T. C. Ankara cumhuriyet başsavciliğI (tmk. 10. Mad.İLe görevli ve yetkiLİ BÖLÜM) tutuklu


-SİYASİ İSLAMIN KUVVETLİ ARGÜMANLARI



Yüklə 11,37 Mb.
səhifə86/178
tarix03.01.2019
ölçüsü11,37 Mb.
#89288
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   ...   178

-SİYASİ İSLAMIN KUVVETLİ ARGÜMANLARI

Aslında bunların çoğuna argüman demek mümkün değildir. Bunlar saçma sapan şeylerdir. Ancak geniş, saf, temiz halk kitlelerinde etki yapmaktadır. Bu bakımdan bunlara uygun cevaplar bulunmalı, el altında hazır tutulmalı, gerektiğinde kullanıma sunulmalıdır.Bütün siyasi İslam basın yayın dünyası taranarak bu çeşit argümanlar bulunmalı vebunların karşı argümanları hazırlanmalıdır. Bu argümanlardan bazıları şunlardır.

ABD kongresi hergün İncil okunarak açılıyor, Benim Başbakanım din adamlarını çağırdı diye yer yerinde oynadı.

Herkes kendi inançlarına uygun yaşamalı, bunun gerektirdiği hukuk sistemi içinde yaşamalıdır. Demokrasi bunu gerektirir (Erbakan 30 Mart 1997)

28 Şubat MGK kararları bir dayatmadır, muhtarıdır. Demokrasilerde dayatma olmaz, millet iradesi geçerlidir, dayatmacılık demokrasiye aykırıdır. TBMM nin üzerinde bir otorite yoktur. Kimse bize dayatma yapamaz.

Kılık kıyafet hürriyeti olmalıdır. Zaten kıyafet kanunu uygulanamıyor, uygulanamaz. Kadınlarla ilgili bir şey yok ki. Milletin cübbesiyle sarığıyla uğraşacağımıza.

Tesettür Kur’an emridir, uygulanmalıdır.

Atatürk dinsizdir, İnönü dinsizdir,

Ordu dinsizdir.

Orduya “aç aççıları” sokuyorlar, imam hatiplileri sokmuyorlar.

70 yıl zulüm yaptı laikler bize,

Cenazemizi kaldıracak imam BULAMIYORDUK

Camilerde hayvan beslediler.

Taksim’e ve ÇANKAYA’ya cami yapmanın ne sakıncası var?

Camiler çoğalıyormuş, Camiler ya zengin vatandaşlar, ya da halk tarafından bir ihtiyaçtan dolayı yapılıyor. Devletle ilgisi yok. Siz ne karışıyorsunuz?

Laiklik dinsizlik demektir.

Cumhuriyet rejimi dini ortadan kaldırdı.

Şeriat, din, İslam, Müslümanlık Kur’an demektir.

Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bu ülkede şeriata karşı yürüyüş yapılmaz, Bu Kuran’a karşı yürüyüş demektir.

Şeriat islamdır.

Şeriat demokrasidir.

İnsanların dini ile uğraşmayın.

İnsanlar ordusuyla, milletiyle, Allahıyla kavga etmesin.

İnsanlar ordusuyla, milletiyle, Allahıyla barışık olsun,

Din fıtridir. Dinini öğrenen, vatanına, milletine bağlı olur. Bırakın insanlar dinini öğrensin.

Karşı cevap: Ama sen hiçbir yerde Türk vatanı demiyorsun, Türk bayragı asmıyorsun, Türk vatanını kurtaranlara devamlı küfür ediyorsun, bu nasıl vatana bağlılık duygusu?

İrtica, irtica diyorsunuz, bunun bir tarifi yok ki.

Sadece islami açıdan irtica yoktur. Solculuk, devrimcilik, irticası da vardır. Kadına kıyafet zorlamasında bulunmak devrim irticacılığıdır. Dindarlarla savaşılmaz, bunu geçmişte CHP, Hitler, Stalin denedi çarpıldılar. Sosyal gelişimi önleyemezsiniz.

Türkiye de demokrasinin belkemiği RP dir. RP ni kimse kapatamaz. Demokrasilerde parti kapatma yoktur, ancak şahıslar cezalandırılabilir.

RP yi dışlarsak çatışma çıkar.

Bakın şu fotoğrafa, Atatürk’ün annesi ve eşi de başları örtülü idi.

İstiklal harbini yapan ve Atatürk’ün yanında duran insanların kıyafetine bakın. Hepsi sakallı, cüppeli ve sarıklı, Cumhuriyeti bunlar kurdu.

Yılbaşını kutlamak bir hristiyanlık adetidir.

Yüksek Askeri Şura kararları yargı denetimine tabi olmalıdır. Demokrasilerde hiçbir karar yargı dışında kalamaz. TSK da bunlara dahildir.

Özbek Paşa’ya niye bir şey yapılmadığının cevabını bulalım.

Tehdit değerlendirmesini ordu değil, MİT ve hükümet yapar.

İmam hatipler kapatılamaz, Kur’an’a karşı gelinmez,

İmam hatipler sadece imam ve hatip olmak için imam hatip okullarına girmiyorlar. Bunlar gerekirse hakim olur, doktor olur.

İmam hatipleri halk istiyor ve kuruyor.

İmam hatip okullarını halk kuruyor, devletten para istemiyor, sana ne?

İmam hatip liseleri ile devlet liselerinin müfredatı arasında hiç fark yok. Sadece sınırlı olarak Kur’an ve Arapça okunuyor.

Demokrasilerde dayatmacılık olmaz.

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında İş Bankası hisse senetleri rejime yakın iş adamı ve siyatesçilere dağıtıldı. Bazı teşvikler hileli iflasla zimmete geçirildi. Siyasetçiler, bürokratlar yabancı şirketlerin temsilciği, ortağı ve pay sahibiydiler. Aralarında cumhuriyetin kurucuları olarak bilinen ve milli mücadeleye katılan ünlü isimlerin çoğuda vardı.

Camileri kapattılar.

Camilere hayvan doldurdular.

Genelkurmay brifingleri gazetelerden alınmıştır. İslami sermaye konusu ise komünist yazar Faik BULUT’un “İslami Sermayenin Yükselişi” adlı kitabından alınmıştır.

Bazen aşırıya kaçan, çizgiyi aşan arkadaşlar olabiliyor. Bunlar çok fazla değil. Maksadını aşan ifadeler kullanabiliyorlar, ancak onları hemen ikaz ediyoruz ve bir daha yapmıyorlar.

Karşı cevap: Bu doğru değil, zira MGK olayından hemen sonra Kayseri Belediye Başkanı Şükrü KARATEPE ve İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayip ERDOĞAN’ın yaptıkları konuşma bunlara misaldir. Bunlar konuşmadan duramazlar, yukardan emir almaktadırlar.

Bütün ordularda tabur seviyesinde imam var, bizim orduda yok.

Refah’ı dışlarsak çatışma çıkar, toplumun bir kesiminin dışlanması, çatışmaya hizmet eder (T.ÇİLLER)

Bir insan ordusuyla, milletiyle, Allahıyla kavgalı olamaz, barışık olmalıdır (T.ÇİLLER)

Şeriata karşı yürünmez, şeriata ancak saygı duyulur, dine karşı yürünmez.

Sırf abdest aldıkları ve namaz kıldıkları için subay ve astsubaylar Yüksek Askeri Şura kararları ile ordudan atılmaktadırlar. Bu husus kamu vicdanını yaralamaktadır.

İmam hatipleri halk istiyor ve kuruyor.

“Batı Çalışma Grubu kaldırılmalıdır. Demokrasilerde böyle kurumlar olmaz. Eğer ülkede bir irtica tehdidi varsa, esas itibariyle bunun değerlendirilmesi ve gereklerinin yapılması Genelkurmay’ın değil hükümetin işidir.”

Karşı Cevap: Batı Çalışma Grubu Genelkurmay’ın bir iç tasarrufudur. Genelkurmay istediği zaman istediği çalışma grubunu kurar veya kaldırır. Bu onun bileceği bir iştir. Geçmişte de ve halihazırda da birçok çalışma grubu kurulmuş, işi bitince kaldırılmıştır. Batı Çalışma Grubunun kurulmasında da Genelkurmay, irtica tehdidini birinci öncelikli bir tehdit olarak değerlendirmiş ve böyle bir çalışma grubu kurmuştur. Hükümet bu tehdidi yeterince algılayamadığı için Genelkurmay da durumdan vazife çıkararak böyle bir girişimde bulunmuştur. Silahlı kuvvetlerin durumdan vazife çıkarmasını gerektirecek durum ortadan kalkınca, Batı Çalışma Grubu da doğal olarak kaldırılacaktır.

“İsrail ile ilişki kurmayalım bu Müslüman devletlere aramızı bozuyor”

Karşı cevap : Bana ne İran’dan, Irak’tan, Suriye’den, Mısır’dan, benim davam Filistin ve Filistin’liler, ben onlara destek veriyorum. Filistinlilerin kendisi İsrail ile barış görüşmesi yaparken diğer İslam ülkelerine ne oluyor, size ne oluyor?

Güneydoğuda erler şehit oluyor, dinine bağlı insanlar ölüyor ve onlara yapılan cenaze törenlerinde bu insanların anası, babası, akrabaları hepsi çarşaflı, sakallı, kimse bir şey demiyor. Ama bu insanlar orduevlerine girmek isteyince, “Hayır, çarşafla, sakalla giremezsin diyorsun. Bu nasıl bir anlalış? Bu insanlar sadece şehit olmak için mi yaratıldı. Annesine, cenazeye bu kıyafetle gelebilirsin ama orduevine gelemezsin demenin anlamı var mı?

Devrim yasaları uygulanamaz. İhtilal idareleri bile uygulayamadı. Örneğin herkese fötr şapta mecburidir.

İstiklal harbini sadece ordu yapmadı. Halkın desteği olmasaydı, başarılı olunamazdı.(Tansu ÇİLLER)

İnsanların diniyle imanıyla oynamayın, bırakın insanlar demokrasi içinde yaşasınlar. (Tansu ÇİLLER)

Refah Partisinin kapatılmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nde devam eden davanın iddianamesini, başsavcı değil askerler hazırladı ve ona verdi (Abdullah GÜL)

8 yıllık kesintisiz eğitim sonunda “Kurşun asker” yetiştirirsiniz (Tansu ÇİLLER)

Karşı Cevap: Nüfusu 260 milyon olan halkın %95 inin hristiyan olduğu ABD de İncil’e dayalı bir yönetim kuralım. Hz.İsa’nın dediklerine göre ABD yi yönetelim diyen var mı?

Ama Türkiye’de var.

Çok özendiğin İsviçre demokrasisinin anayasasında “Kimse din derslerine katılmaya zorlanamaz” diye ibare var. Ama Türkiye’de sizin din konusundaki zorlamalarınızı cümle alem biliyor.

İsviçre’de birparti ortaya çıkıp, nüfusumuzun %95 i hristiyandır, bu nedenle hristiyan şeriatı istiyoruz diyen bir parti var mı?

Ama Türkiye’de var.

O hristiyan demokratik partiler demokratik sistemi kullanıp, onu yıkmak için uğraşıyorlarmı?

Ama Türkiye’de uğraşıyorlar.

Hacca giden insanlara laikliği yıkmak ve onun yerine şeriatı getirmek için yemin ettiren milletvekilleri varmı veböyle bir milletvekilini parlementoya sokarlar mı?

Demek ki, siyasi islamın, “Biz İngiltere’deki kadar, İsviçre’deki kadar, ABD deki kadar, demokrasi istiyoruz demesi külliyen yalandır, ayıptır, günahtır, Türk halkı bu ölçüde kandırılmaya layık değildir.




-LAİK CEPHENİN KUVVETLİ ARGÜMANLARI VE SLOGANLAR

Atatürk 22 Eylül 1924 de SAMSUN da aşağıdaki veciz söylemi yapmıştır.

“Efendiler yeryüzünde 300 milyonu aşkın Müslüman var, bunlar ana baba, hoca eğitimiyle, eğitim ve terbiye almaktadırlar. Ancak üzülerek söylüyorum. Bunlaın çoğu şunun bunun kölesidir. Aldıkları dini eğitim ve terbiye, onlara bu kölelik zincirlerini kırabilecek insanlık değerlerini verememiştir, veremiyor. Çünkü eğitimlerinin hedefi bili bir eğitim değildir.

Siyasi islamın en önemli çelişkilerinden biri de şudur: Siyasi İslam, imal hatip okullarının ihtiyaçtan fazla olduğu iddiası karşısında “Bunları halk yapıyor, vatandaş dinini öğrensin diye çocuklarını imam hatiplere veriyor, sana ne? Diyerek cevap veriyordu. Bu ilk bakışta doğru bir argüman olarak kabul edilebilir. Ancak imam hatip okullarında okuyan çocuklarla yapılan anketlerde gerçeklerin hiçte böyle olmadığı ortaya çıkmaktadır. 1089 imam hatipli örenci ile yapılan mülakatta, öğrencilerin ancak % 20 si din adamı olmak istediğini, % 80 ise mühendis, tıp, hukuk, öğretmen, subaylık gibi meslekleri tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Gerçekler bu kadar ortada iken, RP nin imam hatipleri kapattırmam, dinime dokundurtmam gibi sloganların arkasında bu okulları istismar ederek, bu okullar üzerinden siyaset yaparak, siyasi islamı güçlendirmek istedikleri, kışla ve cami ile beraber okullara dasiyaset sokmak istediklerinin açık bir ispatıdır.



-SİYASİ İSLAM BUNDAN SONRA NE YAPABİLİR?

..Anayasa Mahkemesi kapatma kararı vermese dahi, siyasi İslam hareketinin bölünebileceği değerlendirilmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri faktörünü çok iyi anlamış olmaları gerekir.

YALAN, İFTİRA, İNKAR VE TAKİYYE’lerinden vazgeçmesi mümkün görülmemektedir.

İktidardan, TSK, MGK, BÇG veya dayatmacı, demokrasi dışı kuvvetlerin etkisiyle ayrıldığını savunarak, daha çok demokrasi istiyoruz, Avrupa’daki kadar, ABD deki kadar insan hakları istiyoruz diyerek mağdur rolünü başarıyla oynayabilir.

R.Tayyip ERDOĞAN’ın söylediği gibi bıkmadan, usanmadan, “kaldığımız yerden, ev-eve, bire-bir mücadelemize devam edeceğiz” sözlerini büyük ölçüde hayata geçirebilirler.



-SONUÇ

..Temel amaç, belirtilen tedbirleri uygulamak suretiyle siyasi islamı kabul edilebilir bir seviyeye indirerek, onun marjinal bir siyasi felsefe haline gelmesini sağlamaktır.

Alınmakta olan bazı tedbirler daha şimdiden olumlu etkilerini göstermeye başlamıştır. Bu nedenle bıkmadan, usanmadan, bilimsel metodlarla mücadeleye devam etmekten başka çare değildir.

GENELKURMAY BAŞKANLIĞINDAN YÖK BAŞKANI KEMAL GÜRÜZ’E HİTABEN YAZILAN BELGE

Genelkurmay antetli CD’den elde edilen belgeler arasında bulunan YÖK Başkanı şüpheli Kemal GÜRÜZ’e hitaben Genelkurmay Başkanlığı tarafından yazılan belgede özetle;

Sayın Başkan Kemal GÜRÜZ,

Yüksek öğrenim başkanı olarak “TÜRBAN” konusundaki kararlılığınızı takdirle karşılıyoruz. Özellikle rektörlerin bu konudaki farklı uygulamalarını netleştirdiniz ve tartışmalarda son verdiniz. ayrıca öğrenci disiplin yönetmeliğine, bu konuda getirmiş olduğunuz bazı tedbirlerle, rektörlerin yetkilerini artırdığınızı öğrendim. Ayrıca rektörlerin söz konusu kararlılığı devam ettirmesi gerekiyor.

8 yıllık zorunlu eğitim yasası nedeniyle 9 ncu sınıftan itibaren öğrenci almaya başlayan imam hatip liselerinin, üniversitelere girişte uygulanacak tek basamaklı sınav sistemi ve türbanla ilgili alınan müeyyideler nedeniyle artık ilgi görmediği, imam hatip liselerine müracaatların % 15’lere düştüğü ve bu öğrencilerin büyük bölümünün meslek-teknik liselerine kayıt olmaları sevindirici bir gelişme…

Türbanın çıkarılması konusunda “ikna” yönteminin çok başarılı olduğunu müşahade ediyorum. Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin devreye sokulması menfi faktörleri elimine etmiştir.

Bu çevrelerin üniversitelerde kadrolaşması çok tehlikeli, ancak, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Abdurrahman GÜZEL ile Denizli Pamukkale Üniversitesi Rektörü Mehmet Arif AKŞİD’in görevlerinden istifa ettiklerini öğrendim. Mutlaka sizlerin baskısı olduğunu değerlendiriyorum.

Hakkında soruşturma yürütülen Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şahabettin YİĞİTBAŞ’ın YÖK tarafından istifaya zorlandığını da basından öğrenmiş bulunuyorum.

Üniversite sınavlarının tek basamaklı sisteme dönüşmesi, dershanelerin işlevlerini büyük ölçüde azalttı. Dolayısıyla bu durumun, irticayı destekleyen finans kaynaklarının kesilmesini sağladığını düşünüyorum. Bu önemli bir sonuç.

İrticai faaliyetler nedeniyle ilişiği kesilen öğrenim üyelerinin mahkemeye başvurarak geri gelmesi, haylice sıkıntılı. Yargı sıkıntılı…

“İyi kanunlar yoktur, iyi yargıçlar vardır.” İlkesi eğitimde de geçerlidir.

Üniversitelerimizin Atatürkçü, demokratik ve laik hukuk düzenine yönelen her türlü tehdidi bertaraf etmek için almaları gereken tedbirleri kendilerinin tespit ederek uygulamalarının, gerçekçi bir yöntem olduğunu değerlendiriyorum.

Önümüzde ders yılı için YÖK Başkanlığı’nca bu konuda alınmakta olan tedbirler memnuniyetle karşılanmakta olup, Genelkurmay Başkanlığı olarak dileğimiz bundan böyle Üniversitelerimizde;

-Öncelikle Tarikatçı ve dinci kesimlere taviz veren öğretim üyelerinin süratle temizlenmesi ve yeniden yuvalanmalarına imkân vermeyecek şekilde tedbir alınması,

-Çağdışı kıyafetlerin boy göstermemesi,

-Yasadışı, irticai faaliyetler ve izinsiz gösterilerin tekrarlanmaması ve,

-İrticai görüşlü şahısları kayırmak maksadıyla yetkilerin kötüye kullanılmasına son verilmesidir. İbarelerinin bulunduğu tespit edilmiştir.



YURTDIŞI DENKLİK BELGESİ İPTALİ KONUSU

Konu ile ilgili YÖK ile yapılan yazışmada bu ve benzeri durumda olan kişilerin listesinin evraklarıyla birlikte gönderilmesi istenmiş, 22.06.2012 ve 16.08.2012 tarihli gelen yazılar ve CD’lerde;

Mısır, Suudi Arabistan, Suriye, Ürdün, Libya, Pakistan ve benzeri İslam ülkeleri üniversitelerinden ilahiyat programı çerçevesinde lisans ve lisansüstü diploma alıp denkliği iptal edilen toplam 745 kişiye yer verilmiştir. Şahsıların ülkelere göre dağılımı aşağıdaki gibidir. (116.Kls. S:51-76)

Ülke

Denkliği İptal Edilen

Ülke

Denkliği İptal Edilen

Pakistan

18

Irak

4

Suriye

1

İran

1

Ürdün

26

Kuveyt

1

Suudi Arabistan

141

Libya

4

Mısır

549







DENKLİĞİ İPTAL EDİLEN TOPLAM

745



Denklik iptali ile ilgili gelen cevabi yazılarda Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Yürütme Kurulunun aldığı kararlara yer verilmiş, kararların incelenmesi sonucunda kurulun aldığı kararlarda 02.04.1997 tarihinde yapılan 11. oturumundan itibaren farklılık olduğu görülmüştür. O tarih ve sonrasında;

-Malezya, Kuveyt, Irak, Libya, Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün’de bulunan yükseköğretim kurumlarının belirtilen programlarından alınan diplomalara Kurulumuzca denklik belgesi düzenlenmemesine, (02.04.1997 tarihli 97.11.799 sayılı 11.oturumda alınan karar) (116.Kls. S.50)

-Mısır El-Ezher Üniversitesinin tüm fakültelerinde eğitim düzeyinin düşük olduğu ve öğrenci başarı değerlendirmelerinin objektif esaslara dayandırılmadığı anlaşıldığından, bu programlarda alınan eğitimin ülkemizdeki eğitim programlarına eşdeğer olmadığı, bu sebeple tüm fakültelerinden alınan diplomalara denklik belgesi düzenlenmemesine, (27.06.1997 tarihli 97.20.1487 sayılı 20.oturumda alınan karar) . (116.Kls. S.49)

-Bundan böyle yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarının ilahiyat programlarından ve bu programların bulunduğu yükseköğretim kurumlarının tüm diğer programlarından da alınmış olan diplomalara hiçbir suretle denklik verilmemesine, (16.07.1997 tarihli 97.24.1701 sayılı 24.oturumda alınan kararda) (116.Kls. S.48)

-Geçmiş yıllarda ilahiyat alanındaki programlardan mezun olanlar ile bu programların bulunduğu yükseköğretim kurumlarının tüm diğer programlarından da mezun olanlar adına düzenlenmiş olan önlisans (2 ve 3 yıllık) ve lisans düzeyindeki tüm denklik belgelerinin iptal edilmesine, (16.07.1997 tarihli 97.24.1701 sayılı 24.oturumda alınan kararda) (116.Kls. S.48)

-Daha önce Kurulumuzdan almış oldukları 2 ve 3 yıllık önlisans denklik belgeleri ile Ankara ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde lisans denklik tamamlama programlarına kayıt yaptıranlardan bu programı tamamlayanlar için "belgenin sadece diyanet işlerinde kullanılabileceğine" ilişkin ibare konulmak suretiyle şartlı bir denklik belgesi düzenlenmesine, bu düzenlemenin geçmişte verilmiş olan tüm denklik belgelerine de teşmil edilmesine, (16.07.1997 tarihli 97.24.1701 sayılı 24.oturumda alınan kararda) (116.Kls. S:48)
-Daha önce yurtdışındaki üniversitelerin ilahiyat ve dengi fakültelerinden mezun olmak suretiyle Kurulumuzdan aldıkları 2 ve 3 yıllık önlisans denklik belgeleri ile Ankara ve Dokuz Eylül Üniversiteleri İlahiyat Fakültelerinin lisans denklik tamamlama programlarına kayıt yaptıranların bu programları tamamlamalarına, bu programlara şu anda kayıtlı olan öğrenciler dışında yeni öğrenci alınmamasına, mevcut öğrenciler mezun olduktan sonra bu programların kapatılmasına; yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından Üniversitelerimizin ilahiyat fakültelerine hiçbir şekilde yatay ve dikey geçiş yapılmamasına, (02.09.1997 tarihli 97.29.2165 sayılı 29.oturumda alınan kararda) (116.Kls. S:47)

-Yükseköğretim Kurulunca 1997-1998 eğitim-öğretim yılından itibaren tanınmamasına karar verilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarında yüksek lisans öğrenimini tamamlayan veya halen bu yükseköğretim kurumlarında yüksek lisans öğrenimi görmekte olanların denklik başvurularının reddedilmesine, (17.09.1997 tarihli 97.31.2345 sayılı 31.oturumda alınan kararda) (116.Kls. S.46)

-Geçmiş yıllarda Kurulumuz tarafından ilahiyat alanında verilen lisans denklik belgelerinin ve denklik işlemine esas teşkil eden belgelerin, öğrenim süresi, devam, sınav ve değerlendirme ve benzeri eğitim-öğretim esasları ile bu belgelerde maddi hata bulunup bulunmadığı yönlerinden yeniden incelenmesine: yukarıda belirtilen hususlarda eksiklik, aykırılık, uygunsuzluk veya maddi hata bulunduğunun tespiti halinde daha önce verilmiş olan lisans denklik belgelerinin iptaline; yukarıda belirtilen hususlara uygunluğu tespit edilen durumlarda ise, daha önce verilmiş olan lisans denklik belgelerinin 09.01.1996 tarihli İlahiyat Uzmanlık Komisyonu Raporu doğrultusunda önlisans denklik belgesine dönüştürülmesine ve bu belgelere, 2547 sayılı Kanunun 43. Maddesinin hükümlerine dayanılarak, "Bu belge öğretmen atamalarında geçerli değildir." şeklinde şerh konulmasına" şeklinde tavzihine, (10.12.1997 tarihli 97.44.3167 sayılı 44.oturumda alınan kararda) (116.Kls. S:45)

-İlahiyat alanında önlisans ve lisans düzeyinde verilen denklik belgelerine "Diyanet işlerinde kullanılabileceği" şeklinde konulan şerhin, 2547 sayılı Kanunun 43. maddesi hükümlerine dayanılarak, " Bu belge Öğretmen atamalarında geçerli değildir." şeklinde değiştirilmesine karar verilmiştir. (10.12.1997 tarihli 97.44.3167 sayılı 44.oturumda alınan kararda) (116.Kls. S:44-45)

Ayrıca YAVUZ PSİKOLOJİK HAREKAT PLANI EK-F/LAHİKA-13 bölümünde YÖK Başkanlığının görevleri 13 maddeyle belirlenmiştir. Bu görevlerden 12.si “Türk öğrencilerin Mısır, Suriye, Ürdün, Pakistan ve benzeri İslam ülkeleri üniversitelerinden ilahiyat programı çerçevesinde almış oldukları lisans ve lisansüstü diplomaların denkliğini ahdi hukuk esasları dahilinde değerlendirecektir” şeklinde olup bu madde de yukarıda YÖK Yürütme Kurulunun aldığı kararlarla örtüşmektedir. (116.Kls. S:42-43)
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı tarafından 22.02.2012 günü Ankara Emniyet Müdürlüğüne teslim edilen belgeler içerisinde görevlilerce (33) numara ile numaralandırılan, klasör sırtlığında “GENEL İRTİCA” ibaresi bulunan, sarı renkli klasör içerisindeki şeffaf kapaklı sarı renkli dosya içerisinde bulunan (42) sayfalık “YÜKSEKÖĞRETİM KURUL BAŞKANLIĞINCA İRTİCA İLE MÜCADELEDE YAPILAN FAALİYETLERLE İLGİLİ OLARAK HAZIRLANAN RAPOR ARALIK 2000” başlıklı belgenin yapılan incelemesinde özetle;

(8) sayfalık raporun ilk sayfasında içindekiler fihristinin bulunduğu, 17 maddeden oluşan raporun;

7. maddesinde Denklik Konusunda Yürütülen Faaliyetler başlığıyla sunulduğu, Yükseköğretim Yürütme Kurulu'nun 10.12.1997 tarihli toplantısında Yurtdışı Yükseköğrenim Diplomaları Denklik işlemlerinde;

1-Bundan böyle yurtdışı yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören ve denklik belgesi talep eden öğrencilerin, öğrenim programlarında T.C. Anayasasının Temel İlkeleri ile 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun 4.ve 5.maddesinde belirlenen temel amaç ve ilkelere aykırı dersler bulunması halinde almış oldukları diplomalara hiçbir surette denklik belgesi verilmemesine,

2-Geçmiş yıllarda Kurul tarafından ilahiyat alanında verilen lisans denklik belgelerinin ve denklik işlemine esas teşkil eden belgelerin, öğrenim süresi, devam, sınav ve değerlendirme ve benzeri eğitim-öğretim esasları ile bu belgelerde maddi hata bulunup, bulunmadığı yönlerinden yeniden incelenmesine; yukarıda belirtilen hususlarda eksiklik, aykırılık, uygunsuzluk veya maddi hata bulunduğunun tespiti halinde daha önce verilmiş olan lisans denklik belgelerinin iptaline; yukarıda belirtilen hususlara uygunluğu tespit edilen durumlarda ise daha önce verilmiş olan lisans denklik belgelerinin 09.01.1996 tarihli İlahiyat Uzmanlık Komisyonu Raporu doğrultusunda önlisans denklik belgesine dönüştürülmesine ve bu belgelere, 2547 Sayılı Kanunun 43.maddesinin hükümlerine dayanılarak, "bu belge öğretmen atamalarında geçerli değildir." şeklinde şerh konulmasına,

3-İlahiyat alanında ön lisans ve lisans düzeyinde verilen denklik belgelerine "Diyanet işlerinde kullanılabileceği" şeklinde konulan şerhin, 2547 Sayılı Kanunun 43.maddesi hükümlerine dayanılarak "Bu belge öğretmen atamalarında geçerli değildir." şeklinde değiştirilmesine, karar verilmiştir. (Karar No: 97.44.3167)

Buna göre; Karar alındıktan sonra geriye dönük çalışmalarda;


Yüklə 11,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   ...   178




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin