25:8-10 Davut, şimdi duadan düşünmeye geçer. Yahve’nin öğretmenlik görevini düşündüğünde, yüreği hayranlıkla dolar. Çünkü Rab’bin sözü iyi ve doğrudur. Günahkârlara adalet, gerçek ve kurtuluş yolunu öğretir. Ondan öğrenmemiz gereken en önemli şey, alçakgönüllülüktür. Bilgisizliğimizi ve daha fazla bilgiye duyduğumuz ihtiyacı kabullenecek kadar alçakgönüllü olmalıyız. Öğrenme konusunda alçakgönüllü olmalıyız. Eğer öğrenme konusunda alçakgönüllü olursak, kısa sürede neyin doğru olduğunu, Tanrı’nın isteğinin ne olduğunu öğreniriz. Doğru olmayan bir yaşama katlanmak bir yana, Rab’bin sözüne itaat edenler, yaşamın Tanrı’nın değişmeyen sevgi ve sadakatinin belirtileriyle dolu olduğunu anlarlar.
25:11 Davut bağışlanma duasına geri döner. Suçunun büyüklüğünün farkında olarak yalvarışına, “Ya Rab, adın uğruna” ifadesiyle başlar. Bir kişinin adı, genellikle o kişiyi temsil ettiği için, mezmur yazarı burada Tanrı’nın adı uğruna –özellikle merhamet ve lütuf– yalvarır. Tanrı’nın merhamet ve lütuf sıfatları, Davut’u bağışlanması konusunda cesaretlendirir. Burada Davut’un kendi çabalarına ilişkin tek bir sözcük yer almaz!
25:12,13 Duasını yeniden kendi kendisine yaptığı ruhsal bir konuşmayla böler. Rab’den korkan insanı, Tanrı’yı tam olarak tatmış kişi olarak tasvir eder. Böyle bir insan şu deneyimleri yaşayacaktır:
Kusursuz rehberlik – Tanrı ona seçeceği yolu gösterecektir.
Kişisel refah – gönenç içinde yaşayacaktır.
Aile güvenliği – Soyu ülkeyi sahiplenecek.
Tanrısal paydaşlık – Rab’bin kendi düşüncelerini ve sırrını açıkladığı dostlara sahip olacaktır.
25:14 Aşağıdaki ayet, hiç kuşkusuz bu mezmurun en değerli ayetidir: