49:16-19 Bu nedenle bir imanlının, tanrıtanımaz adamın zenginliğinin ve evinin görkeminin artmasından rahatsızlık duyması gerekmez. Tanrıtanımaz için yeryüzü zevk alacağı tek cennettir! Öldüğünde zenginliğini yanında götüremeyecektir. Mezara boş ellerle gidecek, görkemi ona eşlik etmeyecektir. Yaşadığı süre boyunca mutluluğunun çalınamaz olduğunu düşünür. İnsanlar onu görkemli evi için alkışlarlar. Ama er ya da geç ataları gibi ölecek ve onların karanlık gecesini paylaşacaktır.
49:20 Bir insanın dünyasal zenginlik ve onura güvenmesi anlayışsızlıktır. İnsanların da hayvanlar gibi ölüp gitmesi kaçınılmazdır.
Elbette biri, doğruların da kötüler gibi öleceğini söyleyerek itirazda bulunabilir. Bu gerçektir. Rab bu günlerde geri dönmediği takdirde, hepimiz öleceğiz. Ama mezmurun ana fikri, doğruların ödüllendirileceği, kötülerin ise bütün zenginliklerini arkalarında bırakacaklarıdır.
Son bir gözlemde bulunalım: Kutsal Yazılar’da genellikle zengin biri kötü biriyle bir tutulur. Bu bizi kendimize getirmelidir. Kutsal Kitap zengin olmanın bir günah olduğunu söylemez. Diri Tanrı yerine, zenginliklere güvenmeyi yargılar (Zengin olup da zenginliğe güvenmemek zordur!). Kutsal Kitap para sevgisini yargılar. Zulüm ve ahlâksızlıkla elde edilen zenginliği yargılar. Kayıp ve acı çeken bir dünya ihtiyaç içindeyken, nasır tutmuş bir kayıtsızlıkla elde edilen zenginliği yargılar.
Dostları ilə paylaş: |