T. C. DİYanet iŞleri başkanliği akçaabat-darica


BİRİNCİ BÖLÜM: VAAD VE VAİD KAVRAMLARI



Yüklə 0,57 Mb.
səhifə3/12
tarix02.11.2017
ölçüsü0,57 Mb.
#28613
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

BİRİNCİ BÖLÜM: VAAD VE VAİD KAVRAMLARI



I- VAAD ve VAİDİN LÜGAT VE ISTILAH ANLAMLARI



A- VAAD ve VAİDİN LÜGAT ANLAMLARI


a) Vaad


Vaad, V-A-D kökünden türemiş hakiki mastardır19 cem’isi yoktur. Söz vermek anlamına gelir. Vaad ile aynı anlamda olan20 “ıdetün” de aynı kökten mastar makamında bir isimdir, cem'i'si “ıdêtün”dür21 Arapların kelamında, “koşmayı vaad eden at” anlamında “ferasün vaidün”, ürün vaad eden yer anlamında “ardun vaidetün”, yağmur vaad eden bulut anlamında “sehabün vaidün”, sıcaklık vaad eden (umulan) gün anlamı~da “yevmün vaidün” şeklinde kullanılmaktadır.22

Vaad hem hayr hem de şerde kullanılır. Kur'an-ı Kerim’de kullanımı da aynı şekildedir:



a- İyi şeyler için kullanılmasına misal:

“Allah size gerçek olanı vaad etti”23. Burada, cennet ve ilahi lütuf anlamında kullanılmıştır.

b- Kötü şeyler için kullanılmasına misal:

“Onlar senden azabın çabuk gelmesini isti­yorlar.Allah vaadinden asla dönmez”.24Burada tehdit anlamında kullanılmıştır.

c- Her iki anlamda birden kullanılmasına misal:

“Biliniz ki Allah'ın vaadi haktır. onların çoğu bilmez”.25 Burada, kıyamet ve kulların yaptığı amellerin iyi ise mükafat, kötü ise cezasının verilmesi anlamında kullanılmıştır.26

Hadislerde de hayr ve şer anlamında kullanılmıştır:

Hz. Muhammed (sav) Bedir'de öldürülenlere geldi ve on­lara seslenerek şöyle buyurdu:

“Ey Hişamoğlu Ebu Cehl! Ey Halefoglu Ümeyye! Ey Rabiaoğlu Utbe ve Şeybe! Sizler Rabb’inizin vaad ettiği neticeyi gerçek olarak bulmadınız mı? Ben Rabb’imin bana vaad ettiğini gerçek olarak buldum..."27

b) Vaid


Vaid, V-A-D kökünden mastardır.Tehdit etmek anlamın­dadır. Araplar aygırın böğürmesine “vaidü’l-fahl” demektedirler.28 Vaad’in hayır ve serde kullanılmasına karşılık vaid, sadece şerde kullanılmaktadır.29 Kur'an-ı Kerim’de tehdit etme, uyarma ve korkutma anlamlarında kullanılmıştır.

“Ey inananlar! Onlardan sonra sizi mutlaka o yere yerleştireceğiz. iste bu, makamımdan korkan ve tehdidimden sakınan kimselere hastır”.30

Tehdit anlamında kullanılmıştır. Söz verme anlamında kullanıldığı ayet de şudur:



“Sura üfürülür,iste bu tehdidin gerçekleşmesi söz verilen gündür”.31

Aynı sürede uyarı anlamında da kullanılmıştır:



“O esnada Allah buyuruyor: Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarı göndermiştim.32

Tehdit anlamında hadis-i şeriflerde de kullanılmakta­dır. Müşrikler Abdullah b. Ubey ve arkadaşlarına mektup yazarak Evs ve Hazrec oğullarını Rasulüllah'ın aleyhine kışkırttılar. Hz.Peygamber, Abdullah b. Ubey ve taraftarlarının müslümanlara karşı hazırlık yaptıklarını duyunca yanlarına vardı ve şöyle dedi:



“Kureyş'in sizi tehdit ettiğini duydum. Sizin şu anda kendiniz için hazırladığınız hile onların size hazırladığı hileden küçük değildir. Siz kardeşleriniz ve evlatlarınızla mı savaşacaks­ınız?” Bunun üzerine dağıldılar.33

İf"al babından tehdit etmek anlamında kullanılır.

Tehdit ederek insanları Allah alıkoyarak ve o yolun eğriliğini arayarak yolun başında oturmayın”.34

Müfaale ve Tefaul babından sözleşmek anlamında kullanılır.



“Musa ile otuz gece sözleştik ve ona on gece daha ilave ettik”.35

“Hatırlayın ki siz vadinin yakın kenarında idiniz, onlar da uzak kenarında idiler. Kervan da sizden daha aşağıda idi. Eğer böyle bir savaş' yapmak için sözleşmiş olsaydınız,sözleştiğiniz vakit hususunda ihtilafa düşerdiniz”36

Mev'üd, Miad ve Mev'id vaad edilen şeyin gerçekleşeceği yer ve zaman anlamında kullanılır. Şimdi Kur-an-dan bir misal verelim:



“Vaad edilen güne yemin olsun "De ki: Size vaad olunan öyle bir günün vaadidir ki, siz ondan ne bir saat geri kalırsınız, ne de ileri geçebilirsiniz”37

“Ve hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılmışlardır: Andolsun ki sizi ilk defasında yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa, size vaad edilenlerin tahakkuk edeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız değil mi?”38

B- VAAD VE VAİDİN ISTILAH ANLAMLARI

a) Vaad


Vaad, gelecekte birinden zararın uzaklaştırılması, yada ona menfaat temin edilmesi ile ilgili her haberdir. İster bu kişi bunu hak etmiş olsun ister olmasın vaad edilen şey, iyi olduğu gibi, kötü de olabilir.39 Vaad kelimesi bu anlamda Kur'an-ı Kerim’in pek çok yerinde geçmektedir Allah Teala şöyle buyuruyor:

“İman eden ve iyi işler yapanları, içinde ebedi olacakları zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah o söylenenleri hak bir söz olarak vaad etti. söz verme ve onu tutma bakımından kim Allah (cc) dan daha doğru sözlü olabilir”.40

Hadis-i şeriflerde de vaad aynı anlamda kullanılmıştır. Hz Aişe şöyle demiştir:

Allah, Rasulüne ne vaad etmişse, O, ölmeden önce o sözün yerine getirileceğini kesinlikle biliyordu”.41

b) Vaid


Vaid, bir kimseye yaptığı hatayı söyleyerek onu kötülükten kurtarıp iyiliğe yöneltmek için yapılan yıldırma ve korkutma hareketi.42 Bu anlamda Kur'an-ı Kerim’in pek çok yerinde kullanılır:

“iste Kur'an'ı Arapça okunmak üzere indir­dik, onda tehditleri türlü türlü açıkladık ki, belki sakınırlar, yahut onlara ibret verir”.43

Hadis-i şeriflerde de kıyamet ve ceza günü anlamında kullanılmıştır. İbn Abbas (ra) söyle rivayet etmektedir:



“Bir gece mutad namazına kalktığı zaman Rasulüllah (sav)'in dua ettiğini işittim, şöyle diyordu: Allah’ım! Ey sağlam işin ve doğru işin sahibi! Senden vaid (ceza, kıyamet) gününde, emniyet gününde cennet dilerim...”44

“Vaad ve vaid” kelimeleri birlikte kelami bir ıstılah olarak da kullanılmaktadır. Daha sonra anlatılacaktır.



Yüklə 0,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin