T c istanbul 13. AĞir ceza mahkemesi başkanliği beşİktaş / İstanbul



Yüklə 0,97 Mb.
səhifə6/6
tarix21.08.2018
ölçüsü0,97 Mb.
#73370
1   2   3   4   5   6

İddia makamı (Mehmet Ali Pekgüzel ) Görülmekte olan dava örgüt davasıdır katılan kişilerde örgüt davasına katılmışlardır her türlü konuda soru sorabilirler her konuda da görüş bildire bilirler kanaatindeyiz ,

Duruşmaya 5 dakika ara verildi,

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu ,

Talepler incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ,

Davanın örgüt iddiası ile açılmış olması ve sanıkların da tamamının bu suçlama ile suçlamaları karşısında bu davaya katılmasına karar verilen özel ve tüzel kişiler ve vekillerinin sanıklara soru yöneltebileceklerine oybirliği ile karar verildi açıklandı ,

Açık yargılanmaya devam olundu .

Mahkeme Başkanı " yöneltilecek sorulara tarafların her zaman itiraz etme hakkı vardır “

Şebnem Koru Fincancı vekili Av. Ayşe Batumlu söz istedi verildi ; sorumu tekrar etmek istiyorum sayın savcı da sormuştu, ancak yanıt vermediniz, eşiniz sizi aradıktan sonra kaç dakika kadar sonra yada kaç saat sonra Muzaffer Tekin’in yanına gitmiştiniz “

Sanık Mahmut Öztürk “siz bir ay önce nere gittiğinizi hatırlıyor musunuz, yok hatırlamıyorsanız ben 3 sene önce yaklaşık 3 sene oldu ondan beri 2 veya 3 sene tam hatırlamıyorum, ama eşim beni aradıktan sonra tahmini olarak söylüyorum yaşadığım atmosferi şöyle canlandırmaya çalışıyorum yarım saat veya 20 dakka veya 15 dakka bilemiyorum, yani eşim beni aradıktan sonra ben bakkaldaydım, bakkalla evin arası 500-700 metre mesafe yani bakkalla, marketle evim gözüküyor yani gözlen görebiliyorsun öyle bir yerdeyim ama dakkayla saatlerle çok bilemedik(milimetrik) 3 yıl oldu siz nasıl hatırlıyorsanız 1 ayı”

Av.Ayşe Batumlu “peki Muzaffer Tekin’i yaralı gördüğünüzde, yaptığınız ilk şeyin etrafta gördüğünüz notları cebinize koymak olduğunu söylemiştiniz “

Sanık Mahmut Öztürk “doğrudur.”

Av. Ayşe Batumlu “ kaç not vardı kimlere neler yazılmıştı o notlarda “

Sanık Mahmut Öztürk “kaç not olduğunu hatırlamıyorum ama özellikle hatırladığım eşine bir tanesi özellikle eşineydi onu biliyorum, kendisi söyledi zaten eşineydi, diğerlerini kayınpederine olması lazım diye düşünüyorum tam hepsini de hatırlamıyorum hepsi dosyada var o neyse o zaman ki dosaya da hepsi ordadır “

Av. Ayşe Batumlu “sonra ne oldu o notlara “

Sanık Mahmut Öztürk “sonra o notlar ben orda yaralı görünce kendisini, benim tek çıkış yolum alternatifim o ondan başka delilim yok adam ölse orda en azından bir yazı bak kendisi yazmış diye o anki düşünce atmosfer beynimdeki geçen atmosfer cebime soktum, Zekeriya Öztürk gelince Zekeriya Öztürk’e verdim zaten kendiside ver dedi artı o bıçağı da verdim çantasını da verdim Zekeriya Öztürk ‘e verdim “

Av. Ayşe Batumlu “Muzaffer Tekin’i yaralı görünce ilk önce notları cebinize koydunuz sonra Yurdakul Çağman’ı aradığınızı söylediniz “

Sanık Mahmut Öztürk “tabi onu aradım ben çünkü onu tanıyorum başka tanımıyorum “

Av. Ayşe Batumlu “peki kendi cep telefonunuzdan mı aradınız “

Sanık Mahmut Öztürk “kendi cep telefonumdan aradım o anki kayıtlara bakın “

Av. Ayşe Batumlu “o halde numarası sizde kayıtlıydı”

Sanık Mahmut Öztürk “Yurdakul 6 yıllık komşum “

Av. Ayşe Batumlu “bir gün önce aradığında numarası telefonunuzda çıkmış mıydı”

Sanık Mahmut Öztürk “çıkmamıştı “

Av. Ayşe Batumlu “peki Yurdakul Çağman’ı siz saat kaç gibi aradığınızı hatırlıyor musunuz “

Sanık Mahmut Öztürk “09,30 ,10 diyelim o saatler işte o saatler yani 09 ‘dan sonra bütün olaylar 09 dan sonra gerçekleşti “

Av. Ayşe Batumlu “olay yerine gelmesi ne kadar sürdü “

Sanık Mahmut Öztürk “20 dakka veya yarım saat diyelim o çünkü yakın “

Av. Ayşe Batumlu “bütün bu zaman diliminde Muzaffer Tekin yaralı kanaması var mıydı “

Sanık Mahmut Öztürk “yaralı ve ben şey yapıyorum kanaması vardı ben onla uğraşıyorum hanımın baş örtüsünü kesip önce pansuman yaptım beline bağladım kanamayı durduruyorum bir doktor arkadaşı aradım ve onla meşgulüm şu anda sağı solu telefon açacak konumda değilim adam orda nefes çekemiyo “

Av. Ayşe Batumlu “ama Yurdakul Çağman’ı aradınız yani, peki çocuklarınız var acil sağlık sorunlarınız olduğunuzda arayacağınız numaranın kaç olduğun biliyor musunuz “

Sanık Mahmut Öztürk “bilmiyorum “

Av. Ayşe Batumlu “112’den haberdar mısınız “

Sanık Mahmut Öztürk “şuanda söyledin öğrendim “

Av. Ayşe Batumlu “haberdar değilsiniz peki Zekeriya Öztürk’ü daha önce tanımadığınızı 18 Mayıs’ta belki 19 olabilir dediniz, ilk kez kendisi ile tanıştığınızı söylediniz, adını bile hatırlayamadığınızı söylediniz, peki bıçağı ve notları neden tanımadığınız bu kişiye verdiniz“

Sanık Mahmut Öztürk “Zekeriya Öztürk Muzaffer Tekin’i benim evime getirdiği zaman geldi İsmail Eksik, Zekeriya Öztürk ve Yurdakul Çağman benim evime akşam 17.00 civarlarında geldiler ben yokum. ben Kemerburgaz veya Kumburgaz tarafında bir yerdeyim telefon açtılar senin bahçedeyiz gel ve ben 1,5 saat sonra geldim geldiğim zaman orda bi oturduk tanışma faslı oldu orda onun asker kişi olduğunu orda o anda öğrendim o güne kadar tanımıyordum o saate kadar tanımıyorum, orda onun asker olduğunu öğrendim telefonunu dahi almadım, o kadar tanışmışlığımız oldu ve sabahleyin adam yaralı görünce tek tanıdığım Yurdakul var onu arıyorum, ambulans al gel diyorum, ona ambulans al gel diyorum, al gel hastaneye götürelim ben teklifimi ona orda kendiside burada zaten söyler ambulans al gel diyorum ve ondan sonra Zekeriya Öztürk’ün ismini ben ondan sonra ve geldiği zamanda bizde ki öbür İsmail Eksik’i tanımıyorum Yurdakul Çağman 6 yıllık komşum öbür adam bir subay ve o düşünce ile ben bizde orda şuanda hiç tanımadığım bir asker karşıma geldiği zaman hemen biz ona güveniriz bizim şeyimiz ben o, bıçağı aleti ona teslim ettim “

Av. Ayşe Batumlu “jandarmayı saat kaç gibi aradığınızı hatırlıyor musunuz aradığınızı söylediniz “

Sanık Mahmut Öztürk “ben jandarmayı işte o hastaneyi yolda giderken aradım “

Av. Ayşe Batumlu “kendi cep telefonumdan aradınız“

Sanık Mahmut Öztürk “kendi cep telefonumdan 156’yı aradım onu biliyorum 156’yı aradım yalnız ”

Av. Ayşe Batumlu “aradığınız doktorun ismi neydi acaba”

Sanık Mahmut Öztürk “o arkadaşım, söylemek zorunda değilim”

Mahkeme Başkanı " nedir konu ne “

Sanık Mahmut Öztürk müdafii Av. Nuri Seçkin Albayram” sayın başkanım müdahil verilinin sorduğu sorular daha önce savcılık makamı tarafından müvekkilime soruldu ve hepsine cevap verildi artı müvekkilim kendi ifadesinde huzurda verdiği ifadede ve bu soruların cevabını zaten verdi, tekrar tekrar aynı sorular sorularak müvekkilim provoke edilmek isteniyor, bu soruların tekrar sorulan soruların müvekkilime sorulmamasını talep ediyorum ve kendisine de bu soruları cevap vermemesini tavsiye ediyorum”

Av. Ayşe Batumlu “efendim tekrar tekrar sormuyorum yanıt alınamayan soruları soruyorum doktorun ismi neydi sormuştum “

Mahkeme Başkanı " yanıt alınmadıysa vermemiştir demekdir”

Av. Ayşe Batumlu “doktorun ismi neydi diye sormuştum”

Sanık Mahmut Öztürk “söylemek gereği duymuyorum sizlere cevap vermek istemiyorum “

Av. Ayşe Batumlu “peki hastaneye gittiğinizde pastanede beklediğiniz söylemiştiniz, içeriden hiç haber alma ihtiyacı duydunuz mu, sağlık durumu nasıl uzuca bir süre bekletmişsiniz”

Sanık Mahmut Öztürk “ben hastaneye gittiğim zaman daha gelmemişlerdi, ben onlardan önce varmıştım onlar o esnada 1-2-3 saatlik mesafe zamanında kendi ifadelerimde var zaten, Maltepe tarafına doğru gidiyorlar kardeşlerini Rıza ağabeylerinin alıyorlar Rafet”

Mahkeme Başkanı " anlaşıldı konu anlaşıldı sizde daha önce gittiniz, görmediniz diyorsunuz “

Av. Ayşe Batumlu “efendim sorum öyle değil ama, daha sonra getirildikten sonrada hastaneden hiç haber almak için bir girişiminiz oldu mu, daha sonra hastaneye getiriliyor değil mi “

Sanık Mahmut Öztürk “hastaneye getirir getirmez bizi polis aldı, ondan sonra ben daha Muzaffer Tekin’i hiç görmedim çıkıncaya kadar”

Av. Ayşe Batumlu “son sorumu soruyorum efendim bir dakika bir telefon görüşmesinden bahsettiniz Zeki Yurdakul ‘a telefonda başkana selam söyle demiştiniz”

Sanık Mahmut Öztürk “eniştem başkan belediye başkanı Ordu’da”

Av. Ayşe Batumlu “tamam teşekkür ederim”

Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi “efendim kendi avukatının da katılmış olduğu balıkçı lokantasında ki toplantı bilgisi dahilinde mi yapıldı “

Sanık Mahmut Öztürk “doğru bilgim dahilindedir”

Sanık Kemal Kerinçsiz “bu randevuyu kim aldı efendim, kim kiminle konuşarak randevu leşti “

Sanık Mahmut Öztürk “Murat Özkan benim yeğenimdir o kendisi Ali ile görüştü ve özellikle Murat Özkan’a bende tembih ettim bu Ali cezaevinde gördüğüm kadarı ile çocuk çok ürkek bir çocuk aman ufak bir hareket yapmayın, yanılış bir şey olmasın kendi isteği ile ne yapmak istiyorsa onu yapın kendisi ifade vermek istiyorsa gitsin versin, bir şey ama yapmayın yarın bizi zorladı ifade şu bu der diye tembihde bulundum ve Ali kendisi Ümraniye ye davet etti onları zaten”

Sanık Kemal Kerinçsiz “efendim beni bu toplantıya kim davet etmiştir”

Sanık Mahmut Öztürk “Ali Yiğit kendisi davet etti toplantıyı ve benim yeğenim Murat “

Sanık Kemal Kerinçsiz “yok beni beni şahsımı “

Sanık Mahmut Öztürk “Murat Özkan benim “

Mahkeme Başkanı " nerden biliyorsun bunu sen “

Sanık Mahmut Öztürk “benim görüşüyorum her hafta ziyaretime geliyorlar ben takip ediyorum bu işi devamlı “

Mahkeme Başkanı " beni diyor, yanlış mı anladım “

Sanık Kemal Kerinçsiz “tabi beni tamam söyledi zaten Murat Özkan dedi “

Sanık Mahmut Öztürk “Murat Özkan benim yeğenim ben ona soruyorum, Murat Özkan benim yeğenim her hafta ziyaretime geliyor, kardeşimde geliyor bu Ali Yiğit ne oldu diyorum takip ediyorum soruyorum her haftalık haber alıyorum “

Mahkeme Başkanı " ben derken siz kendinizi “

Sanık Kemal Kerinçsiz “yani beni randevuya kim çağırdı, böyle bir toplantı yapılıyor siz Muzaffer Tekin vekilisiniz buyurun gelebilir misiniz diye Murat Özkan “

Mahkeme Başkanı " yeğeniniz mi çağırdı “

Sanık Mahmut Öztürk “yeğenim çağırdığını söylüyor “

Sanık Kemal Kerinçsiz “teşekkür ederim efendim “

Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) "bu duruşmada tanıdığınızı beyan belirttiğiniz sanıklar dışında başka tanıdığınız var mı “

Sanık Mahmut Öztürk “soruyu tam anlayamadım ne demek istiyorsunuz orda efendim “

Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) "yani bu duruşmada Muzaffer Tekin, Zekeriya Öztürk , Yurdakul Çağman gibi sanıkları tanıdığını söylediniz bu intihar teşebbüs nedeniyle, onların dışında başka tanıdınız var mı “

Sanık Mahmut Öztürk”burada Oktay Yıldırım 1994’den beri tanışıyoruz Muzaffer Tekin ile 1982 yılından beri tanışıyoruz Mehmet Demirtaş ile 1994-1996 yıllarında askerim olması meselesi”

Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) " onların dışında var mı onları soruyorum “

Sanık Mahmut Öztürk ” onların dışında burada tanıdığım yok “

Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) " arabanız var mı “

Sanık Mahmut Öztürk” iki tane arabam var bir eşime ait bir Mercedes var, bir tanede Opel corsa var yeşil renkte eşime ait ruhsatı üzerine”

Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) " arabanızı Muzaffer Tekin’e verdiğiniz oluyor muydu zaman zaman “

Sanık Mahmut Öztürk ” hiç hayatta “

Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) " çavuşbaşı’nda oturuyorsunuz demi eviniz var “

Sanık Mahmut Öztürk “Ümraniye dudullu da oturuyorum, çavuşbaşı’nda evim yazlık amaçlı aynı zamanda ana okulu en üstü kat çatı daire yaptım, altı katları anaokulu”

Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) " bu eve güvenlik güçlerince her hangi bir baskın yapıldı mı bu olaydan önce “

Sanık Mahmut Öztürk “ bu olaydan önce yapılmadı bu olay esnasında yapıldı arandı hatta detektörler köpek möpek onlarla geldi arandı artı bu haziranda alındığım zaman alındığım gün gene yanlışlık yapıldı orda, oto center’dan alındım polislerce kendimin evinde polisler direkt gittiler dedim ki burası jandarma bölgesi burayı jandarmayı çağırın o da yanınızda olsun, jandarmasız tutanak tutuldu problem oldu, aralarında ondan sonra tekra 19’unda tutuklandığım günü saat 11’de adliyeye geldik fakat gece 10’ta tutuklandık 10’a kadar meğersem bir ara sonra öğreniyorum o gün gene tekrar oraya köpekler le detektörler le bi şeylerle gitmişler aranmış taranmış bi şeyler bir dönüm arazi çünkü bahçeli bir yer orası aranmış ne aranmış bilemiyorum öyle bir şey olmuş benden sonra “

Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese) " bu olaydan önce Muzaffer Tekin Çavuşbaşı’ndaki evinize gelip gidiyor muydu “

Sanık Mahmut Öztürk “hayır ben orayı yeni yaptım, o zaman yeni bitirmiştim orası 2 B arası efendim az önce avukat sizin kanalınızla ona da cevap vermiş olayım, orası 2 B arası orayı ben zamanında 15 milyara aldım 4 sene önce toprağını, tapusu yok şuanda , muhtar tapusu var üzerine de 80 küsür milyara bina yaptım hepsinin maliyeti budur “

Üye Hakim (Hasan Hüseyin Özese)"benim sorum Muzaffer Tekin ‘in gelip gitmediği konusunda”

Sanık Mahmut Öztürk” yok gelip gitme daha yeni bitirdim “

Sanık Mehmet Adnan Akfırat söz istedi verildi “efendim MİT müsteşarlığından bu dava dosyasına gelen yazılarda Tuncay Güney ‘den söz edilirken ısrarla Tuncay Güney İpek deniyor talebim MİT müsteşarlığına yazı yazılarak Tuncay Güney ile Tuncay Güney İpek isimli şahıs aynı şahıslar mıdır? neden Tuncay Güney’den söz edilirken Tuncay Güney İpek denilmektedir, emniyet ve savcılık kayıtlarında Tuncay Güney iken, neden MİT kayıtlarında Tuncay Güney İpek’tir, Tuncay Güney denen şahıs MİT görevlisi yada haber elamanı mıdır, maaşı ne kadardır bu konunun sorulmasını yüce mahkemenize sunuyorum arz ediyorum, ikinci konuda efendim Tuncay Güney dava dosyasında bulunan mülakat’ta MİT adına yurtdışına bazı seyahatler yaptığını söylemektedir Suriye ye Irak’a, İran’a, ABD’lerine gittiğini söylemektedir emniyet genel müdürlüğüne yazı yazılarak Tuncay Güney Tuncay Güney İpek ve bu şahsın kullandığı Tolga İpek ve en son Kanada’da çalıştığı Sinagog daki olan Daniel Güney adına Daniel Guney tabi ü harfi değil u harfi yazılıyor bu isimlerle yurtdışına giriş çıkış yapıldığının emniyet genel müdürlüğünden sorulmasını arz ediyorum yazılı olarak ta bun size ibraz edeceğim teşekkür ederim dedi,

Sanık Sedat Peker söz istedi verildi; başkanım ben Orhan Pamuk isimli yazara yapılacak olan suikast ile ilgili iki kişi arasında telefon konuşmaları var. bu telefon konuşmalarının içerisinde benim ismim de geçiyor ancak benim ismimden önce suikastı yapacak kişilerin sözde suikastı yapacak kişilerin İl emniyet müdürü ve İl başsavcısı ile görüşeceklerini belirtiyorlar, konuşmanın içerisinde suikastı yapıp cezaevine gelecekler benim koğuşuma geleceklermiş, bu dosya bu konuşma beni bu dosyaya bağlamaya savcılık makamı iddianamede şöyle diyor, diyor ki, efendim bu sanık her ne kadar bunca zamandır cezaevinde olduğunu söyle de cezaevinde olsa da bu görüşmelerinden terör örgütü üyeleri ile görüşmelerinden halen de aktif olduğu durumundadır. bu yüzden dolayı hakkında bu iddianame açılıyor, ben terör örgütü üyeliği ile suçlanıyorum, o zaman efendim kanunların gücü bütün her şeyin üstündedir, sizinle konuşurken kelimelerimizi özellikle tane tane seçip konuşuyoruz, şahsınız zaten saygıya layık insanlarsınız, ama kanunu temsil ettiğiniz için buradaki herkes daha çok dikkatli, çünkü kanunun gücü herkese yeter, ben il emniyet müdürü ve il başsavcısının da huzura çağrılmasını mahkemenizden arz ediyorum, eğer ki şöyle derseniz, böyle bir saçma konuşma yüzünden il emniyet müdürü ve il başsavcısı buraya çağrılamaz, o zamanda efendim be şöyle bir şey söylemek durumundayım, benim hakkımda iddianameye dava açılmaya yeterli geliyorsa bu konuşma, ki bu konuşmanın içinde şöyle geçiyor efendim, Sedat Peker’in koğuşuna geleceğiz, bu insanların beni tanımadığı her halinden belli, çünkü F tipi oda sistemi koğuş bile yok, birde Sedat Peker Kütahya cezaevinde diyorlar ben Kandıra cezaevindeyim, Türkiye biliyor, Kandıra cezaevindeyim onlar bilmiyor bu konuşma ciddiye alınıp benim hakkımda iddianame açılıyor, ben efendim isteğimi tekrardan arz ediyorum il başsavcısının ve il emniyet müdürünün de bu konuşmaya binaen huzura getirilmesini efendim arz ediyorum dedi”

Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi; değerli başkanım Ergenekon belgesi konusunda bir site verilmişti ve o siteden de bir takım bilgiler celp edilmişti, oysa ben Muzaffer Tekin vekili olarak 05.11.2007 tarihli dilekçemde iki tane site ismi vermiştim, demiştim ki, bu iki sitede 2005-2006 tarihinden itibaren bu Ergenekon belgelerinin yayınlandığını ve savcılıkça da celbini talep etmiştim ancak o dönemde hiçbir belge ve delilimiz istediğimiz deliller celp edilmemişti. bir tanesi gizlibelge,com diğeri de efendim cdgbım. net burada 2005 ve 2006 tarihinden itibaren “

Mahkeme Başkanı " dilekçenizde var “

Sanık Kemal Kerinçsiz” dilekçemde yok, efendim o “

Mahkeme Başkanı " burada direkt savcılık “



Sanık Kemal Kerinçsiz” ha tamam efendim o dilekçe zannediyorum tabi doğru son şey de verilmiş efendim o bunların kimler adına kayıtlı olduğunu sorulmasını talep ediyorum efendim birde efendim, Büyük hukukçular birliğinin el konulan eşyaları arama sırasındaki eşyaları bir yandan benim delilim olarak bana yazılmış, aynen o liste alınmış birde tutuksuz sanıklardan Asım Demir’e yazılmış aynı deliller, oysa bu bir tüzel kişiliktir şahsımdan ayrıdır ve nitekim TCK ’nda 60’ınca maddesi müsadere açısından tüzel kişilere özellikle güvenlik tedbirlerinin uygulanması bakımından bir temsil problemini de getirmiştir. ancak bu iddianamede bu temsil problemi çözülmemiştir. böylelikle ben tüzel kişiden çıkan benle ilgisi olmayan bütün belgelerden, hem ben, hem bir başkası ki Asın Demir denen şahısta oranın çaycısıdır efendim, söz konusu çaycı bu deliller konulmuştur, bu hususun düzeltilmesini istirham ediyorum. Bir de efendim Muzaffer Tekin’in Kara Kuvvetleri Komutanlığına konuşmuştum onlan, boş bir takdirname belgesi vardı bu benim onun kişisel dosyasından, yani benim dava dosyasının içerisinden alınmış sayın savcı tarafından ve büro arama tutanağının 1’inci sayfasının son paragrafında yazılıdır, buradan alınmış Büyük hukukçular birliğinin arama zaptına geçirilmiş ve iddianamede de o şekilde var, yani arama zaptında benim büromda gözüküyor, ama iddianamede büyük hukukçular biriliğinden çıktı diye gözüküyor, bu hususun düzeltilmesini istirham ediyorum efendim, bir de efendim, son olarak gizli tanık 9’un celbine karar verilmişti, değerli mahkemece o takdiri sizler yapacaktınız, hangi konularda gizlilik unsuru var, hangileri tarafımıza nakledilecekti ve verilen yazı cevabı tarafınızdan zaten şifai olarak da tefim edildi bize, bugünde onu aldık şöyle diyor efendim sayın savcımızın yazdığı, kayıt şeklinde gerçekleştirmiş ve kaset çözüm tutanağının Danıştay olayı ile ilgili kısımlarının önceden mahkemenize gönderildiği anlaşılmış olup, yani tercümesi şu diyor açıkçası, ben size 44 sayfa gönderdim bununla yetineceksiniz, bunun dışındaki kesinlikle benden herhangi bir şekilde, ifade tutanağı istemeyin anlamına geliyor ki, bunu kabullenmek mümkün değildir çünkü sizin dosyanıza göndermiş olduğu ki ekinde tek bir zabıt var bu zaten eklerde var efendim, bu giriş bölümüdür, doğrudan doğruya gizli tanığın kimlik bilgilerinin dışındaki bilgileri tanıtımı girişidir, oysa Ceza Muhakemeleri kanunu 153’üncü maddesindeki çok açık hüküm müdafii iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içerisinde ve muhafaza altına almış olan delileri inceleyebilir bütün belgeleri ala bilir der, yine CMK 170/3j de iddianame ekinde suçun delillerinin de mutlak suretle dosyaya konulması gerektiğini söyler, 174’üncü maddede doğrudan doğruya mahkeme bütün delilleri inceleme yetkesi verir, yine 206’ınca maddede ispat edilmek istenen olayın karara etkisi yoksa, ortaya konması ancak mahkemece reddedileceği belirtilmiştir. 206/3 te savcı, sanık veya müdafiinin ancak anlaşması sonucunda bir delilin dosyaya konulamayacağını, dinlenemeyeceğini feragat edilebileceğini söyler. 209 da Naip veya istinabe yoluyla dinlenen tanığın, eğer biz bunu tanık olarak kabul ediyorsak ifade tutanakları duruşmada okunur der, açıkça, yine 217/1’de hakim kararına ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delilere dayandırılabilir der, yine 230/1b de delillerin tartışılması değerlendirilmesi hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi gerekir denmiştir ve yine en önemli madde 125’inci madde de bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler devlet sırrı içerse dahi, bunu doğrudan doğruya mahkemeden gizlenemez, saklanamaz hatta bunu savcı dahi tetkik edemez, sadece ve sadece mahkeme tetkik eder, gerekli olan bölümlerinin zapta geçirir ve davaya o şekilde devam eder. bütün bu hükümlerin topluca değerlendirdiğimizde efendim, söz konusu gizli tanık 9 ‘un ifade tutanakları, sizden saklanması mümkün değildir, savcının bu tutumu biz mahkemeye saygısızlık olarak görüyoruz, bu şekliyle eski kararınızın doğrultusunda bütün ifade tutanaklarınızın celbine ve söz konusu celpten sonra sizlerin takdir ettiği kısmın tarafımıza naklini talep ediyoruz efendim, teşekkür ediyorum dedi,

Sanık Erkut Ersoy söz istedi verildi; sayın başkanım, daha önceki dilekçemde belirttiğim gibi tekrar talebimi yenilemek istiyorum, Emniyet genel müdürlüğünden İsrail’den elektromanyetik hassas ortam dinleme aracı satın alıp alınmadığını sorulmasını istiyorum özellikle ,

Mahkeme Başkanı " nedir sebep “

Sanık Erkut Ersoy “ savunmamda ben özellikle belirteceğim “

Mahkeme Başkanı " sebep ne sebep nedir, o konu nedir “

Sanık Erkut Ersoy “ çünkü hassas ortam araçlarının bazı sanıklara ben dahil bazı sanıklara karşı hassas dinleme yaptığına dair açıklamalarım olacak, o savunmamı o kısmında bunu belgeleyebileceğim için alınıp alınmadığının sorulmasının tarafıma bildirilmesini istiyorum, teşekkür ediyorum dedi,”

Sanık Selim Akkurt söz istedi verildi; sayın başkanım benim önümüzdeki ayın 5’ine Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmam var. burada da günde bir sanık ifade veriyor yani, gidecek miyim ben oraya “

Mahkeme Başkanı " zamanı geldiğinde anlaşırız sizinle”

Sanık Selim Akkurt” ama sayın başkanım eğer ben

Mahkeme Başkanı "sizinle anlaşırız zamanı geldiğinde anlaşırız”

Sanık Selim Akkurt” gitmeyeceksem eğer gideceksem ifademi erkenden alınsın, bu duruşmanın yüzünden ben ağırlaştırılmış müebbet ceza aldım orası baskı altında “

Mahkeme Başkanı "niçin gitmeyeceksin gideceksin geleceksin yine ayarlanır orası hallolacak konu”

Sanık Sami Hoştan söz istedi verildi; benim tutuklanma sebeplerinden biri, sayın iddia makamı sayın üye İbrahim Çifci’yi öldürtmemle ilgiliydi yani, ben İbrahim Çifçi’ye 3 milyon dolar para kaybetmişim iddia makamının ve sayın üyenin böyle bir değerlendirmesi vardı ve ben 1 milyon dolar borçlanmışım ve bu borcumu da, her ay kredi kartımdan 100 milyar 100 milyar ödeme yaptığıma dair iddialar vardı, bunun acaba neticesini araştırdılar mı, bunun sonucu ne oldu, yani bu araştırmaların şeyleri geldi mi banka şeyleri geldi mi”

Mahkeme Başkanı " Sami bizim mahkemenin yaptığı yargılama şuanda iddianamesini okuduğumuz suçlamalarla ilgili “

Sanık Sami Hoştan “ ama bunlar basına sızdı bunlar manşet oldu başkanım”

Mahkeme Başkanı " buradaki yargılamamız tamamen şu dosya ile alakalı “

Sanık Sami Hoştan “ sayın başkanım anlıyorum sizi ama bunlar aynı gün aynı kendi yandaş basına İbrahim Çifçi yi beni hasım olarak aileleri biliyordu”

Mahkeme Başkanı " bizim iddianamemizde o konuda sizin hakkınızda bir sevk maddesi yok “

Sanık Sami Hoştan “ ha bi de Haplemitoğlu’nu öldürmem için “

Mahkeme Başkanı " o da yok”

Sanık Sami Hoştan “o da manşetten vardı gazetelerde, peki suç ortaklarım geldi mi, eroin işi yaptığım JİTEM denen ismi bilmiyorum, anası ,babası piç midir, bu insanlar suç ortakların ne oldu onlar huzura gelecek mi savunmamda benim savunmamda benim bu çünkü onlar günlerce manşet yapıldı benim iki tane eğitimli kızım var, üniversiteye giden Koç üniversitesine giden kızım var bunlar bana soruyor diyor ki bu manşetler nedir baba, ama tabi hukuki değerlendirmede yok, ama o kadar değil ki, şimdi sayın başkanım yani sayın iddia makamı sayın üye beni tutuklarken bu şekilde tutukladı yoksa Veli Küçük sayın generalimle ben iki telefon konuşmuşum, bayramda nasılsın, bu kadar ama geri kalan suçlamalar bunlardı ama hukuki değerlendirmeye bakıyorum ki, bunlar yok siz diyorsunuz bunlar yok ama manşet manşet sızdırdılar “

Mahkeme Başkanı " varsa bizim görmediğimiz şey bize anlat o zaman “

Sanık Sami Hoştan “ kitaplarda var, hayır kitaplarda var kitapları da getireceğim işte Şamil Tayyar mı o adam, işte o kitaplarda işte Haplemitoğlu’nu öldürülmesi için İbrahim Çifçi’ye 2 milyon dolar, sayın iddia makamı sayın üyeniz tutuklarken 100’er milyar, 100’er milyar İbrahim Çifçi’ye para ödediğimi bankalar sorular bunlar yani bunlar hemen araştırılır, şimdiye kadar gelmesi lazımdı onun sonucunu öğrenin diyoruz “

Mahkeme Başkanı " onlarla ilgili bur suçlama yok hakkınızda “

Sanık Sami Hoştan “ama basın ne yapacağız onu başkanım, basın günlerce yazdı “

Mahkeme Başkanı " o apayrı bir olay o apayrı bir olay bitti mi talebiniz bu mu “

Sanık Sami Hoştan “evet “

Mahkeme Başkanı " onu ayrı dava konusu her zaman yapabilirsiniz “

Sanık Sami Hoştan “bunlar tazminatta olur, yani bunun bedeli tazminat teşekkür ederim başkanım dedi”

Sanık Gazi Güder müdafii Av, Özbay Demirel söz istedi verildi ;efendim öncelikle efendim biz şimdi 15’inci duruşmadayız. Perşembe kısmetse 16’ıncı duruşmaya gireceğiz fakat efendim biz bu güne kadar 7’inci duruşma zaptını alabildik ve efendim 8’inci çıktı mı çıkmış, efendim daha 7 tane daha zabıt ortada yok ve efendim CMK 219 açıkça diyor ki bu kayıt eğer yapılan işlerin teknik araçlarla kaydolması halinde bu kayıtlar vakit geçirilmeksizin yazılı tutanağa dönüştürülerek ilgililere verilir diyor efendim biz şimdi diyeceksiniz ki biz yetiştirmeye çalışıyoruz fakat efendim 27,10,2008 tarihli 3.’üncü oturumda efendim, sayfa 42’de şöyle bir şey var efendim bakın efendim süre uzadıkça yanlışlar yazılıyor Moğolistan”ın bu da Moğolistan’ın yatay ve dikey eşitlik mantığıdır sanık Kemal Kerinçsiz müdafii Av. Tolga Akalın’ın bir beyanı var orda meslektaşımız Anayasanın yatay ve dikey eşitlik mantığıdır dediği halde zabıtta bu da Moğolistan’ın yatay ve dikey eşitlik mantığıdır diye geçmiş zabıt burada efendim süre uzadıkça her halde memur arkadaşlar yalnız yazıyorlar “

Mahkeme Başkanı " avukat bey bunlar normal şurada yazdığımız daktiloda olsa “

Av. Özbay Demirel” ve efendim 7 tane zaptımız şu anda yok bunla ilgili vakit geçirilmeksizin maddesine dayanılarak biran önce verilmesini istiyoruz “

Mahkeme Başkanı " onu sizin kadar bizde isteriz”

Av. Özbay Demirel “ şimdi efendim siz müdahil vekillerine herkese soru sorulabileceğine karar verdiniz daha demin 5 dakikalık aranızda şimdi efendim bazı konularda takipsizlik kararı verilen olaylarla ilgili olarak gerek efendim savcılık gerekse bizler ve gerekse müdahil vekilleri soru taleplerinin reddedilmesi gerekir, şöyle ki, takipsizlik kararı verilmiştir, ancak müdahil vekilleri bu takipsizlik kararına karşı itiraz etmemişlerdir ve dolayısıyla takipsizlik kararı kesinleşmiştir , kesinleşen ve biten ortada herhangi bir suç olmayan konu hakkında gerek müdahil vekillerinin gerekse sayın savcılar ve gerek bizlerin soru sormaları davayı uzatmaya yöneliktir bu yönden onun reddedilmesi gerekir, bir diğeri bence daha demin kararınızı eksik verdiniz şöyle sorulabilir dediniz ancak uygulamada bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum ben, yani heyetinizi kesinlikle bundan tenzih ediyorum CMK 201 diyor ki CMK 201 gereğince yöneltilen soruya itiraz edildiğinde, bu soruyu yöneltip yöneltilmediğine mahkeme başkanı karar verir, ancak buradaki karışıklık neticesinde daha demin meslektaşım olsun ki bana geldiği zaman bende çok edeceğimi zannediyorum ettiğimiz zaman her hangi bir karar vermeden tekrar arada kaynıyor sorular dolayısıyla müdahil vekilleri bir soru sorduğumuz zaman karşı tarafa itiraz ettiği zaman önce onu değerlendirip ondan sonra yapılması gerekiyor kanun gereğince bunu talep edeceğim “

Mahkeme Başkanı " ona biraz kendi davranışlarınızı biraz yargılayın, ona öyle bir fırsat verildi dediğiniz zaman avukat bey konu anlaşıldı ama sizin gibi 3-5 kişi daha ayaktaydı “

Av. Özbay Demirel “mecbur kalıyoruz, uygulanmadığı için 201yani ne yapayım “

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük söz istedi verildi: efendim bu 9 numaralı gizli tanık ili ilgili bizimde bir talebimiz olacak, bize de talebimiz doğrultusunda gizli tanığın ifadelerinin bir kısmı geldi, ancak iddianamenin içeriğine baktığımız zaman her ne kadar suç istinadı olmamakla birlikte mesela gizli tanık 9 un bir takım beyanlarından bahsediyor 1995 yılında Gaziosmanpaşa ilçesi Gazi mahallesinde meydana gelen kahvehane tarama ve adam öldürme olaylarının Veli Küçük tarafından gerçekleştirdiğini gizli tanık söylüyor diyor, şimdi gizli tanık bunu söylüyor diyor, fakat biliyorsunuz ki 9numaralı gizli tanık bu dosya için çok önemli aynı zamanda Osman Yıldırım olduğu da ifşa edildiği için artık burada söylemeye de ya bir sakınca görmüyorum, bu gizli tanığın güvenirliliğini bizim de test etmemiz ve mahkeme nezdinde onun güvenirliliğini ve ne derece güvenilmez bir insan olduğunu ifşa edebilmemiz açısından gizli tanığın beyanlarının tamamının bize verilmesi ve savunmalarımızda en az en azından savunmalarımızda gizil tanığın diğer beyanlarını da yani Danıştay olayı ile alakalı değil , diğer beyanlarını da ne derece dayanaksız olduğunu konusunda kendimizi savunma ve buna karşılık bir takım beyanlarda bulunma hakkımızın olduğunu düşünüyorum, ancak iddia makamının bunları saklamak suretiyle mesela iddianameye koymasına rağmen bunları şu anda bize vermemekle ve bizim bu savunma hakkımızın elimizden alındığını düşünüyorum. bu anlamda devam eden soruşturma devam edebilir ama devam eden soruşturma bu kovuşturmada bizim savunma haklarımızı sınırlandıramaz. eğer iddianameye böyle bir şey koyuyorsanız, buna ilişkin gizli tanığın güvenirliliğini bizimde test etmemiz açısından ve mahkemeye buna karşı beyanlarımızı sunmamız ve buna karşı delillerimizi sunmamız açısından bu suç için söylemiyorum, güvenirliği açısından söylüyorum, bunların bize verilmese gerektiğini düşünüyorum bu konuda talep ediyorum efendim tamamının bize verilmesini istiyorum,

Sanık Vedat Yenerer müdafii Av. Vural Ergül söz istedi verildi ; efendim geçtiğimiz celse Tuncay Güney ‘e ilişkin MİT’de Mehmet Eymür döneminde haber alma elemanı olarak istihdam edildiğini ilişkin iddiamız üzerine aldığınız ara karar gereğince, Tuncay Güney ‘in vukuatlı nüfus kayıt örneğini istenmişti geldi , bu vukuatlı nüfus kayıt örneğinde herhangi bir suretle Tuncay Güney’in İpek adında bir soyadı tashihi bulunmadığı anlaşılmakta, dolayısı ile bizim MİT’e sorulacak soruya ilişkin talebimiz daha fazla önem kazandığı için bu husustaki talebimizi tekrarlıyorum ayrıca efendim kendisine hiçbir suretle mevzuat ile açıklanamayan emekli sandığından yapılan ödemelerinde açıklığa kavuşturulması noktasında emekli sandığına da yine Tuncay Güney ile ilgili yazı yazılmasını talep ediyorum. emekli sandığından gelecek olan Tuncay Güney dosyası da MİT eğer ki bu bilgileri gizleyecek olursa, durumu açıklığa kavuşturur diye düşünüyorum, ayrıca efendim Tuncay Güney’in zaten sahte kimlik kullanmaktan ötürü hakkında devam etmekte olan 2002/64 esas sayılı İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan bir davası var, bu davada kullandığı 10’a yakın sahte kimlik var, ayrıca Tuncay Güney’in Tuncay Kospa , Kemal Bubay ve Denyıl Levi adına da kimlikler kullandığına ilişkin bilgiler mevcut, dolayısı ile Tuncay Güney’e ilişkin yazılacak olan yazılarda ayrıca Tuncay Kospa , Kemal Bubay ve Denyıl Levi adlarına ilişkinde bir kayıt olup olmadığı hususlarını cevaplandırılmasını talep edelim efendim MİT’ten “

Mahkeme Başkanı " o isimleri tek tek böyle bir yazsanız bir yazıya dökseniz çok daha iyi olur çünkü yabancı isimler onlar”

Av. Vural Ergül “peki efendim bir sonraki celse için yazılı beyanda bulunayım efendim, doğru efendim teşekkür ediyorum “

Sanık Ayşe Asuman Özdemir müdafii Av. Şahin Zenginal söz istedi verildi; efendim müvekkilim hasta raporu ibraz ettik yazılı olarak kendisi şu anda duruşmaya gelemeyecek durumda zaten sırada kendisine yaklaştı 7’inci sırada biz efendim 28 Kasımda kendisini hazır etmeye çalışacağız, ama doktor raporu doktor eğer izin verirse duruşmaya gelmesi açısından bu süreye kadar süre talep ediyoruz efendim “

Sanık Muhammet Yüce müdafii Av. Ramazan Zeybek söz istedi verildi: sayın başkanım ve sayın heyet öncelikle sayın Sedat Peker müvekkilimi tanımadığını ve müvekkilim ile bir yakın arasındaki telefon , mesaj ve görüşmelerden dolayı kendisinin burada olduğunu beyan etmiştir, açıkça görüleceği üzere Sedat Peker’i tanımamaktadır Sedat Peker müvekkilimi tanımamaktadır, ayriyeten müvekkilim hakkındaki diğer istinat Orhan Pamuk’u öldürmek teşebbüsü veya buna ilişkin fikri beyan etmesi söz konusudur bu durumda da istinat edilen olgu Orhan Pamuk’un konferans çıkışında yapılacağı, 2007 yılındaki kurban bayramında konferans çıkışı yapılacağı iddia edilmektedir. bu durumda Orhan Pamuk’un yurtdışına çıkış kayıtlarının getirilmesi gerekmektedir. ayriyeten diğer bir istinat da DTP ile ilgili müvekkilimin onlara karşı eylem yapacağı iddia edilmektedir. hem DTP’nin huzurunuzda müdahil olmak için katılan olmak için yaptığı başvuru reddedilmiştir. Orhan Pamuk’un da iddianamede müşteki sıfatı veya katılma talebi yoktur, dolayısıyla ortada bir eylem yoktur bunlara yönelik eylem olmadığı içinde müvekkilimin tutukluluğunun devam etmesinde yarar yoktur müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum, ayriyeten Orhan Pamuk’un da yurtdışına çıkış ve geliş kayıtlarının emniyet genel müdürlüğünden istenmesini talep ediyorum efendim dedi,

Sanık Serhan Bolluk müdafii Av. Sait Türer söz istedi verildi; değerli başkanım şimdi bu davayı görüyoruz ama davanın yarısı belki daha fazlası dışarıda yani bir ek iddianame söz konusu, e malumunuz ek iddianame bizim uygulamamız da yargılama hukukunda istisnai ve arizi hallerde olur fakat maalesef burada ayları buldu belki yılları bulacak hatta söylendiğine göre ucu açık iddianame deniyor ne kadar ek iddianame olacağı belirsiz dolayısıyla burada hukukun yerle bir edilmesi söz konusu. bunu hepimiz aşağı yukarı sizlerde dahil olmak üzere yaşıyorsunuz şimdi Mahkemeniz acaba bu konuda görevli midir değil midir diye tabiatıyla ben ne yapabilirim diye düşünebilirsiniz. ancak sayın başkanım, bu olayın kaptanı bu geminin kaptanı sizlersiniz en azından sayın soruşturma savcıları bu soruşturmayı yapan savcılarda duruşmaya giriyor en azından sayın savcılara bir talimat yada bir telkin , yada bir tenkit olmak koşuluyla yada İstanbul C.Başsavcılığına bir tenkit yazmak koşuluyla çünkü İstanbul C.Başsavcılığı nezdinde onlarca, yüzlerce C.Savcısı görevli bu davanın uzatılması bir hakkın suiistimalin sonucu haline geldi. bunu özel hukukta hakkın suiistimali deriz ama ceza hukuku alanında hak istimali değil de görevi suiistimali anlamına geliyor bakın sayın savcılarımız bizlerden daha yüksek yerde oturuyorlar yani bu ceza yargılaması kanunu mecliste görüşülürken altlık üstlük münasebetleri çok tartışıldı gerçekten de C.Savcılarının yüksek yerde oturmalarını bizde istiyoruz ancak bu yüksekliğinde gereğini yerine getirmelerini istiyoruz biran evvel için bu iddianamenin hazırlanmasını kendilerinden talep ediyoruz sizden de Başsavcı ve Adalet Bakanlığına soruşturmanın iddianamenin tamamlanması hususunda tenkit yazılmasını talep ve arz ediyorum efendim dedi,

İddia makamından soruldu ,

C.Savcısı “Nihat Taşkın)

Tutuklu sanıklar Erol Ölmez , Erkut Ersoy , Aydın Yüksek ve Kahraman Şahin’in dosyadan evrak isteme şeklindeki taleplerinin kabulüne ,

Tutuksuz sanık Ayşe Asuman Özdemir müdafiinin bu sanığın sağlık durumuna ilişkin özel kuruluştan alınan raporu içeriğine göre savunması alınacağı gün hazır edilmesi şeklinde talebinin karara bağlamanın mahkemenin takdir yetkisinde bulunduğuna ,

Tutuklu sanık Kahraman Şahin’in Murat Çağlar’ın yönetiminde ki araçta ele geçen örgüt dokümanlarındaki el yazısı konusundaki kriminal inceleme talebinin kabulü ile Kahraman Şahin ve Kuvayi Milliye ile bağlantılı diğer tüm sanıklar yönünde bu incelemenin yaptırılmasına ,

Tutuklu sanık Hüseyin Görüm’ün en son olarak savunmasının alınması yönündeki talebini karara bağlamanın mahkemenin takdir yetkisinde bulunduğuna ,

Tutuklu sanık Erkut Ersoy ‘un savunmasında bazı tanıkların hazır edilmesi talebi daha önceki celselerde karara bağlandığından yenden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ,

Tutuklu sanık Muammer Karabulut’un duruşmaların ara verilmeksizin ve tutuklu sanıklara öncelik verilerek yapılması talebi konusunun mahkemenin takdir yetkisinde bulunduğuna,

Tutuksuz sanık Fuat Turgut müdafii Av. Zeynep Avcı , tutuksuz sanık Tuncay Hacıbektaşoğlu müdafii Av. Eda Salman , tutuksuz sanık Coşkun Çalık müdafii Av. Hüseyin İnan İzmirlioğlu’un mazeretlerinin kabulüne,

Tutuklu sanık Hüseyin Görüm kendisine yapılan kendisine karşı söylenin bir takım beyanlardan dolayı kendisinin akıl ve ruh sağlığının tespiti için bir sağlık kuruluşuna sevk edilmesini talep etmiş ise de, huzurda kendisinde bu yönde bir şüphe oluşmadığından bu konudaki talebin karara bağlamanın mahkemenin takdir yetkisinde bulunduğuna ,

Tutuklu sanık Mahmut Öztürk müdafiinin usule ilişkin itirazları daha önceki duruşmalarda değerlendirilip reddedildiğinden bu konudaki taleplerin reddine ,

Müdahil vekilleri avukat Akın Atalay ve Bülent Utku’nun delil toplama niteliğindeki taleplerinin kabulü ile ilgili GSM şirketlerine yazı yazılmasına ,

Tutuksuz sanık Kemal Yalçın Alemdaroğlu müdafi Av. Metin Çetinbaş’ın delilendirilmeyen talebin reddi ile henüz savunması alınmadığından duruşmalarda hazır edilmesine ,

Tutuklu sanık Muammer Karabulut’un taleplerinin davaya bir yenilik katmayacağından reddine,

Tutuklu Sanık Muzaffer Tekin ve müdafii Av. Engin Kadıgil’in savunma sınırları içerisinde yer almayan iftira ve hakaret içeren sözleri nedeni ile Silivri C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına ,

Tutuklu sanıkların kendilerine yüklenen terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak ile buna bağlı suçları işlediklerine dair iddianamede de gösterilen kuvvetli suç şüphesi bulunan delillerin varlığı yüklenen bu suçun CMK’nun 100’üncü maddesinde sayılı tutuklama nedenlerinden olması tutuklama nedenlerinde bir değişiklik olmaması yargılamanın kesintisiz devam edeceği hususları gözetilerek tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi kamu adına talep olunur.

Bu arada Sanık Mahmut Öztürk’ün sorgulaması sırasında bir kısım sanıklar müdafileri Av. Y.Utku Tekayak , Av. Ramazan Zeybek, Av. Şahin Zenginal, Av. Filiz Esen ve Sait Türel’in geldikleri görülmekte huzurdaki yerlerine alındı ,


Duruşmaya kısa bir ara verildi ,

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu dosya ve talepler incelendi ,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

1-Bu oturumda gerek sözlü gerekse yazılı olarak yapılan talepler konusunda önümüzdeki oturumda karar verilmesine,

2-İddianamedeki sıraya göre öncelikle tutuklu sanıkların sorgularının alınmasına, bunlar tamamlandıktan sonra tutuksuz sanıkların yine iddianamedeki sıraya göre sorgu ve savunmalarının tespitine,

3-Dosya kapsamı, delil durumu, sevk maddeleri,yattığı süre ve savunmasının tespit edilmiş olması dikkate alınarak sanık MAHMUT ÖZTÜRK’ün atılı suçtan BİHAKKIN TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu değil ise tahliyesi için yazı yazılmasına,

4-Yazılıp cevapları gelmeyen yazı cevaplarının beklenilmesine,

5-Geçen oturumlardaki gerekçeler dikkate alınarak diğer tutuklu sanıkların mevcut hallerinin sürdürülmesine,

Mevcut hallerinin devamı yönündeki ara kararımıza itiraz hakları bulunduğu konusunda hazır olan sanıklar ve müdafilerine ihtarat yapılmasına, ( Hazır olan sanıklar ve müdafilerine ihtarat yapıldı )



Bu nedenle duruşmanın 20.11.2008 günü saat 09.30’a bırakılmasına oybirliği ile karar verildi. 18.11.2008

Başkan-20909 Üye-28298 Üye-37266 Katip-93829
Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin