GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Sorgusu yapılan sanığa direkt bilebileceği soruların sorulması gerektiğinden, talebin kabulüne oy birliği ile karar verildi. Açıklandı ,
Açık yargılanmaya devam olundu,
Sanık Kemal Kerinçsiz” efendim Ali Yiğit’in eşine ve ağabeyisine konuştukları konusunda şahit olarak dinlenmesi meselesinde ne bilgisi vardır”
Sanık Muzaffer Tekin " var efendim, şöyle arz edeyim, başkanım Ali Yiğit çıktıktan sonra eşime telefon ediyor biraz önce arz ettiğim ben Muzaffer Tekin’i görmedim, kesinlikle Ümraniye ye gelmedi hatta eşimde biraz serzenişte bulunuyor, niye bu şekilde davrandın diye, bunun neticesinde kardeşimi de arıyor Rıza ağabeymi de arıyor onada aynı beyanlarda bulunuyor ve ben kendim ifade vereceğim diyor ben özellikle burada bahsetti beraber yatarken bazı şeyleri hissettiğim için Mahmut ile ben de kesinlikle dedim yarın , öbür gün bu bizim önümüze baskı yapıyor şeklinde döner, tamamen hür iradesi ile arayıp söylediği bir konu husus “
Sanık Kemal Kerinçsiz “Ali Yiğit’in neden ifade vermediği konusunda bir bilgisi var mı efendim, herhangi bir yerden duydu mu, duyum olarak söylüyorum herhangi birinden bir şekilde duydu mu “
Mahkeme Başkanı " başka bir sorun”
Sanık Kemal Kerinçsiz “Savcı Muzaffer Tekin’in tahliyesi konusunda yasadışı usullere müracaat ettiğimizden bahsetmiştir kendisine avukatlık yaptığım müddetçe yasadışı bir usul yöntem önerdim mi, çalışmalarımda bir usulsüzlük var mıydı, yaptığım bütün mesleki çalışmalardan haberdar mıydı, her tarafta yaptığım şikayetler , davalar verdiğim dilekçeler, talepler hakkında kendisine bilgi verir miydim Ali Yiğit ile olan o kalabalık toplantıya diğer avukatı Engin Çelik Kadıgil ‘in Mahmut Öztürk’ün avukatı Av. Seçkin Albayram ile birlikte bilgisi dahilinde mi katıldım ,”
Sanık Muzaffer Tekin "evet hepsinden bilgim var başkanım”
Sanık Kemal Kerinçsiz “o çalışmalarım konusunda “
Sanık Muzaffer Tekin "çalışmaları konusunda gayri yasal hiçbir çalışma içinde olmadı ben değil devamlı , eşim ve ağabeyim ile irtibat daydı yaptığı çalışmalarla ilgili başkanım “
Sanık Kemal Kerinçsiz “bütün yapmış olduğum yazışmalardan bilgisi var mı “
Sanık Muzaffer Tekin "Hepsinden var , hepsinden var “
Sanık Kemal Kerinçsiz “Kendisini muvazzaf subaylık döneminde almış olduğu takdir ve taltif belgelerini mahkeme dosyasına delil olarak sunmak üzere eşinden aldığım dosya içerisinde çıkan ve şahsıma ait büromun aranması sırasında Muzaffer Tekin’in dosyasından el konulan Kara Kuvvetleri Komutanlığı başlıklı boş takdirname konusunda bilgisi var mı”
Sanık Muzaffer Tekin "şimdi şayet oysa başkanım bende bir tane boş takdirname vardı geçen gün arz ettim General Mahir Kök’ün bana gönderdiği takdirname, bunlar birlik içinde personeli motive etmek için birlik komutanlarına tanzim ettiği ben bu takdirnameyi yaptığımda alay komutanı bugüne kadar askerlik hayatımda bu kadar güzel dizayn edilmiş bir takdirname görmedim demişti, şayet oysa doğruluğunu şöyle şey yapabilirsiniz teyit edebilirsiniz, bölüğüme bir şey yaptırdım marş yarışması o marş yarışması da o takdirnamenin fonunda vardır Türk milleti doğar asker , yaşam boyu hazır asker , ölür vatana gerekse eğer , ne mutlu sana canavar bölük , bölüğümün lakabı buydu , o takdirname ise onu da yanımda şey olarak hatıra olarak bulunduruyordum “
Sanık Kemal Kerinçsiz “efendim bu belge benim büromdan müvekkilimin dosyasından çıktığı halde sayın savcımız Büyük Hukukçular birliğinin ofisinden merkezinden çıkmış gibi göstermişler o konuda bir tashihin de yapılması gerekir. yani söz konusu belge müvekkilimin dosyasından çıkmıştır ve zabıtta da birinci sayfada arama zaptının birinci sayfasının son paragrafından büromdaki arama zaptının açıkça yazılıdır. ama bakıyoruz Büyük Hukukçular Birliğinin ofisinden, merkezinden çıkmış gibi gösterilmiş. o konuda da bir tashihi ye ihtiyaç var. çünkü kafa karışıklığı yaratmak amaç bu şekilde takdirnameleri Büyük Hukukçular Birliğine dahil edip farklı yerlere çekmek, bilgisayarımda çıkan kızı Özge Tekin’in sivisi Muzaffer Tekin’e ait yılbaşı tebriğine ilişkin yazı 2003 ‘e göre tayinler listesi sizin bilgisayarınızda da var mıydı”
Sanık Muzaffer Tekin "var başkanım hatta şunu arz edeyim yani bilgisayar konusunda o kadar yetersizim ki 2003 yılında öğrencilerim bana tayin listelerini göndermişler onun açılımı ilk defa Ümraniye deki bombalar ile alındığımda ortaya çıktı yani onu bile çözmekten acizim bilgisayar konusunda “
Sanık Kemal Kerinçsiz “efendim bunlar benim bilgisayarımda çıkıyor çünkü sebebi şu Muzaffer Tekin hard diskini ben 5 Ocakta savcılığın talimatı üzerine teslim alıyorum bunu da kontrol ediyorum içinde neler var diye mesleki çalışmam olarak tabi kontrol ederken bilgisayarımı da açıyorum bunlar benim delilim gibi tutup benim uhdem de çıkmış belgeler, bilgiler olarak aktarılıyor o yüzden bu suali sordum. kendisi ile avukatlık ilişkimiz nasıl başlamıştır avukatlık ücretleri konusunda bir bilgisi var mıdır nasıl ödemeler yapılmıştır “
Sanık Muzaffer Tekin "başkanım ben Ankara da gözetimdeyken eşim Kemal beyi avukatım olarak tahsis ediyor rica ediyor , fakat Ankara da daha önce arz ettiğim 87 yılından beri tanıdığım Osman Aydın Şahin olduğu için gerek kalmadı tahmin ediyorum daha sonra Zekeriya Öztürk ‘e kendileri avukatlık yapmışlar Ümraniye olayında yine eşimle irtibata geçildi Kemal bey 3 ay avukatlığımı yaptı ayda birer milyar ödemiş kendisi yol masrafları vs. ben çıktıktan sonrada diğer şeyleri telafi edeceğim şekilde “
Sanık Kemal Kerinçsiz “ve bu konuda bütün makbuzlar dosyaya ibraz edilmiştir efendim , şahsımla nerede ve nasıl tanışmıştır efendim”
Mahkeme Başkanı " nedir bunlar nedir yani”
Sanık Kemal Kerinçsiz “iddianamede var efendim çünkü şöyle diyor ki bakın devamını söyleyeyim 2005 yılı patrikhanenin önünde 11’inci ayda yapılan basın açıklamasında ve 2006 yılında Mart ayında Galatasaray da yapılan basın açıklamasında tanışmıştır diyor sayın savcımız oysa ben diyorum ki “
Mahkeme Başkanı " ne zaman tanıştınız”
Sanık Muzaffer Tekin "şöyle arz edeyim efendim 10 Nisan değil, 6 Nisan 2006 Kaymakam Kemal bey ondan bir önce patrikhaneye gitmiştik alınmazsa bir şey söyleyeceğim konuşmacıydı tanımıyordum ,çok da itici gelmişti bana başkanım , ama tanıdıktan sonra bütün şeylerim değişti , 2006.6 Nisan Kaymakam Kemal beyi anma toplantısında “
Sanık Kemal Kerinçsiz “efendim kendisinin bu davanın diğer sanıkları olan Kuddisi Okkır , Mahmut Öztürk, Mete Yalazangil , Aydın Yüksek, Oktay Yıldırım ile ilişkileri konusunda dinlettiğim tanıkların isimlerini bizzat kendisi mi vermiştir “
Sanık Muzaffer Tekin "ben verdim ve bunlarla irtibata geçme konunuzda da hatırlarsanız kardeşim ile irtibata geçmenize sağlık verdim “
Sanık Kemal Kerinçsiz “Sabah ve Zaman gazetelerinden kendisinin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına ilişkin haberler çıkmıştı , bu konuda savcı Zekeriya Öz ile görüşmüş mutlaka bir yanlışlık olduğunu ifade etmiştim , nitekim savcı da yapılan yazışmalar sonucu uyuşturucu kaçakçısı Muzaffer Tekin ‘in bir başka kişi olduğu, isim benzerliği bulunduğunu, ancak gizlilik sebebi ile söz konusu belgeyi veremeyeceğini beyan etti , bunun üzerine söz konusu kararı, mahkeme kararını, çünkü öbür Muzaffer Tekin’e ilişkin adliyeden temin ederek bu gazeteler konusunda davalar açtığım konusunda bilgisi var mı efendim “
Sanık Muzaffer Tekin "şimdi başkanım, o haberi içeride öğrendim. acil kendisi ile irtibata geçildi dedim ki 1000 yıl içerde yatarım bu pislik temizlenecek acil, ben evet ısrarla şey yaptım , davalar açıldı mufteri ve işte ceza davaları yürüyor efendim ben şey yaptım haberim var “
Sanık Kemal Kerinçsiz “son iki sorum efendim bir çok sivil toplum kuruluşunun düzenlediği basın açıklamaları mitingler ve etkinliklere katılma sebebi nedir efendim “
Sanık Muzaffer Tekin "şimdi şöyle arz edeyim efendim , daha önce arz ettim patrik hane Mustafa Kemal Atatürk şerh ve hıyanet yuvasıdır diyor Fener Rum patrikhanesi, misakı milliye sınırları dışına çıksın, diğer katıldığım Yunanistan da Pontus heykeli açılmış onu telin için ,diğer bir katıldığım Türk ordusuna destek, Yaşar Büyükanıt’a, diğer bir katıldığım Şehitlerimize sahip çıkmak için şimdi onu gün arz etmedim burada kısaca arz edeceğim. ben bu katıldığım toplantıların bir çoğuna da Muharip gaziler üyesiyim başkanım, yani Hukukçular birliğinin bir şeyi olarak değil bana Muharip gaziler derneğinin etkinliklerinde telefon edilir. hatta İstanbul muharip gaziler derneği içinde çok ısrar edildi kabul etmedim , şehitler şimdi sayın başkanım değerli üyeler, birkaç gün önce Milli mücadele kahramanı albay Şefik Bingül merhum defnedildi. keşke o albayımıza bu yapılan itibar sağlığında yapılsaydı da huzur ile gitseydi öbür tarafa , sizler hatırlarsınız bizim yaşımıza yaşı 60’a gelenler, 60-70 yılları arasında Kadıköy iskelesinde kolları , bacakları , elleri olmayan önlerinde boya sandıkları üzerlerinde kıyafetleri olmayan ama göğüslerinde gururla taşıdıkları İstiklal madalyası taşıyan boyacılar vardı , simitçiler vardı biz maalesef o gazilerimize ayakkabı boyattık , simit sattırdık onların itibar görmesi için nesillerinin mi tükenmesi gerekirdi. Avrupa Birliği diyor ki Birliği girmek için gazilik ve şehitlik kavramlarını yok edin, yok edin niçin, niçin başkanım onu arz edeceğim şimdi sizden istirhamımız bizim onurlarımızı iade edin ülkeye yapılan hizmetin karşılığı olmaz , onun menfaati olmaz ama hangi milletin askeri göreve giderken oğul git ya şehit ol , ya gazi diyor Mustafa Kemal Atatürk’de diyor ki yüreği seninkinden daha temiz , daha cesur asker görmedim , bizim töremizde başkanım geline kına yakılır kocasına kurban olsun diye, koç’a kına yakılır Allah’a kurban olsun diye, vatan hizmetine giden yiğide kına yakılır Vatana kurban olsun diye , Türk askeri Aristokrat bir asker değil başkanım, halkın içinden gelmiş Türk askeri , subayı , astsubayı , erbaş’ı, eri bu askerin muhafazakar bir çok dertleri var yamuklusu , kavuklusu , başlık derdi , başlık parası , töre cinayeti ama şehitlik ,gazilik öyle ulvi bir şey ki o fırsat ele geçti mi, onu yerine getirmek ister Kore savaşında Türkler ile Amerikalılar arasında mihmandarlık yapmış bir Koreli ben böyle bir asker görmedim diyor ölüme gidiyor diyor hançerini yırtarcasına, ama geri çekilme yaptıramıyorsunuz diyor sonra öğrendim diyor ölürken Allah Allah nidalarıyla gidiyormuş diyor geri çekilirken Allah Allah demediği için geri çekilmiyor diyor. işte bu ordu Türk birliğinin en inançlı ordusunu dinsiz göstermek istiyorlar , dinsiz bir komutanın emrinde Türk askeri ölüme gitmez arz ederim “
Mahkeme Başkanı " konumuzun dışındadır sizi dinlemek durumda kaldık ama konumuzun dışına size sorulan soruya cevap verin siz”
Sanık Muzaffer Tekin "ama başkanım şehitlik gaziliği Avrupa Birliği yok edin diyor onu arz ettim”
Sanık Kemal Kerinçsiz“efendim söz konusu toplantılarda herhangi bir şekilde olay çıkmış mıdır”
Sanık Muzaffer Tekin "hayır çıkmadı”
Sanık Kemal Kerinçsiz “bu toplantılara katılma konusunda her hangi bir yerden talimat aldı mı veya verdi mi “
Sanık Muzaffer Tekin "hayır kimseden talimat almam ,özgür yaşamayı severim”
Sanık Kemal Kerinçsiz “Başka birilerine talimat verdi mi”
Sanık Muzaffer Tekin "hayır vermedim “
Sanık Kemal Kerinçsiz “savcı iddianamenin son sorum efendim savcı iddianamenin 581’inci sayfasında hukuki değerlendirme bölümünde Milli Güç platformunun bütün etkinliklerine Muzaffer Tekin ‘in katıldığını ve platformu illegal kurulduğunu belirtmiştir , oysa dernekler yasasının 2-25 maddeleri uyarınca platform , derneklerin , vakıfların , sendikaların bir araya gelerek geçici olarak kurdukları birliklerdir yani bunun için izne gerek yoktur ancak savcı dernekler yasasını incelemediğinden platforma illegal diyor bu platformun Veli Küçük ve tarafınızdan yönlendirildiği iddia edilmiştir siz herhangi bir derneğin misal, Büyük Hukukçular birliğinin veya Büyük Güç Birliğinin veya Ayasofya derneğinin kuruluşları konusunda bir talimat verdiniz mi “
Sanık Muzaffer Tekin "hayır kuruluş tarihlerini de bilmiyorum , ne zaman kurulduklarını da bilmiyorum ,vermedim “
Sanık Kemal Kerinçsiz “bu dernekler için her hangi bir ağabeylik pozisyonu var mı oldu mu çünkü iddianamede böyle bir şey geçiyor “
Sanık Muzaffer Tekin "hayır ,hayır kesinlikle yok “
Sanık Kemal Kerinçsiz “teşekkür ediyorum efendim”
Sanık Oktay Yıldırım söz istedi verildi;az önce Cumhuriyet Gazetesi müdafii vekili avukat arkadaşımız bir soru sordu daha açık bir soru soracağım onunla ilgili kaç dakika sürer tahrip kalıbı ile fünyeyi takmak dedi , sayın Muzaffer Tekin hayatınızda hiç yeşil renkli küçük soda şişesi gördünüz mü”
Sanık Muzaffer Tekin "gördüm “
Sanık Oktay Yıldırım “bir soda şişesinin içerisine toz TNT’yi döküp üstüne el bombası fünyesi taktığınızda o da tıpkı el bombası gibi patlar mı “
Sanık Muzaffer Tekin "patlar “
Sanık Oktay Yıldırım “sorum bu kadar teşekkür ediyorum “
Sanık Semih Tufan Gülaltay söz istedi verildi;sayın başkanım demin sayın savcıların Muzaffer beye yönelttiği bir soru vardı soruda bir takım olaylar netlik kazanmadı biraz aceleye geldiğini düşünerek bazı sorular yöneltmek istiyorum Muzaffer beye, 2004 yılından itibaren genel başkanı olduğum Ulusal Birlik Partisi ile hiçbir ilişkiniz oldu mu “
Sanık Muzaffer Tekin "hayır olmadı taşındığını burada öğrendim şimdi , Şişli ye taşınmış, olmadı başkanım “
Sanık Semih Tufan Gülaltay “peki partinin Ankara Meşrutiyet caddesindeki genel merkezi veyahut Şişli deki İstanbul teşkilatına hiç gittiniz mi “
Sanık Muzaffer Tekin "Hayır gitmedim gitmedim bilmiyorum yerini “
Sanık Semih Tufan Gülaltay “peki Muzaffer bey daha sonrada kurulan Ulusal Birlik Platformuna üye olmuş mudur”
Sanık Muzaffer Tekin "hayır şaşırdım ilk tutuklandığımda televizyonlarda duydum şaşırdım”
Sanık Semih Tufan Gülaltay “sayın başkanım Esra Feride Gökçimen ve Muzaffer Gökçimen isimli şahıslar bir gün platformun merkezine gelerek “
Mahkeme Başkanı " Muzaffer Tekin’e soracağınız bir şey var mı “
Sanık Semih Tufan Gülaltay “efendim aydınlatmak istiyorum çünkü sayın savcı “
Mahkeme Başkanı " soracağınız bir şey var mı soruyu sorun bana “
Sanık Semih Tufan Gülaltay “var efendim Esra Feride Gökçimen ve Muzaffer Gökçimen’in ifadeleri bağlamında Muzaffer Tekin’in büroma geldiği Alparslan Asrlan ile birlikte geldiği ve Danıştay cinayeti “
Mahkeme Başkanı " soracağınız soruları sordunuz , onları savunmanızda anlatırsınız ,”
Sanık Semih Tufan Gülaltay “efendim 4500 sayfanın özetini soracağım bakınız müsaade ediniz bana “
Mahkeme Başkanı " soracağınız soruyu netleştirin”
Sanık Semih Tufan Gülaltay “iki farklı dosya var sayın başkanım bakınız huzurunuzda sanık olarak bulunmamın sebebi “
Mahkeme Başkanı " Muzaffer Tekin’e soracağınız soruyu sorun bana lütfen kapayacağım sorunuzu“
Sanık Semih Tufan Gülaltay “bağlantılı efendim Alparslan Arslan ile beraber benim büroma Danıştay saldırısından evvel geldiğiniz doğru mudur “
Sanık Muzaffer Tekin " kesinlikle yalan 2004’ten beri irtibatım yoktur Semih bey ile“
Sanık Semih Tufan Gülaltay “tamam efendim teşekkür ediyorum “
Sanık Hayrettin Ertekin söz istedi verildi” sayın Muzaffer Tekin’e benim ile iki konu geçmiş, iddianamede ben görmemiştim burada duydum onu soracağım beni tanımadığını beyan ettiler doğru bende tanımıyorum diye beyanım var iddianamede, fakat iddianamenin bir bölümünde mafya demiştim onu hangi maksatla sayın savcılarımızın yazmış olabileceğini Muzaffer Tekin’e sorulmasını istiyorum bir, ikincisi bir telefon “
Mahkeme Başkanı "neyi soracağız dediniz “
Sanık Hayrettin Ertekin “ Mafya kelimesini ben mafyadır demişim ben böyle bir ifade kullanmadım bana “
Mahkeme Başkanı " onu sonra soracağız ona neyi soracağız ona “
Sanık Hayrettin Ertekin “hangi amaçla böyle yazıldığını Muzaffer Tekin “
Mahkeme Başkanı "Sizi tanımıyor ki, tanımadığını söylüyor “
Sanık Hayrettin Ertekin “bende tanımadığımı söyledim. ama iddianamede iki yerde geçiyor “
Mahkeme Başkanı "efendim o iddianameyi bırakın burada sorulacak bir şey değil o sizi tanımayan birsi hakkında ”
Sanık Hayrettin Ertekin “ikincisi de bir konuyu açıklamama müsaade ederseniz biraz önceki renkli el bombaları ile ilgili bilgi açısından söylüyorum müsaade ederseniz söyleyeyim Hava Kuvvetleri ile Kara Kuvvetleri renkleri ayrıdır onun için efendim “
Sanıklar Güler Kömürcü ve Kemal Alemdaroğlu müdafii Av. Metin Çetinbaş söz istedi verildi; ben tekrar bombalara dönmek istiyorum Muzaffer Tekin ‘in bombalar ile ilgili bilgilerinin olduğu anlaşılıyor Sayın Muzaffer Tekin, bomba eğitimi aldınız mı , verdiniz mi askerlik göreviniz sırasında“
Sanık Muzaffer Tekin "evet sayın başkanım aldım, verdim “
Av. Metin Çetinbaş “aldınız verdiniz peki boş kapsül el bombalarının, Cumhuriyet Gazetesi müdafii sordu ne kadar zamanda bomba haline getirilebilir diye, ben tersinden soracağım aldığınız eğitim nedeni ile, uygun malzeme temin ettiğiniz zaman bir bombayı ne kadar zamanda imal edebilirsiniz, yanı o boş kapsülleri sizin bomba yapmak için sizin ihtiyacınız var mı “
Sanık Muzaffer Tekin "şöyle mümkün değil zaten doğasına aykırıdır bugüne kadar bomba yani kap bombadan bomba imalini ben yaşantımda duymadım, bunlar sarf malzemesidir birliklere verilir ve sarf edilir şimdi biraz önce sayın avukatımızın belki ben anlatamadım başkanım o mavi, yeşil tapa var üzerinde yani başlık kısmı yoktur bunlar birlik komutanlarının üst komutanlarının bilgisinde orijinal bombalar, halkası vardır, emniyet pimi vardır , emniyet maşası vardır , ateşleme çekici vardır, bilmem yayı o şekilde eğitim yardımcı malzemesi olarak birlik inisiyatifin de hazırlanmış bombalardır “
Av. Metin Çetinbaş “teşekkür ederim “
Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) “önce şunu sormak istiyorum arabanız var mıydı “
Sanık Muzaffer Tekin " vardı 99 model sattım başkanım”
Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese)”markası modeli neydi “
Sanık Muzaffer Tekin " 99 model Pejoydu “
Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) Çavuşoğlunda eviniz var mı”
Sanık Muzaffer Tekin " hayır 1 metre kare yerim yok sayın üyem “
Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese)”Mahmut Öztürk’ün evi var mı orada “
Sanık Muzaffer Tekin " Mahmut Öztürk’ün var ilk defa bu yaralanma hadisesinde gittim öğrendim “
Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese)”daha önce gitmediniz”
Sanık Muzaffer Tekin " hayır gitmedim sayın üyem”
Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese)” bir de şunu sormak istiyorum bu bir gazetede Ümraniye de ele geçen bombaların resmini görünce bunlar kullanılamaz diye bir beyanınız olmuş bunu açıklar mısınız”
Sanık Muzaffer Tekin " şöyle arz edeyim sayın üyem, şimdi bir gün önce tutuklanmamdan bir gün önce 14 Haziran güne telefon ettiler. bende kendilerine dedim ki dışarıdayım saat yarımda büroda olacağım ben büroya gittiği zaman gelmişlerdi gazeteciler oturduk şimdi benim kafamda şöyle bir format vardı ben bunu Danıştay hadisesinde yaşadım benim hiç söylemediklerim soruşturma gizliliği olmasına rağmen basında çarşaf çarşaf yansıtıldı. kafamdaki format şuydu, şu anda soruşturma gizliliği var dolayısıyla bu açığa çıkana kadar bir şey konuşmak istemiyorum gerçek ortaya çıkacak büroya girdim efendim, şimdi büroya geldim, ilk soru bütün karanlık işlerle anılıyorsunuz şöyle oluyor böyle sizler efendim, bu kadar ulvi görev yaparken her hangi bir olumsuzluğu mutlaka tepki gösterirsiniz ne kadar hukuk insanın olsanız da onu üzerine ben dedim ki konuşmaya başladım ben dedim Oktay Yıldırım’ın bu bombaları çöplükten bu kadar çok sayıda bombayı çöplükten bulduğu ifadesine kesinlikle katılmıyorum, bir ikincisi de dedim bakınız önümde posta gazetesiydi yanılmıyorsam sandık içinde biraz önce avukatımıza bahsettiğim hurda halinde ve onların başlık kısmı da yok kör tapa dediğimiz tapa halinde sandık şayet bombalar buysa çünkü birde çöplük ifadesi geçiyor onlar bombalar buysa dedim bu bombalarında infilak özelliği yok zira dedim başlık kısmı yoksa içinde TNT’si yoksa bu hurda bir demirdir taş atın o görevi görür dedim bunu söyledim efendim “
Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese)” yani kullanılamaz olduğunu o resimle anlaşılabiliyor mu “
Sanık Muzaffer Tekin " evet çünkü tapa falan yoktu üzerinde ve paslı, kirli haldeydi"
Mahkeme Başkanı " Tutuklu sanık Aydın Yüksek’in dilekçesi üzerine kendisine soruldu bu Aydın Yüksek’ten sonra ki ifadenizde savcının size eski polis Aydın Yüksek dolandırılmış diye şikayet var dediğiniz söylediniz doğru mu bu “
Sanık Muzaffer Tekin " evet “
Mahkeme Başkanı " savcı bey öyle mi söyledi size “
Sanık Muzaffer Tekin " evet aynen bir şikayet var dedi böyle böyle dolandırılmış “
Mahkeme Başkanı " ne şekilde yapılmış C. Savcısı nasıl bilgi sahibi olmuş diye soruyor “
Sanık Muzaffer Tekin " onu hiç şey yapmıyorum efendim “
Mahkeme Başkanı " açıklamada bulundu mu savcı şu “
Sanık Muzaffer Tekin " şöyle arz edeyim başkanım şimdi ben savcının soruşturmasında cd’i hatırlamadım polis de hiç hatırlamadım , savcıda da hatırlamadım tam bitti şimdi bir şikayet var dedi işte Aydın Yüksek isminde bir şahıs dolandırılmış, polis deyince bir dakika efendim benim günlerce hatırlayamadığım olay bu olsun o zamanda kesin şey yapmadım dışarıda dedim Rafet Arslan diye bir arkadaşım var ona soralım Mete getirdi mi getirmedi mi oradan olay netleşti “
Mahkeme Başkanı " bu şikayetin gereği işlemi yapılmış mı “
Sanık Muzaffer Tekin " bilmiyorum efendim “
Mahkeme Başkanı " yapılıp yapılmadığını bilmiyorsunuz “
Sanık Muzaffer Tekin " bilmiyorum “
Sanık Halil Behiç Gürcihan söz istedi verildi ; Muzaffer bey o gün sizle röportaj yapmak konusunda ısrarcı olan muhabirler ve gazeteciler kimlerdi acaba “
Sanık Muzaffer Tekin " valla hatırlamıyorum ama her gazete vardı , zaman vardı tahmin ediyorum bilmiyorum hepsi vardı 8-9 kişi falandı”
Sanık Mete Yalazangil müdafii Av. Saim Tuğrul söz istedi verildi; Muzaffer Tekin emniyetteki ifadesinde müvekkilim Mete Yalazangil için sık sık telefon değiştirir şeklinde beyanı olmuş mu”
Sanık Muzaffer Tekin " başkanım onu savunmamda arz ettim dedim ki Mete benim 20 senelik arkadaşım dedim , böyle bir ifade kullanmadım dedim , artı şunu söyledim ulaşamazsanız iki hattı var diğerinden, bu ifadelere geçti demedim kesinlikle demedim “
Av. Saim Tuğrul “bu 16 numaralı cd. İle ilgili olarak bir sorumuz olacak şimdi bir kaçtane cd bulunuyor işyerinde ve evinde Rafet Arslan ifadesinde Mete’nin cd getirmediğini söylüyor Mete Yalazangil ve Aydın Yüksek ise ifadesinde çok kısa olarak Muzaffer Şenocak ile ilgili olarak iletişim bilgilerinin olduğunu söyleyerek verdiğini beyan ettiler ve birbirini destekliyor bulunan cd. 16 numaralı cd müvekkilim Mete Yalazangil tarafından bırakılan cd olduğundan emin mi, yoksa başka cd olabilir mi “
Sanık Muzaffer Tekin "şimdi şöyle arz edeyim efendim cd’nin bırakıldığında ben büroda değildim müteakiben cd’nin işte bu dolandırıcılık hadisesinden ötürü getirildiğini şey yapınca Mete’nin bıraktığını anladım yani cd’ni içeriğini filan bilmiyordum ben, bana çünkü cd’de kimlik bilgileri var dediler yani Milli Güvenlik Kurulundaki toplantılar var denmedi ve ilgilenmedim unuttum”
Av. Saim Tuğrul “bu olay olana kadar bu cd hiç açıp bakmış mı içinde ne var “
Sanık Muzaffer Tekin "hayır hayır yani ben o cd büroya bırakılmış, hatta Mete Yalazangil bir gün bana geldi Muzaffer abi cd’yi aldın mı dedi hayır dedim ne cd’si sağa sola bakıldı çekmeceler çekildi bulunamayınca ben oradaki arkadaşlarıma da kızdım ya bir emanet bırakılıyor niye sahip olmadınız dedim, ben şey ifademde bakın bir şey daha arz edeyim emniyet ifademde cd’i taktı uzaktan bir bayan erkek dedim benim cd, şaşırdı polis suratıma bakıyor benim eşimle dedim yaklaştım ilgisi yok görmeden benim dedim sahiplendim yok kesinlikle benim değil dedim aşağıyı göstermedi bana bu cd benim değil dedim peki nasıl olabilir dedi iki hal tarzı var dedim , Danıştay hadisesinde bütün malzemeler gitti Ankara ya onların arasına karışmış gelmiş olabilir dedim bir kapağına bakabilir miyim dedim kapağını getirdi tertemiz çünkü hepsi numaralanmıştı hayır dedim bu cd benim evime gelmiş ama ya büromdan dedim çantamın , gazetelerim arasında geldi veya nasıl geldi bilmiyorum dedim ama doğru onun arkasından o konuşmaları gösterdiler Milli Güvenlik Kurulu“
Av. Saim Tuğrul “efendim hazırlıktaki bu Mete Yalazangil tarafından bırakıldığına yönelik beyanı kesinlikle kabul etmiyoruz bizce bu cd karışmış başka bir cd olabilir diye düşünüyoruz teşekkür ediyorum “
Mahkeme Başkanı " sorgunuz bu aşamada tamamlanmıştır saat 14.15’e kadar duruşmaya ara verildi ,
Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu ,
Sanık Mahmut Öztürk huzura alındı, daha önce okunan iddianame ve tespit ve kimlik tahtında CMK’nun 147 ve 191’inci maddesindeki yasal hakları kendisine izah edildi
Avukatınız var burada suçlandığınız konularda susma hakkına cevap vermeme hakkına sahipsiniz tüm hakkınızda somut delilleri toplama hakkınız var bunları isteme hakkınız var bu şartlar altında konuşmaya hazır mısınız
Sanık Mahmut Öztür “hazırım”
Mahkeme Başkanı " Sanık açıklamada bulunmalara hazır olduğun belirtmekle sorgu ve savunmasında, buyurun”
Dostları ilə paylaş: |