Duruşmaya 13:45’e kadar ara verildi.
Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.
Bu arada tutuklu sanıklardan Veli Küçük’ün de geldiği görülmekle huzurdaki yerine alındı.
Yine bir kısım sanıklar müdafileri Av. Lütfi İşbulan, Av. Fatih Büyükyurt, Av. Rahmi Kuşçu, Av. Fatma Handan Gülsevilir, Av. Eda Salman, Av. Yusuf Utku Tekayak, Av. Murat Hattatoğlu, Av. Gönül Kerinçsiz, Av. Kadir Kartal, Av. Ercan Birol, Av. Yağmur Marşan, Av. Kenan Aşık ve Av. Atilla Cengiz Ceylan ın da geldiği görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.
Sanık Abdulmuttalip Tonçer tekrar huzura alındı.
İddia makamından soruldu.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” başkanım müsaadenizle birkaç soru sormak istiyoruz.”
Mahkeme Başkanı :” buyrun.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”sanık Abdulmuttalip Tonçer 22 şubat 2008 tarihinde Hayrettin Ertekin’in bürosunda ve sizin çalıştığınızı söylediğiniz işyerinde arama yapıldığı sırada orada olduğunuzu söylediniz, doğru mudur.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” hayır efendim, arama yapıldığı sırada ilk sabahleyin aldığı zaman ben Mardin deydim. aramadan sonra saat 9 , 8,10 olduktan sonra beni aradılar ben de Mardin de uçağa binip İstanbul a indim. Atatürk havaalanından Beşiktaş a geldim metro ile tramvay ile.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”geldiğinizde polisler aramaya devam ediyorlar mıydı.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”vardı polisler vardı. yukarda vardı ofisi benim bölümü arama ediyolardı.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” senin ofisi o ara aradıkları sırada sen içeriye girdin mi “
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”hayır efendim ben aşağıda şeyde bekledim kuyumcuda oturdum.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” niye gidip kendi dükkanın aranırken bu dükkan benim burada niye arama yapıyorsunuz demedin.?
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” hayır efendim daha önce bu tip şeylerle karşılaşmadığım için ben bir anda öyle uygun gördüm, o yüzden yoksa ben gidebilirdim neyin ne olduğunu anlamadan ondan sonra direkt gitmedim.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” senin silahının olduğundan dolayı Mardin den döndüğünü söylüyorsun ve orda polisler arama yaptığı sırada da onlara silahın ile ilgili herhangi bir arama tutanağına bir şey yazdırmıyorsun ve daha sonra avukat seni aradıktan sonra ve özellikle de telefonda dükkan senin, atölye senin, ve silah biri Ali nin biri Kaan ın şeklinde gelen konuşma üzerine adliyeye geldiğin söyleniyor, doğru mudur?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”efendim o kendi aradaki olan konuşmadır, benle hiçbir şekilde bu tip konuşmalar yapılmamıştı. Artı Kaan dut benim işyerim ile ilgili bir de o avukat beyin o silah ile ilgili bilmedikleri için neyin ne olduğunu bilmedikleri için öyle bir yanlış anlaşılma olabilir. Ama bu konu onlarla sormak daha iyi olur çünkü ben görüşmediğim için bu konuyu o yüzden.cevabım bu kadar.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” senin gümüş tamirciliğini yaptığını iddia ettiğin dükkanda daha önce başka bir usta çalışıyor muydu, ismi neydi?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”efendim.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” senin gümüş tamirciliği yaptığın iddia ettiğin dükkanda başka bir usta çalışıyor muydu ismi neydi?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”vardı üç kişi vardı, Azerbaycanlı idiler bunlar gerçekten şu anda isimlerini bilmiyorum biraz değişik isimdi ama nerde oturduklarını biliyorum İstanbul da.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”sen işi bunlardan mı öğrendin,”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”şimdi şöyle onlar da çalışıyorlardı, hayrettin bey de model getiriyordu. Bu modelleri yapın diyordu. Bende onlardan yavaş yavaş işi kaptım. Alışmaya başladım.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Hayrettin Ertekin’in buzdolabı veya başka malzemesi de senin atölyende mevcut muydu?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”efendim.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Hayrettin Ertekin’in kullandığı buzdolabı veya başka malzeme senin atölyende mevcut muydu?
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”şimdi şöyle zaten benim bölüme düşüyor arada sadece bir kapı var bir ihtiyaçları olduğu zaman gelip orda eşyasını alırlardı, bende soğuk içecek bir şey varsa koyuyordum, bende yani faydalanıyordum dolaptan. Yani bozulmaması için. bazı şeyler koyardım.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” emniyetteki ifadenizde ve burada kendisinin Hayrettin Ertekin in bazı alacakları ile ilgili olarak kendinin Bursa’dan ve Bebek ten bazı kişilerden alacağını tahsil ettiğini kabul ediyorsun, ve 24/07/2007 tarihinde yapılan telefon görüşmesinde de telefonun normalden aradığını zannederek bazı şeyleri anlattığından bahsedip 800 milyon haraç aldım, 850 milyon daha doğrusu 1450 kaldı dedim, ya dedi nasıl kalır, 1400, dedim şeklinde bir arkadaşına da bu konuyu anlatıyorsun. “
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”doğrudur ben bu konuyu konuştum, bu konuşmanın arkasındayım ancak delilleri ile beraber para Hayrettin Ertekin göndermiş olduğu makbuz ile beraber ben yüce mahkemeye arz ettim. Ve bu konuşma da o anki bir aklıma gelen bir konudur öyle şakadan konuşmuşum yani şayet öyle bir şey varsa darp haraç yüce mahkemenin yüce savcıların görevi de o insanların hakkında bilgi almak onların tutuklanması, polise emir vermesi o kişilerin ifadesinin alınması ondan sonra bak sen şu suçu işledin gerçekten gittin haraç aldın, cezan budur. bende derim ki yüce mahkemeye bana vereceğiniz cezaya benim boynum eğiktir, saygı duyarım ama o konuşma yapmışım ama kötü niyetli kesinlikle olmamış bu insanlarda öyle bir şey yok. ki aramıza da su geçmiyor şu anda aile dostuyuz onlarla. Yani ifade bu.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”birçok telefon görüşmesinde bunları telefonda görüşmeyelim daha sonra görüşelim şeklinde bazı konuları gizlediğin anlaşılmakta, niçin böyle bir yola başvurdunuz.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”çoğunlukla Ahmet kütük ile ilgilidir bu telefonum, diğer telefonlarıma baktığınız zaman ben şunu sayın mahkeme başkanıma arz ettim onları çoğusunda mesela bir arkadaşım daha görüşüyor diyor ki zordayım konuş diyorum bir şey olmaz diyorum, çok tape telefonlarımda konuş bir şey olmaz diyorum, diyor sonra görüşelim hayır diyorum şimdi açıkla, ya diyor görüştükten sonra. Ama Ahmet kütük ben bunu yüce mahkemeye de ilettim. Ben bu adamın amacım almaktı yüce adaletime devletime faydalı olmak için isterseniz siz devletsiniz bu Ahmet kütük aranıyor mu aranmıyor mu diye bilgi alabilirsiniz yani emniyetten siz daha iyi biliyorsunuz çünkü ben o adamı gerçekten o şekil almak istedim. Ama bir türlü zaten yanıma gelmedi. Ama yani bu yüzdendi. “
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”birçok telefon görüşmesinde sizden bazı emanet ve mühimmat isteyen kişiler var, bunları ne şekilde açıklıyorsunuz.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” Ahmet kütük tür bu bana acil mühimmata ihtiyacım var, dedim gel sana vereyim, sen ne istiyorsan vereyim yeter ki gelsin. Telefon tapelerimde de öbürsü gün gene diyorum niye gelmedin, o sadece onun beyanlarıdır, ben size o zaman dedim yardımcı olayım. Yüce mahkemeye de arz ettim ilk tutuklandığım zaman polis arkadaşlara söyledim ben bu insanı tanıyorum, evini biliyorum size yardım amaçlı gideyim o adamı da yakalayayım. Yani getireyim sen niye mülteci götürüyorsun bu mültecilerin arasında PKK lılar var, bu konuda hani yardımcı olacaktım birkaç sefer verdim, ondan sonra bu adam benimle konuşmuş keşke o gün şu anda zaten iddianame lerde internete geçtiği için o delil karartma olayı karartmıştır, yüzde Bir milyon okumuştur o telefonları da değiştirmiştir belki de adresini de değiştirmiştir. Bu sefer bulmam çok zor olacak. Yani amacım o yönde, zaten ben sayın mahkeme başkanıma değerli heyete anlattım, bu yöndeydi”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”bazı telefon görüşmelerinizde bir bayanın dövüldüğü ve bununla ilgili gereğinin yapılması, bir kişinin de kendi telefonunu birilerinin rahatsız ettiği ve bu konunun çözülmesi için sizi aradığı anlaşılmakta niçin size başvuruyorlar, emniyeti aramak yerine?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” şimdi şöyle bu arkadaşım müsait değildi. Bu sirkeci de bir yerde çalışıyor benim dostumdur, arkadaşımdır. Beni telefonda aradı dedi böyle bir durum var, senin tanıdığın olur, bu arayan kişi niçin beni arıyor küfür ediyor tehdit ediyor bende ona dedim ki sen merak etme komutanlarım veya polis arkadaşlara söylerdim, yada gidersin savcılığa dilekçe ile suç duyurusunda bulunacaksın, en sonunda gitmiş suç duyurusunda da bulunmuştu zaten. Telefon görüşmemiz kötü niyetli, o bana soruyor ben ona sormuyorum ki. En sonunda da sirkeci de buluştuğumuz zaman gitmiş savcılığa onların hemen yanında zaten savcılık var. Adliye oraya gitmiş ben öyle biliyorum. “
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”birçok kişi sizden ekip hazırladığını ekiple iş istiyorlar ne tür bir iş veriyorsunuz siz kişilere.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” efendim bu ekip gene Ahmet kütüktür, ben çünkü hepsini çok güzel okudum ve bu insanın gerçekten o kadar istiyordum ki o Ahmet Kütük ü alayım, devletime vereyim o Ahmet kütük bana her şeyi söylüyor bende ona daha önce açıkladığım gibi gel diyorum ben sana her işi yaparım, para da var, yeter ki sen gel diyorum ben senle işim var. iş yapacağız sana iş de veririm, para da veririz ben herkes paralıdır. ama bir türlü gelmedi yani bütün tapelerimde baktığın zaman niye gelmiyorsun, zaten mahkememe arz ettim.yani ben kimseye kötü konuşmamışım ki onlar bana söylüyor. Benim insanlara karşı şunu bunu yapın, şunu yapın gerçekleştirin şeklindeki ifade olursa ben size hak veriyorum çünkü ben bu konularda hiçbir şekilde ben konuşmuyorum onlar bana söylüyor ve çoğu bu konuşmada Ahmet Kütük ile ilgilidir. Ahmet Kütük de şu anda kim bilir nerdedir. gitti“
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”senin savcılıkta ifadenin alındığı sırada müdafiinin dışarı çıktığı ve savcı ile baş başa kaldığın hiçbir an oldu mu.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”evet efendim. Hem de iki üç sefer.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”yani müdafii olmadan mı ifaden alındı.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”hayır ifadem alınmıştı, Cengiz kurter beyde polis arkadaşlarda ben biliyon en son ben de sigara içmeye gittim. İzin verdiniz, bu 5. kat mı merdivenler var. Cengiz bey oraya giderken sen de sayın zekeya öz de itirafçılığım ile ilgili konuştunuz, orda görev yaptığınızı söylediniz, Diyarbakır da görev yaptığını söyledin, o bölgelerde. Bizi çok iyi tanıdığınızı söylediniz, ancak oralarda çok faili olaylar oluyor, kanunsuz işler oluyor bu konuda bize yardımcı olabilir misin, hayır dedim efendim ben böyle bir şey görmedim kabul etmiyorum dedim ve en sonunda siz de beni mahkemeye gönderdiniz, ifademi aldıktan sonra ki bu ifadem alındığı zamanda saat 12 ye kadar sürdü, çünkü senin misafirlerin o gece çoktu, kayıtlar falan varsa görünür yani. gidip gelenler vardı.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”teşekkür ediyorum.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın:“ PKK örgütü içersinde hangi yıllarda faaliyette bulundunuz.?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer:” efendim.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “PKK örgütü içersinde hangi yıllarda faaliyette bulundunuz.?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” ben sene 90 döneminde katıldım, 93 9. 10 ayında geldim ifademde var burda.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “siz bu örgüt içersinde faaliyette iken Doğu Perinçek , Ferit İlsever in örgüt kamplarına geldiği konusunda bir bilginiz var mı?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” hayır efendim.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ örgüt içersinde bu kişiler konusunda nasıl bir kanaat vardır.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” efendim anlamadım.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ örgüt içersinde bu kişiler konusunda nasıl bir kanaat vardır. ne şekilde konuşulurdu.?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” şimdi şöyle efendim herkesin belli bir bölgesi vardır ve ben zannediyorsam benim “
Salondan söz almadan konuşmalar oldu.
Mahkeme Başkanı:”savcı bey kanaat oluyor bu.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ peki, sorguda da kabul ettiğiniz avukatınız Cengiz kurter eşliğinde verdiğiniz cumhuriyet savcılığı ifadenizdeki sorguda da savcılık ve kolluk ifadenizi kabul ettiğinizi söylüyorsunuz, Elazığ JİTEM grup komutanlığında görev yaptığınızı, diğer bir kısım subaylar ile birlikte binbaşı Cem Ersever in de komutanınız olduğunu, adil Timurtaş, Abdulkadir Aygan isimli itirafçı arkadaşlarınız ve yeşil kod adlı Mahmut yıldırım ile birlikte 93-95 yılları arasında JİTEM de faaliyet yürüttüğünüzü söylüyorsunuz, şimdi ise isimlerini sadece duyduğunuzu söylüyorsunuz, bu çelişkiyi açıklar mısınız.?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” hayır efendim, bu bir çelişki değildir, ifadeyi alan yada katip arkadaş artık ne şekilde yazmışsa ben bunları tanıyorum öyle bir şey olsaydı ben Adil Timutaş ı da tanımam derdim. Bunları tanıyorum demişim sadece. Ki benim görev alanım belli. geçici köy korucusu aldığım tarih belli. hangi tarihlerde askerdim, resmi askerdim o tarihler belli 95 yıllında askerdim yani ayağıma şeye kadar atmazdım dışarıya nizamiye gittiğim zaman da bana şey verirlerdi dışarıya çarşı izni veriyorlardı. Ama operasyonlara da gidiyordum. Herhangi bir istihbarat işi varsa kişiler hakkında yada PKK lı teslim olanları beraber giderdik nerde PKK lılar nerdedir hangi noktaya toplandı, en son hangi grup gelirdi biz bu tip şeyleri ben komutanlarımla gidip gelirdim ama onları ben şahsen tanıyorum demedim. Ben onları duyuyorum biliyorum yani böyle merhaba falan ettiğim yok, onlarla bir araya gelmedim. mahmut yıldırım ı da Bingöl solan lı olduğunu biliyorum, yüz yüze gelmediğimi söylemişim, zeki yüzbaşı muş a gelirdi. Görev için gelirlerdi, istihbarat bir şey, bunları aslında söylemem gerekmiyor ama çelişki olmasın, bir yerde duyum almışlar haber almışlar muş diyelim yada Bingöl uğrarlardı. İl jandarmaya uğrarlardı. Ben de onlarla tanışırdım. Nasılsınız komutanım ben de eski itirafçı olduğum zaman benden bilgi alırlardı nasıl PKK neydi ne yapıyorlardı falan benden bilgi alıyorlardı ben o şekil zeki yüzbaşımı tabi bu suç değil ki bir devletin genelkurmayı da normal resmi subay yani. ben onlarla yüz yüze gelmedim kesinlikle.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “Yine avukatınız huzurunda alınan ifadenizde sorguda da kabul etmişsiniz hayrettin Ertekin ile adil timurtaş vasıtası ile tanıştığınızı söylüyorsunuz, yine huzurdaki ifadenizde adil timurtaş ın Beşiktaş ta kafesi olduğundan bahsettiniz. Ancak huzurdaki ifadenizde yine adil timurtaş vasıtası ile tanıştığınızı reddedip ismini vermek istemediğiniz bir komutan aracılığı ile Hayrettin Ertekin ile tanıştığınızı söylüyorsunuz, “
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”evet efendim.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ bu çelişki değil midir bunu açıklar mısınız?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” hayır efendim çelişki değildir. zaten ben ilk sorgulandığım zaman yani ilk adliyeye geldiğim zaman sizin yanınıza, giriyorum beşinci kata ilk sol polis arkadaş orda bekliyor o koridora tam girmeden ilk solda sayın Zekeriya öz savcı bey o odaya baktığın zaman sağ tarafta odası var. bir tane oda var köşede yani oda böyle girdiğin zaman kapı burda. o koltuğu ordaydı. Bana dedi ki orda nedir bu itirafçılar Hayrettin falan. Hayır dedim efedim ne alakası var dedim zaten o anda ben anladım itirafçıyı ben itirafçıyım ben hain değilim ki. Adil timurtaş oda hain değil ki. Ki suçlu ise ben suçlu olduğunu ben nerden bileyim. Ben demişim ki yüce mahkemeye size, emniyete emniyette gerçi sormadılar, sizin savcılıkta sordular ben de dedim ki adil Timurlaş ı ben daha önce tanıyordum, Bir operasyonda, ben bu görevi bıraktıktan sonra şimdi de görüştüğüm Muammer Sunar benim arkadaşım aynı zamanda gazidir memurdur kendisi. Ben dedim ben İstanbul’a gidiyorum. Adil Timurlaş ile bir görüşeyim. Bunu demişim gitmişim İstanbul da ben bunu gördüm. Ben o anda ben hayrettin bey ile zaten bir komutanım arzusu ile hayretin bey i aramış onun tanıdığı herhalde benim durumumu anlatmış, güneydoğu da çalışamıyor yani oranın yöre insanı korkuyor, onu çalıştırmaktan korkuyor başına bir iş gelir diye onlar da başına bela alır. Ben de mecburen İstanbul a geldim. Komutanım vasıtası ile Hayrettin Ertekin in gittim elini öptüm. Durumumu anlattım. Ve onun 3 sokak ötesinde adil in yeri vardı ben adil in yanında sürekli giderdim. Adil de benim yanıma geldi. Bu suç değil ki yani adil timurtaş bir suçu varsa beni alakadar etmez ki.”
Mahkeme Başkanı:” yani adil timurtaş tarafından tanıştırılmadın, başka birisi tarafından tanıştırıldın.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” evet efendim.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ klasör 138 dizi 183-184 de adil timurtaş hakkında bir soruşturma olduğuna dair bir belge var, burda suç işlemek amacı ile kurulan örgüte üye olmak ve bu kapsamda kendilerine PKK mensubu olarak tanıtıp örgüt adına yardım istedikleri ilaç listesi vererek alınmasını istedikleri, şikayetçilerin reddetmesi üzerine kendilerinin jitem elemanı olup kendilerini izledikleri PKK ya ilaç ve para yardımında bulunacağını bildikleri, kendilerine 30 milyar vermelerini aksi halde kendisini öldüreceklerini veya ellerindeki bilgileri polise vereceklerini söyledikleri şeklinde düzenlene bir soruşturma evrakı var bu fatih savcılığına gönderilmiş, bundan haberiniz var mıydı?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” benim hiçbir haberim yoktu, en son ifadeler bana geldiğinde iddianame o klasör bilmiyorum içinde idi ben onu okudum. Siz gönderdiniz bana o konuda hiçbir şekilde ilgi alakam yoktur eğer orda bir soruşturma açmışsa benim ile ilgili herhangi bir ufak bir şey varsa ilişkim o zaman ilişkilerim yoktu onlarla. Olsa da ben gene sizin vereceğiniz her türlü şeye ben razıyım yani.“
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “adil timurtaş ile hayrettin Ertekin tanışırlar mı.?
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” şimdi şöyle ben iki sefer ya bir sefer ya iki sefer ayaküstü yanıma gelirken ben dedim bu adil beydir. Dedim benim oda benim gibidir itirafçıdır. Oturduk çay içtik ondan sonra hayrettin bey de herhalde toplantı neyi varsa bilmiyorum ayrıldı, aradan bir iki üç ay daha geçti tekrar yanıma gelirken hayrettin bey ile görüştü beraber oturduk çay içtik benim yanımda ama ondan sonra adil bey zaten orayı bırakmış bıraktıktan sonra da zaten ben hiç göremedim. Telefonu da değiştirmişti. En son bir tane eşi vardı, eşi ile konuştum, bu tutuklanması ile ilgili ben dedim ben bilmiyorum, nasıl olduğunu bilmiyorum, soruşturmadır şudur budur neyi ne yaptığını ben bilmiyordum ki o zaman. en son duydum ki hapse girmiş tutuklanmış yani, ama bu benimle ne alakası olabilir ki.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ Hayrettin Ertekin dışında bu davanın sanıkları arasında tanıdığınız kimse var mıdır.?”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” hayır efendim hiç kimse yok, ne kendileri nede ailelerinden herhangi biri. Yani dayı olur teyze olur fark etmez, hiç kimse yok.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ iddianame de anlatılan mitinglerden herhangi birisine katıldınız mı.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”efendim.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ iddianamede anlatılan mitinglerden herhangi birisine katıldınız mı.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” hayır ben katıldığım bir miting vardı sene 90 mıydı Cizre deki daha PKK ya katılmadan önce PKK nın oyununa geldim o zaman toplantıya katılmıştım onların yani miting gösterisi vardı. Başka bu güne kadar hiçbir zaman ne miting artı ben on yedi yıldır.”
Mahkeme Başkanı:” katılmadın bitti mi.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”bir şey arz edeyim, tamam başkanım.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “Kuvai Milliye dernekleri ile herhangi bir ilginiz oldu mu.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” hayır efendim. hayır kimseyi de tanımıyorum.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “can güvenliği nedeni ile bulundurduğunuzu söylediğiniz silahı neden yanınızda bulundurmuyordunuz.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :”efendim.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “can güvenliği nedeni ile silah bulundurduğunuzu söylediniz, neden yanınızda değildi.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri benim belimde o kadar onlara hizmet yaptığım halde kanun dışı gördü silahımı benim belimden aldı, silahsız kaldım o kadar onlara fedakârlık yaptığıma dair dedi ki Ali bu suçtur, almak zorundayız bende özür diledim kendilerinden silahımı verdim. Bir daha yakalanmamak için silahımı oraya koydum. Ne yapayım yani alınıyordu her yerde uygulama vardı. Mecburen koyuyordum. “
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ bu silahı kaç liraya satın aldınız, parayı nerden buldunuz,”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” benim param, eşimin bileziği de vardı, bir tane bilezik satmıştı. Bir milyar ben o paradan aldım. 200-300 milyon da ayrıyeten ben de vardı. Ben bunu Silopi den aldım. Daha önce o tabanca aldığım kişi irtibatlandım telefon açtım. Bir milyar ona para verdim. Dedi ki bir buçuk milyar, bir milyar sonra ben sonra parayı tekrar veririm. Ondan sonra o parayı ona vermedim. Dedi senin canın sağ olsun. Para da vermedim ona. Bir milyar a mal oldu. “
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ bir bayanla yaptığınız görüşmede siz birilerine rapor vereceğinizden bahsederek artık milleti vatanı kurtarmayacağım. Allah izin verirse bu iş bitecek artık kendileri vatanı kurtarsın diyorsunuz, burada neyi anlatmak istiyorsunuz.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” efendim bu görüştüğüm kişi özel bir insan, yani arkadaşım bir insan onun ismini açıklamak istemiyorum. Yüce mahkeme onu biliyor. O bana diyor ki gel yanıma ben dedim gelmiyorum işlerim var güçlerim var, oda diyor ki işte vatanı milletini artık kurtuluyor musun ben dedim ki ben kurtarmıyorum artık vatan millet artık kendileri kurtarsın bir de şehit ağabeyleri vardı biz telefonda önce konuşmuştuk. Şehit çok haberleri var ben buna çok üzüntü duyuyorum, hatta bana bıraksalar dedim yirmi tane öldürürüm dedim. otuz tane de öldürürüm. Türk silahlı kuvvetleri ile beraber beni istiyorlarsa ben gene giderim. Şerefimle gene onlarla beraber onlara karşı mücadele ederim ben bunu PKK olarak yazmışım, şey söylemişim, bir de görüştüğüm kişi Ergenekonlarla hiç kimse ile alakası yok ki. Aramızda ki bir konuşma ve bunlara saygı duyulması gerekir çünkü o kadar şehit asker verdik. “
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ İstanbul daki ikametiniz neresidir.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” Sultanbeyli ismini vermek istemiyorum. istemiyorum şu anda.”
Salonda sanık müdafii söz almadan konuştu.
Mahkeme Başkanı:” savcı bey çok mu önemli.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ hayır sayın başkan cevap vermeyebilir zaten müdafii eşliğinde alınan ve sorguda da kabul edilen ifadenizde bu husus size ihtar edilmiş, PKK itirafçısı olduğunuz ve bazı operasyonlara katıldığınızı söylediğiniz için size gizlilik hatırlatılmış, sizde kendinizin PKK itirafçısı olduğunu, muş ta herkesin bildiğini, PKK nın da bildiğini, hatta bundan dolayı saldırıya uğradığınızı bunun bilinen bir konu olduğunu, o nedenle ifadenizde gizlenecek bir husus olmadığını söylüyorsunuz, “
Sanık Abdulmuttalip Tonçer:” ben şuna bir açıklık getirmek istiyorum. Patron ben açıklamak istiyorum, çok önemli ama. Şimdi ben sayın mahkeme heyetime demin de arz ettim sayın savcılarıma o zaman arz ettim, emniyet teşkilatına arz ettim. İsmimi bile gizlendiğim PKK dan dolayı dedim. Bu gün PKK terör örgütü beni Cizreli Ali olarak biliyor, ama PKK terör örgütü Abdulmuttalip Tonçer şu şu adreste ikamet ediyor bilmiyor. Ben halen gene söylüyorum, yüce mahkeme önünde söylüyorum PKK terör örgütü beni Cizreli Ali olarak biliyor, Cizreli ali olarak da bazı gazetede geçse bile benim için problem olmaz çünkü bana ulaşamaz. Benim ev adresim önemli benim gerçek ismim önemli. Benim gerçek ismim niye önemlidir. Ben muş tan Şırnak a gitmek istiyorum. Aileme gitmek istiyorum. Aileme akrabalarıma PKK bilindiği gibi yol kesiyor, herkes bunu biliyor benim kimlik bilgilerimi aldığım zaman o insanlar beni şahsen tanımaz. Benim kimlik bilgilerimi Cizreli ali olarak yazmıyor, Abdulmuttalip Tonçer yazıyor, Abdulmuttalip Tonçer yazıldığı için beni tanımaz. Ben derim ki ben köylüyüm. Ben şu şehirdeyim. Kimliği verip giderim yani.”
Mahkeme Başkanı:” bu kadar mı.”
Sanık Abdulmuttalip Tonçer :” evet efendim.”
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “işte bu size ihtar edilmiş siz de sakınca olmadığını söylemişsiniz.”
Dostları ilə paylaş: |