Sında bir kaynaşma yoktu



Yüklə 0,85 Mb.
səhifə18/25
tarix04.01.2019
ölçüsü0,85 Mb.
#90497
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   25

GANİYE (BENÎ GANİYE)

Kuzey Afrika'da Murâbıt hâkimiyetini tekrar kurmaya çalışan Berberi asıllı bir aile.

Büyük Sahrâ'dan çıkarak Mağrib'de Murâbıtlar Devleti'ni (1056-1147) kuran üç önemli kabileden Messûfe'ye men­suptur. Benî Ganiye adını büyük anne­leri Gâniye'den alır. Ganiye, Sultan Ali b. Yûsuf b. Tâşfîn tarafından Messûfe kabilesinin ileri gelenlerinden Ali adlı bir kişiyle evlendirildi. Bu evlilikten Yah­ya ve Muhammed adında iki oğlu oldu. Cesur bir emîr olan Yahya b. Ali Murâ­bıtlar tarafından önemli görevlere ge­tirildi. Mürsiye (Murcia) ve Belensiye'ye (Valencia) vali tayin edildi. Buradaki ba­sanlarından dolayı Kurtuba (Cordoba) valiliğine getirildi ve on üç yıl boyunca Kurtuba'yı Aragon Kralı Alfonso'ya kar­şı korudu. Bu arada Muvahhidler Endü­lüs'e geçtiler (541/1146). Yahya b. Ga­niye onlara karşı da Murâbıtlar'ı savun­du ve 543'te (1148) Gırnata'da (Grana­da) öldü.

Murâbıt Hükümdan Ali b. Yûsuf b. Tâş­fîn tarafından 520 (1126) yılında Balear adalarına vali tayin edilen Muhammed b. Ali Murâbıtlar'ın çöküş döneminde ba­ğımsızlığını ilân etti. Böylece yeni bir ha­nedan tesis edilmiş oldu. Benî Ganiye Muvahhidler'in çöküşüne yakın bir za­mana kadar buraya hâkim oldu. Aile Do­ğu Cezayir, Kuzey Afrika ve Libya bölge­lerinde zaman zaman Muvahhidler'le yap­tığı savaşlarla kendini gösterdi. İshak b. Muhammed veliaht olan kardeşi Abdul­lah'a karşı ayaklanıp onu öldürdükten sonra idareyi ele aldı (560/1165). Avru­pa sahillerinde cihad faaliyetlerine önem verdi. Kendisinden önce babasının ve ilk ortaya çıkışlarından beri Murâbıtlar"ın yaptığı gibi Abbasî halifesi adına hutbe okuttu. Muvahhid Hükümdan Yûsuf b. Abdülmü'min hutbede kendi adlarının zikredilmesi konusunda onu iknaya ça­lıştıysa da kesin bir sonuç alamadı. İs­hak b. Muhammed 579 (1183) yılında Öldü. Yerine önce oğlu Muhammed, son­ra da diğer oğlu Ali geçti ve böylece Mu­vahhidler'le uzun bir hesaplaşma döne­mi başladı. Benî Ganiye ailesi Muvahhid­ler'in davetini reddetti. Üç yıldan beri Endülüs'te cihadla meşgul olan Muvah­hid Hükümdan Ebû Yûsuf el-Mansür, Benî Ganiye ile mücadeleye girmeden önce hıristiyan krallarla barış yapmak zorunda kaldı. 300 atlı ve 4000 piyade­den oluşan küçük bir ordu ile Muvah­hidler'le baş edemeyeceğini anlayan Ali b. Ganiye, gümrük ve haraç gelirlerin­den kendilerini mahrum bıraktıkları için Muvahidler'den hoşlanmayan Arap ka­bilelerinden yardım istedi. Onların yar­dımıyla eskiden Sanhâce kabilesinin mer­kezi olan Bicâye'yi aldı ve buranın yöne­timini kardeşi Yahya'ya bırakıp Cezayir. Müzâye ve Miliyâne'yi zaptettikten son­ra Benî Hammâd Kalesi'ni ele geçirdi ve Konstantine'yi kuşatmaya başladı. Benî Gâniye'nin bu başarılarından rahatsız olan Ebû Yûsuf el-Mansür büyük bir or­du gönderip Yahya b. Gâniye'yi Bicâye'-den uzaklaştırdı. Ali b. Ganiye de Kons-tantine muhasarasını kaldırıp Cerîd böl­gesinin (Tunus) büyük bir kısmını ele ge­çirdi. Ardından da Abbasî Halifesi Nâsır-Lidînillâh'a bir heyet göndererek hem biatini yeniledi hem de ondan yardım is­tedi. Halife de Selâhaddîn-i Eyyûbî'ye İbn Gâniye'nin yardımına gitmesi için bir mektup yazdı (581/1185).

Bunun üzerine Ermeni asıllı Şerefed-din Karakuş'un kumandasında Oğuzlar'-dan oluşan bir askeri birlik Mısır'dan hareket etti. Benî Ganiye Oğuzlar ve özel­likle Ubya'daki Arap kabileleriyle iş bir­liği yapt. Murâbıtlar'ın hizmetleri tak­dirle yâdedilerek Ali b. Ganiye müslü-manlann emîri ilân edildi. Müttefikler, Muvahhidler'in hakimiyetindeki Tunus ve Mehdiye hariç İfrîkıye'nin tamamına hâkim oldular. Muvahhid Hükümdan Ebû Yûsuf Ya'küb el-Mansûr. İfrîkıye'ye doğ­ru harekete geçerek kayda değer bir mu­kavemetle karşılaşmaksızın Tunus'a ulaş­tı (582/1186). Muvahhidler Kafsa bölge­sindeki Umre'de bozguna uğradılar (583/ 1187). Ebû Yûsuf Ya'küb el-Mansûr üç ay sonra tekrar ilerlemeye başladı. Hâ-me çevresinde Benî Ganiye ve Oğuzlar'a karşı saldırıya geçerek ordularını dağıt­tı. Benî Ganiye ve Oğuzlar Cerîd bölge­sine hücumla meşgulken Ebû Yûsuf Tû-zer (Tozeur), Kâbis (Gabes) ve Kafsa gibi bazı merkezleri geri aldı. 584'te (1188) vefat eden Ali b. Gâniye'nin naaşı Ma-yurka'ya (Majorka) götürüldü.

Ali b. Gâniye'nin yerine geçen kardeşi Yahya selefinin yolundan giderek Oğuz­lar ve Araplarla dostluk siyasetini de­vam ettirdi. Ancak Oğuzlar'ın kumanda­nı Karakuş kısa bir süre sonra Kâbis'i ele geçirmek maksadıyla Muvahhidler'in Tunus valisinin tarafına geçince üçlü it­tifak çözülmeye başladı. Yahya, Benî Sü-leym'in yardımıyla kendini bağımsız hü­kümdar ilân etti. Ya'küb el-Mansûr'un Endülüs'te cihadla meşgul olması, Yahya'ya yıllarca İfrîkıye'de Muvahhidler'in istikrarını sarsma fırsatı verdi. Böyle­ce Yahya İfrîkıye'nin büyük bir kısmına tekrar hâkim oldu. Cerîd ve Kayrevan'a ilâve olarak Mehdiye, Trablus ve Kâbis gibi birkaç şehir de onun hâkimiyeti al­tına girdi. Nüfuzu doğuda Orta Mağrib sahillerine ve Bİskre'ye kadar yayıldı. Önemli valiliklere aile fertlerini getirdi. Daha sonra Tunus'u istilâ ederek hal­kı 100.000 dinar vergi ödemek zorunda bıraktı.

Muvahhjd Hükümdarı Muhammed en-Nâsır, batıda Kostantine sınırlannı zor­layan Benî Ganiye ile hesaplaşmak için Merakeş'ten ancak 601 (1204-1205) yı­lında harekete geçti. Muvahhidler 599'-da (1203) Mayurka adasını ele geçirdi­ler. Böylece bu adadan, Yahya b. Gâni-ye'nin hâkimiyeti altında bulunan Afri­ka'nın kuzeyindeki limanlara deniz yolu İle yardım ulaştırılması engellendi. Mu­hammed en-Nâsır Tunus'a yönelince İbn Ganiye oradan uzaklaştı. Böylece Muham­med en-Nâsır Tunus'u ve Mehdiye'yi geri aldı ve EbÛ Muhammed b. EbÛ Hafs'ı Tu­nus'a vali tayin etti (603/1206-1207). Bu ise Benî Ganiye için sonun başlangıcı ol­du. EbÛ Muhammed 606'da (1209-10) Benî Gâniye'nin bütün topraklarını ele geçirdi. Abdullah b. İshak b. Ganiye ertesi yıl Merakeş'e geldi ve kendisine yakınlık gösteren Muvahhid Hükümdarı Muham­med en-Nâsır'a itaat arzetti. İfrîkıye'den kesin olarak uzaklaştırılan Yahya b. Ga­niye Veddan'a sığındı ve Karakuş'u öldü­rerek buraya hâkim oldu (609/1212-13). EbÛ Muhammed b. Ebû Hafs'ın ölümün­den (617/1220) sonra da Güney Tunus'a gitti ve Hafsîler'den Ebû Muhammed Ab­dullah'ın 621 'de (1224) gelişine kadar Tunus'ta hüküm sürdü. Daha sonra bu­radan ayrılarak Sicilmâse'ye sığındı (624/ 1227). üç yıl sonra Cezayir topraklarına geçtiyse de burada tutunma imkânı bu­lamadı ve 635'te (1237-38) öldü. Onun ölümüyle Kuzey Afrika'da Murâbıt hâki­miyetini tekrar kurmak isteyen Ganiye ailesinin tarihi de son bulmuş oldu.

Bibliyografya:

İbntn-Esîr, el-Kâmii, Kahire 1348/1929, IX, 166, 171; Abdülvâhid el-Merrâküşî. el-Mu'cib ft telhisi ahbâri'l-Mağrib, Kahire 1368/1949, s. 175-İ97, 239-242; İbn Hallikân, Vefeyât, Bu­lak 1299/1881,11, 429, 431; İbn İzârî, el-Beyâ-nü'I-muğrib (Kettânî), s. 175-197, 239-242; İbn Haldun, el-'lber, Beyrut 1957, VI, 390-407; Zerkeşî, Târîhu'd-devleteyni'l-Muuahhidîyye vei-Hafşiyye, Tunus 1386/1966, s. 15-18; İbn EbÛ Dînâr. el-Mü'nis ft ahb&ri İfrîkıyye oe Tû-nis (nşr. Muhammed Şemmâm), Tunus 1387/ 1967, s. 119-122; Yûsuf Eşbâh, Târihu't-En-deltis ft 'ahdi'l-Murâbıttn ue't-Muuahhidtn, Ka­hire 1377/1958, s. 41*4-426; Selâvî, KitâbÜl-tstikşâ, II, 142-144, 191-194; A. Bel, Les Banü Ghâniya, Paris 1903; H. Terrase, Histoire du Maroc, Paris 1949,1, 328-332, 346; J. M. Abu'n-Nasr, A History of the Maghrib, London 1975, s. 114-118; H. Gueneron, La Lybie, Paris 1976, s. 28, 29; İsâm Salim, Cüzürü'l-Endelüsi'l-men-siyye, Beyrut 1984, s. 318-394; Ali Ahmed, "el-Muvahhidûn ve Benû Ganiye", Dirâsât Târt-hiyye, sy. 31-32, Dımaşk 1989, s. 187-196; G. Marçais. "Ghâniya", £^(Fr.|, II, 1030-1032.




Yüklə 0,85 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin