T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi


Duruşmaya kısa bir ara verildi



Yüklə 0,72 Mb.
səhifə2/5
tarix02.11.2017
ölçüsü0,72 Mb.
#26671
1   2   3   4   5

Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Gizli Tanık Poyraz tanık odasında aynı ortam ve şekilde huzura alındı.

Mahkeme Başkanı: "Yine ben Sedat Peker ile irtibatlı olduğu konusunda iddialar bulunan kişilerle ilgili olarak soracağım. Yavuz Kayral tanıyor musunuz Sedat Peker ile bir bağlantısı var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kim efendim?”

Mahkeme Başkanı: "Yavuz Kayral.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yavuz.”

Mahkeme Başkanı: "Kayral, Kayral.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yavuz Kaynar.”

Mahkeme Başkanı: "Kayral.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kaynak.”

Mahkeme Başkanı: "Kayral.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kayrak yok çıka… Yavuz şimdi çıkaramadım efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Hayrettin Ertekin.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hayrettin.”

Mahkeme Başkanı: "Ertekin, tanıyor musunuz Hayrettin Ertekin’i?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok yani şey yapıyorum da bağlantısı olup olmadığını bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Bakın birazdan ekrana gelecek görüntüsü tanıyor musunuz kendisini? Ekranda gördüğünüz şahsı tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Görmedim efendim ekranda.”

Mahkeme Başkanı: "Evet Hayrettin Ertekin, Ertekin’i tanımıyorsunuz. Şuanda gösterilen Hayrettin Ertekin.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim bağlantısı olup olmadığını bilmiyorum. Ben bir şahit şeyliğim yok onunla.”

Mahkeme Başkanı: "Evet doğru olabilir veya olmayabilir. Mehmet Köymen tanır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mehmet Kaynak.”

Mahkeme Başkanı: "Köymen, Köymen Mehmet Köymen.”

Gizli Tanık Poyraz: “Mehmet Köymen.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Mehmet Köymen’i biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker ile bağlantısı var mıdır?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Peker ile bağlantısı olduğunu da bilmiyorum olmaya olmaz çünkü niye olmaz? Paşakapı cezaevinde ters düştüler. Orada Olgun Peker’e Paşakapı cezaevinde yanılmıyorsam bir dakika ya Olgun’a, ya Tolga’ya ateş ettirdi şey yani orada Paşakapısında. Bir Mehmet Köymen’in Sedat Peker ile benim dönemimde Mehmet Köymen’in Sedat Peker’e çok gıcık olduğunu, ters olduğunu biliyorum. Ama sonra arkadaş olduysalar bilmem.”

Mahkeme Başkanı: "Evet Örfi Çetinkaya ile bağlantısı var mı Sedat Peker’in?”

Gizli Tanık Poyraz: “Örfi.”

Mahkeme Başkanı: "Çetinkaya ile bağlantısı var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Hüseyin Saral ile bağlantısı var mı Sedat Peker’in?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hüseyin Saral.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hüseyin Saral ile tabi ki var.”



Mahkeme Başkanı: "Anlatır mısın aralarındaki ilişkiyi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben anlattım efendim Hüseyin Saral yurtdışında cezaevinden çıktıktan sonra Türkiye’ye geldi. Hüseyin Saral o zaman ailesiyle yani o ailenin lideri, reisi konumunda olan Burhanettin Saral ile falan ters düştüler. Ondan sonra terso kalınca tabi soruşturuyor diyor işte o bölgede o mazot işi yapar Hüseyin Saral. İzmit tarafında mazot işi orada kim var Veli Küçük var. Onunla bağlantısı olan kim? Sedat Peker. O da geliyor bu ara Sedat Peker o olayı çok güzel değerlendirdi. Nasıl değerlendirdi? Adam cezaevinden çıkmış gelmiş. Aile fertleriyle ters düşmüş. Durumu bozuk, maddi durumu bozuk, bugün yarın, bugün yarın işini ayarlayacağım. Kendine tam bağladı. Güzel paraları indirdi. Kendine bağladı. Bu sefer bu arada dedi ki, ben bu bağlantıyı kurana kadar Gamber Ocaklı’nın galesini işte Mert Galeriyi yani galeri ama tefecilik olur orada para satılır. Oranın güvenliği Sedat Peker tarafındandı. Hüseyin Saral’ı oraya oturttu. Oraya oturtmasının sebebi zaten plandı yani. Plan projeydi yani. Nasıl plan projeydi? Konyalı da karşıdaki lokantada Alaattin Bayrak var. Eski çok büyük tokatçı. Nasıl tokatçı? Bora Kıran ile bunların ikisi ortaktı. Kıbrıs’ta banka açtılar, bankayı boşalttılar. Burada bir iki banka boşaltma olayları oldu. Biz Alaattin Bayrak’ı Antalya’da yakaladılar Mehmet Koşman işte getirdi Bora Kıran’ı da zaten ben eski tanıyorum. Ben Alaattin Çakıcı’yla beraberken Bora Kıran’ın 250 o zamanın parası bir çeki gelmişti. Silivri’de kumarhanede dönüyor. O çek bize geldi. Ben Bora Kıran’ın peşine düşmüştüm. Çakıcı’nın talimatıyla. O zaman tanıyorum. Bu Alaattin Bayrak işte ilk dövüldüğü zaman biz o Kadıköy’deki tarif ettiğim benzinliğin yazıhanesine orada sorgulandı. Bora Kıran’da kalp vardı Peker sorguladı bizzat ben de bana dedi ki al bunu yazıhanedeki küvete soktum ben suyun içine Bora Kıran’ı. Kalbi olduğu için ölür diye bu sefer çıkardık sudan. Ondan sonra Alaattin Bayrak’a güzelce bir patates etti anlaşıldı. Bıraktık, Alaattin Bayrak canının acısıyla yazıhaneye gidiyor şey eczaneye yani şey filan alacak yarasına. İşte Kutlay Çelik müdür orada tesadüfen ya bizim yazıhaneyi kolluyordu herhalde gözetim altına tutuyordu Alaattin Bayrak’ı görüyor. Sıkıştırıyor, ediyor, götürüyor zaten Kutlay Çelik’in Peker’i aramasının sebebi o. Ondan sonra adam davacı bile olmadı korkudan. Bu sefer Alaattin Bayrak, Saral tayfasına geçti. İşte o lokantada Sedat Peker şoförüne dedi ki görür görmez Alaattin Bayrak’ı çağır. Şoförü gidince Alaattin Saral var Burhanettin Saral’ın kardeşi. O küfürlü kafirli reis kimmiş filan deyince Sedat Peker’in Saral ailesine kini ondan geliyor zaten. Bu Hüseyin Saral’ı da öyle kullandı. Mert Galerinin başı şeyine geçirdi yani güvenliğine o bakıyor. Kendi kadro kuruldu zaten de kendi kadrosu da var Hüseyin Saral’ın. Bunlarda burada da o Mert Galerinin bazı evrakları Sedat Şahin’e gidiyor. Sedat Şahin zaten o zamanlar yavaş yavaş burayı sıkıştırmaya başlamıştı. Peker’e tam fırsattı Hüseyin Saral’ı oraya oturtturtu ilk ödemeyi de yanılmıyorsam yani güzel bir paraydı. Ödettirdi, Sedat Peker’e verildi para. Niye verildi? Sedat Peker o zaman voltalı şeyler yani kadrosu çok. Maddi sıkıntısı da var. 2. ödemeye geldiklerinde Hüseyin Saral’ı Sedat Peker’in abisinin Vedat Peker’in bu Mecidiyeköy tarafında Polat işhanı var Polat rens orada yazıhanesi vardı. Onunda yanında Mustafa diye biri Rizeli Mustafa onlarda mazot işi yapıyordu. Orada içirdiler esrarı, hapı. Zekeriya Kocaman, Sedat Şahin’in ya halasının oğlu ya dayısının oğlu. Yani Sedat Şahin’e çok kan bağı olan bir kişi. O da oraya parayı almaya gelince para ödeme yapılmadı o da ileri geri konuşunca tam fırsat diye Hüseyin Saral’ın kafasının kıyaklığına emri veril… telefonda verildi, Zekeriya Kocaman orada vuruldu. Zekeriya Kocaman’ında vurulmasını niye istediler? Sedat Şahin’e çok yakın kan bağı Sedat Şahin ama dayısına ama halasına şey yapmak için bunun intikamını mecbur alacaktı. İşte 2 grubu karşı karşıya getirdi. Bu arada Hüseyin Saral’ı İtalya’ya uçurdu. Hüseyin Saral’ın kayınçosunu Sağmalcılar cezaevinde Sedat Şahin’e görünmek için Sedat Şahin’e söylediler. Orada çocuk sıkıştırıldı yer öğrenildi diye. Sedat Şahin’de İtalya’da gitti Hüseyin Saral’ı kopardı. Ondan sonra bu 2 aile birbirine girdi. Bu arada Sedat Şahin’in avukatı vurulunca kendisini aynı Sağmalcılardaki çatışma olay gibi nasıl Ömer’i Yeşilyurt’u aracı olarak Çakıcı’ya gönderdiği gibi bu sefer avukatını Sedat Şahin’in avukatı öldürülünce Sedat Peker kendi avukatını gönderdi. İşte reis beni gönderdi maddi manevi her türlü yanında. Çünkü Alaattin Saral’ın küfürlerini hazmedemedi. Artı bir de İsmail Türüt’ü vuran Ahmet sonra öldürüldü. O çocuk Bayrampaşa’da özel yatarken Hüseyin Saral’ın koğuşundaydı. Sedat Peker arıyor diyor ki yani çocuğa baskı yapacak o da Sedat Peker’e bunu herkes gayrimeşru biliyor Selim Saral’da sen kimsin filan küfür kafirliği. Ondan sonra zaten o aileden de böylece intikamını almış oldu.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Ayhan Çarkın ile Sedat Peker tanışır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ayhan Çarkın İbrahim Şahin’in işte o grubu Ayhan Çarkın, Ziya Bandırmalıoğlu, Bursa’da öldürülen barın önündeki öldürülen arkadaş.”

Mahkeme Başkanı: "Oğuz Yorul… Yorulmaz mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet. Bunlar zaten o da yani şeye gitti gümbürtüye gitti o arkadaşta. Ondan sonra bu şey olunca İbrahim Şahin’in grubu Sedat Peker tarafına geçti.”

Mahkeme Başkanı: "Niçin geçtiler?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Peker büyüdü efendim artık büyüdü artık bana da ihtiyacı kalmadı, eski arkadaşına da ihtiyacı kalmadı. Bir tarafta özel harekatçı grup yanına geçti bir tarafta şeyler itirafçı Veli Küçük’ün adamları. Bu arada da İbrahim Şahin grubundan çok rahatsızdı. Niye? Bunlar kokain içiyordular. Kokainman. Yani bizim grup gibi öyle 500 dolara 1000 dolara haftalığa talim edecek grup yok. Bunlara 10.000, 20.000 dolar vermesi lazım. Sedat Peker rahatsız oldu. Hep de İbrahim Şahin’e, Korkut’a Eken’e rahatsızlığını bildirdi. Bunlara para yetmiyor bunlar kokain şey. Bunu bu benim dediğimi basın bile yazdı yani. Birbirine geldiler.”

Mahkeme Başkanı: "Bu İbrahim Şahin’in haberi var mıydı onayı var mıydı bu şey Sedat Peker’in grubuna geçirenler için yani Ayhan Çarkın ve yanındakilerin?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tabi efendim. Sedat Şahin.”

Mahkeme Başkanı: "İbrahim Şahin onaylıyor muydu onların yanına geçmelerini?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Şahin’in İbrahim Şahin ile bağlantısı vardı. Zaten o grubuna yani açığa alındılar ya efendim. Açığa alınınca o grubun yükünü Sedat Şahin’e şeye verdiler Sedat Peker’e.”

Mahkeme Başkanı: "Kim verdi?”

Gizli Tanık Poyraz: “İbrahim Şahin, Korkut Eken.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Sonra ne oldu Sedat Peker’in yanına geçince bu kişiler?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sonra ters düştüler onu bilmiyorum ne oldu. Sonra zaten İbrahim Şahin kaza geçirince öyle oldu, böyle oldu o ondan sonraki olayları bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Yani Ayhan Çarkın işte oğu… Oğuz Yorulmaz gibi eski İbrahim Şahin grubu Sedat Peker’in yanında herhangi bir faaliyette bulundu mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Peki. Kürşat Yılmaz ile Sedat Peker’in bir bağlantısı var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kürşat Yılmaz ile Sedat Peker’in, Kürşat Yılmaz daha ilk zamanlar Bursa’da Tamer Taynat var gazinocular kralı. Aranıyordu. Orada saklanıyordu Bursa’da. Ben Kürşat Yılmaz’ı o zaman tanıyorum. Kürşat Yılmaz’ın Yavuz Kaşıkçı, Zeki as…. Karaaslan’lıyı yanındaki en güvenli Zeki Ka Yavuz Kaşıkçı benimle ceza yattı. Ben tanıyorum önceden. Sonra Çakıcı döneminde de tanıyorum. Sedat Peker o planda ben ifade zaten söylemiştim Salı günü mü Pazartesi günü. Bizzat Kürşat Yılmaz ile tanışmak için Kürşat Yılmaz’a yaklaşmak için kısa bir dönem ya 1 ay ya 2 ay bilemedin 3 ay gitti Paşakapısı’nda yatıyordu o zaman Kürşat Yılmaz girdi çıktı yaptı orada samimi oldu. Samimi olduktan sonra çıktı ben Pazartesi, Salı bunu anlattım. Çıktıktan sonra planlar, projeler dışarıdaki Kürşat Yılmaz’ın grubuna emniyet bir adım attırmadı bir adım. Bu attırmayan kişi müdür Dozer Süleyman. Süleyman Başgör. Süleyman Başgör de zaten Peker’e reis der. Cezaevinden kaçtı işte o ara samimi oldu hapishane içeride tanıştıkları için Kürşat Yılmaz’ın işlerini Sedat Peker’e yönlendirdi. Yönlendirdi yönle… yani daha da fazla yönlendirmesi için daha da fazla yönlendirmesi için şeye Kürşat Yılmaz’ı paket turizm Sinop cezaevine. Sinop cezaevi de Türkiye’de zaten bilinir ağır bir cezaevi. Burada pusula geldi Sedat Peker’e o zaman ben 1 ay bu Sedat Peker’in silahını taşıyordum. Biz Ankara’ya gittik. Sedat Peker işi bağladı. Biz sabah erkenden 5 mi 6’ydı. Çıktık basa bas Ünye’ye gittik. Çünkü ringde Sinop’tan Kürşat Yılmaz’ı Ünye cezaevine getiriyordu. Sedat Peker orada işini ayarladı koğuşunu moğuşunu ayarladı. Biz arabayla öyle aranma taranma jandarmadan arama tarama olmadan arabayla direk cezaevinin içine girdik. İçeriye de para paralarda hep benim cebimdeydi. Bagajdan aldım, torpidodan aldım. Sedat Peker içeride haber gönderiyor. Ona o kadar ben veriyorum. İçerideki benim verdiğim parayı da içeri götüren Konyalı Ümit. Kürşat Yılmaz’ın adamı Konyalı Ümit. Ümit Şimşek, orada güzelce ondan sonra artık bu sefer Kürşat Yılmaz Sedat Peker’e bütün şeylerini yani iş çevresini filan ondan sonra zaten İbrahim Tatlıses olayı oluyor. Yoksa İbrahim Tatlıses Drej Ali’den sonra Kürşat güya korumalığını yap şey Kürşat’a sığınmıştı. Ama ilk önce Drej Ali’ye. Ben Drej Ali’ye de nasıl sığındığını biliyorum. Gayrimeşruda herkes bilir beni. Drej Ali ondan sonra Kürşat İbrahim Tatlıses Kürşat’ı Kürşat’tan sonra Sedat Peker. Ama bu danışık gayrimeşru alemde danışıklı dönüşüklüdür. İbrahim Tatlıses yüzde 25 Drej Ali’ye koparken kazandığı parada Drej Ali şart koştu onu. Bu sefer Drej Ali’den kaçtı Kürşat Yılmaz’a rakam çıktı yüzde 40’a. Orada yani kaçmada bilinçli. Oradan bu Ünye cezaevi olayından sonra bu sefer Sedat Peker’e, Kürşat Yılmaz yönlendirdi. Bu sefer yüzde 60’lara kadar kopmaya başladı. Yani kurnazlık yapayım derken iyice batağa gitti. Yüzde 25 koparken yüzde 60’lara kadar kopmaya başladı.”

Mahkeme Başkanı: "Ali Fevzi Bir ile Sedat Peker arasında ilişki var mıdır?”

Gizli Tanık Poyraz: “İlişki var ama birebir görüştüklerini bilmiyorum. Ama ilişkisi var.”

Mahkeme Başkanı: "Herhangi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bunun (1 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Bir faaliyet içerisinde oldular mı, bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Faal içerisinde, teşkilat içerisinde konuşmalarda faal teşkilatta Ali Fevzi Bir’in olduğunu konuşuyor konuşuluyordu ama birebir Ali Fevzi Bir ile Sedat Peker’in görüştüğüne şahit değilim ben.”

Mahkeme Başkanı: "Peki. Sami Hoştan ile Sedat Peker arasında bir ilişki var mıdır?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben o zaman otoparkı çalıştırıyordum. Sonra bu İbrahim Şahin olayından sonra zaten ben otoparkı çalıştırıyordum. Sıkıştığım zaman Sedat Peker’den yardım alıyordum. Zaten otoparkı da Sedat Peker’in manevi abisine çalıştırıyorduk. Vedat Peker’de geliyordu oraya. Bizim arkadaşlarda geliyordu. Durumumuzda iyiydi. Ondan sonra işte dediğim gibi İbrahim, İbrahim Şahin’in grubu olduğu için şimdi ben iddia edemem İbrahim Şahin, Ayhan Çarkınlar işte Sedat Peker’in işlerini yürüttü. Ama konuşuluyordu yani şimdi o kadro yürütüyor. İşte itirafçılar yürütüyor diye böyle konuşuluyordu. Ama birebir bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Sedat Peker ile Haluk Kırcı arasında bir irtibat var mıdır? Haluk Kırcı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hiç sanmıyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker ile Varis Küçük arasında ilişki var mıdır?”

Gizli Tanık Poyraz: “Varis Küçük biz daha kendi yağımızda Veli Küçük olmadan önce biz kendi yağımızla saldırırken, kavrulurken Varis Küçük karşıda Bağlarbaşı’nda bizim yazıhanenin Celal Otomotiv olmadan önce otoparkı vardı. Zafer şeyle orada otopark çalıştırıyordu. Şey Eyüp Ulusoy ismi adı mı soy ismi Eyüpoğlu bu İhsan Eyüpoğlu’nun amcası neydi o şimdi Ümraniye’de bu iş yapıyor inşaat minşaat işleri. Otoparkı çalıştırıyordular. Bağlarbaşı’ndan üstten aşağı inerken. Biz o zaman şimdi diyorlar ya Sedat Peker işte babasından zengin Veli Küçük diyor ki babasının vasıtasıyla. Biz o zaman 10 lira 20 lira buluyorduk, balık alıyorduk gidiyorduk o otoparkta ızgara yapıp karnımızı doyuruyorduk. Varis Küçük o zaman otoparkı çalışıyordu. Sonra Sedat Peker güzel bir kıvama geldikten sonra işini gücünü bıraktı Sedat Peker’in en kurmaylarından biri oldu.”

Mahkeme Başkanı: "Ne iş yapardı grupta?”

Gizli Tanık Poyraz: “En kurmayları en yakını. Şimdi Kuşadası’nda barlar sokağında bar şuanda da İzmir Dikili Çandarlı’da villa inşa… villa yapıyorlar inşaat yapıyorlar. O da şey yani esas inşaat Sedat Peker’indir. Ama o yapıyor. Erdal Aras o.”

Mahkeme Başkanı: "Onun kurmayı derken neyi kastediyorsunuz yani akıl mı veriyordu yoksa beraber ortak iş mi yapıyorlardı bahsettiğinizin dışında?”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim kurmay dediğim efendim üst kadro. Peker’e daha yakın üst kadro böyle en.”

Mahkeme Başkanı: "Ne, ne yapar bu kurmaylar?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Mahkeme Başkanı: "Kurmaylar ne yapar?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Peker ile birebir görüşen kişilerdir. Birebir yakın.”

Mahkeme Başkanı: "Kazım Alemdağ tanır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kim?”

Mahkeme Başkanı: "Kazım Alemdağ.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kazım Alemdar, Kazım Alemdar çıkaramadım efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Peki. Can Yakarlar.”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu da çıkaramadım.”

Mahkeme Başkanı: "Hüseyin Nalbantoğlu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hüseyin Nalbantoğlu Atilla Peker’in hem şoförü hem yakın koruması.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker ile ilişkisi nedir?”

Gizli Tanık Poyraz: “O Atilla Peker’in hem şoförü hem yakın koruması.”

Mahkeme Başkanı: "Hakan Öztürk tanır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hakan bizim minik Hakan ufak Hakan olması lazım. 2 tane Hakan var çünkü ama Hakan Öztürk o minik Hakan Sedat Peker’in, Atilla Peker’in bütün cezaevine işte ne gidecek elbise gidecek ne gidecek şu gidecek o 2. evlendiği avukat hanımı ilk zamanlar cezaevine götürüp getiren kişi.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker Kutluhan Aslan’ı tanır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kimi?”

Mahkeme Başkanı: "Kutluhan Aslan.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kutluhan Aslan, çıkaramadım efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Yaşar Dolucu tanır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yaşar. Çıkaramadım efendim şimdi.”

Mahkeme Başkanı: "Enis Sülün’ü tanır mı Sedat Peker?”

Gizli Tanık Poyraz: “Enis Sülün’ü işte ben de zaten oradaydım. Enis soy ismini şimdi hatırlayamıyorum. Sülün ise sonra milletvekili filan oldu Enis Sülün o Marmara Ereğli belediye başkanı. Enis o olabilir. Ama ben Enis zaten o zaman işte o jandarma cezaevi jandarmasında Musa ile Özgür’ü 15, 16 günden sonra biz oraya götürdük villayı da ayarlayan odur.”

Mahkeme Başkanı: "Bu Özgür ile Musa’yı götürdüğünüz yer midir?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "İfadenizde Özgür ile Musa’nın karıştığı cinayet olayını anlatmışsınız doğru mu o beyanınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker ile Güler Kömürcü arasında ilişki var mıdır?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kim efendim?”

Mahkeme Başkanı: "Güler Kömürcü gazeteci.”

Gizli Tanık Poyraz: “Güler Kömürcü, Güler Kömürcü onu bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Peki, peki, peki.”

Gizli Tanık Poyraz: “Öyle bir gelişti ki öyle bir gelişti ki Sedat Peker, gazete bürokrasi misal birini söyleyeyim Fatih Altaylı.”

Mahkeme Başkanı: "Peki. Bir.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir program yapıyor Sedat Peker’in altın tespihini böyle sallıyor.”

Mahkeme Başkanı: "Peki, Hasan Aslanel’i tanır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hasan Aslan…”

Mahkeme Başkanı: "Eli.”

Gizli Tanık Poyraz: “Çıkaramadım onu efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Ali Çağatay?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ali Çağatay, Çağatay soy isimli biri vardı ama şimdi onu bilemiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Bir gazeteci veya medyayla alakası var mıydı bu Ali Çağatay’ın?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Mehmet Güngör ile ilişkisi var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mehmet Güngör bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "İbrahim Genç ile Sedat Peker’in ilişkisi nedir?”

Gizli Tanık Poyraz: “İbrahim Genç Erzurumludur. Ziya Aycan ilk Küfe barın sahibi. Fikirtepelidir esas Önder Ercan’ı, Ziya Aycan iyi tanır. Ben Ziya Aycan’ı görmüşlüğüm yok. Ama Küfe Barı Kürt İdris’in oğlu Ali’yi oraya almadıkları için Ali 4. Leventteki Alaattin Çakıcı’nın yazıhanesine geldi. Ben dediğim gibi o zaman ben şey idim. Ben orayı bastığımda o zaman Sedat Peker daha yeni yeniydi. Yani daha yeni yeni. Önder Ercan’a Ziya Aycan işte Hacı diyor burayı bastı filan diye. Biz zaten alındık. Ondan sonra Pekerler işte Mecidiyeköy’deki ben alındım, şubeye geldim ki hepsi orada Mecnun, Sedat Peker, Erdal Aksakal hepsi orada dediğim zamanlar Ziya Aycan ile sonra Önder Ercan bağlantısını kurduğunun hani devreye girdi benim o olayımdan ötürü samimi oldular. Ondan sonra İbrahim Genç ile bağlantı kuruldu. İbrahim Genç’in factoringi de Sedat Peker adına çalışır. Çok güzel bağlantısı vardır. Sedat Peker’in parası da orada takla atar.”

Mahkeme Başkanı: "Borsa işleri ile ilgilenir mi İbrahim Genç?”

Gizli Tanık Poyraz: “Borsa işleriyle Vedat Peker ilgilenir.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Peki, Sedat Peker o dönemde başka kimleri tanıyordu mesela Habil Küçük’ü tanıyor muydu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Mahkeme Başkanı: "Habil Küçük.”

Gizli Tanık Poyraz: “Habi…”

Mahkeme Başkanı: "Mecidiyeköy’de 1992, 93 yıllarında.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hadi Küçük.”

Mahkeme Başkanı: "Böyle birini tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Mahkeme Başkanı: "Böyle birini tanıyor musunuz Habil Küçük?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim çıkaramadım ben onu.”

Mahkeme Başkanı: "Osman Gürbüz’ü tanıyor muydu o zaman o tarihlerde Sedat Peker?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Ziya Aycan’ı tanıyor muydu?”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte benim olayımda Ziya Aycan ile esas Ziya Aycan Önder Ercan’ın arkadaşıdır. Fikirtepelidir Karslıdır. Benim o Küfe bar olayımdan sonra o olayda Mecidiyeköy yazıhanesi basılıyor. Yani benim Peker’e ayarladığım yazıhane Mecidiyeköy’deki yazıhane bunlar hep alınıyor. Ben şubeye geldim beni aldı polis Aksaray’da bir otelde. Geldim ki hepsi orada. Ondan sonra biz orada ezildik mezildik. Ondan sonra Önder Ercan devreye girdi Ziya Aycan ile Sedat Peker arkadaş yaptı. Ziya Aycan’ın kanalında da İbrahim Genç ile tanışıldı. Büyüdükten sonra İbrahim Genç’in factoringine oturuldu. El konuldu resmen.”

Mahkeme Başkanı: "O dönemde basıldığını söylüyordunuz. Mecidiyeköy’de Sedat Peker’in Ofisi mi basıldı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ofisi ayarlayan benim işte efendim. Diyorum ki.”

Mahkeme Başkanı: "Ne vardı ofiste bilginiz var mı neler çıktı herhangi bir suç unsuru çıktı mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok yok o zaman yeni ayarlamıştı ayarlamıştım ben o ofisi. O ofiste zaten şeyindi rahmetli Enis Karaduman’ındı. Enis Karaduman Çakıcı’nın kan kardeşi yani önce hasımlardı sonra Karasu cezaevinde biz yatarken Enis Karaduman Bayrampaşa yatıyor. Enis Karaduman basın aracılığıyla silahlarımı gömdüm diye basına beyanat verdi. Çakıcı’da orada düşündü yani hep beraber bende dedim hatta Çakıcı’ya. Dedim ki, abi artık husumetliğe gerek yok. Zamanında kullanıldı şimdi dün şeyinde zaten o zamanda daha evlilik olmadan Uğur Çakıcı gelip gidiyordu. Beraber geldikleri kişi de Canan Yaka’ydı zaten bu modacı. Öyle barışıldı. Sonra işte o yasa çıktı. 90, 91 tahliye oldu. Şeyle rahmetli Enis Karaduman ile Çakıcı kan kardeşi oldu. O yazıhane duruyordu. O yazıhane Ali Sayım Sokrucu vardı hızlı bir tokatçı. Ben oraya ona kiralattırdım orayı Peker’de orada oturdu. Zaten 10, 15, 20 gün sonra işte bu olaydan ötürü ora basıldı.”

Mahkeme Başkanı: "Bu Alaattin Çakıcı ile ilgili bir şey daha sormak istiyorum. Bu gizli tanık Kıskaç var. Onun 2. dava klasörlerinden 237. klasörün 323. sayfasında bir beyanı var. Hatta 322. sayfasında. Şöyle diyor, Davut Yıldız Alaattin Çakıcı’nın adamıdır. Alaattin Çakıcı’nın arkasında silahlı güç olan JİTEM vardır. Ben Adnan Çiçek’in referansı ile Ankara Bahçelievler’de bulunan MİT binasına giderek Kaşif Kozinoğlu ile görüştüm. Terör örgütlerinden tehdit aldığım için yurtdışına çıkmak istediğimi kendisine söyledim. Alaattin Çakıcı’dan bahsederken reis diye konuşuyordu. Alaattin Çakıcı’nın kardeşi Savaş Çakıcı ise Antalya JİTEM ile ilişkili olan kişidir demiş. Bu konuda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim zaten Adnan Çiçek esas Şenol Turan’ın adamıdır. Ben yani biliyorum ama ben o zaman Sedat Peker ile hareket ediyordum. Savaş Çakıcı da yeğeni kardeşi değil.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi burada sorulan sormak istediğim şu. Alaattin Çakıcı’nın arkasında silahlı güç olan JİTEM vardır diye bir beyanı var Gizli Tanık Kıskaç’ın ne diyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilemiyorum efendim ama yani o zaman milliyetçi camiaya mesela böyle milliyetçi emniyet Çakıcı’ya şey yapıyordu yani.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker, Mehmet Ağar’ı tanır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Peker, Mehmet Ağır’ı tanır mı? Onu bilemem ama Özer Çiller’i çok iyi tanır.”

Mahkeme Başkanı: “Aralarında ne tür bir ilişki var?”

Gizli Tanık Poyraz: “Özer Çiller’le mi?”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Özer Çiller arar Sedat Peker’i diyelim ki işte İstanbul'un bir ilçesinde Doğru Yolun ilçe başkanlığı kongresi var. Sedat Peker’i arar derki şu kişi kazanacak Sedat Peker hemen Erdal Aras’ı çağırır, kadro hazırlanır. Kim aday? Başka adaylar o adayları hemen Ender Aras toplar, adaylıktan çekilin der Özer Çiller’in dediği aday o ilçenin veya o ilin başkanı olur Doğru Yol şeyin.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Sedat Peker'in Mehmet Ağar’a herhangi bir para gönderdiği konusunda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Murat Öztürk’le, Sedat Peker tanışır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Murat Öztürk, Murat Öztürk, Murat Öztürk, Murat, Murat.”

Mahkeme Başkanı: “Hatırlamıyorsunuz herhalde?”

Gizli Tanık Poyraz: “İsmini isim yani beynimde aşina da şimdi hatırlayamadım ben.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, Sinan lakaplı Deniz Yıldırım’ı tanır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sinan lakaplı Deniz?”

Mahkeme Başkanı: “Yıldırım’la Sedat Peker tanışır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Yener Keskin’le Sedat Peker arasında bir bağlantı var mı, tanışırlar mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bülent Canoğlu’yla Sedat Peker tanışır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum onu.”

Mahkeme Başkanı: “Mete Can Kurt diye birini hatırlıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kim efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Mete Can Kurt.”

Gizli Tanık Poyraz: “Mete Can Kurt tanımıyorum bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Ömer Merşan.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ömer Mercan.”

Mahkeme Başkanı: “Merşan.”

Gizli Tanık Poyraz: “Merşan. Tanımıyorum, bilmiyorum, çıkaramadım ya.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker’in sporcularla bir bağlantısı var mı o dönemdeki sporcularla? Sergen Yalçın’dan bahsettiniz onun dışında başka birileriyle bir bağlantısı var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ondan sonra zaten kardeşi Rizespor’un as başkanıydı Mehmet Cengiz başkan ama yani çomak Vedat Peker’in elindeydi.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sporcularla.”

Mahkeme Başkanı: “Mesela Serdar Topraktepe tanır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kim?”

Mahkeme Başkanı: “Serdar Topraktepe.”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu ondan sonra Olgun şeyden o işe görevlendirdi o bağlantılarını hep Olgun sağlardı efendim onu bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Ali Eren’i tanır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ali Eren, Ali Eren, Ali Eren bu da şey gelmedi de ismi şimdi bir şey diyemem.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Hakan Şükür’le, Sedat Peker tanışırlar mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu yok onu bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Ümit Özat’la Sedat Peker tanışırlar mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum onu efendim.”

Mahkeme Başkanı: “İbrahim Cingi’yle, Sedat Peker arasında nasıl bir ilişki vardır?”

Gizli Tanık Poyraz: “Taa eski anlattığım gibi İbrahim Cingi esas yani benim arkadaşımdı. Sonra Sedat’la bu şey Cemil Turan vurulduğu zaman Cemil Turan karşıda vurulmuştu. O zaman şey Cemil Turan Fenerbahçe’de bir görevi vardı. Vuruldu mu bıçaklandı mı ne vuruldu mu? Sezen Yamakoğlu Sedat Peker'in işte halasının oğlu mu ne? Sedat Peker zaten Fenerbahçe camiasına sokulmak için İbrahim Cengi Fenerbahçe’nin camianın içindeydi. Sezen’i şeyin Cemil Turan’ın korumalığına verildi öyle öyle girildi o işe.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Gaffar Karademir.”

Gizli Tanık Poyraz: “Gaffar Karademir şeyde işte Gebze’de askerdi. Terhis olduktan sonra daha ilk bu Kadıköy’deki yazı… o zamanlar şeyde pardon özür dilerim efendim ben o zaman Kırklareli Cezaevindeyken Gaffar zaten şeydeydi askerdi. Terhis olmuş bir gün ben Kırklareli Cezaevinin idaresinin telefonunu kullanıp yani mesela bir haber vereceğim bir sıkıntılık var. Arardım Gaffar çıktı telefona Kadıköy’deki yazıha… Ben o zaman terhis mi oldum bana dedi ki Hacı Abi ben Gaffar dedi tanımadın mı dedi? Dedim ne zaman. Dedi böyle böyle terhis oldum dedi, reisin yanına geldim dedi. Reis beni dedi 1 hafta 10 günlüğüne dedi memlekete gönderdi dedi. Şimdi geldim dedi buradayım. Peker’in sonra en yakın korumalarından biri.”

Mahkeme Başkanı: “Ne iş yapardı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Telefonlara sonra korumalık işte efendim. Telefonlara bakardı sonra en yakın koruması oldu, önce telefonuna bakıyordu önde oturup, arabanın ön sağ koltuğunda oturup telefonlara bakar. Sedat Peker'e de ondan sonra daha yakın Sedat Peker'e ulaşman için Gaffar’a ulaşman lazım.”

Mahkeme Başkanı: “Bu para işleriyle bir alakası var mı Gaffar Karademir’in?”

Gizli Tanık Poyraz: “O Sedat Peker'in yanından hiç ayrılmazdı efendim dediğim gibi ondan sonra öyle bir konuma geldi ki o Sedat Peker'e ulaşmak için misal vereyim Varis Küçük bile bazı böyle. Mesela Maksim Gazinosunun karşısında balık restoranı var. Ondan sonra Bostancı’da deniz otobüsleri iskelesinin karşısında bir balık lokantası var genellikle orada yemek yenilir oraya Sedat Peker oturur zaten yuvarlak bir masası var mesela o Maksim Gazinosunun karşısındaki balık lokantasında biz otururduk. Gelen orada konuşur masasında ama kimse olmaz geleni Gaffar karşılar, Gaffar karşılar, götürür, Peker konuşur. İşte öbürleri durur orada. O zaman işte Zafer Salman bile halasının oğlu sonra en yakınına geçen Varis Küçük bile Gaffar’a yani çok iyi davranır herkes. Niye? Gaffar istediğini mesela bugün benim işim var acil Sedat Peker'le. Gaffar çıkıyor telefona; ben görüş… bana Gaffar kızgınsa o gün görüştürmez ertesi gün not defterine der ki işte reis Hacı da seni aradı. Gaffar öyle o kadar yakını oldu yani.”

Mahkeme Başkanı: “Boğaç Kaan’la, Boğaç Kaan Murathan’la Sedat Peker arasında ilişki nedir? Daha önceden bahsettiniz kısaca tekrar bahseder misiniz şoförlüğünü yaptı mı Boğaç Kaan, Sedat Peker'in?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum efendim şoförlüğünü yaptı mı bilmiyorum. Salı günü zaten o avukat ben şimdi benimde kendime göre bir not defterim var eve gidince baktım. Boğaç Kaan benden sonra, sonra genç onlar sonra gençlik. Boğaç Kaan’ın ismini ben safi Zeki Yalçın olayında geçtiği için biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Başka Boğaç Kaan’ı tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Boğaç Kaan’ın herhangi bir lakabı var mıydı biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum onu efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bülent Canoğlu’nu tanır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Bülent Canoğlu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Burak Canoğlu?”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim çıkartamadım.”

Mahkeme Başkanı: “Ben isimleri okuyayım tekrar tanıdığınız varsa onlarla ilgili açıklamada bulunursunuz; Sarı Barış, Ali Şahin Sürman, Metin Kaya, Özgür Çelik.”

Gizli Tanık Poyraz: “Metin Kaya, Metin Kaya şoförü.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. İsmail Dalkıran, Osman Sandıkçı.”

Gizli Tanık Poyraz: “O İsmail Dalkıran’ı şey yapıyorum hatırlıyorum da şimdi çıkaramıyorum yani.”

Mahkeme Başkanı: “Bahçelievler semtiyle bir ilgisi var mı İsmail Dalkıran’ın?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kimin efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Bahçelievler semtiyle bir ilgisi var mı İsmail Dalkıran’ın?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Hakan Karakaş.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi 2 tane Hakan var. Bir minik Hakan var bir öbür Hakan var.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Ümraniye’yle bağlantısı var mı tanıdığınız Hakan Karakaş’ın?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim bu cezaevlerine o işte o minik Hakan devamlı cezaevlerine gider, gelir. İçerdeki haberi alır, dışarı getirir, kime getirir avukata getirir. Mesela birkaç seferde bizim otoparka geldi. Misal Atilla bir mahkemeden ötürü Atilla Peker Sağmalcılar Cezaevine gelmişti. Hemen beni aradı biliyorlardı o Hüseyin başgardiyan, Hüseyin Kaya. Ben hemen Hüseyin Kaya’yı aradım evinden gitti Atilla… o minik Hakan cezaevinin önünde bekliyordu eşofman elbisesini Hüseyin Kaya Başgardiyan ondan aldı, götürdü içeri ondan sonra ben Hüseyin Kaya’yla, Minik Hakan’ı tanıştırdım, ondan sonra beni bir daha aramasına gerek kalmadı zaten.”

Mahkeme Başkanı: “Ali Metin Polat, Ali Metin Polat.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ali Metin, Ali Metin, Ali Metin şimdi yanılmıyorsam Ali Metin, Ali Me…”

Mahkeme Başkanı: “Maltepe’yle bir bağlantısı var mı bu şahsın Maltepe’yle?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ali Metin, Ali Metin bu barcı olayıyla herhalde Ali Metin miydi o? Bu barcı öldürüldü o olayla mı Ali Metin?”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi emin olmadığınız şeyi söylemeyin, isim karışlığına sebebiyet verebilir.”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte onun için efendim bilemiyorum. Onun için tam net diyemiyorum ama ismi teşkilatta geçen bir isim yani, teşkilatın içinde böyle aralarımızda konuştuğu ama şimdi net bir şey diyemem.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Ali Bin Balkan, Ali Bin Kalkan?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ali Bin Kalkan karşıda şey önceden, daha önceden oto kaporta şeyiydi karşıda. Sonra biz giderdik oraya şey yapardık, ondan sonra tamamen teşkilatın içine girdi. Ondan sonra öyle bir konuma geldi ki; işte kurmaylar dediğim yani kurmaylar sırasına girdi hemen hemen üst kurmaya kadar yaklaştı yani.”

Mahkeme Başkanı: “Yusuf Akbaş.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yusuf.”

Mahkeme Başkanı: “Cengiz Cansız, İskender Kopuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim bu isim şimdi ben yanılmak istemiyorum bu isimlerin çoğu bana aşiyan geliyor. Ama şimdi bir şey hiçbir şey diyemiyorum yani nasıl diyemiyorum isimler mesela otoparka bir sürü kişi gelir, dışarıda konuşulur edilir bu mesela mahkemelerde. Ama isimce çıkartamıyorum edemiyorum yani aşiyan geliyor da bir şey diyemiyorum ben şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Ateş veya pilot lakaplı birini tanıyor musunuz ateş veya pilot lakaplı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker bazı öğrencilere burs veriyor muydu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Peker evet bazı öğrencilere burs verir.”

Mahkeme Başkanı: “Sarıyer’de bir öğrenci evi var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum ama şeyde karşıda, karşıda burs verdiği bir yer vardı hatta Sedat Peker hani ben Salı günkü olayımda Boğaç Kaan’ın üzerinde duruldu işte tarih marih o avukat beni öyle zarfa bir iki seferde düşürdü zarfa. O zaman bu Erkan evinde dışarıdaki işlerini yürüten sıkışıklık var gibisine işte öğrencilere burs verilen öğrencilere acilen para gitmesi lazım. Yeşilpınar’daki parka geldi, Peker’in eniştesi Orhan Doğan şuanda nakit yok dedi çıkardı çek yazdı verdi onu. O yüzden biliyorum yani burs verdiklerini.”

Mahkeme Başkanı: “O öğrenciler nerede okuyorlardı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Hakkı Kurtuluş’u tanır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hakkı Kurtuluş çıkaramadım şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Sedat Peker’in depremzedelere bir yardım etme durumu var anlatır mısınız nereden kaynaklandı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker kendisi mi istedi, bu konuda herhangi bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi öyle bir şeyde Sedat Peker biraz gündemden düştüğü zaman hemen bir şey patlatır. İşte o ara deprem olayı olunca oraya çadır kur… şey çadır, yemek verdi yani. Zaten maksat gündem hem de orada yemek veriliyor. Bir sefer deprem olayı olduğu için basın daha da çok düştü üzerine. Bir de çadırın önüne Peker çadırı yazıldığı zaman daha şey oluyor.”

Mahkeme Başkanı: “Anladım. Bu konuda herhangi birinden talimat aldı mı Sedat Peker?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum onu.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker'in Veli Küçük’le görüştüğünü söylediniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Bazı 2, 3 defa dediniz veya haftada 3, 4 defa dediniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Konuştukları konuları size açıyor muydu Sedat Peker yani konuştuklarını duymuyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Açma…”

Mahkeme Başkanı: “Bir defa bir tanışma sırasında elini öpmüşsünüz Veli Küçük’ün, ondan sonra görüşmelere katılmadığınızı söylüyorsunuz. Aralarındaki konuşmaları size aktarır mıydı Sedat Peker veya bir şekilde duyar mıydınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim şimdi Avukat Hanım beni bu konuda birkaç sefer zarfa düşürdü ben iyice açıklık getireyim. Benim ilk çıktığımda Veli Küçük’e 3, 4 gün istirahattan sonra gittiğinizde ben Veli Küçük’ün elini öptüm. Makamında ya 10 dakika ya 15 dakika oturdum geri çıktım. Çünkü ben Peker’in korumalığını yapıyorum. Ondan sonra Veli Küçük’le görüşmelere yani beraberim ama beraberim dediğim zaman burada bir yanlış anlaşılma oluyor. Ben Sedat Peker'in yanında beraber olduğum için ona gittiğimizi biliyorum. Ama ben dışarıda oturuyorum şoförde dışarıda biz sohbetimize bakıyoruz. Çıkınca da Veli Küçük bizi yolcu eder gider. Zaten o günkü yani birebir söylediğime Nihat Yazıcıoğlu’na şahit olmamın sebebi de çünkü bize haber gelmişti Nihat her an için bize saldıracaktı.”

Mahkeme Başkanı: “Onları anlattınız, onları anlattınız. Sedat Peker hangi durumlarda Veli Küçük’ün yanına giderdi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Böyle tam sıkışıklık şeylik oldu mu veya bazı yani böyle telefon görüşmelerine bir sertlik oluyor ama telefonda ne görüştüğünü bilemem.”

Mahkeme Başkanı: “Nasıl sıkışıktı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yani böyle misal bir gayrimeşru biriyle takışmış veya devlet tarafından emniyet tarafından sıkıştırılıyor veyahut şey oluyor veya ona bir telefon gelirdi arabanın yönünü dönderirdi şeye İzmit tarafına giderdik konuşurdu. Ondan sonra döner biz geri gelirdik şeye orda zaten Gebze Cezaevine gelince durum değerlendirmesi olur, yönümüz nereyse İstanbul’sa gelirdik Paşakapı’nın arkasındaki o yazıhaneye deniz taşımacılığı. Öbür tarafta ise Classis’e. Ankara, İstanbul dışındaysa Ankara Sheraton’a otururduk orada yönetirdi.”

Mahkeme Başkanı: “Evet bu görüşmelerin işadamlarıyla bir bağlantısı var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Birebir şahit değilim ama bir sürü işadamı var görüştüğü mesela ama birebir şahit değilim yani ne konuştuğuna şahit değilim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Sedat Peker’in Gebze Emniyet Müdürüyle bir ilgisi var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “O zamanki benim o olayımda o zaman müdürle iyi bağlantısı vardı.”

Mahkeme Başkanı: “Yani nasıl bir bağlantısı vardı, bir yardımı oluyor muydu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim şimdi orada olay yapmış sıcağı sıcağına olay yapmış bir kişi 2, 3 saat sonra yani oradan kaçıyor, geliyor. Küçükyalı’da Star Gazinosuna oturuyor. Sedat Peker geliyor, görüşülüyor, ediliyor Sedat Peker telefon görüşmeleri şu bu 2, 3 saat sonra geliyorum ben Zülüf Bara oturuyorum. Tolga Peker, ben, Murat Tok yani orada oturuyoruz işte o Mehmet Kurt oturuyoruz oranın emniyeti gelip beni niye almıyor demek ki bu kadar, bu derecede bir bağlantısı var.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Artı o gece ben kalıyorum villada yatıyorum sabah avukat beni alıyor gidiyor. Otururken Sedat Peker geliyor direk müdürün odasına giriyor.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker’le ilgili olarak milli yol veya milli yolcular diye bir şey duydunuz mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Milli yol veya milli yolcular diye bir hareket Türkçülük hareketi diye bir şey duydunuz mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben o zaman İzmir’deydim ben aranıyordum işte o internet bilmem ne şeyi kurulup işte.”

Mahkeme Başkanı: “Öztürkler.com diye internet sitesi kurulmuş.”

Gizli Tanık Poyraz: “Öztürkler şey bu Avşa Adasına yürüyüşler mürüyüşler ben o zaman aranıyordum hızlı bir şekilde aranıyordum. Ben İzmir’deydim. İzmir’de rahmetli Hüseyin Yazıoğlu’na kafe çalıştırıyordum, onun yanındaydım yani bu Mehmet Niyazioğlu’nun yeğeni var.”

Mahkeme Başkanı: “Evet o öztürkler.com sitesiyle ilgili bir açılış toplantısı yapılmış. O toplantıdan bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben o top… aranıyordum ben o toplantıda yoktum işte zaten o toplantı Peker’in Veli Küçük’le ne derece birebir bağı olduğunu esas o öztürkler.com gösteriyor yani.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Sedat Peker'in güvenlik şirketleriyle bir ilgisi var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Güvenlik şirketleriyle Veli Küçük’ün var. Veli Küçük’le bir de şimdi müdürün ismini hatırlayamıyorum bir tane eski müdürlerden birinin.”

Mahkeme Başkanı: “Yani nasıl Sedat Peker'in onlarla bir ilgisi var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “İlla ki olacak efendim şimdi Sedat Peker, Veli Küçük’e birebir şey yapan adam. Şimdi bağlantısı olmaz mı?”

Mahkeme Başkanı: “Sizden somut bilgiler istiyorum yani Sedat Peker gitti şu güvenlik şirketiyle görüştü veya görüşmedi, hiçbir bağlantısı yoktu gibi böyle somut bilgiler istiyoruz sizden, yani tahmininizi söylemeyin, görüşlerinizi söylemeyin.”

Gizli Tanık Poyraz: “O zaman ben yanında yoktum efendim ben İzmir tarafındaydım.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam peki tamam. Alaattin Çakıcı'nın yanında bulunduğunuzu söylüyorsunuz. Bir tanığın beyanına göre, iddiasına göre Mehmet Eymür Alaattin Çakıcı'ya bir haber göndermiş, Doğu Perinçek’i öldürtmek istemiş. Bu konuda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben o zaman Alaattin Çakıcı'dan kopmuştum ben zaten Alaattin Çakıcı'yla 1 sene bilemedin 1 buçuk sene hemen belli kıvama zaten bizim planımız belliydi Sedat Peker’le. Belli bir kıvama gelince ben hemen geçtim o tarafa karşıda toplandık o anlattığım arkadaşla… Onu ben bilmiyorum ben zaten o zaman Peker’le hareket ediyordum.”

Mahkeme Başkanı: “Çapraz sorgu sırasında Muzaffer Tekin’e sorulmuş Mehmet Ali Pekgüzel Savcı Bey tarafından. Sedat Peker'le olan ilişkileriniz sadece sosyal ilişkiler mi diye sorulmuş. Muzaffer Tekin; evet sosyal ilişkiler şöyle oldu demiş. Bu konuda bilginiz var mı yani Muzaffer Tekin’le Sedat Peker arasındaki ilişki nasıldı?”

Gizli Tanık Poyraz: “O konuda bilgim yok efendim benim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Muzaffer Tekin’in Kadıköy’de bir bürosu varmış Sedat Peker oraya gider miydi, bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben o büroya gitmedim.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker'le İlhan Selçuk arasında herhangi bir husumet olduğunu duydunuz mu veya bir tanışıklık olduğunu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben o zamanlar Sedat Peker'e yani korumaları, şoförleri hep değişmişti ondan sonra zaten Metin Kaya’da değişmişti o da değişmişti. Ben o tarihlerde ya İzmir’deydim arandığım zamanlar veyahut Kağıthane’de otoparkı çalıştırıyordum o zaman koruması, şoförü yani belli bir yerden sonra ben korumalığını yapmadığım efendim bu dediğiniz kişilerle bağlantılarının olduğu zamanda ben yoktum.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker'in Veli Küçük’ün şoförlerine veya şoför olarak temin ettiği konusunda veya maaşını ödediği konusunda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kelebek operasyonunda ben alındığımda ben alındım 10, 15 dakika sonra Veli Küçük’ün şoförünü getirdiler. O çocuğun ismini hatırlayamıyorum genç bir çocuk. Getirdiler o zaman Metin Kaya biz 28 mi 30, 28 kişi mi neydik ya 28 ya 30 kişi. O ara orada geçmiş olsun tabi biz konuşuyoruz o arada bir tedirginlik oldu zaten emniyetin benim üzerime gelmesinin sebebi orada Metin Kaya o bu o gençlik. Orada Hacı, işte Hacı Abi geldi olay eskiye gidiyor Hacı Abi konuşursa yandık mandık mevzusu. Biz o ara Metin’le konuşurken mesela ben o çocuğu orada gördüm Veli Küçük’ün şoförünü. Benden sonra yani orada gördüm. Çocuk orada tedirgindi. Nasıl oldu, nasıl alındın diye dedi ki böyle böyle paşa dedi indi dedi, paşa varken beni almadılar dedi. Ondan sonra çocuğu almışlar. O ara işte Metin Kaya ona sordu arabada herhangi bir para mara çıktı mı dedi, çocuklar konuşuyorlardı bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Sedat Peker'le Ertuğrul Yılmaz tanışırlar mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ertuğrul Yılmaz bilmiyorum efendim onu.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker askerlik yapmamış, çürük raporu almış. Bu konuda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “O çürük raporu işini de bağlattıran benim, ben o zaman Çakıcı’yla beraberken Celal Astsubay vardı Samsun Bafralı. Celal Astsubay bağlantısı vardı o zaman şey askeri hastanede. Ben Sedat Peker'i onunla tanıştırdım Celal Astsubay çünkü o zaman ben tanıyordum, Çakıcı’nın yazıhanesine geliyordu Sedat Peker'in bu askerlik olayı vardı. Ben Celal Astsubaya dedim böyle böyle. Celal Astsubay bağladı onun işini. Ondan sonra Celal Astsubay zaten Peker’in adamı oldu.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Sedat Peker'in bu çürük raporu almasında herhangi birinin yardımı oldu mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Celal Astsubayın işte efendim. Anlatıyorum ya. Celal Astsubayı ben tanıyordum diyorum. Peker’in askerlik şeyi olduğu için Celal Astsubaya böyle böyle işte ben o ara anlatıyorum ya Çakıcı’yla şey yapıyorum hareket ediyorum ama bir taraftan da piyasada, konuşmamızda, gayrimeşruda hep Peker’den bahsediyorum. Bizim planımız belli zaten. Peker’i yürütmek bizim bütün planımız.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker'le, Semih Tufan Gülaltay tanışırlar mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Semih Tufan Gülaltay. Ben Sedat Peker'in yakın korumalığı yaptığım zaman Sedat Peker Semih Tufan Gülaltay’ı bazı şeyler oluyordu, hiç sevmiyordu. Hatta ben Sedat Peker'e bir gün dedim ki, bir gün de değil birkaç sefer. O zaman Sedat Peker'in şeyin Semih Tufan Gülaltay karşıda o Küçükyalı’ya yakın bir yerde galerisi vardı kardeşimi ne duruyordu. Ben Sedat Peker'e dedim ki; reis dedim, Semih dedim güzel bir arkadaş, benimle ceza yattı ben cezaevinden tanıyorum. Niye dedim böyle şey yapıyorsun? Sen dedi karışma Sedat Peker'in, Semih Tufan Gülaltay’la hiçbir bağlantısı olmaz ve de olduğu da sanmıyorum artı Semih’in de onunla olmaz.”

Mahkeme Başkanı: “6.2.2004 tarihinde Mecnun Odyakmaz ile Sedat Peker'in görüşmesi var. Tape numarası 1417. Bu görüşmede şöyle bir konuşma geçiyor. Sedat Peker: Tamam oradan çıkınca yetişirsin, Veli Paşaya bir emanet yollayacaktım da bu vakıf işi için Veli Paşayı arayayım, bahsedeyim bir de Veli Paşa bir konferansa katılacak, sen Veli Paşayla görüş konferansı kalabalık bir grup yaparsın, dinlemeye giderken böyle öğrenci gençlerde olursa da olur. Git Veli Paşayla da sen şey yaparsın şimdi ben söyleyeyim ona, şimdi telefonunu veriyorum sen yaz. Veli Paşayı birazdan sen ara, ben arayıp görüşeceğim, Veli Paşayla konuşursun dediği. 537 3509988 numaralı telefonu verdikten sonra sen kalabalık bir grup yap böyle genç arkadaşlardan konferansı dinlemeye kalabalık geçersin dediği tespit edilmiş telefon görüşmesinde. Veli Paşaya bir emanet yollayacaktım diyor. Böyle bir şeye şahit oldunuz mu, anlattığınız bazı şeyler var onun dışında?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim şimdi öyle bir konu var ki ben avukat üzerime geliyor avukata da söyledim Veli Küçük’e zarf gönderme öyle bir şey. Ama ne tür gönderir onu bilmem fakat her olaydan sonra Veli Küçük’e illa ki uğrar. Oraya yani uğrayacakta. Zaten ondan sonra o konferanslar filan ben o zamanlar yoktum. Yani nasıl yoktum? Ben çünkü ben hep hırgür ettiğim için ben İzmir’de işte otoparkta yoktum yani ben o olayda yoktum.”

Mahkeme Başkanı: “Peki. Bu bir konferans varmış, kalabalık bir grup ayarlaması için çalışılıyor. Bu konuda bir bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Zaten o konferanslara kalabalık bir gidiş vardı. Bana da İzmir’de birkaç sefer denildi ben dedim ben aranıyorum ben gelemem dedim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Yine 5.3.2004 tarihinde Volkan’la Sedat Peker arasında görüşme var, tape numarası 1094. Görüşme içeriği şu şekilde; Volkan’ın Veli Küçük’ü telefonla aradığı ve daha sonra Sedat Peker'e verdiği. Sedat Peker'in; çocuk hemen hazır, siz nasıl emir buyurursanız öyle, sizin numaranızı ben kardeşimize versem size saygılarını sunsa Pazartesi günü ona talimat verseniz olur mu dediği. Veli Küçük’ün; tamam beni arasın dedikten sonra gelince çok güzel bir kongre geçirdik Rusya’da istediğimiz adamı Güney Azerbaycan’da istediğimiz adamı hepsini getirdik şeye bakan geldi gibi konuşma devam ediyor. Yani burada bir çocuktan bahsediliyor. Böyle bir olaya şahit oldunuz mu Sedat Peker'in herhangi bir çocuk gönderdiğini veya birini gönderdiğini?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim benim zamanımda ben Sedat Peker'in koruma, zaten ifademde de koca bir sürü ifademde belirttim. Ondan sonra öyle bir gelişmeler oldu ki yani ben bile yaklaşamaz oldum misal bazı konulara. Gençlik öyle bir tatlı ki gazeteler yazıyor babalar üstü, babalar üstü biz o zaman mesela Kurtuluş’taydım ben. O zaman Mecnun Odyakmaz beni aradı; dedi ki böyle böyle bayide ne kadar gazete varsa birkaç çocuk görevlendir, o mıntıkaya ben Kurtuluş’tayım ya Şişli Kağıthane şeye. Birkaç çocuğun eline ver, mesela bir şey hatta bende gittim kaç tane kahveye girdim, birahaneye girdim, oraya girdim Posta Gazetesine giriyorum kahveye oturuyorum, biraz okur gibi yapıyorum bir çay söylüyorum çayın yarısını içip yani çay içe içe artık içim dışım çay oldu misal. Parasını verip gazeteyi orda bırakıyorum, birahaneye bırakıyorum, oraya bırakıyorum. Niye? Posta Gazetesi baş sayfa atmış Köroğlu Sedat Peker. Yani öyle bir plan proje çok güzel çizildi ki Veli Paşa öyle bir proje çizmiş ki artık 7 yaşındaki çocuk bile Sedat Peker’i tanıyor. Sonra oldu 10 binler belki de 20 binler. Mahkemeye mesela benim hiç yani orda gördüğüm çocuklar, ama ben eski olduğum için hiç tanımadığım 18, 19, 20 yaşında, 22 yaşındaki genç kardeşim geliyor Hacı abi nasılsın diyor? Sağol diyorum, seninle. Abi diyor sen bizi tanımazsın ama diyor, biz seni tanırız sen bizim abimizsin. Teşkilat çok büyüdü, doğru büyüdü. Ondan sonra bu isimleri mesela mahkemede görmüş olabilirim orda ama ben çıkaramam ki benden sonraki şeyler bu. Yani bende Peker belli kıvama geldikten sonra benim artık işte kahve, lokanta, otopark ondan sonra aranmalar, İzmir’e gidişim, o olaylar olduğu için bunları çıkaramıyorum ben bu görüşmeleri yani yokum ben o olaylarda.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Harun Çakır diye bir komutan tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tanımıyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker tanır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim Sedat Peker ondan sonra öyle bir kıvama geldi ki biz yani biz ondan sonra benden sonra hele gençlik misal biz öyle diyorduk ki ben ifademde söyledim. Diyelim ki yatıyoruz gece haberleşme… telefonlar silah kapın inin, böyle böyle Veli Küçük alınıyor, Sedat Peker alınıyor, bilmem şu alınıyor, inin sokağa. Nereye? Kadıköy Meydanına benim gibi on binler iner. Benim gibi öyle tapıyorduk amca diyorduk, reis diyorduk, ne derse kardeşini vur dese, kardeşini vuracak şekilde kişiler var.”

Mahkeme Başkanı: “Evet sorum şu idi yani Sedat Peker, Harun Çakır’ı tanır mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum ben, ben bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Bilmiyorsunuz tamam. 6. Filo hakkında ne biliyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “6. Filo eski ben o zaman yani eski gayrimeşrudan ötürü bilirim. 6. Filo işte Cihat Çolak, Sedat Çolak bunlar olarak biliyorum, benim onlarla ne bir şeyim var, yani bir şeyim yok olsa onu da ifademde anlatırdım, mesela derdim işte filo vardı böyle bir şeyim yok, bilgim yok.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Sedat Peker in bir bağlantısı var mı 6. Filodakilerle?”

Gizli Tanık Poyraz: “Benden sonra olmuş olabilir ama şeye biz Ankara’ya giderken katlı otoparka Sedat Çolak’ın oraya gidiyorduk.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Sedat Peker’in Balmumcu’da bir yeri var mıydı Simtel veya Siemens gibi bir iş yeri, bürosu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Osman Yıldırım 13.3.2008 tarihinde Ankara Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevinde bir beyanda bulunmuş. Şu şekilde; İbrahim Genç’i 1993 yılında beri tanıdığını, İbrahim’in o dönemlerde tefecilik yaptığını, tefecilik işinde Azeri Uyruklu Ziya Aycan ile ortak olduğunu. İbrahim Genç’in tefecilikten kaynaklanan alacaklarını etrafındaki kişilere tahsil ettirdiğini. İbrahim Genç’in o dönem yanında Abdullah Sülük, Sedat Peker, Erdal Kara, Kenyalı Suaner, Abdullah Çatlı, Aykut Sezer, Ahmet, Süleyman, Serhat ve birçok itirafçı Osman Gürbüz, Esen Türkyılmaz. 2004, 2005 yıllarında ise Bahçelievler Spor Kulübü Başkanı Bahri, hatırlayamadığı nice isimlerin olduğunu ayrıca Özer Çiller’inde İbrahim Genç ve Ziya Aycan’ın ortağı olduğunu, Mecidiyeköy’deki Genç Factoringe her gittiğinde Özer Çiller’i gördüğünü. İbrahim Genç’in bu kişilere çok sayıda çek, senet, tahsilatı yaptırdığını, bu tahsilatlar sırasında çok sayıda insanın silahla yaralandığını ve öldürüldüğünü, bütün bu olayların Ziya Aycan ve İbrahim Genç’in talimatıyla yapıldığını beyan etmiştir. Bu beyan hakkında ne diyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim Osman Yıldırım’ı zaten ben biliyorum ama bir samimiyetliğim, bir şeyliğim yok.”

Mahkeme Başkanı: “Nereden tanıyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben görüyorum ama benim onla hiçbir samimiyetliğim yok.”

Mahkeme Başkanı: “Nerede, nerede görüyordunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi bir yerde görüyorum desem yanlış olur, bilmiyorum ama Osman Yıldırım’ı duyuyordum, ismini de duyuyordum.”

Mahkeme Başkanı: “Nasıl duyuyordunuz, ne biliyordunuz onun hakkında?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bizim teşkilata yakın bir insan olduğunu duyuyordum mesela ama şimdi net bir şey diyemem.”

Mahkeme Başkanı: “Yani nasıl yakınlık oluyor?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim net bir şey diyemiyorum o konuda.”

Mahkeme Başkanı: “Yani Osman Yıldırım ne iş yaparmış o tarihlerde?”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim bildiğimi söylüyorum. JİTEM’in elemanı, JİTEM’in içinde gezen bir kişi olarak ben onu biliyordum.”

Mahkeme Başkanı: “Kimden duydunuz bunu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Teşkilat kendi aramızda. Mesela kimdir bu Osman? İşte böyle böyle ya JİTEM’in elemanı ama net bir şey diyemiyorum o konuda benden net bir şey istemeyin efendim bir şey diyemiyorum yani yalan konuşmuş olurum. Ziya…”

Mahkeme Başkanı: “JİTEM diye tabir edilen bir gruptan diyelim bir bağlantı olduğu kişiler var mıymış yani Osman Yıldırım JİTEM’den kimleri tanıyormuş?”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte onu şimdi net bir şey diyemiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Abdullah Sülük olayına gelince Abdullah Sülük Paşakapı’da benimle de ceza yattı tanırım, doğrudur Ziya Aycan’ı ilk koruyan, o Küfe Bar, Saziye Bar zamanında. İbrahim Genç’i ilk koruyan odur. Sonra Abdullah Sülük Çakı Gazinosunda Yenikapı’da Çakı Gazinosundaki olayında vurulduktan sonra orda vuruldu zaten ateş etti orda Mahsun Kırmızgül’e. Ondan sonra zaten Ziya Aycan İbrahim Genç Peker tarafına geçti yani Abdullah Sülük bağladı büyük cezalara. Onu doğru söylüyor, o doğru, dedikleri doğru.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Durmuş Anuçin’in 28 Şubat 2008 tarihinde Savcılıkta cezaevinde vermiş olduğu bir ifadesi var onu okuyorum size. 26.12.2002 tarihinde Kandıra Cezaevine girdiğini, 2003 yılında yapılan ilk duruşmada Necip Hablemitoğlu’nu İbrahim Çiftçi’nin talimatıyla öldürdüğünü anlattığını. Genelde Alaattin Çakıcı, Sedat Peker, Sami Hoştan gibi adamlarla çok sık oturduğunu, muhtemelen de bu adamlarla birlikte hareket ettiğini. Cezaevindeyken mahkemede bazı şeyleri anlattığını duyan Sedat Peker’in kendisine aracıları vasıtasıyla yüklü miktarda sus payı olsun diye 2 defa 300 bin YTL para gönderdiğini. Parayı iade ettiğini, 2. seferde cezaevine gönderdiği için almak zorunda kaldığını. 2 defa telgraf çektiğini, telgrafların yayında mevcut olduğunu, telgrafı o parayı gönderen Yunus isimli soy ismi Karakulak olarak hatırladığı telgrafta net olarak belli olan şahsında patronunun Sedat Peker olduğunu, Aydın Özbey’in araştırılması halinde şahısların para kaynaklarının nereden geldiğinin öğrenilebileceğini. Aydın Özbey 1 milyar dolara yakın paranın kaynağı olduğunu, Aydın Özbey’in de Sedat Peker’le, Muzaffer Tekin’le irtibatının olduğunu. Muzaffer Tekin’e Muzaffer Komutan diye hitap ettiklerini, Ümraniye’de Çavuşpaşa’da ve Beykoz konaklarında Selim diye bir arkadaşın kahvesinde buluştuklarını, genelde jandarma mıntıkalarında buluştuklarını beyan etmiş. Ne diyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben...”

Mahkeme Başkanı: “Bu konulardan bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben o zaman İzmir’deydim, ben anlatayım. Minik Hakan’la görüşüyordum, Peker’e selam gönderiyorum mesela cezaevine gidince ama konuda bilgim yok benim.”

Mahkeme Başkanı: “Durmuş Anuçin diye birini tanır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Durmuş Anuçin.”

Mahkeme Başkanı: “Durmuş Anuçin.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Coşkun Çalık’ı tanır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Coşkun Çalık yok efendim tanımıyorum. Benden sonra geldiyse çıkaramıyorum, tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Muhammed Yüce’yi tanır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Muhammed Yüce, Muhammed Yüce mesela bu isim yabancı gelmedi ama çıkaramıyorum ben şimdi bir şey diyemem ki. Benden sonra gelmiş olabilir yani.”

Mahkeme Başkanı: “Coşkun Çalık’ın 22.2.2008 tarihinde bir ifadesi var Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde alınan ifadesi. Şu şekilde; 2.10.2007 günü saat 20:11, 20:12’de Muhammed Yüce ile yaptığı görüşmede; yani Coşkun Çalık’la Muhammed Yüce görüşüyorlar. Osman Pamuk’a yönelik suikast düzenlemesi, Orhan Pamuk’a yönelik suikast düzenlenmesi konusuyla ilgili olarak Sedat Peker’in arkalarında olduğunu. Konuşmaları sorulduğunda Orhan Pamuk’u vurma eylemiyle ilgili Muhammed Yüce’nin eylem sonrasında Sedat Peker’le Alaattin Çakıcı kendilerine cezaevinde sahip çıkacağını anlatmış.”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim o konuda bir bilgim yok onu ben sadece basından duydum ben o zaman İzmir tarafındaydım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Siz bir dönem Bayrampaşa Cezaevinde kalmışsınız.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Ne kadar süre kaldınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bayrampaşa Cezaevine ilk 86’da mı girdim, birkaç sefer girdim çıktım ben oraya.”

Mahkeme Başkanı: “Uzun süre kaldınız mı orda?”

Gizli Tanık Poyraz: “Uzun süredir.”

Mahkeme Başkanı: “Yani aylarca, yıllarca?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yıllarca değil de, aylarca kaldım.”

Mahkeme Başkanı: “Kaldınız. Orda B7 koğuşu var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “B7.”

Mahkeme Başkanı: “Veya B Blok var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Özel tip var, özel tip var mesela orda H Blok, C Blok, F Blok diye geçer. Bir de öbür her ikisinde de yattım da ben hem özel tipte, hem öbüründe. Ben C mesela 16’da yattım. Ama öyle bir blok olduğunu yani bilmiyorum. Ama özel tipte blok olarak geçer. Öbür….”

Mahkeme Başkanı: “Evet yani rakam olarak bilmiyorsunuz. Mesela C27 diye bir koğuş var mıydı C27 koğuşu?”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte özel tipler öbür tarafta böyle C16, C15, C20 böyle gider. Özel tipte H Blok, C Blok, F Blok, D Blok gider.”

Mahkeme Başkanı: “Peki sizin kaldığınız dönemde bu Bayrampaşa’da bloklar arasında geçiş mümkün müydü? Yani bir mahkum, tutuklu, hükümlü bir bloktan diğerine geçebilir miydi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim dönemimde mi?”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Geçiyorduk efendim. Biz eski… müsaade ederseniz biz eski cezaevlerinde zaten biz gitmeden buzdolabımız giderdi. Her şeyimiz buzdolabıyla beraber giderdi.”

Mahkeme Başkanı: “Bu dava klasörlerinden 237. klasörün dizi 238. sayfasında şöyle bir beyan var. Beyanı okundu doğruluğu birlikte imza altına alındı. Tanığın kimliğinin anlaşılmaması için sağ başparmağıyla tasdik ettiği denilmiş ve 3.8.2008 tarihi konulmuş. Burada parmak iziniz yok. Bildiğim kadarıyla Hakim Beyde, Hüsnü Beyde bu parmak izinin bulunduğu belge var. Bakar mısınız o parmak izi size mi aittir?”

Gizli Tanık Poyraz: “İmza, imza benim imzam olduğuna göre parmak izi de benim efendim evet.”

Mahkeme Başkanı: “İmzanızda var mı orada?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet doğru efendim doğru.”

Mahkeme Başkanı: “Yani o şekilde parmak izinizi bastınız öyle mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet parmak izimle bas…”

Mahkeme Başkanı: “Hem imzada mı attınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Zaten efendim burada ki Savcı Beyin ismi benim ilk ulaştığım Savcı Bey doğru.”

Mahkeme Başkanı: “Yani öyle parmak izi bastınız doğru öyle mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Doğru efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Beyanınıza ilave edeceğiniz herhangi bir şey var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük söz istedi verildi: “Hakim Bey size bir sürü isim saydı. Bu isimler başka dosyada, başka beyanda bulunan kişilerin bu dosya sanıklarıyla irtibatı olduğunu iddia ettikleri kişilerin size teyidi amacıyla sayıldı yani bu isimleri tanıyor musunuz diye. Siz şimdi bir dönemde ben vardım, bir dönemde yoktunuz diyorsunuz ama dönemi net olarak söylemiyorsunuz. Biz sizin beyanlarınızdan 90’lı yıllar, 92’den belki itibaren doğru mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Peker’le bağlantım 92 veya 93.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “93…”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim Peker’le bağlantım esas 89’la, 88’lerin sonrası cezaevinde.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hayır hayır fiili, fiziki sizin bu anlattığınız olaylara tanık olduğunuzu beyan ettiğiniz dönemden bahsediyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim tanık olduğum birebir Peker ile yakın markajında korumalığını yaptığım zaten ifadelerimin hepsini söylemişim.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yakın markaj korumalığını yapmak, onun her an gölgesi gibi onu takip etmek demek midir?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peker’in attığı bütün adımlardan haberiniz olduğu şeklinde mi yorumlamalı bunu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tabi ki tabi ki, herkesin önü ilikli olur ceketin, benim 2 silah, önümde açık olur, ben rahat rahat köşeye de bakarım, oraya da bakarım.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam yakın markaj. Peki mesela o zaman size Hakim Bey sordu, bende o zaman onu teyit için sorayım. Osman Yıldırım’ı burada teşhis edemediniz bu arada. Buradaydı tanımıyorum dediniz ama şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Onun fotoğrafını tekrar göster…”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Efendim teşhis edemedi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Gerek yok efendim söyleyin benim şuanda yanımda bulunan….”

Mahkeme Başkanı: “Geçen sefer net değildi de o yüzden tekrar gösterelim.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ne demek net….”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Soru sorun efendim buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım ben bu sandalyeye oturdum daha ilk şey açılmadan gelir gelmez benim yanımda burada oturan Hakim Beyde biliyor, ben Osman’ı görür görmez vay Osman dedim.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ben (1 kelime anlaşılmadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Ama benim Osman’la bir samimiyetliğim yok.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi Osman Yıldırım’ın birtakım bağlantılar konusunda mesela Sedat Pe… bu İbrahim Genç mesela bağlantısı konusunda, Osman Gürbüz, Veli Küçük bağlantısı, Habil Küçük Veli Küçük bağlantı siz aynı dönem 93 yılından bahsetmek suretiyle bu bağlantılardan bahsediliyor. İbrahim Genç’in Mecidiyeköy’deki yazıhanesinden bahsediliyor. Orda toplantılar yapıldığından bahsediyor Osman Yıldırım beyanında. Bütün bunların 93 yılında olduğundan bahsediyor ve bu insanların yakın ilişkisi olduğundan bahsediyor Osman Yıldırım beyanlarında ve bir örgütsel bir bağlantı kuruluyor. Oysa siz çok yakınında olduğum, gölgesi gibi takip ettiğim kişi dediğiniz Sedat Peker’in bu grupla, mesela Osman Gürbüz’ü tanımıyorsunuz, Habil Küçük‘ü bilmiyorsunuz beyanlarınızda, Ziya Aycan’ı bilmiyorsunuz. Yani bu bağlantıları biriniz bu bağlantıları ortaya koyarken, biriniz gölgesi gibi gezdiğiniz halde ve bütün ilişkilerini bildiğiniz halde bunları tanımıyorum diyorsunuz. Bunu açıklayabilir misiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Avukat Hanım ben korumalık görevini yaparım telefona bakan önde oturan ben arkada yanında otururum, önden oturan kişi deminde bahsettiğim gibi diyelim ki, Maksim Gazinosunun karşısındaki lokantaya otururduk oraya başlar kişiler gelmeye, Peker’in yanına o an için telefon.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Siz…”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika lafımı kesem. Telefona kim gelirse telefona bakan, önde oturan kim Olgun Peker veya Gaffar Kandemir veya Ahmet Kürkçü. Ahmet Kürkçü de bir zamanlar baktı telefona. Ben köşede sağda, solda ben orda oturup yemek yemem misal. Lokantanın köşesine bakarım, sağına bakarım, havada balon gezse balondan huylanırım. O kişileri bu Osman Yıldırım’ın saydığı kişiler oraya geldiyse götüren ya Olgun götürür, ya Gaffar Kandemir götürür. Ben o kişilere bakmam bile. O kişi gelmiş.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Siz tanımıyorum dediniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “He.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tanımıyorum dediniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Neyi tanımıyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ya Osman Gürbüz’ü tanımıyorsunuz, mesela ben kendi ifadenizden buraya not aldım, sizin ağzınızdan çık…”

Gizli Tanık Poyraz: “Osman Gürbüz’ü ben tanıyom Osman Yıldırım dedim ben biliyorum ama bir samimiyetliğim yok dedim. Şimdi Osman’ları karıştırma.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Osman Gürbüz’den bahsediyoruz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben Osman Gürbüz’ü öyle bir tanıyorum bir şey de beni de aynı geçen Salı günkü gibi Boğaç’ın avukatı gibi böyle oyunlara ketenpereye getirme.”

Mahkeme Başkanı: “Sorulan soruya cevap verin. Osman Gürbüz’ü tanıyor musunuz? Osman Gürbüz’ü tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi 2 tane Osman var efendim. Ben Osman 2 Osman’la da hiçbir samimiyetliğim yok.”

Mahkeme Başkanı: “Hangisini tanıyorsunuz Osman Yıldırım’ı mı, Osman Gürbüz’ü mü?”

Gizli Tanık Poyraz: “O günü ben burada üzüldüm o yumruk attılar ya hani, Salı gün.. Pazartesi mi ne, Salı mı yumruk atıldı orda. O Osman’ı ben biliyorum. Hatta o daha ben burada otururken onlar içeri girerken ben Osman’ı görür görmez vay dedim Osman burada kendi kendime burada Hakim Beyde baktı bana öyle. Eskiden neydi, şimdi neysin diye burada mıdırdandım burada, kendi kendime.”

Mahkeme Başkanı: “Tekrar ekranda gösteriliyor Osman Yıldırım bu tanıdığınız Osman Yıldırım mı bakar mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tamam bakayım efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Geçen sefer çok net değildi görüntüler. Şimdi daha iyi görebilirsiniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Resim”

Mahkeme Başkanı: “Tanıyor musunuz monitördeki şahsı? Yaklaşın biraz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet, evet.”

Mahkeme Başkanı: “İsmi nedir gördüğünüz şahsın, ismi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi buradaki resmi bunun 1, 2 resmi var öbür resmini gösterirseniz bana daha iyi olur.”

Mahkeme Başkanı: “Başka var mı, tanıyabildiniz mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim tanıdığım Osman efendim. Efendim ben izah ediyorum karşıda yer göstermeye giden Osman. Şimdi resimde ben net olarak bir şey diyemedim. Karşıda bir taksi durağının yanında kaldığı yer bilmem bombada mombada bahseden, benim bildiğim Osman o Osman.”

Mahkeme Başkanı: “Onu nasıl tespit ettiniz o Osman olduğunu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi canlı görsem bilirim efendim şimdi ben gözlerimi öyle ediyorum böyle ediyorum gözlüğümü takıyorum şey yapamıyorum ama bu Osman tahminim bak yanılabilirimde ama canlı görsem şey yaparım.”

Mahkeme Başkanı: “Şuanda ekranda görülen şahıs Osman Yıldırım.”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte diyorum efendim yanılmamak için çünkü beni Salı günü çok (1 kelime anlaşılmadı) benimde kendime göre bir defterim var, siyah defterim bunu gayrimeşru alemde bilir, beni de kara kutu olarak gayrimeşru mafya bilir. Ben gittim evime, o defterime baktım hatta ben bazen benim bunlar peşime düştüğü zaman telefonumda da var, telefonda kendi üstüme. Beni kızdırmayın kara kaplı defteri yer altından çıkarırım bir tane yaprak koparırsam yer yerinden oynar diye Sedat Peker tarafından beni arayan kişilere ben gizli tanık filan değilim diye böyle böyle zaman aldım ben.”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Hanım buyurun.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Siz Osman Yıldırım’ı buraya gelmeden tanıklık yapmadan önce basından gördünüz yani televizyon, gazeteden mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Basından değil biliyorum, basından değil biliyorum ben onu.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yer göstermeye giden Osman’ı biliyorum ben dediniz.”

Mahkeme Başkanı: “(1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Yer göstermeyi bırak ben, ben tarif ediyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yani siz basında gördünüz Osman Yıldırım’ı doğru mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Basında değil, dışarıda gördüğüm Osman bu.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ergenekon olayı başlamadan önce dışarıda ismini, cismini…”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Kimdir Osman Yıldırım bir anlatır mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “JİTEM’ci Osman diye söyleniyordu.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hayır ne yaparmış, ne edermiş?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben ne bi…”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Osman Yıldırım’ın suç mesela kendisi bir suçlu olduğunu iddia ediyor ve suç aleminde tanındığını, bilindiğini, oteli olduğunu, Antalya’da yatırımları olduğunu, Antalya’da bir lokanta, kafeterya işlettiğini, 500 bin dolar alacağı olduğunu ATV’den Dinç Bilgin’den. Büyük paralarla oynadığını yani siz bize Osman Yıldırım’ı madem tanıyorsunuz bir anlatabilir misiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Osman Yıldırım’ı ben JİTEM’ci Osman olarak bilirim. Hatta ben İzmir’deyken, İzmir’deyken kaç sefer mevzusu geçti. Onunda iyi bir arkadaşı şimdi ismini vermek istemiyorum o insanın, bende tanıyorum, Osman’da tanıyor o kişiyi. Dedi ki görüyor musun abi dedi ya neler oldu eski devirlere bak yeni devirlere. Osman abi dedi böyle dedi kimliği gösterince bizi dedi hiç kimse ne durdurabiliyordu, ne ediyordu. Ben Osman’ı böyle biliyorum. Ben basında masında demiyorum ben. Ama JİTEM’ci Osman olarak herkes biliyor.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yani Osman’ın lakabı JİTEM’ci Osman mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ya JİTEM’ci Osman.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi Osman Yıldırım’ın beyanını okuyabilir misiniz efendim JİTEM’le ilgili beyanı var.”

Mahkeme Başkanı: “Osman Yıldırım 13.3.2008 tarihinde Ankara Sincan Cezaevinde ifade vermiş onu tekrar okuyorum size. İbrahim Genç’i 1993 yılından beri tanıdığını.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Efendim JİTEM’le ilgili kısmı onu okudunuz.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim. İbrahim’in o dönemlerde tefecilik yaptığını, tefecilik işinde Azeri Uyruklu Ziya Aycan ile ortak olduğunu. İbrahim Genç’in tefecilikten kaynaklanan alacaklarını etrafındaki kişilere tahsil ettirdiğini. İbrahim Genç’in o dönem yanında Abdullah Sülük, Sedat Peker, Erdal Kara, Kenyalı Suaner, Abdullah Çatlı, Aykut Sezer, Ahmet, Süleyman, Serhat ve birçok itirafçı Osman Gürbüz, Esen Türkyılmaz. 2004, 2005 yıllarında ise Bahçelievler Spor Kulübü Başkanı Bahri, birçok isim varmış ayrıca Özer Çiller’inde İbrahim Genç ve Ziya Aycan’ın ortağı olduğunu, Mecidiyeköy’deki Genç Factoringe her gittiğinde Özer Çiller’i gördüğünü. İbrahim Genç’in bu kişilere çok sayıda çek, senet, tahsilatı yaptırdığını, bu tahsilatlar sırasında çok sayıda insanın silahla yaralandığını ve öldürüldüğünü, bütün bu olayların Ziya Aycan ve İbrahim Genç’in talimatıyla yapıldığını beyan etmiştir.

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Efendim JİTEM’le ilgili kısmını okumanızı talep ettim ben sizden.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim JİTEM’ciyi kendisi söyledi. Ben bu beyanı okudum.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Osman Yıldırım’ın JİTEM’ci biri bana geldi, görüşmek istedi kısmı var, ben onu (1 kelime anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: “Efendim bu beyanı okudum, bu beyanı okudum efendim.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam efendim JİTEM’le ilgili.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun tartışmayalım sorunuzu sorun.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “O zaman ben şöyle sorayım Osman Yıldırım’ın kendisinin JİTEM’le herhangi bir bağlantısı olduğu yönünde değil. Kendisinin JİTEM’ciler tarafından tehdit edildiği yönünde bir beyanı var. Ben bununla ilgili soru sorulması için Sayın Heyetten okunmasını istemiştim ancak soru maalesef kadük kaldı. Kendisinin birtakım yani nasıl diyeyim size tehdit edildiği, işte ona ulaşılmaya çalışıldığı, adam getirildiği, yollandığı şeklinde beyanları var dosyada. Buna matuf soralar soracaktım.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim onu soralım yani Osman Yıldırım’ın JİTEM tarafından tehdit edildiğini duydunuz mu, biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim Osman Yıldırım’ı ben şimdi JİTEM’ci Osman diyorum, biz kendi aramızda zaten Osman’ın JİTEM’le bağlantısı var diye biz kendi aramızda JİTEM’ci Osman, JİTEM’ci Osman.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “İzmir’de ben o arkadaşın ismini kellemde gitse vermem. Osman’a da yakın arkadaş, bana da yakın arkadaş İzmir’deki. Şimdi şey zaten o (1 kelime anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: “Soru şu şekilde Gizli Tanık; Osman Yıldırım’ın JİTEM tarafından tehdit edildiğini biliyor musunuz, duydunuz mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum efendim.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki JİTEM’ci unvanını nasıl kazanmış yani, ne biliyorsunuz bu konuda? Bakın kendi aranızda JİTEM’ci Osman dersiniz bu unvanı nasıl kazanmış, ne ilişkisi varmış, kimlerle görüşmüş, kimlerle konuşmuş, bu ortama nasıl girmiş JİTEM neymiş bunu biliyor musunuz JİTEM’ci Osman diyorsunuz yani? Hani bana buna ilişkin, bunu teyit edecek, bu bağlantıyı ortaya çıkarabilecek herkes birbirine bir şeyci diyebilir. Biz siz ona JİTEM’ci dediğinize göre buna ilişkin ne biliyorsunuz, ne duydunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben siz avukat olarak bana soru soruyorsanız da ben diyorum ki Osman’la bir görüşmem yok, Osman’la bir bağlantım yok, Osman’ın otelci, Osman ne yapmış ben bilmem ki, bilmediği… ama biliyorum, tanıyorum bir samimiyetliğim yok.”

Mahkeme Başkanı: “Size o dönemde Osman Yıldırım hakkında duyduklarınızı soruyoruz.”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte anlattım efendim, arkadaşım İzmir’deki Osman JİTEM JİTEM’e çalışır ama şimdi diyemem JİTEM’e çalışır, JİTEM’e yakın Osman lakabı da zaten Hacıydı.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yani sizin (1 kelime anlaşılmadı)

Gizli Tanık Poyraz: “Lakabı da Hacıydı, Hacı.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hacı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “İsmini vermek istemediğiniz bir arkadaşınız Osman Yıldırım’ın JİTEM’e çalıştığını size söyledi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Beni zarfa düşürmeye çalışma ben biliyorum ben.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Efendim siz böyle söylüyorsunuz ne zarfı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben biliyorum ben JİTEM’e çalıştığını ben biliyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “E arkadaşım söyledi diyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kaç tane arkadaşım (1, 2 kelime anlaşılmadı)

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Niye arkadaşımın ismini vermem diyorsunuz.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika Avukat Hanım bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kaç tane arkadaşım biliyor, bende biliyorum konuşuyorduk kendi aramızda Hacı gel aşağıya, Hacı git yukarıya.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamam ne yapmış yani onu söyleyin yani birkaç tane arkadaşınız söylemiş. Şimdi birden bir arkadaşınız diyorsunuz ismini vermem diyorsunuz. O söyledi diyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Görüşmediğim bir insanla, çay içmediğim bir insanla ne yaptığını ben ne bileyim?”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bilmiyorsunuz yani.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bitti.”

Mahkeme Başkanı: “Mehmet Emin Erkılınçoğlu’nu tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mehmet.”

Mahkeme Başkanı: “Emin Erkılınçoğlu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim çıkaramadım şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Ömer Salih Şahin’i tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ömer.”

Mahkeme Başkanı: “Salih Şahin.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Sedat Peker söz istedi verildi: “Başkanım bu belimde ameliyat olduğu için Saygıdeğer Başkanım oraya geçip tutunarak ifadelerimi orda söylemek istiyorum mümkün olabilir mi acaba?”

Mahkeme Başkanı: “Nasıl efendim?”

Sanık Sedat Peker: “Belimden ameliyatlı olduğum için ayakta durunca yoruluyorum orda tutarak sorabilir miyim?”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun buyurun. Çok uzun sürecek mi Sedat Bey?”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım çok uzun olmamakla beraber biraz sürecek Epey sürecek diye düşünüyorum.”

Saatin 12:35 olduğu görüldü.


Yüklə 0,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin