Geçmiş Ve Günümüz Cahiliyye Toplumlarında İnanç Benzerliği
"Andoisun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tağut'tan sakının!" diye (emretmeleri için) her ümmete bîr peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmım doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkar edenlerin sonu nasıl olmuştur/"(Nahl/'36)
buyuran Allah (c.c); ibadeti ancak Kendisine has kılmayı, ve tağuttan da sakınmayı emretmiştir. Insanİarın ve cinlerin yaratılış gayesi olan "Kulluk"un bu olduğunu bildirmiştir.
insanlar ise, her dönemde, kendilerini Allah'a kulluk etmeğe davet İçin gelen Peygamberleri yalanlamışlardır. Onlara karşı koyarak reddetmişlerdir:
"(Resulüm!) Sana söylenen, senden Önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey değildir. Elbette ki senin Rabbin, hem mağfiret sahibi hem de acı bir azab sahibidir. "(Fussilet/43) Hak Teâla, Kendisinden öncekilere nasıl davranılrmşsa, Muham-med (s.a.v.)'e de, öyle davranıldığmı haber veriyor.
Bu haberle hem Habibİ (s.a.v.)1 iteselli edip rahatlatıyor, hem de Allah dinini reddedenlerin mekan ve zaman değişse de reddetme mantıklarının aynı olduğunu bildiriyor. Redlerinde isimler, renkler ve karşı çıkış şekilleri değişse de mahiyet itibariyle hep aynı öze dayanıyorlar. Küfürde, zaman ve mekan değişimine rağmen, hakka karşı muhalefet hep aynı olmuştur. Şeytanın taraftarı olmak ruhu, hep özdeşlik göstermiştir.
Küfürdeki bu özdeşlik; dönemler, kavimler hatta çağlar boyu devam etmiştir. Aynı dönemdeki değişik isim ve renkteki küfür mihraklarının arasında da bunu açık olarak görmek mümkündür. Nitekim; "imam Şafii buyurdu ki; "Allahu Teâla kendilerini Resûl-i Ekrem vasıtasıyla kurtarmadan önce kafirler, bütün ayrılık ve ihtilaflarına rağmen; Allahu Teâlayı inkarda ve Allah'ın razı olmadığı (izin vermediği) amelleri yapmada bir-leşiyorlardı. Allahu Teâla onların uydurduklarına karşı, şanı çok yüce olandır. Kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. Bütün noksanlıklardan münezzehtir ve her hamde layık olan O'dur. Allahu Teâla her şeyin Rabb'i ve yardımcısıdir."1
Küfrün tek millet oluşunu, helak olan geçmiş kavimlerin fikir yürütme, muhalefet ve karşı koyma mantıklarında görürüz. Allah Resulü (s.a.v.)'in davetinden sonraki kuşaklarda ve yaşanan günümüzde de bu böyledir, ilahi emirlere karşı tavır koyma, aynı mantığın, şeytanî mantığın, izdüşümüdür. Gerçekte hasretleri ve putları ayrı ayrı olmasına rağmen islâm'a ve müslümanlara düşmanlıkları açısından tek millettirler. Nitekim geçmişin ve geleceğin ilmine sahib olan Allah (c.c);
"İşte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah'tır. Arttk haktan (ayrıldıktan) sonra sapıklıktan başka ne kalır? O halde nasıl (sapıklığa) döndürülüyorsunuz? "(Yûnus/3 2)
buyurarak, hakkın (adalet-islâm) dışında ne varsa sapıklık ve dalâlet olduğunu bildiriyor.
Tevhid dininin uyarıcıları, Allah (c.c.)'den aldıkları mesajı dosdoğru bir şekilde insanlara ulaştırmışlardır. Kavimleri ise, onları yalanlamışlar, işkence etmişler ve çoğu kez Allah (cc.)'nün Peygamberlerini öldürmüşlerdir. Şİmdi, Allah (c.c.)'nün elçilerine, geçmiş kavimlerin nasıl mukabele ettiklerine bakalım; 212
Nuh (A.S.)'A Kavminin Karşı Gelmesi
"Kavminden İleri gelenler dediler ki: "Biz seni gerçekten apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz! "(A' raf/60)
"Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: "Biz seni sadece bizim gibi bir İnsan olarak görüyoruz. Bizden, basit görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz. Ve sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis sîzin yalancılar olduğunuzu düşünüyoruz. "(Hûd/27) "Dediler ki: "Ey Nuh! Bizimle mücadele ettin ve bize karşı mücadelede çok ileri gittin. Eğer doğrulardan isen, kendisiyle bizi tehdit ettiğin (azabı) bize getir!"(Hûd/32)
"(Resulüm!) Yoksa, "Bunu uydurdu" mu diyorlar? De kî: "Eğer onu uydurduysam günahım bana aittir. Fakat ben sizin işlediğiniz günahtan uzağım. "(Hûd/35)
"Onlar şöyle cevap verdiler: Sana düşük seviyeli kimseler tabı olup dururken, biz sana iman eder miyiz /n'f/"(Şuara/l 11) "Dediler ki: "Ey Nuh! (bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, taşlanmışlardan olacaksın!'-'(Şuarâ/116) 213
Hud (A.S.)'A Kavminin Karşı Gelmesi
"Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: "Biz seni kesinlikle bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan samyoruz,"(A'r§ıf/66)
"Dediler ki: "Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin, biz de senin sözünle tanrılarımızı bırakacak değiliz ve biz sana iman edecek de değiliz."
Biz "Tanrılarımızdan biri seni fena çarpmış!" demekten başka bir söz söylemeyiz! (Hûd) dedi ki: "Ben Allah'ı şahit tutuyorum; siz geçmiş ve günümüz calıiliyye toplumlarında inanç benzerliği de şahit olun ki betisizin ortak koştuklarınızdan uzağım." "O'ndan başka (taptıklarınızı? hepinden uzağım). Haydi hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin/"(HÛ4/53-55)
"Peygamberler onlara Önlerinden ve arkalarından gelerek, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin!" dedikleri zaman, "Rabbimiz dikseydi elbette melekler indirirdi. Onun için biz sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz" demişlerdi.
Âd kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve: "Bizden daha kuvvetli kim var?" dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'ın, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi (mucizelerimizi) inkar ediyorlar-dı/TFussilet/14-15) 214
Salih (A.S.)'A Kavminin Karşı Gelmesi
"Derken o dişi deveyi ayaklarım keserek Öldürdüler ve Rablerinin emrinden dışarı çıktılar da: "Ey Salih! Eğer sen gerçekten peygamberler-densen bizi tehdit ettiğin azabı bize getir I" dedi-/er."(A'râf/77)
"Dediler ki: "Ey Salih! Sen bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin. (Şimdi) babalarımızın İbadet ettiklerine ibadetten bizi engelliyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine (kulluğa) çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz."(Hûd/62) "Dediler ki: "Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin! Sen de ancak bizim gibi bir insansın. Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize. bir mucize getir/"(Şûara/153-154) 215
Dostları ilə paylaş: |