Mehmet Emin'in açtığı Türkçülük yolundan giderek eserde Türk destanlarından faydalanarak hikâyeler anlatan yazar; Çağlayanlar'da yer alan hikayeleri tamamen vatani ve milli duygularla yazılmıştır. Üzümcü'de Türk insanının mert ve heybetli yapısı, "Altın Ordu"da ise Türk destanlarındaki kahramanlık öyküleri anlatılır. Eser toplam 18 hikâyeden oluşmuştur. Çağlayanlar halka milli ve vatani şuuru vermek için kaleme alınmıştır. 1922'de yayımlanan Çağlayanlar 18 farklı hikâyeden ibarettir. Bu eser milli edebiyatımız İçinde milliyetçilik duygularıyla çok önemli bir yere sahiptir. Bazı hikâyeler şunlardır: Üzümcü, İnci, Bekir ile Tekir, Alparslan Masalı. AYAŞLl VE KİRACILARI
(Memduh Şevket Esendal)
Eserde Türk toplumunda yaşanan değerlerin çöküşü, toplumsal sorunlar anlatılmaktadır. Otobiyografik bir roman olan Ayaşlı ve Kiracıları; Ayaşlının dokuz odalı dairesindeki hayatı, bu insanların değer yargıları eleştirel bir şekilde verilir. Eserdeki kahramanlardan bazılar: şunlardır: Ayaşlı İbrahim Efendi, Faika, Fuat, Halide... Halide kimsesiz, esmerce, soluk benizli bir kızdır. Faika 18 yaşında şımarık bir kızdır. Ayaşlı, asıl adı İbrahim olan evin sahibidir ve Faika' nın üvey babasıdır. Bu kitapta yazarın yaşam öyküsü akıcı bir dille anlatılmıştır. Türkiye'nin o dönemdeki durumu yansıtılmıştır.
FEHİM BEY VE BİZ
(Abdülhak Şinasi Hisar)
Eser, Fehim Bey'in Ölümüyle başlar. Sonrasında yazar maziye dönerek Fehim Bey'in hayat hikayesini anlatır. Fehim Bey kahramanı yazarın babasının arkadaşıdır. Fehim Bey gençlik yıllarında İstanbul'a, bir devlet işi bulup yeni bir hayat kurmak için gelir. Ama ilk zamanlar bunu gerçekleştiremez. Yine de babasına verdiği sözün bir kısmını tutabilmek için büyük bir ev kiralar. Bu büyük ve boş evde kemanıyla vakit geçirir. Bir zaman sonra babasının vefatıyla kalan para, borçlarını ödemeye zor yeter. Yazar romanda Fehim Bey'in kişilik özellikleri ile birlikte yaşamını da aktarmaktadır. Fehim Bey tam bir Beyoğlu meraklısı, ağırbaşlı, ciddi, titiz, son derece dakik bir insandır. Gazete meraklısı ve lüzumsuz ama çok doğru hesap yapabilen biridir. Bu da ona bir ukalalık vermiştir. Londra'da sefaret katibi olarak görev yapar. Tekrar İstanbul'a döndüğünde Saffet Hanım'la evlenir. Saffet Hanım; sade, basit ve saf bir kadındır. Onunla mutlu bir hayat yaşamaya başlar. Hariciyedeki işinden ayrıldıktan sonra bir işyeri açar. Orada çok çalışıyormuş gibi görünse de tek başına bütün gün uyur. Bu iş yerinin borcunu ödeyemez olunca da orayı kapatıp tuttuğu dosyalan evine getirir. Bir akrabası dosyalan kurcalarken tüm yaptıklarının bir hayali iş olduğunu görür ve Fehim Bey'in aklından zoru olduğunu düşünür. Daha sonraları resmi bir dairede tercümeler yaparak geçinmeye başlayan Fehim Bey, giderek yainız-laşır ve sağlığı bozulur. İyice yaşlanır. Kendini akıp giden zamana bırakır.
ÇANKAYA
(Fallh Rıfkı Atay)
Falih Rıfkı bu eserde Atatürk'ün hayatı ve inkılaplarını anlatmıştır. Atatürk'ü çok iyi bilen bir yazarın elinden çıkan bu eser, Atatürk ile ilgili başka yerde bulamayacağımız bilgileri de içermektedir. Falih Rıfkı'nın başlık başlık ayırdığı bu eserin genel çerçevesi üç bölüme ayrılabilir. Birinci bölüm çocukluk ve gençlik yılları, ikinci bölüm Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ve üçüncü bölüm Atatürk'ün fikirleri ve kişisel özellikleri ile ilgili yazıları içeren bölümdür.
ZEYTİNDAĞI
(Falih Rıfkı Atay)
Zeytindağı, Osmanlının son dönemleri ile Türkiye Cum-huriyeti'nin kuruluşu ve ilk dönemi arasındaki zamanı anlatmaktadır. Eserin ismi Kudüs yakınlarındaki bir dağın isminden gelmektedir. Burada Cemal Paşa'nın karargahı bulunmaktadır. Cemal Paşa, İttihat ve Terakki içerisinde Talat ve Enver Paşa'larla birlikte en önemli isimler arasındadır. Talat ve Enver Paşa'larm muhafazakar tutumuna karşılık, Cemal Paşa yenilikçi biridir. Falih Rıfkı, Cemal Paşa'nın yanında olayları daha iyi görür ve yaşanan devri eserine açık bir şekilde yansıtır.