir zamanlar nasıl toplulukla birlikte yürürdüm; Tanrı’nın konutuna giden yolda öncülük ederdim, çevremde sevinç ve şükran çığlıkları ve bayram telaşı olurdu.
42:5 Mutlu geçmişin düşüncesi Davut’u ruhsal bir bunalıma sürükler; sürekli kötümserlik ve iman arasında gider gelir. Huzuru yok olur, ama imanı bu durumun baskısına karşı onu mücadeleye davet etmektedir.
Dostları ilə paylaş: |