T. C. ÇEvre ve orman bakanliğI Çed ve Planlama Genel Müdürlüğü



Yüklə 316,15 Kb.
səhifə2/6
tarix30.10.2017
ölçüsü316,15 Kb.
#22422
1   2   3   4   5   6

Yay Gölü:

Ekolojik açıdan önemli bir diğer alan olan Yay Gölü’ne Develi Belediyesi kanalizasyonu ve Saray Halı Fabrikası atıkları (Develi Kanalizasyonuna bağlı) deşarj edilmektedir. Gerekli çevresel önlemlerin alınmaması durumunda oluşacak olan kirlilik gölün doğal yapısını bozarak, göl ve çevresinde yaşayan canlıları olumsuz etkileyecektir.




  • Erciyes Dağı:

Erciyes Dağı sahip olduğu özel ekosistem ve endemik türler ile biyoçeşitlilik açısından önemli bir diğer bölgedir. Yalnızca bu yöreye özgü ve adını Erciyes dağından alan “Endemik bitkiler (Dünyada yalnızca burada yetişen bitkiler) “ tespit edilmiştir. Dağcılık ve kıs sporları için ideal bir yer olan Erciyes kayak pisti dünyanın en iyi kayak pistlerinden birisidir. Erciyes yayla turizmi acısından her gecen gün değer kazanmakta, yurt içi ve yurtdışından gelen konuklar ve il halkı için önemli bir dinlenme yeri oluşturmaktadır.

Turizm sektöründe, Erciyes Dağı’nın potansiyelini değerlendirmek üzere kurulacak konaklama tesisleri ve turizmin gelişimini desteklemek amacıyla özellikle Erciyes Dağı’na ulaşım imkanlarının arttırılması çevresel kirlilik yükünü arttıracak olup bölgenin doğal yaşamını bozacaktır.
Ayrıca, bölge yer altı su kaynakları bakımından zengindir ve Erciyes dağından gelen sularla beslenmektedir. Bu yüzden Erciyes Dağı çevresinde, kanalizasyon sisteminin titizlikle kurulmaması durumunda yer altı sularının kirlenmesi söz konusu olacaktır.


  • Orman Alanları:

Planlama alanı içerisinde orman kullanımlı arazi varlığı tespit edilememiştir. Orman mülkiyeti söz konusudur ama bu alanlar kullanım olarak orman olarak adlandırılamaz. Planlama alanında içerisindeki orman varlığı oldukça kısıtlı bir yapı göstermekte olup, orman ekosistemleri biyoçeşitlilik yönünden de oldukça fakirdir. Kayseri’de Develi, Pınarbaşı, Özvatan, Tomarza, Sarız ve Yahyalıda ormanlık alanlar bulunmaktadır.


Kayseri’de ormanlardan elde edilen orman ürünlerinin (tomruk, sanayi odunu, lif yonga odunu vb.) ekonomik getirisi ve orman varlığının faydaları (düzenli yağış, erozyonun önlenmesi, toprak verimi, rekreasyon vb.) düşünüldüğünde, mevcut orman alanlarının korunması ve ağaçlandırma çalışmalarının arttırılması gerekmektedir.
4.2.2 Su Kaynaklarının Korunması ve İyileştirilmesi:

Kayseri ili, yüzeysel su kaynakları ile güneyinde bulunan Erciyes Dağının eteklerinden beslenen temiz yer altı su kaynaklarına sahiptir. Kayseri sınırları içerisinde Yer Altı Su kaynağı sahalarında şimdilik herhangi bir kirlenme olmadığı tespit edilmiştir. Ancak iklim değişikliği nedeniyle başta Sultan Sazlığı olmak üzere bazı sulak alanlarda kuraklık baş göstermiştir.

Su kirliliğinde tespit edilmiş olan en büyük kirliliğin, Yay Gölüne yapılan, Sanayi (Saray Halı) ve Yahyalı ilçesi pis su deşarjı olduğu tespit edilmiştir. Keza akarsularda kirlilik konusunda elde edilen bilgilerde de Sanayi kaynaklı kirliliğin gerçekleştiği ve önlenmesi gerekli bir kirlenmenin varlığı tespit edilmiştir.

Sanayinin hızlı gelişiminin en zararlı etkisi su kaynaklarında kirlilik yaratarak akuatik canlıların ve bilhassa balıkların ölmesine neden olmasıdır. Suyun pH 5,5’in altına düşmesi durumunda birçok balık türünde üreme sekteye uğrar. Ayrıca, balıkların gıdasını oluşturan plankton ve dip faunada, pH düşmesiyle birlikte azalma gözlenmiştir.


Diğer taraftan yoğun sanayi faaliyetleri ve tarımdaki yanlış uygulamalar ( aşırı gübre, pestisit, kimyasal madde vb. kullanımı, sulama çeşidi…) yüzeysel su kaynaklarına ve içme suyu temin edilen yer altı sularına ulaşarak kirlenmesine ve kısa zamanda tükenmesine neden olacaktır.

Kayseri ilinin içme suyu yeraltı su kaynaklarından temin edilmektedir Özellikle içme ve kullanma suyunun temini açısından Sarımsaklı Ovası, Dokuz Pınarlar ve Hürmetçi Sazlığı önemli alanlardır. Ayrıca kuzeyde bulunan Yamula Baraj Gölü sulama ve enerji üretimi sağlayan bir su kaynağıdır.

İklim değişikliği nedeniyle, yüzey ve yer altı sularındaki su miktarı giderek azalmaktadır. Kayseri ilinin içme ve kullanma su ihtiyacı Erciyes Dağı’na yağan karlardan karşılanmaktadır. Yağmur sularının su miktarına bir etkisi olmamaktadır. Yağan kar miktarının seneden seneye azalması ile, Kayseri ilinde önümüzdeki 30 yıl içerisinde su sıkıntısı olabilecektir.

Su kaynakları aynı zamanda önemli ekonomik varlıklardan biridir. İldeki sular alabalık ve özellikle alabalık yavrusu yetiştiriciliği için oldukça elverişlidir. Su anda 8 tesiste yaklaşık 1300 ton/yıl alabalık yetiştirilmektedir. Ancak kültür balıkçılığı faaliyetlerindeki kontrolsüz yemleme ve ilaç kullanımı yüzünden göllerde ötrifikasyon riski artacaktır ve gerekli önlemler alınmazsa göl rezervuarlarının ömrü azalacaktır.


4.2.3 Kirliliğin En Aza İndirilmesi:
Kayseri de özellikle kış aylarında yoğun bir hava kirliliği görülmektedir. Hava kirliliğini etkili olmasında ise Kayseri’nin topografik yapısının çanak şeklinde olmasının ve kış aylarında rüzgar hızının yavaş olmasının etkisi büyüktür. Mevcut hava kirliliği kirlilik kaynaklarına göre değerlendirildiğinde ısınmadan kaynaklı yakıtlardan kaynaklanan hava kirliliğinde doğalgaz kullanımına bağlı olarak geçmiş yıllara göre azalma olduğu görülmektedir. Özellikle SO2, CO ve partikül madde kirliliğinin azaltılması için doğalgaz dönüşümlerinin artırılması, kullanılan kömüründe kükürt oranın düşük olması önemlidir. Ayrıca mevcutta yerleşim yerlerinin merkezde yüksek katlar şeklinde yoğunlaşması oluşan hava kirliliğine daha uzun süre maruz kalmaya neden olduğundan merkezdeki yoğunluğun azaltılması kirliliğin azaltılmasını olumlu etkileyecektir. Sanayi bölgelerindeki hava kirliliği değerlendirildiğinde ise sanayi tesislerinde kullanılan yakıtlardan kaynaklı kirliliğe ek olarak endüstriyel faaliyetler sonucunda oluşan hava kirletici gaz emisyonlarının da yüksek olduğu yapılan ölçümlerde görülmüştür. Özellikle 1.OSB’nin yerleşim bölgesine yakın olması bu bölgedeki hava kirliliğini katlamaktadır. Konut ve sanayinin merkezde yoğunlaşmasıyla gelecekte mevcut hava kirliliği problemi daha da artacaktır.
Kayseri ili içerisinde değişik yerlerde bulunan yeraltı suları işletmelerinden Sarımsaklı ve Develi Ovalarının sulanmasıyla kirlenmeye maruz kaldığı belirlenmiştir. Sarımsaklı Ovası’nda son yıllarda gerek sondaj kuyuları gerekse kaynak sularından DSİ 12. Bölge Müdürlüğünce alınan su örneklerinin tahlil sonuçları göz önüne alındığında sulama sahası başlangıç ve bitiminde yeraltı suları kirlenmesi belirlenmiştir. Yeraltı sularındaki kirlenmenin bu sahadaki gübreleme ve ilaçlamadan ileri geldiği tahmin edilmektedir. DSİ 12. Bölge Müdürlüğünce alınan su örneklerinin tahlil sonuçlarına göre, Karpuzatan’da da kirlenme belirlenmiştir. Bu da Karpuzatan yöresindeki Kemsan, Et-Balık kurumu, Pastırma, sucuk imalathaneleri ile besi ağıllarının atıklarından ileri gelmektedir. Kayseri sınırları içinde yer alan diğer YAS sahalarında şimdilik herhangi bir kirlenme söz konusu değildir. Kayseri’yi doğudan batıya doğru kat eden Kızılırmak, Bünyan ilçesi ve ilçede bulunan fabrikaların tamamının atık sularını deşarj etmesiyle kirlenmektedir. Su kirliliği başlığında tespit edilmiş olan en büyük kirlilik, Yay gölüne develi belediyesi kanalizasyonu ve Saray halı fabrikası atıkları (develi kanalizasyonuna bağlı) Sultan sazlığına ise Yahyalı kanalizasyonu deşarj edilmesidir. Endüstri tesislerinin atık sularının gerekli arıtımlardan geçirilmeden deşarj edilmesi ve tarım sahalarında kontrolsüz pestisit ve gübre kullanımı sonucu gelecekte Kayseri’deki su kaynakları büyük çoğunlukla kirlenecektir. Özellikle İncesu OSB’nin zamanla genişlemesiyle Hürmetçi ve Sultan Sazlığı üzerinde kirlilik oluşacak ve buradaki türler tehdit altına girecektir.
Kayseri’de toprak kirliliğinin başlıca nedeni evsel ve endüstriyel atık suların arıtılmadan alıcı ortama verilmesi ve/veya tarımsal sulamada kullanılması, pestisitler, aşırı gübre kullanımı mevzuata uygun olmadan bertaraf edilen atıklar (tehlikeli atık, tıbbi atık, radyoaktif atık v.s.) ve karayollarında seyreden taşıtların meydana getirdiği ağır metal kirliliğidir.
Kayseri’de yine diğer bir kirlilik kaynağı atıklardır. Kayseri’de atıklar uygun koşullar altında biriktirilmemekte ve toplanan atıklar çöplük alanına gelişi güzel dökülmekte, ayıklama işlemleri son derece sağlıksız koşullarda devam etmektedir. Kumarlı depolama sahası sağlık ve çevre açısından çok olumsuz koşullara sahiptir. Yıllar boyunca gelişi güzel biriken çöp yığınlarından oluşan tehlikeli sızıntı suları ile kirlenen yeraltı suları ve metan gazı uzun bir dönem için tehlike arz etmektedir. İlde kompost tesisi ve atıkların yakılmasına yönelik bir tesis bulunmamaktır. Üretilen çöp içindeki geri kazanılabilir atıklar Büyükşehir Belediyesince ihale açılarak depo alanında ayıklama işlemi ya özel şahıslara yaptırılmaktadır, ya da konteynırlardan son derece sağlıksız koşullarda yaptırılmaktadır. Bugün depolama sahası olan Molu Çöplüğünde “Düzenli Depolama Projesi”nde öngörülen teknik altyapı oluşturulmadan düzensiz yapılan depolama nedeniyle gelecekte aynı çevre sorunları yaşanacaktır. Çöplük yakınında bulunan yerleşimlerde yaşayanlar çeşitli hastalıklarla yüz yüze kalabilir, rüzgar yönünden ötürü koku rahatsızlık verici boyutlara gelebilir, çöp içinde sıkışan gazlar ilerde kazalara yol açabilir.

Genel olarak bakıldığında Kayseri’de hava, su ve toprakların kirlenmesinin ana nedenlerinin endüstri tesislerinde yeterli çevresel önlemlerin alınmadan havaya ve suya deşarj yapılması, tarımda kontrolsüz pestisit ve gübre kullanımı, ısınmada kullanılan yakıtlar, bazı bölgelerde evsel deşarj yapılması sayılabilir. Sonuç olarak suyun, havanın ya da toprakların kirlenmesi birbiriyle etkileşimlidir ve doğal çevrimle birinin kirlenmesi diğerinin de kirlenmesine neden olacaktır. Gelecekte yapılması düşünülen sanayi tesisleri ve konut alanları yer seçiminde çevreci bakış açısıyla yer seçimi yapılmadığında ve gerekli teknolojik önlemler alınmadığında mevcut doğal kaynakların yoğun şekilde kirlenmesi muhtemeldir.


4.2.4 İklim Değişikliğinin Etkilerinin Azaltılması:
İklim değişikliği ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi Kayseri’de de etkisini göstermektedir. Yeraltı ve yerüstü su kaynakları küresel ısınmadan dolayı azalmıştır. Sultan Sazlığı, Hürmetçi Sazlığı ve Engir Gölü sulak alanları küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişikliği faktörünün tehdidi altındadır, su seviyesi her geçen gün düşmektedir. Özellikle Engir Gölü son yıllarda kuruma tehlikesi ile yüz yüze gelmiştir.
Gelecekte iklim değişikliği, yeraltı ve yerüstü su kaynakları üzerinde olumsuz etkisini göstermeye devam edecektir. Bunu engellemek için ilde doğal gaz kullanımı artırılmalı, sanayi tesislerinden kaynaklı hava kirliliğini engellemek için gerekli çevresel önlemler alınmalı denetimler yapılmalı, ilde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla ilgili projeler desteklenmelidir.
4.2.5 Kaynak kullanımında Etkinliğin Arttırılması:
Kayseri ilinin en önemli su kaynağı Erciyes dağı eteklerinden beslenen temiz yer altı sularıdır. Bunların kullanımının etkinliğinin devam ettirilebilmesi için oluşan kirliliğin en aza indirgenmesi gerekmektedir. Örneğin Erciyes dağında kurulması düşünülen turizm tesisleri ve yapılması öngörülen kayak turizmi bu temiz yer altı suyu kaynakları için bir tehdit oluşturmaktadır. Bu yüzden kurulması öngörülen bu tesislerde gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Oluşacak olan katı atıklar yani evsel çöpler düzenli olarak toplanıp çöp deponi alanlarına götürülüp düzenli depolanmalı, kanalizasyon atıkları gibi sıvı atıklar oldukça iyi bir arıtıma tabii tutulup ortamdan uzaklaştırılmalı, ısınmadan kaynaklı oluşan hava kirliliğine sebep olan gaz atıklar için ise fosil yakıtlar yerine kaliteli yakıtlar kullanılmalı, bacalara filtre takılmalı ve mümkünse doğal gaza geçilmelidir.
Kayseri’deki bir diğer su kaynağı kuzeyde bulunan Yamula Baraj Gölü’dür. Bu kaynak hem sulama, hem enerji üretimi sağlamaktadır. Özellikle tarımda kullanıldığı için belli kirlilik değerlerinin üzerinde kirlilik yükü taşıyan sulama suları tarım toprağında tuzlanma ve kirlenmeye ve tarım toprağında verimsizliğe ve zamanla kullanılmamaya neden olur. Bu yüzden özellikle Yamula Baraj Gölü’nün temiz kalması önemlidir. Kullanımının etkinliğini arttırmak için çevresinde belli mesafeye kadar yerleşim yapılmaması, çevre yollarının baraj gölü yakınından geçirilmemesi, baraj gölü etrafına sanayi ve et entegre tesisi kurulma izni ve tarım yapma izni verilmemesi gerekmektedir. Sanayi ve et entegre tesislerinden kaynaklanan organik bakımdan zengin atık sular su kaynaklarında kirliliğe neden olarak onların etkinliğini engeller. Aynı şekilde tarım faaliyetlerinden kaynaklanan pestisit ve gübrelerin su ortamlarına taşınmaları da kaynakların etkinliği açısından zarar teşkil etmektedir.
Gene kentin içme ve kullanma suyunu temin eden Sarımsaklı Ovası, Dokuz Pınarlar, Hürmetçi ve Sultan Sazlıkları da önemli kaynaklardır. Yamula Barajı için alınması gereken önlemler bu kaynaklar içinde geçerlidir. Çevrelerinde tarım yapılmasına, yerleşim birimi kurulmasına, ulaşım yollarının yakınlarından geçirilmesine, gene bu kaynakların yakınlarında sanayi tesislerinin kurulmasına izin verilmemesi gerekmektedir. Maalesef Yahyalı ilçesinin kanalizasyon atıkları Sultan sazlığına bırakılmaktadır. Burada iyi bir arıtım çok önemlidir. Tüm bunlar zamanla bu kaynakların kirlenmesine neden olmaktadır. Bu kaynaklardaki su sıkıntısının giderilmesi hem yukarıdaki hususlara dikkat edilmesine hem de Develi Kapalı Havzasındaki entegre su kaynaklarının yönetimine bağlıdır. Özellikle Sultan Sazlığındaki su sıkıntısının çözümü için Develi Kapalı havzasında bulunan ve barajları beslemeyen kaynakların Sultan Sazlığına yönlendirilmesi sağlanmalı ve Sultan Sazlığı belirli dönemlerde Develi Kapalı havzasında bulunan Kovalı ve Ağcaşar barajlarından temin edilecek su ile beslenmelidir. Bu su kaynaklarında arıtılmamış atık sular ve sulamadan dönen drenaj suları sebebiyle kirlilik görülmektedir. Kirliliğin önlenebilmesi için kaynağın çevresinde bulunan tüm yerleşim birimlerinin atık suları kanalizasyon şebekesiyle belirli yerlerde toplanarak arıtılmalıdır. Ayrıca camız Gölü pompa istasyonunda bulunan ve drenaj sularını tuzluluklarına göre ayırarak çok tuzlu suları yay gölüne, az tuzlu suları camız gölüne gönderen ve bugüne kadar hiç kullanılmamış olan sistemin bir an önce kullanıma sokulması önerilebilir.
Ayrıca kayseri verimli tarım arazileri bakımından da zengin bir ildir. Özellikle Talas ve Gesi bölgesindeki üzüm bağları halkın önemli geçim kaynaklarındandır. Tarım için kullanılan arazide yanlış sulama yapılması, pestisit vb. gibi tarım ilaçlarının ve organik olmaya gübrelerin fazla miktarda kullanılması bu verimli arazilerinin verimsizleşmesine ve çevrede bulunan su kaynaklarının bu organik bakımdan zengin sulama suları ile kirlenmesine neden olabilmektedir. Ayrıca, yer altı suyu kaynakları cömertçe harcanmakta ve yer altı su seviyesi hızla azalmaktadır. Su seviyesindeki bu azalma ve toprakta biriken fazla suyun tahliye edilmemesi tuzlanma gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Tuzlanma verimli tarım arazilerinin işlevselliğini kaybetmesine yol açmaktadır. Bu kaynakların kaybedilmemesi için özellikle tarımda damla sulama gibi modern tekniklerin kullanılmasında yarar vardır. Böylece hem toprakta tuzlanma engellenecek hem de yer altı suları tarım için harcanmayacaktır.
4.2.6 Kültürel Ve Tarihi Mirasın Korunması Ve Geliştirilmesi, Çevrenin Kalitesinin Korunması

Kayseri kültürel ve tarihi miras bakımından oldukça zengin bir ildir. Buradaki en büyük problem bu potansiyelini iyi kullanamamasıdır. Ayrıca Kayseri sanayi ve kentleşme bakımından da ileri seviyede olan bir ildir. Kent merkezi ve sanayiler geliştikçe, bu tarihi değerlerin korunması daha da güçleşebilmektedir. Bu durumda gerek konut alanları belirlenirken, çevre yolları seçilirken ve gerekse sanayi tesisleri kurulurken özellikle bu alanların etkilenmemesine özen gösterilmelidir. Bunun yanı sıra Daha iyi bir tanıtım ve organizasyon ile günübirlik turlar düzenlenerek rehber eşliğinde bu tarihi miras değerlendirilebilir. Ayrıca Kayseri’nin kültürel ve tarihi mirası her ne kadar Kültür Bakanlığınca koruma altına alınsa da Bu konuda yöre halkına büyük iş düşmektedir. Gerek tanıtım ve gerekse koruma adına iyi bir eğitim verilmelidir.



4.2.7 Ekonomik Ve Sosyal Hayatın Geliştirilmesi

İl ekonomisinin sektörel dağılımı Tarım, Sanayi, İnşaat, Hizmetler ve Diğer başlığı altında toplanmıştır. Kayseri verimli tarım arazileri bakımından oldukça zengin bir ildir. Yöre ekonomisinin önemli bir bölümünü tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır. Özellikle tarım alanındaki en büyük problem tarım topraklarında karşılaşılan sorunlardır. Toprağın tuzlanması neticesinde giderek verimsizleşmesi söz konusudur. Buda sulamada ilkel yöntemlerin kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Modern sulama teknikleri ile toprak kaybı en aza indirgenebilir ve böylelikle yöre ekonomisi daha iyi düzeylere getirilebilir.


Öte yandan sanayi de kentin önemli gelir ve istihdam kaynaklarındandır. Kentte çok sayıda et entegre tesisleri ve fabrikalar mevcuttur. Bu tesisler kurulurken seçilen yerlere dikkat edilmelidir. Özellikle tesislerin yakınlarında verimli tarım arazilerinin ve doğal güzelliklerin bulunmaması, tesislerin katı, sıvı ve gaz atıklarından bu alanların etkilenmemesi önem arz etmektedir. Doğal güzellikler ve tarım alanları etkilendiği taktirde, kentin eko turizmden ve tarımdan elde ettiği gelir de olumsuz etkilenecek ve kent ekonomisi negatif etkilenecektir.
Ayrıca kentte lüks konutların yapılması, eko turizmin desteklenmesi, üniversite kurulması kentin sosyal yaşamına ve dolayısı ile ekonomisine de bir canlılık getirecektir. Bunun yanı sıra doğa turizmi ve kültürel ve tarihi mirasın getireceği ekonomik güçte kent için önemlidir. Bilindiği gibi Kayseri gerek doğal güzellikler bakımından ve gerekse tarihi ve kültürel miras bakımından oldukça zengin bir ildir. Turizm faaliyetlerine hız kazandırılması, mevcut doğal güzelliklerden daha fazla faydalanılması ve Kapadokya’da olduğu gibi tarihi ve kültürel mirasın değerlendirilmesi ile ekonomik açıdan bir canlılık getirecektir.
Kentin içme sularının da karşılandığı Erciyes kent için önemli bir kaynaktır. Özellikle kış turizmi için idealdir. Erciyes bir cazibe merkezi haline getirilebilir. Maalesef il ekonomisindeki en önemli dezavantaj ilin sahip olduğu bu avantajları yeteri kadar kullanamaması, gerekli tanıtım ve organizasyonların yapılamamasıdır. Çeşitli turlar düzenlenerek, iyi bir reklam ve tanıtım yapılarak gerek eko turizmine, gerekse tarihi ve kültürel mirasa gerekli katkılar yapılabilecek, böylelikle ile gelen yerli ve yabancı turist il ekonomisine bir canlılık getirecektir.
4.2.8 Kırdan Kente Göçün Önlenmesi:
Planlama bölgesinde gelecek 20 yıllık nüfus projeksiyonu yapıldığında yıllık nüfus artış hızının en yüksek olduğu ilçe % 102 artışla Merkez-Melikgazi ilçesi, en düşük artış, bir başka deyişle nüfusu en fazla azalan ilçe ise % 3.8 artışla Hacılar ilçesi olarak bulunmuştur. Diğer ilçelere bakıldığında Kocasinan’da % 43 artış, İncesu’da % 11 artış, Talas’ta % 80 artış beklenmektedir. Toplam nüfusun kentsel / kırsal oranına bakıldığında % 69 kentsel nüfus, % 31 ise Kırsal nüfus olarak tespit edilmiştir.

Kayseri’ de oluşan içe göç ve dışa göç değerleri incelendiğinde Kayseri’ nin göç veren bir il olduğu söylenebilir. Göç ile ilgili genel bir tespit de Kayseri kırsal nüfusunun azalması ve ilçe merkezlerinin birçoğunun bu azalmadan nasibini alması şeklinde görülmektedir. Kayseri merkez nüfusunun artması; içe göç rakamlarını, merkez dışındaki azalma ise dışa göç verisini oluşturmaktadır. Kayseri göç veren bir ildir tespiti ortaya çıkan sonuç olmakla beraber Kayseri kent merkezi göç almaktadır denilebilir.

Kırdan kente göçün nedeni olarak kırsal alandaki ekonomik ve sosyal olanakların kısıtlılığı ve bu olanakların şehir yaşamında daha kolaylıkla elde edilebilmesi ve refahın yüksekliği sayılabilir. Bunun yanında Kayseri’de özellikle buradaki üniversitede eğitim gören genç nüfusun iş imkânlarının ve sosyal hayatın kısıtlı olması nedeniyle iş bulmanın daha kolay olduğu şehirlere göç ettiği, bölgede daha önce yapılan Swot Analizinde katılımcılar tarafından belirtilmiştir. Kayseri’de toplam göç içinde içe göçün payı ‰ 13 ve dışa göçün payı da ‰ 17dir.

Görülüyor ki gelecekte merkezdeki nüfusun gün geçtikçe artmasıyla birlikte merkezde konut talebi artmasıyla bu bölgedeki mevcut hava kirliliği ve bu alanlardaki tarihi kültürel dokuya olan baskı da gün geçtikçe artacak, kırsal bölgelerde nüfusun azalmasıyla bu bölgelerdeki mevcut tarım ve hayvancılık potansiyeli değerlendirilemeyecek, plansız kentleşme artacaktır. Ayrıca üniversite ile sanayinin iş birliği ile yeni teknolojiler geliştirilip yeni yatırım alanları oluşturulmadıkça ve bölgenin turizm potansiyeli yeteri kadar değerlendirilemediğinde bölgede yetişmiş eğitimli nüfus başka şehirlere göç etmeye devam edecektir.



4.3. BİR PLAN OLMADAN MEVCUT EĞİLİMLER DOĞRULTUSUNDA GELİŞİM:
Bahse konu çevresel baskılar ve mevcut eğilimler göz önünde bulundurularak, planın uygulanmaması durumunda (hiçbir şey yapmama) çevrenin nasıl gelişeceğine ilişkin durum aşağıda verilmektedir.
Planın uygulanmaması durumunda (hiçbir şey yapmama), 20 yıllık süreçte; tarım, sanayi ve hizmetler sektörünün başa baş gelişim sergilediği bir kent beklenmektedir.
Bu gelişme deseninde, yatırım odaklı bir gelişme varlık gösterecektir. Sanayi ve turizm kullanımları belli bir bölgede değil, talepler de göz önünde bulundurularak her yerleşme içerisinde gelişebilecektir. Yerelden gelen talepler doğrultusunda kullanımlar ve yer seçimi belirlenecektir.
Tarımsal üretim mevcut yöntemlerle sürdürülecektir. Hassas alanların/ekosistemlerin mevcut haliyle ve yürürlükteki mevzuatlar çerçevesinde, yöreye has ek önlemler alınmadan korunması sağlanacaktır (Matris 1).
Kayseri’de üst ölçekli bir planla çalışması olmaksızın gerçekleşecek gelişim kentsel saçaklanma şeklinde olacaktır. Kentin ticaret ve konut merkezi mevcut kompakt şeklini koruyacaktır. Batı çıkışının 1. OSB ve Yılanlı Dağı eşiklerini atlayamayacağından batı yönünde bir gelişim beklenmemektedir. Yapılacak hastane ve üniversite yatırımları, beraberlerinde kuzeyde Erkilet’e doğru bir kentsel gelişimi getirecektir. Kentin gelişiminin doğu ve güneydoğu yönünde, hem sanayiye yakınlık hem de arazinin elverişliliği nedeniyle devam edeceği düşünülmektir. 1. OSB’nin eşikler nedeniyle gelişecek alanının kalmaması sanayi gelişimini Mimar Sinan OSB etrafında yoğunlaştıracaktır. Yapılması planlanan güney çevre yolu, bu gelişmeyi güçlendirecek bir faktördür. Küçük sanayi siteleri ve münferit sanayi yapılaşmaları kentin içinde gelişmeyi sürdürecektir.
Erciyes güzergâhı yönünde turizmin etkisi ile hizmetler sektörüne doğru bir dönüşüm yaşanacağı, Erciyes’te ilerleyen dönemde gerçekleşmesi kesin gözüken turizm yatırımlarının bu dönüşümü hızlandıracağı öngörülmektedir. Sosyal ve iklimsel özelliklerinden dolayı (yüksek gelir grubunun tercih ettiği ve Erciyes’in eteklerinde olması nedeniyle serin iklime sahip olması) güney batı yönünde bağ evleri ve az katlı, bahçeli lüks konutların sayısının artacağı görülmektedir. Erciyes dağındaki turizm hareketliliğinin ve çeşitliliğinin artması bu bölgenin sadece Kayseri için değil kent dışından gelenler için de cazibe merkezi olmasını sağlayabilir. Gesi bölgesi de benzer karakteristiklere sahip ve geleneksel dokunun daha doğal kaldığı bir alandır. Gesi’ye de benzer konut talepleri gelecektir.
İncesu yönünde mevcut yapının devam edeceği, olumlu ya da olumsuz bir gelişmenin olmayacağı beklenmektedir. Zira bölge Kayseri Merkezine İncesu OSB’nin burada olmasına rağmen göç vermektedir.
Kentin Kuzeyindeki verimli tarım arazilerinin büyük ölçüde korunacağı ve burada tarımsal faaliyetlerin devam edeceği beklenmektedir. Zira, kentin gelişme yönü şimdilik verimli alanlara ulaşmamaktadır.
Kayseri kentinin bölgesel bir merkez kimliği bulunmaktadır. Kent gelecek 20 yılda da bu cazibesini koruyacak ve sanayi, turizm, eğitim ve sağlık alanında gerçekleştirilecek yatırımlarla güçlendirecektir. Bu nedenle, çevre illerden ve kentin kırsal alanlarından kente doğru var olan göç, artarak devam edecektir. Kent merkezi yakın çevresindeki köy yerleşmeleri hızla kentsel dönüşüm geçirecektir.
Kuzey ve güneyden açılan çevre yolları ve kent içi hafif raylı sistemin çalışmaya başlaması; erişilebilirliği arttıracak ve çevrelerindeki yerleşim baskısının artmasına neden olacaktır.
Sanayide yapılan yatırımların genç nüfusa istihdam sağlaması, üniversite sayısının artması sosyal yapının değişimine yol açacaktır. Kentin sanayi ve ticarette sahip olduğu mevcut birikiminin artacağı ve daha eğitimli, sosyal olanaklar ve imkânlar açısından daha zengin bir kent yaratacağı öngörülmektedir. Bununla birlikte gelişimin düzensiz ve organik olması kenti daha çok bir sanayi ve ticaret kentine dönüştüreceğinden, yaratılan olumlu imkânların sosyal yaşama ve gelişime çok etkin yansımayacağı düşünülmektedir.
Havaalanı çevresinde uçuş emniyeti için ayrılmış olan bölge bugün hâlihazırda yapılaşma baskısı altındadır. Plansız gelişimin yapılaşmayı havaalanı sınırlarına kadar taşımasına yol açacağı görülmektedir.
Kentin hızlı gelişimi ve yer seçimi dikkate alındığında içme ve sulama suyu kaynaklarının, tarım topraklarının hızla etkileneceği öngörülmektedir.
Şu an Kayseri’de başa baş görünen hizmetler sektörü ve sanayi sektörünün turizm ve üniversitelerin gelişimi ile hizmetler sektörüne doğru bir ağırlık kazanacağı düşünülmektedir. Bölgenin düzensiz gelişimi yine bu alanda da çeşitli gelişim problemleri yaratacaktır. Erciyes dağından yoğunlaşan aktiviteler ve dağ yolunda yapılaşmanın artması; Kayseri’ye anca kalitesi düşük ve büyük oranda iç turizme hitap eden bir kitle turizmini getirecektir. Ekonomik ve estetik açıdan kısa dönemli yatırımların gerçekleşeceği öngörülmektedir. Üniversitenin gelişimi ise kentin ekonomik ve sosyal hayatını canlandıracaktır.
Sonuç olarak Kayseri’nin bulunduğu alanda saçaklanarak çevresine gittikçe yayılan bir kent olması kaçınılmazdır. Bu durum, kent merkezinin boğuculuğunu arttıracaktır. Her ne kadar bölge için önemli bir merkez olma durumunu koruyacak olsa da kent merkezi yaşanabilir bir yer olmaktan giderek uzaklaşacak, sanayi ve yoğun trafikten kaynaklanan olumsuz etkiler artarak sürecektir. Kısa vadede kente değer taşıyacağı düşünülen ve mevcut talepler tamamen dikkate alınarak kendi haline bırakılan gelişim orta ve uzun vadede kentin yoksullaşmasına yol açabilir.
Sanayi alanlarının düzensiz artışı ve kentsel dokunun giderek bu alanlara doğru kayması tarım sektörünü olumsuz etkileyecektir. Toprak, hava ve su kirliliğinin artması ürün kalitesini ve miktarını düşürecektir. Tarımdan ekonomik kazancın sağlanamaması ve komşu arazilerin değerinin artmış olması arazi sahiplerini yerel yönetimler üzerinde baskı kurmaya itecektir. Çiftçilerin arazilerinin değerlenmesi için çıkış yolunu bu alanların da imara ve yerleşime açılması konusunda tepkiler vermeye iteceği bilinmelidir.


Bir plan olmadan mevcut eğilimler doğrultusunda gelişim paftası:

Yüklə 316,15 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin