Şöyle tahmin etmiştim



Yüklə 21,58 Kb.
tarix29.07.2018
ölçüsü21,58 Kb.
#62325

Apo duruşmaları: Herkese dersler
Baskın Oran
Şöyle tahmin etmiştim:

İlk yakalandığında ilaç etkisi altında ve şoktaydı. Şimdi, duruşmaları Türkiye’yi itham etmek için bir forum gibi kullanacak. Kendisi ve PKK’nin yanısıra, Türkiye de yargılanmış olacak. İşin astarı yüzünden pahalıya çıkabilir.



Bambaşka ve çok şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştım:

Canını kurtarmak için herşeyi yapmaya razı ve hazır bir siyasi mevta. Yakalandığı andan hiç farkı yok. Hatta, daha da yalvaran ve perişan bir durumda.



Şimdi şöyle düşünüyorum:

İlk Kürt gazetesinin çıkış tarihi 1898 olduğuna göre, demek ki Kürt milliyetçiliğinin 100 yıllık geçmişi içinde ve Batı dünyası başta olmak üzere büyük dış destek aldığı bir dönemde üretebildiği en önemli liderin çapı bu kadardır.

Bu durumda, oyunun üç aktörünün herbirinin ayrı ayrı alması gereken mesajlar ve dersler var.

* * * * * *

Batı dünyası:

Kürt sorununu bahane ederek Türkiye’ye durmadan vuruyorsunuz. O kadar ki, artık darbelerin yeri uyuşuyor, etkisi azalıyor; Türkiye üzerinde etkinizi yitiriyorsunuz. PKK ve liderinin bundan ibaret olduğunu anladıktan sonra olsun, artık politikanızı bir gözden geçirin. İşkence yapılırken bile bir ara durulur, işkence görene bi cigara verilir, sonra devam edilir; daha etkili olur. Böyle sırf vurarak Türkiye’yi ancak kaybedersiniz.

Dün, Brüksel’de oturan yeğenim telefon etti. Televizyonu izliyormuş. Belçika’da duruşmalara fotoğrafçı ve kameraman kesinlikle sokulmadığı halde, duruşma görüntülerin “kesintili verildiği”nden şikayet edildiğini görmüş. Bu tutarsızlıkları artık bırakın. Çünkü Türkiye’de şöyle bir kanı gittikçe genişliyor ve yerleşiyor:

“Biz ne yapsak bu adamları tatmin edemeyiz, onun için istediklerini tamamen boşverip kendi kafamıza göre hareket edelim”.



Bunun yayılması ne Türkiye için iyi, ne Batı dünyası için.

* * * * * *

Kürt kökenli vatandaşlar:

Bu silahlı yöntemin sonuç vermediğini artık anlamak lazım. Üstelik, Türkiye’nin dört bir yanına giden tabutlar sizin aleyhinize oluyor. Türk milliyetçiliği kabarıyor. Bugüne kadar Devlet-PKK karşıtlığı varken, şimdi bir de Türk-Kürt karşıtlığı oluşuyor.

Bir de, Batı’ya güvenmeyin. Batı sizi şimdiye kadar hep kullandı, sonra bırakıverdi. Kendinizden başka, yalnızca, sizin haklı istekleriniz için sizin yanınızda olan Türk kökenli dostlarınıza güvenin. Onlar bunu yapmak yüzünden az çekmediler, ama hâlâ yapıyorlar.

* * * * * *

Kamuoyu, medya, devlet:

Bence bu koşullarda en önemli mesaj bu gruba.

1) Silahlı Kürt hareketi çok fena bir duruma düştü. Bu duruşmaları fırsat bilip Kürtlerimizin üzerine çok fazla gitmeyin. Çünkü bu insanlarla birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Çok fazla ezilmiş eşten hayır gelmez. Türk toplumuna entegre olmalarını istiyorsanız, her ezilmiş gibi fazlasıyla alıngan olan bu insanlarımızı çok fazla hırpalamayın. Düşman bile gereğinden fazla sıkıştırılmaz.

Tam tersine, artık anlamsız yasakları kaldırın. Kürtçe kasetlerden ders alın. Yasakken yok satıyordu, şimdi kimse almıyor. Artık ders alın. Güçlüyken verin!

2) “Acılı şehit aileleri”nin durumu içler acısı. Ama “kan kanla yuğulmaz”. Ortaçağda değiliz. Acılı ailelerimiz kendi açılarından çok haklı ama, Şanlıurfa’da öz kızını şehir meydanında yatırıp kıtır kıtır kesen baba da kendi açısından çok haklıydı.

Bir yanda ulusal çıkar, bir yanda “acılı şehit aileleri” varsa, bu ikincilere kan tazminatı verilerek birincisi tercih edilir. Milliyetçilik böyle anlaşılmalıdır.

Onun için, “Çamaşır gibi asılır”, “Dağdaki bitliler senin karın değil miydi” gibi sözlere yer vermeyin. Medya olarak, reyting canavarınıza burada bir kereliğine dur deyin.

Devlet olarak, duruşmalara kalem-kağıt bile getirilmeyecek dendi, insanlar Türk bayrağı örtünüp TV’ye öyle poz veriyorlar. Resimler gösteriyorlar. Bunlara gerek yok. Durum son derece açık ve devletin lehine. Ne kadar soğukkanlı davranırsa, silahlı Kürt mücadelesi o kadar kaybedecek. Mahkeme başkanının sanığa “siz” diye hitap etmesi çok önemliydi. Böyle devam etmek lazım. Ulusal çıkar bunu gerektiriyor.



3) Apo’nun suçları idamı gerektiriyor. Verilecek. Ama, uygulanmamalı. Çünkü:

  1. Bu kadar perişanlaşmış Apo “zavallı”dan “evliya”ya terfi eder.

  2. Kan davası kurumlaşır. Bireysel terör engellenemez.

  3. Şu anda donup kalmış olan dış dünyaya tekrar büyük fırsat

verilir, başımıza sardırılır. Oysa, idam verdikten sonra infaz etmemek çok büyük propaganda olacak.

d- Apo’nun bu psikoloji içinde Türkiye için yapabileceği şeyler var. Önemli şeyler. Bırakın örgütü dağdan indirmeyi, sırf dış desteği deşifre etse o bile yeter.

e) Asmaktan sağlayacağımız tek yarar, “acılı ailelerin tatmin edilmesi”. Burada bir kâr-zarar hesabı yapmakta yarar var. Eğer daha fazla tatmin olmalarını istiyorsak, idamı değil, linç ettirmeyi düşünelim.

Burada en fazla görev, MHP’ye düşüyor. Durumu çok kolay sömürebilir. Ama bu kolaylığa kaçmazsa çok kazanır. Bekleyelim.




Yüklə 21,58 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin