T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/6493
UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana http://vatandas.uyap.gov.tr
adresinden
0G8fFWC - JjNfW2V - TchVyfB - mH/SaY=
ile erişebilirsiniz.
temel kuralları saptadıktan sonra, uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin hususları yürütmeye
bırakması, yasama yetkisinin devri olarak yorumlanamaz.
(Anayasa Mahkemesi'nin 02/05/2018
tarihli ve E:2017/143, K:2018/40 sayılı kararı; 28/12/2017 tarihli ve E:2016/150, K:2017/179
sayılı kararı; 29/11/2017 tarihli ve E:2017/51, K:2017/163 sayılı kararı)
Anayasa'nın "Temel Haklar ve Ödevler" başlıklı ikinci kısmının "Genel Hükümler"
başlıklı birinci bölümünde yer alan 12. maddesinde; "Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz,
devredilemez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve
hürriyetler, kişinin
topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder." hükmüne, 13.
maddesinde; "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili
maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar,
Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine
ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa'nın ikinci kısmının “Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümünde yer
alan 17.
maddesinde ise, “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme
hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Kişinin yaşama hakkı ile maddi ve manevi varlığını
koruma ve geliştirme hakkı, birbirleriyle sıkı bağlantıları olan, devredilmez ve vazgeçilmez
haklarındandır. Anayasa’nın anılan maddesi kişinin yaşama hakkı ile maddi ve manevi
varlığını, olası müdahalelere karşı güvence altına almaktadır.
Bu çerçevede devletin, kişinin
yaşama hakkı ile maddi ve manevi varlığına yönelen müdahaleleri önleme, önlenememiş olan
müdahalelere yönelik olarak da bu müdahalelerden doğan zararların etkili bir şekilde
karşılanmasını sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır.
Yine Anayasa'nın “Kişinin Hakları ve Ödevleri” bölümünde yer alan 35. maddesinde
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” denilmek suretiyle
mülkiyet hakkı güvenceye bağlanmıştır. Anayasal anlamda mülkiyet hakkı
ekonomik değer
ifade eden ve değeri parayla ölçülebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır. Belli
durumlarda bir ekonomik değer veya icrası mümkün bir alacağı elde etmeye yönelik meşru bir
beklenti de Anayasa'da yer alan mülkiyet hakkı güvencesinden yararlanabilir. Bu kapsamda
meşru beklenti; makul bir şekilde ortaya konmuş icra edilebilir bir alacağın
doğurduğu, bir
kanun hükmüne veya başarılı olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteren yerleşik bir yargı
içtihadına dayanan, yeterli somutluğa sahip nitelikteki bir beklentidir (Mehmet Şentürk [GK], B.
No: 2014/13478, 25/7/2017, § 41).
Anayasa'nın ikinci kısmının "Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlıklı üçüncü
bölümünde yer alan "Çalışma ve sözleşme hürriyeti" başlıklı 48. maddesinde ise; "Herkes,
dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir." hükmüne yer verilmiştir.
Genel olarak kişiler, özel hukuk alanında diğer kişilerle olan
ilişkilerini hukuk düzeni
içinde kalmak şartıyla diledikleri gibi düzenler, diledikleri konuda, diledikleri kişiler ile sözleşme
yapabilirler. Bu olanak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda öngörülen sözleşme özgürlüğü
ilkesinin bir sonucudur ve bu hak Anayasa tarafından teminat altına alınmıştır. Sözleşme
özgürlüğü;
sözleşme yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini
düzenleme ya da değiştirme, sözleşmeyi ortadan kaldırma, sözleşmenin tabi olacağı şekli
Dostları ilə paylaş: