T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı



Yüklə 5 Mb.
səhifə278/740
tarix05.01.2022
ölçüsü5 Mb.
#63144
1   ...   274   275   276   277   278   279   280   281   ...   740
Kültürün Vasıfları:

(1) Tevarüs yoluyla oluşur.

(2) İçtimaidir.

(3) Duygu, düşünce ve davranışları şekillendirir.

Kültürün Unsurları:

Maddi yapılar: Mimari sanat eserleri, sosyal müesseseler, eğitim kurumları vs.

Manevi yapılar: Gelenek ve görenekler, örf ve adetler, alışkanlıklar vs.


  1. Din-Kültür İlişkisi

Din, (1) ferdi ve içtimai yanı bulunan, (2) fikir ve tatbikat açısından sistemleşmiş olan, (3) inananlara bir yaşam tarzı sunan, (4) onları belli bir dünya görüşü etrafında toplayan bir yoldur. Özetle, din bir yaşam biçimidir, değerler koyarak inananların bireysel ve toplumsal hayatını yönlendirir.

Din-kültür ilişkisi karşılıklıdır. Yani din, kültürü etkilerken kültür de din anlayışında etkili olmaktadır. Örneğin; İslâm dininde namaz, Kâbe’ye yönelerek kılınır, yani caminin yönünün kıbleye doğru olması dinin emridir. Ancak caminin kubbesi ya da minaresinin biçimi vs kültürel anlayışla şekillenmektedir.

İnsanlık tarihiyle eşzamanlı bir sosyal olgu olarak dinin, toplumların yaşayan kültürlerinde çok önemli bir yer işgal ettiği, hatta kültürlerin oluşumunda çok önemli roller aldığı bilinen bir gerçektir. Her ne kadar din, günümüz modern toplumların genel kültürü içinde -geçmişe bakarak- farklı biçimlerde kendini göstermekte ise de, aslında bir şekilde etkinliğini sürdürmeye devam etmektedir.

Din, kültür üzerinde derin etkiler bırakır. Nitekim İslâm'ın Müslüman toplumların kültürü üzerindeki etkileri, onların kültür hayatına bakıldığında açıkça görülür. Denilebilir ki, genel olarak din-kültür ilişkisi, nasıl bir toplumu anlamak bakımından son derece önemli ise, İslâm dininin kültürümüzle ilişkisini ele almak da, kendi toplumumuzu anlamak bakımından oldukça önemlidir.

Hiç kuşkusuz din, kültür ile aynı şey değildir; ikisinin birbirinden ayrıldığı yönleri bulunmaktadır. Fakat kültürü dinden bağımsız düşünmek de mümkün görünmemektedir. Her toplumun kültürünün oluşumunda din, en önemli amildir. Kültürün, o toplumdaki insanların Allah, insan ve evrenle ilgili tasavvurları ve realitede bu üçlüyle kurdukları ilişkilere göre belirlendiği düşünülürse, kültürün dinle sıkı ilişkisi kendiliğinden anlaşılır.

Din-kültür ilişkileri dikkatle incelendiğinde, aslında bu ilişkilerin karşılıklı etkileşime dayalı olduğu görülebilir. Bu etkileşimde; din, bazı durumlarda bağımsız değişken ve belirleyen olurken; ortaya çıkan yansımaları ve müntesipleri açısından bazı durumlarda bağımlı değişken de olabilir, yani toplumdan, toplumun kültürel hayatından etkilenebilir. Aynı şekilde kültür de her durumda bağımsız değişken olamaz, bazı durumlarda bağımlı değişken olup başka unsurlardan, örneğin dinden etkilenir.

Her insanın hayat süreci, bir dünya inşa etmektir. İnsan, kendi dünyasını inşa ederken, kendi çabasıyla enerjisini toplar ve kendisine bir istikrar temin etmeye çalışır. İnşa edilen bu dünya kültür olarak dışa yansır. Kültürün asıl amacı, insan hayatı için sağlam bir yapı oluşturmaktır. Bu yapının en temel sorunu dayanağı olan kültürün değişken ve istikrarsız oluşudur. Bu demektir ki insan için dünya inşa etmek zorunludur, ama asıl önemli fakat zor olanı bu inşa edilen dünyayı devam ettirmektir.

Kültür, toplumun hem ürünü hem de toplumun inşa edici öznesidir. Kültür kendi içinde barındırdığı özellikler itibariyle değişen ve dinamik bir muhtevaya sahiptir. Bu anlamda kültürün değişmesinde ve oluşmasında hem yerel hem de evrensel değerlerin tesiri büyüktür. Çünkü dinin kültürün merkezine yerleşmesiyle birlikte din gelenekleşmekte veya kültürleşmektedir. Böylelikle dinin nesilden nesile aktarılması gerçekleşir. Kültür de sosyal hayatın bir ürünüdür ve nesilden nesile aktarılarak gelişir. Kültür alanlarını birbirinden ayırmak mümkün olsa bile din vasıtasıyla bireylerde oluşan zihniyet, bütün kültür alanlarda nüfuz etmiş olmasından dolayı dini kültürün içinden kolaylıkla ayırt etmek mümkün değildir.

Denilebilir ki kültür insanın, maddî ve manevî ürettiklerinin toplamından ibarettir. Kültürün bir unsuru olarak toplum, beşerî bir ürün olmakla manevî kültürün karakterini bütünüyle paylaşır. İnsanın dünya inşa etme eylemi, kolektif bir eylemdir. İnsanlar, ancak birlikte aletler geliştirir, birlikte dilleri türetir, birlikte değerlere bağlanır, birlikte müesseseler kurarlar. Birey, sadece bir sosyal sürece dayalı bir kültüre katılmakla kalmaz, aynı zamanda onun süregelen kültürel varlığı, özel toplumsal düzenlemelerin korunmasına da bağlıdır.



  1. Yüklə 5 Mb.

    Dostları ilə paylaş:
1   ...   274   275   276   277   278   279   280   281   ...   740




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin