-Sınırı, yapılacak görüşmelerle belirlenecek olan bu bölgede TC istediği kadar asker bulundurabilecek,
-Kıbrıslı Türkler bir saldırıya uğramaları halinde buraya iltica edebileceklerdi.
-Kıbrıs’ın Rumlar veya Yun.’ın egemenliğinde kalacak bölgesinde yaşayacak Türklerin çoğunlukta oldukları iki ya da üç bölge tam bir kendi kendini yönetme hakkına yani özerkliğe sahip olacaktı.
-Kıbrıs’ın Rumlar veya Yun.’ın egemenliğinde kalacak bölgesinde yaşayacak Türklerin çoğunlukta oldukları iki ya da üç bölge tam bir kendi kendini yönetme hakkına yani özerkliğe sahip olacaktı.
-bununla birlikte, merkezdeki siyasal otoriteye karşı bağlılıkları ve sorumlulukları sürecekti.
-Adada yaşayacak Türkler Lausanne’da Yun. Sınırlarında kalan Müslüman azınlığa tanınan haklardan yararlanacaklardı ve
-Adada yaşayacak Türkler Lausanne’da Yun. Sınırlarında kalan Müslüman azınlığa tanınan haklardan yararlanacaklardı ve
-bu haklara uygun davranılıp davranılmadığı BM ya da Ulus. Ad. Div. tarafından atanacak bir komiser tarafından denetlenecekti.
TC’nin Doğu Akdeniz’den gelebilecek saldırılara karşı güvenliğini sağlamak üzere Meis adası Yun. tarafından TC’ye terk edilecekti.
Acheson Planıyla hem taksim, hem de enosis istekleri yanıtlanmış,
Acheson Planıyla hem taksim, hem de enosis istekleri yanıtlanmış,
TC’nin stratejik güvenlik kaygıları giderilmiş,
Ada dolaylı olarak NATO’nun denetimine sokulmuş,
Doğu Akdeniz Batı’nın çıkarları açısından güvenli hale getirilmiştir.
Planı TC kabul etmesine rağmen Makarios’un baskısıyla Yun. reddetti.
Planı TC kabul etmesine rağmen Makarios’un baskısıyla Yun. reddetti.
Makarios, NATO denetimli bir Türk-Yunan yönetimi altına konmasına razı olmuyordu.
Çatışmalar Mart 1964’de Rumların silahlanmaya başlaması ve Cenevre Konferanslarının ilkinin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla patlak verdi.
7 Ağustos’ta Türk jetleri “Erenköy direnişi” sonrası ada üzerinde ihtar uçuşları yaptı.
SSCB’nin Kıbrıs politikası; Makarios’u desteklemek
SSCB’nin Kıbrıs politikası; Makarios’u desteklemek
bölgedeki NATO denetimini engellemek,
NATO’nun güneydoğu kanadındaki çatlaktan yararlanarak TC ve Yun.’la ilişkileri geliştirmekti.
Bağlantısızların Kıbrıs politikası; Makarios’u desteklemişlerdir.
Çünkü TC’nin taksim tezi Ada’yı ikiye bölmek demekti. Bağlantısızlar da etnik çeşitliliğe sahip ülkelerdi ve TC’nin tezini kabullenmek, kendilerinin de bölünebileceği ihtimalini kabullenmek demekti.
Ayrıca TC, bağlantısızlara karşı Batının temsilcisi rolünü üstlenmiş ve onlara karşı olmuştu.
Ayrıca TC, bağlantısızlara karşı Batının temsilcisi rolünü üstlenmiş ve onlara karşı olmuştu.
1964 bunalımı hem İstanbul’daki Rum azınlığı hem de Kıbrıs’daki Türk azınlığı olumsuz etkilemiştir.
Özellikle Kıbrıslı Türkler’e Rumlar ekonomik abluka uygulamışlardır.
Bu süreçten sonra TC’nin kabul etmediği Galo Plaza Raporu taraflara sunulmuştur.
21 Nisan 1967’da Yun.’da albaylar cuntası yönetime gelmiş, Atina ve Makarios arasında açıkça bir kopuş yaşanmıştır.
21 Nisan 1967’da Yun.’da albaylar cuntası yönetime gelmiş, Atina ve Makarios arasında açıkça bir kopuş yaşanmıştır.
İki toplum arasındaki uyuşmazlıkları görüşmek üzere TC başbakanı Demirel ve Yun. İktidarına el koyan Kollias bir zirvede toplandılar.
Zirvede anlaşmanın mümkün olmayacağı sonucu çatışmaların yeniden başlamasına neden oldu.
Atina’daki albaylar cuntasının EOKA-B ve Grivas’a bağlı Milli Muhafız Gücü’nü hızla silahlandırması,
1974’e kadar TC’de yaşanan olaylar
(Yunan subaylarının denetimindeki Mili Muhafız Birliği’ne bağlı askerlerin Makarios’un başkanlık sarayını bombalaması sonrasında Yun. Hareketin Türklere karşı olmadığını söylese de
(Yunan subaylarının denetimindeki Mili Muhafız Birliği’ne bağlı askerlerin Makarios’un başkanlık sarayını bombalaması sonrasında Yun. Hareketin Türklere karşı olmadığını söylese de
Kıbrıs Helen Cum.’nin kurulduğunun açıklanması ve
Enosisçi emelleriyle tanınan EOKA üyesi Nikos Samson’un devlet başkanlığının ilan edilmesi Kıbrıslı Türkleri ve TC’yi uyarmıştı.)
20 Temmuz 1974’de TC, Kıbrıs’a asker çıkardı. “Birinci Kıbrıs Barış Harekatı” gerçekleştirildi.
BM Güv. Konseyi, taraflara ateşkes çağrısında bulundu.
BM Güv. Konseyi, taraflara ateşkes çağrısında bulundu.
TC, 22 Temmuz’da çağrıya olumlu yanıt verdi ve Cenevre Konferansına katılma kararı aldı.
I. Cenevre Konferansı 25-30 Temmuz 1974 tarihleri arasında toplandı.