Sanık Ali Yiğit müdafii Av. Mehmet Sami Selçuk :Efendim, ifadesine bir diyeceğimiz yoktur , sorumuzda yoktur dedi.
Sanığa ,nüfus kaydı okundu,
Sanık Ali Yiğit ‘den soruldu: Okunan kayıt doğrudur, bana aittir dedi.
Sanık Muzaffer Tekin Söz istedi verildi ; Sayın başkanım bir konunun açıklanması için müsaadeniz ile Ali Yiğit ‘e yöneltilmesi adına soruyorum , benim Çavuşbaşında villam olduğu ve bu villada silahların saklı olduğu , Danıştay saldırısının üzerinden müteakiben bu silahların kaçırıldığı, burada şunu anladım ben özellikle burada el bombaları vardı yani bu bulunan el bombaları oradan buraya geldi, sayın savcılık benim çavuşbaşında bir metre kare yerim varsa onu tespit ederse ben bu beyanı kabul edeceğim , ikincisi sayın başkanım,Ali Yiğit ‘in verdiği ifade de bu malzemelerin kendi evine geldiği dönemde o evde olması gerekir, o evde, yani sizde bunu mutlaka tespit ettiniz acaba oradan malzeme geldi kendisimi istifledi, onu da kendisine sorulmasını istiyorum , üçüncüsü savcım baskı mı dedi, ben bir kızım var efendim ona ilk şunu öğrettim , kızım dedim yalanın ilki vardır sonu yoktur , bir defa bir yalan söyleyip onu telafi etmek adına başka bir yalan söylediğin zaman telafisi mümkün olmayan boyutlara gider, Ali Yiğit benim bulunduğum koğuşta yattığı sürece ben bu olayı bile yargılamadım, çünkü ben olayın nereden ne şekilde olduğunu biliyordum, almış olduğum aile , devlet terbiyem, hep bekledim , şunu söyleyeyim baskı yapmak değil ayrılırken siz bana babalık yaptınız dedi gözleri yaşararak ayrıldı,dedi.
Mahkeme başkanı “ Böylemi söyledin “
Sanık Ali Yiğit “Doğrudur efendim “dedi.
Mahkeme Başkanı “ Peki o bölüm bahsettiği Çavuşbaşı’ndaki olay nereden çıktı “
Sanık Ali Yiğit “ Çavuşbaşı’ndaki olay tamamen dayım demişti bana çünkü ben Muzaffer Tekin ’nin Çavuşbaşı’nda villasının olduğunu nereden bileyim , tanımadığım bir insan hakkında nasıl bir yorum yapabilirim , Çavuşbaşı’nda villası olduğunu dayım söyledi bana efendim “dedi.
Mahkeme Başkanı “ o söyledi size “
Sanık Ali Yiğit “Evet efendim dayım Mehmet Demirtaş “dedi.
Sanık Mehmet Demirtaş söz istedi verildi ; Efendim, öncelikle ben Muzaffer Tekin ‘i daha önce Bayrampaşa cezaevinden önce hiçbir yerde görmedim , duymadım , tanımadım şöyle ki ben belki Ali Yiğit tanımadığı insanlar hakkında dedi.
Mahkeme Başkanı “Savunmanda söyleyeceksin burada soracağın bir şey var mı soracaksan buyurun yoksa oturtacağım, bunları savunmanda anlatırsın “
Sanık Mehmet Demirtaş “Sorayım efendim, 35 yaşındayım ve ne iş yaptığımı biliyorum ama iddianameyi okuduğumuzda Ali Yiğit beyanları ile benim ne iş yaptığımı bir türlü çözememişim Ali Yiğit ‘e ben sivil hayatımda ,dışarıdaki hayatımda ne iş yaptığımın sorulmasını istiyorum efendim dedi.”
Mahkeme Başkanı “ Ne iş yapıyor dayın , dayın demi öz dayın mı”
Sanık Ali Yiğit “evet öz dayım”dedi.
Mahkeme Başkanı “Yani annenin kardeşi mi “
Sanık Ali Yiğit “ Annemin kardeşi, evet efendim”dedi.
Mahkeme Başkanı “ Ne iş yapıyor “
Sanık Ali Yiğit “ Sabah saat 6 ‘da evden çıkar işine gider “
Mahkeme Başkanı “ Ne iş yapıyor “
Sanık Ali Yiğit “ 1500 veya 2000 YTL. Maaşla amcasının oğlunun yanında çalışıyor efendim” dedi.
Mahkeme Başkanı “ Şuanda “
Sanık Ali Yiğit “ Cezaevine girmeden önce çalışıyordu efendim evet “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım söz istedi verildi” Sayın başkanım öncelikle yüksek heyetiniz tarafından bu tutanaktaki imzanın Ali Yiğit ‘e ait olup olmadığının kendisine gösterilip sorulmasını akabinde sorularımı yöneltmek istiyorum ,dedi.
Mahkeme Başkanı “Bu deliller safhasında bunları delilleride okuyalım onu soracağız her halükarda soracağız delil aşamasında delilleri, o belgeleri okuyacağız o zaman imza var mı yok mu o zaman soracağız “
Sanık Oktay Yıldırım ;“Ben sorularımı sorabilir miyim “dedi.
Mahkeme Başkanı “ Savunmasına ekleyeceğiniz bir şey varsa “
Sanık Oktay Yıldırım; “ Soru soracağın başkanım , bahsettiği toplantılara kaç kişi katılıyordu, kimler katılıyordu, o manavda ve istasyonda gelip birkaç kişiyle örgütsel toplantılar yapıyorlardı dediği toplantılara kaç kişi katılıyordu , kimler katılıyordu”dedi.
Sanık Ali Yiğit ;“ Özellikle dayımla beraber dayımla ikisi veya Oktay Yıldırım’ın yanında bir şahısla beraber geliyordu tanımadığım bir şahısla yani bu 3-4 kişi falan olmuyor efendim”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “ o şahıslar şu anda burada mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “ Hayır efendim bir tek siz varsınız Oktay Yıldırım “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “ Kaç kişiydi o şahıslar efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “üç kişi ”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “ peki kimlerdi buradakiler kimler , burada olmayan kaç kişi efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Burada bir tek siz varsınız”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “ siz kim, kimi kast ediyor ,kaç kişi “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Oktay Yıldırım “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “ Sadece ben “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Mehmet Demirtaş ile beraber”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “ iki, başka diğer x şahıs burada mı şuanda bu bahsettiğiniz x şahıs şuan bu salonda mı” dedi.
Sanık Ali Yiğit ;“Hayır “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “ Peki 2007 Nisan ayından 2007 yılı Haziran ayına kadar sanık nerede kalmış, sayın başkan”dedi.
Sanık Ali Yiğit; “2007 Nisan ayı yani Mayıs’ın başına doğru evi boşalttım ,zaten evi boşalttıktan sonra ağabeyimin yanına taşındım , ağabeyim Murat Yiğit , şuandaki adresinde ikamet ettiği adresine taşındım , zaten ev boştu, ondan sonra evi boşalttık”dedi.
Mahkeme Başkanı “ Ne kadar kaldınız ağabeyinizin yanında “
Sanık Ali Yiğit “20 gün 25 gün “dedi.
Mahkeme başkanı “Bahsettiği tarihe kadar orda mıydın “
Sanık Ali Yiğit; “Evet efendim,yakalandığım tarihe kadar oradaydım “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “ Sayın başkanım, bu saçmalığın kayda geçmesini istiyorum 2007 Nisan ından 2007 Haziran ’nına kadar 3 ay vardır sanık bir çok ifadesinde 15 gün önce taşındığını beyan etmektedir , bu durumda 2007 Nisan ayından 2007 Haziran ayına kadar nerde kalmıştır bu soru hala açıktadır “ dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Efendim, 2007 yılında manavın açık olduğu resmi dairelerde ve Vergi dairesinde bellidir efendim ,o tarihte orada olduğum bellidir efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “ tamam neden taşınmış sayın başkanım, 2007 Nisan ’nında taşındım diyor “dedi.
Sanık Ali Yiğit “1 ay ya 15-20 gün oynamıştır başka bir şey yok” dedi.
Mahkeme Başkanı “ o kadar diyor “
Sanık Oktay Yıldırım; “Peki bunun tespit edilmesini istiyorum , Ali Yiğit Kuvay-i Milliye ’yi bana sormak nereden aklına gelmiş efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Elinde Kuvay-i Milliye 3-4 tane kağıt vardı efendim, Kuvay-i Milliye yazıyordu üzerinde hatta Atatürk’ün resmi vardı, Kuvay-i Milliye Kağıtları vardı , hatta bir tane bana verdi bunu duvarın manavın köşesine yapıştırır mısın diye söylemişti efendim, hatta sol üst köşede duruyordu zaten efendim Kuvay-i Milliye reklam kartı “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “ Sayın başkanım ,daha başka savcılık ifadesinde , Kuvay-i Milliye yi sormanın, dayısına benim kim olduğumu sorduktan sonra onunda internet sitesi adresi vererek oraya bak , oradan kim olduğunu anlarsın dedikten sonra o siteye baktıktan sonra aklına geldiğini söylemektedir , bu çelişkinin de kayıtlara geçmesini istiyorum, hangisi doğru acaba, o Atatürk posterini veya broşür artık her neyse kast ettiği onu aldıktan sonramı aklına gelmiş yoksa internet sitesine baktıktan sonra mı ve bu iki olay arasında ki zaman farkı nedir “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Efendim önce takvimler geldi Kuvay-i Milliye ’nin yazılı olduğu takvimler geldi ondan sonra ben Kuvay-i Milliye merak sardım ve ondan sonra sordum zaten”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “ Bu çelişkinin kayda geçmesini istiyorum “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Aramada bulunmuş mu Ali Yiğit”dedi.
Sanık Ali Yiğit;“Evet efendim”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Aramada dayısı da orada mıymış “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Dayım yoktu efendim”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Bu durumun polis tutanağı ile taban tabana çeliştiğinin kayıtlara geçmesini istiyorum, ilk çıktığında sizin sorduğunuz soruda o sorunun cevabı muallak kaldı sayın başkanım “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “ilk çıktığında orada çatıda bir şey görmüş müydü diye sordu sayın üyemiz, bir cevap verdi tam olarak nerede gördüğünü tekrar söyleye bilir mi sayın başkanım” dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Tekrar soruyu sorar mı “dedi.
Mahkeme Başkanı “Çatıya çıktığınızda ilk çıktığınızda kutuyu nerede gördünüz ,neredeydi “
Sanık Ali Yiğit; “ilk çıktığımda tam olarak içeri girdiğimde sağ tarafta kalıyordu efendim kutu sağ tarafta alt üst köşede yani bir insanın zorla girebileceği bir yerdeydi efendim,çok alçak olduğu için çatı “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Bahse konu elektrik direği çatının neresinden geçmektedir sayın başkanım “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “İki tane elektrik direği vardı efendim bir tane dışarıda vardı bir tane de evin üstünde “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Evin üstündekini kast ediyorum sayın başkanım, Çatının tam ortasından mı geçmektedir “
Sanık Ali Yiğit; “Çatının tam yan tarafından tam ortası değil tahminim, o kadar incelemedim yani elektrikle aram olmadığı için “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Dolayısıyla ilk çıktığında elektrik direğinin yanında her hangi bir kutu yoktu,doğru mu sayın başkanım bunumu anlamamız gerek “dedi.
Sanık Ali Yiğit ;“Elektrik direği kutunun yanında yoktu efendim veya elektrik direğinin tam nerede olduğunu bilebilsem şuanda hatırlasam söylerim efendim nerede olduğunu tam olarak şu anda tam nerede olduğunu hatırlamıyorum yani 15 aydan beri evi de görmedim eve de gitmediğim için normaldir efendim zaten “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Bu benzin istasyonu ve elemanlara karışma konusu hususunda Osman Demirtaş isimli Mehmet Demirtaş’ın ağabeyinin dinlenmesini talep ediyorum ayrıca Muzaffer Tekin ‘in manava geldiğini zannettiğini söylemektedir, sonrada bu olmadığını söylemektedir, Muzaffer Tekin ‘in bu olmadığını fark ettiyse sonradan bu ifadeyi kim yazdırmıştır, kim dikte ettirmiştir, bu ismi nereden duymuştur”dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Bu ismi Danıştay saldırısı olduğu sırada Muzaffer Tekin ‘i Mahmut Öztürk’ü televizyonda görmüştüm, ve kesinlikle bir baskı altında kimse yazdırmamıştır efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “ Danıştay nedir, sorum budur ”dedi.
Sanık Ali Yiğit ;“Ben o kadar fazla edebiyat yapamadığım için” dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Peki Danıştay’ da ne oldu “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Ben fazla edebiyat yapamadığım için bilemeyeceğim çünkü “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım;“Danıştay olayı derken neyi kast etmektedir “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Danıştay olayı derken, Danıştay ‘a saldırı yapılmıştır efendim sadece o televizyonda duyduğum neyse odur efendim, o kadar vaktimiz yok yani özel yaşantımızda o kadar vaktimiz yok çalışmak zorundayız , yeterince mağdur olmuşum şu anda “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Babasının bu ihbarı yaptığını biliyor muydu sanık “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “İlk başta bilmiyordum sonradan öğrendim efendim yapacağını da bilmiyordum efendim yapar yapmaz “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım;“Sayın başkanım, bütün ifadelerinde bu konuda pazarlık yaptığı yazılı “dedi.
Sanık Ali Yiğit ;“Evet doğrudur ama tam olarak ne zaman yapacağını ne zaman yaptığını bilmiyordum efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım ;“Sayın başkanım polis tutanağında anahtarların evin önünde durduğu ve kendisinde olduğu yazılı , anahtarlar kendisinde miydi kardeşinde miydi “dedi.
Sanık Ali Yiğit ;“Üstümde değildi , hatta demin söylediğim gibi gidip sanayiden tekrar iki polisle beraber gidip sanayiden aldık anahtarları efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Polislerle nasıl gittiler sanayiye “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “iki tane polis arabasına binerek biri arabaya oturdu ikisinin ortasına oturdum arka tarafta oturdum efendim gidip güven sanayisine ağabeyimin gidip anahtarları alıp tekrar geri geldik efendim ben gittiğimde zaten kapıyı zorluyordular tekrar söylemiştim efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Arama saat kaçta yapıldı “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Öğleden sonra olduğunu biliyorum yani dört civarında ama tam net olarak saat veremeyeceğim çünkü “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Dört, 16,00 ,yazdığı ,kendisine zorla yazdırıldığını iddia ettiği mektubun altında imzası ifadelerinde anlattığı gibi parmak izi var mı sayın başkanım ve bu kimin el yazısı ile yazıldı”dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Efendim zorla hatta parmak izi yaptırmak için normal bir tane dolma kalemle Oktay elimi karaladı , mavi bir kalemdi hatta, parmağımı karaladı sonra bir kağıdın üzerine parmak bastırdı efendim, ama hangi kağıdı içeriye verdiğimi hatırlamıyorum o yazıda benim değildi efendim ilk üç satırı belki benim olabilir ama oradan aşağıya doğru benim yazım değildi efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Avukatla görüştüğünü, avukata tamam seni kabul edeceğim dediğini sonrada bize gelip , biz ona baskı yapmayalım diye avukatı kabul edeceğim merak etmeyin dediğini söylemektedir sanık, sanık bahsettiği avukatla nerede görüşmüştür, hangi cezaevinde” dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Bayrampaşa da görüştüm efendim veyahut efendim avukatım bilir onu ben tam hatırlayamayacağım avukatıma sorabilir misiniz “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Başkası da olabilir “dedi.
Mahkeme Başkanı “nerdeydin cezaevinde “
Sanık Ali Yiğit “Önce Bayrampaşa da kaldım sonra Tekirdağ da kaldım “
Mahkeme Başkanı “Bayrampaşa , Tekirdağ, birisi İstanbul da birisi Tekirdağ da ayrı yerlerde yani bir avukatın nerede görüştüğünü adını bilmez mi “
Sanık Ali Yiğit “Bayrampaşa da efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Sayın başkanım Bayrampaşa ‘daki “dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Tekirdağ da efendim, tam emin değilim efendim“dedi.
Mahkeme Başkanı ‘Peki avukatla konuştuğunda öbür avukatın yanında mıydı”
Sanık Ali Yiğit ;“Onunla konuştuğumda yanımda değildi efendim böyle böyle dedim ki bana bir avukat yolladılar haberiniz bilginiz olsun ,bana bir avukat yolladılar“dedi.
Mahkeme Başkanı “ daha sonra bunu söyledin “
Sanık Ali Yiğit “Ondan bir gün sonra efendim, avukatım tam gün olduğunu Bayrampaşa’da mı veya Tekirdağ mı olduğunu iyi bilir ben hatırlamıyorum çünkü “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Sayın başkanın bu çok önemlidir ,çünkü avukatla görüştükten sonra bize gelip merak etmeyin ben o avukatı kabul edeceğim dediğini söylemektedir sayın başkanım bu çok önemlidir bu doğrumudur “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Doğrudur ”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım; “Peki efendim,Bayrampaşa cezaevinde .böyle bir görüşme yapılıp yapılmadığının Bayrampaşa cezaevi kayıtlarından incelenmesini istiyorum , talep ediyorum, ayrıca Tekirdağ da sanıkla ayrı ayrı cezaevlerinde onun 1 nolu F tipi bizim 2 nolu F tipinde kaldığını da dikkatlerinize arz ediyorum ,sayın başkanım bir diğer sorum, Ali Yiğit ‘in tehdit edildiğini iddia ettiği telefon kayıtları ne zaman yapılmıştır,telefon görüşmeleri ne zaman yapılmıştır, Ali Yiğit ‘in telefonları güvenlik kuvvetleri, güvenlik güçleri tarafından dinlenmekte midir , Ali Yiğit koruma altında mıdır “ dedi.
Sanık Ali Yiğit; “Kesinlikle hiçbir koruma altında değilim , telefonlarımın dinlenip dinlenmediğini de bilmiyorum efendim hatta bundan onbeş gün önce mi iki hafta önce benim Trabzon ‘daki evimi arayıp 15 yıl sonra 10 yıl sonra Ali ile görüşülecektir , kim dediyse bulunmasını da istiyorum efendim,”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım ;“Polisle göz altı sırasında restoranda yemek yemiş mi sayın başkanım göz altındayken çıkıp restoranda yemek yemiş mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Tatbikat için Ümraniye aynı eve gittiğimiz, evet tatbikat için gittiğimiz Çakmak mahallesindeki bombaların bulunduğu evde orada karnımın aç olduğunu söyledim ve orada yemek yedim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Tatbikat için gittiğini söylediği yerde kendisi dışarıda mı oturmuş , içeriye mi girmiş , orada elleri kelepçelimiymiş ,durumu nasılmış bunları anlatabilir mi sayın başkanım “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Ellerim kelepçeli değildi efendim , iki kişi yanımda vardı, üç kişide evi aradı tahminim beş kişiydik, üç kişi de evi aradı,biz dışarıda oturuyorduk efendim,çokta rahattım yani efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Aksaray Fındıkzade de her hangi bir restoranda yemek yemiş mi eve gittiği günün haricinde bir gün “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Yemedim efendim”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Peki sayın başkanım bu bize beyanıdır , Cezaevi müdürü kendisine özel muamele yapmış mıdır, özel erzak göndermiş midir “ dedi.
Sanık Ali Yiğit “Hayır efendim göndermemiştir , ben bunları söyledim, beni cezaevi müdürü ek ifade için 6 Eylül de savcılığa gideceğim için Beşiktaş adliyesine, bunlar bana sordular niye çağrıldın , dedim ki beni özellikle çağırdılar bir isteğin bir arzun var mıdır diye bunları içerde tehdit yapılmamam için bunları ben söyledim “ dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Tamam sayın başkanım ,manav kayıtlara geçtiği için yorum yapmıyorum sayın üyenin söylediği gibi manav açılınca , Mehmet dayısı o manavın arkasındaki evde mi oturuyordu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Evet efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Öyleyse ise manavdaki bütün kasaları ,ve işte orada koyacakları şeyleri nereye koyuyorlardı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Arka tarafta ki bahçeye koyuyorduk efendim arkada bahçe var kulübe var bir tane ufak bir tane kulübe var bahçede onun içine koyuyorduk , yetmiyordu bazen bahçe yan tarafa koyuyorduk efemdim “ dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Sandığın içini açtığında , sandığın içinde neler vardı sayın başkanım , ne gördüğünü anlatabilir mi bize”dedi.
Sanık Ali Yiğit “Efendim el bombası gördüm , bir de siyah kutu gördüm efendim ağzı bantla kapalı siyah bir kutu gördüm,birde el bombaları gördüm efendim bir tane değil efendim fazlaydı “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Eline alıp salladığı kutunun üzerine sarılı olduğunu söylediği bant ne renkti sayın başkanım ”dedi.
Sanık Ali Yiğit “Kahverengi efendim koli bandı” dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Peki sayın başkanım hem ihbar etmek için korktuğunu söylemektedir hemde polisleri gördüğünde durduğunu söylemektedir , hem korkup ihbar etmeyip , hem de neden durduğunu hiç kokmadığını söyleyebilir mi bize “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Sonuçta o evde ben oturacağım için ilk başta ben alınacağımı bildiğim için hiç çekinmeden gittim efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “O evden ayrılalı 20 gün olmuştu ,manav kime ait sayın başkanım “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Manav resmiyette tamamen bana aittir efendim ama kesinlikle ben sadece maaşımı alırım kesinlikle hiç bir şeyine karışmam efendim hatta manavın yanında bir tane büfe vardır efendim resmiyette her şey benim üstüme yapılmıştır efendim “dedi.
Mahkeme Başkanı “ancak sermaye “
Sanık Ali Yiğit “Evet,sermaye tamamen dayım tarafından konulmuştur”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Bombaları babası sanığa sorduğunda çatıda , yukarıda bomba sandığının yanındayken babasına ne demiş”dedi.
Sanık Ali Yiğit “Tekrar söyler misiniz”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Babası bombaların kime ait olduğunu sanığa, sandığın yanında mı sormuş , aşağıda mı sormuş ve ne demiş cevap olarak ne vermiş “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Yanında altında sormadı önce ben bunların kimin olduğunu öğrendim , ondan sonra babama ben bilgi verdim kimin olduğunu dayım olan Mehmet Demirtaş dan öğrendim efendim” dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Sayın başkanım soruya cevap verilmedi , bombalar bulunduğu anda babası bulup, bunu çağırdığı anda yukarıya bunlar nedir diye sorduğu anda ne cevap vermiş onu soruyorum “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Beni yukarıya çağırmadı efendim bir kere altına indi , dedi ki yukarıda malzeme var ,haberin ve bilgin var mı , dedim haberim ve bilgim yok beraber yukarı çatıya çıktık efendim , çatıya çıktığımızda sandığı açtığımızda , dedikleri aynen doğrudur efendim bende bundan birkaç gün sonra dayıma söyleyerek dayımda bana bunların Oktay Yıldırım’ a ait olduğunu söylemiştir efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Yani doğal olarak babasına bilmiyorum dedi “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Beni ne zamandır tanıyor sayın başkanım “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Gaz istasyonunun açıldığı 3-4 yıldan beri tanıyorum efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Polis ve savcılık ifadesinde farklı efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Bu olaydan 3-4 yıl önce tanıyorum efendim ,askere gitmeden önce “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Son bir soru soruyorum sayın başkanım , Ali Yiğit sandığın içinde olduğunu iddia ettiği C4’leri nereye koymuştur, C4’ler neden tutanakta yoktur”dedi.
Sanık Ali Yiğit “Efendim ben C4 diye iddia etmedim , ben siyah kutunun içinde olabilir dedim,dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi; “Sayın başkanım cep telefonundan kendisi hangi telefondan , ne zaman aramışım tarihi nedir, cep telefonundan dedi hangi tarihte , hangi cep telefonundan “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Tarihi tam hatırlayamayacağım ama Kemal bey tutuklanmadan yaklaşık 3-4 ay önce tutuklanmadan efendim, alınmadan 3-4 ay önce yani dışarıdaydı “dedi.
Mahkeme Başkanı “Neredeydiniz yani telefonla görüştüğünüzde Of ‘ta mıydınız “
Sanık Ali Yiğit “Ben o zaman Of’taydım, hatta bir tanesi 506’lı numara yani 3-4 tane numara aradı beni, devamlı sürece “dedi.
Mahkeme Başkanı “3-4 tane telefon kullanıyorsun “
Sanık Ali Yiğit “Ben değil efendim, onlar 3-4 tane farklı numaradan beni arıyordular efendim “dedi.
Mahkeme Başkanı “senin numaran kaç”
Sanık Ali Yiğit “538’li tek numaram var efendim “dedi.
Mahkeme Başkanı “onu söyleyin “
Sanık Ali Yiğit ”Eski kullandığın hat 0538 850 35 03 olması lazım efendim eski kullandığım hat”dedi.
Mahkeme Başkanı “Onlan mı arandınız “
Sanık Ali Yiğit “ evet efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Tarihi tam olarak belirleyemiyor “dedi.
Mahkeme başkanı “ yakalanmadan, tutuklanmadan 3-4 ay önce “
Sanık Kemal Kerinçsiz “Peki ben aradığımda, aradığımı söylüyor , benim numaram çıkmış mı efendim o numarada “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Hiçbir bilgim yok efendim, belki özel numaradır belki şeydir ama bilgim yok “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Onlar aradığını diyor , onlardan kastı nedir efendim onlar diyor “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Onlar derken efendim Mahmut Öztürk’ün abisi veya iş ortağı olabilir ,onlardan biriydi efendim yani , Mahmut Öztürk’ün avukatı efendim oda geldiğimde balıkçıda konuştuğumuzda oda vardı efendim, Mahmut Öztürk’ün abisi veya kardeşi “dedi.
Mahkeme başkanı “ o’damı telefonla aradı “
Sanık Ali Yiğit,” Telefonla ararken Mahmut Öztürk’ün şeyi aradı efendim abisi veya kardeşi olduğunu söyledi “dedi.
Mahkeme başkanı “ Yani Kemal Kerinçsiz den ayrı bide o mu aradı”
Sanık Ali Yiğit “Evet efendim devamlı gelmem için söylediler ,biraz konuşalım, ifadende bazı şeyler var sadece benim ifademden dolayı yatıldığını “dedi.
Mahkeme başkanı “ Aynı o telefondan mı arandın “
Sanık Ali Yiğit “ evet efendim “
Sanık Kemal Kerinçsiz “ Benim yerime onlar aramış olabilir mi bir tereddüdü var mı o konuda”dedi.
Sanık Ali Yiğit” Olabilir efendim ,ama sizinle konuştuğumu hatırlıyorum efemdim “dedi. Mahkeme üyesi (S. Sami Haşıloğlu)”Sesini hatırlıyor musunuz” Sanık Ali Yiğit “evet,evet”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz ”neye bakarak evet evet “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Sesinizden hatırlıyorum efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Peki telefonda ne konuşmuş Kemal Kerinçsiz ona “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Muzaffer Tekin ‘in veya Mahmut Öztürk’ün sadece benim ifademden dolayı içeride yattıklarını ve ifademde yanlış olan yerleri düzeltmemi istemiştiler “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Bir tehdit falan etmiş mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır efendim“dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Peki efendim, kimin vekili olduğunu söylemiş kimin avukatı olduğunu söylemiş”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Hatırlayamayacağım “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Peki efendim, kendisinin konuştuğu Mahmut Öztürk’ün kardeşi veya ortağı Murat Özkan ile görüştüğü net olarak söyleyebilir mi” dedi.
Sanık Ali Yiğit ”evet efendim söyleyebilirim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Kaç defa görüşmüşler onlarla”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Telefonla mı” dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” evet”dedi.
Sanık Ali Yiğit “Telefonla 3-4-5 hatta bir ay boyunca yani iki günde bir üç günde bir devamlı konuştuk yani , devamlı çağrıldım ,”dedi.
Mahkeme başkanı “ Of ‘dan buraya gel diye mi çağrıldın”
Sanık Ali Yiğit ”Evet efendim, sadece beni değil ailemi de babamı da ,ağabeyimi de devamlı arıyordular efendim sadece benim telefonum değil “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Lokantanın dışında orada lokanta ile 12 ile 15 kişi civarında vardı beni herhangi bir yerde görmüş mü öncesinde veya sonrasında” dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Hayır “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Kesinlikle , Başkaca bir telefon açmış mıyım efendim kendisi ile öncesinde veya sonrasında “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Hayır”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Randevuyu kiminle tesis etmiş o lokanta da efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”efendim”dedi.
Mahkeme başkanı ”kim o, lokantada şöyle buluşalım diyen kim o toplantıyı kim düzenledi”
Sanık Ali Yiğit ”Mahmut Öztürk ‘ün kardeşi veya abisidir efendim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Onunla mı görüşmüşler orada toplanalım diye “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”O lokantayı, dedi ki başka bir yer söylemiştiler , ben dedim ki bana yakın bir yer olsun bende o lokantanın adını verdim , o lokantanın oraya geldiler yani efendim “ dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Ya diyen kim bunu”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Ben söyledim efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” yok karşı taraftaki”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Murat Özkan veya”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Yani benimle herhangi bir randevu tesis etmemiş”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır efendim”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Ama sizde vardınız yani orada“dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ Trabzon dan gelirken yol masraflarını kim vermiş”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Kimse vermedi , bana hatta dedi ki gel her türlü ihtiyaçların karşılanacak burada kendi kayın pederimin arabası ile geldim kesinlikle hiçbir masraf hiçbir şey verilmemiştir bana efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Peki efendim, o gelme konusunda her hangi bir tehdit olmuş mu mutlaka geleceksin , şunu bunu yapacağız , öldürürüz ,vs asarız ,keseriz yani kendi iradesi ile mi vicdanen kendi iradesiyle mi gelmiş “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Öldürürüz, şey yaparız diye kesinlikle bir tehdit olmadı efendim ama gelmem konusunda devamlı sürekli arandım ve baskı yapıldı , yani kesinlikle bir tehdit yoktu yani efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Peki efendim, cezaevinde baskı görüp , müdüre , avukatına , akrabalarına ve hatta savcı Zekeriya Öz’e bildiriyor , benim aradığımı neden ihtiyaç hissetmemiş avukatına bildirmiş mi her şeyden önce Avukat Kemal Kerinçsiz efendim beni aradı , savcıya ,avukatına, akrabalarına çünkü ufacık baskıyı hemen iletiyor “ dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Sizinle konuştuğumu sizin beni aradığınızı avukatım biliyordu zaten “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Avukatına söylemiş mi “dedi.
Mahkeme başkanı “söyledin mi “
Sanık Ali Yiğit ” Evet ,ben devamlı İstanbul ‘a çağrılıyorum diye söyledim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Avukat Kemal Kerinçsiz beni aradı “dedi.
Mahkeme Başkanı “ İsim olarak söylediniz mi “
Sanık Ali Yiğit ”İsim olarak söylemedim hayır efendim çünkü Kemal bey ‘in ismi hiç geçmedi yani efendim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Trabzon dan geldi ,Trabzon dan gelişi konusunda birileri herhangi bir şekilde baskı yapmış mı, yani telefonla değil telefon haricinde veya başka şekilde yani vicdanen rahatsız olduğundan mı gelmiş ,Muzaffer Tekin , Mahmut Öztürk boşuna yatıyor deniliyor “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Benim orada düzeltmem gereken bir şeyler vardı efendim onları düzeltim yani devamlı baskı olduğundan dolayı geldim efendim yani kesinlikle bir tehdit falan hiçbir şey olmadı,bana birde içerde yani Muzaffer Tekin olsun ,Mahmut Öztürk olsun kesinlikle hiçbir baskı yapmadıklarını ve bana da söyledikleri sadece benim ifadem yüzünden içeride yattıklarını ondan çoğunlukla ondan geldim efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “yani vicdanen rahatsız olduğun için mi efendim “
Sanık Ali Yiğit ”evet diyelim “
Sanık Kemal Kerinçsiz “Peki efendim cezaevinden çıktıktan sonra Trabzon ‘a gitmeden Mahmut Öztürk’ün kardeşini yada ortağı İsa Öztürk ,Murat Özkan ‘ı Muzaffer Tekin ‘in eşi Müge Tekin’i arayıp Muzaffer Tekin ve Mahmut Öztürk’ün kendisinin beyanları yüzünden tutuklu kaldığına ve buna üzüldüğüne aslında kendisinin emniyette yazılı gibi ifade vermediğine , yeniden ve gerçeğe uygun şekilde ifade verebileceğine ancak cezaevinde yatması nedeni ile yorgun ve psikolojisinin zayıfladığını ,Trabzon ‘a gidip bayramdan sonra gelip yeniden ifade verebileceğine ilişkin beyanları odlumu “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Böyle bir beyan olmadı”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz ”Telefonda Müge Tekin’e ve Rıza Tekin’e, İsa Öztürk ‘e veya Murat Özkan ‘a “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Ben gidiyorum bayramdan sonra geleceğim ifade değiştireceğim diye bir şey olmadı yanlız bana söylediklerinde Muzaffer Tekin , Mahmut Öztürk , ve senin ifadenden dolayı yatıyor ve bunun için ben sadece bunun için gelmiştim İstanbul’a efendim,zaten, benim ifademden dolayı yattıklarından dolayı ve cezaevinden çıktıktan sonra Mahmut Öztürk ‘ün kardeşi veya abisi bilmiyorum ortağı veya Müge hanım onu da arayıp konuşmuşumdur efendim doğrudur, Muzaffer Tekin iyidir merak etmeyin ,ben çıktım haberiniz,bilginiz olsun diye söylemişimdir efendim ama kesinlikle ben bayramdan sonra geleceğim , ifademi değiştireceğim , yorgunum böyle bir şey kabul etmiyorum ”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Rıza Tekin’ ide aramış mıdır efendim”dedi.
Sanık Ali Yiğit”Efendim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz”Rıza Tekin’i”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Görmek istiyorum tam çıkaramayacağım isim olarak “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Murat Özkan’ı aramış mıdır bu şekliyle” dedi.
Sanık Ali Yiğit “ Murat Özkan”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz”Ortağı”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Aramışımdır efendim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Efendim Trabzon’a gidip orada bir müddet kaldıktan sonra yeniden ifade vermek için İstanbul’a nasıl geldi, kiminle konuştu, kendisine bu konuda baskı yapıldı mı , bilet ve yol masraflarını bunları açıkladı , randevulaştığını açıkladı , balıkçı lokantasında kimler vardı , avukat Kemal Kerinçsiz, Muzaffer Tekin vekili olarak kendisine bir baskı yapılıp , yapılmadığını , ifade konusunda kendisini zorlayan biri olup olmadığını, isterse ifade verebileceğini , ve bu konuda kendisinin kimsenin zorlayamayacağını ,amacının sadece gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin gerçekleşmesi olduğunu , asla en ufak bir ilave olmaksızın doğruyu söylemesi gerektiği konusunda uyarılar yaptı mı ” dedi.
Sanık Ali Yiğit ”evet efendim “dedi.
Mahkeme Başkanı” nasıl “
Sanık Ali Yiğit” Yani kesinlikle hiçbir zorlama olmamıştır yani ben Kemal Kerinçsiz , Muzaffer Tekin müdafii avukatı olduğu zamanda da buluştuğumuz zaman Muzaffer Tekin vardı , Mahmut Öztürk’ün avukatı vardı, Mahmut Öztürk ‘ün ortağı veya kardeşi vardı, ikisi vardı kesinlikle yani bana zorla yani doğru biliyorsan doğruyu söyle ve ifadeni öyle yaz dediler”dedi.
Mahkeme Başkanı “ lokantayı anlatıyorsun”
Sanık Ali Yiğit ”Evet lokantayı anlatıyorum lokantada buluştuğumuzu zaten lokantanın yerini de ben söylemiştim , onlar başka bir yer demişti , ben dedim bana yakın olduğundan dolayı lokantanın yerine ben söylemiştim orda buluştuk konuştuk , orda kesinlikle baskı şey yapılmadı yani “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” O toplantıda avukat Kemal’den başka avukat Kemal ‘in baskı yapmadığını söyledi yada toplantıda bulunan Avukat Engin Kadıgil , avukat Seçkin , Murat Özkan, İsa Öztürk daha birçok kişiler vardı bunlardan herhangi birinden baskı gördü mü orada “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Hayır orada baskı görmedim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “İfadesinin değiştirilmesi konusunda bir tazyikleri odlumu “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Bazı yerleri değiştirmemi istediler evet “dedi.
Mahkeme başkanı “ ne konusunda “
Sanık Ali Yiğit ”Benim şuanda değiştirdiğim yerleri yani Muzaffer Tekin benim”dedi.
Mahkeme başkanı “Yani senin şimdi değiştirdiğin konular gerçek miydi yoksa onların telkini ile mi değiştirdin”
Sanık Ali Yiğit ”hayır efendim o Muzaffer Tekin ‘in siyah Mercedes ile gelmesi işte orası”dedi.
Mahkeme başkanı “onlar telkinle olmadı o zaman “
Sanık Ali Yiğit “Evet,kafamda temkinli soru işaretleri vardı”dedi.
Mahkeme Başkanı” netleştirdin”
Sanık Ali Yiğit”Netleştirtim , evet efendim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Avukat Kemal o toplantıda balıkçı lokantasında kendisinin emniyetteki ifadesini cümle cümle okuyup, doğru olup olmadığı , doğru değil ise neyin doğru olduğunu sorup söylediklerini not ettikten sonra yine 10-12 kişinin huzurunda sizin söylediklerinizi yani kendisinin söylediklerini okuyup doğrunun bu şekilde olduğunu sordu mu “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Sordu yalnız emniyetteki ifademi okuduğunda ben orada bu ifade benim değildir ve benim ifadem değildir ve zorla yazdırıldı diye bir şey söyledim Kemal beye oda yani baskı altında kalmayayım şey yapmayayım diye ondan dolayı söylemişimdir yani “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ Yani O da kendisine şöyle dedi mi efendim,evet olaylar sizlerin bana aldığınız notları okuduğunuz gibi gerçekleşmiştir dedi mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır efendim hatırlamıyorum “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ avukat Kemal ben, sizin ifadeniz için C. Savcısı Zekeriya Öz ‘den randevu aldığımı ertesi gün ifadeye gidebileceğini , yeniden ifade için kimsenin baskı yapamayacağını ifade etti mi” dedi.
Sanık Ali Yiğit ”ifade etti” dedi.
Mahkeme başkanı “ ne dedi, ne söyledi “
Sanık Ali Yiğit “ Ben ifadeyi savcı ile konuştum ifadendeki yanlış yerleri düzeltelim emin olmadığın yerleri düzeltelim ve Savcılığa gün aldım gidip bir gün görüşelim bende dedim ki avukatımın nezaretinde gideceksek gidelim, ama Kemal bey kesinlikle avukatımı istemiyordu , yalnız gideceğiz dedi bende avukatımsız kesinlikle bir yere gitmek istemedim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Efendim hemen ilave ediyorum ayrıca ifadede kendi avukatının yanı sıra savcının kendisine baskı yapmamasını ve yönlendirmemesini sadece gözlemlemek için kendilerinin dışında sadece ve sadece baskı yönlendirmenin yapılmasını önlemek için bağımsız ve yabancı bir avukatın bulunmasının daha sağlıklı olacağı konusunda bir öneri yaptım mı “ dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Yaptı , bende kabul etmedim neden çünkü bana ayarladıkları birinci avukatta cezaevinde bana yeterince baskı şey gördüm zaten ikinci avukata nasıl güvenebilirdim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ Kendi avukatının yanı başında olacak o şekliyle “dedi.
Mahkeme başkanı “Kabul etmedim diyor “
Sanık Kemal Kerinçsiz “ ama kendi avukatını da söyledim ben kendi avukatının yanı başında ikinci bir objektif hak var”dedi.
Sanık Ali Yiğit ” efendim benim avukatım başka söyler , bu sefer doğruları benim avukatım anlattığı zaman o da itiraz edince ortada bir anlaşmazlık çıkacaktı sonuç da olan yine bana olacaktı “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ertesi gün yani o toplantı dan sonra sizin Trabzon dan sırf yeni ifade vermek için geldiğiniz halde ifade vermenizi engelleyen kim oldu “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Kimse olmadı siz bu halde benim tek başıma veya sizin verdiğiniz avukatla ifade vermek gibi bir istekte bulunduğunuz için bende onu kabul etmeyip tekrar geri döndüm “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “bu arada balıkçı lokantasındaki görüşmeden sonra polislerle telefonla yada yüz yüze yada savcı ile bir görüşmesi olmuş mu “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Hayır efendim kesinlikle olmamıştır “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ifade veremeden gitmesi konusunda polisin yada savcının bir baskısı telkini , konuşması , tavsiyesi oldu mu”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır efendim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ Avukat Kemal Kerinçsiz ile bu toplantı sonrasında telefonla yada yüz yüze her hangi bir görüşmesi oldu mu “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Kemal Kerinçsiz ona her hangi bir belge not verdi mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ avukat Kemal Kerinçsiz ‘in kendisine bu şekilde ifade vereceksin diye bir baskısı oldu mu “dedi.
Sanık Ali Yiğit ” hayır “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ yazılı bir belge kendisine vermediğimi söylüyor peki orada her hangi bilgisayarda bir şey yazdın mı ,lokantada bilgisayar var mıydı masamızda “ dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır hayır “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz”Yoktu”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ peki kendisinin söylediklerini aynen not ettin mi “ dedi.
Sanık Ali Yiğit ”evet “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “peki o notları kendisine okudu mu”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”evet “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ o notları doğruladı mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”o notları doğruladı mı yalnız neden doğruladım baskıdan belki ileride yapılacak baskından kurtulmak için onlara evet dedim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ Kendisinin yanında 3 - 4 tane akrabası olduğunu söyledi doğrumu efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”doğrudur”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “dayıları , amcaları vs.leri, peki arka masada da üç tane polisin olduğunu biliyor muydu”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Trabzon ‘a döndükten sonra Murat Özkan kendisini aradı mı “dedi
Sanık Ali Yiğit ”hatırlamıyorum , aramış evet bir kere aramıştır ifadeni neden değiştirmedin diye “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “yani görüştü mü “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”bir kere görüşmüştür evet efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “hayır kendisi görüştü mü Murat Özkan ile telefonda “ dedi.
Sanık Ali Yiğit ”telefonda görüştüm evet “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Murat Özkan ne demiş ona” dedi.
Sanık Ali Yiğit ”neden geri gittin ifadeni değiştirmeden neden geri gittin”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Bir tehdit ‘i olmuş mu”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır hayır”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” balık lokantasında şu beyanlarda bulundu mu efendim şunları tek tek okuyorum müsaadenizle efendim zamanınızı alıyorum ama bu önemli kırılma noktasıdır ,çünkü oynanan oyun Ali Yiğit ‘in üzerinde oynanıyor bu çocuğun bu zavallı çocuğun üzerinde oynanıyor , emniyetteki ifadesinde balık lokantasında şunları söyledi mi emniyetteki ifadesinde Muzaffer Tekin’i görsel ve yazılı basında gördüğünü söylemiş mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”evet efendim doğrudur söylemişim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” söylemiş mi efendim yoksa bu soruya kesinlikle hiçbir gazete ve televizyon takip etmediğini bu cümleyi emniyetin kendisine yazdığını mı söylemiş , yani gazete ve televizyon takip etmiyorum bana Muzaffer Tekin ismini doğrudan emniyette telaffuz ettiler demiş mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır efendim ben zaten söylemiştim deminde yazılı ve görsel basından adını duymuştum Muzaffer Tekin’in “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Siyah Mercedes ‘in kendisinin kattığını 8-9 Haziranda manavda otururken yola bakarken kompresörlü siyan C 200 model bir araba dükkanın önüne yaklaştı , çok yavaşladı ama durmadı camları renkli değildi, ama hafiften siyahtı ,önde bir kişi arkada bir kişi vardı bu kişileri hiç tanımıyorum , arkadaki alçak boylu , kalıplı ,anlı açık iyice bakamadım , genç veya yaşlı olduğunu söyleyemem , Mercedes Mahmut Öztürk’ün değildir, Mahmut’un Mercedes ‘ini tanıyorum ön taraftaki 17-20 yaşlarında genç biriydi ben bu tarifi yapınca polis resimler getirdi , içinde Muzaffer ve Mahmut ‘un resimleri vardı, Muzaffer’i daha önce tanımıyordum polis arkadaki kişi Muzaffer Tekin’in fotoğraflarını göstererek bu mudur dedi, ben tanımıyorum dedim , Mahmut ‘un resmini gösterdiler ben bunu tanıyorum ancak öndeki Mahmut değildi dedim, ben bu iki kişi hakkında emniyete hiç isim vermedim , onlar kendi kafasından yazmışlar ,çünkü Tekin ‘i tanımıyordum, Oktay’da manavda yoktu , arkadaki manava dikkatlice baktı ama manava her araba duraksayarak bakar dedi mi “dedi.
Mahkeme başkanı “ Bu anlatım her halde zapta geçen şey mi o “
Sanık Kemal Kerinçsiz “ evet ben şu beyanları sunuyorum efendim size el yazıyla o gün tutulan notları sunuyorum kendisinin bu beyanlarıdır , çünkü az önce söyledi ki bunları evet bana okudu ben doğruladım dedi, o notları el yazılı notlar “dedi.
Sanık Ali Yiğit “ evet efendim çünkü manava her gün bir yada iki kişi yavaşlayıp geçiyor yani oradan “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” yani şu söylediklerimi kendisi mi anlattı efendim “dedi.
Mahkeme başkanı “ bak dinledin onları “
Sanık Ali Yiğit ” Efendim onları bizzat evet bilerek kendim anlattım evet efendim çünkü sonradan baskı altına kalmamak için kendim anlattım evet efendim doğrudur “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” kendi iradesi ile mi anlattı efendim hiçbir yerden baskı görmeden “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Hiçbir yerden baskı görmeden evet kendi irademle anlattım ama kabul etmiyorum “dedi.
Mahkeme başkanı “niye “
Sanık Ali Yiğit” sonradan bana öyle onları öyle yazmasaydım sonradan bana baskı yapılacağını biliyordum efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” efendim devam edeyim mi müsaade eder misiniz emniyet ifadesinde yazılı olduğu gibi 15-20 dakika sonra Mahmut ‘un Oktay ile birlikte opel ile geldiği doğrumudur sorusuna aşağıdaki cevabı vermiş midir, şu cevabı kendisinin aktardığı cevabı okuyorum efendim , tamamen düzmecedir , ben bunu kesinlikle söylemedim olaydan bir yıl önce televizyonda Oktay’ı gördüm bir büronun içinde konuşma yapıyordu , yanında Mahmut yoktu , olsa idi tanırdım , Muzaffer’i zaten tanımıyorum olsa bile tanımazdım , sonradan fotoğraflarını gördüm ,Tekin o konuşmada yoktu dedi mi “ dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Hayır efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” ne dedi “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”bu nerde ki konuşmam efendim”dedi.
Mahkeme başkanı “aynı yerde ki konuşma “
Sanık Kemal Kerinçsiz” az önce tasdik ettiğin konuşma”dedi.
Mahkeme başkanı “devamı işte “
Sanık Ali Yiğit ”tekrar sorar mısınız” dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Söyleyeyim efendim bir daha hatırlatayım kendisinin söylediği ,tamamen düzmecedir ben bunu kesinlikle söylemedim olaydan bir yıl önce televizyonda Oktay’ı gördüm bir büronun içinde konuşma yapıyordu , yanında Mahmut yoktu , olsa idi tanırdım , Muzaffer’i zaten tanımıyorum olsa bile tanımazdım , sonradan fotoğraflarını gördüm Tekin o konuşmada yoktu dedi mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit ” Hayır efendim demedim çünkü zaten ben Oktay’ ı büroda da değilde ben daha önceden tanıyordum yani televizyonda falan daha önce tanıyordum zaten, demedim efendim,”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” peki az önce bu konuşmaları ben yaptım dedi , Emniyetteki ifadesinde geçen Ali‘nin dayısı Mehmet, Ali’ ye bu astsubayların devlet için çalıştığını Tekin’in Çavuş başında villası olduğunu bu villaya baskın yapıldığını villadaki silahların daha önce haber verilmesi nedeni ile kaçırıldığına ilişkin beyanda bulundu mu sorusuna aşağıdaki cevabı vermiş mi efendim kesinlikle böyle bir beyan yoktur dayım bana böyle bir beyanda bulunmadı ben kendisine bu tür şeyler sormadım ben sadece Oktay’ı sordum oda nasıl görüyorsan öyledir Kuvvada kurucu üye dedi diye cevap verdi mi “ dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Hayır efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Emniyetteki ifadesinde ifade sırasında avukatı var mıymış efendim avukat ne zaman gelmiş “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”vardı efendim avukat “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” ne zanan gelmiş efendim ifade bittikten sonra mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır ifade bittikten sonra değil ifadem yarıdaydı geldi efendim sonradan baştan avukatıma tekrar baştan avukatımın yanında ifadem okunarak tekrar ifadem avukatımın eşliğinde alınmıştır efendim “ dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Başından itibaren avukatı var mışmış”dedi.
Sanık Ali Yiğit “başından beraber tekrar okunmuştur avukatım evet efendim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Peki şu aynen beyanı var lokantadaki beyanını aynen söylüyorum huzurunuzda yazılı el yazıyla kendisi az önce tasdik etti ben emniyetteki ifademi avukatımın yanında vermedim , ifadem verilirken avukat yoktu , polisler benim söylediğim yerine tamamen kendi uydurduklarını yazmışlar ,ifadem bittiğinde okumadan imzaladım, imzaladığım sırada avukatım yoktu , sonra avukatı çağırdılar , avukatta okumadı, polis avukata kısa bir açıklama yaptı ve avukatta imzaladı, “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Kabul etmiyorum efendim, avukatıma da sorabilirsiniz yanımda olup olmadığını“dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “peki bu beyanları neden söylemiş efendim lokantada”dedi.
Sanık Ali Yiğit “devamlı baskı ve şey altında kaldığım için onları söyledim çünkü devamlı tehdit edildim efendim , benim bir yaşında oğlum var ben burada kaldığım sürece sen oğlun dışarıda rahat olabileceğini mi zannediyorsun diye tehdit edildim devamlı”dedi.
Mahkeme başkanı “kimdi onlar “
Sanık Ali Yiğit “ev telefonumu dinlerseniz efendim belli olur ev telefonumdan arıyordular efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ama orada her hangi bir tehdit baskı görmemiş,”dedi.
Sanık Ali Yiğit “orada hayır lokantada kesinlikle bir tehdit falan görmedim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “kendi akrabaları 4-5 kişi varmış, ve bu az önce okuduklarımı beyanda bulunmuş “dedi.
Mahkeme üyesi “(S. Sami Haşıloğlu)”tehdit dışında vaat lokantada yapıldı mı sana bir vaat yapıldı mı tehdit dışında “
Sanık Ali Yiğit “Vaat derken hayatımda rahat yaşayabileceğim yani bu ifadelerim içerdeki kişiler dışarı çıkarsa çok daha farklı olabileceğini hayatımın çok daha rahat olabileceğini “dedi.
Mahkeme üyesi “(S. Sami Haşıloğlu)”nasıl dediler rahatlıktan kasıt ne açıklar mısın”
Sanık Ali Yiğit “rahatlık derken kimsenin bir şey yapamayacağını yani kimse tarafından tehdit ve baskı bir şey daha göremeyeceğimi içerdekiler dışarı çıktıktan sonra ama yalnız babamın içeri girmesi gerekiyordu yani bütün suçu babama yüklemem gerekiyordu bunlara rağmen, çünkü her şeyi babam yapmıştı babam silah kaçakçılığı yapıyordu , bilmiyorum silah kaçakçılığı şeye giriyor mu el bombası kaçakçılığına falan C4 kaçakçılığına, nerde bulunuyorsa bunlar yani tamamen suç babama kalmalıydı yani babam zaten 50 yaşında yani ömrünü yani yatacağı en fazla 15-20 senedir zaten o kadar yaşamaz bunların hesabını yapıyordum bütün iş ona kalırdı bizde rahat rahat dışarıda paşalar gibi yaşar, gezerdik efendim “dedi.
Mahkeme üyesi “(S. Sami Haşıloğlu)”Baban silah kaçakçılığı yapıyordu da söyledin mi “
Sanık Ali Yiğit “nerede efendim”
Sanık Kemal Kerinçsiz “efendim ben suallerimi sorarken sizler girdiniz istirham ediyorum ama”dedi.
Mahkeme üyesi “(S. Sami Haşıloğlu)”gerekliydi kemal bey gerekliydi”
Sanık Kemal Kerinçsiz ”gerekliydi ama efendim bakın sizler sualleri sordunuz değerli başkanım bana verdi ve söz konusu”dedi.
Mahkeme üyesi(S.Sami Haşıloğlu)”Ben bir hakimim”
Sanık Kemal Kerinçsiz” Hakimde olabilirsiniz efendim sayın başkanım yürütür, sayın başkanım yürütür hadiseyi”dedi.
Mahkeme başkanı” Tamam araya girmesi gerekiyordu makuldür “
Mahkeme üyesi “(S. Sami Haşıloğlu)”Kemal Kerinçsiz ve beraberindeki insanlara orada babam silah kaçakçılığı yapıyorduda dedin mi o toplantıda “
Sanık Ali Yiğit” hayır demedim efendim çünkü öyle bir şey yoktu zaten ”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz”benim böyle bir beyanım zaten olmadı burada da yok zaten efendim böyle silah kaçakçılığına bunlara girecek meselemiz yok, peki oradaki avukatlar veya herhangi biri ev, araba vaadinde bulundular mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit”hayır “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” sayın hakimimizin her halde söylediği , kastettiği buydu, emniyetten dışarıya çıkıldığında , muayeneden sonra kendisini lokantaya polisler götürmüş mü sorusuna verdiği bir cevap , verdiği cevabı aynen okuyorum huzurunuzda efendim, evet Fındıkzade de bir lokantaya gittik bana hep aynı şeyleri defalarca soruyorlardı ben her seferinde aynı şeyi söyleyince kızıyorlardı, sonra beni yarım saatten fazla şehir içinde araba ile gezdirdiler, bana Oktay ‘dan 300 Bin dolar almışsın bombayı nereye atacaktın diye sürekli sorular soruyorlardı ne yazdığımı ve ne dediğimi bilmiyordum , nasıl bir ifade verdiğimin farkında değildim, ancak bana şu anda okuduklarınız bana ait değildir dedin mi”dedi.
Sanık Ali Yiğit” kabul etmiyorum efendim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz”hayır dedin mi böyle kabul etmeye bilirsin”dedi.
Mahkeme başkanı “söyledin mi “
Sanık Ali Yiğit ”hayır efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” Peki az önce efendim bunları okuduğunu söyledi ve tasdik ettiğini söyledi “dedi.
Mahkeme başkanı “o dediklerinizi okuduklarınızı söylememiş”
Sanık Kemal Kerinçsiz” şunları,huzurunuzdakiler efendim onu sordum zaten topluca”dedi.
Mahkeme başkanı “hayır topluca değil bunlar ,tek tek okuyorsunuz ya içeriğini bilmediği şeyi nasıl kabul etsin yazıya dökelim efendim okuduğunuzu soruyoruz ona“
Sanık Kemal Kerinçsiz” peki efendim ,emniyetteki ifadende yazılı olduğu gibi Mahmut Öztürk , Oktay Yıldırım ve Muzaffer Tekin’i manavın orada veya evin önünde bir arada gördünüz mü sorusuna asıl cevabınız şöyle olmuştu okuyorum söylediğini, kesinlikle ben üçünü bir arada görmedim Mahmut ve Oktay ‘ıda bir arada görmedim, Mahmut işinden evine dönerken arada bir uğrar , sebze ve meyve alırdı Muzaffer Tekin’i manavı ve evin önünde ben hiç görmedim Mahmut ile Oktay değil dayımla Oktay sohbet ederdi , Oktay’ın bir defa dayımla Kuvayi Milliye yi konuştuğunu duydum , ancak Mahmut yoktu dedi mi”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”evet efendim kabul ediyorum dedim”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz ”evdeki bombaları ne zaman fark ettin sorusuna aşağıdaki şu cevabı vermişti efendim , olaylar olmadan bir ay önce gördüm önce babam görmüş , ben kendi başıma kutuyu açtım üstünde sarı bir kağıt vardı dayıma önce söylemedim olaylardan 2-3 gün önce dayıma alıştıra alıştıra söyledim ancak ihbar etmedim, babamda etmedi , bana öyle söyledi diye beyanda bulundu mu “dedi.
Sanık Ali Yiğit” efendim bombayı 1 ay önce değil 2-3 ay önce tahmini görmüştük efendim babam görmüştü bana haber vermişti bende bu sırada 2-3 gün sonra dayıma söylemiştim ve dayım da bunun Oktay’ın olduğunu söylemişti ve öyle bir beyanda bulunmadım efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” ifadesinde Muzaffer Tekin’in manavın önünde siyan bir Mercedes ile geldiğini belirttikten sonra ifadesinin sonunda aynen şöyle dedi, ancak bu konu hakkında detaylı bir bilgisinin olmadığını söylemiş , hem olayı anlatmış ,hem ama sonunda da bu cümleyi kullanmış bu cümleyi neden kullanmış efendim neyi kastetmiş “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”Hangi olay hakkında tam olarak anlatabilir mi “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “zabıt’ın altında şu ifade var , ancak bu konu hakkında detaylı bir bilgisinin olmadığını , yani diyor ki önce yukarıda Muzaffer Tekin’i manavın önünde siyah bir Mercedes ile geldiğini belirtikten sonra ancak bu konu hakkında detaylı bir bilgim yok diyor”dedi.
Sanık Ali Yiğit” evet tam olarak Muzaffer Tekin ‘in emin olup olmadığımı emin değildim ,ondan dataylı bir bilgim yoktu yani efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz” İhbarı baban mı yaptı, yaptıysa ne zaman yaptı”dedi.
Sanık Ali Yiğit” ne zaman yaptığı ile ilgili hiçbir bilgim yoktur “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Sana yaptığını söyledi mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit” Hayır efendim, yapacağını söylemişti ama “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “yaptığını söyledi mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit” Yaptığını söylemedi, ben yakalandıktan sonra cezaevine girdikten sonra görüşte söylemişti “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ ihbar bombaları baban gördüğü tarihten kaç ay sonra yapıldı”dedi.
Sanık Ali Yiğit”Yani tahminim 1 ay geçmemiştir yani “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “oysa 4 ay ,neden bu kadar süre beklenildi 1 ay veya 4 ay”dedi.
Sanık Ali Yiğit” belki benim evden çıkmam beklenildi , belki benim başımın ağrımayacağını hissederek evi boşaltmamı istemişti onda beklemiş olabilir “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “balık lokantasında ihbarın babası tarafından yapılmadığını söyledi , babam bu ihbarı yapmadı bu çelişki nedir efendim”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”ben öyle biliyordum ama öyle değilmiş size de açık ve netçe babam ihbar etti ,babam böyle yaptı diyemezdim, zaten adam yeterince baskı altında, Trabzon’da, söyleyemezdim yani bunu açıkça babam yaptı diye” dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “baban yada sen ihbarı yapmadan önce dayınla konuşma gereğini neden duymadınız, onun işinde çalışıyorsun, evini kullanıyorsun ve öz dayın ve yine verdiği ifade de dayın bu tür kirli işlere karışmaz diyorsun ,beni de tehdit etmedi diyorsun onu koruyup kolluyorsun peki koruyup kollama böylemi olur hem dayının evinde bombaların olduğunu iddia ediyorsun ama dayınla konuşmadan, baban dayınla konuşmadan ihbar ediyorsunuz bu nedir bu çelişki “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”babamla dayım zaten konuşmazdı “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “sen”dedi.
Sanık Ali Yiğit”ben konuşurum tabiî ki “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “neden konuşmadın daha önce dayınla “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”neden konuşmadın çünkü dayıma biri emanet bir şey bıraktığımda onu canını verecek kadar korurdu yani kesinlikle yani gidipte söylemezdi , anlatabiliyor muyum “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Emniyetteki ifadesinde bombaları gördükten sonra birkaç gün dayısının ağzını aradığını Mehmet Demirtaş ‘ın bu bombaları Oktay Yıldırım’ın bıraktığını bu bombalara bir şey olursa başımız belaya girer , kimseye bu konudan bahsetme senide alırlar , bu evde sen oturuyorsun dediğini , hangi amaçla bıraktığını söylemediğini ancak bu malzemelerin kendisi taşınmadan 1,5 yıl önce Oktay Yıldırım tarafından bırakıldığını beyan ettiğini söylemiş, kendisinin beyanına göre 2006 Temmuz’da kendisi taşınmış, o zaman bu beyana göre 2005 yılı ocak ayında bombalar gelmiştir , bu tespite göre sorum şu , sen 2006 temmuz ‘da taşındığına göre , taşındığın tarihte bombalar evdeydi bu beyana göre çünkü beyanına göre bombalar 2005 yılının ocak ayında getirilmiş ,evinin çatısına senden ve babandan başka çıkan oldu mu “dedi.
Sanık Ali Yiğit”ben o sırada evde olmadığım için kesinlikle bilmiyorum yani benden önce 1,5 yıl önce konulmuş yani sonuçta burası ev, bilmiyorum yani kimin girip kimin çıktığı belli değil yani “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Mehmet Demirtaş veya başkası çatıya çıkmak için senden anahtar almak mecburiyetinde midir” dedi.
Sanık Ali Yiğit ”mecburiyetinde değildir,çünkü çatıya arkadan dediğim gibi merdivenle çıkabilirsin veya elektrik direğinden çıkabiliyorsun yani çok rahat bir şekilde kilitli bir çatı değil yani”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “yani kendisi otururken baya bir başkası Mehmet ,Ahmet her hangi biri rahatlıkla bu çatıya çıkıp söz konusu bombaları bırakabilir “dedi.
Sanık Ali Yiğit” evet evet “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “dışarıdan da çıkılabilir buraya demi efendim”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”dışarıdan çıkılamaz, evin içine girmen lazım veya dükkanın içine girmen lazım ama yalnız dükkanda devamlı bir olduğu için yani çıkan kesinlikle görünür yani çıkan kesinlikle görünür yani bir şekilde”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Danıştay saldırısından sonra oturduğun sıralarda evde oturduğun sırada eve bir malzeme getirildiğine şahit oldun mu”dedi.
Sanık Ali Yiğit”hayır”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “olmadın peki, Mehmet Demirtaş kendilerine bombaların 2005 yılı ocak ayında getirildiğini ifade ettiğine göre kendisi söylüyor iddiası bu 2006 yılı mayıs ve hazirandan sonra bomba getirilme imkanı olmadığı görülüyor bu tarihten sonra veya önce eve bir malzeme taşındığını gördün mü “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Ali Yiğit Muzaffer Tekin’i dükkanın önünde gördüğünü dayısına söyledi mi” dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “söylememişse neden söylemedin çünkü orada çalışıyorsun ekmeğini yiyorsun gelen gideni söylemez misin şu aradı, bu aradı , bu geldi ki Muzaffer Tekin “dedi.
Sanık Ali Yiğit” Muzaffer Tekin olduğundan bir kere emin değildim bide yani Muzaffer Tekin gelip durup alışveriş veya tanımıyordum gelip alışveriş bir şeyde yapmadı yani özellikle dayımda gelip sormadı sormazı zaten “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Babası Şevki Yiğit ile Mehmet Demirtaş’ın arası ihbar yapabilecek kadar soğuk muydu ne problem vardı aralarında “dedi.
Sanık Ali Yiğit” hayır o kadar soğuk değildi efendim “ dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “nedir aralarındaki problem “dedi.
Sanık Ali Yiğit” Ailevi bir konu “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “nedir efendim yani eğer burada mahkemeden saklanacak bir problem olmamalı”dedi.
Sanık Ali Yiğit” düğünde çıkan bir anlaşmazlık ağabeyimin ”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “çünkü düşününüz ki karısının kardeşi bunu ihbar edebiliyor problem nedir “dedi.
Mahkeme Başkanı “Ağabeyinin düğününde çıkan bir anlaşmazlıktan dolayı, ailevi “
Sanık Kemal Kerinçsiz “peki Ali Yiğit bu davadaki şurada bulunan sanıklardan kimleri tanıyor tek tek isim söyleye bilir mi”dedi.
Sanık Ali Yiğit” Mehmet Demirtaş , Oktay Yıldırım başka kimseyi tanımıyorum efendim, cezaevinde de Mahmut Öztürk birde Muzaffer Tekin “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “Oktay Yıldırım ile Mehmet Demirtaş tarafından cezaevinde kendisine herhangi bir baskı yapıldı mı efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit” Oktay Yıldırım , Mehmet Demirtaş tarafından mı “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “evet”dedi.
Sanık Ali Yiğit” evet yapıldı ve hatta kağıt bile yazdırıldı “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “kim yaptı”dedi.
Sanık Ali Yiğit” Oktay söyledi Mehmet Demirtaş yazdı”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ama ifadesinde diyor ki Mehmet Demirtaş bana hiçbir baskı yapmadı diyor”dedi.
Sanık Ali Yiğit” Oktay baskı yapıp söyledi,Mehmet Demirtaş yazdı , Mehmet Demirtaş bir baskı tehdit etmedi , Oktay beni oğlumu öldürmekle , oğlumu öldürmek bana kalmayacağını , dışarıdakilerin halledeceğini diye söyledi baskı yaptı “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “ifadesinde mektubu Oktay Yıldırım’ın yazdığını söylüyor ancak inceleme sonucu Mehmet Demirtaş çıkıyor hangisi doğru “dedi.
Sanık Ali Yiğit” o kadar çok kağıt yazıldı ki artık 100 diyim 120 diyim çok sayfa kağıt yazıldı yani “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “kendisinin huzurunda mı yazıldı efendim bu kendisinin huzurunda mı yazıldı” dedi.
Sanık Ali Yiğit” herkes bir tane kağıt yazdı yani herkes kağıdı yazdı evet kendi huzurumda yazıldı “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “yazanı nasıl bilmiyor kendi huzurunda yazılmışsa “dedi.
Sanık Ali Yiğit” kağıtlar çoktu efendim ben sadece onların el yazısı veya ben onu Oktay’ın el yazısı olarak aldım ve zaten öyle ufak parçalara ayrıldı ki yazılan kağıtlar ve benim kağıtları aldığımında kimsenin haberi yoktu efendim , ben cezaevi savcısının çağırması özel bir ilgi göstermesi de yani buydu bu kağıtları ben savcılığa bir şekilde ulaştırmamdı yani efendim , savcıya ben kağıtların gittiğinden kimsenin haberi ve bilgisi yoktu , kağıtların fotokopisi alınarak , tekrar kağıtları ben aynı yerine koyarak tekrar Oktay Yıldırım tarafından parçalara ayrılarak imha edilmiştir efendim onları ben yırtmadım fark etmez yani bir şekilde yani imha olunmuş ufak parçalara ayrılmış imha edilmiştir onlar efendim “dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “efendim benim kendi avukatıyla görüştüğümü biliyor mu 5-6 defa kendi avukatıyla görüştüm “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”telefonda konuştuğunuzu sürekli arayıp görüşmek istediğinizi söylemişti”dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz “çünkü bir avukat olarak doğrudan doğruya kişiyle görüşmem mümkün değildir meslek kurallarına aykırıdır , doğrudan avukatıyla görüşmüşümdür, tamam efendim teşekkür ediyorum “ dedi.
Sanık Mahmut Öztürk söz istedi verildi”Ali Yiğit benim ismimi nereden öğrendin , ne zamandan beri biliyorsun “dedi.
Sanık Ali Yiğit “tekrar söyler misiniz”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “Benim adımı ne zaman öğrendin Mahmut Öztürk olarak beni ne zaman tanıdın “dedi.
Sanık Ali Yiğit “ manava geldiğinizde veya istasyonada geliyordunuz efendim o zaman sizin dayımın komutanı astsubayı olduğunu biliyorum”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “ o değil ismimin Mahmut veya Ahmet , Hasan , Hüseyin olduğunu nereden öğrendin ne zaman öğrendin”dedi.
Mahkeme Başkanı “ isim olarak ne zaman öğrendiniz diyor “
Sanık Mahmut Öztürk “beni tanıyordu tamam şuanda başkanımızı da tanıyorsun ama isim bilmiyor olabilirsin , benim ismimi ne zaman öğrendiniz”dedi.
Mahkeme Başkanı “tamam dayının komutanı ama isim olarak ne zaman öğrendiniz “
Sanık Ali Yiğit “belli bir süre gelip gittikten sonra hatta manava gelip alışveriş yaptıktan sonra da”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “orada öğrendiniz mi o zaman biliyor muydun manava geldiğim zaman ismimi biliyor muydun”dedi.
Sanık Ali Yiğit “isminizi bilmiyordum ama dayıma sorduğumda dayım “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “manava geldikten sonra “dedi.
Mahkeme başkanı “Manavda mı öğrendin diyor”
Sanık Ali Yiğit”evet evet”dedi.
Mahkeme Başkanı”onu soruyor sana veya daha önceki LPG’de çalıştığında mı öğrendin “
Sanık Ali Yiğit “LPG’de çalıştığımda ismini bilmiyorum “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “ama manavdayken öğrendim sordun öğrendin bu kim dedin bu falan dediler orada öğrendin “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “ tamam, emniyette adını yeni öğrendim Mahmut demiştinde o yüzden sordum halbuki önceden bildiğini bende biliyorum sende biliyorsun “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “dayın Mehmet Demirtaş , Oktay Yıldırım ile bizim askerimiz bunu sende biliyorsun, biz Oktay Yıldırım , Muzaffer Tekin ve ben üçümüz hiçbir zaman oraya gelmediğimizi az önce beyanında kabul ettin,ve bende öyle olduğunu söylüyorum ama siz dediniz ben oraya üçümüz geldiğimiz zaman veya dayın bizim hakkımızda veya biz yokken de gıyabımızda ya bunlar devlet için çalışan astsubaylar bunlar benim arkadaşlarım , komutanlarım bunlar büyük adamlar gibi böyle bir sözde bulundu mu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “siz üçünüz bir sefer gelmediniz ben bunu açıkça söyledim ama tek tek gelip alışverişinizi yapıp gitmişsinizdir, ama bunun içinde Muzaffer Tekin yoktur efendim “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “tamam ben geliyordum ve alışveriş ediyordum demi efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet alışveriş ediyordunuz , çay olduğu zaman verirsem bir bardak çay içiyordunuz gidiyordunuz”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “manavda fazla oturacak bir yer var mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır yoktur “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “ne kadar kaç metre kare idi manavda oturacak bir yer var mıydı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “oturacak bir yer yoktu , dışarıya büfenin önünde bir sandalye koyup gelip orada oturuyordu efendim “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “ yani toplantı yapılacak müsait bir yer yoktu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “birde arka tarafta oturmak için yer vardı ama Mahmut Öztürk arka tarafa kesinlikle gitmedi evin önünde çekyat vardı “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “Bizim için devlete çalışan astsubaylar diye bir tabir duymadın , duydun mu duymadın mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “duydum efendim "dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “dayın ne dedi Mahmut ,işte Muzaffer veya Oktay bunlar devlet için çalışan“dedi.
Sanık Ali Yiğit “Muzaffer demedi bak Muzaffer’i çıkaralım“dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “Muzafferi çıkaralım tamam yani Mahmut ile Oktay devlet için çalışan astsubaylar dedi “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet Mahmut değil de Mahmut değil efendim, Oktay devlet için çalışan devlet için yazı yazan “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “ ben senden kendim ile ilgili soruyorum “ dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır seninle ilgili yok efendim “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “peki benim oraya gelip de dayınla beraber mutlaka bir defa karşılaştık ben hatırlıyorum sizde hatırlıyorsunuzdur gizli gizli böyle bir şey “dedi.
Sanık Ali Yiğit “gizli gizli konuşmadığınızı biliyorum ikinizin gizli gizli yok efendim “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “Beni LPG istasyonunda gördünüz mü araba mı yıkadınız mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet evet görmüşümdür “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “benden herhangi bir anormal bir hareket şüphelendiniz mi ben ne iş yapardım,astsubayda başka ne yapardım gelip giderdim ama “dedi.
Sanık Ali Yiğit “ Mazot şirketiniz mi ne vardı mazot verirdiniz sağa sola birde ana okulunuz var heralde tahminim”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “Evet,benim kaç tane arabam vardı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “ iki tane ben biliyorum efendim “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “ikisini de gördünüz mü beni binerken”dedi.
Sanık Ali Yiğit “bir siyah opel’i gördüm pardon sarı opel ve siyah Mercedes”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “binerken gördünüz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “mutlaka ikisinden birisine ya LPG ya manava gelmişimdir”dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet,geldiniz”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “peki benim nereye yakın evim nerede manava nereye yakın veya işyerim bu konuda bir bilginiz var mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evin yakın değil o kadar bilgim yok yani “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “yakın derken şu anda bulunduğunuz yerden “dedi.
Sanık Ali Yiğit “işyeriniz zaten Çekmeköyde şeyde pardon Çekmeköy diyorum Çavuşbaşında ki ana okulunda iş yeriniz orası olması veya başka bir yer onu bilmiyorum , evinizde Dudulu tarafında veya daha da ileride bir yerde “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “o gecekondudan takriben kaç kilometre ileride tahminen taksi şoförlüğü yapıyorsun bilirsindir “dedi.
Sanık Ali Yiğit “15-20 kilometre vardır”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “Çakmak’tan,Dudullu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Çakmakla, Dudullu 5 kilometre”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk”Peki benim evim Dudullu’da diyorsunuz Çakmakta ise benim evin orası kaç kilometre”dedi.
Sanık Ali Yiğit”Dudullu 5 Kilometre olsun”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “5 kilometre ,yani benim işyerinden evime yolumun üstünde olan bir manav demi “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet evet “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “Tekirdağ’da hatta biz Bayrampaşa’da 19.06.2007 tarihinde tutuklandık gece saat 12 veya 1 civarında geldik, geldiğimiz zaman odamızda ilk karşılaştık ve seni odaya çağırdık sana ne söyledik biz Muzaffer Tekin ile ikimiz beraber “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Beni dahi suçlu buluyorsan açık ve doğrulardan şaşma doğruları konuş “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “gece saat 12 civarında bunu söyledik demi “,dedi.
Sanık Ali Yiğit”Evet”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk”Tekirdağ’da F 1 cezaevine beraber gittiğimizde üçümüz Muzaffer Tekin ,Sen ve ben bir ay beraber kaldık senle sabahlara kadar saat kaçlara kadar oturduk beraber”dedi.
Sanık Ali Yiğit “sabaha kadar oturmuşuzdur “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “Muzaffer Tekin saat kaçta yatardı akşamları “dedi.
Sanık Ali Yiğit “akşamları 12-11”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “senle biz 4-5 e kadar otururduk ”dedi.
Sanık Ali Yiğit “4-5 ‘e kadar otururduk evet efendim”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “bu esnada hiç beraber birbirimize hiç ben size herhangi bir konuda bunu yüce Türk adaletinin karşısında Allah adına soruyorum bir baskı herhangi bir ,bu konuda herhangi bir şey “dedi.
Sanık Ali Yiğit “kesinlikle görmedin iyilik dışında bir şey görmedim efendim”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “hani o iyiliğin hatırına bizi bugün burada yardımcı olmanı istemiyorum orada size iyi davrandık diye bugün bize yardım istemiyorum bu konuda bir yani yönlendirme , baskı , cart curt “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır görmedim”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “şöyle bir şey söyledim mi, yalan her zaman yalandır , eninde sonunda çıkar hiçbir yerden çıkmasa Allah çıkarır o yüzden yalandan şaşma ,böyle bir sözü sana söyledim mi böyle tavsiyede bulundum mu daima , yalan her zaman yalandır hiçbir zaman doğruluktan şaşma böyle tavsiyelerde bulundum mu”dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet bulundunuz,”dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “bundan başka bir şey söylemedim değil mi”dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “peki teşekkür ediyorum”dedi.
Sanık Ali Yiğit “bende bir şey sormak istiyorum , sorabilir miyim Mahmut Öztürk’e ”dedi.
Mahkeme başkanı” ne soracaksanız “
Sanık Ali Yiğit “benim içeride girdiğimde beni ilk gördükleri zaman üstümdeki baskıyı şeyi anlatmasını istiyorum yani nasıl bir halim vardı içeride ilk olduğum zaman “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk “Gece saat 12-01 civarında Bayrampaşa cezaevine girdiğimizde haliyle tutuklandık Ali Yiğit ‘in işte ben çok tabiri caizse mış mış diyorum bu kelimeye işte mış mışlarla tutuklandık geldik çok enteresan tuhafımıza gitti ömrümüzde ilk defa olduğu için merak ettim aynı odada yatıyorduk dedim bu Ali nerde diğer odada çağrıldı geldi yanımıza Oktay’lar ve zaten dört tane oda var orada bir odada toplandık bir an için hoş geldin boş gittin, geçmiş olsun, Ali’yi o anda böyle dağınık ve çöküntü bir haldeydi yani uykusuz veya öyle bir pısırık haldeydi, pısırık bir haldeydi ondan sonra Tekirdağ da kendine gelmiş şu anda kendine gelmiş halde az önce ifadeye başladığı halle şuan ki hali gibi,kendine emin değildi ve pısırık bir haldeydi “ dedi.
Sanık Mehmet Demirtaş müdafii Av. Yusuf Çolak söz istedi verildi” Ali Yiğit bu olay olmadan evvel beni tanıyor musun “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet”dedi.
Av. Yusuf Çolak “Ne olarak tanıyorsun “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Avukat olarak “ dedi.
Av. Yusuf Çolak “Peki, gizli örgüt görüşmeleri yapıldığı dediğin yıkılan lpg istasyonunda senden başka kaç kişi çalışıyor”dedi.
Sanık Ali Yiğit “Tahmini 10 civarında 15 veya “dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki ,manavın durumunu sordu zannediyorum birisi manavda bu örgüt görüşmeleri yapılacak ayrı bir yer var mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır “dedi.
Av. Yusuf Çolak “Halka açık bir yer demi “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet evet ”dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki, tutuklandığın zaman Dudullu ‘daki polis merkezine ilk defa ben geldim ve sizin kimliklerinizi istedim , dayınla birlikte sizin kimliklerinizi istedim, siz göz altındayken avukat tutmanızı gerekiyor ve beni avukat olarak tanıyorsunuz size CMUK avukatını kim tavsiye etti “dedi.
Sanık Ali Yiğit “karakoldan tavsiye ettiler efendim”dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki teşekkür ederim “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Hatta ilk gün avukatım gelmedi ben hatta terörle şubede olduğum zaman avukatım geldi, Duduludayken benim avukatım yoktu yanımda”dedi.
Av. Yusuf Çolak “Peki, cezaevinden çıktıktan sonra gerek Çubuklu ‘daki lpg istasyonuna gerekse Feriköy’deki lpg istasyonuna gittiniz , burada ben Devletin adamıyım , bana para vaat ettiler 600 milyar alacağım ve şuanda Antalya’ya tatile gidiyorum dediniz mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Hayır, Feriköy ’e de gitmedim efendim“dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki, başka bir sorum, buradan Çubuklu’ dan Feriköy’deki istasyona servisle giderken buradaki insanlara daha önce olay olmadan daha önce bende el bombaları var ve eroin var ben bunların başına ne açacağım şeklinde bir beyanınız oldu mu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır efendim”dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki teşekkür ederim ,çatıda gördüğünüzü ifade ettiğiniz bombalar tahminen kaç taneydi ve bunu 27 tane olduğunu siz biliyor muydunuz”dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır 27 tane olduğunu bilmiyordum ama tahmince fazlaydı yani “dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki bir şey daha soracağım , dayınızın size 1,5 yıl evvel bombaların Oktay tarafından konduğunu söylediğini ifadenizde belirtiyorsunuz, ve bu arada da bir sizin girdiğinizden itibaren 1,5 ay evvel oluyor doğrumu anladık”dedi.
Sanık Ali Yiğit “1,5 yıl önce söyledi evet “dedi.
Av. Yusuf Çolak “yani siz 2006 yılında eve girdiniz bu hesaba göre de buradaki bombalar 2004 yılında falan konmuş olması lazım doğrumu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet hesabınız doğruysa “dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki Danıştay saldırısını siz ne şekilde öğrendiniz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “televizyondan sadece fazla bir vaktim olmadığı için o kadar ilgilenmedim”dedi.
Av. Yusuf Çolak “tarih sizce nedir tahmini olarak soruyorum “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hatırlayamıyorum”dedi.
Av. Yusuf Çolak “yani sene olarak hatırlıyor musunuz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır hayır “dedi.
Av. Yusuf Çolak “hatırlayamıyorsunuz pekala, Danıştay saldırısı 2006 senesinin mayıs ayında olduğuna göre size Danıştay saldırısında bulunan bombalardan arta kalan bombalar diye ifadeniz var benim sayın hakimim dilekçemi savunmamda 11 ‘inci madde burada iddianamede şöyle bir ifade geçiyor , bu bombalar Danıştay saldırısından kalan bombalar oluyor da Çavuşbaşında ki evde bulunamıyor ve orda kalan bombalar oluyor diye bir ifade var iddianamede bunları siz mi söylediniz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “bu ifadeyi kesinlikle kabul etmiyorum “dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki Mehmet Demirtaş’in sivil hayatta ne iş yaptığını tekrar soruyorum ben size ne iş yapıyordu dayınız “dedi.
Sanık Ali Yiğit “dayım sabah işine gider ,akşam çıkar “dedi.
Av. Yusuf Çolak “ne iş, iştigal konusu”dedi.
Sanık Ali Yiğit “iş konusu da yetkiliydi yani amcasının oğlunun şirketinde yetkiliydi yani yönetim şeklindeydi yani”dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki ilk yıkılan istasyon kime aitti “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Nevzat Demirtaş’a yani amcasının oğluna, ama her şey resmiyette yine dayımın üstündeydi yani “dedi.
Av. Yusuf Çolak “peki dayınızın bu manav ve istasyonun haricinde görüşebileceği bu toplantıları yapabileceği özel bir mekanı , bir meskeni , bir dairesi var mıydı şirket merkezi “dedi.
Sanık Ali Yiğit “dayımın böyle bir görüşlere şey yapacağına inanmıyorum yoktur zaten öyle mekanda , böyle şeylerde yapacağına da inanmıyorum efendim “dedi.
Av. Yusuf Çolak “hayır başka bir şey sordum efendim ben örgüt görüşmelerinin yapıldığını söylüyor lpg istasyonu ve manavda bunun haricinde bir şirket merkezi kapalı bir daire veya “dedi.
Sanık Ali Yiğit “öyle bir mekanı yok “dedi.
Av. Yusuf Çolak “pekala sorularım bu kadar”dedi.
Bu arada tutuksuz sanıklardan İbrahim Benli , Kemal Alemdaroğlu , Fuat Turgut ile bir kısım sanıklar müdafileri Av. Hikmet Fırat Arslan ,Av. Zeynep Avcı .Av.Uğur Alacakaplan Av.Fikret İlkez, Av.Özgür Erbaş , Av.Cengiz Kurter , Av.Mehmet Tolga Akalın , Av.Zerrin Öztürk, Av.Filiz Esen , Av.Tuğba Küçükhan , Av.Alper Yarımbıyık , Av.Mehmet Kozan , Av.Saip Türer, Av.Fatma Handan Gülsevilir ve Av.Yusuf Çolak , Av.Fatih Volkan Av.Mithat Gökçeli ve katılan Cumhuriyet gazetesi müdafii Av. Bülent Utku’nun geldikleri görülmekle huzurda ki yerlerine alındı ,
Sanık Oktay Yıldırım müdafii Av. Yıldırım Çavuşovalı söz istedi verildi”Ali Yiğit, bombaların bulunduğu tarihte ve sonrasında gecekondudaki manavı işletmeyi sürdürdünüz mü “dedi.
Sanık Ali Yiğit “bulunduktan önce” dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” ve sonrasında yani operasyondan sonra “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır operasyondan sonra kapatıldı manav zaten 15 gün önce kapatılmıştı ”dedi.
Mahkeme başkanı “operasyondan sonra derken “
Sanık Ali Yiğit “zaten cezaevine girdim yani öyle lüksüm yok”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı ”cezaevinden çıktıktan sonra manavı işletmeyi sürdürdünüz mü “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır kapalıydı zaten “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı ”peki size ait iş bırakma evraklarına göre eylül 2007 ayında işi bıraktığız yazılı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “cezaevinde olduğum için “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı ”cezaevinden haziran ayının sonunda çıktınız”dedi.
Sanık Ali Yiğit “bütün resmi işlemler benim adıma kayıtlı olduğu için her şeyi ben kapatmam gerekiyordu , kesinlikle açılmamıştır , vergi levhası falan hepsi sayın hakimim geç kapatıldı ondan dolayı geç kapatılmıştır “dedi.
Mahkeme Başkanı” Cezaevinde olduğun için mi”
Sanık Ali Yiğit “evet cezaevinde olduğum için ve cezaevinden çıktıktan 15-20 gün zaten kendime gelemedim ondan sonra direk gittim kapattım zaten “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”peki,2005 eylülden itibaren iki ay kadar İstanbul’a tekrar döndüğünüzde iki ay kadar ağabeyiniz Murat Yiğit ‘te kalmışsınız emniyetteki ifadenizde böyle söylüyorsunuz doğrumu “ dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” Yine emniyetteki ifadenizde hanımlarınız anlaşamadığı için ayrılmışsınız doğrumu”dedi.
Sanık Ali Yiğit “doğrudur “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı ”bu öz ağabeyinizin evinden taşınacak kadar büyük bir anlaşmazlık mıydı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “o ikisinin arasındaki olan ailevi bir mevzu yani anlaşabilir anlaşamaz”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı ”peki şimdi emniyet daha evvel soruldu ama bir daha sormak istiyorum emniyet ve savcılıktaki ifadenizde ve sorgudaki ifadenizde , babanızın bombaları bulunduktan sonra size geldiğini bu bombaları kime ait olduğunu sorduğunu sizde bilmediğinizi , şimdiye kadar hiç o bombaları hiç görmediğinizi beyan etmişsiniz , babanızla beraber çatıya çıkmışsınız ,bombalara bakmışsınız kutuları ellemişsiniz ,sallamışsınız sonrasında Mehmet Demirtaş’a gelip bombaların kime ait olduğunu sormuşsunuz sonrasında Mehmet Demirtaş Oktay Yıldırım ‘a ait olduğunu söylemiş ancak babanız ki ise ifadesinde bombaları bulduktan sonra size geldiğini bu bombaları bulduğunu , bunların kime ait olduğunu sorduğunda şşiiiit karıştırma o bombalar dayımın komutanına ait demişsiniz , babanız niçin sizi yalanlıyor”dedi.
Sanık Ali Yiğit “aradaki zaman farkı belki, aradaki zaman farkını tahmin etmemiş olabilir ama önce babam bombaları buluyor bana söylüyor bende dayım olan Mehmet Demirtaş ‘a söylüyorum ve sonra babama bunların dayımın komutanının Oktay Yıldırım olduğunu ben kendim bizzat söylüyorum yoksa babamın şeyinin alakası yoktur “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” yine emniyet ,savcı ,mahkeme ifadenize göre babanız bombaları bulduktan sonra yani 2007 şubat , mart tarihleri sizin ifadenize göre Oktay manava bir daha gelmemiş doğrumu”dedi.
Sanık Ali Yiğit “ocak, şubat , mart değil o tarih biraz daha Nisan ’nın sonlarına doğru zaten “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”bombalar bulunmadan 3-4 ay diyorsunuz babam bombaları bulmadan”dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet ondan sonrada daha da görmedim ondan sonra çünkü ben manavı bırakıp taksi şoförlüğü yapmaya başlamıştım “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” Peki,yine emniyet , savcılık ifadenize göre bombaların polis tarafından bulunmasından 15 gün önce ağabeyiniz Murat Yiğit’e taşınmışsınız doğrumu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet doğrudur 15 gün 1 ay 20 gün işte oralarda “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”peki hanımlarınız anlaşamadığı için kavga ederek çıktığınız eve apar topar niye taşındınız tekrar “dedi.
Sanık Ali Yiğit “belli bir müddet sonra hanımlarımız barıştı ve apar topar taşınmamızın sebebi de inşaatımız vardı dairemiz vardı binamız yapılıyordu bir ay sonra ev teslim yapılacaktı o daireye bir daha kiraya taşınmayalım diye 15 gün süre ile ağabeyimin yanına geçici olarak taşındım yani buda normaldir “ dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”Peki, emniyette verdiğiniz ifadeye göre Oktay elinde Kuvay-i Milliye broşürleri ile gelmiş bu broşürleri görünce sizde ona Kuvay-i Milliye ne demek diye sormuşsunuz Oktay’da Kuvay_ı Milliye ‘nin devletin çıkarlarını koruyan bir dernek olduğunu devleti yönetenlerin gerçek yönetici olmadığını , devletin içinde başka şeyler döndüğünü söylemiş savcılıktaki ifadenizde ise Oktay’ın elindeki broşürlerden hiç bahsetmiyorsunuz Kuvay-i Milliye yi internet sitesinden okuduğunuzu söylüyorsunuz , ve aynı soruyu Oktay’a sorduğunuz zaman aynı cevabı aldığınızı söylüyorsunuz çelişkiyi açıklar mısınız”dedi.
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel “ bu soru soruldu başkanım daha önce Oktay sordu daha önce “
Mahkeme Başkanı”Cevabı verildi onun Avukat Bey”
Av. Yıldırım Çavuşovalı” peki, mahkemede ise aynı konuda mahkemedeki ifadenizi aynen okuyorum şuanda size aynı konuda mahkemede yani Kuvayi Milliye yi niçin sorduğunuz konusunda Oktay Yıldırım’ın yanında Mahmut Öztürk isminde astsubay olduğunu bildiğim kişi de ara sıra gelir giderdi bu şahıslar dayımda olduğu halde birlikte sohbet ederlerdi, konuşurlardı , bir seferinde Kuvayi Milliye hakkında konuştuklarını duydum genellikle ben yanlarına gittiğim zaman konuşmalarını keserlerdi , Kuvayi Milliye ’den bahsettiklerinde devlet yanlısı bir örgüt olduğunu devletin çıkarlarını koruduğunu ben şahsen onların konuşmalarında bazen kulak misafiri olarak anlamıştım, bu cevabı size Oktay’a sorduğunuzu ve Oktay’ın bu cevabı size verdiğini söylerken mahkemede ise kulak misafiri olduğunuzu söylüyorsunuz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Oktay bu cevabı bana verdi efendim “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”niçin o zaman mahkemede böyle bir ifade verdiniz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “tam olarak hatırlamıyorum ama Oktay’ın bana bu cevabı verdiğini iyi biliyorum, Oktay beni neden tanımıyorsa da yabancıymışım iki üç sefer arabasını yıkamışsam da tanımıyorsa nasıl oluyorsa bilmiyorum efendim Oktay ‘ı tanıdığımı herkes biliyor efendim eğer istesiniz bugün ben onu tanıdığıma dair çok kişi getire bilirim “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” savcılıkta Oktay zaten manavdaydı demiştiniz neyse bu konuyu geçiyorum sarı opel corsa , Mercedes vs. taşındığımızda söz konusu gecekonduya çatı arasına çıkar mıydınız boş muydu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır boş değildi çünkü bir sefer kazma almaya çıktığımda üstü çuvallarla kitap olduğunu binlerce kitap olduğunu gördüm yani böyle dikkatli çıkıp ta özellikle bir şey arayayım diye bir şey yoktu yani sadece kazmayı alıp altına indim yani “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı ”yani kazmaların , küreklerin orda olduğunu biliyorsunuz orayı bir istif olarak kullanıyorsunuz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “orda olduğunu biliyorum çünkü dayım, kullanılmıyordu kürekler, bana kürek lazım olduğu zaman nerde kürekler çatıdan alabilirsin dedi ben çatıdan aldım yani devamlı oraya çıkılabilen bir yer değil çünkü ve bir insanın girebileceği zor bir yer çok alçak bir yer “ dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” peki daha evvel verdiğiniz ifadede kürekleri , kazmaları almak için çıktığınızı beyan ediyorsunuz nasıl oluyor da sandığı bombaları fark edemiyorsunuz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “bombalar tamamen farklı bir taraftaydı , farklı bir köşedeydi efendim “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”kaç metre kare orası “dedi.
Sanık Ali Yiğit “olsunda 100 metre 120 metre kare olsun “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”120 metre kare çatı”dedi.
Sanık Ali Yiğit “özellikle yukarıya çıkıp ,çatıya çıkıp yani bomba veya sandık aramaya çıkmadım bana lazım olanı çıkıp aldım altına indim tekrar”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” peki 22.06.2007 tarihinde yani tutukluyken savcılığa müşteki sıfatı ile Oktay Yıldırım aleyhine verdiğiniz ifadede size zorla ezberleterek bir mektup yazdırdığını söylüyorsunuz doğrumu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet doğrudur birde beni Mahmut Öztürk beni o halde gördüğü zaman o anki devamlı uykusuzluktan o hale gelmiştim efendim defamlı o sayfaları binlerce kez yazdım yani gece gündüz uyku uyumadan devamlı yazdım artık beynim durdu anlatabiliyor muyum “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”bu mektup ‘ta zorla yazdırılan ifadeleri kabul ediyor musunuz”dedi.
Sanık Ali Yiğit “ zorla yazılan ifadeleri kabul etmiyorum”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”kabul etmiyorsunuz, yazı niçin Mehmet Demirtaş ‘a ait çıktı o zaman sizin yazdığınızı söylüyorsunuz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “direk ben yazmadım efendim”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” demin siz yazdığınızı söylediniz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “bana yazdırıldı benim yazdığım kağıtlarda çoktu yani“dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı ”ama niye Mehmet Demirtaş’a ait çıktı yazı”dedi.
Sanık Ali Yiğit “demek ki ben Oktay’ın yazısı diye veya başkası yazdı diye ben onu aldım , benim yazımı eğer verseydim içeriye tamamen benim yazım olduğundan hiç bir şey yani kendin yazmıştın kendi isteğinle yazmışsındır diye hiçbir şey söyleyemezdim ama Oktay’ın yazısı olduğu veya Mehmet ‘in yazısı olduğu için onu vermek gereği duydum ve onu verdim “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı ”Yine aynı ifadenizde mektubun altına parmak bastığınızı beyan ettiniz burada da tekrarladınız doğrumu “ dedi.
Sanık Ali Yiğit “parmak bastım ve zorla elime dolma kalemle işaretlenerek Oktay Yıldırım tarafından zorla işaretlenerek kağıda parmak bastım evet efendim doğrudur”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” niçin peki bu mektubun altında bir parmak izi yok “dedi.
Sanık Ali Yiğit “yıpranmış olabilir, hangisinin “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”söz konusu mektup şu anda dosyada olan”dedi.
Sanık Ali Yiğit “belki öbüründe yazmışımdır “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”hangi kaç tane mektup verdiniz idareye “dedi.
Sanık Ali Yiğit “idareye verdiğimde değil yırtık olanların arasında olabilir parmak bastıklarım”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”Peki aynı ifadede devam ediyorsunuz ifadede daha evvelki tarihte olmuş gibi anlattığınız olaylarda bu zorla yazdırdığı size zorla yazdırılan mektuba altına parmak izini bastığınızın sonra bu mektubu götürüp cezaevi müdürüne verdiğinizi , aslını vermek istediğinizi mektubun fotokopisini cezaevi müdürünün çekip aslını size iade ettiğini söylüyorsunuz , akabinde müdür sizi odasına tekrar çağırıyor tekrar çağrıldığınızda Oktay sizin hallerinizden şüpheleniyor sizde Oktay’dan korktuğunuz için bu mektubun aslını yırtıyorsunuz fakat aslı fotokopisi cezaevi müdüründedir diyorsunuz doğrumu”dedi.
Sanık Ali Yiğit “aslını veriyorum cezaevi müdürüne , cezaevi müdürü de fotokopiyi çekip aslını bana veriyor tekrar yerine koymam için çünkü mektubun eksik olduğu anlaşılırsa başka bir şekilde içeride onların dediği yapmayacağım anlaşılacağı için ondan dolayı vermek istedim “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” söz konusu mektubun fotokopisi cezaevi müdürlüğünde yani “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet efendim “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” cezaevi müdürlüğünün gönderdiği mektupta parmak izi yok bir daha tekrarlıyorum niçin parmak izi yok “dedi.
Sanık Ali Yiğit “bilemiyorum”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı ”bilemiyorsunuz peki bu savcılığa verdiğiniz ifadede bu aynı tutanakta bu olayları sıraladıktan sonra yani işte tekrar Oktay sizi baskı yaptı yırttınız , cezaevi müdürüne geldiniz gittiniz en sonunda avukatınıza anlattınız ve durumu savcılığa intikal ettirdiniz ve Beşiktaş adliyesinde ifade verdiniz 22 Haziran tarihinde doğrumu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet doğrudur”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” peki dosya içinde bulunan cezaevi müdürlüğü tarafından tutulan tutanakta tutanağı aynen okuyorum, İstanbul H tipi ceza infaz kurumunda terör örgütü üyesi olmak suçundan tutuklu bulunan Ali Yiğit ‘te dışarıda işlemiş oldukları olayla ilgili bir mektup bulunduğunun ve bu mektubun Beşiktaş C.Başsavcılığınca istenmiş olması yani siz bu ifadeyi verdikten sonra savcılık müdürden bu mektubu istiyor olmakla Ali Yiğit’ten mektubun aslı istenmiş olup mektubun ancak fotokopisini vereceğini , aslını vermesi durumunda diğer suç ortaklarının kendisine baskı yapacağını söylemesi üzerine mektubun fotokopisi alınmıştır , aslı kendisine iade edilmiştir, bu tutanağın tarihi savcılığa verdiğiniz ifadeyle aynı tarih yani savcılıktan döndükten sonra bu tutanak tutulmuş , siz halbuki ifadenizde bu olayların yaşandığını ondan sonra savcılığa şikayete gittiğinizde söylüyorsunuz niye bu olaylar savcılık ifadesinden sonra yaşandı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “tam olarak anlayamadım”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı”bir daha tekrarlıyorum ,siz müşteki ifadenizde cezaevi müdürüne bu mektubun fotokopisini verdiğinizi söylüyorsunuz tekrar döndüğünüzde özetle Oktay’ın hallerinizden şüphelendiğini o yüzdende korkudan bu mektubu yırtığını söylüyorsunuz, bunlar aynen müşteki ifadenizde Beşiktaş ‘daki adliyede C.Savcısı Fikret Seçen ‘e anlatıyorsunuz doğrumu “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” doğru, bu ifadenin tarihi 22 haziran peki bu söylediğiniz olaylar yani cezaevi müdürü ile yaşadığınız diyaloglar niye aynı gün yaşanıyor savcılıktan döndükten sonra ,halbuki ifadenize göre en az bir iki gün önce yaşanması lazım değil mi “ dedi.
Sanık Ali Yiğit “aynı gün yaşandığını zannetmiyorum “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” 22 haziran tarihli tutanak var Bayrampaşa cezaevi müdürlüğü tarafından tutulmuş “dedi.
Sanık Ali Yiğit “sadece gittim Beşiktaş adliyesine ifade verip zaten akşam olmuştu yani “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı” bu tutanağa göre aslının sizde olduğu söyleniyor “dedi.
Mahkeme Başkanı”nasıl gittiniz yani tutanak cezaevinden tutulduktan sonra mı savcılığa gittiniz nasıl oldu “
Sanık Ali Yiğit “ben verdim kağıtları içeriye verdim verdikten ya aynı gün yada 1-2 gün sonra ben şeye çıktım adliyeye çıktım Beşiktaş adliyesine hatta geldiğimiz gün direk Tekirdağ ‘a gittik”dedi.
Mahkeme başkanı “ Cezaevi müdürü ile muhatap olduktan yani onun fotokopisini aslını neyse onu verdikten “
Sanık Ali Yiğit “ veriyorum ,ondan 1-2 gün sonra ben şeye gidiyorum Adliyeye “dedi.
Mahkeme başkanı “Beşiktaş’a gidiyorsun öylemi “
Sanık Ali Yiğit “evet”dedi.
Mahkeme üyesi “(H. Hüseyin Özese)” savcılığa mektubun aslını götürdünüz mü “
Sanık Ali Yiğit “hayır götürmedim cezaevi müdürü gereken yerlere faksladım diye söylemişti zaten adliyeye götürmedim yani”dedi.
Mahkeme üyesi “(H. Hüseyin Özese)” peki şöyle birden fazla mektup yazıldığını söylediniz aynı mektuptan mı bahsediyor sunuz “
Sanık Ali Yiğit “hep aynı mektup hepsinin içeriği hepsi aynı yani hiçbir kelime hatası ,hiçbir imla hatası kesinlikle yoktu yani hepsi aynı hepsi tamamen suçlamalar babamla bana aitti, tamamen her şeyi ben yapmışım veya babam yapmış gibi yani bunlar başka hiç kimse suçlu yoktu burada sadece suçlu ikimizdik” dedi.
C. Savcısı Nihat Taşkın: “Sayın başkan,aslında sayın müdafiinin sorduğu sorunun cevabı da var sanık savcılığa ifadeye gittiğinde C. Savcılığı mektubun aslını cezaevi idaresinden istemiş cezaevi idaresi de o gün mektubun aslının olmadığını ve gerekçesini aynı günlü bir tutanağa yazarak , tutanak altına almış , bunda anlaşılmayacak bir husus yok”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı “ Anlaşılmayacak husus şu sayın savcım çünkü sanık ifadesinde bu olaylardan daha evvel yani müşteki ifadesini verdiği tarihten daha evvel cezaevi müdürüne gittiğini müdürlükte mektubu gösterdiğini , müdürün mektubun fotokopisini çekerek aslını kendine iade ettiğini sanığında korku için aslını yırttığını söylüyor ,fakat savcılıkta verdiği ifade ile aynı tarihte tutulan tutanakta cezaevi müdürü diyor ki aynı gün yani savcılığa aslını ibraz etmediği mektup aynı gün aslını ibraz etmediği mektubun aslını Ali Yiğit’ e iade ettiğini söylüyor aynı gün savcılıkta verilen ifade ile aynı gün Bayrampaşa cezaevi müdürü mektubun fotokopisini çektim , aslını kendisine iade ettim diyor , niçin o zaman aslını savcılığa ibraz etmiyor”dedi.
Sanık Ali Yiğit “ mektubun aslını ben istedim zaten çünkü içerde anlaşılabilirdi yani o mektup eksik olabilirdi “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı “ 22 haziran tarihinde aslı sizde ise eğer nasıl oluyor da müşteki ifadenizde daha evvel korkup yırttığınızı söylüyorsunuz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “mektuplar bir tane değil dediğim gibi yüzlerce olduğu için yani hangisi “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı “ halbuki cezaevi müdüründen gönderilen mektup bu imzasız ve parmak izi olmayan mektup peki bu konuyu kapatalım , mektubun içeriğini tamamen yalanlıyorsunuz değil mi bu mektupta yazılanların mektupta yazılanları tümden yalanlıyorsunuz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı “ peki bu mektupta yazdığına göre sizi gezdirmiş polisler, sonra ifade vermeye götürmüş , ifadeden sonra tekrar sizi almışlar Ümraniye ‘deki gecekonduya götürmüşler, Ümraniye deki gecekondunun içine girmişler sizi içeriye almamışlar , bir saat yada yarım saat bir saat kadar içeride bir şeyler yapmışlar bu ifadeleri kabul etmiyor musunuz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Kabul etmiyorum efendim efendim, Ümraniye ye gittiğimizi kabul ediyorum ama yalnızca gittik arama yapıldı tekrar inceleme yapıldı bende yanlarındaydım biz dışarıda dediğim gibi tost ve çay içtim orada iki polis yanımdaydı diğerleri içerdeydi “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı “ ha sizi içeriye almadılar değil mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit “efendim bende girdim “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı “ tost mu yediniz dışarıda içerde miydiniz”dedi.
Sanık Ali Yiğit “efendim,önce ev arandı yemek yedik sadece yemek yemek konusu orada oldu yani beraber gittik Çakmak’ daki eve doğrudur efendim “dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı “ Yani mektubun içeriğinin bir kısmını kabul ediyorsunuz”dedi.
Sanık Ali Yiğit “sadece Çakmak’da eve gittiğimizde, inceleme yapıldığında, tekrar çatıya çıkıldığında , oralara gittiğimiz kabul ediyorum başka hiç bir şeyini kabul etmiyorum çünkü oraları doğruydu öbür tarafları yalandı ben yazdım yine ama yalandı efendim”dedi.
Av. Yıldırım Çavuşovalı “ peki teşekkür ediyorum başka sorum yok efendim”dedi.
Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil söz istedi verildi
Dostları ilə paylaş: |