Sovyet Sonrası Orta Asya


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti / İsmail Bozkurt [s.913-921]



Yüklə 14,49 Mb.
səhifə103/115
tarix17.11.2018
ölçüsü14,49 Mb.
#82891
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   115

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti / İsmail Bozkurt [s.913-921]


Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı / Türkiye

I. Giriş


Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyeti’ni Ortaya ÇıkaranOlay ve Etkenler

Büyük Yunanistan hayalinin ortaya çıktığı 18. yüzyıl sonlarında başlayan tarihsel süreçte, Kıbrıs sorunu hep varolmuştur. Özünde Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı (ENOSİS) vardır.

1959’da imzalanan Zürih ve Londra Anlaşmaları ile sorun, kısa bir süre için çözüme ulaşır gibi oldu. Bu anlaşmalar ve bunlara uygun olarak hazırlanan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta yeni bir Türk-Yunan dengesi yarattı. 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti, egemen iki halkın eşit ortaklığı temelinde bir devlet olarak ortaya çıktı.

Türkiye, Yunanistan ve Büyük Britanya, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, daha doğrusu kurulan dengelerin garantörü oldular. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, Türkiye ile Yunanistan’ın birlikte üye olmadığı uluslararası kuruluşlara üye olması yasaklandı. Kurulan Türk ve Rum ulusal yönetimleri (Anayasa’da Cemaat Meclisleri olarak geçiyor); din, eğitim, öğretim, kültür, sosyal hizmetler, hayır kurumları, kişi hukuku bakımından yetkili ve egemen sayıldılar. Hatta, bu ulusal yönetimler Anayasa ile verilen, Türk ya da Yunan Hükümeti’nden “eğitim, kültür, spor ve hayır müesseseleri için malî yardım alma hakkı” ile aracısız olarak uluslararası ilişkilere girebiliyor; böylece dış egemenlikte de sınırlı da olsa yetkilere sahip oluyorlardı.

Ulusal yönetimlerin ayrı parlamentoları, ayrı yürütme organları, ayrı yargı organları vardı. Vergi toplayabiliyorlardı. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, fonksiyonel federatif özellikler yanında konfederal özellikler de taşıyordu. Bilindiği gibi konfederal yapılarda eşit birimler ve bu birimlerin işbirliği içinde uzlaşarak ortak karar alma zorunluluğu var. Yani çoğunluğun karar alması söz konusu değildir. Anayasa’da Rum Cumhurbaşkanı ile Türk Cumhurbaşkanı Yardımcısı’na tanınan kesin Veto hakkı ve parlamentoda Türk ve Rum milletvekillerinin bazı konularda ayrı oylama hakkının anlamı, iki toplumun ve temsilcilerinin bazı temel konularda konsensus sağlama (uzlaşma) zorunluluğudur. Bunlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne konfederal nitelikler kazandıran kurallardır.

Kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olan Makarios, daha anlaşmalar imzalanır imzalanmaz, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ENOSİS için “sıçrama tahtası” olarak gördüğünü açıklamıştı. Nitekim Kıbrıs Cumhuriyeti kurulur kurulmaz, Kıbrıslı Türkler’in eşitliğini sağlayan tüm kural ve düzenekleri bertaraf etmeyi hedefledi. Siyasal yönden başarılı olamayınca da ünlü Akritas Plânı ile 21 Aralık 1963’te silâhlı harekât başlatarak Türkler’i Cumhuriyet’ten attı. Silâhlı saldırılar sonucunda yüzlerce Kıbrıslı Türk öldürüldü ya da kayboldu. 100’den çok Türk köyü boşaltıldı. Dünya siyasal literatürüne 1990’larda giren “etnik temizlik kavramı, daha o zaman Kıbrıslı Türkler’e karşı uygulandı.

Doğal olarak, Kıbrıslı Türkler’in ekonomik hayatı ağır darbe yedi. Türkler dört yanı Rum silâhlı adamları ile sarılı enklavlarda yaşamağa mahkûm edildiler.

Uluslararası anlaşmalara dayalı iki toplumlu foksiyonel federatif/konfederatif Kıbrıs Cumhuriyeti yıkılıverdi. Kıbrıslı Rumlar, tek yanlı olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgâl ettiler. Kıbrıslı Türkler dışlanınca, Kıbrıs Cumhuriyeti bir Rum Cumhuriyeti’ne dönüştü.

Bu durum karşısında Kıbrıslı Türkler, devlet örgütünden yoksun kalamazdı. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası çerçevesindeki Ulusal Yönetimleri’ni geliştirerek ve genişleterek Kıbrıslı Rumlar’dan bağımsız bir devlet aygıtı haline getirdiler. Bu durum 1974’e kadar saldırılar, ambargolar, baskılar, tehditler altında sürdü.

1974’te, Yunanistan’da egemen bulunan Albaylar Cuntası’nın, ENOSİS’i ilân etmek amacı ile gerçekleştirdiği darbe sonucunda Makarios memleketten kovuldu. 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları’nın verdiği garantörlük hakkına sahip olan Türkiye, Kıbrıs’a askerî müdahalede bulundu. Kıbrıs ikiye bölündü. Adı konmadan 1963’ten beri ayrı devlet örgütüne sahip olan Kıbrıslı Türkler, 1975’te coğrafî zemine de dayanan Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni kurdular. Bununla, Rum Yönetimi’nin de Rum Federe Devleti’ne dönüşeceğini ve iki eşit federe kanat arasında Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulacağını ümit ettiler. BM denetiminde yıllarca süren görüşmelere karşın Federal Kıbrıs Cumhuriyeti kurulamadı. Üstelik uluslararası camia, haksız bir biçimde, uluslararası anlaşmalara aykırı olarak Rum Yönetimi’ni, tek başına Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varisi olarak tanımayı sürdürdü. Kıbrıslı Türkler’in yapacak başka şeyleri yoktu. 1964’ten beri adı konmadan var olan bağımsız devletlerini, 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adı ile ilân ettiler. Türkiye bu devleti tanıdı ve onunla siyasal ilişki kurdu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 200 bini az aşan nüfusu ve 3400km2lik toprağı ile, bağımsız ve egemen bir devlet için aranan tüm nitelik ve koşullara sahiptir.

KKTC’yi resmen tanıyan ve onunla karşılıklı olarak Büyükelçilik kuran tek devlet Türkiye’dir; ancak pekçok devlet, adını koymadan KKTC’yi de facto olarak tanımaktadırlar. Nitekim KKTC, değişik ülkelerde, çeşitli adlar altında birçok diplomatik temsilcilik açmış bulunmaktadır.

II. Devlet Örgütü

1. Anayasal Düzen

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin devlet örgütünü düzenleyen Anayasa, KKTC Kurucu Meclisi tarafından kabul edildikten sonra, 5 Mayıs 1985 tarihinde halkoylamasına sunulmuş ve kullanılan geçerli oyların %70’i ile onaylanarak yürürlüğe girmiştir.

Anayasa’ya göre KKTC, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun ilkelerine dayanan lâik bir cumhuriyet; siyasal rejimi, demokrasi, genel ve eşit oy ilkesine dayanan, yurttaşlar arasında hiçbir ayırım gözetmeyen, egemenliğin kayıtsız şartsız halkta olduğu parlamenter bir rejimdir.

Anayasa’nın kurduğu bu parlamenter rejim, katı bir kuvvetler ayrılığı yerine, yumuşak ayrılığı öngörmektedir.



2. Yasama Erki

KKTC Devleti’nin yasama erki; genel oyla seçilen 50 milletvekilinden oluşan Cumhuriyet Meclisi tarafından kullanılır.

KKTC Anayasası’nda (Madde: 78) Cumhuriyet Meclisi’nin görevleri şöyle sayılmaktadır:

a) Yasa koymak, değiştirmek ve kaldırmak;

b) Bakanlar Kurulu ve bakanları denetlemek;

c) Bütçe ve kesin hesap yasa tasarılarını görüşmek ve kabul etmek;

ç) Para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek;

d) Uluslararası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak;

e) Kalkınma plânlarını onaylamak;

f) Genel ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek;

g) Anayasa’nın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmek.

3. Yürütme Erki

KKTC Anayasası yürütme yetki ve görevini Cumhurbaşkanı ile Bakanlar Kurulu’na vermiştir. (Madde 99-112)

A. Cumhurbaşkanı

5 yıl için genel oyla, doğrudan halk tarafından seçilir. Devletin başı sıfatı ile “Devletin ve toplumun birliğini ve bütünlüğünü temsil eder.” “Cumhuriyet Anayasası’na saygıyı, kamu işlerinin kesintisiz ve düzenle yürütülmesini ve devletin devamlılığını sağlar.” “Cumhuriyet Meclisi adına Silâhlı Kuvvetlerin Başkomutanlığı’nı temsil eder.” (Madde: 102)

Cumhurbaşkanı sorumsuzdur. İmzası olan kararnamelerde, imzası bulunan başbakan ile ilgili bakanlar sorumludur.

Anayasal kurallar, sorumsuz Cumhurbaşkanı ve parlamenter rejim öngörülürken, uygulamada KKTC yarı-başkanlık görüntüsü vermektedir. Bunun nedeni; Cumhurbaşkanı’nın doğrudan halk tarafından seçilmesi ve tarihsel süreç içinden gelen Sayın Rauf R. Denktaş gibi karizmatik bir liderin, kurulduğu günden beri KKTC’nin Cumhurbaşkanı olmasıdır.

Cumhurbaşkanı, gerekli gördüğü durumlarda Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder. Milletvekilleri arasından Başbakanı, Başbakan’ın önerisi üzerine bakanların görevine son verir. Yasaları, Resmî Gazete’de yayımlama ya da yeniden görüşülmesi istemi ile Meclis’e geri gönderme yetkisi yanında Anayasa Mahkemesi’ne gönderme hakkı da vardır.

Ülkenin ani bir silâhlı saldırıya uğraması ve Cumhuriyet Meclisi’nin toplanamaması, ancak silâhlı kuvvetlerin derhal kullanılmasının kaçınılmazlığı durumlarda, ilk fırsatta Meclis’e bilgi vermek koşulu ile Cumhurbaşkanı yetkilidir.

Cumhurbaşkanı, 60 günlük sürede Bakanlar Kurulu oluşturulmaması ya da bir yıllık süre içinde Bakanlar Kurulu’nun güvenoyu alamaması veya üç kez düşürülmüş olması hallerinde, Cumhuriyet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir.

B. Bakanlar Kurulu

Başbakan ve bakanlardan oluşur. Bakan sayısı 10’u geçmez.

Başbakanı Cumhurbaşkanı, bakanları başbakanın önerisine göre yine Cumhurbaşkanı atar; ancak kurulun görevde kalması için parlamentonun güvenoyu vermesi gerekir. Parlamento, güvensizlik oyu ile Bakanlar Kurulu’nu düşürebilir.

Bakanlar Kurulu’nun programından ve uygulanmasından ya da önemli bir politika girişiminden parlamentoya karşı Başbakan sorumludur.

Kurul’un başkanı Başbakan’dır; ancak Cumhurbaşkanı da oy hakkı olmaksızın Kurul’a başkanlık edebilir.

Bakanlar Kurulu yasaları uygular. Ekonomik konularda, ivedilik varsa, yasa gücünde kararname çıkarabilir ve derhal parlamentonun onayına sunar.

4. Yargı

KKTC Anayasası’na göre yargı erki mahkemelere bırakılmış; mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıçların güvencesi Anayasa ile düzenlenmiştir.

Yargı’nın tepesinde, bir başkan ve yedi üyeden oluşan Yüksek Mahkeme vardır. Yüksek Mahkeme; Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan, Yargıtay ve Yüksek İdare Mahkemesi olarak görev yapar ve yetki kullanır; ancak öngörülen görev ve yetkiler için organik bir ayırım değil, yargıçların fonksiyonel olarak görevlendirilmesi esas alınmıştır. Başka bir anlatımla, her yılın başında Yüksek Mahkeme yargıçlarının, hangi (yüksek) mahkemede görev yapacağı yeniden saptanır.

Anayasa Mahkemesi, yasaların anayasal denetimini yapar.

Yargıtay, son ve en yüksek yargı mercidir.

Yüksek İdare Mahkemesi, idarî/yönetsel davalara bakar.

Yüce Divan, Cumhurbaşkanı ve bakanları yargılar.

Yargıçların atanması ve özlük işlerinin düzenlenmesi, Yüksek Mahkeme’nin başkan ve üyelerinin sayısal çoğunluğu oluşturduğu Yüksek Adliye Kurulu’na bırakılmıştır.

Askerî Yargı, askerî mahkemeler ve disiplin kurullarınca yürütülür. Bu mahkeme ve kurulların son inceleme yeri ise Askeri Yargıtay’dır.

Anayasa ayrıca bir Hukuk Dairesi de öngörmektedir. Bu dairenin başkanı Başsavcı’dır. Bağımsız olarak çalışır. Savcılarla ilgili tüm konularda bağımsız çalışan Yüksek Savcılar Kurulu yetkilidir.



5.Bağımsız Devlet Kurumları

A. Sayıştay

Devlet’in malî denetim organıdır. Bağımsız çalışır.

B. Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman)

Yönetsel-yürütsel işlemleri denetleme ve soruşturma yetkisi olan bir makamdır.

C. Kamu Hizmeti Komisyonu

Kamu görevlilerinin tüm özlük işlerinde yetkili ve görevli olan bir organdır.

6. Siyasal Partiler

Anayasa’ya göre siyasal partiler, “önceden izin almaksızın kurulan” ve “serbestçe faaliyette bulunan”, “ister iktidarda, ister muhalefette olsunlar, demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez ögeleridir.” (Madde 70)

Kıbrıslı Türkler’de partileşme ya da başka bir anlatımla siyasal alanda örgütlenme, Ada’nın İngiliz Yönetimi’ne geçtiği 1878’den hemen sonra başladı. Siyasal nitelikli ilk örgütlenme 1886 yılında “Kıraathane-i Osmani adı ile ortaya çıktı. 2000 yılı sonuna kadar etkinlik göstermiş 44 siyasal örgütlenme saptanmıştır. Bu 44 örgütten varlığını sürdürenlerin sayısı (2001 yılı sonu itibarı ile) on, KKTC parlamentosunda temsil edenlerin sayısı beştir. Bunlardan birinin (MAP-Milliyetçi Adalet Partisi) parlamentoda tek üyesi vardır ve bu üye seçimle değil, başka bir partiden (DP-Demokrat Parti) MAP’a geçmiştir.

MAP dışında, parlamentoda temsil edilen partilerin son iki genel seçimdeki oy oranları ve çıkardıkları milletvekili sayısı şöyledir:

1993 Genel Seçimleri 1998 Genel Seçimleri

______________________________________________ ______________________________________________

Partiler Oy Milletvekili Oy Milletvekili

Oranı Sayısı Oranı Sayısı

% %

Ulusal Birlik



Partisi (UBP) 29.8 17 40.33 24 (23)

Demokrat


Parti (DP) 29.2 15 22.61 13 (12)

Cumhuriyetçi

Türk Partisi (CTP) 24.2 13 13.35 6 (6)

Toplumcu


Kurtuluş Partisi (TKP) 13.3 5 15.36 7 (6)

Not: 1998 Genel Seçimleri sütununda parantez içindeki sayılar, transferler ve ölüm sonucu 2001 yılı sonundaki durumu gösterir.

Parlamentodaki siyasal partilerin, siyasal partiler yelpazesindeki yeri şöyledir:

Sol Partiler Sağ Partiler

CTP TKP DP UBP MAP

Sosyalist Sosyal Demokrat/ Liberal Sağ Kanat Milliyetçi

Demokratik Sol Sağ

Bu partilerin amblemleri şöyledir:

UBP : Güneş

DP : İki zeytin dalı ortasında meşale

TKP : Ak güvercin

CTP : Başak

MAP : Üç hilâl

Son olarak sağ ve sol oyların toplam oy oranını vermek istiyoruz:

Sağ Oylar Sol Oylar

1976 %53.7 44.8

1981 %56.1 43.6

1985 %59 41

1990 %54.7 45.3

1993 %59.04 38.63

1998 %67.51 31.22

Görüldüğü gibi, 1990 seçimleri dışında, sağ oylar sürekli yükselmiş, sol oylar düşmüştür; ancak 1990’daki sol oylarda, seçim ittifakı içinde yer alan sağ parti YDP (Yeni Doğuş Partisi)’nin oyları da vardır.

III. Ekonomik Yapı

KKTC 3400 km2’lik toprağı ve 206,562 nüfusu ile küçük bir ada ülkesidir. Ekonomisi, küçük ada ekonomilerinin özelliklerini taşır. Ayrıca ekonomik ambargo ve 1994 tarihli Avrupa Mahkemesi kararı gibi olumsuzluklarla yüzyüzedir. Avrupa Mahkemesi’nin 1994’te verdiği bir karara göre, KKTC ürünlerinin ticaret yolu ile AB ülkelerine dışsatımına kısıntılar getirmiştir.

2000 ve 2001 yıllarında birçok malî kuruluşun batması ve 2001 Şubatı’nda patlak veren bunalım sonucunda, resmî para birimi olarak Türk Lirası’nı kullanan KKTC ekonomisi olumsuz yönde etkilenmiştir. Ancak bu çalışmada; daha çok kesinleşmemiş olan 1999, daha az olarak da 2000 istatistikleri kullanıldığı için bunalımın ekonomiye yansıması görülmemektedir.

Bu çerçevede KKTC ekonomisini aşağıdaki başlıklar altında inceleyebiliriz:

1. Üretim

1999 yılı GSMH miktarı 963.9 milyon USD; kişi başına dolar bazında GSMH 4666 USD, reel büyüme hızı ise %7.4’tür.

1997 fiatlarına göre yıllar itibarı ile GSMH’nın sektörlerarası oransal dağılımı şöyledir:

1996 1997 1998 1999 2000

Tarım 12.4 8.6 8.6 10.2 8.7

Sanayi 26.6 27.3 26.8 25.7 26.1

Hizmetler

(Kamu) 61.0 64.1 64.6 64.1 65.2

(23.00)

Kaynak: KKTC Başbakanlık DPÖ 1997, 1998, 1999, 2000, 2001 Yılları Programları



Ayni yıllar itibarı ile reel büyüme hızı şöyledir:

1996 %2.9

1997 %4.1

1998 %6.0

1999 %7.4

2000 yılı için büyüme hızı %5.3 olarak belirlenmişti; ancak bunun %1.2 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

2001 yılının ise yalnız büyüme hızı bakımından değil, tüm göstergeler bakımından eksiye geçtiği (rakamlar kesinleşmeden) belli olmuştur.

2. Yatırımlar

Kamu ve özel kesim itibarı ile, 1997 fiatlarına ve orantısal olarak yatırımlar şöyledir:

2000

(Kesinleşmemiş



1999 Rakam)

____________________________________________ ____________________________________________

Kesimler Milyon TL %Pay Milyon TL %Pay %Değişim

Kamu 652.6 40.7 392.1 31.9 -39.9

Özel 951.5 59.3 836.2 68.1 -12.1

Toplam 1604.1 100.0 1228.3 100.0 -23.4

Kaynak: Başbakanlık DPÖ 2000 ve 2001 Yılları Geçiş Programları

3. İstihdam

İstihdamın oransal dağılımı şöyledir:

1997 1998 1999 2000

(Kesinleşmemiş Rakam)

Tarım 20.5 18.6 17.9 17.1

Sanayi 10.4 10.0 9.8 9.7

Hizmetler 69.1 71.4 72.3 73.2

(Kamu) (20.4) (20.5) (20.3) (20.3)

Kaynak: Başbakanlık DPÖ 1998, 1999, 2000, 2001 Geçiş Yılı Programı

4. Dış Ticaret

Dış ticaret (milyon USD olarak) şöyledir:

1997 1998 1999 2000

(Kesinleşmemiş Rakam)

Dışalım 374.2 390.1 412.7 418.5

Dışsatım 57.7 53.4 52.4 55.8

Ticaret Açığı 316.5 336.7 360.3 362.7

Ticaret Haddi (%) 15.4 13.7 12.7 13.3

Dışsatım/GSMH 7.6 6.1 5.4 5.1

Dışalım/GSMH 49.4 44.4 42.8 38.1

Kaynak: Başbakanlık DPÖ İstatistik Yıllıkları

Kişi başına dış ticaret hacmi yaklaşık 2300 USD’dir.

Ticaret hacminde 1999 yılında Türkiye’nin payı %61.8, üçüncü ülkelerin payı, 38.2’dir. 2000 yılında ise, Türkiye’nin payı 60.9, üçüncü ülkelerin 39.1’dir.

5. Maliye

1999 yılı gelirler toplamının, 1977 fiatları ile GSMH içindeki yeri %53.0 iken, giderlerde carî giderlerin GSMH içindeki payı %27.6, yatırımların %7.7, transferlerin %17.7’dir.



6. Diğer Göstergeler

Son olarak bazı ek göstergeler sunarak KKTC’nin ekonomik yapısının daha iyi anlaşılmasını sağlamak istiyoruz:

1999 istatistiklerine göre:

Kişi başına GSMH 4666 USD

Net elektrik tüketimi 2593 Milyon KW/S

Kişi başına elektrik tüketimi 2593 KW/H

Kişi başına akaryakıt tüketimi 705 lt.

Bin kişiye düşen araba 384

Bin kişiye düşen telefon 411

Bin kişiye düşen cep telefonu 431

İstihdam 87.515

İşsiz sayısı (resmi) 957

İşsizlik oranı (resmi) 1.08

IV. Sosyal Yapı



1. Nüfus

KKTC’nin nüfusu 1999 itibarı ile 206,562 olarak saptanmıştır.

Nüfus yapısı ile ilgili bazı temel göstergeler aşağıdaki gibidir:

Yıllık nüfus artışı %1.1

Nüfus yoğunluğu %61.6

Kaba doğum oranı (binde) 15.0

Kaba ölüm oranı (binde) 8.0

Doğal artış oranı %0.7

Bebek ölüm oranı (binde) 10.0

Toplam doğurganlık oranı %1.8

Okuma-yazma oranı %100

Yaşam süresi (1990-95 istatistiklere göre)

Erkek/Kadın 72.1/76.9

Nüfusun okullaşma oranı şöyledir: (%olarak)

1992 1996 1997 1998 1999

Okul öncesi 97 100 100 100 100

İlkokul 100 100 100 100 100

Ortaokul 100 90 95 99 100

Genel ve Teknik Lise 94 80 71 71 74

Yüksek Öğrenim 35 70 50 52 56

Kaynak: Başbakanlık DPÖ Ekonomik ve Sosyal Göstergeler (1999)

2. Sağlık

KKTC’deki sağlıkla ilgili topluca bilgiler şöyledir:

1989 1994 1996 1999

Sağlık Giderleri/GSMH % 1.8 2.8 2.8 2.9

Sağlık Giderleri/Bütçe % 6.2 7.2 7.5 6.2

Doktor Başına Kişi Sayısı 699 722 567 607

Diş Hekimi Başına Kişi Sayısı 1539 1739 1455 1806

Hemşire Başına Kişi Sayısı 498 435 426 446

Yatak Başına Kişi Sayısı 165 156 145 164

Hemşire Başına Kişi Sayısı 3 2 2 2

10,000 Kişiye Düşen Yatak Sayısı 61 64 69 61

Kaynak: Başbakanlık DPÖ Ekonomik ve Sosyal Göstergeler, 1999.



3. Çalışma

KKTC’de çalışan nüfusun (1999 itatistiklerine göre) %17.8’i tarım, %9.8’i sanayi, %10.9’u inşaat, %6.9’u ticaret-turizm, %8.8’i ulaştırma-haberleşme, %3.5’i malî kuruluşlarda, %14.9’u serbest meslek ve hizmetlerde, %20.2’si kamu sektöründe çalışmaktadır.

V. Fikir / İletişim Hayatı

1. Genel Olarak

19. yüzyılın ortalarında Kıbrıs’ı ziyaret eden Avusturya Arşidükü Ferdinand şöyle bir ifade kullanmıştır:

Osmanlı topraklarında Türkçe’nin en güzel konuşulduğu iki yer vardır. Bunlardan birincisi İstanbul’da konuşulan Türkçe’dir. Vurgular dolayısı ile bülbül şakıması gibidir. Türkçe’nin ikinci konuşulduğu yer ise Kıbrıs’tır.”

Türkçe’nin böyle güzel konuşulduğu bir yerde canlı bir fikir hayatı vardı diye düşünüyoruz.

19. yüzyılda yaşayan Kıbrıslı Divan şairi Müftü Hilmi Efendi’nin, zamanın padişahı 2’nci Mahmut tarafından Sultan-us Şuara veya Reis-sus Şuara, bugünlü dille Şairler Sultanı ya da Şairler Reisi sıfatı ile ödüllendirilmiş olması da, canlı bir fikir hayatının kanıtı olarak kabul edilmektedir. Padişahtan böylesi bir ünvan alacak aşamaya gelmiş bir şairin yetiştiği ortam, herhalde fikir bakımından zengin bir ortamdı.

1878’e kadar Kıbrıs’taki fikir hayatı, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki fikir hayatı ile paralellik gösterir. Hatta 1878’den sonra da Osmanlı’daki fikir hayatı, Kıbrıs’ta da yankı buldu. Jön Türk, İttihat ve Terakki, İslâmcılık, Osmanlıcılık, Türkçülük, Turancılık akımları Kıbrıs’ta da görüldü.

1919’dan başlayarak, Kıbrıs’taki fikir hayatını Ku

va-i Milliye hareketini izledi. O zamana kadar “İslâm” olarak nitelenen Kıbrıslı Türkler, etnik kimlik olarak Türklüğü ön plana çıkardılar. Atatürkçülük, Atatürk ilke ve devrimleri kendiliğinden toplum hayatına egemen oldu. Latin alfabesine geçiş yapıldı.

Latin alfabesine geçiş Kıbrıs’taki fikir hayatını Türkiye’nin etkisine daha çok soktu; Türkiye ile yoğun ilişkilerin sürmesini ve kopukluk olmamasını sağladı.

2. Süreli (Gazete-Dergi) veGörüntülü Yayınlar

Kıbrıs’ta ilk Türkçe gazete Sadet adını taşır. 11 Temmuz 1889’da yayımlanmaya başladı. 16 sayı çıkarak 14 Kasım 1889’da kapandı.

O günden bugüne kadar Kıbrıs’ta yaklaşık 150 gazete/dergi yayımlandı.

2001 sonu itibarı ile KKTC’de 9 günlük gazete yayımlanıyor. Bunlar Halkın Sesi, Birlik, Ortam, Kıbrıs, Yeni Düzen, Vatan, Yeni Demokrat, Afrika ve Volkan’dır. Bunlardan en eskisi Halkın Sesi’dir. 1942’den beri yayımlanmaktadır. Trajı 10,000’i aşan tek gazete Kıbrıs’tır. Diğerlerinin birkaç bin, hatta birkaç yüz sayılık tirajı vardır.

Yine 2001 sonu itibarı ile KKTC’de iki Devlet televizyonu ve değişik dalgalardan yayın yapan bir Devlet radyosu (BRT-Bayrak Radyo Televizyon Kurumu); üç özel televizyon ve birçok özel radyo kanalı faaliyet halindedir.

3. Kitap Yayıncılığı

Kıbrıs’taki ilk Türk matbaası, ilk Türkçe gazetesinin yayınlanmasından iki yıl sonra kuruldu. Bilinen ilk Türkçe kitap “Müsameretname”, 1892’de yayınlandı. 1878’den 2000’e kadar Kıbrıs’ta yaklaşık 1500 Türkçe kitap yayımlandı.

VI. Bilim

1. Anayasal-Yasal Durum

KKTC Anayasası’nın 25’nci maddesi “Bilim ve Sanat Özgürlüğü” başlığı altında şöyledir: “Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda araştırma yapma hakkına sahiptir.”

Ayrıca “Düşünce, Söz ve Anlatım Özgürlüğü” başlıklı 24’üncü madde, “düşünce suçu olmadığını”, herkesin “düşünce ve kanaatlerini, söz, yazı, resim veya başka yollarla” açıklama hakkı olduğunu belirtir.

Bu anayasal-yasal kurallara karşın KKTC’de bilime yönelik herhangi bir resmî örgütlenme gerçekleşmemiştir.

Kültür-Sanat Kurultayı’nın Kıbrıs Türk Akademisi kurulması yönünde kararı vardır; ancak bugüne kadar bu konuda herhangi bir adım atılmamıştır.

2. Üniversiteler

KKTC’nin son yıllardaki belirgin özelliklerden biri, bir üniversiteler ülkesi durumuna gelmesidir. İstatistiklere göre 1999-2000 öğrenim yılında KKTC’de 5 üniversite ve bir yüksek okul faaliyet göstermektedir. Bu üniversitelerde okuyan öğrenci sayısı toplam olarak 20.876, bu sayının, genel nüfusa oranı %10.1’dir.

20.876 öğrencinin geldikleri ülkelere göre sayısı ve oranı şöyledir:

1979-1980 1989-1990 1994-1995 1999-2000

KKTC 105 740 3,100 6,444

TC - 2,139 7,854 12,583

3. Ülkeler - 515 698 1,649

TOPLAM 105 3,394 11,652 20,876

Kaynak: KKTC Başbakanlık Devlet Plânlama Örgütü Ekonomik ve Sosyal Göstergeler, 1999.

KKTC’de bilimi bu üniversiteler ve onların bünyeleri içinde yer alan araştırma merkezleri temsil eder. Özellikle DAÜ (Doğu Akdeniz Üniversitesi) ile YDÜ (Yakın Doğu Üniversitesi) son yıllarda düzenledikleri uluslararası bilimsel toplantılarla, bilim hayatını canlandırmağa başlamışlardır.

DAÜ-KAM (Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi)’ın, iki yılda bir düzenlediği Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongreleri, Kıbrıs’a yönelik bilimsel araştırmalara olan ilgiyi artırmağa başlamıştır.



3. Özel Kuruluşlar

Üniversiteler dışında, bilime hizmet eden kurum/kuruluş yok gibidir. Halkbilim alanında etkinlik gösteren ve bazı yayınlar da gerçekleştiren HASDER (Halk Sanatları Derneği) alanında tekdir.

Son yıllarda, daha çok tarih, edebiyat, dil ve halkbilim alanında eserler veren birçok araştırmacı yetiştiğini de bu arada zikretmek gerekir.

VII. Kültür ve Sanat



1. Genel Olarak

Kıbrıs’ın 1571’de Osmanlılar tarafından fethedilmesinden önce de Kıbrıs’ta Türkler’in yaşadığına ilişkin kaynak ve tezler var; ancak Ada’da bir Türk Toplumu’nun ortaya çıkması 1571 Fethi’nden sonra Anadolu’dan Ada’ya toplu göçlerin gerçekleşmesi ile oldu.

Türkler Kıbrıs’a kökü Orta Asya’ya dayalı kültürlerini, gelenek göreneklerini ve dillerini de taşıdılar. Bu arada yeni bir coğrafyada, başka bir toplumla iç içe yaşamalarının yarattığı karşılıklı etkileşim, kültürlerinde özü değiştirmeyen bazı değişiklikler yarattı.

1878’de Kıbrıs’ın İngilizler’e geçmesi ile Kıbrıslı Türkler, uygulamaları ile onları ikinci sınıf uyruk (yurttaş değil) gören yabancı bir ülkenin, Britanya’nın yönetiminde buldular. Üstelik 18’inci yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve eski Bizans İmparatorluğu’nu Yunan İmparatorluğu olarak diriltmeyi amaçlayan Megali İdea’nın (Büyük Ülkü), başka bir deyişle Panhelenizm’in bir parçası olan Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı (ENOSİS) tehlikesi ile yüzyüze geldiler. Doğal olarak kültürlerine ve kimliklerine sahip olma arayışına girdiler, şu ya da bu biçimde direniş gösterdiler. Bu direniş genellikle pasif nitelikte, ulusal kimliğe ve ulusal-kültürel değerlere sahip çıkma, örgütlenme, basın aracılığı ile sesini duyurma biçiminde oldu.

Kıbrıslı Türkler’in kültürü, yok olma tehlikesinin dayattığı yaşam biçimine göre biçimlenmiştir. Tarihsel direniş süreci içinde, önce küçük ve Rumlar’la içiçe yaşanılan köylerle mahalleler boşaltılarak daha büyük Türk köyleri ile mahallelerinde toplanılmış; 1974’te gerçekleşen Türk Barış Harekâtı’ndan sonra ise tüm Kıbrıslı Türkler bu Harekât’la çizilen sınırların içinde Kuzey Kıbrıs’ta biraraya gelmişler ve kendi devletlerine sahip olmuşlardır.

Bu durum, o güne kadar savaşın, göçlerin, acıların ve kıyımların beslediği kültürel yaşamı yeniden biçimlendirmiş ve giderek evrenselleşme sürecine sokmuştur.



2. Anayasal-Yasal Kurallar veKültür-Sanat Örgütlenmesi

Kıbrıslı Türkler 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ile tam bir kültürel özerkliğe kavuştular. Bu anayasa ile kültür işlevi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işlevsel federe kanatlarından biri olan toplumların ulusal yönetimlerine bırakılmıştı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası da kültür-sanata ilişkin birçok kural içermektedir. Anayasanın 62’nci maddesi aynen şöyledir:

Sanatın, Sanatçının ve Kültürel Hakların Korunması



Madde: 62

(1) Devlet, sanatın özgürce gelişeceği ortamı yaratır; sanatçıyı koruyucu, destekleyici, özendirici, ve ödüllendirici önlemleri alır.

(2) Devlet, herkesin, kültür yaşamında yer almak; bilimsel gelişmelerden ve bu gelişmelerin uygulanması sonuçlarından yararlanmak; bilimsel, edebî ve sanatsal ürünlerin korunmasının sağladığı maddî ve manevî çıkarlardan yararlanmak hakkını korur ve bilimsel araştırma ve yaratıcı etkinliklerin yürütülmesinin gerektirdiği özgürlüklere saygıyı sağlar.

KKTC Anayasası’nın “Tarih, Kültür ve Doğa Varlıklarının Korunması” başlığı altındaki 29’uncu maddesi, Devlet’in “tarih ve kültür değeri olan eser ve anıtlar ile doğa varlıklarının korunmasını” sağlamasından, bu amaçla “düzenleyici, destekleyici ve özendirici önlemler” almasından; 28’inci madde, “kitap yayımının izne bağlı olamayacağını, sansür uygulanamayacağından” söz etmektedir.

Kültür-sanat işleri, Millî Eğitim’le birlikte bir bakanlık tarafından yürütülmektedir. 1998 yılında 1., 2002 yılında “2. Kültür-Sanat Kurultayı” toplanmış ve pekçok kararlar almıştır. Bu Kurultay’ın üç yılda bir toplanması için yasal kurallar vardır. Ayrıca kültür-sanat konularında danışma nitelikli kararlar üretecek sürekli bir “Kültür-Sanat Danışma Kurulu” oluşturulmuştur.

Kültür-Sanat Kurultayları’nın, sanat alanında tümü ile özerk çalışan bir “Sanat Kurumu” oluşturulması yönünde kararları vardır. Bu yönde hazırlanan Yasa Tasarısı Cumhuriyet Meclisi gündeminde beklemektedir.

3. Halkbilim

Kıbrıslı Türkler’de zengin bir halk kültürü vardır. Bir yanda masallar, maniler, ninniler, tekerlemeler, efsaneler, bilmeceler, atasözleri, deyimler gibi zengin sözel değerler; diğer yanda özgün bir mutfak, özgün halkoyunları, türküler ve gelenekler vardır.

Kıbrıs Türk Halk Kültürü’nün özünde ve temelinde Anadolu’dan gelen unsurlar egemendir; ancak bu unsurlar başka toplum ve kültürlerle etkileşerek, farklı bir coğrafyanın yarattığı değerleri de özümseyerek özgünleşmiştir.



4. Mimarlık, Tarihî Eserler

Kıbrıs, tarihî eser zengini bir adadır. Bu zenginliğin önemli bölümü, Osmanlı’nın bıraktığı mimarî eserlerdir. Bu çalışmada ayrıntıya girmemiz mümkün olmadığı için konuya sadece değinmekle yetiniyoruz; ancak KKTC’de eski eserlere sahip çıkma bilincinin giderek kökleştiğini ve epeyce yaygın restorasyon projelerinin hayata geçirilmekte olduğunu biliyoruz. Son dönemlerde, geleceğin sanat eseri olacak önemli mimarlık eserlerinin ortaya çıkmakta olduğu gerçeğini de burada vurgulamak istiyoruz.



5. Kıbrıs Türk Edebiyatı

Kıbrıs Türk Edebiyatı, 1571’de Osmanlılar tarafından fethedilmesinden hemen sonra Türkler’in Kıbrıs’a

iskân edilmeleriyle başlar. Anadolu’dan Kıbrıs’a göçenler, doğal olarak sözlü halk edebiyatı ürünlerini de birlikte taşımışlar; bu arada Kıbrıslı Türkler, yeni bir coğrafyada, başka bir toplumla karşılıklı etkileşim içine girerek yeni bir edebiyat birikimi de yarattılar. Bugün bile bu konuda derlenecek daha çok ürün olduğu söylenebilir.

Kıbrıslı Türkler’in Divan Edebiyatı alanında da seslerini duyurdukları biliniyor. Birçok Divan şairinin içinde “sultan-ı şuara (şairler sultanı)” ünvanını alan bir şairinin (Müftü Hilmi Efendi) olması da buna kanıttır.

1878’e kadar Kıbrıslı Türkler bir büyük bütünün, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası idiler. 1878’den itibaren kendilerini yabancı bir yönetimde buldular. Bu dönemle birlikte Kıbrıslı Türkler’de kimlik arayışı başlar. Osmanlı ve İslâm kimliği; Türk Kurtuluş Savaşı ile birlikte yerini Türk kimliğine bırakır. Edebiyatta bunun yansımaları görülür.

Kıbrıs’ta ilk Türkçe gazetenin yayımlanması, ilk Türkçe kitabın basımı, ilk hikâye, ilk oyun ve ilk romanın ortaya çıkması İngiliz Dönemi’nin başlamasından hemen sonradır.

İngiliz döneminde halk edebiyatı ürünü olan destanda da bir tür patlama olur. Destanlar, Kıbrıs Türk halkının İngiliz Yönetimi’ne karşı direnişinin bir tür simgesi olurlar.

Türkiye’deki edebiyat akımları, Kıbrıs’ta da yansımasını bulur. Garipciler, İkinci Yeni Hareketi, Toplumcu Gerçekcilik onar yıl aralıklarla 1950, 1960 ve 1970’lerde Kıbrıs ta da kendini gösterir.

Kıbrıs Türk Edebiyatı, bugün artık kabuğunu kırmış, dünyaya açılma aşamasına gelmiştir. Özellikle 1998’de KKTC’de temeli atılan KIBATEK Vakfı (Kıbrıs-Balkanlar-Avrasya Türk Edebiyatları Vakfı)’nın çalışmaları ile önemli adımlar atılmış, Kıbrıslı Türk şair ve yazarların eserleri Makedoncaya, Romenceye, Bulgarcaya, Boşnakçaya, Macarcaya çevrilmiştir. Ayrıca Türk lehçelerinde de Kıbrıs’ı ve Kıbrıs Türk edebiyatını tanıma ve tanıtma yönünde çabalar sürmekte, Kıbrıslı Türk yazarların yapıtları bu lehçelere aktarılmaktadır.

6. Kıbrıs Türk Tiyatrosu

Kıbrıs Türkleri’nin varoluş sürecine koşut gelişen bir sanat dalı da tiyatrodur. Bu bakımdan Kıbrıs Türk Tiyatro tarihçesine de kısaca bir söz atmak istiyoruz.

Kıbrıs Türk Tiyatrosu’nun kökeni geleneksel Türk seyirlik oyunlarına dayanır. Türkler 1571’de Kıbrıs’a gelirken bu oyunları da birlikte getirdiler. Bu bağlamda Gölge Oyunu/Karagöz Kıbrıs’ta çok sevilip tutulmuştur. Meddah da, tutulan geleneksel seyirlik oyunlarından biri idi.

Kıbrıslı Türkler’de Batılı anlamda tiyatro hareketi 20. yüzyılın başında başlar. Bu hareketin, Türkçülük, İttihatçılık akımları ile birlikte ortaya çıkması ilginçtir. İlk sahnelenen oyunlar Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistre’si ile Gülnihal’i, Ruhsan Nevvarı ile Tahsin Nahid’in Jön Türk’üdür. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında tiyatro, hem ulusal bilincin yerleşmesi, hem de Kurtuluş Savaşı’na parasal katkı sağlamak işlevini yüklenmiş o yıllarda 80 civarında oyun sahnelenmiştir.

Bu durum oyun yazarlığını da teşvik etti. Genellikle Kemalist düşünceyi ve Türk Kurtuluş Savaşı’nı konu alan oyunlar yazıldı.

1930’lu yıllarda Dar-ül Bedayi (İstanbul Şehir Tiyatrosu)’nin Kıbrıs’a gitmesi tiyatro hareketine ivme kazandırdı. Özellikle Sheakspeare’in oyunları sahnelendi. TAVS (Tiyatro ve Ses Akademisi), Dar-ül Elhan (Ezgiler Evi), Halk Kulübü, TAT (Türk Akademi Tiyatrosu), Şafak Tiyatrosu gibi kuruluşlar tiyatroya sahip çıktı. Operetler yazılıp bestelendi. 1927’de “Arşın Mal Alan” opereti sahnelendi.

Bugün profesyonel olarak Devlet Tiyatrosu (Lefkoşa) ile Belediye Tiyatrosu’nun etkinlik gösterdiği KKTC’de amatör topluluklar da vardır. Özellikle Lefkoşa Belediye Tiyatrosu, son yıllarda, kadrosunu konservatuvardan yetişme tiyatro sanatçıları ile zenginleştirerek ve halen çalışması sürmekte olan Başkent Tiyatro Projesi’ni ortaya çıkararak büyük atılım yapmıştır.

7. Plastik Sanatlar

Resim, heykel, fotoğraf, karikatür gibi plastik sanat alanları da KKTC’de ileri aşamağa gelmiş olup Kıbrıs sınırlarını aşar duruma gelmiştir. Özellikle karikatür alanında, birçok sanatçı, uluslararası ödüller kazanmıştır.



8. Müzik

Gerek klasik batı müziği, gerekse Türk Sanat ve Halk Müzikleri giderek daha örgütlü bir biçimde ele alınmakta, dünya çapında ses veren sanatçılar ortaya çıkmaktadır.

Türksoy’un Opera Günleri yıllardır KKTC’de yapılmakta, ayrıca düzenlenen festivallerde dünya çapındaki müzik sanatçıları da katılarak KKTC’ye uygulanan ambargoları kırmaktadırlar. KKTC’nin Rüya Taner gibi bir elemanı, dünya çapında ün toplamış bulunmaktadır.

VIII. Son Söz

Metinde birkaç kez de değindiğimiz gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 3400 km2’lik toprağı ve 200 bini az aşan nüfusu ile küçük bir devlettir. Ancak herhangi bir devletin haiz olduğu tüm özelliklere/niteliklere sahiptir.

Türkiye dışında, hiçbir devletin onu tanımaması, aslında tümü ile politik nedenlere dayanır. Bu durum özellikle ekonomi alanında bazı sıkıntılar yaratsa da, KKTC’nin devlet olma niteliğini etkilemez. Kaldı ki pekçok bakımdan (KKTC’yi muhatap alma, ticaret, üniversiteler olayı, kültür-sanat alanındaki ilişkiler) KKTC’nin, adı konmadan de facto olarak tanındığı da söylenebilir.

ALASYA, Dr. Halil Fikret; “Cyprus in the Light of Changes in the Turkish World from a Historical Perspective”, Cyprus International Symposium on His Past and Present, Ankara, 1999.

ALTAN, Mustafa Haşim; Atatürk Devrimleri’nin Kıbrıs Türk Toplumuna Yansıması, KKTC Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1997.

AN, Ahmet; Kıbrıs’ta Türkçe Basılmış Kitaplar Listesi (1878-1997), KKTC Millî Eğitim Kültür, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Ankara, 1997.

BERATLI, Dr. Nazım; Kıbrıs Türkleri’nin Tarihi I (), II (), III (), Galeri Kültür Yayınları, Lefkoşa.

BOZKURT, İsmail; “Kıbrıs Türkleri’nde İngiliz Sömürge Yönetimi’ne Karşı Destanlarla Direnme”, Kıbrıs Araştırmaları Dergisi, Cilt 4 Sayı 1 (Kış 1998), Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi, Gazimağusa, 1998, s. 33-34.

BOZKURT, İsmail; “KKTC’de Siyasal Partiler”, Avrupa Birliği Kıskacında Kıbrıs Meselesi (Bugünü ve Yarını) (Editörler İrfan Kaya ÜLGER, Ertan EFEGİL), Ankara (?), 2001 (?), s. 239-257.

BOZKURT, İsmail-ATEŞİN, Hüseyin-KANSU, M. (Edited By); İkinci Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi; Volume I Presentations in English; Cilt II Türkçe Bildiriler Edebiyat-Sanat; Cilt III Türkçe Bildiriler Tarih-Kıbrıs Sorunu; Cilt IV Türkçe Bildiriler Halkbilim-Çeşitli Konular; Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi, Gazimağusa, 1999.

BOZKURT, İsmail (Edited by/Yayıma Hazırlayan); Üçüncü Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Kongresi/Proceedings of the Third International Congress for Cyprus Studies Cilt/Volume I Tarih/History, Cilt/Volume II Dil-Edebiyat/Linguistics-Literature, Cilt/Volume III Kıbrıs Sorunu-Turizm/Cyprus Issue-Tourism, Cilt/Volume IV Halkbilim-Genel Konular/Folklore-Miscellaneous; Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi, Gazimağusa, 2000.

DEDEÇAY, Dr. Servet Sami; Kıbrıs’ta Enformasyon veya Yazılı ve Sözlü Basın Cilt 1, Cilt 2, Lefkoşa Özel Türk Üniversitesi Yayınları, Lefkoşa, 1983.

DEDEÇAY, Dr. Servet Sami; Bibliyografya: Kıbrıslı Türkler Tarafından Veya Kıbrıslı Türkler Hakkında Türkçe veya Yabancı Dillerde Yazılıp Yayınlanmış Kitaplar, Lefkoşa Özel Türk Üniversitesi, Lefkoşa, 1997.

DOĞRAMACI, Emel-HANEY, William-KÖNİG, Güray; Proceedings of the First International Congress of Cyprus Studies, Eastern Mediterrenean University Center for Cyprus Studies, Gazimağusa, 1997.

ERSOY, Yaşar; Kıbrıs Türk Tiyatro Hareketi, Peyak Kültür Yayınları, Lefkoşa, Şubat 1998.

ERTEGÜN, Necati; The Cyprus Dispute and the Birth of the Turkish Republic of Northern Cyprus, K. Rüstem and Brother, Lefkoşa, 1987.

FEDAİ, Harid; Kıbrıs Müftüsü Hilmi Efendi Şiirler, KKTC Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları, Lefkoşa, 1987.

FEHMİ, Hasan; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin El Kitabı, Lefkoşa, 1987.

FERİDUN, Kemal Feridun; “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Demografik Yapısı”, Kıbrıs Araştırmaları Dergisi, Cilt 4 Sayı 1 (Kış 1998), Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi, Gazimağusa, 1998, s. 1-32.

GÜREL, Prof. Dr. Şükrü; Kıbrıs Tarihi (1878-1960) Kolonyalizm, Ulusçuluk ve Uluslararası Politika, Kaynak Yayınları, İstanbul-Ankara, Kasım 1984.

GÜREL, Prof. Dr. Şükrü; Tarihsel Boyut İçinde Türk-Yunan İlişkileri (1821-1993), Ümit Yayıncılık, Ankara.

İNALCIK, Prof. Dr. Halil; “A Note on the Population of Cyprus”, Kıbrıs Araştırmaları Dergisi, Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi, Gazimağusa.

İNALCIK, Prof. Dr. Halil; “The Recent History of Cyprus” Proceedings of the First International Congress of Cyprus Studies, Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi, Gazimağusa, 1997, p. 20-23.

İSMAİL, Sabahattin; Kıbrıs Türk Basınında İz Bırakanlar, KKTC Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları, Lefkoşa, 1988.

İSMAİL, Sabahattin-BİRİNCİ, Ergin; Atatürk Döneminde Türkiye-Kıbrıs İlişkileri, KKTC Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları, Kasım 1989.

İSMAİL, Sabahattin; 150 Soruda Kıbrıs Sorunu, İstanbul, Kestaş Yayınları, Ağustos 1998.

Kıbrıs Türk Edebiyatı-Başlangıcından Bugüne, KKTC Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınları, 1980.

Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Kıbrıs Hükümet Matbaası, Lefkoşa, 1960.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası, Resmî Gazete (KKTC) EK I, Sayı 43, 7 Mayıs 1985.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ekonomik ve Sosyal Göstergeler, (KKTC Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü İzleme ve Koordinasyon Komitesi tarafından her yıl yayımlanmaktadır.).

NECATİGİL, Zaim M.; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Anayasa ve Yönetim Hukuku, Rüstem Kitabevi Hukuk Yayınları, İstanbul, 1988.

NESİM, Ali; Kıbrıs Türk Edebiyatı’nda Sosyal Konular, Kıbrıs, 1986.

SALVATOR, Levkosia; Great Britain, Trigraph, 1983.

SERDAR, Gülgün; Kıbrıs Türk Edebiyatı’nda Kaynak Eserler, KKTC Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığı, 1973.

ÜNLÜ, Cemalettin; Kıbrıs’ta Basın Olayı (1878-1981), Yer (?), Tarih (?).

YAŞIN, Mehmet; Kıbrıslıtürk Şiiri Anatolojisi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1994.

YORGANCIOĞLU, Oğuz; Kıbrıs Türk Folkloru (Genişletilmiş İkinci Baskı), Ağustos 2000.

YÖRÜKOĞLU, Prof. Dr. Ahmet; “Türkiye-KKTC Ekonomik İşbirliği ve AB”, Avrupa Birliği Kıskacında Kıbrıs Meselesi (Dünü ve Yarını), (Editörler İrfan Kaya ÜLGER ve Ertan EFEGİL), Ankara (?), 2001 (?), s. 227-239.


Yüklə 14,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   115




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin