T. C. Daniştay 10. Daire e. 2009/374 K. 2013/8792 T. 12. 2013



Yüklə 441,67 Kb.
səhifə2/7
tarix27.10.2017
ölçüsü441,67 Kb.
#16012
1   2   3   4   5   6   7

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Çorum İdare Mahkemesinin 28/11/2011 günlü, E:2009/49, K:2011/866 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2012/4353

K. 2013/1108

T. 25.2.2013

NAZIM İMAR PLANI ( İmar Planında Kamusal Hizmete Yönelik İmar Fonksiyonlarının Sadece Hazineye Ait ve Boş Arazi Olması Dikkate Alınarak Belirlenmiş Olmasında Hukuka Uyarlık Bulunmadığı - Mahallinde Keşif ve Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması Suretiyle Yeniden Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

SOSYAL DONATI ALANI ( İmar Planında Kamusal Hizmete Yönelik İmar Fonksiyonlarının Sadece Hazineye Ait ve Boş Arazi Olması Dikkate Alınarak Belirlenmiş Olmasında Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )

ÇEVRESEL ETKİLER ( İmar Planında Kamusal Hizmete Yönelik İmar Fonksiyonlarının Sadece Hazineye Ait ve Boş Arazi Olması Dikkate Alınarak Belirlenmiş Olmasında Hukuka Uyarlık Bulunmadığı - Mahallinde Keşif ve Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması Suretiyle Yeniden Bir Karar Verilmesi Gerektiği )



3194/m.18

ÖZET : Dava; İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Arnavutköy Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Arnavutköy Merkez ve Çevresi Revizyon Nazım İmar Planının söz konusu parsel yönünden iptali istemiyle açılmıştır. İmar planında kamusal hizmete yönelik imar fonksiyonlarının sadece Hazineye ait ve boş arazi olması dikkate alınarak belirlenmiş olmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Konusunda uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir heyetle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

İstemin Özeti : İstanbul 6. İdare Mahkemesince verilen 30/03/2012 tarihli, E:2010/1809, K:2012/794 sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Ulya Emiroğlu

Düşüncesi : Yer seçimi kriterinin sadece taşınmazın hazineye ait ve boş bir arazi olması değerlendirilerek belirlenmiş olmasında hukuka uyarlılık bulunmamakta ise de, bu hususun net bir biçimde ortaya konulabilmesi için çevresel etkiler, bölgedeki sosyal donatı alanları gereksinimi ile diğer sosyal donatı alanları ile ilişkisi, taşınmazın plan bütünlüğü içindeki konumu, erişebilirlik, arazi yapısı ve özellikleri gibi hususların açıklığa kavuşturulması gerekmekte olup, bu bağlamda, konusunda uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir heyetle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:



KARAR : Dava; İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Arnavutköy Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.04.2010 tarih ve 1016 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Arnavutköy Merkez ve Çevresi Revizyon Nazım İmar Planının söz konusu parsel yönünden iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, bölgede yapılaşmanın tamamlanmamış ve oldukça büyük boşlukların mevcut olduğu, dava konusu parselin de içinde bulunduğu bölgedeki donatı alanlarının 3194 sayılı Kanun’un 18.Maddesi doğrultusunda elde edilmesi gerektiği, Hazine arazisi de olsa, bu tür yapılaşmamış boş kamu arazilerinin o çevrede yaşayanlar kadar tüm kamunun da malı olduğu düşüncesiyle değerlendirilmesi gerektiği, arazi ve arsa düzenlemesi ile özel ya da kamu ayrımı yapmaksızın, mülkiyet hakkını korurken kamunun ihtiyacı olan donatı alanlarını sağlamakta bu şekli ile de planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun planlar üretilebileceği, bu durumda uyuşmazlığa konu planın, dava konusu parsel açısından şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve teknikleri ile kamu yararı yönünden uygun olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olduğu, Uygulama İmar Planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmış, “Planlama Kademeleri” kenar başlıklı 6. maddesinde, Planların, kapsadıkları alan ve amaçları açısından; "Bölge Planları" ve "İmar Planları", imar planlarının ise, "Nazım İmar Planları" ve "Uygulama İmar Planları" olarak hazırlanacağı belirtilmiş, 8. maddesinde de, planların hazırlanması ve yürürlüğe konulmasına ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Anılan maddenin ( b ) bendinde, imar planlarının Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana geleceği, mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni planı kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının ilgili belediyelerce yapılacağı veya yaptırılacağı, belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe gireceği, onaylanmış planlarda yapılacak değişikliklerin de maddede açıklanan usullere tabi olacağı belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından; planlama alanında Hazine adına kayıtlı parsellere verilen fonksiyonlar hakkında çevrede aynı donatı alanlarının yakın mesafeler içerisinde bulunduğu, kamusal hizmete yönelik imar fonksiyonlarının çoğunlukla Hazine parsellerinden karşılandığı ve mevcut fiili durumuna uyulmadığı, imar planında parsellerin "yol, park, sağlık Tesisi alanı, ağaçlandırılacak alan, kültürel tesis alanı" olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.04.2010 tarihli, 1016 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Arnavutköy Merkez ve Çevresi Revizyon Nazım İmar Planının kendi parseli yönünden iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, gelişme sürecinde olan planlama alanının donatı gereksinimine yanıt verebilecek, çevresel etkiler, yapılaşma açısından herhangi bir olumsuzluk yaratmayacağı, bölgeye teknik ve sosyal altyapı sağlanması açısından olumlu katkı sağlayacağı ancak yer seçimi kriterlerinin başında alanın boş olması, büyük parsel olması ve kamu mülkiyetinde olmasının öncelikli olarak ele alındığı, bu eşitsizliğin giderilmesi için sosyal donatı alanlarının parselasyon uygulaması yapılarak sağlanması gerektiği belirtilmiş ve mahkemece bu rapor hükme esas alınarak planın iptaline karar verilmiş ise de imar mevzuatı uyarınca sosyal donatı alanlarının yer seçimi parselasyon uygulaması ile değil planlama ile söz konusu olmakta olup uyuşmazlığın bu aşamasında yargı yerince söz konusu taşınmaza yönelik plan ile getirilen fonksiyonların şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluğunun denetiminin yapılması gerekmektedir.

Öte yandan, anılan raporda, söz konusu taşınmazın "yol, park, sağlık tesisi alanı, ağaçlandırılacak alan, kültürel tesis alanı" olarak planlanmasının çevresel etkiler, bölgedeki sosyal donatı alanları gereksinimi ile diğer sosyal donatı alanları ile ilişkisi, taşınmazın plan bütünlüğü içindeki konumu, erişebilirlik, arazi yapısı ve özellikleri açısından değerlendirilmesine yönelik yeterli tespit ve hususa yer verilmediği görülmektedir.

Bu durumda, yer seçimi kriterinin sadece taşınmazın hazineye ait ve boş bir arazi olması değerlendirilerek belirlenmiş olmasında hukuka uyarlılık bulunmamakta ise de, bu hususun net bir biçimde ortaya konulabilmesi için yukarıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması gerekmekte olup, bu bağlamda, konusunda uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir heyetle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.



SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, İstanbul 6. İdare Mahkemesince verilen 30/03/2012 tarihli, E:2010/1809, K:2012/794 sayılı kararın bozulmasına, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2011/7373

K. 2013/956

T. 18.2.2013

PLANDA KAMU KULLANIMINA AYRILAN ALANLAR ( Düzenlemeye Giren Tüm Taşınmaz Maliklerinden Eşit Oranda Alınacak Düzenleme Ortaklık Payı İle Karşılanması Gerektiği )

DÜZENLEME ORTAKLIK PAYI ( Planda Kamu Kullanımına Ayrılan Alanların Düzenlemeye Giren Tüm Taşınmaz Maliklerinden Eşit Oranda Alınacak Düzenleme Ortaklık Payı İle Karşılanması Gerektiği )

PARSELASYON İŞLEMİ ( Hazine Taşınmazlarının Düzenleme Sınırı Dışında Bırakılarak Kamu Kullanımına Açılmasına Neden Olan Dava Konusu Parselasyon İşleminde Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )



3194/m.18

ÖZET : Planda kamu kullanımına ayrılan alanların, düzenlemeye giren tüm taşınmaz maliklerinden eşit oranda alınacak düzenleme ortaklık payı ile karşılanması gerekirken, Hazine taşınmazlarının düzenleme sınırı dışında bırakılarak kamu kullanımına açılmasına neden olan dava konusu parselasyon işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Elazığ 1. İdare Mahkemesince verilen 30/06/2011 tarihli, E:2008/1628, K:2011/834 sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: Selçuk KILIÇ

Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:



KARAR : Dava, Elazığ İli, Merkez İlçesi, Şahinkaya Köyü, … ada, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … parsel ve … parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre yapılan parselasyon işleminin onaylanmasına ilişkin Elazığ Belediye Encümeninin 24.07.2008 tarihli, 2008/905 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; düzenleme sınırı belirlenirken planda yol alanında kalan taşınmazların düzenleme sınırı dışında bırakıldığı, özel mülkiyete konu olmayıp kamu ortak kullanım alanında kaldığı için ilgili taşınmazların ihdasa konu olmadığı, işlemde şehircilik ilkelerine, plan esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde: "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır." hükmü yer almaktadır.

İmar Kanunu’nun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin ( a ) bendinde; düzenleme sahasının, sınırı tespit edilerek düzenlenmesine karar verilen saha olduğu, aynı maddenin ( b ) bendinde; düzenleme sınırının, düzenlenecek imar adalarının imar planına göre yol, meydan, park, genel otopark, yeşil saha gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami ve karakol yerlerini çevreleyen sınır olduğu, 5. maddesinde ise; belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyelerin, belediye encümen kararı ile; dışında valiliklerin, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tesbit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetinde oldukları, konut yapımına hazır arsa sayısının, bir önceki yıl verilen inşaat ruhsatından az olmamasına dikkat edileceği, belirlenen düzenleme sahasının bir müstakil imar adasından daha küçük olamayacağı, ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında bir kaç taşınmaz malın tevhid ve ifraz yoluyla imar planı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parsellerinin müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebileceği, düzenlemeye tabi tutulması gerektiği halde İmar Kanununun 18. maddesi hükmünün tatbiki mümkün olmayan hallerde, müstakil inşaata elverişli olan kadastro parsellerine plana göre inşaat ruhsatı verileceği, aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde; Düzenleme Sınırının, iskân sahasının bittiği yerlerde iskân sınırlarından, iskân sahası içindeki yollarda yol ekseninden, cami ve karakol yerlerinin dış sınırından, yeşil alan ve genel otopark alanlarının düzenleme ortaklık payı oranı ve uygulamaya alınan parsel sınırına göre uygun görülecek yerinden geçirileceği, imar plânlarında gösterilmiş düzenleme sınırları varsa bu durumun dikkate alınacağı, son olarak düzenleme sınırının herhangi bir parseli iki veya daha fazla parçaya bölmesi halinde; sınırın, bu parçalardan düzenleme sahası dışında kalan başka bir imar adasına girmeyenleri varsa bunları da içine alacak şekilde geçirileceği, parsel büyük ise, ifraz yapılarak ifraz sınırından geçirileceği, yine yönetmeliğin 10/a maddesinde; düzenleme ile oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlanacağı kuralı, aynı maddenin ( b ) bendinde de; plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesinin sağlanacağı kuralı yer almaktadır.

Anılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, parselasyon işlemiyle amaçlananın; imar planı, plan raporu ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu göz önüne alınmak suretiyle üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğu, bununla birlikte, düzenleme sınırı belirlenirken yönetmelik hükümlerindeki esaslara dikkat edileceği de açıktır.



Elazığ Belediye Encümeninin 24.07.2008 tarihli, 2008/905 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapıldığı, yapılan imar uygulama sahasında Hazineye ait ve planda yol alanı olarak belirlenen taşınmazların bir kısmının dava konusu parselasyon işlemi ile düzenleme sınırı dışında bırakılarak, düzenleme sahasının donatı alanı ihtiyacının dolaylı olarak karşılanmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, düzenleme sahası dışında kalan söz konusu parsellerin düzenleme sınırı içine alınarak, düzenleme sınırı içerisinde bulunan tüm parsellerden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması gerekirken davacı Hazinenin mülkiyet hakkını zedeler nitelikte kamu kullanımına terk edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, planda kamu kullanımına ayrılan alanların, düzenlemeye giren tüm taşınmaz maliklerinden eşit oranda alınacak düzenleme ortaklık payı ile karşılanması gerekirken, Hazine taşınmazlarının düzenleme sınırı dışında bırakılarak kamu kullanımına açılmasına neden olan dava konusu parselasyon işleminde hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yolundaki mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Elazığ 1. İdare Mahkemesince verilen 30/06/2011 tarihli, E:2008/1628, K:2011/834 sayılı kararın bozulmasına, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2011/3367

K. 2012/3902

T. 28.6.2012

PARSELASYON PLANI ( Belediyelerce Re'sen Yapılan Bir İşlem Niteliğinde Olduğundan Parselasyon Planının Esasının İncelenmesi Gerektiği )

DÜZENLEME SAHASINDAKİ ARSA PAYI ( İtibariyle Çoğunluğu Sağlamayan Parsel Maliklerinin İstemi Üzerine Parselasyon Planının Yapıldığından Bahisle Dava Konusu İşlemin İptaline Karar Verilmesinde Hukuka Uyarlık Bulunmadığı - Parselasyon Planının Esasının İncelenmesi Gerektiği )

RE'SEN YAPMA ( Parselasyon Planı Belediyelerce Re'sen Yapılan Bir İşlem Niteliğinde Olduğundan Parselasyon Planının Esasının İncelenmesi Gerektiği )



3194/m.18

ÖZET : Parselasyon planı belediyelerce re'sen yapılan bir işlem niteliğinde olduğundan, parselasyon planının esasının incelenmesi gerekirken, düzenleme sahasındaki arsa payı itibariyle çoğunluğu sağlamayan parsel maliklerinin istemi üzerine parselasyon planının yapıldığından bahisle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde, hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesince verilen 25.06.2010 günlü, E:2008/9660, K:2010/6671 sayılı kararın; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istemidir. Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Kılıç'ın Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin kabulü ile temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Ahmet Arslan'ın Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3622 sayılı Yasayla değişik 54. maddesinin 1. fıkrasının ( c ) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının onanmasına ilişkin Dairemizin 25.06.2010 günlü, E:2008/9660, K:2010/6671 sayılı kararı kaldırılarak işin esası incelendi:

KARAR : Dava, İzmir İli, Bornova İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, 44 parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda yapılan parselasyon işleminin onaylanmasına ilişkin 04.04.2007 günlü 26-591 sayılı belediye encümeni kararı ile kabul edilen 352 sayılı parselasyon planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; 2709 m2'lik alanda toplam 495,48 m2 arsa payına sahip parsel sahiplerinin istemi üzerine parselasyon işlemi tesis edildiği, düzenleme sahasındaki arsa payı itibariyle çoğunluğun istemine dayanmadan tesis edilen parselasyon işleminde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun "Arazi ve arsa düzenlemesi" başlıklı 18. maddesinin birinci fıkrasında: "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır." hükmü yer almaktadır.

3194 sayılı İmar Kanununun 44/l-c maddesi hükmü gereğince düzenlenen ve 02.11.1985 günlü, 18916 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İmar Kanununun 18'inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Düzenleme Sahalarının Tespit Esasları" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında ise: "Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tespit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir." hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda anılan hükümler uyarınca, belediyelerin taleple bağlı olmaksızın parselasyon uygulamalarını re'sen yapmaya yetkili olduğu görülmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 352 sayılı parselasyon planının, uyuşmazlık konusu İzmir İli, Bornova İlçesi,... Mahallesi,... ada, 44 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte aynı adada yer alan 5, 8, 9, 10, 11, 12, 19, 21, 22, 23, 24, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 43, 44, 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazları da kapsadığı, alanda yer alan 35, 36, 45 ve 46 sayılı parsel sahiplerince hazırlanan ve 29.09.2006 tarihinde idareye sunulan parselasyon planının sehven 34 sayılı parseli de içermesi nedeniyle 29.01.2007 tarihli belediye encümeni kararıyla iade edildiği, yukarıda anılan parselleri içeren düzenleme sınırının 12.03.2007 tarihli belediye encümeni kararı ile tekrar belirlenmesi üzerine, 352 sayılı parselasyon planının uygun görül meşine yönelik 04.04.2007 günlü, 26-591 sayılı kararın alındığı ve söz konusu parselasyon planının iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, her ne kadar 35, 36, 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazların malikleri tarafından hazırlattırılan parselasyon planı ile birlikte belediyeye başvuruda bulunarak parselasyon planının yapılması istenilmiş ise de, söz konusu başvuruların belediyeleri harekete geçirmeye yönelik başvurular olduğu ve parselasyon planlarının taleple bağlı olunmaksızın belediyelerce re'sen yapılacağı açıktır.

Bu durumda; parselasyon planının yapılması istemiyle yapılan başvuru üzerine, davalı belediyece gerekli inceleme ve çalışmalar yapıldıktan sonra kabul edilen parselasyon planının esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, İzmir 1. idare Mahkemesinin 27.03.2008 günlü, E:2007/1635, K:2008/441 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 28.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Yüklə 441,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin