1908 Meşrutiyet ile Mütareke Devri (1918-1922) arasındaki olaylardan, Balkan ve Birinci Dünya Savaşla-rı'nın getirdiği rahatsızlıktan dolayı yorgun savaşçılar toparlanıp mücadeleye başlar. İşgal altındaki İstanbul'da Yüzbaşı Cemil'in teyze kızı Neriman'la evlenmesine paralel başlayan olaylardan kurtulmak isteyen yorgun savaşçıların Anadolu'ya geçmeleriyle gelişir. Böylelikle Mustafa Kemal saflarına katılarak güç kazanırlar, bilinçli hale gelirler. Kurtuluş Savaşı'nı kesinlikle müjdeleyen milli bir güven ortamı yaratırlar.
DEVLET ANA
(Kemal Tahir)
Eser, adını kahramanı Devlet Hatun'dan alır. Dört bölüme ayrılmış olan eserde Osmanoğullarmın tarih sahnesine çıkışı, savaşçı dervişler, hilebaz kişiler anlatılmaktadır. Şeyh Edebalİ ve Yunus Emre gibi tanınmış kişilerle maceranın, aşkın, inancın, tarih ve masal potasında eritilmesiyle oluşan yazılar eseri oluşturmaktadır.
İNCE MEMED
(Yaşar Kemal)
İnce Memed Dikenlidüzü köyünde bir çocuktur. Abdi Ağa'dan çok zulüm görür ve köyden kaçar. Dağlara çıkıp eşkiya olur; ama çok iyi bir ruhu vardır. İyinin yanındadır. Dağlara sevgilisini de çıkarır; ama annesini ve sevgilisini öldürürler. Toroslarda birçok maceraya şahit olur. İnce Memed'i ne jandarmalar ne de askerler yakalayabilirler. Çok iyi bir nişancı, hızlı ve çeviktir. Köylüye zulmeden ağlara düşmandır ve köylü de onun yanındadır ondan güç alır. Gün gelir Abdi Ağa'yı öldürür.
YER DEMİR GÖK BAKIR
(Yaşar Kemal)
Yazar, Yer Demir Gök Bakır'da sadece köylülerin içinde bulunduğu dönemde yaşadıkları çaresizliği anlatmakla kalmamış, onların bu zorluklar sonucunda bir ermiş yaratıp, ona sığınmalarının öyküsünü de okuyucu-
ya aktarmaya çalışmıştır. Yani o, köylünün bulunduğu zor durumu, törelerin onların üzerinde oluşturduğu korku dolu baskıyı köylünün düşleri sayesinde oluşan bir mitos aracılığıyla hafifletmiş. Böylece o dönemde yaşanılan gerçeklerin keskinliğini hayal gücünün ürünü olan mitoslarla yumuşatmıştır.
EKMEK KAVGASI
(Orhan Kemal)
Adını, Orhan Kemal'in aynı adlı öyküsünden alan Ekmek Kavgası, Türk ve dünya edebiyatından seçilmiş, konusu emek olan öyküleri kapsıyor, öykülerin sıralanışında belirti bir devamlılık ilkesinin güdüldüğü kitapta, işçi ve emekçilerin iş sürecindeki sorunlarını, gündelik yaşamdaki sıkıntılarını veya sevinçlerini ernek ve sermaye arasındaki uzlaşmaz çelişkiden patlayan grev ve direnişleri anlatan Öyküler yer alıyor.
MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI
(Nazım Hikmet)
Nazım Hikmet, Memleketimden İnsan Manzaralan'nı 1941'de Bursa Cezaevi'nde yazmaya başlamıştır. II. Meşrutiyeî'ten II. Dünya Savaşı sonrasına kadar çok geniş bir zaman diliminin öyküsünü (1908 -1945} bu kitapta destanlaştırmıştır. Düzyazı, şiir, senaryo tekniklerinin iç içe kullanıldığı Memleketimden İnsan Manzaraları; şiir, roman, öykü, oyun, senaryo, destan olmayan ve hepsini içeren yeni bir türün habercisi olmuştur. Beş cilt halinde yayımlanan ve yaklaşık yirmi bin mısra olan bu yapıt, Nazım Hikmet şiirinin doruğunu oluşturmaktadır. Nazım Hikmet yapıtıyla ilgili ön tasarısını şöyle açıklamaktadır:
İstiyorum ki okuyucu on iki bin mısrayı bitirdikten
sonra vıcık vıcık insan kaynaşan bir mahşerden
geçmiş olsun
İstiyorum ki bu insan mahşerinin ifadesi okuyucuy
la muayyen bir tarihi devredeki sosyal durumunu
anlatsın
İstiyorum ki İkinci planda, Türkiye cemiyetini çevre
leyen dünya, muayyen bir devrede anlaşılsın
İstiyorum ki nereden gelip, nerede olduğunu, nere
ye gidildiği sorusuna, sahamın İçinde azami imkan
larla cevap verilsin
KUYUCAKLI YUSUF
(Sabahattin Ali)
1903 senesi sonbaharında Aydın'ın Nazilli ilçesi Kuyu-cak köyünde eşkıyalar bir evi basar ve evdeki kan-ko-cayı öldürür. Soruşturmaya gelen kaymakam dokuz yaşındaki Yusuf'u evlat edinir. Kaymakam, karısı Şahin-de'nin yüzünden kendisini içkiye ve kumara vermiştir.
Fabrikatör Hilmi Bey'e üç yüz yirmi altın borçlanmıştır. Zamanla Yusuf ve kaymakamın kızı Muazzez büyür. Kasaba kabadayısı Şakir, Muazzez'i rahatsız edince Yusuf tarafından dövülür. Daha sonra kaymakam Yusuf ile Muazzez'i evlendirir. Yusuf'u Edremit'te tahrirat katibi yapar. Bir süre sonra gelen yeni kaymakam, Şakir'in ve babasının yakın dostudur. İzzet Bey adındaki bu yeni kaymakam Yusuf'u görevden alır ve süvari tahsildarı yapar, artık Yusuf sürekli dışarıdadır. Bu arada Şahinde Hamm'ın evi kaymakam ve ileri geienlerin çaigı çengi yeri olmuştur. Muazzez de iffetini yitirmek üzeredir. Bir akşam Yusuf eve gelir, evdeki herkesi öldürür. Karısını gömen Yusuf atına atlar ve dağlara gider.