Sovyet Sonrası Orta Asya



Yüklə 14,49 Mb.
səhifə71/115
tarix17.11.2018
ölçüsü14,49 Mb.
#82891
1   ...   67   68   69   70   71   72   73   74   ...   115

1995 1996 1997 1998 1999 2000

Ürün (‘000 ton) 3,934 3,350 3,641 3,236 3,700 3,350

Evvelki yıla göre değ. -0.1 -14.8 8.7 -11.1 14.3 -9.5

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

Tablo 8: Et, Süt ve Yumurta üretimi (bin ton)

1994 1995 1996 1997 1998

Et (bin ton) 509 524 461 461 472

Süt (bin ton) 3732 3677 3404 3406 3495

Yumurta (bin adet) 1574 1232 1057 1075 1165

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country report, Eylül 2000.

Özbekistan, önce Çarlık Rusyası, daha sonra ise Sovyetler Birliği tarafından pamuk cumhuriyetine dönüştürülmüştür. Bu yıllar içeresinde, Kazakistan dışında diğer Orta Asya cumhuriyetleri gibi, Özbekistan da dışarıdan gelen buğdaya muhtaç olmuştur. Şüphesiz, buğday stratejik bir üründür. Her ülke buğday üretiminde kendi kendine yeterli olmayı istemektedir. Özbekistan da bunlardan birisidir. Üstelik İslam Kerimov’un özellikleri ve Özbekistan’ın Orta Asya’da lider olma arzusu dikkate alınırsa, buğdayda kendi kendine yeterli olma arzusunun Özbekistan için neden bu kadar önemli hale geldiği anlaşılmaktadır.



Tablo 9: Tahıl Üretimi

1995 1996 1997 1998 1999 2000

Ürün (‘000 ton) 2,000 2,743 2,875 3,283 3,406 3,077

Ekili alan (‘000 hektar) 1,660 1,674 1,820 1,690 1,724 1,75

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

Buğdayda kendi kendine yeterliliğine ulaşma isteğine temel getirmek için Özbekistan, şu faktörleri göstermektedir:50

- Tarımdaki aşırı pamuk uzmanlaşmasının ortadan kaldırılması,

- Buğday ihracatçı ülkeler tarafından uygulanabilecek muhtemel siyasi baskı tehlikesinin ortadan kaldırılması,

- Halka güvenin verilmesi ve ülkedeki sosyo-ekonomik durumunun düzeltilmesi,

- Buğday fiyatının hava şartlarına bağımlı olma özelliğinin ülkedeki ekonomik istikrarı zedeleyebilmesi,

- Özbekistan’ın temel ihraç ürünü olan pamuğun da hava şartlarına bağımlı olması ve dolayısıyla buğday alımı için ayrılacak dövizin de hava şartları kötü giderse azalma ihtimalinin olması,

- Son yıllarda pamuk ihracatının ulaşım masrafları yüzünden zorlaşması.

Açıktır ki, Özbekistan’ın ulaşmaya çalıştığı buğdayda kendi kendine yeterlilik, ithal ikâmeci yöntemlerin kullanımını gerektirmiştir. Buğdayda kendi kendine yeterliliğe ulaşmak çok masraflı bir uğraş olmakla birlikte, pamuk ekiminden buğday ekimine geçmenin teknik olarak zor olduğu da ispatlanmıştır.51

Üstelik Özbekistan şartlarında bu daha da zordur. Bunun nedeni, Özbekistan’da tarım yapılabilecek alanın son derece sınırlı olmasıdır. 447.000 km2 toprağa sahip olan Özbekistan’ın 3/4’ünü bozkır, çöl ve yarı çöller oluşturmaktadır. Ekilebilir alan, toprakların %9’udur.

Bilindiği gibi pamuk, Özbekistan’ın başlıca ihraç maddesidir. Üstelik, bazı araştırmalara göre, diğer geçiş ekonomilerine nazaran Özbekistan ekonomisinin daha az küçülmesi pamuk sayesinde olmuştur. Özbekistan, ihracat ürününün azaltılması pahasına da olsa, buğdayın ithal ikâmesini gerçekleştirmeye kararlıydı. Üstelik kayıplar sadece bununla da sınırlı değildir. Dışarıdan daha ucuz fiyattan buğday alınabileceği halde, yurtiçinde buğday yetiştirmek de masrafları arttırmaktadır. Üstelik pamuk, toprağı yoran bir mono kültürdür. Daha önce pamuğun ekildiği bir alanda buğday ekilirse verimliliğin yüksek olması oldukça zordur. Açıktır ki, en azından ilk başta ithalat fiyatı Özbekistan’da buğday üretme maliyetinden daha fazla olmuştur. Dolayısıyla bu araştırmanın sonuçları tartışılır niteliktedir.52

Tablo 10’da Özbekistan’ın bağımsızlık yıllarında buğday ekimi için ayrılan toprakların giderek arttığı görülmektedir. Böylece 1991 yılında buğday ekimi için ayrılan toprakların toplam alanı 0,49 milyon hektar iken, 1997 yılında bu alanın 1,47 milyon hektara ulaştığı görülmektedir. Tablodan artışın pamuk topraklarının indirilmesi yoluyla yapıldığı görülmektedir. Tablo 10’dan 1991-1997 yılları arasında buğday üretiminin önemli ölçüde arttığı görülmektedir. Böylece 1991 yılında 0,61 milyon ton olan buğday üretimi 1997 yılında 3,07 milyon ton olmuştur. Buğday üretimi artarken, buğday verimliliğinin de arttığı tablodan görülebilir. Yani 1991 yılında buğday verimliliği 1,25 ton/hektar iken, 1997 yılında bu rakam 2,09 ton/hektara ulaşmıştır. Batılı iktisatçılar ve uluslararası kuruluşlar tarafından Özbekistan’ın yürüttüğü buğdayı ikâme etme politikası eleştirilmektedir. Bu politikanın çok masraflı olduğu, zaten ithal ikâmesi politikalarının artık eskimiş oldukları, geçmişte bunun çok acı örneklerinin yaşandığını ve Özbekistan’ın bu politikayla başarıya ulaşmayacağını belirtmektedirler.53



2. Madencilik ve Enerji

Özbekistan, hammadde yönünden oldukçe zengin ve çeşitli rezervlere sahip olan bir ülkedir. Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre, Özbekistan’da büyük miktarlarda petrol ve doğalgazın da varlığı tespit edilmiştir.54 Özbekistan, bunları çıkarmaya da başlamış bulunmaktadır. Ayrıca Zerefşan vadisinin Muruntov bölgesinde zengin altın madenlerinin olduğu tespit edilmiştir. Ekonomisi, Kazakistan’dan sonra Orta Asya’nın en gelişmiş ikinci ekonomisi durumundadır.



Tablo 11: Enerji Üretimi

Petrol (mln ton) 1995 1996 1997 1998 1999

Üretim 7.6 7.6 7.9 8.1 8.1

Tüketim 7.0 6.5 6.5 6.9 Na

İhracat 0.8 1.0 1.2 0.9 Na

İthalat 0.3 0.0 0.0 0.0 Na

Doğal Gaz (mlr m3)

Üretim 48.7 49.0 51.3 54.8 55.6

Tüketim 42.0 43.6 44.3 47.3 Na

İhracat 5.6 9.1 9.9 5.2 Na

İthalat 1.4 4.2 2.8 1.1 Na

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

Özbekistan’ın demir dışı metalleri; özellikle altın, ihracat gelirlerinde önemli yer tutmaktadır. Yılda ortalama 70 ton altın üretilmektedir. Özbekistan dünyanın 7. büyük altın üreticisi olup, bilinen altın madenlerinin %25’ini işletmektedir. Dünyanın 4. büyük rezervine bu ülke sahiptir. Ekonomide önemli rol oynayan diğer madenler; bakır, çinko, tungsten, gümüş ve kurşundur.55



Tablo 12: Elektrik-Kömür Üretimi, Tüketimi, İthalat ve İhracatı.

Elektrik (m kwh) 1995 1996 1997 1998 1999

Üretim 47,453 45,420 46,056 45,935 45,300

Tüketim 46,163 46,513 46,985 46,111 Na

İhracat 14,199 12,826 11,488 10,642 Na

İthalat 12,908 13,918 12,417 10,818 Na

Kömür (‘000 ton)

Üretim 3,054 2,837 2,947 2,952 2,955

Tüketim 3,028 3,397 2,792 2,275 Na

İhracat 82 8 30 30 Na

İthalat 30 51 27 0 Na



Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

Özbekistan’ın öncelikli sektörleri arasında enerji sektörü de vardır. Özbekistan’da 86 petrol ve gaz yatağı bulunmuştur. 63 petrol yatağı halen çalışmaktadır. En büyük petrol yatakları Fergana ve Surhanderya bölgelerinde bulunmaktadır. Özbekistan’ın gaz rezervleri, petrol rezervlerinden daha fazladır. Gaz rezervleri 66 trilyon metre küp olarak ölçülmüştür. Gaz rezervlerinin %90’ı Buhara ve Hive şehirlerinin yakınlarında bulunmaktadır.56

Özbekistan Devlet Başkanı Kerimov için Özbekistan’ın enerjide kendi kendine yeterliliğine ulaşması en önemli önceliklerden birisidir. Nitekim, Özbekistan’da bağımsızlıktan bu yana bu yönde önemli adımlar atılmıştır.

Hayat geçirilmeye çalışılan enerjide kendi kendine yeterlilik stratejisi sonucunda Özbekistan, enerji ithalatçısından net enerji ihracatçısı konumuna ulaşmıştır.

Enerjide kendi kendine yeterliliğe ulaşmak amacıyla Özbekistan Devleti halen enerji sektörünün tamamını elinde tutmaktadır. Enerji ekipmanının alımı, döviz kuru politikasıyla sübvanse edilmiştir. Bunun dışında enerji sektörü, bağımsızlıktan bu yana devletin doğrudan en çok yatırım yaptığı sektörlerden birisidir.

Özbekistan’da doğalgaz ve petrol kaynakları bulunmaktadır.57 Bu kaynaklar Kazakistan ve Türkmenistan’ın sahip olduğu kaynaklardan daha az olsa da, bağımsızlıktan bu yana doğalgaz ve petrol üretimini arttıran Özbekistan, enerjide kendi kendine yeterliliğe ulaşmıştır. Tablodan 10’dan anlaşıldığı gibi, bağımsızlıktan bu yana giderek doğalgaz ve petrol üretimini arttıran Özbekistan, ilk başta petrol ithal ederken, 1997 yılından itibaren hem petrol ithalatı ihtiyacını sıfırlamış hem de petrol ihracatını ikiye katlamıştır. 1993-1995 yılları arasında ham petrol üretiminin hızla arttığı görülmektedir. 1993 yılında geçen yıla göre yaklaşık %20 artan petrol üretimi, 1994 ve 1995 yılında geçen yıla göre yaklaşık %40 artmıştır. Bunun sonucunda 1995’ten itibaren Özbekistan’ın artık net petrol ihracatçısı olmaya başladığı görülmektedir. Nitekim 1995 yılında petrol ihracatı 500 bin ton oluşturmuştur. Bunu takip eden yıllarda petrol ihracatı her yıl 1 milyon ton civarında olmuştur.58

Enerjide kendi kendine yeterlilik stratejisi çerçevesinde, Buhara şehrinde yeni bir rafineri kurulmuş ve Fergana şehrindeki rafineri onarılmıştır. Son üç yıl içinde Özbekistan rafinerileri daha önce diğer eski Sovyet ülkelerinden ithal edilen 15 çeşit petrol ürününü üretmeye başlamışlardır. Şurtan’da yeni bir büyük tesisin yapılmasına. Bu tesis polietilen üretecek olan büyük ölçekli bir fabrikadır. Fabrikadan büyük performans beklenmektedir. Bu proje ABD, İtalya ve Japonya şirketleriyle ortak olarak yürütülmektedir. Bunun dışında petrol yataklarından rafinerilere giden boru hatlarının yapımına da başlanmıştır. Doğal gaz boru hatlarına gelince, ülke gelişmiş ve kapsamlı gaz boru hatlarına sahiptir ve bu boru hatları komşu devletlere kadar uzanmaktadır. Güney Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, Özbek doğalgazıyla beslenmektedir. Mevcut boru hatları dışında da üç istikâmette yeni borular eklenmiştir.

Başlangıçta, Özbekistan’ın enerjide kendi kendine yeterlilik projesi dışarıdan tepki görmüştür. Bu yatırımların kârlı olmadığı gerekçesiyle eleştiriler yapılmıştır. Fakat, daha sonra enerjide kendi kendine yeterlilik Özbekistan’ın diğer eski sosyalist ülkeler nazaran neden daha az üretim düşmesini yaşadığı sorusunun cevaplarından birisi olarak kullanılmıştır. Özbekistan’ın üretim performansını araştıran çalışmalarda, enerjide kendi kendine yeterlilik Özbekistan’ın nispeten iyi performans göstermesinin nedenlerinden birisi olarak gösterilmiştir.59

Özbekistan, enerjide kendi kendine yeterliliğe ulaşmıştır, fakat enerji ile ilgili politikaları devam etmektedir. Enerji fiyatlarını kullanarak Özbekistan Devleti, tüketicileri sübvanse etmektedir. Bu sübvansiyonlar, ilan ettiği “sosyal piyasa ekonomisi” amaçlarına hizmet etmektedir.

3. Sanayii

Özbekistan Cumhuriyeti’nde sanayi sektörü, diğer Orta Asya cumhuriyetlerine göre daha gelişmiştir. Bu ülkede kurulu sanayi dalları; ağır sanayi, hafif sanayi ve gıda sanayiinden oluşmaktadır. Yakıt, enerji, metalurji, makine, kimya, orman ürünleri ve yapı malzemeleri sanayileri ağır sanayii oluşturmaktadır.60

Hafif sanayi; Dokumacılık, dikiş, deri-kürk, ayakkabı ve gıda sanayini içermektedir. Günümüzde hafif sanayi Özbekistan’ın sanayi üretiminin %35’ini oluşturmaktadır.61 Endüstriyel üretim büyük ölçüde tarımsal hammadde işlenmesine bağlı olup, çok sayıda sebze, meyve, balık ve hayvan ürünleri işleme tesisi vardır. Bunun yanı sıra, direkt veya dolaylı olarak tarımla ilişkili biçer-döver, tekstil makineleri gibi makine üretimi de sanayide önemli bir yer tutmaktadır. Ham pamuk üretiminin %12’si, koyun derisi %20’si ve ipek üretiminin %60’ı yöresel olarak işlenebilmektedir. Hafif sanayi dalında ise, pamuklu ve ipekli kumaş, makine halısı, sebze, meyve, balık ve havyar üretme ve işleme tesisleri faaliyet göstermektedir. Özbekistan Orta Asya’nın en önemli makine ve ağır donanım üreticisi olup, kimya sanayii tesisleri Navoi, Hokant, Namangan ve Andijanda bulunmaktadır.62

Özbekistanda bağımsızlığın ilk yıllarındaki sanayileşme düzeyi düşük olduğu için, Özbekistanın ithal ikâmesi stratejisi daha çok yeni tesislerin kurulmasına yöneliktir. Özbekistan, doğrudan kamu yatırımları ve yabancı yatırımları da kullanarak sanayileşmeye çalışmaktadır. Bu çerçevede bir çok yeni tesis kurulmuştur. En önemli yatırımlar enerji sektöründe yapılmıştır. Sanayi alt sektörleri içerisinde enerji sektöründen sonra en çok yatırım alan sektörler; metalurji, ulaşım, iletişim ve hafif sanayidir.

Özbekistan’da sabit döviz kuru sayesinde sanayi teşvik edilmektedir. Özbekistan’ın enerjide kendi kendine yeterlilik amacının yanı sıra, diğer bir amacı da imalat sanayiini geliştirmektir. Bu doğrultuda, dayanıklı tüketim mallarının üretiminin geliştirilmesine, ülkeye yeni teknolojilerin girmesine de önem verilmektedir.

İthal ikâmesi stratejisi çerçevesinde en çok ayrılan sektörler; yakıt-enerji sektörü, makine yapımı sektörü ve kısmen metalurjidir. Döviz kuru sisteminin sayesinde sanayiye ucuz sermaye malları sağlanmaktadır.63

Özbekistan hükümetinin stratejisinde sanayileşme açısından yabancı yatırımları çekmek önemli bir yer almaktadır. Öncelik verilen sektörler ve konular şunlardır:64

- Tüketim malları üretimi, tekstil ve hafif sanayinin geliştirilmesi,

- Tarımsal malların ve hammaddelerin işlenmesi,

- Çağdaş telekomünikasyon sisteminin kurulması, ulaştırma projelerinin gerçekleştirilmesi,

- Çevreyi korumaya yönelik yatırımlar,

- Petrol ve doğalgaz üretim ve işlenmesi, enerji dağıtım şebekesinin modernizasyonu,

- İlaç, tıbbi teçhizat üretimi,

- Turizm


- Ar-Ge yatırımları.

Ülkedeki en büyük yabancı yatırım, Daewoo’nun Fergana’daki otomotiv yatırımıdır. Buradaki toplam yatırım miktarı, 700 milyon dolardır. Bunun yanı sıra Koç Holding, Özbek ortağı Uzavtoprom ile Semerkand’da otobüs fabrikasını tamamlamıştır. Özbekistan’da 1993 yılında daha önce hiç üretilmeyen arabalar, 1994’te üretilmeye başlamış ve araba üretimi yıldan yıla artmıştır. 1997 yılında üretilen araba sayısı 64.908’e ulaşmıştır.65

Tekstil sektörü de öncelikli sektörlerden biridir. Bu sektörün geliştirilmesi ve üretilen pamuk ve elde edilen ipeğin ülke içinde işlenmesi temel hedeftir. Pamuk işleme tesislerinin inşasına ve ipek ürünleri üretiminin arttırılmasına öncelik verilmektedir. Bu ürünlerin hammaddesinin temel üreticisi olan Özbekistan, nihai malları ithal etmek zorunda kalmaktadır. Örneğin yıllık 1,5 milyon ton pamuk ipliği üretiminin sadece %15’i ülke içinde değerlendirilmektedir.66 Rusya krizinin olduğu 1998 yılı dışında tutulursa, bağımsızlık yıllarında pamuklu giyeceklerin üretimi azalmakla beraber yaklaşık olarak aynı kalmıştır.

Bu performans, diğer geçiş ekonomisine sahip ülkelere göre çok iyidir. Diğer tekstil ürünlerinin üretiminin ise düştüğü görülmektedir, yani pamuk giyiminde ulaşılan performansa diğer tekstil kollarında ulaşılamamıştır. Yine de onlardaki düşüşler geçiş ekonomisi standartlarına göre iyi sayılabilir.67

Yüksek teknolojili üretimin geliştirilmesi kapsamında elektronik malların üretimine yatırım yapılmıştır. 1993-1998 yılları arasında televizyon ve video gibi malların üretimi önemli ölçüde artmıştır. 1993 yılında 16.378 televizyon ve 6.505 video üreten Özbekistan, 1997 yılında 268.450 adet televizyon ve 140.567 adet video üretmiştir.68

Şu anda Özbekistan’da sanayileşme politikası devam etmektedir. Bu çerçevede büyük altyapı çalışmaları ve büyük tesislerin yapımına da devam edilmektedir. Yurtiçi tüketime yönelik üretim, sonuçta yurtiçi piyasa ile sınırlıdır. Özbekistan daha fazla serbestleştiği zaman, bu sanayi yapısı en azından Orta Asya ve BDT ülkelerine sınai ihracatı yapabilmesi için bir dayanak olabilir. Fakat bunun için üretilen malların rekabet edebilir nitelikte olması gerekmektedir.69



4. Milli Gelir

Tablo 13: Milli Gelir Dağılımı

1995 1996 1997 1998 1999

GSYIH cari fiyatı

(milyar sum) 302.8 559.1 976.8 1.358.8 1.942.1

GSYIH milyar ($) 10.1 13.9 14.7 14.3 15.5

GSYIH değişme (%) -0.9 1.6 2.5 4.4 4.1

Tüketici fiyat

enflasyonu (ort. %) 304.6 54.0 58.8 17.8 29.0

Cari işlemler dengesi

milyon ($) -21.0 -979.6 -580.6 -38.7 -245.2

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

Tablo 14: Kişi başına düşen GSYIH

1995 1996 1997 1998 1999

Cari Fiyat 13,345 24,171 41,459 56,725 84,540

Reel değişme -2,7 -0,3 0,6 2,7 2,9

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

Tablo 15: GSYİH’nin Sektörel Dağılımı

1995 1996 1997 1998 1999

Tarım 28.0 22.4 28.2 26.8 28.0

Sanayi 17.1 17.8 15.6 14.9 13.9

İnşaat 7.1 8.3 7.3 7.5 6.9

Ulaşım/iletişim 7.3 6.7 6.5 6.8 6.5

Ticaret 5.2 7.1 8.4 8.4 9.3

Diğer hizmetler 22.2 23.3 21.6 21.2 20.4

Net dolaylı vergiler 13.1 14.4 12.4 14.4 5.0

Toplam 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

5. Para ve Bankacılık

Özbekistan’da para politikası öncelikli sektörler kredi tahsisinin kontrolünü idame ettirecek unsurlara göre ve gayri resmi kredi piyasalarının oluşumunu ve vergi yolsuzluklarını önleyici hususlar dikkate alınarak yapılandırılmıştır. 1994 yılında IMF ile yapılan anlaşmada hükümet sıkı para politikası uygulamayı kabul etmiş ancak bunu hiçbir zaman uygulamamıştır.

1998’deki Rusya krizinin de etkisiyle 1998 ve 1999 yıllarında ülkede genişleyici para politikaları uygulanmıştır. Buna rağmen, resmi verilere göre enflasyonda çok aşırı bir yükselme olmamıştır.

Nakit para dönüşümündeki sınırlama ve gelirin belli bir oranını bankada tutma gibi enflasyonu engellemek için düşünülmüş olan önlemler bir yandan da çok ciddi bir karaborsa oluşumuna sebep olmuştur

Özbekistan’ın ulusal para birimi Sum’un değeri önceleri Özbekistan Milli Bankası (NBU) nezdinde haftada iki defa gerçekleştirilen ve lisanslı ticari bankalar ile döviz bürolarının katıldığı ihalelerle belirlenmekteydi. Haziran 1998 itibariyle bu uygulamasına son veren NBU, Sum’un dolara karşı değerini bankalar arası döviz piyasasında gerçekleşen işlemlerin ağırlıklı ortalamasını alarak tespit etmektedir.

1998 yılındaki ödemeler dengesi açıklarının da baskısıyla Merkez Bankası döviz tahsis işlemlerini daha da zorlaştırarak bu işlemi ticari bankalar kanalıyla gerçekleştirmeye başlamıştır. Bu bir bakıma ticari bankaları sübvanse ve mali yapılarını güçlendirme aracı olarak da kullanılmaktadır.

Devlet resmi kurları, sermaye mallarının ithalini kolaylaştırmak amacıyla da düşük tutmaktadır. 2000 yılı ortalarında resmi kurla karaborsa/özel kesim kur arasındaki makas %400’ler düzeyi kadar açılmıştır.

Tablo 16: ABD Doları Kuru

1998 1999

Resmi oran 94.8 125.0

Özel banka 104.9 157.8

Serbest piyasa 218.1 522.1

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

Tablo 17: Yıllara Göre Döviz Kur Oranları

1995 1996 1997 1998 1999

USD 30.2 40.2 66.4 94.8 125.0

Sterlin 47.4 62.8 108.7 157.2 202.5

Yen 0.319 0.369 0.548 0.721 1.096

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

Özbekistan’da 35 adet ticari banka bulunmaktadır. Bunlardan çoğu devlet mülkiyetindedir. 1992 yılında Özbekistan Merkez Bankası kurulmuştur. Devlet mülkiyetindeki Özbekistan Milli Bankası (NBU) ise Özbekistan’ın en büyük bankasıdır. Özbekistan’daki bankaların hepsi döviz işlemleri yapmaya yetkilidirler. Özbekistan’daki tüm döviz işlemlerinin %90’ından fazlası NBU aracılığıyla yapılmaktadır. Bankaların çoğu sektörel bazda uzmanlaşmakta ve bunların verdikleri kredilerin çoğu devletin sahip olduğu teşebbüslere gitmektedir. Bankaların çoğu devlet mülkiyetinde olduğundan ticari bankaların çoğu Sovyetler Birliği dönemlerinde olduğu gibi, ticaret ve ücret kanunlarını uygulamaya zorlamak açısından devletin ajanı gibi davranmaktadır. Örneğin şirketler, vergilerini takip etmek açısından devlete kolaylık sağlayan bir uygulamayla, sadece bir banka hesabına sahip olabilmektedirler.70

Sovyetler Birliği dağıldığı zaman, Özbekistan’daki bankacılık sistemi de bozulmuştur. Özbekistan’da bankacılık sistemi yetersiz ve bankacılık sistemine halk tarafından duyulan güven zayıftır. Yerel para birimi olan Som cinsinden olan banka mevduatları ülke GSYİH’sinin sadece %6’sını oluşturmaktadır. Bu mevduatlara uygulanan faiz oranları çoğunlukla reel bazda negatif olmaktadır. Ülkede icra iflas yasası bulunmadığından dolayı, bankalar kredi açmaktan kaçınmaktadırlar.

Merkez Bankası dolaşımdaki para miktarını kontrol amacıyla, maaşlar ve yolculuk ücretleri hariç hemen tüm işlemlerin nakit yerine banka transferleriyle gerçekleştirilmesini zorunlu tutmaktadır. Bu politikanın sonucu olarak günlük bankacılık işlemleri bile zor ve zaman alıcı hale gelmektedir. Bankalar arası transferlerin “kliring” süresi birkaç günden birkaç aya kadar değişebilmektedir. Bunun sonucu olarak bankalar arası transferlerle alınan malın fiyatı, Som fiyatının üç katına kadar çıkabilmektedir.71

Özbekistan’da, 1992 yılından itibaren Batı tipi bankacılık sistemi kurulması yönünde adımlar atılmaktadır. Dünya Bankası’nın da yardımı ile hazırlanan düzenlemeler sonucu sermaye yeterliliği ve likidite standartları konulmuştur.

1999 yılının başında, yerli sermayeli bankaların, kayıtlı sermayelerine alt sınır koyan “Bankacılık Sistemi Reformunun Devamı İçin Tedbirler” adlı bir kararname yayınlamıştır. Buna göre bankalar, 1 Ocak 2000 tarihi itibarıyla belirlenen kayıtlı sermaye alt sınırlarına uymak zorundadırlar. Bankaların denetim yaptırması zorunlu hale getirilmiştir. Hükümet ayrıca, devlet bankaları dışındaki bankaların başka bankaların hisse senetlerini satın almamaları ve sahip olduklarını 1 Ocak 2000’e kadar elden çıkarmaları kararı almıştır.

Bu hisselerin yabancı yatırımcılara satılması hedeflenmektedir. Bunlara ilaveten, tüzel kişilere 1 Haziran 1999 tarihinden itibaren çeşitli Özbekistan bankalarında hesap açma imkanı verilmiştir.72

6. Dış Ticaret

Özbekistan’ın 1995 ve 1996 yıllarında yaşamış olduğu ithalat-ihracat denge problemleri devleti para ve döviz piyasalarında sıkı önlemler almaya yönelttiği gibi, ithalat ve ihracat konularında da değişik yöntemlerle dengeyi korumaya zorluyor.

Denge koruyucu önlemlerin en önemlilerinden biri, ithalat için para transferinin ciddi kontrol ve kayıtlardan geçme mecburiyetidir. İthal edilen mal ve hizmetler için döviz ihtiyacı devletin kontrolünde karşılamak zorunluluğu getirilmiştir.

Bir diğer yöntem de ithalat ve ihracatta öncelikli mallar; eğer ithalat yeniden ihracat için ya da üretim için yapılıyorsa bu bir tercih ve öncelik sebebi olarak kabul edilmekte ve öncelikler tanınmaktadır.

Kotalar ya da geçiş ücretleri uluslararası piyasalardan pek de farklı değil fakat problem gümrük komitesinden mal kontrolünden ya da uluslararası sertifikaların kabul edilmeyişinden kaynaklanıyor. Mesela Özbekistan hala ISO-9000 standardını kabul etmediğinden kendi yöntem ve sistemiyle ithalatçılara çok problem çıkarabiliyor.

Sayılan önlemler ve problem olarak nitelediğimiz durum elbette üstesinden gelinebilecek bir işlem ve yatırımcıyı tümden vazgeçirmemesi gereken şartlardır. Eğer Özbekistan’da üretmek ya da oradan ihraç yapmak istemiyor, özellikle oraya tüketim malzemesi satmak istiyorsanız çeşitli şekillerde problemlerle karşılaşılacaktır.

Özbekistan, enflasyonu baskı altında tutmak yani Orta Asya’da en büyük tüketim pazarı olarak görülen ülkesinde tüketimin patlamasını engellemek için dövizi ve nakit parayı kontrol etmek yönünde politikalar izlemektedir. Bunun sonucu olarak ihracattan elde edilen gelirin belli bir oranının (%50, 1999) devletin belirlediği bankalarda, devletin belirlediği kur oranıyla Sum olarak tutmak zorunda.

Gerçek piyasadaki kur oranıyla banka kur oranı 1/3 düzeyinde değişim gösterebildiği piyasada ihracatçılar da dünya pazarının rekabetçi ortamında fiyatlarını arttırmak zorunda kalmaktadırlar.

Dış ticaret rejiminin liberalleştirilmesi, 1994 yılında başlamış ve gümrük vergilerinde basitleştirilmeye gidilmiştir. İhracat kotası ve lisansına tâbi olan ürünlerin sayısı 70’ten 4’e indirilmiş, ancak pamuk ve doğalgaz sınırlamaya tâbi mallar arasında kalmıştır. 1995 yılında bazı ürünlerini ihracat vergileri de azaltılmış veya kaldırılmıştır.

Dış ticaretin ağırlıklı kısmı devlete ait dış ticaret şirketleri tarafından yapılmaktadır. 1 Nisan 1996’dan itibaren geçerli olmak üzere “İhracata Yönelik Üretim Yapan Şirketlerin Teşvik Edilmesine İlişkin Kararname” yürürlüğe girmiştir.

Buna göre üretiminin en az yüzde 50’sini ihraç eden işletmelerin, gelir vergilerinde yüzde 30 ve üzerinde indirim, üretiminin yüzde 40-50’sini ihraç eden işletmelerin, vergi gelirlerinin yüzde 20 ve 30 arasında ve üretiminin yüzde 20-40 arasında ihracat yapan işletmeler de yüzde 5-10 arasında vergi indirimi öngörülmektedir.

Ayrıca ihracat yapan işletmeler ihraç ürünlerinin üretiminde kullanılan girdilerin KDV’sinden muaf tutulacaktır.

Kararname, hammadde ve buna dayalı ürünlerin ihracatını yapan firmaları kapsamamaktadır. Pamuk ve petrol ile ürünleri kararnamenin kapsamı dışındadır.

1997 yılında Özbekistan, Rusya’nın ulaşım ağı sistemi üzerinden ihracatı sınırlayarak, Türkmenistan, Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden ihracatı arttırmaya çalışmıştır. Söz konusu hat, Rusya üzerinden geçen hattan bin kilometre daha kısa olmasının yanı sıra, koridorun geçtiği ülkeler kendi aralarında imzaladıkları anlaşmalar ile ulaşım tarifelerinde yüzde 50’lik indirim tanıma ve limanlarda ayrıcalıklı bir rejim uygulamayı taahhüt etmiştir.

1998 yılında ihracatta önemli bir düşüş meydana gelmiştir. Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada ihracat tutarı 1997’de 3.066 milyon dolar iken 1998 yılında yüzde 22,4’lük düşüşle 2.378 milyon dolar olmuştur. Bunun en önemli nedeni Özbekistan’ın başlıca ihracat ürünleri olan pamuk ve altının toplam ihracat değerlerinin düşmesidir. Hükümetin ithalatı sınırlayıcı çalışmaları sonucunda ithalat tutarı 1998 yılında yüzde 32,9’luk düşüşle 2.312 milyon dolar olmuştur.

IMF ödemeler dengesi raporunda, 1997 yılında pamuk ihracatının toplam ihracatın yüzde 37,6’sını oluşturduğu belirtilmiştir. Özbek hükümetinin açıklamasına göre ise 1998 yılının ilk yarısında pamuk ihracatı yüzde 21,1’lik paya sahip olmuştur. Yine IMF’in raporuna göre altın ihracatı 1997 yılında toplam ihracatın yüzde 20’sini oluşturmuştur. Hükümet raporlarına göre 1998’in ilk yarısında makine ve teçhizat ihracatı toplam ihracatın yüzde 31,1’dir. İthalatta görülen düşme ise Özbekistan’ın en önemli ithal maddesi yiyecek ve hammaddenin ithalatında miktar ve fiyat düşüşünden kaynaklanmaktadır. Hükümet raporlarına göre gıda ithalatı toplam ithalatın yüzde 17,4’ünü oluşturmaktadır. Hükümetin hedeflediği yüksek ekonomik büyüme çerçevesinde 1998’in ilk yarısında makine ve teçhizat ithalatı toplam ithalatın yüzde 46,4’nü oluşturmuştur. Rus rublesinin çöküşüyle Özbekistan ucuz Rus mallarının akınıyla karşılaşmıştır. 1998’in ilk yarısında toplam ihracatın yüzde 16,3 Rusya’ya, toplam ithalatın 18,5’ü ise Rusya’dan yapılmıştır. Ancak hükümet yılın ikinci yarısında Rusya’dan ithalatı azaltma yolunda çalışmalara başlamıştır. 4 Eylül’de yayınlanan kararname ile ana tüketim maddelerinin satıldığı umuma açık pazarların büyük bölümü kapatılmıştır, 10 Eylül’de yürürlüğe giren kararnameyle de kalite ve hijyen konusunda standartlar konulmuştur. Ancak belli izinler çerçevesinde un, şeker, margarin ve sebze yağları, pastörize süt, bebek maması, alkollü ve alkolsüz içkiler bu pazarlarda satılabilmektedir.



Tablo 18: Başlıca Ticaret Ortakları (Toplam %)

İhracat: 1998 1999 İthalat: 1998 1999

BDT 24.7 30.1 BDT 27.8 26.4

Rusya 12.8 13.0 Rusya 15.7 13.8

Kazakistan 3.7 4.1 Kazakistan 5.2 4.1

Türkmenistan 1.3 2.6 Ukrayna 4.7 4.5

BDT dışında 75.4 69.9 BDT dışında 72.1 73.6

İngiltere 10.3 10.1 Almanya 8.2 11.3

İsviçre 10.8 9.8 Güney Kore 11.6 13.6

Güney Kore 7.4 3.2 ABD 7.5 7.7

Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Uzbekistan Country Report, Eylül 2000.

Özbekistan dış ticaretinde sürekli olarak açık veren bir ülkedir. 1995-1999 yılları arasında cari işlemler dengesi daima negatif olmuştur. Ayrıca cari işlemler dengesinde yıllara göre çok büyük dengesizlikler meydana gelebilmektedir.1995 yılında 21 milyon dolar olan cari işlemler açığı 1996 yılında çok büyük bir artışla 980 milyon dolar olmuştur. Daha sonraki yıllardada çok büyük sapmalar gösteren hesap 1999 yılında 265 milyon dolar açıkla kapanmıştır.

E. Din

Özbekistan, eski SSCB’de de İslami bir merkez olarak önemli bir konuma sahipti. Nitekim, Buhara’daki Mir-Arap ve Taşkent’teki İsmail El-Buhari olmak üzere iki ünlü medrese de burada bulunmaktaydı. Orta Asya ve Kafkasya Müftüsü Taşkent’te idi. Dergi yayınlama, konferanslar verme gibi bir çok faaliyetler yine buradan yapılıyordu.



Özbekler, Buhara ve Semerkand çevresindeki bazı küçük Şii gruplar hariç, genelde Sünni olup Hanefi mezhebindendirler. Resmi İslam güçlü bir pozisyona sahip olmasına rağmen, gayri resmi İslam yeraltı faaliyetlerinde oldukça güçlüdür. Bu alanda Nakşibendi, Kubrevi, Kadiri ve Yesevi tarikatlarının faaliyetleri yoğundur.73

SSCB devrinde, İslam aleyhinde çok güçlü bir propaganda yürütülmüştür. 1948 ve 1976 yılları arasında en azından 177 anti-İslami kitap Özbekistan’da yayınlanmıştır. Yine 1935’te 66 bin ve 1959’da 146 bin 500 anti-İslami konferanslar gerçekleştirilmiştir. Hatta Özbek Komünist Parti Sekreteri Osman Hocayev 1987’deki bir konferansta dinin milliyetçilik ve şovenizmin yollarını açtığını söylemekteydi.74

Bugün Özbek gençlerinin %55’i İslami prensiplere dayanan, atadan kalma (ataerkil) örf ve adetlerin aile de sosyal hayat biçiminde ilk sırada olması gerektiğine inanmaktadır.75 İslam’ın Özbekistan’da geliştiği ve güçlendiği hususunda hiç bir kimsenin şüphesi yoktur.

Bununla beraber, İslam geleneği SSCB sonrası diğer Orta Asya ülkelerine kıyasla Özbekistan ve Tacikistan’da daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Taşkent ve Buhara, Özbekistan’da İslam’ın merkezini oluşturmaktalar. Buhara, İslam dünyası içinde Mekke ve Medine’den sonra üçüncü kutsal şehirdir. Bu nedenle bugün Özbekistan’da din idaresinin başlıca eğitim ve yönetim merkezleri Taşkent ve Buhara’da yoğunlaşmıştır.76

Özbekistan’da ve genel olarak Orta Asya’da Sovyet döneminde iki tür İslam ortaya çıkmıştır. Bunlardan ilki, “konformist” nitelikte olup devlet desteğiyle yaratılmıştır. İkincisi ise bağımsız ve muhalif nitelik taşımaktadır.

Devlet destekli İslam müftülük kurumuyla oluşturulmuştur. Sovyetlerin ilk yıllarında İslam üzerinde aşırı baskı uygulanmaya başlamıştı. Fakat, İslam tamamen ortadan kaldırılamamış, devlet idaresi altına alınmaya çalışılmıştır. Bunun için Stalin döneminde Müslüman nüfusun yoğun olduğu dört bölgede müftülük kurulmuştur. Kruşçev döneminde ise, İslam’a karşı yeni bir saldırı başlatılarak, camilerin %25 kapatılmasına rağmen müftülük kurumuna dokunulmamıştır. Çünkü, Kruşçev’in üçüncü dünya ülkeleriyle yakınlığını koruyabilmesi için, “Müslüman bir vitrine” ihtiyacı vardı.77

İkinci, bağımsız ya da paralel İslam ise, hem baskı hem de bu baskının kırsal kesimlerde etkili olamamasından kaynaklanmıştır.78

Tüm köy camilerinin kapatılmasına karşın halk arasında dinin etkisi fazla azalmamıştır. Büyük medreselerde eğitim görmemiş olan köy mollaları kolhozlarda tamirci, traktörcü olarak gözüküyor, ama gerçekte mollalık yapıyorlardı.79

Çocukların hepsi sünnet ediliyor ve okula başlamadan önce mollalara gönderilerek temel din eğitimi almaları sağlanıyordu. Orta Asya’da 1989’dan itibaren İslam’ın radikalleşmesi, sözkonusu paralel İslami kesim arasında olmuştur.

1 Özbekistan’ın coğrafyasıyla ilgili olarak şu kaynaklara başvurulabilir: A. Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türk İli Türkistan ve Yakın Tarihi, İstanbul, 1981, ss. 3-20; A. Ardel, Türk Ülkelerinin Tabii Coğrafyası: Türk Dünyası El Kitabı, Ankara, 1976, ss. 13-33; Ramazan Özey, Tabiatı, İnsanı ve İktisadı ile Türk Dünyası, İstanbul, Öz Eğitim Yayınları, 1996, ss. 104-110.

2 TİKA, Ülke Profilleri, Ankara, 2000, s. 137.

3 Ramazan Özey, a.g.e., s. 111.

4 Martha Brill Olcott, “Central Asia’a Post Empire Politics”, Orbis, C. 36, (2), Bahar 1992, s. 257.

5 Nadir Devlet, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Zaman-Çağ Yayınları, İstanbul, 1993, s. 327.

6 Nadir Devlet, a.g.e., s. 170.

7 Mehmet S. Erol, Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri, İstanbul, İrfan Yayıncılık, 1999, s. 137.

8 İlhan Uludağ, Sovyetler Birliği Sonrası Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ve Türk Gruplarının Sosyo-Ekonomik Analizi ve Türkiye İle İlişkileri, İstanbul, TOBB, 1992, ss. 312-313.

9 Mehmet Seyfettin Erol, Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri, İstanbul, İrfan Yayıncılık, 1999, s. 140.

10 Büşra Ersanlı Behar (Yayına haz.), Türk Cumhuriyetleri Kültür Profili Araştırması, Ankara, T C. Kültür Bakanlığı Yay., 1995, s. 6.

11 A.g.e., s. 101.

12 A.g.e., s. 108.

13 A.g.e., s. 110.

14 Ahmed Raşid, Orta Asya’nın Dirilişi: İslam mı, Milliyetçilik mi?, İstanbul, Cep Kitapları, 1996, ss. 100-101.

15 Ramazan Özey, Tabiatı, İnsanı ve İktisadı ile Türk Dünyası, İstanbul, Öz Eğitim Yayınları, 1996, s. 112.

16 Amin Maalouf, Semerkand, (çev.) Esin Talu-Çelikkan, 13. Baskı, İstanbul, YKY, 1998, s. 9.

17 Ahmed Raşid, a.g.e., s. 101.

18 Ramazan Özey, a.g.e., ss. 112-113.

19 Ramazan Özey, a.g.e., s. 113.

20 Ahmed Raşid, a.g.e., s. 101.

21 Ramazan Özey, a.g.e., s. 113.

22 Ramazan Özey, a.g.e., s. 114.

23 Büşra E. Behar, Günay G. Özdoğan, Nihal İncioğlu, Gün Kut, Şule kut, Nesrin Sungur, Bağımsızlığın İlk yılları, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1994, s. 77.

24 M. Saray, Özbek Türkleri Tarihi, İstanbul, Nesil Matbaacılık ve Yayıncılık, 1993, s. 14.

25 Osmanlılarla olan ilişkileri konusunda daha teferruatlı bilgi için bkz. Mehmet Saray, Rus İşgali Devrinde Osmanlı Devleti ile Türkistan Hanlıkları Arasındaki Siyasi Münasebetler (1775-1875), İstanbul, İ.Ü. Yay., Yayın No: (3613), 1990.

26 M. Saray, Özbek Türkleri Tarihi, s. 257.

27 Daha detaylı bilgi için bkz. Baymitza Hayıt, Türkistan Devletlerinin Milli Mücadeleleri Tarihi, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1995, Alaaddin Yalçınkaya, Sömürgecilik ve Panislamizm Işığında Türkistan, İstanbul, Timaş Yayınları, 1997.

28 Daha detaylı bilgi için bkz. TİKA, Ülkelerin Anayasaları, Ankara, 1999, ss. 229-232.

29 Mehmet S. Erol, a.g.e., 140.

30 Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik: Türkiye’nin Uluslararası Konumu, İstanbul, Küre Yayınları, 2001, s. 485.

31 Bu konuyla ilgili detaylı bilgi için bkz. Rasma Karklins, Ethnic Relations in the USSR, Boston, Unwin Hyman, 1989.

32 E. Gellner, Uluslar ve Ulusçuluk, (çev.) B. E. Behar, G. G. Özdoğan, İstanbul, İnsanYayınları, 1992, s. 7.

33 Mehmet S. Erol, a.g.e., s. 167.

34 Mehmet S. Erol, a.g.e., s. 194.

35 Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Türkiye İle Türk Cumhuriyetleri ve Bölge Ülkeleri İlişkileri Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2000, s. 48.

36 A.g.e., ss. 48-49.

37 A.g.e., s. 49.

38 11 Eylül’ün Orta Asya’ya etkisiyle ilgili daha detaylı bilgi için bkz. Mehmet S. Erol, ABD’deki Terör Saldırılarının Bölgesel Yansımaları: Türkistan”, Stratejik Analiz, (18), Ekim 2001, ss. 26-28.

39 Kyrgyzstan Chronicle, 13-19 Aralık 1995, s. 9.

40 Daha detaylı bilgi için bkz. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), a.g.e., ss. 256-258.

41 TİKA, Ülke Profilleri, Ankara, 2000, ss. 146-160.

42 A.g.e.

43 TİKA, Ülke Profilleri, s. 140.

44 IMF, Republic of Uzbekistan: Recent Economic Developments, IMF Staff Country Report No. 00/36, Washington DC, IMF, 2000.

45 İslam Kerimov, Uzbekistan po Puti Uglubleniya Ekonomiçeskih Reform, Taşkent, 1995.

46 A.g.e., ss. 184-185.

47 Daha detaylı bilgi için bkz., Anar Somuncuoğlu, Kazakistan ve Özbekistan Ekonomileri: Geçiş ve Büyüme Stratejileri, Ankara, ASAM Yayınları, 2001.

48 Bkz., Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), a.g.e., s. 242.

49 M. Saray, a.g.e., s. 8.

50 Anar Somuncuoğlu, a.g.e., s. 150.

51 R. Pomfret, The Economies of Central Asia, New Jersey, Princeton University Press, 1995, s. 67.

52 Anar Somuncuoğlu, a.g.e., s. 152.

53 Anar Somuncuoğlu, a.g.e., s. 153.

54 Daha detaylı bilgi için bkz., TİKA, Ülke Profilleri, s. 144-145.

55 T. C. Devlet Bakanlığı (Ahat Andican), Türk Cumhuriyetleri Sanayi İşbirliği Programı, Hizmetler Sektörü Çalışma Heyeti, Türk Cumhuriyetlerinde Ticaret-Yatırım Ortamı ve Mali Sektör, Ankara, 1998, s. 182.

56 Anar Somuncuoğlu, a.g.e., s. 154.

57 Bkz., Türk Cumhuriyetlerinde Ticaret-Yatırım Ortamı ve Mali Sektör, s. 182.

58 A.g.e., ss. 156-157.

59 A.g.e., s. 158.

60 TİKA, Ülke Profilleri, s. 143.

61 Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), a.g.e., s. 226.

62 TİKA, Ülke Profilleri, s. 143.

63 Anar Somuncuoğlu, a.g.e., s. 158.

64 Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK), “Özbekistan Ekonomisi ve Türkiye ile İlişkileri”, DEİK Bülteni, İstanbul, DEİK, 1999, s. 6.

65 Anar Somuncuoğlu, a.g.e., s. 160.

66 DEİK, s. 4.

67 IMF, Republic of Uzbekistan: Recent Economic Developments, s. 40.

68 A.g.e.

69 Daha detaylı bilgi için bkz., Anar Somuncuoğlu, a.g.e., s. 161.

70 Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), a.g.e., s. 133: Ayrıca, Özbekistan’daki bankacılık faaliyetleri hakkında daha detaylı bilgi için bkz., Türk Cumhuriyetlerinde Ticaret-Yatırım Ortamı ve Mali Sektör, ss. 142-146.

71 Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), a.g.e., s. 134.

72 Daha detaylı bilgi için bkz. TİKA, Ülke Profilleri, ss. 146-148.

73 Büyük İslam Tarihi, ss. 343-344.

74 Pravda Vostoka, 31 Ocak 1987.

75 Kyrgyzstan Chronicle, 7-13 Şubat 1996, s. 5.

76 Yevgeniy Abdullayev, “İslam i İslamskiy Faktor v Sovremennom Uzbekistane”, Tsentralnaya Aziya i Kavkaz, Aralık 1997, s. 2.

‘Kyrgyzstan: Background to Events in Southern Kyrgyzstan in Autumn 1999, A Writenet Confidential Briefing, October 1999, s. 5, 10 Ağustos 2000.

77 Olivier Roy, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi, Çev. Mehmet Moralı, İstanbul, Metis, 2000, s. 206.

78 A.g.e., s. 207.

79 A.g.e., s. 208.


Yüklə 14,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   67   68   69   70   71   72   73   74   ...   115




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin