S. Kulların ilk görevi nedir?
C. Kulların ilk görevi yüce Allah'ın kendilerini ne için yarattığını, ne adına ne maksatla kendilerinden söz aldığını1, rasûllerini kendilerine ne ile gönderip üzerlerine kitabları ne maksatla indirdiğini, dünya ve âhiretin, cennet ile cehennemin niçin yaratıldığını, neyin sebebiyle (kıyametin bir ismi olan) Hâkka'nın gerçekleşip (bir diğer ismi olan) Vâkıa'nın niçin gerçekleşeceğini2 hakkında terazilerin kurulup, amel defterlerinin (sahiplerini bulmak üzere) niçin uçuşacağını, bedbahtlığın ve bahtiyarlığın sebebinin ne olduğunu ve neye göre nurların paylaştırılacağını bilmeleridir -ki Allah'ın kendisi için nur takdir etmediği kimselerin hiçbir nuru olmaz-
S. Yüce Allah'ın mahlukâtı kendisi sebebiyle yarattığı bu hususun mahiyeti nedir?
C. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Biz gökleri yeri ve ikisinin arasında olanları oynayalım diye yaratmadık. Biz onları ancak hak ile yarattık; fakat onların çoğu bilmezler." (ed-Duhân, 44/38, 39)
"Biz göğü, yeri ve onların aralarında olanları boşuna yaratmadık. Bu kâfirlerin zannıdır." (Sad, 38/27);
"Allah gökleri ve yeri hak ile bir de her kişiye kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır. Onlara zulmedilmez." (el-Câsiye, 45/22)
"Cinleri ve insanları ibadet etmekten başka birşey için yaratmadık" (ez-Zariyat, 51/56) vb. âyetlerde bu husus açıklanmış bulunmaktadır.
S. Abd (kul)ın anlamı nedir?
C. Eğer "abd" kelimesi ile müsahhar kılınmış, emre amade edilmiş, hazırlanmış anlamına gelen "el-muabbed" anlamı kastediliyor ise bu manasıyla bütün mahlukatı kapsar. Akıllı olsun olmasın yaş ve kuru, hareketli hareketsiz, görünen görünmeyen, mü'min kâfir, iyi günahkâr ve bunun dışında yüce ve süfli âlemlerdeki bütün mahlukatı kapsayan bir manadır.
Bütün bu yaratıklar yüce Allah'ın mahlukatı olup, O onların Rabbidir. Onlar O'nun tarafından müsahhar kılınmışlardır, O'nun tedbiri ile çekip çevirilmektedirler. Onların herbirisinin şeklini aldığı bir çizgisi, sonunda ona vardığı bir sınırı vardır. Hepsi belirlenmiş bir ecele, bir vadeye doğru akıp gider, bir zerre ağırlığınca da olsa onu aşmaz. İşte bu "aziz (kudretiyle herşeye galip) ve alîm (herşeyi çok iyi bilen Allah)'ın takdiridir." (36/38) Mutlak adaletli, hikmeti sonsuz olanın tedbir ve idaresidir.
Eğer bu kelime ile ibadet eden, seven ve zilletle boyun eğip, itaat eden kimseler kastedilecek olursa, o vakit bu lafız ile Allah'ın şereflendirilmiş, ikrama mazhar olmuş, takva sahibi gerçek dostları, kendileri için korku olmayan ve üzülmeyecek olan mü'min kulları özellikle kastedilmiş olur.3
S. İbadet nedir?
C. İbadet yüce Allah'ın sevdiği ve hoşnut olduğu bütün sözleri, gizli ve açık bütün amelleri kapsayan ve bunlara aykırı olup çelişki arzeden hususlardan uzak kalmayı ifade eden genel kapsamlı bir isimdir.
S. Yapılan bir amel ne zaman ibadet olur?
C. Eğer o amelde şu iki husus mükemmel olarak bulunursa o amel ibadet olur. Bunlar kemal derecesindeki sevgi ile birlikte, kemal derecesindeki zillet ve alçalıştır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"İman edenlerin Allah'a olan sevgileri daha şiddetlidir." (el-Bakara, 2/165);
"Şüphe yok ki Rablerinden korkuları sebebiyle titreyenler..." (el-Mu'minûn, 23/57)
Yüce Allah bu iki hususu şu buyruğunda birarada zikretmiş bulunmaktadır:
"Şüphesiz bunlar hayırlı işler yapmaya koşarlar. Umarak, korkarak, bize dua ederlerdi. Bize gönülden derin saygı duyarlardı." (el-Enbiyâ, 21/90)
S. Kulun Rabbini sevmesinin alâmeti nedir?
C. Bunun alâmeti yüce Allah'ın sevdiklerini sevmesi, onun gazab ettiği ve sevmediği şeylere buğz etmesidir. Buna bağlı olarak O'nun emirlerine uyup, yasaklarından sakınması, O'nun sevdiği dostlarını dost bilip, düşmanlarına düşman kesilmesidir. Bundan dolayı imanın en sağlam kulpu Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir.
S. Kullar Allah'ın sevdiği ve hoşnut olduğu şeyleri hangi yolla bilebilirler?
C. Onlar yüce Allah'ın sevip hoşnut olduğu şeyleri emretmek, hoşlanmayıp istemediği şeyleri nehyetmek üzere peygamberler göndermesi, kitablar indirmesiyle bilip öğrendiler. Böylelikle yüce Allah'ın kesin ve tartışmasız delili onlara karşı ortaya konulmuş, sonsuz hikmeti açığa çıkmış oldu. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Müjdeleyici ve korkutucu olarak peygamberler gönderdik ki; insanların peygamberlerden sonra Allah'a karşı ileri sürecekleri bir delilleri kalmasın." (en-Nisa, 4/165);
"De ki: 'Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah günahları bağışlayandır, pek merhametli olandır." (Âl-i İmran, 3/31)
S. İbadetin şartları kaç tanedir?
C. Üç tanedir. Birincisi aynı zamanda ibadetin varlığının da şartı olan samimi bir kararlılık, ikincisi halis bir niyet, üçüncüsü yüce Allah'ın; ancak kendisine göre dini hayatın yaşanmasını emrettiği, şeriate uygunluk. Bu son iki şart ta ibadetin kabulünün şartlarıdır.
S. Samimi bir kararlılık (sıdku'l-azîme) ne demektir?
C. Tembelliği, oyalanmayı bir kenara bırakarak fiiliyle yüce Allah'ın buyruğunu tasdik etmek için olanca gayretini ortaya koymaktır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Ey iman edenler yapmayacağınız şeyi niçin söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah'ın yanında büyük bir hışmı gerektirir." (es-Saf, 61/2-3)
S. Halis niyetin anlamı nedir?
C. Kulun bütün sözleriyle, görünen ve görünmeyen amelleriyle yalnızca yüce Allah'ın rızasını aramasıdır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Halbuki onlar, O'nun dininde ihlas sahipleri ve hanifler (yalnızca İslama bağlananlar) olarak Allah'a ibadet etmelerinden... başkası ile emrolunmadılar." (el-Beyyine, 98/5);
"Üstelik onun üzerinde hiçbir kimsenin karşılığı verilmesi gereken bir iyiliği de yoktur. Ancak o çok yüce Rabbinin rızasını arayarak (bunu yapmıştır)." (el-Leyl, 92/19-20);
"Biz size ancak Allah'ın rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık ne bir teşekkür isteriz." (el-İnsan, 76/9)
"Kim ahiret ekinini isterse, onun ekinini arttırırız, kim de dünya ekinini isterse, kendisine ondan bir şeyler veririz. Ahirette ise onun hiçbir payı yoktur." (eş-Şura, 42/20) ve daha başka âyetler (bunun delilidir.)
Dostları ilə paylaş: |