Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-'ın Medine'ye Girişi:
Peygamber efendimiz -sallallahu aleyhi vesellem- Medine’ye Allah’ın yardımıyla zafer kazanmış olarak döndü. Beraberinde ganimet malları ve esirler de vardı. Safra bölgesine yaklaştıklarında ganimet mallarının hükmünü bildiren ayeti kerime nazil oldu. Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem- ganimet mallarından beşte birini alarak gerisini savaşa iştirak etmiş gaziler arasında taksim etti. Safra bölgesine girdikten sonra Nadr bin Haris’in öldürülmesini emretti. O’nun boynunu Ali bin Ebi Talib vurdu. Irkı’z-Zabye mevkinde de Ukbe bin Ebi Muayt’ın öldürülmesini emretti. O’nu Ali veya Asım bin Sabit el-Ensari boynunu vurarak öldürdü.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’i karşılamak üzere yola çıkan müslüman ileri gelenleri O’nunla Revha’da karşılaştılar ve Medine’ye kadar beraber yürüdüler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Medine’ye kendisinden bütün düşmanlarının korktuğu muzaffer bir komutan olarak döndü. Bu parlak zaferden sonra birçok insan müslüman oldu. Abdullah bin Übey ve arkadaşları ise zahiren İslam’a girmek zorunda kaldılar.
Esirler Meselesi:
Allah Rasulu -sallallahu aleyhi vesellem- Medine’ye dönüp istikrar kıldıktan sonra arkadaşlarıyla esirler hakkında istişare yaptı. Ebu Bekir -radıyallahu anh- onlardan fidye alınmasını, Ömer -radıyallahu anh- ise öldürülmeleri fikrini ortaya attılar. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Ebu Bekir’in fikrini tercih ederek onlardan fidye aldı. Esir başına maddi durumuna göre dört bin dirhem üç bin dirhem ve bin dirhem alındı. Esirlerden okuma yazma bilenlerin fidyesi, herbiri için on müslüman çocuğuna okuma yazma öğretmek olarak belirlendi. Bazı esirlere de iyilikte bulunarak hiçbir ücret almadan salıverildi.
Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem-’in kızı Zeynep, müslümanların eline esir olarak düşen kocası Ebu’l As için fidye olarak, annesi Hatice’nin kendisine düğün hediyesi olarak verdiği gerdanlığını gönderdi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- efendimiz kızının gönderdiği bu gerdanlığı görünce çok duygulandı ve sahabe’den Ebu’l As’ı fidyesiz olarak salıvermelerini rica etti. Onlar da kabul ettiler. Zeyneb’in gerdanlığı kendisine geri gönderildi. Ebu’l As’da Zeyneb’i Medine’ye göndermek şartıyla salıverildi. Ebu’l As sözünü tutarak Mekke’ye gider gitmez Zeyneb’i Medine’ye babasının yanına gönderdi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi vesellem-’ın Kızı Rukiyye'nin Vefatı ve Diğer Kızı Ümmü Gülsüm'ün Evlenmesi:
Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem- Bedir Gazvesine çıktığında kızı Rukiyye hasta idi. Rukiyye Osman bin Affan ile evliydi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Osman’a kalıp kızının hastalığı ile uğraşmasını emretti. Bununla beraber Bedr’e iştirak edenlerle aynı sevab ve nasibi alacaktı. Ayrıca Üsame bin Zeyd de yine O’na bakıcı olarak bırakıldı. Ancak Allah’ın takdiri ile Rukiyye daha henüz Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Medine’ye dönmeden vefat etti. Üsame şöyle demiştir:
“Fetih müjdesi bize Rasûlullah’ın kızı Rukiyye’yi gömdüğümüz esnada ulaştı.” Daha sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Osman’a diğer kızı Ümmü Gülsüm’ü verdi. Bundan dolayı Osman Zinnureyn (iki nur sahibi) olarak isimlendirilir. Ümmü Gülsüm Radıyallahu anha Hicri 9. yılın Şaban ayında vefat etti ve Baki mezarlığına gömüldü.
Allah’ın müslümanlara ikram ettiği Nasr ve Fetih’den sonra müşrikler ve onlarla beraber olanlar İslam’a karşı daha büyük bir kin duymaya başladılar. Artık gece gündüz müslümanlardan intikam alma planları yapıyorlardı. Ancak Allahu Teâlâ onların tüm plan ve tuzaklarını bozup başlarına geçirdi.
Müslümanlar Medine’ye döndükten birkaç hafta sonra Selimoğulları kabilesi Medine’yi işgal etmek için harekete geçti. Ancak müslümanlar savunmada kalarak onların saldırılarını boşa çıkardılar. Sonuç alamayınca geri döndüler.
Ayrıca Umeyr bin Vehb el-Cehmi ve Safvan bin Ümeyye Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’a karşı bir suikast planı hazırladılar. Umeyr bu planları gerçekleştirmek üzere Medine’ye geldi. Ancak Medine’de yakayı ele verdi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- O’na hangi amaçla geldiğini bildirince, pişman olup İslam’a girdi.
Kaynuka Oğulları Gazvesi:
Kaynuka oğulları yahudileri müslümanlara karşı saldırılarını aleni olarak sürdürmeye başladılar. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- yanlarına giderek onlara nasihat etti. Ancak O’nun bu nasihati yahudileri daha da cüretlendirdi. Allah Rasulu -sallallahu aleyhi vesellem-’ne şöyle karşılık verdiler.
“Bak ey Muhammed! Savaştan anlamayan bir topluluğu yenmiş olman seni aldatmasın! Onlardan fırsat almış bulunuyorsun. Bizim üzerimize gelsen kim olduğumuzu anlarsın!” Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- onların bu küstahça cevaplarına sabretti. Fakat daha sonra meydana gelen çirkin bir olay bardağı taşıran son damla oldu. Yahudiler kendi pazarlarına alış veriş için gelen müslüman bir kadının örtüsünü açıp O’nunla alay ettiler. Kadının yardım çığlıklarına koşan bir müslüman orada bulunan bir yahudiyi öldürdü. Yahudiler de toplanıp o müslümanı şehid ettiler. Olay Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’e intikal eder etmez hemen hazırlanıp Hicri ikinci yılı Şevval ayının onbeşinci cumartesi günü Kaynuka oğulları yahudilerini muhasara altına aldı. Muhasara onbeş gün sürdü. Zilhicce ayının ilk günü yahudiler teslim oldular. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- onları Medine’den çıkarıp Suriye taraflarına sürgün etti. Bu sürgün esnasında yahudilerin çoğu yolda ölmüştür.
Sevik Gazvesi:
Ebu Süfyan Bedir yenilgisinden sonra kahroluyordu.“Muhammed ile savaşmadıkça cünüplükten başıma su dokundurmayacağım” diye yemin etti. Yanına Kureyşlilerden ikiyüz süvari alarak yola çıktı. Medine yakınlarına kadar sokuldu. Etraftaki mal ve mahsülleri ziyan ettiler. Hurma ağaçlarını kestiler veya yaktılar. O civarda bulunan iki müslümanı da öldürdükten sonra Mekke’ye doğru kaçtılar.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- bu olaydan haberdar olur olmaz onları yakalamak üzere yola çıktı. Fakat müşrikler kaçmışlardı. Kaçarken yüklerini hafifletmek amacıyla Sevik denilen yiyecek tulumlarını ve diğer yüklerini atmışlardı. Müslümanlar onları “Karkaratu’l-Küdr” denilen yere kadar takip ettiler. Yetişemeyeceklerini anlayınca müşriklerin attıkları Sevik tabir edilen erzakları ganimet olarak alarak Medine’ye döndüler. Bu gazveye Sevik gazvesi denildiği gibi Karkaratu’l Küdr gazvesi de denilir.
Dostları ilə paylaş: |