T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi



Yüklə 0,72 Mb.
səhifə4/5
tarix02.11.2017
ölçüsü0,72 Mb.
#26671
1   2   3   4   5
Şimdi bakın siz öyle diyorsunuz da, siz öyle diyorsunuz da.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şarapçı diyemezsin.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Bakın ben size o zaman şöyle bir şey söyleyeyim.”

Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim böyle olmaz, böyle olmaz susun lütfen.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Bakın dün dün gizli tanık.”

Mahkeme Başkanı: “Bakın gizli tanık, gizli tanık bazı noktalardan hakkı. Burada hayatını, şahsını yargılamıyoruz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam efendim, peki o zaman anladım o zaman tamam ben size söyleyeyim.”

Mahkeme Başkanı: “Beyanının doğru olup olmadığını araştırmak için soru soruyoruz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam ben size söyleyebilir miyim efendim? Gizli tanığı tanıyan birileri şimdi yani kendisi deminden beri diyor ya kokain filan. Kendisinin kokain kullandığını, kokain için kokain kullanmak içinde paraya ihtiyacı olduğunu, kendisinin bu parayı temin edemediğini, dolayısıyla dışarıda bulunan 3. kişiler sivil 3. kişiler tarafından birtakım beyanları para karşılığı buralarda yıllardan beri vermesi istendiği yönünde tanıklar var.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam soralım öyle bir şey var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim öyle bir şeyim yok efendim ama onlar getirir, onlar her türlü şey getirir adam. Ben kokain mokain içmedim, kokainde içmemde.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Peki şunu sorayım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben ezelimden beri o tür, beyaz tür, türlü uyuşturucuya karşıyım. Rakı içerim, bilmem kumar oynarım, zar oynarım, esrar içerim, esrar içerim Kelebek Operasyonunda alındığım zamanda 12 buçuk gram esrar çıktı benim kasamda, ben onun cezasını da yattım.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi gizli tanık, gizli tanık duruşmada bu şekilde beyanınız konusunda, verilmesi konusunda size herhangi baskı, para, menfaat temin edil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Gizli tanık duruşmada anlattığınız şekilde beyanda bulunmak için size herhangi bir para teklif edildi mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu tanıklık yapmam için mi?”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hayır efendim bana kim para teklif edecek?”

Mahkeme Başkanı: “Herhangi bir baskı yapıldı mı anlattığınız olaylar dışında?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tanıklık yapmam için mi, yapmamam için mi?”

Mahkeme Başkanı: “Yapmanız veya yapmamanız konusunda?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yapmam için ben tanıklığı kendi irademle yaptım. Yapmamam için baskı yapıldı tabi parada aldım, aldım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Evet diğer soruma geçeyim zaten iki üç tane sorum kaldı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Aldım paralarını da aldım.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi sizin kimsenin gözünün yaşına bakmayan, sert, acımasız ve gaddar bir yapıda olduğu hak… yapıda olduğunuz hakkında bilgiler verenler var. Birçok yaralamalı ve bunun gibi eylemleriniz olmuş. Birçokta yanınızda çalışan kişi varmış adam yani gayrimeşru sıfatıyla.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi ben 12 yaşımda adam vurdum. Ben onun için diyorum. Bir olayı anlatayım çok güzelde yaptım. Ben İzmir’deyken rahmetli Hüseyin Niyazioğlu İstanbul’a geldi. Orda bir yazı vardı, bana dedi ki faksla, dedim ki abi ben fakstan anlamam. Telefonda bana tarif ed… dedim ki abi okuyayım bu yazıyı, sen orda yaz. Dedi ki o yazı telefonda olmaz. O ben faksı bile şey yapamadım. Bana dedi ki sen dedi adam vurmadan başka bir şey bilmiyor musun kardeşim dedi. Doğrudur çok güzel, evet vururum, kafama taktığım adamı da vururum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Biliyorum çok fazla psikopatmışsınız sorunda şöyle.”

Gizli Tanık Poyraz: “Psikopatlık yok.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Siz gayrimeşru alemde.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kararlıyım kararlı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Siz gayrimeşru alemden almış olduğunuz duyumlar karşısında burada birtakım beyanlar verdiniz benim müvekkilim hakkında. Ben gayrimeşru alem değil meşru alemden aldığım bir duyuma göre de Eyüp Ülkü Ocakları Reisi müteveffa Zülfü Açıkses’in sizin talimatınız doğrultusunda öldürüldü bilgisini aldım, bu konuda tanıklar var.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kim?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Zülfü Açıkses.”

Gizli Tanık Poyraz: “O kimmiş ya.”

Mahkeme Başkanı: “Gizli tanık böyle adam öldürdüğünüz konusunda size bir iddiada bulunuyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben her.”

Mahkeme Başkanı: “Bakın size hatırlattım başlangıçta sizi ve kendisinizi, yakınlarınızı hakkında ceza kovuşturması açacak herhangi bir soruya cevap vermeyebilirsiniz. Soruşturma açılacak soruya cevap vermeyebilirsiniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben (1 kelime anlaşılmadı) efendim ben.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Böyle bir duyum aldım, böyle bir duyum aldım doğru mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben bir dakika ben o yaptığım olayın arkasında durduğum icraatlarımı cezalarını da yattım. Nasıl burada onu kasamda 12 buçuk gram esrar çıktı bunu da yazdı işte Sedat Peker’in cadde grubu bilmem ne Hacı’da şey çıktı diye. Ben o olay, öyle bir olay bilmiyorum da bunlar şimdi elinden geleni yapıyorlar ki.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam öğrenmek istediğim oydu, öğrenmek istediğim oydu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Beni cezaevine sokmak için, cezaevinde koparacaklar.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi efendim Salı günü biz burada, ben sorularımı sorarken kendisi Erdal Aksakal isminde bir kişinin müteveffa Zeki Yalçın’ın öldürülme olayından sona kendi otoparkına geldi ve bu konuyu konuştuğunu söyledi. Şimdi ben o dönemde Erdal Aksakal’ın bu kişinin otoparkına gitme ihtimalinin olmadığını keza geçen senenin ortalarında cezaevinden çıkmış olduğunun mahkemesinin tutuklamayı da gösteren gerekçeli kararını size takdim ediyorum. Bu 1. yazılı belgemizdir tanığın söyledikleri karşısında.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim tanığın beyanlarına karşı diyeceklerinizi daha sonra bildirirsiniz. Tanığın bilgisi… sorunuzu alalım. Bu konuyla ilgili sorunuz varsa onu alalım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Onu onu zaten efendim bildireceğim. Başka, başka bir sorum yok sadece kendisi benim bir sorduğum soru üzerine hadi ben bu soruyu sordum diye bana ithamda ya da hani hakaret edebilir. Belki şahsı kaldırmıyordur ama babama hakaret edemez. Ben bunu kendisinin babasına iade ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam sorunuz yok. Kısa mı? Buyurun. Evet tekrar başa dönmeyelim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan söz istedi verildi: “Efendim gizli tanık diyor ki biz diyor Kelebek operasyonunda operasyon başladığı günden itibaren diyor Sedat Peker’in işte soruşturması yapılırken veya mahkemede ifadesi alınırken veya dava hakkında konuşurken mahkeme salonunun çevresindeydik ve buralarda bu şekilde konuşuldu ve Sedat Peker’de Boğaç Kaan Murathan’a kesinlikle yakalanmamasını, eğer yakalanırsa şu şu şu konuların kendi üstüne kalacağından bahsedildiğine dair 4., 5. kişilerin konuşmasıyla duyduğunu. Çünkü sorgu aşamasında olduğu için kendisinden duyamayacağı için başkalarından duyduğunu söylüyor. Öncelikle efendim ben Kelebek operasyonunda Sedat Beye yapıldığı zaman operasyon yapıldığı zaman operasyon görmedim. Ben operasyondan 1 buçuk ay bunu söylüyorum çünkü Boğaç Kaan Murathan mahkemeye gelmişti orada gördüm dedi.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim sorunuz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sorum şu.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben 1 buçuk ay sonra bir kaçıncı operasyon geçtikten sonra ismim geçtiği halde benim ilk operasyonda kaçmam gerektiğini Sedat Peker bana nasıl söylemiş oluyor? Ben zaten aranmıyorum ki.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker’in Boğaç Kaan’a kaçması konusunda herhangi bir talimat, haber gönderdiğini biliyor musunuz duydunuz mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim söylüyorum. Bu sorununda sorulan sorunun cevabını defalarca söyledim. Biz otoparka gelen yukarı Çağlayan’a karşıya gittiğimizde karşıdan mesela Kavacık’ta Sedat Peker’in akrabasının yeri var Karadeniz ev yemekleri.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bunlar söylediklerinize şahitlik yapar mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika yeğenleri. Onlar Sedat Peker’in yeğenleri burada biz yakınları olarak konuşuyoruz, konuşuyoruz. Boğaç yakalanırsa kötü olur. Boğaç yakalanırsa kötü olur.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker’in böyle bir talimatı var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mecnun biz şeyde otururken.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Mecnun Beye de operasyon yapıldı.”

Mahkeme Başkanı: "Lütfen efendim dinliyoruz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kelebe… Mecnun mahke… şey Sedat Peker mahkemeye çıkarken biz mahkemeleri takip, giderken Mecnun orada bizzat sakın dedi Boğaç cahildir dedi. ma… buraya mahkeme şu bu sakın dedi aman dedi Boğaç dedi yol alsın da nasıl alıyorsa alsın.”

Mahkeme Başkanı: "Mecnun’a kim söylemiş?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Bilmiyorsunuz tamam. Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmem.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sayın Başkanım benim anlatmak istediğim şu; Sedat bey ben bildiğim kadarıyla ilk operasyonda Mecnun Odyakmaz’a da operasyon yapılıyor. Yani o da Sedat Beyle beraber organize şubede veya mahkemenin nezaretinde. Sanık yani gizli tanık dışarıda olduğunu söylüyor. Dışarıdaki bir insan Mecnun Odyakmaz’dan nasıl organize şubenin nezaretinde veya mahkemenin nezaretinde olan bir insandan böyle bir duyum alabilir diyorum ben.”

Mahkeme Başkanı: "Yani Mecnun Odyakmaz bu şekilde beyanda bulunduğu zaman cezaevinde miydi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Me, me, Mecnun.”

Mahkeme Başkanı: "Yakalanmış mıydı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Şubede ve mahkemedeydi bildiğim kadarıyla.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika bir. Mecnun Odyakmaz aynı benim gibi Kelebek operasyonunda alındı, sorgulandı aynı benim gibi mahkemede serbest kaldı.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Başka sorunuz var mı? Bu konu kapandı başka sorunuz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim yok başka yok.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Buyurun.”

Sanık Bora Ballı söz istedi verildi: “Sayın Başkanım Salı günü ben bir dilekçe arz etmiştim Yüce mahkemeye. Sanığa sorulmasını istediğim sorular vardı.”

Mahkeme Başkanı: "Kendiniz sorun.”

Sanık Bora Ballı: “Ben sorayım efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Sanık Bora Ballı: “Yüce mahkeme dirayetiyle soracağım Sayın Başkanım, sanığın mizacı dolayısıyla çünkü sağlıklı cevap alabileceğime pek inanmıyorum. Salı günkü duruşmada Başkanım beni işte falanca kişiyle filanca yerde gördüğünü söylemişti. Ben bunun mümkün olmadığını üstüne basarak söylemiştim ancak ısrar etmişti birazda böyle nasıl tabir edeyim huzurunuzda yani gayrimeşru bir ağızla ifade etmişti kendisini. Benim pek yani o taraflarda bezi olan bir insan olmadığım için ben tekrar sormak istiyorum Sayın Başkanım çünkü yaşı ilerlemiş belli bir yaşa gelmiş. Gözlüğüm var diyor karıştırmış olabilir, benzetmiş olabilir.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim sorun.”

Sanık Bora Ballı: “Salı günü efendim beni işte bir otoparka geldiğimi birileriyle beyan etmişti. Bu konuda bir karışıklık varsa efendim hem gizli tanığa da fırsat tanımış olmak açısından hatasını düzeltmek bakımından sormak istiyorum. Beni hayatının hiçbir evresinde bir yerde görmüş mü, ortak bir tanıdık vesilesiyle de olabilir, kendisi de olabilir. Bunun sorulmasını istiyorum efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Erdal Aksakal ile otoparka birkaç sefer geldin. Şimdi made… otur söyleyeyim söyleyeyim şimdi.”

Sanık Bora Ballı: “Ben ispatlayacağım da Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim. Birkaç sefer nereye geldi soru soran şahıs?”

Gizli Tanık Poyraz: “Erdal, söyleyeceğim efendim şimdi. Erdal Aksakal ile şimdi avukat dedi ki cezaevindeydi. Ama cezaevinden önce ama cezaevinden sonra Ümraniye’de yattı Nevzat Aksakal’ın biliyorum. Yattı çı… yattığını biliyorum. O arkadaşa diyorum. Rahmi Topçularda Işık Finans. Kemal Bilgili, Oğuz Yurt böyle birini sen tanımıyor musun?”

Sanık Bora Ballı: “Tanımıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim Oğuz Yurt’u tanımıyor musun?”

Sanık Bora Ballı: “Tanımıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kağıthane oto...”

Sanık Bora Ballı: “Siz beni birisiyle karıştırıyorsunuz Sayın gizli tanık.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben birisiyle karıştırmıyorum. Kağıthane otoparka geldiğinizde bir tahsilat olayından işi de getiren Şaban Hacıoğlu’nun yanındaki Osman İstinyeli Osman. Bu İstinye Osman’dır İstinyeli Osman diye geçiyor. Bunlar kredi kartı işi yaparlar kredi kartı. O tahsilattan ötürü top… Rahmi Topçularda Işık Finans öbür bürosu da Perşembe pazarında Kemal Bilgili. Beraber Oğuz Yurt ile gidip de Oğuz Yurt’un gözcülüğünü sen birkaç sefer yapıp ondan sonra 3., 4. görüşmede Oğuz Yurt, Erdal Aksakal bizzat şeyde Kağıthane’de bizim parkın kamelyasında talimatı verip vur emrini verince Oğuz Yurt şimdi cezaevinde büyükte ceza yedi çocuk. Ayağına ateş ettirilecekti otururken adam otururken Oğuz Yurt direk vücuda atıyor. Sonra ayak diye teslim ettik. O da söyle etti Erdal Aksakal söylenmedi. Hatta Erdal Aksakal’ın o an için parası yoktu. Şaban Hacıoğlu amcasının çekini tefeciye bozdurdu. Tefeci de zaten Vedat Peker’in dostudur. Ben seni biliyorum kardeşim sen hiç merak etme.”

Sanık Bora Ballı: “Ben Başkanım kardeşi değilim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Gözcülüğe giden de sendin Oğuz Yurt ile beraber.”

Sanık Bora Ballı: “Bir ayrıntılı bir olay anlattı Başkanım. Kesinlikle birisiyle karıştırıyor olması gerekir.”

Mahkeme Başkanı: "Sor soru sorun.”

Sanık Bora Ballı: “Ben soracağım Başkanım dediği kişi ben değilim de kaç senesinde oldu bu olay? Hangi tarihte oldu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Oğuz, Oğuz Yurt’un şu, şubede o olayın oluş şekli Kemal Bilgili’nin Kemal bir ondan sonra otoparka geldi sonra araya birileri girdi. O tarih şubede de belli Oğuz Yurt cezaevinde hangi mahkemede yargılandığı da belli Erdal Aksakal teslim etti hepsini onun.”

Sanık Bora Ballı: “Başkanım Pazartesi günü gözüm ısırıyor dedi. Ben aman aman yani bulaşır diye soru bile sormadım. Salı günü tanıyorum dedi. İsmimi söylemedi şimdi çok ayrıntılı bir olay anlatıyor. Hangi tarihte olduğunu söylerse ben o tarihte bu bahsettiği kişilerle, olaylarla ilgim olmadığını ispatlayacak durumdayım. O sebeple hangi tarih olduğunu soruyorum Sayın Başkanım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ta, ta, tarih bilmiyorum.”

Sanık Bora Ballı: “Hangi tarih?”

Mahkeme Başkanı: "Tarih bilmiyorum diyor başka soru sorun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum tarih.”

Sanık Bora Ballı: “Efendim bunu söylemesi lazım ama.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim bilmiyorum diyor yani nasıl bildireceğiz?”

Sanık Bora Ballı: “Kelebek operasyonundan önce dedi efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Nasıl bildirelim, söyleyin o şekilde bildirelim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yav Kelebek operasyonu, o olayda safi Oğuz Yurt’u Şaban Hacıo…”

Sanık Bora Ballı: “Ya tanımıyorum efendim ben bunu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika Şaban, sen geliyordun. Kaç sefer geldin otoparka. Şaban Hacıoğlu hemen para yoktu o an için kasada az para vardı. Hemen amcasının oğluna çek yazdırdı amcasının oğlu da Çağlayan’da ganyan bayii çalıştırır Kağıthane Çağlayan’da hemen gidildi şeyde factoringte zaten o factoringte şey Coşkun Yılmaz Vedat Peker’indir çağ… Çağlayan’da ama para alındı. Erdal Aksakal’a verildi, Oğuz Oğuz’u aldı götürdü o zaman ben şimdi memuru yakmak şey yapmak istemiyorum Diyarbakırlı bir komiser grup amiri teslim edildi. Pata küte gece 12, 1 gibi teslim edildi sabah adliyeye çıkıldı. Çünkü sizin adınız karışırsa Erdal’ın adı Erdal Aksakal’ın adı karışacak, olay uzayacak. Polis üzerine giderse Peker’e kadar dayanacaktı. Bu olay 3, 4 oldu Oğuz Yurt’ta gitti cezasını yatıyor adam.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam ara verelim.”

Saatin 15:22 olduğu görüldü.



Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Nursafa Pandar’ın geldiği görüldü.

Huzurdaki yerlerine alındı.

Gizli Tanık Poyraz tanık odasında aynı ortam ve şekilde huzura alındı.

Salonda söz almadan konuşanlar oldu, anlaşılmadı.

Mahkeme Başkanı: “Doktor çağıralım.”



Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden yeniden devam olundu.

Sanıklardan Veli Küçük’ün rahatsızlığı nedeniyle duruşmaya ara verildiği anlaşıldı.

Gizli Tanık odasında Tanık Poyraz aynı ortam ve şekilde huzura alındı.

Mahkeme Başkanı: "Biraz önce Osman isimli şahsın kimliği konusunda bir çelişki yaşandı. Size tekrar ekranda bir şahsın resimleri gösteriliyor bakar mısınız onlara değişik şekillerde. Değiştirelim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet efendim baktım.”

Mahkeme Başkanı: "Başka fotoğrafı yok mu onları gösterin, çevirin değiştirin, değiştirin.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yo ben.”

Mahkeme Başkanı: "Hayır hep aynı şahsınki yüzü.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu işte. Osman Yıldırım bu.”

Mahkeme Başkanı: "Bir de yapılan keşif sırasında çekilen bir görüntüler var onları gösterelim. Bir keşiften bahsettiniz. Keşif görüntülerini gördüğünden bahsettiniz. Bakar mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bakıyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Keşif sırasında çekilen görüntüler.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet bakıyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Görüntülerdeki şahsı tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Nedir ismi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Osman.”

Mahkeme Başkanı: "Soyadı nedir?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yıldırım işte.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Osman Yıldırım efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Osman Yıldırım tanıyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "JİTEM’ci olduğundan bahsettiniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim iyi bir konuya şey ben zaten açıklayacaktım bu konuyu. Şimdi bu 2 tane Osman var.”

Mahkeme Başkanı: "Diğer Osman’ın ismi nedir soyadı nedir?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmem ben açıklayayım zaten ben söz alıp bu konuya açıklık getirecektim. Ben İzmir’deyken.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”



Gizli Tanık Poyraz: “İzmir’de birahane çalıştırıyordum ben Yeşilova Çam dibinde. Garaja yakın. Bu arada biz eski arkadaşlar, biz eski arkadaşlar yani eski arkadaşlar mesela duyulur Hacı birahanesi varmış. Gelirler. Alper diye özel hareketçi İbrahim Şahin’in grubunda Alper diye bir arkadaşımız var. Bu benim yanıma devamlı gelirdi. İzmir’de galeri var. Fevzi Demir İbrahim Şahin’e çok yakın. Alper’de orada oturur. Yani galeride. İbrahim Şahin onu oraya oturtturmuş. Bu arkadaş benim birahaneye birahaneden sonra ben bir de müzikhol açtım 4 çarpı 4 diye Yeşilova’da. Çam Yeşilova’da. Biz kendi aramızda biz böyle konuşurduk kon… hani diyordum ya ben Osman, Osman ama o zaman Osman’ı birebir tanıştığım yok ama ismi devamlı geçiyor. O da şöyle geçiyor. Ben daha önceden önceki ifademde de yani söylediğim onu yazdırmadım mışlı diye. Ben mışlı ifadelerimi söy… bildiklerimi vermiş olduğum o ifadelerin içine yazdırmadım. Niye yazdırmadım? Mışlı. O zaman Alper geldi. Her akşam gelirdi 2 günde bir benim müzikhole otururduk yer içerdi. Ben burayı devamlı eski arkadaşlarıma söylemiyordum. Niye söylemiyordum? İpini koparan geliyor. Bizim teşkilatta şöyle Sedat Peker’in kırmızı kartı meşhurdur. Kırmızı kart gösterdiğine haftalık vermez. Bu arada biz dayanışmalı olduğu için Hacı İzmir’de işi güzel. Bir birahanesi bir müzikholü var. Kırmızı kart görenler benim yanıma gelirdi. İşimi bozulur diye ben kimseye söylemiyordum. Başkasının diyordum. Ben onun yanındayım diyordum. Alper geldiğinde o ara Alper dedi ki bana çarşı karışık dedi, JİTEM grubu dedi buralarda dolaşıyor dedi. Bende hayırdır filan senin dedi haberin yok mu benim dedim haberim yok. Dedi çarşı biraz karışık dedi. Alper gitti ben Metin Kaya’yı aradım o zaman ertesi günü. Metin’e dedim ki reisle görüşeceğim dedim. Metin bana dedi ki Ankara’dan çıktık ben arkadaki eskorttayım dedi Metin. Benim o zamanki o telefon görüşmem kartım Kelebek operasyonunda alındığında o kart üzerimdeydi. Benim üstüme olmadığı için zaten ben kendi üstüme kart almıyordum. Patates kart diye hitap ettiğimiz kartlar kullanıyordum ben o zamanlar. O kartta şeyde adli emanette. Ondan sonra Metin’e dedim ki, hayırdır ne eskortu dedim ben arkadaki eskort deyince hayırdır ne eskortu dedim. Dedi ki, çift eskortla geziyoruz dedi. Ya dedim ne oldu. Dedi çarşı karışık dedi. E dedim reisle nasıl görüşeceğiz? Dedi ki, Sezai dedi şuanda en yakınında koruması o bakıyor telefonlara sen dedi Sezai’yi tanımazsın ama dedi Sezai seni biliyor isimce dedi. Ben dedi ona söyleyeyim dedi. Dedim söyle. Ertesi günü veya ya 1 gün ya 2 gün sonra Metin beni aradı. Metin beni aradı. Dedi ki, söyledim dedi Sezai söylemiş dedi. Hatta Metin bana dedi ki ooo dedi işlerinde güzelmiş dedi. Birahane müzikhol çalıştırıyormuşsun. Bende yok öyle bir şey dedim. Ya dedi reis öyle demiş. Sezai, Sedat Peker’e Hacı Turan’ın selamı var deyince o da demiş ki pavyon işleri nasıl demiş güzel miymiş? Demek ki beni adıma zaten o öyledir. Kart gösterir veya böyle biraz uzaklaştırdığı kişiyi takip eder. Ben bu arada şüphelendim Alper’i aradım, dedim ki gel akşam konuşalım. Alper geldi dedim ki ya böyle böyle çift eskort gez… dedi senin haberin yok mu? Benim dedim nereden haberim olacak kardeşim ben dedim yani burada işe güce işime gücüme bakıyorum. Dedi ki çarşı çok karışık dedi. Mahmut Yıldırım ile lakabı Yeşil olan Mahmut Yıldırım ile dedi reis dedi ters düşmüş dedi. Şimdi durum kötü. Hatta dedi JİTEM’ciler dedi bu bölgede geziyor dedi. E dedim hayırdır kim? İşte Hacı lakaplı yani Osman’da hangi Osman bilmem 2 tane Osman var.”

Mahkeme Başkanı: "Biraz önce gördüğünüz Osman mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ben Osman Yıldırım’la birebir ne oturmuşluğum var ne çay içmişliğim var.”

Mahkeme Başkanı: "Yani Osman diyorsunuz da hangi Osman soyadı bilmediğimiz için karışıklık sebebi olabiliyor o yüzden soruyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte yani oraya Ege bölgesine Yeşil’i aramaya gelenler Osman ekibiyle beraber ama hangi Osman olduğunu bilmem. Ondan sonra ben dedim ki Yeşil bu tarafta mıymış? Ya dedi sen ama dedi kendi işlerine reisle dedi koptun mu ne yaptın dedi kendi… Dedim ki ya ben burada aranıyorum zaten iş yapıyorum dedim ben burada. Dedi ki Yeşil dedi Kemalpaşa girişinde dedi kahve fabrikasına ben bunu Savcı Beye de söylemiştim. Ama mışlı demiştim sonra ifademi verdiğim görevliye de söyledim dedim mışlı bunu yazma dedim tespit edemem dedim. Bu taraftalarmış dedi. Şimdi bu Ergenekon olayı patlayınca haa dedim tamam zaten ondan sonra ben kararımı verdim tanık oldum. Bu Osman olayına da zaten ben açıklık getirecektim böyle. Kemalpaşa’da da zaten Peker’in Laz Ünal diye Tonyalı Ünal’ın çiftliği var. Fikret Aydın İzmir’de ceza yatarken oradaki birkaç olaydan ötürü. Zaten Peker’in ilk eşi çocuklarının anası bir de Fikret Aydın’ın hanımıyla beraber ziyarete geldiği zaman ben o zaman İzmir’deydim. Ziyaretten sonra o gecede şeyin misafiri oldular Ünal’ın. Osman olayını ben böyle biliyorum JİTEM'ci Osman olayını. Ben o ara Alper’e dedim ki kim dedim bunlar? Bunlar dedi JİTEM tayfası dedi. E dedim şimdi eski yani kadrolar nasıldır, dedi kadrolar hep değişti dedi JİTEM tayfası ayrı dedi özel harekat tayfası ayrı dedi söylediği bana bu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Biraz önce monitörde gördüğünüz keşif görüntülerini gördüğünüz şahıs Osman Yıldırım’dı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet ama İzmir’e bu şekil JİTEM'ci Osman dediğim bu yani. Ondan sonra devamlı konuşuluyordu Osman bu bölgede, Osman bu bölgede. Sonra İzmir’deki bu olaylardan sonra işte o keşif bilmem bu haberler olunca ben daha gizli tanıklığa karar vermemiştim yani. (1 kelime anlaşılamadı) o arkadaşla ben o arkadaşın ismini söylemek istemiyorum, olmaz hatta birkaç arkadaş. Vay Osman’a bak ya ne hale geldi işte böyleydi böyle estiriyordu böyle kimlik, böyle silah gösteriyordu, geçiyordu mevzular böyle oluyordu yani.”

Mahkeme Başkanı: “Peki size başka bir fotoğraf göstereceğiz monitörde bakar mısınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tamam efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bu şahsı tanıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bunu tanımıyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Yaklaşın iyice bakın.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Şuan ekranda gördünüz Osman Gürbüz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben tanımıyorum bunu.”

Mahkeme Başkanı: “Mahkememizde başka bir dosyada sanık olarak yargılanıyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Tanımıyorum bunu.”

Mahkeme Başkanı: “Adil Serdar Saçan size veya Sedat Peker'e herhangi bir işkence yaptı mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bana yapmadı ben zaten talimat vardı kaç deniyordu ben Ege tarafına gitmiştim. Kendimi de güzel bir kamuflaj ettim bu birahane müzikhol var. Sonra orada ondan sonra zaten mesela ben biraz şey yapınca Peker hep benim işimi düzenimi bozuyordu orada İzmir’de kafe işi oldu ondan sonra yakala…. Bana haber geldi dön dediler otoparka ben geri gittim otoparka. Yani kendime şahsıma iş yapmamı böyle biraz palazlanmamı istemiyordu ben geldim otoparka öyle yani.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Adil Serdar Saçan’ın Sedat Peker'e işkence yaptığını biliyor musunuz duydunuz mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte (1 kelime anlaşılamadı) duydum alındığını duydum hatta güzel bir baskı yaptığını duydum.”

Mahkeme Başkanı: “Nasıl baskı yapmış?”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte sorgulamış.”

Mahkeme Başkanı: “Peki sorgudan sonra herhangi bir rahatsızlık meydana geldi mi Sedat Peker'de?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ondan sonra duyumlarım arkadaşlardan duyumlarım. Ya reis büyük adam bak Adil Serdar Saçan hızlı müdür bile Peker’in tarafına geçti deniliyordu yani ama ben gözlerimle görmüş değilim.”

Mahkeme Başkanı: “Nasıl geçmiş, ne yapmış?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yani o aynı onun o sorgudan sonra birileri işte kim girdiyse devreye onu Peker bilir. Yani biz ken… mesela Alper’de diyordu Adil Serdar hızlı hızlıydı da ama bak gene şimdi reisin tarafında reis diyor diye.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker tarafından veya sizin tarafınızdan Adil Serdar Saçan hakkında herhangi bir dava açıldı mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim tarafımdan mı efenim?”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker tarafından daha doğrusu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ondan haberim yok efendim benim.”

Mahkeme Başkanı: “İlave edeceğiniz bir şey var mı beyanlarınıza?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir tek bunu yapacaktım bu 2 Osman’a açıklık getirecektim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Başkada.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Avukat Hanım son sorunuzu alalım bir hayli uzadı.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük söz istedi verildi: “Şimdi 2 Osman’dan bahsettiniz ben oraya tam anlamadım, öbür Osman, 2 Osman 1 tanesi İzmir’e geliyor, JİTEM'ci Osman, İzmir’e gelen JİTEM'ci Osman bu Osman Yıldırım bir yani bir de dediniz ki ben Osman’ı keşif görüntülerinde gördüm.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi hanımefendi ya sen benim dediğimi anlıyorsun…”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ben anlamadım vallahi anlamadım.”

Gizli Tanık Poyraz: “He ben şimdi anlatıyorum aslında anlıyorsunuz da.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hayır hayır hangi Osman?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben ben yine bu şeyden sonra açılıyor ben İzmir’deyken ben Osman’la yani herhangi 2 Osman’la ne oturmuşluğum var, ne bir görüşmem var.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi gizli tanık şöyle soralım biraz önce İzmir’deki bir Osman’dan bahsettiniz, biraz öncede görüntüleri size izletildi yani keşif sırasında görüntüleri izletildi ve resmi de gösterildi. İzmir’de bahsettiğin Osman biraz önce tanıdığınız, teşhis ettiğiniz Osman Yıldırım mıdır?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hangisi olduğunu bilmem ama Alper işte Osmanlar burada hacı burada yani Mahmut Yıldırım’ın işte Yeşil’in peşine kahve fabrikası.”

Mahkeme Başkanı: "Anladım peki. İzmir’deki Osman Yıldırım böyle doğrudan görmediniz mi yani eşkalini bilmiyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hayır efendim İzmir’deki arkadaş işte biz otururken görüyor musun Hacı Abi dedi bak dedi Osman dedi ne hale geldi filan seni de yarın bir gün almasınlar dedi bu Ergenekon davasından.”

Mahkeme Başkanı: "Ama Osman Yıldırım’ı görmediniz yani Osman’ı görmediniz bahsedilen Osman’ı görmediniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim, yok efendim yok.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bir de keşif görüntülerinde mi Osman’ı gördünüz?”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte seyrederken biz o arkadaşla, televizyon.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hayır dediniz ki keşif söz konusu olunca ben Osman Yıldırım’ı televizyondan gördüm dediniz hani bu Ataşehir'deki keşif.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hanımefendi garajda yazıhanede bir dakika otururken haberleri seyrederken bu Osman arkadaş işte gözüktü, o ara bu Osman’ı iyi tanıyan, birebir tanıyan benim tanıdığım birebir tanıyan Osman’ı iyi tanıyan dedi ki Hacı Abi dedi görüyor musunuz Osman dedi ne hallere böyle böyle dedi bizde seyrediyordum. Seni.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Keşif görüntüleri miydi onu soruyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “E zaten televizyon o görüntüleri veriyordu işte.”

Mahkeme Başkanı: “Şuanda ekranda görünüyor keşif görüntüleri.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim…”

Mahkeme Başkanı: “Bu görüntüleri gördüğünüz de mi bu konuşma geçti aranızda?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet efendim. Zaten bu arkadaşla biz o İzmir’de garajda yazıhane var.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “E çünkü neden. Evet bu görüntüleri görmüş. Yalnız dedi ki ben o sırada gizli tanıklığa karar vermemiştim. Oysa gizli tanık 2008’de beyanda bulunmuş keşif görüntüleri 2009.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. O yanında görüntüleri birlikte gördüğünüz arkadaşınızın ismini söyleyebilir misiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “O arkadaşın ismini söyleyemem efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Beyanlara ilave edeceğiniz herhangi başka bir şey var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Sedat Bey.”

Sanık Sedat Peker söz istedi verildi: “Saygıdeğer Başkanım gizli tanık benim kendisine göndermiş olduğum bir mektup olduğunu huzura gelmeden önce nasıl ifade vermesi gerektiğini bu mektubu anlattığımı söylemişti. Kendisi tanık koruma programında olduğu için bu mektubun 1. derecede delil teşkil ettiğinden anlatımlarını doğrulayacak, bu mektubu anlaşılması için bir daha soruyorum, neden mahkemeye arz etmemiştir efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Neden mi özellikle sen o 4, 5 sayfalık mektubu getiren İsmet Yılmaz’a da ayriyeten oraya bana gönderdiğin mektuba da özellikle bunu imha edin. Zaten İsmet benim elime mektubu vermedi havaalanında Burger King’te okuyor okuyor. Bende İsmet’e dedim ki senin okumanla olmaz. Ben açıkça konuşayım mektubu ele geçirmek istedim. Dedi ki ben okuyayım. Dedim ki, ben okuyayım burada dedim senin elinden alacak halim yok, hasta adamım dedim. Okudum bu mektup imha edilecek diye defalarca bahsetmiştin. Mektubu okuduktan sonra ben 4 veya 5 sefer okudum. Hatta ezberlemek için daha da fazla okumaya çapaladım o ara yanımıza mesela bende onu kameralı yere çektim Burger King’e bu sefer İsmet huylan…”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika.”

Mahkeme Başkanı: “Bu konuyu daha önceden cevapladı gene aynı şekilde cevap veriyor.”

Sanık Sedat Peker: “Anladım ben soruya devam edeyim o zaman bunu değiştireyim efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika lafımı kesme o ara. O arkadaş.”

Mahkeme Başkanı: “Tamamlayın Gizli Tanık.”

Gizli Tanık Poyraz: “İsmet Yılmaz dedi ki tamam abi dedi huylandı memurlardan 2 tane 1 bayan, 1 bay memur geldi, yan masaya oturdu. İsmet dedi ki mektubu kusura bakma abi dedi ben imha etmem lazım. Dedim ki İsmet hiç olmasa fotokopisini ver. Ben burada uçağa binip Diyarbakır’a gidince dedim orda değerlendirir, bana evetli, hayırlı şey yapıyorlar.”

Sanık Sedat Peker: “Mektubun yırtık parçalarını getirseydiniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Mektubu ben yırtma…”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim (bir kelime anlaşılmadı).”

Sanık Sedat Peker: “(1, 2 kelime anlaşılmadı) birleştir….”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika mektubu ben yırtmadım.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim Gizli Tanık konuşsun. Buyurun Gizli Tanık buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Mektubu ben yırtmadım ondan sonra İsmet bana dedi ki abi dedi bir çay içelim çay içme bölümü var. Burger King’in şeyinde yapmışlar sigara içme bölümü. Ben sigara içmeye gittik. İsmet dedi ki abi geleceğim dedi, gitti geldi, mektubu dedi imha ettim dedi. Mektubu ben imha etseydim benim adım Hacı. Ben en azından o mektubun bir iki parçasını öyle eder, böyle eder cebime kordum.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım orda bir bayan bir de erkek polis memuru olduğunu söyledi. Başka soru sorayım efendim bu değil. Bir erkek, bir de bayan polis memuru olduğunu söyledi. Ben o yetkilileri zan altında bırakmak amacıyla kesinlikle sormuyorum. Sonrada dedi ki daha önce bir kere 1000 TL yollamışlardı, bir kere daha 1000 TL yollamışlardı hatta kendisi şey demiş. Bu ne demiş böyle şey gibi, bu sefer 25 katı demiş. O buluşmada kendisinin 25.000 TL polislerin yanında verilmiş. Gizli Tanık…”

Gizli Tanık Poyraz: “Polislerin yanında değil, o polisler havaalanı polisi. Polisi karalamaya kalkma, o polisler.”

Sanık Sedat Peker: “Ben polisleri karalamıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Biz bizim oturduğumuz hamburger king kocaman yer tesadüfen geldi oraya oturdular, 2 tane resmi havaalanı polisi. Bu sefer İsmet huylandı dedi abi kalkalım çay içelim şey sigara içelim, sigara bölümüne gittik. O çay alıyım geleyim dedi, ben sigara…”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika sigara içerken İsmet 10, 15 dakika sonra geldi, 2 tane çayla. Oturduk dedim ki İsmet dedim ki şu mektubu bir daha okuyayım. Dedi ki abi kusura bakma ben talimatları uyguladım. Seni dedi tanıyorum, eski tanıyorum mektupta bir parça ele geçirmeye çabalıyorsun ama beni yakma dedi, ben mektubu imha ettim.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Bey son sorunuzu alalım. Buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Tamam Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı:“Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Mektup yolla.. Sayın Başkanım müsaade istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “O zaman efendim bende bir iki soru müsaade ederseniz bende soru sorayım çünkü devamlı bir anlatım var.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben söyleyeceğimi, söyleyeceğimi.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim daha önceden soruldu bu sorular yani.”

Gizli Tanık Poyraz: “Söyleyeceğimi söyleyeyim Sayın Başkanım.”

Sanık Sedat Peker: “(1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “(1, 2 kelime anlaşılmadı) sorguluyoruz Tanığı tekrar tekrar aynı şeyleri sormaya başladık.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım benden para aldığını söylüyor. Tanık koruma programında.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika.”

Mahkeme Başkanı: “O konuda da beyanda bulundu, o konuda da beyanda bulundu efendim. Buyurun Gizli Tanık son olarak beyanda bulunun buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım mektupta ben Adil Serdar… şey Serdal Akça denilen organizenin eski memurunu nereden bilirim? Konyalı, aynen bana böyle bana tarif ediyor mektubunda Konyalı sorarsalar diyor. Şimdi bilmiyorum ayrılmış organizeden böyle nokta nokta koyuyor artı diyor kıvırcık hafif kıvırcık saçlı, Konyalıdır, buğday tenlidir, ben bunları nereden biliyorum, Serdal Akça ismini nereden biliyorum? Defalarca da bastıra bastıra diyor ki, ben o parayı da mecbur aldım. Niye aldım? Zaman kazanmak için. Hacı diyor noktalarda yani diyor seni ve sevdiklerini diyor Allah’a emanet ediyorum diyor.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Çünkü ondan sonra ben bu Serdal Akça’yı nereden bilirim? Konyalı olduğunu nereden bilirim?”

Sanık Sedat Peker: “Efendim Serdal Akça 2 gün önce gazetelerdeydi.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Sedat Peker: “2 sene 7 ay işkenceden gene ceza almış onu herkes tanıyor, her gün gazetelerde.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam efendim daha evvel bu konular konuşuldu, anlatıldı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kim tanıyor, ben nereden tanıyacağım onu?”

Sanık Sedat Peker: “Efendim bu kadar efendim teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam buyurun.“

Saatin 16:08 olduğu görüldü.


Yüklə 0,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin