Bir de şöyle bir durum var. Çok katılımcı olmama durumu var. Hatanın bir ucu çeteci özellikler biçiminde her şeyi çok fazla ele geçirmeye çalışmak, gaspetmek olurken, diğer bir ucu da çok iradeli, iddialı, çok katılımcı olmayan bir duruş oluyor. Bu da sorunları çözmüyor, birlik yaratmıyor. Dolayısıyla karar, plan ortaya çıkarmıyor. Sonuçta zayıf bir yaklaşım olarak ortaya çıkıyor. İyi tartışamıyor. Bir yönetim, komuta düzeyi böyle oldu mu, iddialı kararlar ortaya çıkaramıyor, dolgun planlamalar yapamıyor. Uygulamaya geldiğinde de zaten kendine göre bireyci duruş öne çıkıyor. Böyle herhangi bir başarısı olamaz. Olmuyor da zaten. Büyük fedai ordusu olarak HPG’nin enerjisini boşa çıkartıyor. Parçalı, kopuk kalıyor; katılımı az oluyor. Hem dolgun, iddialı kararlar alıp, planlar yapan bir düzeyi aksatıyor, hem de uygulamayı parçalı ve dağınık kılıyor. Dolayısıyla sonuçta en azı ortaya çıkıyor. Oysa en fazlasının ortaya çıkması gerekiyor. Önderlik “İddiası büyük olanın çabası da büyük olur.”diyordu. Gerilla her zaman büyük iddianın sahibi oldu. Somut durumu tahlil etmeyi, onun gereklerine göre hareket etmeyi esas aldı ama onunla da yetinmedi. Her zaman bir iddiası oldu. Büyük hedeflerin peşinde koştu. Bu konuda son derece kararlı,net bir duruşu söz konusu oldu. Hazırla yetinen, kolay kazanılan değil de birçoklarının aklının almadığı, yüreğinin yetmediği işleri gören, kararlaştıran; cesaretle, kararlılıkla onları başarmak için çalışan ve savaşan bir güçtür gerilla ve onun komutanlığı. Tabii bir gerilla çizgisi var hareketin. Şimdi büyük bir mirası oluşmuş durumda. Mevcut durumda HPG, bu mirası esas alıyor, günümüze taşıyor. Yeni çizgiyle daha da iyi, yetkin kullanılır hale getiriyor. Böyle bir çizgiyi oluşturdu HPG. Hem YNK saldırıları karşısında gösterdiği direnişle, hem de 1Haziran atılımı temelinde gerillayı günümüze taşıyan, onun kahramanlık çizgisini bugün de temsil eden, yeni paradigma temelinde başarılar kazanacak bir meşru savunma savaşçılığının bütün özelliklerini ortaya çıkaran bir düzeyi yakaladı. Bunu yüzlerce şehitler vererek yakaladı. Yüzlerce böyle fedai militanlık örnekleriyle bunu sağladı. Şimdi bu örnekleri çözümlemeliyiz. Önümüze getirmeliyiz. En başta komuta örnekleri olarak şehit düşen yoldaşlarımızı görmeliyiz. Ş.Erdal’ın komuta çizgisini esas almalıyız. Ş.Erdal çizgisi, Agit çizgisini günümüze taşıyan, bunun iddiasını, iradesini ifade eden bir gerçekliktir. Sadece şehit düştüğü için değil, gerçekten yapıyordu. Yani o çizgide hareket ediyordu. Çok mütevazi, çok katılımcıydı. Her türlü yetkiden uzak, tümüyle kendini işe veren, yüklendiği görevde iş yapmak için tümüyle kendini sorumlu kılan bir çizginin sahibiydi. Bu HPG nin komuta çizgisidir. Bu özellikleri incelemeliyiz. Kendini bir tas çorbaya satmaya koşarken birçokları, o bütün imkanları bıraktı. Görev neredeyse orada çalıştı. Örgüt nereye gönderiyorsa, hangi işe gönderiyorsa oraya gitti. “Diplomat ol” dendiğinde “Ben olamam” demedi. Onu da yapmaya çalıştı. İş üstlendi yani. “Gel Ana karargah komutanı olacaksın. Savaşa hazırlanıyoruz.” dendiğinde koşarak geldi. Ve bütün işi, görev ve sorumluluğu üstlendi. Başarmak için çalıştı tabii. Hata ve eksiklikler varsa onları da eleştiri ve özeleştiriyle aşma gereğine inandı hep. Bu çizgiyi esas alacağız. 1 Haziran atılımı temelinde şehit düşmüş yüzlerce yoldaşımız var. Birçoğu komuta çizgisinde oldu. Dersim, Amed, Botan, Serhat, Zağros, Amanos, Erzurum’da oldu. Yine Doğu’da, Güney’de oldu. Yani Kürdistan’ın bütün parçalarına yayılmış durumda. Bu bakımdan HPG’nin komuta olayı bir gerçekliktir. Sadece bir tartışma, söz düzeyi, kağıt üzerinde yazılan bir olgu değil. Yaşamla, pratikle gerçekleşmiş bir olgu. Başarısıyla, direnişiyle, şahadetiyle gerçekleşen bir olgudur. Dolayısıyla bu gerçekleşmeyi esas alacağız. Yüzlerce şehidimiz var. Bayan, erkek, hepsinin temel özelliklerini, yetkin komuta özelliklerini açığa çıkartıp örnek alarak, kendimizde şekillendireceğiz. HPG’nin doğru komutanlığı ancak böyle gelişebilir. Böyle bir gelişme sürecine de girmiştir. Kuşkusuz sorunlarımız var. Ama çözümlenemeyecek sorunlar değil. Çözüm yolları da ortaya çıkmış durumdadır. Engeller var, ama aşılmayacak engeller değil. Zorluklar var; ama yenilmeyecek zorluklar değil. Dolayısıyla 1 Haziran atılımı temelinde HPG yürüyor. Onun komuta çizgisi yürüyor. APO’cu çizgide, şehitler çizgisinde gelişen, şekillenen, gittikçe daha çok somutlaşan, hakim hale gelen, dolayısıyla da HPG‘nin önümüzdeki süreçte başarısını, zaferini garanti eden bir komuta çizgisi, büyük bir güç halinde, bütün alanlarda , bütün eyaletlerde yayılarak gelişiyor. Bu bir gerçektir. Doğru olan budur. Esas olan budur. Diğerleri aşılabilecek hususlardır. Esas yan değil, tali yandır. HPG gerçeği, doğru çizgide gelişen, Önderlik çizgisinde, zafer çizgisinde ilerleyen bir komuta gerçeğidir. Şimdi bu gerçeği görmek, doğru anlamak, esas almak; bununla çelişen yanları, anlayış ve tutumları sağlam bir eleştirel-özeleştirisel yaklaşımla gidererek, böyle bir komuta ve savaşçı çizgisinin sağlam, başarılı militanları haline gelmek, tüm yoldaşların önündeki esas görevdir. HPG savaşçılığının, militanlığının, komutanlığının tek bir çizgisi var. İşte bu çizgidir o da. Bu çizgiyi esas alan, bu temelde kendini eğiten, yenileyen, önümüzdeki sürecin büyük direnişini, kahramanlığını ortaya çıkaracak, HPG yi zaferden zafere taşıyacaktır. Gerçeği de bunlar temsil edecektir. Dolayısıyla bunu görmek ve bu temelde yaklaşım göstermek herkes tarafından esas alınmalı; böyle bir gelişme sağlamanın önünde herhangi bir kişisel engel, neden kesinlikle görülmemeli. “Bilmem şurada şu eksiklik oldu, şu hata oldu, şu kişiyle şöyle sorunumuz oldu, şurada şu imkan azlığı var.”gibi nedenler asla engelleyici olmamalı. Kesinlikle o tür küçük hususları böyle büyük bir yürüyüşün önünde engel olarak çıkarmamalıyız. Doğru olmaz, yakışmaz da. Herhangi bir kazanca da götürmez. Dolayısıyla varsa o tür gerekçeler nedenlerinin ortaya çıkartıp, derslerini alarak ve sonuçta özümseyerek aşma temelinde, önümüzdeki sürecin gerektirdiği militan özellikleri, savaşçı özellikleri edinmek, Agit, Erdal, Zilan çizgisinde HPG’nin yenilmez savaşçılığını, militanlığını ortaya çıkartmak için tüm yoldaşlar ileri yürümeli. Hem de cesaretle, hiç duraksamadan, kahramanca bir yürüyüşün sahibi olmalılar. Böyle yürüyenler, bunu esas alanlar en büyük savaşçılar ve komutanlar olacak, önümüzdeki sürecin başaranları olacaklardır. Biz de bu temelde böyle yürüyen tüm yoldaşların başarılı olacağına inanıyoruz. Tüm HPG komuta ve savaşçı yapısının bu temelde kendini yenileyerek 2006 yılını, başta önderliğimiz olmak üzere Hareketin geneline dayatılmak istenen topyekün savaşın imha amaçlı saldırılarına karşı, büyük direnişi her alanda geliştirerek, bu saldırıları püskürtme, her alanda başarıyı kazanma azmiyle yürüyüp, üstün başarıların sahibi olmalarını diliyor, selam ve saygılarımızı sunuyoruz.