Siyer-i Nebi



Yüklə 1,2 Mb.
səhifə29/62
tarix23.01.2018
ölçüsü1,2 Mb.
#40261
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   62

Büyük Bedir Gazvesi:


Bedir Savaşı müslümanlarla Kureyş arasındaki ilk önemli savaştır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-, Zül Uşeyra’ya hareket ederek engellemek istediği Kureyş kervanı Şam’a kaçmayı başarmıştı. Ancak Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-, bu kervanın Şam’dan dönüşünü bekliyordu. Bunun için Şam civarındaki Havra bölgesine iki kişi göndererek kervan ile ilgili bilgi toplayıp kendisine getirmelerini emretti. Bu iki kişi kervanı gözetlediler ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’e gelerek kervanın yolda olduğunu haber verdiler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-, müslümanları bu kervanı ele geçirmek hususunda teşvik etti. Ancak Müslümanların çoğu çıkmaya azmetmedi. Sadece 313 kişi (bu sayının 314 veya 317 olduğunu söyleyenler de vardır.) Onu bu teşviğine uyarak yola çıktılar. Bunlardan 82’si (veya 83 veya 86) muhacirlerden, 61’i Evs’den ve 170’i Hazrec kabilesindendi. Büyük bir savaş beklemediklerinden yeterli bir hazırlık yapmaya gerek görmediler. Beraberlerinde sadece iki at ve yetmiş deve vardı.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-, beyaz bir sancak akdederek onu Musab bin Umeyr’e verdi. Muhacirlerin bayrağını Ali bin Ebi Talib, Ensar’ın bayrağını ise Sa’d bin Muaz taşıyordu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Medine’ye kendine vekil olarak İbni Ümmü Mektum’u bıraktı. Daha sonra O’nun yerine Ebu Lübabe bin Abdimünzir’i gönderdi.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Bedir’e doğru yola çıktı. Bedir 155 km ötede Medine’nin güney batısında bulunan ve her cihetten yüksek dağlarla çevrili bir alandı. Sadece üç tane geçiti vardı. Güney geçidi ki burası “uzak yamaç”dır. Kuzey geçidi ki burası “alçak yamaç”tır. Kuzey geçidi yakınında ki doğu geçidi ki buradan Medine halkı girerdi. Mekke ve Şam arasındaki ana kervan yolu işte bu alanın içinden geçmekteydi. Burada iskan mahalleri, kuyular ve hurmalıklar mevcuttu. Geçmekte olan kervanlar buraya iner ve saatlerce veya günlerce burada konaklarlardı. Kureyş Kervanının bu alana girmesinden sonra, müslümanların bu geçitleri kapatıp, kervanı teslim olmaya zorlamaları gerçekten çok kolaydı. Fakat bunun şartı, kervanın müslümanların hareketlerinden haberdar olmamalarıydı. Aksi halde burada konaklamadan civar yollardan geçip giderlerdi. Bundan dolayı Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- öncelikle Bedir’e gittiği izlenimini vermemek için oraya başka bir yoldan gitti.

Kureyş Kervanı ise bin kadar deveye yüklenilmiş ellibin dinar’dan az olmayan çeşitli değerli eşyalar yüklüydü. Kervanın başında Ebu Süfyan bulunuyordu ve kendisiyle beraber sadece kırk kişi vardı. Ancak Ebu Süfyan çok dikkatli ve uyanık davranıyordu. Karşılaştığı herkese müslümanların hareketlerini soruyordu. Böylece müslümanların Medine’den çıktıklarını öğrenmiş oldu. Bedir’e yaklaştığı bir sırada kervanın yönünü batı’ya çevirerek sahil yolundan gitmeye karar verdi. Kesinlikle Bedir yolunu terketmiş oldu. Ayrıca bir adam kiralayarak müslümanların çıktığını haber vermek üzere en hızlı bir şekilde Mekke’ye gönderdi. Haber Mekke’ye ulaşınca burada bulunan müşrikler müslümanlarla çarpışmak üzere hemen hazırlandılar. Ebu Leheb dışında kavmin ileri gelenlerinin tamamı bu sefere çıktılar. Etraflarındaki diğer kabilelerden de adam toplayarak büyük bir orduyla harekete geçtiler. Kureyş boyları içinde sadece Adiyy oğulları bu sefere katılmadı.

Müşrik ordusu Cuhfe bölgesine yaklaştığında Ebu Süfyan’ın kurtulduğunu bildiren ve onlardan Mekke’ye geri dönmelerini isteyen mektubu ulaştı. Müşrikler bu mektubu aldıktan sonra dönmek istedilerse de Ebu Cehil kibir ve gururundan dolayı onları dönmekten men etti. Zehra oğullarından başka geri dönen olmadı. Zehra oğulları Ahnes bin Şerik komutasında üçyüz kişilik mevcutları ile geri döndüler. Geriye kalan bin kişilik Mekke ordusu uzak vadiye, Bedr’in hemen yakınına kadar yürüyüşlerine devam ettiler. Burası Bedr’i kuşatan dağların arkasında kalan geniş bir meydandı.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- daha henüz Bedir’e varmadan müşriklerin savaş için çıktıkları haberini alır almaz müslümanları toplayarak istişare etti. Ebu Bekir kalktı ve güzel konuştu. Sonra Ömer kalkıp yine güzel konuştu. Sonra Mikdad kalkarak şöyle dedi:

“Vallahi ey Allah’ın Elçisi biz İsrailoğullarının Musa’ya “Sen ve Rabbin gidin ve savaşın. Muhakkak biz burada oturacağız” dediği gibi demeyiz. Bilakis Senin sağında, solunda, önünde ve arkanda savaşırız.” O’nun bu sözü Rasûlullah-sallallahu aleyhi vesellem-’ın yüzünü güldürdü ve sevindirdi.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- daha sonra

“Bana görüşlerinizi bildirin ey insanlar” buyurdu.Bunun üzerine Ensar’ın reisi Sa’d bin Muaz ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Elçisi! Sanıyorum bizi kastediyorsun” dedi. O’da “Evet” diye cevap verince Sa’d şöyle hitap etti.

“Seni insanlığa gerçek bir elçi olarak göndermiş bulunan Allah’a yemin ederim ki şu denize gidip dalacak olsan biz de seninle beraber dalacağız. Bizden hiç bir kişi geri çekilmeyecektir. Yarın bizi düşmanımızla yüz yüze getirmene asla karşı olmayacağız. Biz savaşta sabırlı ve düşmanla karşı karşıya geldiğimizde de sözümüzün eri kimseleriz. Ümit olunur ki Allahu Teâlâ bizim yapacağımız hizmet ve katkılarla sevindirici sonuçlar sana gösterir. O halde emret yürüyelim.”

Hz. Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem- Sa’d’ın konuşması üzerine çok sevindi ve neşelendi. Sonra da şöyle buyurdu.

“Öyleyse yürüyün ve artık sevinin. Doğrusu Allah bana iki topluluktan birini elde edeceğini vaad etmiş bulunmaktadır. Allah’a yemin ederim ki şu anda yere serilen düşmanları görür gibiyim”.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- daha sonra harekete geçerek müşriklerin Bedir yakınlarına geldikleri aynı gece, alçak vadi civarındaki Bedir meydanına konakladı. Ancak Ensar’dan Habbab bin Münzir, burada değil de düşmana en yakın kuyuya kadar ilerlemeyi ve böylece tüm su kuyularını kontrol ederek düşmanı susuz bırakmayı önerdi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- O’nun bu güzel fikrini kabul edip aynen uyguladı. Düşmana en yakın kuyuya mevzilenip, diğer kuyuları tahrib ederek kullanılmaz hale getirdiler.

Daha sonra müslümanlar Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’in komuta merkezi olarak kullanılmak üzere bir otağ hazırladılar. Buranın savunulması görevini Sa’d bin Muaz komutasındaki bir grup genç Ensar üstlendi.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- kalkarak askerlerini denetledi. Savaş meydanında gezinirken şöyle diyordu.

“Şu filanın ölüsüdür, şu filanın ölüsüdür. Yarın inşaallah”.

Daha sonra Allah Rasulu -sallallahu aleyhi vesellem- otağında namaz ve duaya çekildi. Mü’minler o geceyi gayet rahat ve huzurlu geçirdiler. Allah ayeti kerime de bildirdiği gibi hafif bir yağmur indirdi.

“O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi temizlemek şeytanın pisliğini sizden gidermek kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su indiriyordu.” (Enfal, 8/11)

Hicri 2. yılı Ramazan ayının 17’si Cuma sabahı, iki topluluk karşı karşıya geldi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Rabbine şöyle niyazda bulundu.

“Allahım! İşte Kureyş, bütün kibir ve azametiyle sana karşı küstahlık ederek elçisini yalanlayarak üzerimize gelmiş bulunuyor. Ey Allah’ım! Bana vaadetmiş bulunduğun zaferi gerçekleştir ve onları şu günün sabahında yüzüstü mağlup et.”

Sonra askerlerini sıraya dizerek saflarını düzeltti ve kendi emri gelmeden savaşa başlamamaları talimatını verdi. Ve şöyle dedi:

“Size yaklaşırlarsa ok atın. Ancak size karıştıklarında kılıçlarınızı çıkarın”.

Sonra Ebu Bekir ile beraber otağına gidip, Allah’a yalvarmaya başladı. Yalvarıyor, yalvarıyordu. Hatta şöyle dedi.

“Ey Allah’ım eğer bugün şu topluluk helak olursa, sana ibadet eden kalmaz”. Dua ve tazarruda o kadar ileri gitti ki ridası omuzlarından düştü. Ebu Bekir kaldırarak tekrar omuzlarına örttü ve “yeter ey Allah’ın elçisi. Rabbin sana vaad ettiğini yerine getirecektir” diyerek O’nu teselli etmeye çalıştı.



Yüklə 1,2 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   62




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin