Elçi halkız biz.
Allah bize zahmet verdi
Insanoğlu düşünsün diye,
İnsan da zorluk verdi
Göklere yükselsin diye.
Böyle olsa da, yok olmadan
Yüce kaderine ram olarak,
Halkım yaşamaya uğraşıyor
Promete'ye benzeyen halkım.
YARATIK
(6-87)
Bir ayağını kapanda bırakıp
Üç ayağıyla zıplayıp giden yaratık.
Hür yaşamaya olan aşkından
Bir azasını kemirip koparmıştır.
Dört azası sağ kalıp kafese girmektense
O dört azasını da bırakıp gider,
Dışarıda azat yaşamak için.
Ya da hür ölmek için
O can kavgası yapar.
ÇANI OL YAŞAMIN
(6-53)
Tecrübeyle söylemiş eskiler :
"Suçlu ölmezse suçsuz ölür".
Güç yetiremeyip eklemişler :
"Yaşam zamanla düzelir".
Bahçesini ot sarmışsa
Insan nasıl düzelir ?
Kendimiz düzeltmezsek
Yaşam nasıl düzelir ?
Haksızlık çoğalıp gidiyor
Zararlı otlar gibi tarlada.
Basın alarm veriyor
Kıpırtı yok insanlarda.
Kırağı vurmuş devlet
Yine susup dinleyip duruyor.
Çevreye bir kez bak da
Çanı ol yaşamın !
TEKRARLAMAK
(6-72)
Kur'anda tekrarlandığı gibi
Ayetler, sözler,
Bende de tekrarlanır
Mısralar, manzumeler.
"Bismillah" ile başlandığı gibi
Kur'anda her sure.
"Karaçay" diye başlıyor
Bende de her manzume.
Bismillahirrahmanirrahim.
Ya Allah Sen güç ver,
İman ver halkıma.
Yurt da verdin,
Dil de verdin,
Şimdi kendini korumaya
Bir şuur da ver.
KARAÇAY AZAT OLMADAN KALMAZ
(6-51)
Şuur, benlik, öd yetişmiyor
korumaya, kollamaya,
Yurdumdan, halkımdan
başladım korkmaya.
İnliyor, yanıyor gönlüm,
Mevki mansıp bana ölüm.
Işte kopup gidiyorum dünyadan...
Artık sizi nasıl görürüm?
Toprakdan ağır, boynumda borcum.
Medet bana, ödemeye yetmedi harcım.
Ama beni üzen, kemiren:
Halkımı satan o hainlerin
Boyunlarını koparıp dişlerimnen,
Sürüyüp birlikte götüremeyişim.
Onlar yine milletime karşı
Pis siyaseti konuşuyordur:
"Biz millet değiliz" diye
Genç nesilleri uyuyşturuyordur.
Bir haini haklayıp ölseydim...
Sağlığımda dinleyip durdum onları,
Şimdi haykırıyor benim mezarım...
Tekrar dönmeye olsaydı imkânım,
Ne yapacağımı ben bilirdim.
Işte öldüm, gittim dünyadan,
Uyuşuk nesillerden temizlensin Kafkaz.
Gerçek dağlılar büyüyüp yetişiyor,
Karaçay azat olmadan kalmaz.
Allah dilerse! Inşallah!
Karaçay-Malkar azat olmadan kalmaz.
1917'den BERI…
(6-43)
Astı üst etti devlet,
Çabuk değişti bizde hal.
Ne bey ne bay kaldı.
Doğrandı özgür insanımız,
Kalmadı gerçek imanımız.
Köle huylu oldu halkımız,
Yular geçirip ahıra atınız.
Boğaz tokluğuna çalıştırın,
Yar kenarına yaklaştırın.
Yahut boyunduruğa alıştırın,
Her dediğini yapar sonunda.
Bizi yöneten tüm fâsıklar,
Kalem tutan satılıklar,
Haykıracak bir ağızdan :
"Kan dökülmüyor Karaçay'da!"
Bu güruhun derisini yüz, öldür -
Kan yerine suyunu çıkar,
Can yerine huyunu çıkar,
Böyle bir güruh işte bunlar!
Ana dillerinden tiksinen,
Hak dinlerinden tiksinen,
Öz halklarından tiksinen,
Böyle menfur, işte bunlar.
NERDESİN SEN ? (6-44)
Uluyorum ben, kazak BÖRÜ,
Yalnızım ben.
Nerdesin sen, azat gönüllü?
Nerdesin sen azat dölü?
Nerdesin sen ?
Ümmî olan zavallıya
Sözüm yok.
Din bozan yarım mollaya
Soracak hesabım çok.
Yağım sensin, halkı aldatan
Münevver,
Kalmadı sende insanlık,
Ne cesursun ne de er!
Mevki için, mal için
Satılıyorsun.
Öz halkına, dağ yurduna
Hışımla atılıyorsun.
"Yerimiz çok küçük,
Dilimiz bir dilim,
Azat olsak, yok oluruz"
Diye, satıyorsun bilim.
Sen kaypaksın. Düşman kim ?
Kiminle uğraş verelim ?
Amantişler*, Atacoklar**,
İffetleri, ismetleri yoklar,
İşte bizim düşmanımız,-
Onlara karşıdır uğraşımız.
*Amantiş: 1828 Hasavka Savaşıyla Caraçay'ın Ruş işgaline girmesine yardım eden hain.
**Atacok: Aynı savaşta Karaçay`ın gizli yolunu
Ruşlara gösteren kabardeyli bir başka hain.
E L H A M
(6-18)
Karaçay,
Azatlık al, uğraş,
Kureyş halkı
Karaçay!
Senden doğuyor bize gün,
Senden doğuyor bize ay.
Medeni halk, kutsal halk,
Aydın halk, Alan halkı
Mingi Malkar-Karaçay!!!
KAZAK BÖRÜ – YALNIZ KURT
(6-27)
Uluyorum ben kazak börü,
Yapa yalnızım ben.
Kaplan yürekli azat nesil
Neredesin sen ?
Döğüştüm ben kazak Börü,
Yara izlerim çok, görürsünüz.
Ümit sizdedir genç nesil,
Siz birlik olmayı bilirsiniz.
Ovadan dağa, dağdan ovaya
Koşarak indim, koşarak çıktım.
Huzur vermeden yaşadım yağıya,
Tek başıma nicesini yıktım.
Kendinden yapılan çividir,
O sert ağaçları yaran.
Kendi itlerimizdir
Benim kalbimi ikiye ayıran.
Ben bir kere köye girdim
Gözlerimde şimşekler yanarak.
Zincirli kardeşlerimi gördüm,
Bana atıldılar havlayarak.
En cesur ite yaklaştım ben:
-Yazık boynundan takılıp
Böyle mi kalacaksın sen,
O mujik efendine tapınıp ?
- Benim zincirim gümüşden
Başkalarınınki de demirden.
Altın zincirli olacağım
Kurtarırsam efendimi börüden.
Diye havladı, ürdü, atıldı,
Ama zinciri bir yere takıldı.
"Altın" diye salyaları saçıldı.
Ama kul olduğunu sezemedi.
Efendisi çıktı evden,
İt beni gösterip söyledi :
- Silah at ya da bırak beni,
Börüyü bitirelim diye,gürledi.
O kovaladı ben kaçtım,
Köy görünmez oldu uzakdan.
Dostları ilə paylaş: |