: efendim sanığın ifadesini dinledik müvekkilim ile ilgili zaten müvekkilimi orada görmediğini hiç tanımadığını , cezaevinde kendisini gördüğünü , cezaevinde tanıdığını söylüyor , orda bir sorun yok onun için onunla ilgili soru sormayacağım efendim , sadece bir iki sorum olacak olayla ilgili polisler kendisi ile gittiği zaman polisler o gecekondunun oradaymış , kendisi oraya gidiyor gecekondunun oradaki polisler bunu bekliyorlar sonra anahtar almaya gidiyorlar halbuki ifadesinde anlattığı gecekondunun yani bu bombaların bulunduğu söylenen yer dışarıdan haricen girilebilen bir yer anahtara polisler niçin ihtiyaç duyuyorlar da Ali ‘yi arıyorlar, çağırıyorlar oraya onu anlayamadım efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit “efendim önce evin kapısını açmaya çalıştılar çünkü evin önce altını aradılar sonra çatıya çıkıldı efendim “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “ ama polisler mi kendisini çağırmış ,kendisimi gelmiş ben onu anlayamadım “dedi.
Sanık Ali Yiğit” kesinlikle tesadüfen kendim oradan geçiyordum devamlıda o köşe başında takıldığım için ordayım yani”dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “peki efendim karakolda ifadesi alınırken kendisine resimler gösterilerek işte bu Muzaffer Tekin diye polis tarafından denmiş mi denmemiş mi onu bir sormak istiyorum”dedi.
Sanık Ali Yiğit” Muzaffer Tekin denilmemiş , dediki madem Muzaffer Tekin manava geldi bu resmi tanıyor musun , hayır efendim dedim tanımıyorum “dedi.
Mahkeme başkanı “ madem Muzaffer Tekin manava geldi kim dedi”
Sanık Ali Yiğit” manava gelenin Muzaffer Tekin’in olduğunu iddia ediyorsun dediler,dediki bu resmi tanıyor musun dedim ki bu resmi tanımıyorum ona benziyor dedim tarifen Muzaffer Tekin ‘in resmini gösterdiler bana ama bu kesinlikle değildir dedim yani”dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgil “ Yani Muzaffer Tekin’in resmi karakolda kendisine gösterilmiş efendim”dedi.
Sanık Ali Yiğit” evet efendim “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “ismi söylenmiş mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit” hayır ismi söylenmemiş bunu tanıyor musunuz dediler bana sadece “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “Muzaffer Tekin olduğunu nereden biliyor “dedi.
Sanık Ali Yiğit” sadece ben bir iki sefer televizyonda gördüm başkada hiç bir yerde gördüğüm yok yani “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgil “efendim resim gösterdi ben tanımadığımı söylüyor ama Muzaffer Tekin diyor çok anlayamıyorum özür diliyorum efendim şimdi efendim daha önce biraz önce meslektaşım ve tutuklu Kemal Kerinçsiz ‘in okuduğu söylediği tutanaklarda ben de vardım, orada Ali Yiğit ifadesinde müvekkilimi hiç tanımadığını hiç görmediğini ve Danıştay olayını da bilmediğini kendisinin bu kadar zaman ayırıp bunları izleyecek durumu olmadığını, ekmeğinin peşinde olduğunu o nedenle bunları bilmediğini ancak kendisinin karakola gittiğinde polislerin kendisine Muzaffer Tekin’in resmini önüne koyuyorlar buydu yani daha doğrusu tam olarak şöyle dedi efendim bana dediler ki polisler başka bir şey var mı şüphelendiğin bende dedim ki teyit edebilir efendim bir gün ben manavda beklerken bir siyah Mercedes geldi camları falan siyahtı önünde genç bir adam oturuyordu arkada bir adam oturuyordu Mercedes yavaşladı ama durmadı yani işte benim şüphelendiğim tek olay budur diye dedim bunun üzerine polisler bana Muzaffer Tekin’in resmini göstererek bu mudur diye sordu bu beyanı yani o Kardak balıkçı lokantasında böyle bir beyanda bulunup bulunmadığının sorulmasını istiyorum efendim“ dedi.
Sanık Ali Yiğit” efendim deminde anlattığım gibi Muzaffer Tekin olup olmadığını emin değilim yine dedim zaten Kardak lokantasında öyle söylemiştim emin değilim dedim efendim “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “polislerin kendisine bu resmi göstererek “
Sanık Ali Yiğit” polislerinde bana özellikle bu Muzaffer Tekin ‘di isim söyle bu Muzaffer Tekin ‘i tanıyor musun manava gelen bu muydu diye bu Muzaffer Tekin bunu söyleyeceksin diye kesinlikle bir şey söylemedi efendim “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “ peki efendim tam aksini söylemişti orada onu zabıtlara geçmesi bazında tanık olduğum için söylemek durumundayım , efendim birde bombaların bulunduğu yeri biraz önce tanımladı ancak babasının yani Şevki Yiğit ‘in Trapzon ’dan Jandarmayı arayarak yaptığı ihbardaki yerine bombaların bulunduğu yer pek birbirleri ile örtüşmüyor bizim anladığımız kadar dosyadan bu bombaların yerlerini değiştirmişler mi baba oğul yoksa orada kalmış mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”hayır efendim değiştirmedik kesinlikle dedikleri yerde yani 20 cm 30 cm ileride geride oynuyor yani dedikleri mesafe bu efendim yani tahminen ölçmedi metreyi eline alıp ölçmemiştir yani tahminim 20cm 30 cm ileri geri oynuyor dediği telefonda söylediği yerle “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “ efendim şimdi sanık ifadesinde o kadar güzel ve ayrıntılı bir ifade veriyor ki yani işte sandık açıldığı zaman anında belli olabilsin diye işaretler konduğundan yani olağan üstü bir gözlemci olduğu zaten şu zabıtlarda ki şeyden anlaşılıyor ya olağan üstü gözlemci yada olağan üstü gözlemci haline birileri Ali Yiğit’i getirmiş durumda ama bombaların yerinin değişip değişmediğini bilmiyor , bandın üzerinde biraz önce Oktay Yıldırım ‘ın sorusuyla eline aldığı ve salladığı , kutunun üzerindeki şeyin kahverengi olduğunu söyledi halbuki daha önceki beyanlarında siyah diye geçiyor benim anladığım kadarıyla “dedi.
Sanık Ali Yiğit ”efendim siyah kutu , kahverengi bant koli bant”dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “şimdi değiştirdi efendim düzeltti, peki son bir efendim soru çok özür diliyorum fazla zamanınızı almak istemiyorum “dedi.
Mahkeme başkanı” siyah kutu kahverengi bant dedi “
Sanık Ali Yiğit ”kahverengi bant demiştim efendim “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “kahverengi dedi bant efendim,kayıtlara geçti bu,kahverengi dedi”dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “parmak izinin nedense eliyle tuttuğunun parmak izi yok işte diğer sanıkların var onu bilmiyorum efendim ben son bir soru efendim, Şevki Yiğit ifadesinde C4’leden söz ediyor ihbarında düzeltiyorum , ihbar tutanağında C4’ler vardı diyor belili ki baba oğul açmışlar çok güzel incelemişler ne C4’ü biliyor ben şube başkanlığı yaptım asteğmenlik yaptım C4 hiç görmedim ama Şevki Yiğit ifadesinde bunu biliyor oğlu biliyor bu C4’leri ne yapmışlar efendim onun sorulmasını istiyorum”dedi.
Sanık Ali Yiğit ”efendim kaçakçılık yapıyor babam C4’ü çok tanır kutunun içinde C4 olabileceğini tahmin etmişti başka da bir şey yok, C4 bir şey yoktu orda,orada olan bütün malzeme zaten oradaydı kesinlikle hiç kimse bir şey almamıştır efendim “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “ içinden hiç bir şey çıkmış mı çıkmamış mı , almışlar mı , almamışlar mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit” nasıl bir şey sandığın içinden mi hayır kesinlikle “dedi.
Av. Engin Çelik Kadıgıl “başka sorum yok efendim teşekkür ederim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “Babasının C4’ü nereden tanıdığı anlaşılmadı sayın başkanım çok hızlı konuştu o yüzden anlaşılmadı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “kaçakçılık ettiğini iddia ediyorlar efendim bende diyorum ki belki oradan tanımış olabilir , kaçakçılık ettiğini iddia ediyorlar “dedi.
Sanık Mahmut Öztürk müdafii Av. Nuri Seçkin Albayram; “Ali Yiğit ,beni tanıyor musun daha önce gördün mü “dedi.
Sanık Ali Yiğit “evet “ dedi.
Av. Nuri Seçkin Albayram “huzurda verdiğin ifadenin az önce huzurda verdiğin ifadenin başında doğrudan doğruya şahsıma yönelik olarak bir ithamda bulundun, Kardak balıkçısında yapılan toplantıda bizim tarafımızdan tehdit edildiğine dair bir takım beyanlarda bulundun , bunu açıklarmısın benim tarafından sana yönelik her hangi bir baskı , tehdit içeren her hangi bir şey söylendi mi “dedi.
Sanık Ali Yiğit “Ben Kardak balıkçısında tehdit edildiğimi söylemedim efendim, her şeye evet dedim çünkü ileride tehdit edilebilirim amacıyla ne diyorlarsa evet dedim onlara efendim kesinlikle şahsı tarafından , veya başka biri tarafından orada tehdit edilmedim “dedi.
Av. Nuri Seçkin Albayram “peki efendim yine huzurda verdiğin ifadede bu çatı katında bulunan sandığın üzerindeki mührü tarif ederken askeri mührün daha önceden kesildiğini söyledin, daha önceden askeri mührü nerede gördün ve askeri mühür nasıl bir şey bize tarif eder misin” dedi.
Sanık Ali Yiğit “askeri mühür derken efendim , yani bir yeri mühürlersin ya efendim kapatılır bir yer aynı o mühürden vardı efendim alüminyum döküm bir şeydi gri renkte ufak bir parçaydı, şu kadar bir başına köşe tarafı kesilmişti efendim sandık açılmasıyla otomatikman kesilmişti , sandığın ağzı da demir teli ile beraber tekrar bağlanmıştı efendim “dedi.
Av. Nuri Seçkin Albayram “peki emniyette verdiği ilk ifade de Mahmut Öztürk ile Oktay Yıldırım’ı televizyonda birlikte gördüm dedin , az önce Oktay Yıldırım’ın bir sorusu üzerine verdiğin cevapta Muzaffer Tekin ile Mahmut Öztürk ‘ü televizyonda birlikte gördüm dedin , az önce huzurda verdiğin ifadede ise televizyonda sadece Oktay Yıldırım’ı gördüğünü söyledin bu çelişkiyi açıklar mısın”dedi.
Sanık Ali Yiğit “Ben sadece gördüğüm Oktay Yıldırım’dır televizyonda , Muzaffer Tekin’i dediğim gibi yani bir kere veya iki kere televizyonda sadece Danıştay saldırısı sırasında çok az görmüşüm başkada Mahmut Öztürk özellikle televizyonda görmedim efendim efendim”dedi.
C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : Başkanım bir çok ifade yazdırılıp, imzalatılıp , hangisini ne zaman ne yaptığını da hatırlaması da bu kadar güç olabilir“
Av. Nuri Seçkin Albayram “sayın başkan şimdi huzurda Oktay Yıldırım’ı televizyonda tek başına gördüğünü söyledi , emniyette vermiş olduğu ifadeden kısa bir bölüm okuyorum , bu tarihten yaklaşık 1 yıl önce gerçekleşen Danıştay saldırısı olduğu günlerde Muzaffer Tekin ‘e ait villa basıldıktan sonra ben televizyonda Mahmut Öztürk ve Oktay Yıldırım’ı gördüm bu durumu dayım Mehmet Demirtaş’a sordum o da bana onlar devlet için çalışan astsubaylar Muzaffer Tekin ‘in Çavuşbaşındaki evinde arama olmuş vs. vs. diye gidiyor Oktay Yıldırım’ı televizyonda tek başına gördüğünü söylüyor peki o zaman dayısı niçin onlar ibaresini kullanarak kendisine çoğul ibare kullanarak bunlar devlet için çalışan astsubaylar dediğini iddia ediyor “dedi.
Sanık Ali Yiğit “onu o zaman dayıma sorarız”dedi.
Av. Seçkin Albayram “efendim bu ifade kendisine ait bu ifade kendisine ait tamamen kendisinin anlatımı”dedi.
Mahkeme başkanı “ Bu kadar cevap verdi “
Av. Seçkin Albayram “peki efendim son bir sorum var efendim kendisi sürekli cezaevinde baskı ve tehdit gördüğünü anlatıyor peki o zaman kendisine soruyorum , niçin cezaevi yönetimine koğuşunun değiştirilmesi yönünde bir talepte bulunmamıştır “dedi.
Sanık Ali Yiğit “ efendim zaten Tekirdağ ‘a gittiğimiz zamanda Oktay Yıldırım ve Mehmet Demirtaş beni yanlarına almayı çok istemiştiler ama kabul etmedim kesinlikle bunu Muzaffer Tekin’de biliyor Mahmut Öztürk’de biliyor ben sizin yanınızda kalacağın dedim onlarda kabul etti , kesinlikle onların yanında kaldığım bir hafta sürece baskı gördüm doğrudur ama aşırı baskı gördüm efendim , tehditde yapıldım ,oğlunu öldürürüm , bunu yaparım ,şunu yaparım hepsini yaparım dedi , bende yaparsın dedim siz yaparsınız dedim, doğrudur dedim her şeye evet dedim , ama bir şeye kadar sineme çektim yani”dedi.
Mahkeme başkanı “Yetkililere niye bildirmedin “
Sanık Ali Yiğit “efendim zaten o sırada mektubu cezaevindeki mektubu zaten yetkiliye vermiştim avukatıma söylemiştim , baskı yapılıyor bana , avukatım gerekli yere söyledi zaten cezaevinde yetkiliye söylemişti bilerek isteyerek durdum tamamen bombaların konusunu öğrenmek istedim ,yani kimin gerçekte buna mı ait olduğu kadarını öğrenmek istedim içlerinde kalmayı ben tercih ettim efendim “dedi.
Av. Seçkin Albayram “peki efendim teşekkür ederim”dedi.
Sanık Gazi Güder müdafii Av. Özbay Demirel söz istedi verildi “efendim öncelikle Ali Yiğit C4 nasıl bir şeydir”dedi.
Sanık Ali Yiğit “ben askerde elime silah bile almadığım için C4 ‘ü hiç bilmiyorum eroin hiç kullanmadım eroin diyorsunuz eroin de hiç kullanmadığım için “dedi.
Av. Özbay Demirel “peki şöyle diyeceğim şu şeyi bize kısaca bir anlatabilir misin o ortamı ve bu bombaların bulunduğu kutu mudur , kasa mıdır ne renkti bombalar nasıl duruyordu bunları bize kısaca anlatabilir misin bu durumu bombaları tarif et yani nasıl duruyordu nasıllardı “ dedi.
Sanık Ali Yiğit “çatının sağ alt tarafında üst dipteydiler efendim , siyah bir naylon bir kağıda sarılıydılar ve dediğim gibi ağzı demir telli ile bide askeri mühür gibi mühürle bantlıydı ve sağı soluda işaret konulmuştu salınıp sallanmayacağına dair ve hatta çizgiler tamamen neredeyse kaybolmuştu ki tozdan askeri bir sandık , tahta bir sandık yani içini açtığımızda direkmen el bombalarını gördük birde dediğim gibi siyah bir kutu göründü kutu ağzı koli bandı ile bantlıydı sadece kutuyu kaldırıp salladığımızda C4 diye tahmin ettim ve babam illaki ihbarı böyle bulundu yani ben bilmiyorum tam olarak neticede “dedi.
Mahkeme başkanı “yani salladığında C4 olduğunu nasıl anladınız”
Sanık Ali Yiğit “salladığımızda ses geldi tık tık diye “dedi.
Mahkeme başkanı “Yani o C4’ün kendine özgü bir sesimi var “
Sanık Ali Yiğit “bilmiyorum ben ihbarı babam nasıl yaptığını onu bilmiyorum “dedi.
Av. Özbay Demirel “ teşekkür ederim efendim sağ olun “dedi.
Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu söz istedi verildi :efendim müvekkilimin ayağa kalkmasını istiyorum , Ali Yiğit’inde kendisine bakmasını istiyorum , televizyonda gördünüz mü tanıyor musunuz “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır “dedi.
Av. Yaşar Ağsu “benim müvekkilim Muzaffer Tekin’den belki beş misli daha fazla yada onla aynı miktarda televizyona çıkmıştır sadece televizyonda gördüğünü söylüyor , ben sadece şunu arz etmek istiyorum C. Savcıları sanığın lehine yada aleyhine olan her şeye iştirak etmeleri gerekir yalancı tanık terörle mücadelenin yazdıkları fezlekede dahi emniyetin ifadesiyle ‘dedi.
Mahkeme başkanı “ Avukat bey soruyu soracak mısınız”
Av.Yaşar Ağsu “soruyu sordum efendim cevabını arz ediyorum saygıdeğer başkanım”dedi.
Mahkeme Başkanı”Aldık cevabını”
Av. Yaşar Ağsu” Tamam saygıdeğer başkanım,arz etmek istediğimizi zatıalinize anlattık”dedi.
Mahkeme Başkanı”Anlaşıldı”
Sanık Hayrettin Ertekin söz istedi verildi ”olayın benle bir ilgisi yok ama bir edindiğim tecrübeden dolayı Ali Yiğit ‘e bir soru sormak istiyorum müsaade ederseniz Ali Yiğit ‘in minibüs hatlı dolmuş alıp almadığını öğrenmek istiyorum şu an bir minibüs hattının olup olmadığını, iki Trabzon ‘dan beraber geldiği arkadaşı ile o gecekonduya kaç defa gidip o arkadaşına neler konuştuğunu öğrenmek istiyorum “dedi.
Mahkeme başkanı “ nedir konu nedir onla ne için bunları öğrenmek istiyorsunuz “
Sanık Hayrettin Ertekin “ efendim bu olayla direk bağlantısı varda onun için çünkü polis muhbiridir bu arkadaş şu an kullandığı taksi de İstanbul Emniyet İstihbarat şube müdürlüğünün taksisini kullanıyor “dedi.
Sanık Ali Yiğit “ efendim kesinlikle taksi kullanmıyorum şu anda bir hafta önce bundan yaklaşık 15 gün önce aldığım kendime ait 34 EB 2995 plakalı aracın 40 milyar kredi çekerek efendim bunun 20 milyarı babamın kendi maaşını haciz ederek çektiğimiz 20 milyarını da sağdan soldan eşimin bileziklerini bozduğum kuyumcumda bellidir efendim servis minibüsü aldığım 1 milyon dahi şuanda kendi param yoktu ilk taksitini iki gün önce ödediğim bir arabam var ve binek arabaya gelince 77 model bir tanede pejo taksim var şuanda marja basarsanız çalışmaz efendim başkada bir şey demiyorum “dedi.
Sanık Hayrettin Ertekin “kuyumcuya bozdurduğu 1 milyon 300 bin liralık bilezik efendim yalan söylüyor “dedi.
Mahkeme başkanı “ buyurun oturun “
Sanık Ali Yiğit “ iyi takip etmişsiniz”dedi.
Sanık Asım Demir müdafi Av. Necip Yenişan söz istedi verildi;Burada yaklaşık üç saate yakın oldu sanırım saatim olmadığı için bilemiyorum ama sanığın vermiş olduğu ifadelerden ben olay hakkında net bir kanıya hasıl olamadım , merak ettiğim bir husus var çatıya kaç yerden giriliyor anladığım kadarıyla evin dışından girildiğini söyledi, girebilmek için seyyar bir merdiven mi dayamak lazım bir merdiveni var mı yani çatının girişinin yoksa seyyar bir merdivenle mi giriyor eğer böyle ise acaba yüksekliği ne kadardır ve girişin yüksekliği ne kadar dır bunları merak ediyorum “dedi.
Sanık Ali Yiğit “seyyar bir merdivenle girmen gerekiyor efendim , her hangi bir merdivenle girişi tahminim 4 veya 3-4 metre 4 metre 5 metre falandır yani en fazla”dedi.
Av. Necip Yenişan “yani bacağından sakat olan bir kişinin oraya rahatlıkla girip çıkabilme ihtimali var mı”dedi.
Sanık Ali Yiğit “İsteyen herkes oraya efendim merdiven koyduktan sonra zaten evin arkasında merdiven vardı herkes çıkabilirdi efendim “dedi.
Av. Necip Yenişan “ birde sandığı açıp içindekileri kontrol ettiklerini söylüyor peki neden sandık içerisindeki eşyalarda herhangi bir parmak izi bulunamıyor bu konuda bir bilgisi var mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “ bilgim yoktur efendim”dedi.
Av. Necip Yenişan “ birde olay yeri inceleme yapılırken dışarıda lokantada beklediğini söylüyor bu esnada olay yeri tutanağı tutuluyor ve bunun altına imza atıyor bu etik bir davranış mı kendisi için”dedi.
Sanık Ali Yiğit “ efendim dışarıda lokantada dediğim değildi lokanta büfeydi zaten büfede evin hemen yanındaydı, bitişikti, her şey yapılırken ordaydım yani kesinlikle arama birşey yapılırken eve bir zarar verildi,verilmedi diye kesinlikle verilmedi ben de imzaladım efendim “dedi.
Av. Necip Yenişan “ama siz dışarıda oturuyorsunuz eve bir zarar verilip verilmediğini de bilecek durumda da değilsiniz, ama onun altına imza attınız bu sizce doğru bir davranış mıdır “dedi.
Sanık Ali Yiğit “içeride değildim içeriye girdim ben “dedi.
Av. Necip Yenişan “peki bu şekilde tutulan başka bir tutanağa da imza attınız mı bu yargılama sürecinde içerisinde “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır “dedi.
Av. Necip Yenişan “ atmadınız peki , çatının girişinin yüksekliği ne kadar dediniz yani ne kadar kaç cm’lik bir girişle giriliyor çatıya“dedi.
Sanık Ali Yiğit “yerden yüksekliğimi “dedi.
Av. Necip Yenişan “yerden yüksekliği değil hayır kapısı yani girdiğiniz yer “dedi.
Mahkeme başkanı “çatının kapağımı var”
Sanık Ali Yiğit “çatının kapağı var “dedi.
Av. Necip Yenişan “televizyon büyüklüğünde midir “dedi.
Mahkeme başkanı “ ne kadardır kapağı “
Sanık Ali Yiğit “bir televizyon büyüklüğünde kadar diyelim “dedi.
Sanık Ali Yiğit “plazma kadar yok efendim “dedi.
Sanık Ali Yiğit “bir kareden büyük efendim “dedi.
Av. Necip Yenişan “yani bir kareden büyük bir girişi var yani bir kapak , bir kilit asma kilidi falan var mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır kesinlikle yok “dedi.
Av. Necip Yenişan “yok açık peki teşekkür ederim “dedi.
Sanık Sevgi Erenerol müdafii Av. Mehmet Kozan söz istedi verildi:sayın başkanım ben sadece bir sorunun cevabının alınmadığını düşündüğüm için sormak istiyorum Oktay Yıldırım Ali Yiğit’e sordu Danıştay nedir,Danıştay saldırısı nedir şeklinde bir soru sordu televizyon izlemediğini söyledi bilgisinin olmadığını, Danıştay saldırısında ne olmuş niye çünkü Danıştay saldırısı izledikten sonra Muzaffer Tekin ‘i gördükten sonra babası ile beraber bombaları ihbar etme kararı aldığını söyledi , Danıştay saldırısında ne olmuş Danıştay saldırısı bomba ile mi olmuş acaba bu konuda bilgisi var mı “dedi.
Sanık Ali Yiğit” efendim Danıştay saldırısı babam görmedi veya bilmiyordu babamla beraber televizyon izlemedim öyle lüksüm yoktu babam evde olduğu zaman çalışıyordum tam ters vakitlerdeydik efendim Danıştay saldırısında ne oldu tahminim avukat sayılan bir şahıs çıkıp yukarda ki Danıştaylardın birini vurmuş veya bir ikisini yaralamıştır efendim başka da bir bilgim yoktur “dedi.
Mahkeme başkanı “bitti, geçebilirsiniz”
Sanık Oktay Yıldırım söz istedi verildi “ama çok önemli sayın başkanım “dedi.
Mahkeme başkanı “ nedir halen söyleyin bakalım“
Sanık Oktay Yıldırım ”sayın başkanım sabrınıza teşekkür ederim ama yeni çıktı bu, konuşmalarından sonra çıktı sayın başkanım ,el bombalarını bulduğu tarihten itibaren beni çatıya çıkarken görmüş mü görmemiş mi sayın başkanım”dedi.
Sanık Ali Yiğit “hayır efendim görmedim ”dedi.
Sanık Oktay Yıldırım “bu bahse konu mektubu ben mi yırtmışım kendisimi yırtmış sayın başkanım “dedi.
Sanık Ali Yiğit “ efendim bir kısmını kendi yırttı, bir kısmını ben yırttım yani dediği mektup bir tane değil dediğim gibi 100 sayfa 100 lerce sayfaydı efendim “dedi.
Sanık Oktay Yıldırım” peki teşekkür ediyorum çok sağ olun sayın başkanım”dedi.
Sanık Aydın Yüksek söz istedi verildi ; sayın başkanım sayın heyetin hakimleri lütfen dikkat ediniz çok önemli bir soru sormak istiyorum sanığa sanık ifadesinde gerek emniyette gerek savcılıkta gerek huzurda söylediği her ifadesinde babasının tahta almak için çatıya çıktığını sonra bombaları gördüğünü geri geldiğini bunlar kimin diye sorduğunu tekrar geri döndüklerinde tekrar çatıya geri döndüklerinde dikkat ediniz özel teli kırarak açtıklarında aa bomba varmış dediğini ifade ediyor burada bunu söylerken bombanın sahibini söylüyor sanık anlata bildim mi sayın başkanım “dedi.
Sanık Ali Yiğit “ orda bombanın sahibini söylemiyorum bide neyi kırarak anlamadım “dedi.
C. Savcısı Nihat Taşkın “ sayın başkan bir hususu açıklığa kavuşturmak için son bir soru sorabilir miyim sanığa “ dedi.
Sanık Kemal Alemdaroğlu söz istedi verildi : başkanım sanığı dinledik ve bir görüşümü izin verirseniz aktarabilir miyim ,görüşüm sanıkla ilgili görüşüm vede soru yönelteceğim sonunda ben 25 yıl Adli Tıp genel kurulunda bir hekim olarak ve cerrah olarak Adli Tıp genel kurulunda ikinci ihtisas kurulunda 25 yıla yakın süre görev yaptım başarı ile görev yaptım ve çok psikiyatri hastalarını orada görme fırsatım oldu, hekimliğimin dışında Adli Tıpta, şimdi bu kurgu bu Ergenekon kurgusu hukuki ve cezai ehliyeti tartışılır Tuncay Güney denilen bir kişinin ifadesini kullanacağım eşdinsel haham sayesinde oldu ve bizde bu kurgunun yöneticileri olarak 20 Ekimden, 21 Marttan buyana da göz altı tutuksuz şimdide 13 ‘üncü oturuma katılıyoruz şimdi şuanda Ali Yiğit diye bir başka kişi ifade veriyor ve anladığım kadarıyla hukuki ve cezai ehliyeti bu kişinin tartışılır çünkü baştan beri söyledikleri hepsi bir biri ile çelişiyor , emniyet ifadesi , savcılık ifadesi , mahkeme ifadesi buradaki ifadeleri sürekli iş birliği içerisinde cezaevi müdüriyeti ile ve emniyetle yaptığı girişimler ben üniversitede rektörlük yapmış bir kişi olarak emniyette evet saygı ile karşılandım, savcılıkta hayır saygı ile karşılanmadım ama nasıl oluyor da bir hukuki ve cezai ehliyeti tartışılır bir kişi ile lokantalarda açık havada yemekler yeniliyor , nasıl oluyor da İstanbul da dolaşılıyor dün bir manavda asgari ücretle belki çalışan bir kişi nasıl oluyorda acaba çocuğunun sünnet geliri ile mi arabalar alıyor , takdir edersiniz ki ben bu sanıkların bu şekilde ifadeleri ile bir örgütün yöneticisi olarak suçlanıyorum , sayın savcılara lütfen biraz vicdanlı olmalarının diliyorum teşekkür ederim dedi.
C. Savcısı Nihat Taşkın ;” İfadenizde talebiniz olmadığı halde Mehmet Anıt isimli bir avukatın cezaevine gelerek , barodan görevlendirilen avukata azletmesini Oktay Yıldırım’ın lehine ifade vermesini söylediğini belirttiniz Oktay Yıldırım bu duruşmada size bu görüşmenin hangi cezaevinde olduğunu sordu Oktay Yıldırım bir önceki duruşmada ise kendisinin cezaevinde babası Şevki Yiğit’e yönelik kötü sözler söylediğini hatta dayısı Mehmet Demirtaş’ın bundan sonra kendisinin babası yerinde olduğunu söylediğini kendi talebi nedeni ile avukatlarına rica ederek Ali Yiğit’e avukat gönderilmesini istediğini bu nedenle bir avukatın gelerek Ali Yiğit ile görüşmüş olabileceğini söylemiştir, bu hususu açıklığa kavuşturmak için cezaevinde kendisi ile görüşen avukatı kendisinin mi talep ettiği yoksa Oktay Yıldırım’ ın mı gönderdiği hususunu bir daha açıklar mısınız”dedi.
Sanık Ali Yiğit “Kesinlikle kendi talebim değildir efendim Oktay Yıldırım tarafından getirilmiştir ve kesinlikle avukatım Mehmet Sami Selçuk’u ret etmem istenmiştir efendim “dedi.
Mahkeme başkanı “Başka söyleyeceğin bir şey mi var “
Sanık Ali Yiğit”Evet, arabayı almamın nedenine gelince efendim arabam kredili, borçtur ve hepsinin kredisiyle getirebilirim hangi bankadan ne kadar kredi çekmişimdir , hangi şirkette çalışıyorumdur ve kazandığımın karşılığı olan da hepsini getire bilirim efendim”dedi.
Mahkeme başkanı “anlaşıldı otura bilirsinizin yerinize”
Duruşmaya 13,30 ‘a kadar ara verildi ,
Yargılamaya kaldığı yerden devam olundu.
Sanık Mehmet Demirtaş tespit olunan kimliği, okunan iddianame doğrultusunda huzura alındı, daha önce genel okunan CMK’nun 147 ve 191 maddelerindeki yasal hakları tekrar hatırlatıldı,
Mahkeme Başkanı”Açıklama yapmaya hazır mısın”
Sanık Mehmet Demirtaş” evet efendim “dedi.
Mahkeme Başkanı “ Avukatınızda burada”
Sanık Mehmet Demirtaş “ evet efendim “dedi.
Dostları ilə paylaş: |