Bu mezmurda kötülük yapanlardan uzak durma düşüncesiyle ilgili bir açıklama yapmamız gerekir. Her ne kadar kötülükleri sessizce onaylamayarak ya da
fesatlarına ortak olmayarak günahkârlardan ayrılmamız gerekli olsa da, Mesih’e duydukları gereksinim hakkında konuşmak için bu kişilerden ayrılmamalıyız. Rab İsa’nın kendisi günahkârların dostuydu; onları yalnızca kabul etmekle kalmadı, aynı zamanda onlarla yedi içti. Ama Tanrı’ya olan sadakatinden asla ödün vermedi. Onlara günahlarını ve bağışlanma ihtiyaçlarını söylemekten çekinmedi. Piskopos Ryle, Rab İsa’nın Simun’un evini ziyaretiyle ilgili şunları yazar:
İsa, “Babası’nın işini” kendisiyle birlikte Ferisi’nin masasına taşıdı. Ferisi’nin günahına tanıklık etti. Ferisi’ye günahların karşılıksız bağışlanmasını ve gerçek sevginin sırrını açıkladı. İmanın kurtaran doğasını bildirdi. İmanlı olmayanlarla yakınlık konusunda konuşan Hıristiyanlar, eğer imanlı olmayanların evlerini Rabbimiz’in Ruhu’yla ziyaret eder, O’nun gibi konuşur ve davranırlarsa, bu eylemlerini sürdürsünler. İmansız tanıdıklarıyla, İsa’nın Simun’un masasında konuştuğu gibi konuşup O’nun gibi mi davranıyorlar? İşte bu, yanıtlamaları gereken bir sorudur.24 Bu sorunun üzerinde hepimizin düşünmesi gerekir.