Romanın baş kahramanları Handan, Neriman, Refik Cemal ve Nazım'dır. Refik Cemal, Neriman'ın eşidir. Handan ve Neriman kardeş çocuklarıdır. II. Abdülhamit döneminde ihtilalci gençlerden olan Nazım ile evlenmek ister. Handan kabul etmez, Hüsnü Paşa adlı biriyle evlenir. Bu arada Nazım tutuklanmış, Handan'a iki mektup bırakarak intihar etmiştir. Handan kocasıyla Londra'da bulunmaktadır. Bu arada Refik Cemal konsoloslukla Londra'ya gider, orada Handan ile tanışır ve ona aşık olur. Handan beyin hummasına tutulur. Refik Cemal onun başından ayrılmaz, Handan bir çocuk daha dünyaya getirir sonrasında hastalıktan kurtulur. İyileşince Refik Cemal'e sevgisini belli eder; ancak çektiği vicdan azabından ölür.
DAĞA ÇIKAN KURT
(Halide Edip Adıvar)
Halide Edip'in Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarından Kurtuluş Savaşı'nın sonlarına kadar yazdığı otuz iki hikâyeden ve gezi notlarından oluşan hikâye kitabıdır. Kitapta, İstanbul'da gazete satarak dört kişilik ailesine bakan dokuz yaşındaki Rüstem ve Beyrut'ta annesine bakmak zorunda olan küçük bir Arap kızının konu alındığı Tanıdığım Çocuklardan" ve küçük kızını okutabilmek için İstanbul'da onurlu bir hayat mücadelesi veren "Kabak Çekirdekçi Hikâyeleri" kitabın en etkili, en insancıl bölümleridir.
MOR SALKIMLI EV
(Halide Edip Adıvar)
Bu eser Halide Edip'in 36 yaşına kadarki hayatını anlattığı bir anı kitabıdır, Halide Edip 1882'de Mehmet Edip Bey'in kızı olarak Mor Salkımlı Ev'de dünyaya gelir. Halide'nin annesi Bedrifem Hanım, kendisi küçük yaştayken ölür. Bu yüzden Halide'nin hayatında Haminne diye hitap ettiği anneannesi Nakiye Hanım'ın yeri büyüktür. Çingene olduğu söylenen sütninesi Hatice'yle ve annesinin ilk evliliğinden olan kardeşi Mah-mure ile iyi geçinmektedir. Halide'nin zihninde babası Mehmet Edip Bey'in önemi büyüktür; hatta babası görevi gereği sarayda kaldığı gecelerin birinde sinir krizi geçirmiştir. Babası bir başkasıyla evlenip başka bir eve taşınır; ancak Halide Mor Salkımlı Ev'den vazgeçemez. Babasının kendisini İngiliz çocukları gibi yetiştirme gayreti sebebiyle içe kapanık bir çocuktur. Kiria Eleni adlı bir Rum'un işlettiği çocuk yuvasına verilir; ancak burada bunalım geçirir ve tekrar evine döner. Saraylı Hanım teyzesinin teşvik ve tavsiyesiyle okumaya yönelir iç dünyasındaki kapalılığı kitaplarla yener. Nilüfer ve Nigar adlı iki kiz kardeşi daha olur. ÇALIKUŞU
(Reşat Nuri Güntekin)
Reşat Nuri Güntekin'in bu romanı anı türünde ve sade bir dille yazılmıştır. Konusunu Anadolu'da öğretmenlik yapan Feride adlı bir öğretmenden alır. Feride, hareketli, duygusal, gururlu, cesur bir kızdır. Oldukça iyi bir eğitim almıştır. Feride küçük yaşta annesini kaybeder. Bu yüzden babası onu teyzesinin yanına bırakır. Teyzesinin Kâmuran adında bir oğlu vardır. Feride ve Kamu ran birbirlerine aşık olurlar. Ancak bir süre sonra Feride bir mektup alır. Kâmuran Avrupa'da bir kıza evlenme vaadinde bulunmuştur. Çok gururlu olan Feride tayinini isteyip bir Anadolu kasabasında öğretmenlik yapmaya başlar. Feride çok güzel olduğu için burada başına pek çok şey gelir. Bu dedikodulardan korunmak için orada babası gibi sevdiği Hayrullah Bey'le evlenir. Hay-rullah Bey Feride'nin günlüğünü bulur ve onun hala Kâ-muran'ı sevdiğini öğrenir. Kâmuran'ı bulur ve onun da karısının öldüğünü, bu yüzden çocuğuyla yaşadığını öğrenir.
Bundan kısa bir süre sonra Hayrullah Bey ölür. Feri-de'ye de bir vasiyet bırakır. Buna göre Feride vasiyeti gerçekleştirmek için teyzesinin evine gider. Burada Kâ-muran'la karşılaşır, çok üzüntülüdür. Kâmuran da onu gördüğü zaman bir daha ayrılmamaya karar veri
YAPRAK DÖKÜMÜ
(Reşat Nuri Güntekin)
Reşat Nuri Güntekin'in bu romanının baş karakteri Ali Rıza Bey adında bir memurdur. Annesi ve kızkardeşini kaybettikten sonra Suriye'ye gider. Dönüşte Hayriye Hanım'la evlenir ve beş çocuğu olur. Bir şirkette işe başlar ama çeşitli olaylar yüzünden işten ayrılmak zorunda kalır. Bu sırada oğlu Şevket bankada iş bulur. Aynı bankada çalışan bir kızla evlenir. Bundan sonra aile içindeki tartışmalar daha da artar, Kızları olan Necla ve Leyla eğlenceye düşkün, gösteriş meraklısı tipler olduğu için ailenin maddi durumu daha da kötüye gider. En büyük kızı olan Fikret bu durumdan çok rahatsız olur, Kendini kurtarmak için birkaç çocuk sahibi bir adamla evlenip Adapazarı'na gider. Böylece ağacın yapraklarından biri düşer. Bir süre sonra da gelini evi terk eder. Necla ise zengin diye gidip biriyle evlenir. Ağacın yaprakları birer birer düşer. Leyla'nın da kötü yola düşmesiyle Ali Rıza Bey felç geçirir. İyileştikten sonra da kızı Leyla ile birlikte mutsuz yaşamını sürdürmeye devam eder.