~ 69 ~
koşullar oluşturmuştur. Haydar Aliyev konuşmalarının birinde Azerbaycan‘da
yaşayan etnik
gruplarla ilgili şunları dile getirmiştir: ―Azerbaycan'ın zenginliği sadece pamuk, yer altı ve yerüstü
kaynakları değildir, kendi topraklarında yaşayan halklardır." Bu politika halen Cumhurbaşkanı
İlham Aliyev tarafından başarıyla sürdürülmektedir. Azerbaycan'da yaşayan her millet, etnik
kimliğini korurken diğer etnik grupların hayat tarzlarını, gelenek ve göreneklerini, kültüründeki
birçok ilerici
faktörleri benimseyerek, karşılıklı olarak geliştirmiştir. Birlikte yaşamanın genel
kurallarına uymak zaman zaman bu halklar birbirlerine daha da yakınlaştırmış, ancak dillerini ve
etnografik özelliklerini korumalarına engel olmamıştır [1, s.6].
Günümüzde Azerbaycan'da var olan ulusal ve kültürel çeşitlilik
ile etnik ve dini hoşgörü
ortamı, Azerbaycan‘ı çok etnikli, çok dinli bir ülke ve dünyada kültürlerarası diyalog için eşsiz bir
yer haline getirmiştir. Azerbaycan devleti, çok kültürlü gelenekler temelinde gelişen zengin ulusal
ve kültürel değerlere sahip bir ülkedir. Azerbaycan halkının bir yaşam biçimi olarak çok
kültürlülük, uzun yıllardır ülkenin kalkınmasında teşvik edici bir politika olmuştur.
Unutulmamalıdır ki, bağımsızlığın kazanılmasından sonra, çok kültürlülüğün gelişimi için özel
devlet desteği güçlendirilmiştir.
Bu güçlü desteğin sonucunda, bugün Azerbaycan'da farklı
milletlerin temsilcilerinin karşılıklı dostluk ve işbirliği koşullarında yaşıyor ve ülkenin
kalkınmasında önemli bir rol oynuyorlar. Önceki paragraflarda da belirtildiği gibi, Azerbaycan‘da
çok kültürlülüğün bir devlet politikası ve yaşam biçimi olarak temelleri milli lider Haydar Aliyev
tarafından atılmıştır. Haydar Aliyev ikinci kez iktidara geldikten sonra Azerbaycan'ı iç savaştan
kurtarmış ve Azerbaycan‘da yaşayan tüm etnik azınlıkları tek bir ―Azerbaycançılık‖
ideolojisi
etrafında birleştirmiştir. Doğal olarak, bu başarılı çok kültürlü bir dış ve iç politikanın sonucudur ve
o zamandan beri ırk, din, dil ve milliyetten bağımsız olarak tüm halklar Azerbaycan'da refah içinde
yaşamaktadırlar [20, s.11].
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin devlet politikası olan çok kültürlülüğün önemli bir noktası da
devlet-din ilişkilerinin üst düzeyde olmasıdır. Azerbaycan'da devlet-din ilişkilerinin üst düzeyde
olması dört ana noktada kendini göstermektedir:
-İlk olarak Azerbaycan‘da devlet tarafından din özgürlüklerinin sağlanması;
-Devlet tarafından tüm din ve mezheplerin kanun önünde eşitliğinin sağlanması;
-Tüm din ve mezheplerin faaliyetlerine her türlü devlet desteği verilmesi;
-Karşılıklı saygı ve işbirliği temelinde dinler arası ilişkilerin kurulması [25, s.10].
Günümüzde
Azerbaycan, Müslümanlar arasında kanlı çatışmalara neden olan mezhep
çatışmalarının olmadığı birkaç Müslüman ülkeden biridir. Devlet, tüm dini kuruluşlara maddi
destek de dâhil olmak üzere gerekli yardımı sağlar. Devletimizin tüm dinlere karşı eşit tutumu da,
dinler arası ilişkilerin gelişmesine, daha doğrusu bu ilişkilerin karşılıklı saygı ve işbirliği temelinde
kurulmasına yol açmaktadır. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in de belirttiği gibi, Azerbaycan'da tüm
din ve inanç özgürlükleri tam olarak güvence altına alınmıştır [25, s.10].
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev çok kültürlülüğü bir devlet politikası olarak daima geliştirme
çabası içindedir. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin katıldığı "İnsan Hakları Üzerine" Avrupa Sözleşmesi,
Azerbaycan‘ın hukuk sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır [12, s. 17]. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in
2016 yılını ―Azerbaycan‘da çok kültürlülük yılı‖
ilan etmesi ise, Azerbaycan‘da çok kültürlülük
siyasetinin ciddi hukuki temellere sahip olduğunu göstermektedir [5].
Azerbaycan‘da hoşgörü ve çok kültürlülük SSCB döneminde de Azerbaycan‘ı özel bir
konuma taşıyan bir siyaset olmuştur. Hem Haydar Aliyev Azerbaycan SSC‘nin başkanıyken, hem
de ondan önceki başkanlar bu minvalde oldukça büyük adımlar atmıştır.
Bunu daha iyi anlatmak
adına SSCB döneminde hoşgörü ve çok kültürlülük açısından kabul edilmiş kanunlara bakmamız
yeterli olacaktır. Azerbaycan Cumhuriyeti 4 Kasım 1950‘de ―İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin
Korunması ‖ kanununu kabul etmiştir. Azerbaycan‘da "Medeni ve siyasi haklar üzerine"
Uluslararası Sözleşme ve "Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar üzerine‖ Uluslararası Sözleşme 16
Aralık 1966 kabul edildi. "İşkenceye Karşı" BM Sözleşmesi 9 Aralık 1975'te kabul edildi. "Irk
ayrımcılığının tüm formlarının kaldırılması üzerine" BM Sözleşmesi 4 Ocak 1969 kabul edildi.
Dostları ilə paylaş: