Dersin Amacı
-
Hitabet ve dini hitabet kavramlarının açıklanması,
-
Hutbe ve vaaz gibi dini hitabet türlerinin hazırlık aşaması,
-
Hz. Peygamberin hitabetindeki inceliklerinin ve Kur’ân-ı Kerim’deki hitabet ilkelerinin hatırlatılması,
-
Bilgi verme yanında bir davranış geliştirme vasıtası olduğu hedeflenmektedir.
DİN HİZMETLERİNDE HİTABET VE TÜRLERİ
İnsanlar toplu halde yaşarlar. Yaşamlarını sürdürebilmek için birbirleriyle sürekli ve düzenli iletişim kurmak zorundadırlar.
Birbirleriyle iletişim kuramayan insan toplulukları zaman içinde dağılır ve yok olur. Bu nedenle insanlar, var oldukları günden bugüne değin aralarında çeşitli yollarla iletişim kurmuşlardır. Günümüzde en etkili iletişim, konuşma ve yazma yoluyla kurulmaktadır.
Günümüzde kişilerin ve kurumların başarısı iletişim ile ölçülmekte ve değerlendirilmektedir. Bu nedenle yaşadığımız çağda bilgi ve bilginin aktarımı her zamankinden çok önem kazanmıştır. Bilgi, yazılı ve/veya sözlü olarak ve sıklıkla görsel malzemeyle desteklenerek aktarılmaktadır. Bu çalışmada, sözlü iletişim ortamlarında “bilginin nasıl aktarıldığı” konusu üzerinde durulmuştur. Günümüzde toplumsal değişimler, yaşamın her alanını olduğu gibi sözlü iletişim türlerini de etkilemekte, yeni gereksinimlerle yeni türler ortaya çıkmakta veya var olan türler biçim ve içerik değiştirmektedir. Böylelikle, kaynaklarda hiç yer almayan yeni sözlü iletişim türlerinden de söz etmek gerekmektedir.
Kavramsal olarak “iletişim”, bir vericiden (kaynaktan) bir alıcıya (hedefe) bir mesaj gönderilmesi ve bunun karşılığında bir geri bildirim alınması sürecidir. Bu tanımlamaya dikkatli gözlerle bakan ve üzerinde biraz düşünen insanlar, buna göre her zaman ve her yerde olağanüstü bir biçimde sürekli iletişim süreci içerisinde yer aldığımızı göreceklerdir. Evrende iletişimin olmadığı, yani mesajların insanlara ulaştırıldığı ve olumlu yahut olumsuz geri beslemelerin sağlanmadığı hiçbir yer ve hiçbir an yoktur. Öyleyse iletişim basit, önemsiz bir şey değil, çok önemsenmesi gereken bir anlayış, hatta onu etkili kullanmak bir ‘hayat tarzı’ olmalıdır. Bu anlayış ve hayat tarzı sahiplenişine bizim koyduğumuz isim “iletişim bilgeliği”dir. Mutlu olmak isteyen insan, çok farklı gözlerle bakarak, çok farklı boyutlar çerçevesinde, hayatini bir “iletişim bilgesi” olarak yaşamalıdır. Bunu sağlayabilmek içinde konuşmaya, hitabete ve anlaşılmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Öyle insanlar vardır ki, konuştukları zaman soluduğunuz havanın bile onların sayesinde olduğunu zannedersiniz. Yani konuşmaları öyle etkilidir ki, bulundukları her ortamda, kısa bir sürede insanları etraflarında halka yapmayı başarırlar ve çevreleri üzerinde kıskanılacak etkileri vardır.
Diksiyon
Söz söylerken duygu ve düşünceleri, doğru ve üslubuna uygun olarak anlatmak için;
-
Sesin ahengini,
-
Söylenişi,
-
Jesti-mimiği ve alınacak tavırları yerli yerinde ve güzel kullanma sanatıdır.
Konuşma hatalarını ve şîve bozukluklarını düzeltmek için kullanılır.
Diksiyon; konuşma dilini yazı diline göre inceler.
Diksiyon; camilerde, mahkemelerde, meclis kürsüsünde konuşan, kısacası söz sanatını meslek edinmiş kimselere de büyük yararlar sağlar.
Bununla beraber denilebilir ki, hemen hemen herkes bir toplulukta konuşmak ihtiyacını duyar.
Bu bakımdan, diksiyon alıştırmaları herkes için yararlıdır. Özellikle herkese toplulukta söz söyleme fırsatını veren zamanımızda, bu çok gereklidir.
Konuşurken gözlerinizi dinleyicilerden ayırmayınız, devamlı olarak onlara bakınız. Sözleriniz karşısında aldıkları tavırları görünüz. Sağa sola bakan, tavanı seyreden yahut başını kaldırmayan hatip can sıkar.
Hatibin telâffuzu düzgün olmalıdır. Telâffuz, kelimeleri düzgün söylemek demektir. Bozuk söyleyiş, daha çok dilin, çenenin ve dudakların tembelliğinden ileri gelir. Adeta mırıldanan hatip başarılı olamaz. Bunun için ciddi çalışmalara ihtiyaç vardır. İyi bir kitaptan her gün dört beş sayfayı yüksek sesle okumak bunlardan biridir.
Bedenin canlılığı ve hareketliliği sözün tesirini artırır. Vücut hareketlerinin bir uyum içinde bulunması ve yapmacık havasında olmaması gerekir. Jestler ve mimikler tabii olmalıdır.
Fonetik (Konuşmada Ses Bilgisi)
Diksiyonda;
-
Seslerin meydana gelmesini,
-
Ses aygıtlarının gerek durumlarını inceleyen yardımcı bir bilgidir.
Diksiyon, konuşma dilini yazı diline göre inceler. Yalnız yazı dilindeki basit alfabe sistemi, bütün sesleri göstermeye yetmediği için fonetik; konuşma dilindeki sesleri bütün incelikleri ile kayda çalışır. Ve konuşma dilini belirli fonetik düzen ve kurallara bağlar.
Bu yüzden fonetik, diksiyonun esaslı bir yardımcısıdır. Fonetik, yalnız söyleniş yönünü göz önünde tutar; hâlbuki diksiyon için bu kadarı yetmez.
Prezentasyon
Sunuş yapma tekniklerini bilmektir.
Konuşma başlangıcında; burundan, Konuşma arasında ise; ağız ve burundan karışık nefes alınabilir.
Ses dalgalarında titreşim (tonlama) tümceye yapılır.
Vurgu, sözcük ve tümceye yapılır.
Entonasyon (Monoton olmak) bütün metne yapılır.
Normal cümlede, yüklemin yanındaki kelimede vurgu vardır. Yazarken buna göre yazmak lazımdır. Ben o kitabı dayıma verdim.
Şayet vurgu “Kim” sorusuna cevabı belirtecekse, yazıda:
O kitabı dayıma ben verdim.
Sözlü ifadede ise: Vurgu hangi kelimeye yapılırsa onadır.
Konuşmada sesin apayrı bir önemi vardır. Konuşmacıyla dinleyici arasındaki iletişimi sağlayan en mühim faktör sestir. Zayıf, korkak, cırlak, monoton bir ses kadar, kaba, pürüzlü, hoyrat, gürültülü, fazla cüretkâr bir ses de hoş karşılanmaz. Konuşurken ses tonu değişmeli, alçalıp yükselmelidir.
Sesin hızı da manaya göre ayarlanmalıdır. Çok hızlı konuşan, durak nedir bilmeyen hatip gibi, yavaş konuşan veya çok duraklayan hatip de başarısız olmaya mahkûmdur. Yerine göre ağır, hızlı yahut normal konuşmak en iyisidir.
Sesin şiddeti de normal olmalıdır. Fısıltıyla veya tam tersine bağırarak konuşmak doğru değildir.
Söyleniş/Telaffuz (Pronunciation)
Diksiyonda söylenişe büyük bir önem verilir. Ses âletinin hareketiyle birçok hecelerin farkları belirtilerek işittirilmeye çalışılır. Bu çalışma çok gereklidir. Söylenişte ünlülerin çıkarılması konuşma organlarının hareketiyle sağlanır.
Dilimiz, Türkiye’nin her yerinde aynı sesleri vererek konuşulmaz. Bu sesler birçok yerlerde birçok değişik seslere dönerler. İşte bir dilin farklı coğrafi bölge ve kültür ayrılıkları nedeniyle birbirinden farklı söyleyiş ve yazılışlarına lehçe (Diyalekt) denir.
Türkçenin Lehçeleri -
Anadolu lehçesi
-
Azeri lehçesi
-
Çağatay lehçesi
-
Kıpçak lehçesi
Bizler Türkçenin Anadolu lehçesini kullanıyoruz.
HİTABET (Retorik); خطب kökünden türemiş Arapça bir kelimedir. Şahsa ve topluluğa karşı söz söylemektir.365 Diğer bir ifadeyle; bir şeyler anlatmak için sözü başkasına yöneltmektir. Veya etkili, güzel ve düzgün söz söyleme sanatıdır. Diğer bir tanımda ise hitabet; düşüncenin resmedilmiş halidir. Sağduyunun dile gelmesidir. Muhatapları ikna etme sanatıdır.
Terim olarak hitabet, Bir topluluğa bir fikri açıklamak Öğüt vermek, bir görüşü benimsetmek, bir eyleme teşvik etmek gibi gayelerle yapılan güçlü ve etkili konuşma sanatına verilen bir isimdir. İşte “duygu ve düşüncelerin, planlı, programlı metodlu ve maksatlı bir şekilde başkalarına anlatılmasına, düşünülen ve bilinen şeylerin dinleyicilere tesirli ve düzgün bir ifade ile sunulmasına hitabet denir.” Bu faaliyette hatiplik ve bu görevi yapanlara da hatip (çoğulu, hutabâ) denilmektedir.
Hitabet, gayesi insanları ikna etmek olan bir söz sanatıdır. Güzel sanatlar içinde yer alır. Sözü güzel söylemekten maksat, bir düşünceyi, bir anlayışı yaymak, onu dinleyicilere aşılamaktır. Bunu sağlamak için de sözün güzel ve etkili söylenmesi şarttır.
Nutuk ve hitabe aynı anlamdadır. Ancak konuları siyasi fikirler, sosyal ve milli ülküler olan hitabelere nutuk denmektedir.
Asıl olan konuşmadır. Yazı, konuşmanın kaydedilmiş halidir.
Dostları ilə paylaş: |