Hz. Hamza-radıyallahu anh-'ın İslam'a Girişi:
Hamza’nın İslamiyete girmesine Ebu Cehil sebep olmuştur. Bir gün Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Safa’da bulunduğu bir sırada Ebu Cehil gelerek sebepsiz yere küfretti ve bir rivayete göre de taş ile vurarak başını yardı. Sonra da Kabe’de bulunan Kureyş meclisine gidip oturdu. Abdullah bin Cüdan’ın kölesi tüm bu olup bitenleri Safa’daki evinden izliyordu. Biraz sonra Hamza elinde oku olduğu halde avdan dönüyordu. Cariye olup bitenleri Hamza’ya anlattı. Hamza yeğenine böylesine hakaret edilmesine çok kızdı. Doğruca Ebu Cehil’in yanına gidip: “Kardeşim oğluna söven sen misin? Ben de onun dinindenim” deyip, elindeki okla Ebu Cehil’in başına vurup, yaraladı. Mahzunoğulları ve Haşimoğulları birbirine girmek üzereyken Ebu Cehil: “Ebu Ammare (Hamza)yı bırakın. Ben O’nun kardeşi oğluna kötü bir şekilde sövmüştüm” diyerek olayı yatıştırdı. Böylece Hamza’nın gerçekten müslüman olmasını önlemek istiyordu.
Hamza’nın İslam’ı aniden olmuştu. Önce diliyle öylesine söylemiş, sonra da Allah -Celle Celalühü- O’nun kalbini İslam’a açmıştı.Kureyş’in en izzetli,en güçlü ve gözü pek genciydi. Kendisine “Allah’ın aslanı” lakabı verilmiştir. Nübüvvetin 6. yılının Zilhicce ayında müslüman olmuştur.
Hz. Ömer'in-radıyallahu anh-Müslüman Oluşu:
Hamza -radıyallahu anh-’nın İslam’a girmesinden üç gün sonra da Hz. Ömer -radıyallahu anh- İslam’a girmiştir. İslam’a girmeden önce İslam ve müslümanların en şiddetli düşmanlarından biriydi. Bir gece Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- Kabe’de namaz kılıp Kur’an okurken, Ömer duymuş ve etkilenmişti. O’nun hak olduğunu düşünmüş ancak inadından vazgeçmemişti. Bir gün eline kılıcını alıp Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem-’i öldürmek üzere yola çıktı. Yolda bir adam kendisine: “Nereye gidiyorsun Ey Ömer” diye sordu. O da hiç çekinmeden: “Muhammed’i öldürmek istiyorum.” dedi. O adam kendisine: “Muhammed’i öldürürsen, Haşimoğulları ve Zehraoğulları’ndan nasıl kurtulursun?” Diye sorunca, Ömer adama kızdı ve: “Yoksa sende mi Muhammed’le berabersin.” diye çıkışınca adam O’na: “Senin kızkardeşin ve enişten de müslüman oldular.” demiştir.
Bunun üzerine Ömer dönüp, doğruca kızkardeşine ve eniştesine gitti. Onların yanında Eret’in oğlu Habbab -radıyallahu anh- da vardı. Onun beraberinde, içinde Taha süresi yazılı bir sayfa bulunuyordu. Habbab, bu sayfayı onlara okuyordu. Onlar, Ömer’in geldiğini duyunca, Habbab’ı evin bir köşesine sakladılar. Ömer’in kızkardeşi Fatma, sayfayı alıp uyluğunun altına koydu. Ömer, eve yaklaştığı zaman evde bir şeylerin okunduğunu duymuştu. Eve girince:
“Biraz önce işittiğim o mırıltı ne idi?” diye sordu.
“Bir şey işitmedin!” diye cevap verdiler.
“Vallahi ben sizin Muhammed’e tabi olduğunuzu haber aldım.” dedi ve Eniştesi Said’e şiddetle vurup, yakaladı. Kocasını Ömer’in elinden almak isteyen Fatma’ya da vurup başını yardı. Bunun üzerine her ikisi de Ömer’e:
“Evet, Müslüman olduk. Allah’a ve Rasuluna iman ettik, dilediğini yap!” dediler.
Ömer, kızkardeşinin yüzündeki kanı görünce yaptığına pişman oldu. Utandı. Kızkardeşine:
“Az önce okuduğunuz sahifeyi bana getirin de okuyayım.” dedi. Kızkardeşi ona, sen pissin, şirk üzeresin, Kur’an’a ise temiz olanlar dokunabilir. Kalk yıkan.” dedi. Ömer kalkıp yıkandı ve sahifeyi eline alıp okumaya başladı.
“Bismillahirrahmanirrahim” okudu ve “Güzel, temiz isimler.” dedi. Sonra Taha suresini “muhakkak ki ben kendim Allah’ım. Benden başka ilah yoktur. Öyle ise bana kulluk et, beni anmak için namaz kıl.” ayeti kerimesine kadar okudu.
“Bu ne güzel, ne tatlı bir sözdür. Beni Muhammed’e götürün” dedi.
Ömer’in bu sözünü duyan Habbab, ortaya çıktı ve
“Müjde ey Ömer! Ben Allah’ın seni Peygamberin davetiyle seçeceğini umuyordum. Çünkü Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’den gece “Ey Allahım! İslam’ı Hişam’ın oğlu Ebu Cehil veya Hattab’ın oğlu Ömer ile kuvvetlendir.” derken işittim.” dedi.Sonra da Rasûlullah-sallallahu aleyhi vesellem-’in Erkam’ın evinde olduğunu haber verdi.
Ömer -radıyallahu anh-, kılıcını alıp kuşandı, sonra da Erkam’ın evine gelip, kapıyı çaldı. İçerdekilerden biri kapının aralığından baktı ve Ömer’in kılıcını kuşanmış olarak geldiğini gördü. Durumu Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-’e bildirdi. İçeridekiler telaşlanıp bir araya toplandılar. Hamza
“Ne oldu böyle” diye sorunca
“Ömer” dediler. Hamza
“Ömer mi? Kapıyı açın! Eğer hayır için gelmişse hayrı ona veririz. Eğer şer işlemek için gelmiş ise, kılıcı ile onu öldürürüz.” dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi vesellem-, o sırada içerdeydi ve kendisine vahiy gelmekteydi. Sonra gelip Ömer’i karşıladı.Onu elbisesinden ve kılıç kuşağından tutup sonra da şiddetle kendisine çekti.
“Allah, sana Velid bin Muğire’ye indirdiği gibi bir felaket indirinceye kadar küfürden vazgeçmeyecek misin?” dedi. Sonra da “Ey Allahım! işte Ömer bin Hattab. İslam’ı Ömer bin Hattab ile izzetlendir.” buyurdu. Ömer hemen şöyle dedi:
“Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah.” Rasûlullah ve ev halkı öyle bir tekbir getirdiler ki, sadaları ta Beytül Haram’dan işitildi.
Hz. Ömer'in Müslüman Olmasına Müşriklerin Tepkileri:
Ömer -radıyallahu anh-, dengi bulunmayan bir pehlivandı. Müslüman olduktan sonra İslam ve Müslümanların en şedid düşmanı olan Ebu Cehil’in evine gidip kapısını çaldı. Ebu Cehil kapıyı açıp
“Hoş safa geldin. Hayrola?” deyince,
“Sana Allah ve elçisi Muhammed’e iman ettiğimi haber vermek için geldim.” dedi. Ebu Cehil kapıyı onun yüzüne kapatıp
“Allah seni ve geldiğin şeyi çirkinleştirsin.” dedi. Sonra da dayısı As bin Haşim’in yanına giderek içeri girdi.
Kureyş’in en çabuk söz yayan adamı Cemil bin Muammer’in yanına gidip, Müslüman olduğunu haber verdi. Cemil var gücüyle bağırıp, Ömer’in sapıttığını ilan etti. Ömer ise “yalan söylüyor. Ben Müslüman oldum” diye haykırırdı. Ömer -radıyallahu anh-, güneş doğuncaya kadar onlarla çarpıştı.
Daha sonra evine döndüğünde, hısımlarının onu öldürmek üzere beklediklerini gördü. Vadi Ömer’i öldürmek isteyen insanlarla doldu. O sırada Ömer’in kavmi Adiyyoğulları’nın antlaşmalısı olan Sehmoğulları’ndan Âs b. Vail geldi. Süslü ipek elbiseler giymişti.Ömer’e ne olduğunu sordu. O da: “Kavmim Müslüman olursam beni öldüreceklerini söylüyor.” dedi. Âs:“Hayır seni öldüremezler.” deyip yatıştırmak üzere topluluğun yanına gitti. Onlara: “Ne oluyorsunuz?” diye sordu. Onlar da : “İşte bu Hattab’ın oğlu sapıtmış” dediler.Âs onlara:“Onu öldüremezsiniz.” cevabını verip, onları teskin etti. Böylece dağıldılar.
Dostları ilə paylaş: |