81:11-16 Ama Tanrı halkı O’nun sesini dinlemedi ve İsrail O’na boyun eğmedi. O da onları inatçı yürekleriyle baş başa bıraktı. Böylece Tanrı onları kendi acılarına terk etti. Ama bu terk ediş Tanrı’nın yüreğini çok üzdü. Akılsız ve inatçı davranışlarını sürdürdükleri için Tanrı yas tutuyordu. Keşke O’nu dinleselerdi, o zaman düşmanlarını hemen yere sererdi. Düşmanları O’nun önünde korkuyla sürünürlerdi ve İsrail sürekli refah içinde yaşardı. Halkını, en iyi buğdaylabesler ifadesi, en iyi ruhsal ve fiziksel yiyecek anlamındadır. Aynı zamanda onları Filistin kayalarındaki arı kovanlarından akan lezzetli balla doyururdu.
82. Mezmur: Yeryüzü Kralları Mahkeme Önünde 82:1 Mahkeme kurulu toplanmaya çağrılır. Yargıç (Tanrı), kürsüsündeki yerini almıştır. Yeryüzünün krallarını ve yargıçlarını paylamak amacıyla tanrısal kurulu özel bir oturum için toplamıştır. Kendilerinden ilahlarolarak söz eder, çünkü Tanrı’nın temsilcileridirler; düzenli bir toplum oluşturmaları için Tanrı tarafından atanmış, Tanrı hizmetkârlarıdırlar. Aslında, elbetteki onlar da bizim gibi yalnızca insandırlar. Ancak konumları nedeniyle Tanrı tarafından meshedilmişlerdir. Tanrı’yı kişisel olarak tanımasalar bile, Tanrı’nın resmi temsilcileridirler ve bu nedenle ilahlar olarak saygıyla çağrılırlar. İlah sözcüğünün temel anlamı güçlü olandır.
82:2 Tanrı onları, önce görevlerini kötüye kullandıkları için azarlar. Rüşvet ve yolsuzlukla suçlanmaktadırlar. Yönetimleri altındaki zenginlere öncelik tanıyarak yoksulları ezmişlerdir. Suçluları cezalandırmamışlar ve masumların haklarını aramamışlardır. Adalet terazisi, zulüm terazisine dönüşmüştür.
82:3,4 Sonra bütün yeryüzünün Yargıcı, onlara toplum adaleti konusundaki sorumluluklarını bir kez daha hatırlatır. Görevleri, yoksulların ve öksüzlerin, mazlumların ve yoksulların haklarını savunmaktır. Sahipsiz ve ezilmiş olanların yardımcıları olmaları gerekir.
82:5 Ancak Rab’bin bütün bu uyarılarına rağmen, gelişme göstereceklerine ilişkin umut yok gibidir. Tanrı, bir sahnede kendi kendisiyle konuşurcasına, bilgisiz ve anlayışsız hareket ettikleri için içini çeker. Karanlıkta kendileri de el yordamıyla yürüdükleri için, yön arayan diğerlerine yardım etmeleri umudu azdır. Adil ve bilgece davranmayışlarının sonucunda, toplumun temel düzeni sarsılmıştır. Yasa ve düzen ortadan kaybolmuştur.