Bakü Adının Tarihi Kentin adının tarihine bakmak için, öncelikli olarak bu bölgede yaşamış etnik grupların
dillerini incelemek gereklidir. Yapılan araştırmalara göre, MÖ I. binyılın sonu ve MS ilk
yüzyıllarda Abşeron Yarımadası‘da dâhil Hazar Denizi‘nin batı sahillerinde İskitler, Massagetler
(Maskutların) yaşamıştır. Parfiya Arşakilerden olan hâkimler bu hükümdarlığı yönetmiştirler [2,
s.41].
Araştırmacıların Abşeron Yarımadası‘nın toponomisi üzerine yaptıkları çalışmalar
sonucunda, burada olan köy adlarının, burada yaşayan halkların adları ve dilleriyle bağlantılı olduğu
ortaya çıkmıştır. Abşeron‘da Maskutlar, Mardlar, Kürtler vb. kabileler yaşamıştır. Bölgeye İran dilli
halkların gelmesiyse MÖ I. binyılın I. yarısında olduğu düşünülmektedir. Yapılan arkeolojik
araştırmalar sonucunda Zabrat, Nardaran, Corat, Novhanı, Bülbüle, Buzovna, Merdekan, Balahanı,
Hırdalan, Surahanı, Masazır, Bilgeh, Ramana, Goradil gibi yerleşke isimlerinin İran diline özgü
kelimeler olduğu ortaya çıkmıştır [2, s.41-42].
Bakü şehrinin adının anlamı ve tarihi üzerine farklı görüşler mevcuttur. Ancak bu görüşlerin
içerisinde en açıklayıcı olan Azerbaycanlı Tarihçi Sara Aşurbeyli‘nin görüşüdür. Aşurbeyli, yaptığı
detaylı çalışmalar sonucunda şehrin adının ilk kez V-VIII. yüzyıllarda kullanıldığına ulaşmıştır.
Bakü adına ilk kez V-VIII. yüzyılların kaynak eserlerinde rastlanılır. Bu kaynaklarda kentin adı,
Bagavan, Atli (Atşi), Bagavan (Ateşi)-Baguan şeklinde kullanılır. Ancak Aşurbeyli ve birçok
önemli tarihçi, kullanılan Bagavan, Atli (Atşi), Bagavan (Ateşi)-Baguan isimlerinden kastedilen
kentin Bakü olduğunu dile getirir [2, s.43].
Hint Avrupa dillerinin hemen hemen hepsinden ―Allah‖ ve ―güneş‖ anlamını veren
kelimeler ―baga‖ kökünden gelir. ―Bagavan‖ toponomisi de ―baga‖ kökünden gelmektedir.
Sanskritçe‘ye baktığımızda ―bhaga‖ kelimesi güneş ve ay anlamlarını verirken, Siva kelimesi ilahe
(tanrıça) anlamına gelmektedir. Bu kelimenin İran dillerinde ve Avesta kitabesinde ―Allah‖
anlamına geldiği bilinmektedir. Pehlevi ve Ermeni diline baktığımızdaysa, Pehleviler‘de ―bag‖
kelimesi, Ermenilerde ise ―baga‖ kelimesi ―Allah‖ anlamına geldiği düşünülmektedir [2, s.44].
XI. yüzyıldan başlayarak farklı kaynaklarda Bakü‘nün adı şu şekillerde verilmektedir:
-XI. yüzyılda El-Bîrûnî ve XII. yüzyılda Ebu Hamid El-Endelusi El-Gırnati kentin adını
Bakuh olarak kullanmıştır.
-XII. yüzyılda Hagani Şirvani, XIV. yüzyılda Reşideddin ve Hasan Bey Rumlu, XVI. –
XVII. yüzyıllarda Amin Ahmed Er-Razi, XVII. yüzyılda Evliya Çelebi ve Hacı Halife kentin adını
Baku olarak kullanmıştır.
-XII. yüzyılda Yakut, XII. yüzyılda Nasreddin Tusi, XVIII. yüzyılda Zekeriya Gazvini,
XIV. yüzyılda Hamdullah Gazvini ve Ebu-l-Fida, XVI. yüzyılda İbn İlyas, XVII. yüzyılda Sadık
İsfahani, XV. yüzyılda Bakuvi kentin adını Bakuye olarak kullanmıştır [2, s.48].
-XVI. – XVII. yüzyıllarda Derbendname‘de Bakü adı Badkube olarak kullanılmıştır.
-XVII. yüzyılda İskender Munşi, XVIII. yüzyılda Mirze Muhammed Mehdi Han Astrabadi,
XIX. yüzyılda Muhammedhasan han Etimad El-Seltene kentin adını Badkube olarak kullanmıştır
[2, s.49].