Hevazin Heyeti:
Ganimetler paylaşıldıktan sonra Züheyr bin Said başkanlığındaki Hevazin heyeti gelerek müslüman olup, beyat ettiler. Sonra da Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’den çoluk çocuklarının kendilerine iade etmesini rica ettiler. Bu hususta Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’in cömertlik ve keremini öven ve kendilerinin çoluk çocuklarına duydukları özlemi dile getiren çeşitli beyitler okudular.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- onlara:
“Ben öğle namazımı kılınca ayağa kalkıp, İslama girdiğinizi gösterin ve “Biz sizin din kardeşiniz” deyin. Sonra da Biz, Rasûlullah’ın müminler katında, müminlelerin de Rasûlullah katında bize şefaatçı olmasını ve esirlerimizin iade edilmesini diliyoruz” deyin” buyurdu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- namazı kıldırınca Hevazin heyeti O’nu kendilerine dediklerini söylediler. Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem-:
“Benim ve Abdulmuttalib oğullarının hissesine düşenler sizin olsun. Müslümanlardan da aynı şeyi isteyeceğim” buyurdu. Bunu duyan Ensar ve Muhacirler de
“Biz de payımıza düşenleri Rasûlullah’a veriyoruz” dediler. Ancak bazı bedeviler ki - bunlar Akra bin Habis, Uyeyne bin Hısın ve Abbas bin Mirdni’dir- buna karşı çıktılar. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-:
“Sizden her kimin yanında onlara ait kadın ve çocuklar olup da bunları gönül hoşnutluğu ile bağışlamak istiyorsa bağışlasın. Sizden her kim de payına düşen bu esirleri vermek istemiyorsa onları da Allah -Celle Celelühü-’ın bize nasip edeceği ilk ganimet malından kendisine altı deve verilmek şartıyla iade etsin” buyurdu. Uyeyne bin Hısn dışında tüm insanlar gönül rızasıyla ellerindeki esirleri geri iade ettiler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- tüm esirlere birer keten elbise hediye etti.
Cirane Umresi:
Ganimet taksiminden sonra Rasûlullah-sallallahu aleyhi vesellem- umre için ihrama girdi ki, bu Ci’rane umresidir.Allah Rasulu-sallallahu aleyhi vesellem- umre yaptıktan sonra Medine’ye hareket etti. Zilhicce ayının son günlerinde Medine’ye ulaştı.
Temimoğullarının Yola Getirilmesi ve İslâm’a Girmeleri:
Hicri 9. yılın Muharrem ayında Medine’ye Temimoğullarının arap kabilelerini müslümanlara cizye vermemeye zorladıkları haberi geldi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- onların üzerine Uyeyn bin Hısn el-Fezari komutasında elli kişilik bir süvari birliği gönderdi. Uyeyne ve askerleri çölde onlara saldırarak onbir adam, yirmi bir kadın ve otuz çocuklarını esir alıp Medine’ye getirdi. Bunun üzerine Temimoğullarının liderlerinden oluşan on kişilik bir heyet Medine’ye gelerek, mübaha (övünme) yapmak istediler. Hatipleri Atarid bin Hacip konuştu. O’na Sabit bin Kays cevap verdi. Sonra şairleri Zebürkan bin Bedr şiirler okudu, ona da Hassan bin Sabit cevap verdi.
Temimoğulları heyeti İslam hatip ve şairlerinin kendilerinden daha iyi olduğunu itiraf edip, İslam’a girdiler. İslam’a girmeleri üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- onlardan alınan esirleri geri iade etti ve onlara ikramda bulundu.
Tayoğullarının Fels İsmindeki Putlarının Yıkılması ve Adiy bin Hatem'in Müslüman Olması:
Hicri 9. yılın Rebiulevvel ayında Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Ali bin Ebi Talib’i yüzelli kişilik bir birlikle Tayoğullarının Fels ismiyle tanınan putlarını yıkmak üzere gönderdi. Ali’nin yanında siyah sancak ve beyaz bayrak vardı. Askerleriyle beraber araplar arasında cömertlik ve iyiliği ile meşhur Hatemü’t-Tai’nin kabilesine saldırdılar ve onları yenerek birçok ganimet ve esir ele geçirdiler. Esirler arasında Hatemü’t-Tai’nin kızı Safane de vardı. Esirler Medine’ye getirildikten sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Safane’ye ikramda bulundu ve O’nu karşılıksız olarak salıverdi. Safane daha önce Şam’a kaçmış olan kardeşi Adiyy bin Hatim’in yanına giderek O’na: “Öyle bir insanın yanından geldim ki bana babamın dahi yapamayacağı iyilikler yaptı. sen de O’na git” dedi. Bunun üzerine Adiyy hiçbir eman ve güvence almadan doğruca Medine’ye Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’in yanına geldi. Allah Rasulu -sallallahu aleyhi vesellem- O’nu İslam’a çağırınca o zaman Adiyy hemen oracıkta İslam’a girdi.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- o zaman Adiyy ile yaptığı konuşmalarında ona şöyle demişti.
“Sen müslümanların bugün ihtiyaç içinde oluşlarına bakarak belki müslüman olmaktan çekinirsin. Fakat gün gelecek onlar bol servete kavuşacaklar. Öyle ki mala istekli bulunmayacaklar. Bir kadın ta Kadisiye’den kalkıp devesiyle Hacca gidecek, Allah korkusundan başka bir korku duymayacak. Emniyet ve asayiş kemal bulacak” Çok geçmeden Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem-’in bu haberi gerçekleşti ve İslam ülkelerinde emsalsiz bir asayiş ve emniyet kuruldu. Halk huzur ve rahata kavuştu.
Temimoğullarının yola getirilmesi ve Fels putunun yıkılması Mekke fethinden ve Huneyn savaşından sonra vuku bulan en önemli iki olaydır. Bu iki olay dışında da bazı hadiseler daha yaşandı ki onları burada anmaya gerek duymuyoruz. Müslümanlarla puta tapanlar arasındaki mücadele Mekke’nin fethi ile müslümanların lehine sonuçlanmış oldu. Ancak müslümanlar bu mücadelenin getirdiği savaşların verdiği yorgunluktan daha henüz dinlenmeye vakit bulamadan, Şam’da bulunan Hristiyan güçlerin kendilerine doğru harekete geçtiklerini öğrendiler. Mute savaşı bundan dolayı yapılmıştı. Hristiyan güçler İran’a karşı kazandıkları zaferlerden dolayı her bakımdan çok güçlü konumdaydı. Bu durum onlarla müslümanlar arasındaki kanlı savaşlara neden oldu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- henüz hayatta iken meydana gelen Tebük savaşından sonra, Hülefayı Raşidin döneminde Şam’ın tamamen feth edilmesiyle bu mücadele de müslümanlar lehine sonuçlandı.
Tebuk Gazvesi:
Mute savaşının sadece üç bin kişiden müteşekkil İslam ordusunun başarısıyla sonuçlanması ve ikiyüzbin kişilik büyük Rum ordusunun bu savaştan başarısız olarak çıkması Rumlar açısından kötü bir şöhret olmuştu. Dolayısıyla bu savaştan sonra Rum egemenliği altında yaşayan Şam’a mücavir arap kabileleri bağımsızlık hareketlerine giriştiler. Bunun üzerine Rum Devleti, müslümanları kendi yurtlarında vurmak ve tamamen yok etmek için hazırlıklara girişip, büyük bir ordu teşkil ettiler.
Dostları ilə paylaş: |