Duruşmaya saat 13:30’a kadar ara verildi.
Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.
Bu sırada tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk’ün cezaevinden getirildiği görüldü.
Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.
Ayrıca tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk ile bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Yusuf Utku Tekayak, Av. Hikmet Fırat Aslan ve Av. Burak Bekiroğlu’nun geldikleri görüldü.
Huzurdaki yerlerine alındı.
Ayrıca bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Zeynep Küçük’ün geldiği görüldü.
Huzurdaki yerine alındı.
Gizli Tanık Poyraz tanık odasında daha önceki ortam ve şekilde huzura alındı.
Kendisine soru sorma işlemine devam olundu.
Mahkeme Başkanı: "Buyurun Sedat Bey.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben dün elimden geldiğince kısa tutup sizin vaktinizi almamak için gayret etmiştim. Ancak bugünde takdir edersiniz ki sorgunun başından sonuna kadar bütün konular bütün temalar benim üzerime. Ben gene içeride bütün eleyebildiğim kadar soruları eledim. Ancak önem arz eden soruları yazdım. Sizin aracılığınızla ben tanığa sizin aracılığınızla soruları sormak. Ancak bir şeyi arz etmek istiyorum Saygıdeğer Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Sedat Bey eksik bir şey kalmasın yanlış bir şey olmasın neyse o ortaya çıksın.”
Sanık Sedat Peker: “Çok teşekkür ederim.”
Mahkeme Başkanı: "Yani her tür soruyu sorabilirsiniz. Buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Çok teşekkür ediyorum Saygıdeğer Başkanım. Saygıdeğer Başkanım Gizli Tanık Poyraz Mücahit Gözen diye bir şahıstan bahsetti. Bu şahısla ben bu şahıs benim yanıma cezaevine geldikten sonra, tahliye olup çıktıktan sonra kendisinin aslında yanında takılan Şenol Turan isminde bir insanı öldürdüğünü söyledi. Ben bu söylediği beyanda halen daha ısrarcı olup olmadığının sorulmasını istiyorum kendisine.”
Mahkeme Başkanı: "Evet cevap verin.”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim Mücahit Gözen Ali Suavin’in arabasını Deli Kadir ile Gebzeli Deli Kadir ile tarayan arkadaş. Ben kendisini de iyi bilirim. Bu Şenol Turan’ın en yakınıydı. Sedat Peker cezaevindeyken o da cezaevindeydi. Cezaevinde tanıştılar. Sonra çıktı çünkü Sedat Peker’in Şenol Turan’a aşırı derece bir kini, hırsı vardı Önder Ercan olayında. O zaman biz gezerken beraber arabada, zaman gelecek onunla da hesaplaşacağını defalarca kulağım duyarak üzerine bunu basa basa söylüyorum, söyledi. Çıktıktan sonra Mücahit, Şenol Turan’ı öldürdü.”
Mahkeme Başkanı: "Ne kadar sonra?”
Gizli Tanık Poyraz: “Valla şuanda bilemem ne kadar sonra. Ondan sonra girdi cezaevine zaten.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, tanığa şunun sorulmasını istiyorum. Mücahit Gözen isimli arkadaşla devletin resmi kayıtlarında bu yazmaktadır. Ben hiçbir dönem, hiçbir zaman aynı cezaevinde yatmadım. Tanık bu ifadesinde ısrar ediyor. Mücahit Gözen’in benim yanıma geldiğini, bir süre benimle beraber yattığını, daha sonra tahliye olduğunu ve Şenol Acar’ı öldürdüğünü söylüyor.”
Gizli Tanık Poyraz: “Şenol Turan.”
Sanık Sedat Peker: “Şenol Turan’ı. Ancak ben şunu arz etmek istiyorum. Bu kişiyle devletin resmi raporlarında bu yazılmaktadır. Birçok kez cezaevine girdim ancak bu şahısla ben hiçbir dönem aynı cezaevinde yatmadım.”
Mahkeme Başkanı: "Evet gizli tanık ne diyorsunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “10. koğuş Mehmet Kurt ile Mücahit Gözen, Mehmet Kurt ile taa benim Gebze olayındaki sonra şoförlüğünü yapan Mehmet Kurt ile Mücahit Gözen cezaevi yattı mı yatmadı mı?”
Mahkeme Başkanı: "Hangi cezaevinde?”
Gizli Tanık Poyraz: “Sağmalcılar.”
Mahkeme Başkanı: "10. koğuşta.”
Gizli Tanık Poyraz: “Koğuşları ayrı olabilir. Mehmet Kurt var. Mehmet Kurt o zaman o, o.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”
Gizli Tanık Poyraz: “10. koğuşta yatıyordu. 10. koğuşta bizim koğuşumuz bizim elemanlarımız giden elemanlarımız.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam.”
Gizli Tanık Poyraz: “Hep 10. koğuşta yatıyordu.”
Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker ile Tuncay Gözen mi Sözen mi o beraber yattılar mı o aynı cezaevinde?”
Gizli Tanık Poyraz: “Mehmet Gözen. Aynı cezaevinde yatıp yatma ama Mehmet Kurt ile bağlantı kurulduktan sonra Mücahit Gözen aynı şeyin hesabı oldu Adnan Çiçek nasıl Şenol Turan’dan ayrıldı geçti Alaattin Çakıcı’nın yanına, Mücahit Gözen de aynı şekilde Şenol Turan’dan ayrıldı geçti Sedat Peker’in yanına. Sedat Peker öyle etti, böyle etti onlar yani basında orada gayrimeşruda hasım gösterildi. Mücahit Gözen’de Şenol Turan’ı öldürdü.”
Mahkeme Başkanı: "Şimdi Sedat Peker şunu söylüyor. Ben diyor Tuncay isimli şahısla aynı cezaevinde yatm…”
Sanık Sedat Peker: “Mücahit.”
Gizli Tanık Poyraz: “Mücahit.”
Sanık Sedat Peker: “Mücahit Gözen isimli şahıs ile hiçbir dönem cezaevinde kalmadım.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika ne diyorsunuz?”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Onu ne diyorsunuz. Bir dakika.”
Gizli Tanık Poyraz: “Olabilir Başkanım ama Mehmet Kurt ile Mehmet, Mücahit Gözen ile Sedat Peker’in arasını kuran Mehmet Kurt ile yat yatmış olabilir. Ama Sedat Peker ile tamam doğrudur yatmış ol olmayabilir yani.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, bir insanın öldürülmesinden bahsediyoruz. İfadenizde geçen şeyi tekrar ediyor musunuz diyorum evet diyor tekrar ediyorum diyor huzurda. Ben diyorum ki sizin aracılığınızla soruyorum, ancak diyorum devletin resmi raporları incelendiğinde ben bu kişi ile cezaevinde olmadığım görülecektir. Bundan sonra tutuyor Mehmet Kurt’la, Deli Kadir Ateş yani ben diyorum ki Saygıdeğer Başkanım Ank… İstanbul’un başkenti neresidir havada yağmur var diyor. Yani siz düzeltmek için uğraşıyorsunuz.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam zaten tanıkta diyor ki sizinle yani Sedat Peker ile aynı cezaevinde yatmış olmayabilir diyor. Başka.”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ara arada seneler geçti. Ben bunu dakik dakik anlatamam.”
Sanık Sedat Peker: “Ben bu soruyu. Ben bu soruyu sormamış olsam Saygıdeğer Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika bekle.”
Sanık Sedat Peker: “Kayıtlara bu şekilde geçmiş olacaktı.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam. Tamam başka soru sorun.”
Sanık Sedat Peker: “Tabi.”
Gizli Tanık Poyraz: “Müsaade ederseniz Başkanım şimdi bu.”
Mahkeme Başkanı: "Kısaca, kısaca.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bunlar ba… kısa bunlar bana ha bire tarihten yükleniyorlar. Müsaade ederseniz Salı ve Pazartesi, Salı veya bana yüklenen Sayın Avukat Hanım aynı babasının elemanı olan Sedat Peker’e de tarih soruyor o da kendini parçalıyor ama o bile tarih söylemedi.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam, tamam sizin sizin sizin sizin onları sorgulama hakkınız yok. Sizin onları sorgulama hakkınız yok. Onlar nasıl isterler o şekilde sorarlar. Buyurun Sedat Bey soru sorunuzu sorun lütfen. Buyurun”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben. Evet efendim. Yok soru soracağım. Benim tarih konusunda dün gizli tanık yanıldığımı söylüyor. Oysaki, ben net olarak Sayın Avukata şunu söylemek istedim. Siz bir iki sene benim işkence görüp görmediğimi araştırmak istiyorsunuz, öğrenmek istiyorsunuz ben 90’dan 2000’e kadar sürekli olarak işkence gördüğümü resmi raporlarla kanıtlayabilirim ve de izleri vücudumda dedim Saygıdeğer Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Sedat Bey soru cevap şeklinde olsun. Buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim tabi. Dün gene gizli tanık ifadesinde şöyle bir konu geçti. İşte benim çocukken lakabım caz Sedat’mış. Daha sonra işte önce boksör Sedat’mış sonra caz Sedat olmuş. Dedi ki hayır hayır dedi. Her şeyi bilen edasıyla daha sonraları dedi bir spor salonu açtık. O spor salonunu açtıktan sonra boks yapmaya başladı sonra Boksör Sedat oldu dedi. Bu salonun açıldığında takriben net olarak ay söylemesine gerek yok. Ben kaç yaşlarındaydım?”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”
Gizli Tanık Poyraz: “Sen, sen o salonu öncelikle Tolga Peker için açtın vücut geliştirme için. Tolga Peker’e açtın. Sonra dışarıdan bir tane spor hocası getirdin. Orada sana boksu öğretiyordu. Bende birebir yanındaydım. Hep de hep.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam Sedat Peker kaç yaşındaydı o tarihte?”
Gizli Tanık Poyraz: “Yaşını hatırlayamam hatta orada spor yaparken Osman Dönmez’in vuruluş telefonu geldi sana.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bir şey arz edebilir miyim kolaylaştırmak için gizli tanığın işini. Bıyığım sakalım var mıydı yani yetişkin bir insan mıydım?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben seni tanıdığımdan beri sakalın var hatırlıyor musun?”
Sanık Sedat Peker: “Tamam. Bir saniye. Bir dakika lütfen.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir saniye, bir saniye.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika ilk Sedat Peker’i tanıdığınızda kaç yaşındaydı?”
Gizli Tanık Poyraz: “O zaman gençti efendim. Saçları.”
Mahkeme Başkanı: "Kaç yaşındaydı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi yaşını net olarak söyleyemem. O zaman saçları kıvır kıvırdı. Kıvırcıktı.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben öğrenmek istediğimi öğrendim. Kendisi dedi ki ben seni tanıdığımdan beri sakalın bıyığın vardı, yetişkindin dedi. Şimdi ve bunu mahkemenize yönelik ısrarlı bir şekilde hayır hayır dedi. Şu spor salonunu açtıktan sonra o boksör Sedat oldu diye beyanı var. Şimdi sormak istiyorum Saygıdeğer Başkanım, ben yaşıtlarım futbol oynarken orta ikiye gittiğimde yani 13 yaşımdayken Fenerbahçe’nin yıldızlarda lisanslı boksör adayıydım. Daha sonra Tekel spor boks kulübüne gidip orada boks hayatıma devam ettim yıldızlarda. Şimdi kendisinin anlattığı ben 25 yaşlarından sonra boksör Sedat olmuşum. Oysaki ben herkes futbol oynarken 13 yaşımdayken boksördüm. Bu konuyla ilgili nasıl emin olabilmiş benim bu açıklamamdan sonra bir şey demek ister mi gizli tanık efendim?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben sen Paşakapı cezaevine geldiğinde senin futbolcu olduğunu filan bilmem. Sen Paşakapı cezaevine geldiğinde.”
Sanık Sedat Peker: “Futbolcu değildim zaten boksördüm 13 yaşından beri.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir saniye geldiğinde hatta ilk gelişinde sen Bağdat Caddesinde rahmetli lunaparkçılar kralı İbrahim Kartal lunaparkında İbrahim Önün lunaparkına Bağdat Caddesine takılırken Şaşo ile takışırken cezaevine geldin. Paşakapısı’na ilk geldi.”
Sanık Sedat Peker: “Başkanım siz müdahale etmezseniz.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir saniye ilk geldiğin zaman.”
Sanık Sedat Peker: “Aynı şekilde anlatmakta olayları lütfen siz müdahale edin.”
Gizli Tanık Poyraz: “Anlatıyorum anlatı… Olay olayı iyi anlatıyorum.”
Sanık Sedat Peker: “Siz soru cevap diyorsunuz efendim.”
Gizli Tanık Poyraz: “Olayı iyi anlatıyorum hiç damarına bastığım için. O geldiğinde polis, polis seni.”
Mahkeme Başkanı: "Gizli tanık siz, gizli tanık bakın bakın diyor ki, bende tanıkla tanışmadan önce şu şu sporları yaptım, boksörlük yaptım.”
Sanık Sedat Peker: “13 yaşındaydım.”
Mahkeme Başkanı: "Boksörlük yaptım diyor. Bu konuları biliyor musunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “O bu boksörlük konusu bilmiyorum ama.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam, tamam bilmiyorsunuz.”
Gizli Tanık Poyraz: “O salonu açtı şey getirdi cezaevine geldiği zaman zaten.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam tamam onu onu (1, 2 kelime anlaşılamadı).”
Gizli Tanık Poyraz: “Her tarafı kesikti. Sonra ama estetik oldu o kesikleri komple (1 kelime anlaşılmadı) attı.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, bu da yanlış bir bilgi. Sanığın açıklaması üzerine soru sormak istiyorum. Benim estetik ameliyat olarak vücudumdaki kesikleri yaptırdığımdan emin mi?”
Gizli Tanık Poyraz: “Paşakapı cezaevine ilk geldiğinde polis seni kovalayıp da yakalayıp üstüne bastığı zaman üstüne Paşakapı cezaevine geldin sana geçmiş.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim.”
Gizli Tanık Poyraz: “Lafımı kesme. Geçmiş olsun dediğimizde buraların hep kesikti. Polisin altında bırak beni kurtulup da cama dalıp polisin karşısına geçip kendini kestin mi kesmedin mi cezaevine öyle gelmedin mi?”
Sanık Sedat Peker: “Ben onu sormuyorum. Mahkemenin vakti olmadığı için hızlı bir şekilde gitmek istiyorum. Ben kendi vücuduma zarar verdim konu o değil. Siz benim estetik ameliyatı olup o kesikleri diktirdiğimi, yok ettiğimi nereden duydunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Duy...”
Sanık Sedat Peker: “Her şeyi bildiğiniz edasıyla bunu da aynı yerlerden mi duydunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Aynı teşkilattan.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”
Gizli Tanık Poyraz: “Sonra belli bir yere gelince o….”
Sanık Sedat Peker: “Vücudumu, vücudumu isterseniz açayım boğazımın altında 5, 6 santim kesik.”
Mahkeme Başkanı: "Gerek yok efendim yani bu gerek yok.”
Sanık Sedat Peker: “Göğsümde kesik, karnımda kesik hiçbir estetikle düzeltilmedi.”
Mahkeme Başkanı: "Şimdi konunun dışına çıkınca çok teferruata girince işte çizikler şunlar bunlar işin esasından uzaklaşılabilir. Gerekli yeterli gördüğünüz kadar bu konuları sorun. Daha sonra siz iddiaları ile ilgili beyanda bulunmak üzere sorular sorun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bir şey söylemek istiyorum. Kendisi konuyla alakasız şeyler anlattığı için sanki ben zaman alıyormuşum gibi görünüyor. Ben net soru sorup sadece sorumun cevabını istiyorum.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam, tamam.”
Sanık Sedat Peker: “O anlatıyor alakasız yerlere gidiyor.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam anlattığı olaylarda var onlarla ilgili doğrudan soru sorun.”
Sanık Sedat Peker: “Siz o zaman müdahale edip. Siz o zaman müdahale ederseniz efendim.”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun. Tamam.
Sanık Sedat Peker: “İnanın çok iyi olacak.”
Mahkeme Başkanı: "Başka bir sorunuzu alalım.”
Sanık Sedat Peker: “Tabi ki.”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, yine Gizli Tanık Poyraz şöyle bir şey söyledi. Dedi ki, ben Alaattin Çakıcı’nın yazıhanesine beni devamlı gördü çağırdı işte gel yazıhaneye gel ben gittim yazıhaneye oturdum orada kendi kafama göre işler yapıyordum. Bana para yollardı işte şunlar şunlar şunları dağıt benim yanıma geleceği zaman yazıhaneye derdi ben diğerlerini yollardım görüşürdük. Yani kendisinin orada yazıhanenin sorumlusu olduğunu, diğer oradaki bütün görevlilerinde kendisine bağlı olduğu gibi bir atmosfer çıkıyor. Yani kendisi orada bir nevi müdür olduğu.”
Gizli Tanık Poyraz: “Hayır, hayır, hayır ben grubumdan sorumluydum. Öyle komple şeyde değil. Ben Tuncay Okay kendi grubunda ben kendi grubumda.”
Sanık Sedat Peker: “Anladım. Kendinize.”
Gizli Tanık Poyraz: “Muhsin, Muhsin Koruman kendi grubunda Tevfik Ağansoy kendi grubunda herkes kendi grubunda sorumluydu.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam.”
Sanık Sedat Peker: “Anladım. Sayın Gizli Tanığın kendi grubunda kaç kişi olduğunu, kaç kişiden sorumlu olduğunu öğrenebilir miyiz efendim?”
Mahkeme Başkanı: "Evet. Sizin grubunda grubunuzda kimler vardı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Benim yanımda işe gittiğim zaman yanım.”
Sanık Sedat Peker: “Kaç kişi efendim sayı alalım.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim.”
Gizli Tanık Poyraz: “2, 2 Zeki, Zeki Erzincanlı Zeki, Karslı Selahattin.”
Sanık Sedat Peker: “Ancak biraz önce demiştiniz ki, Alaattin Çakıcı yazıhaneye geleceği zaman ben oradaki diğer arkadaşları gönderir, kendisiyle baş başa görüşürdük. Burada kayıtlara geçti. Sizin 2 kişilik bir ekibinizin olması bu kadar özel görüşme yapması yetkisi size sağlar mı gizli tanık?”
Gizli Tanık Poyraz: “Çakıcı, Çakıcı yatta öyle yazıhaneye boşalt diye bir şey yok. Telefon açar müsait mi yazıhane gelir. Ben sana her şeyi söyleyeyim. Bey, altıdan sonra gelir ben kendi yaptığım işlerimi söylerim. Tuncay Okay kendi yaptığı işleri söyler. Bu arada sahanda yumurta aşçı yapar bir ufak rakı alınır Çakıcı içer o ufak rakıdan sonra çeker gider.”
Sanık Sedat Peker: “Gizli Tanık Poyraz söylemiş olduğunuz şeylerin doğru olduğunu kabul edelim bir an için. Daha sonra diyorsunuz ki, ben Sedat Peker’i yürütmek için alttan zemin hazırladık, sonra Sedat Peker’i yürüttük piyasada diyorsunuz sizin tabirinizle sizin konuşma argonunuz ve üslubunuz içinde yürüttük diyorsunuz. Soru sormak istiyorum. Benim yanıma geldiğiniz zaman gene bir grup şefi konumunda mıydınız? Hani dediniz ya sen beni çok iyi tanırsın Sedat Peker bende falanca kez kişiyim. Babamın adı Osman biz geldiğimizde senin bu konumun yok demiştiniz. Tekrar ediyorum sorumu. Benim yanıma geldiğinizi söylediğiniz zaman gene kendinize ait bir grubunuz bir sorumluluğunuz var mıydı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben sana çağrı bıraktığımda sen geldin dedim gel. Geldin tek tabanca çıktık geldik. Ben o zaman beraberken sen hani (1 kelime anlaşılmadı) bahsediyor ya Kağıthane’de bizim ora ocak başına ben orada manitamı dinlemeye giderken Mecnun ile ikiniz gelip yanımda oturmuyor muydunuz?”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Siz Sedat Peker’in yanına tek başına mı geldiniz, yanınızda başkaları var mıydı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Tek başıma. Tek, tek başıma bizzatta kendi geldi zaten ben çağrı bıraktım aradı.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim ben onu sormuyorum.”
Mahkeme Başkanı: "Siz yanlış anladınız. Siz Sedat Peker’in yanına geldiğinizi söylediniz Alaattin Çakıcı’dan sonra onun yanına gitmişsiniz. Tek başına mı gittiniz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Tek, tek efendim tek.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam.”
Gizli Tanık Poyraz: “Kadrom madrom yok.”
Sanık Sedat Peker: “Ancak ifadenizde demiş, demiştiniz ve şimdi de diyorsunuz. Sen gelip beni bekliyordun. Sen gelip şöyle yapıyordun diyordunuz. Ancak sorunun devamını getiriyorum. Daha sonra da diyorsunuz ki Sayın Avukat Hanım Zeynep Hanım size soru sorduğu zaman. Ben korumayım ben başka bir işlerden anlamam. Benim yetkim bilgim onlarla ilgili değil. Ben haftalığımı alırım, haftalığımı harcamaya bakarım. Benim işim korumalık. Sorunun devamında Alaattin Çakıcı’nın yazıhanesinde kendinize ait grubunuz olduğunu söylüyorsunuz. Benim yanıma geldiğinizde sizi benim aşağıda beklediğimi söylüyorsunuz saatlerce. Daha sonra da ben sadece korumaydım benim yetkim hiçbir şeyde yoktu. O yüzden dolayı sadece gördüklerim bu kadar. Ben haftalığımı alırım yerdim. Başkada bir iş yapmazdım diyorsunuz. Bunların üçünün hayatın doğal akışı ile hiçbir alakası var mıdır varsa söyler misiniz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Göztepe Marmara pastanesinde ben tamamen ilgiyi Çakıcı’dan kestikten sonra oturup Marmara pastanesinin yanında mantıcıda üst katta otururken bizim görüşmelerimiz vardı. Sende bunu iyi biliyorsun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım müdahale etmeyecek misiniz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir saniye lafımı kesme.”
Sanık Sedat Peker: “Sorular apayrı mecrada.”
Gizli Tanık Poyraz: “Soruları ben ayrıntılı yapıyorum. Damarına basınca müdahale ediyorsun. 3 kişi.”
Mahkeme Başkanı: "Şimdi önce, önce doğrudan doğrudan Sedat Bey.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim cevap değil de pastaneyle zaman geçiyor.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika. Önce doğrudan Sedat Beyin sorusuna cevap verelim doğrudan.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bizim efendim işte bizim gö… benim ne kadar ismim de olsa ben Sedat Peker’in yanına gittiğim zaman korumalığını yapacaksam korumalığını çünkü konuşmamızda buna Halim malim de hepsi Halim Kırnap şey Eyüp İlhan hepsi dahil 3 kişi yola çıksa da 3 kişiye bir tane baş lazım. 2 baş olmaz bir yerde. Zaten benim Sedat Peker’in korumalığını yapıp kapısını açmamın sebebi Sedat Peker’i duyurmak. Hacı Turan Sedat Peker’in kapısını açıyor genç bir arkadaş. Kimdir bu, necidir? Bütün maksadımız buydu. Misal, misal vereyim. Ben geçen ki şeyimde dedim ki Peker’in yaşı yetmez rahmetli Çatlı’ya. Ha sonra Peker öyle bir konuma geldi ki rahmetli Çatlı misal ben Peker ile gezerken rahmetli Çatlı’nın Kağıthane’de göçmen blokları inşaatını yaptığını biliyordum o zaman görüşüyordum. Sonra Peker güzel bir konuma geldi. Rahmetli Çatlı’ya şu arkadaşı bir çağırın kimdir veya Peker deyip de tanıştırın beni işte agasına deyip de tanışmış da olabilir. Peker sonra öyle bir konuma geldi.”
Mahkeme Başkanı: "Şimdi şunu soruyoruz size. Alaattin Çakıcı’nın yanındaki durumunuz neydi? Sedat Peker’in yanındaki durumunuz neydi en son onu soruyoruz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Alaattin Çakıcı’nın yanındaki durumum bana verilen evrakın bana hangi dosyayı vermiş, hangi evrakı kim borçlu ben yanımdaki o 2 arkadaşla arabamla basar giderim o işi bitiririm, onun raporunu veririm. Öbür grup başı öbür. Sedat Peker’in yanına gelişimde Sedat Peker’in yanında dolaşmaktı. Sonra öyle bir konuma geldi ki en yakın, en güvendiği ruhsatlı silahını bile benim belime koyacak kadar güvendiği en yakın korumasıydım.”
Mahkeme Başkanı: "Korumalık, korumalık dışında başka bir iş yaptınız mı Sedat Peker’in yanında?”
Gizli Tanık Poyraz: “Yok yok efendim yok. Bir tek mesela diyelim ki, biriyle takıştı veya şeylik bir durum var. Hemen beni gel derdi. Ortalık liman olunca ben ondan sonra çekilip giderdim gezer tozardım haftalığımı alırdım. Ama sıkışık bir durumda tekrar çağırırdı.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer, Saygıdeğer Başkanım sizin müdahaleleriniz olmasa inanın ben hiçbir sorumun cevabını alamayacağım. Lütfen sorulara siz müdahale ederseniz ancak belki ben faydalanabilirim.”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun sizin evet sorularınızda kısa ve net olsun. Cevapta net olsun kısa olsun yeterli olsun. Bu şekilde bitirelim. Çünkü siz başka şey sorup o da başka şeye cevap verirse bu iş amacına ulaşmaz. Buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım benim. Saygıdeğer Başkanım, sorum o kadar net ki bir insan müdürlük makamındayken ancak başka bir yere transferinde genel müdür olursa gider. Müdürlük konumundayken bir insan bir yere küçümsemek amacıyla söylemiyorum koruma olarak niye gitsin? Bu olağan akışına uygun mu tek bunu sormuştum bir kelime cevapta bir kelimeydi ama birçok şey anlattı.”
Mahkeme Başkanı: "Efendim bunun bir bunu.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bunun net cevabını vereyim.”
Mahkeme Başkanı: "Görüş ve kanaate dayanıyor yani hayatın normal akışına dair uyar uymaz o onun görüşüdür.”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim bunun net cevabını vereyim. Ben zaten orada.”
Sanık Sedat Peker: “Cevabı bir kelimeydi efendim.”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben orada grup başıyken sık sık görüşüyorduk kendisiyle Marmara pastanesinde. Belli kıvamdan sonra biz Peker’i yürütecektik bu eski arkadaşlarla. Benim orada ben müdür değil ben orada gru… kemik grubunda sorumlu, bana verilen dosyadan sorumlu kişiydim. Peker’in yanına geldiğimiz zaman bizim kemik grubumuz anlaşmamız gerekirse Peker’in kapısını benim açmam gerekiyorsa ben açacaktım, Eyüp İlhan’ın açması gerekiyorsa Eyüp İlhan açacaktı, Tolga’nın açması gerekiyorsa Tolga açacaktı. Bizim liderimiz olarak Peker’i yürütecektik, konu bu.”
Mahkeme Başkanı: "Şimdi gizli tanık soru, soru şu; siz Alaattin Çakıcı’nın yanında kendinize bağlı 2 tane adam olduğunu söylüyorsunuz. Durumu biraz daha üst konumda gözüküyor. Daha sonra bu konumunuzu bırakıp Sedat Pek… Sedat Peker’in yanına da koruma olarak giriyorsunuz yani emrinizde herhangi bir adam yok Sedat Peker’in yanında. Bu durumu yani Alaattin Çakıcı’nın yanından niye ayrıldınız böyle bir durumunuz varken üst konumunuz varken, Sedat Peker’in yanına niye gittiniz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ben aslında sorunun cevabını veriyorum. Çakıcı’nın yanında benim bir se… 1, 1 buçuk sene durmamın sebebi benim daha gündeme gelip ondan sonra Sedat Peker’i yürütmek. Bütün amacımız ben aslında o yazıhaneyi Peker’in benim daha bir iki basamak çıkıp bir iki basamak çıktıktan sonra gelip o anlattığımız eski arkadaşlar bir araya gelip Sedat Peker’i reis yapmak. Bütün amacımız buydu.”
Mahkeme Başkanı: "Peki Alaattin Çakıcı’nın yanından ayrılırken başka bir adam götürdünüz mü Sedat Peker’in yanına?”
Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim yok.”
Mahkeme Başkanı: "Götürmediniz tamam.”
Gizli Tanık Poyraz: “Yok.”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun Sedat Bey başka soru soralım bu şekilde cevaplıyor. Başka soru soralım.”
Sanık Sedat Peker: “Tamam efendim tamam. Ancak efendim size şunu arz edeyim. Bir kelimeyle ben tamam deyip devam etmemin sebebi sorunun cevabını almam değil siz bu şekilde söylüyorsunuz o da cevap vermediği için.”
Mahkeme Başkanı: "Yani bir iki şe… bir iki defa soruyoruz değişik şekillerde soruyoruz bu şekilde cevap veriyor. Aynı soruya takılıp kalmayalım buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Evet, evet. Tamam efendim. Şile’de bir arsadan bahsedildi efendim. Sizin sorduğunuz sorularda da geçti. İfade bölümünde de geçti. Şile’deki arsayı benim bir şahıslardan aldığımı kendisi söyledi. Oysaki bu düşüncesinde ısrar ediyor mu önce bunu sorabilir miyim bir kelime efendim ısrar ediyor mu?”
Gizli Tanık Poyraz: “Onu ben söyledim Murat Tok bana dedi ki, reise dedi çok güzel bir arsa işi getirdim. Böyle dedi Kartalkayası gibi orayı dedi ele geçirirsek çok güzel olacak, reis oraya villa yapacak. Ben aynısını da söylüyorum. Kimden alındığını da bilmiyorum zaten.”
Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker orayı satın mı aldı?”
Sanık Sedat Peker: “Bir şahıstan alındı dedi ifadesinde.”
Gizli Tanık Poyraz: “İşte bir şahıstan ama satın ama nasıl aldığını bilmem.”
Mahkeme Başkanı: "Kimden aldığını biliyor musunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum Murat Tok biliyor efendim onun kimden aldığını.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bu sorunun cevabı da çok net. Şile’de devlete ait olan bir arsa ihaleye çıkarılıyor. En yüksek fiyatı ben cezaevindeyken benim yakınlarım verdiği için arsa alınıyor. Şahıstan değil devletten kamuya açık.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam onu soralım.”
Sanık Sedat Peker: “Bu şekilde alındı.”
Mahkeme Başkanı: "Bu Şile’deki arsa devlete ait bir arazi miydi biliyor musunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam. Tamam.”
Gizli Tanık Poyraz: “Aynı dediği şekilde kavalların Kavala şirketinin arazileri kurtulduğu gibi demek ki kurtulmuş.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam. Buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim şahıstan alındı diye söylemişti o zaman yağmaya giriyor.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam.”
Sanık Sedat Peker: “Bu zaman normal bir şekilde alındı oluyor efendim.”
Mahkeme Başkanı: "Peki tamam.”
Sanık Sedat Peker: “Yine gizli tanık ifadesinde şöyle söyledi Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer üyeler. Dedi ki Sedat Demir denen asayiş şube müdürü Sedat Peker’i astı, işkence yaptı. Daha sonra şöyle bir şey söyledi. Birileri ayarladı da Şişli hastanesine öyle yattı dedi. Bu düşüncesinde ısrar ediyor mu kendisi efendim?”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”
Gizli Tanık Poyraz: “Onu da efendim verdiği soruyu ben aslında çok güzel teferruatlı anlatıyorum. Ama şey olunca bir de Şişli Etfal hastanesine kaldırıldığı zaman serum takıldığı zaman bende yanındaydım başındaydım. Tekrar orada geri şubeye dönüşünde de biz benim gibi kaç kişi şubenin karşısındaydık. O telefon Şişli’de serum sana takıldı serumdan sonraki yani o ara telefon görüşmeleri sen yaptın demiyorum bak, telefon görüşmesi sen, baş kim yaptıysa geri dönüşte sen sorgu odası yerine Deniz Beyin odasına Deniz Bey Sedat Demir’in bir üstü odasında. Yanında da Hacı Fikret Aydın vardı. Hacı Fikret Aydın’ı dışarıdan biz aradık. Hacı Fikret Aydın telefonu açık tuttu. Sen sorgudan sonra oran buran yırtılıp da Şişli Etfal’a gidip serum yedikten so… geri geldin oraya müdürün odasında oturdun. Müdüre de veryansın yapıyordun. Bunu da ben kulağım bile bile duydum. Hacı Fikret’te telefonu orada açık. Yani reis ezildi ama 2 saat sonra veya 3 saat sonra müdürleri bu hale getirdik diye havalara girmiştik biz.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben bir kelimelik soru sormuştum sizin bu şekilde yönlendirdiğiniz için. Gene birçok şey, birçok kişi, birçok isim anlattı. Ben şunu arz etmek isteyecektim. Kendisi diyor ki vücudunda yırtıklar vardı, vücudunda (1 kelime anlaşılmadı) vardı kendisinde yara vardı hastaneye gitti. Bu şekilde hastaneye kaldırılan bir insanın hastaneye yatırılması için torpile ihtiyaç var mı efendim? Bütün vücudu yırtılmış, çürümüş, kopmuş. Yani o zaman torpile niye ihtiyaç var? Bu çelişkiyi açıklayabilir mi kendisi efendim?”
Gizli Tanık Poyraz: “Zaten seni alamıyordular.”
Mahkeme Başkanı: "Niçin alamıyorlardı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Alamıyordular efendim en sonunda Sedat Demir müdür birisine haber gönderdi ille gelsin görüşelim önemli bir şey var. Ayağıyla gitti. Orada 10 dakika sonra Sedat Demir kendisi anlattı çıktıktan sonra Aden otelde biz toplantı yaptık bütün.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim sorum uzamasın diye ben hemen akabinde.”
Gizli Tanık Poyraz: “Detaylı anlatıyorum detaylı kendin Aden otelde herkes.”
Mahkeme Başkanı: "Aracı, aracı koydu o yüzden hastaneye gitti diyorsunuz tamam. Sorunun cevabı bu şekilde.”
Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”
Sanık Sedat Peker: “Aynı dönemde benim koruma altında olduğum Sayın Veli Küçük başta daha sonra Korkut Eken tarafından korunduğum söyleniyor. Sedat Demir’in İstanbul asayiş şube müdürü olduğu dönemde Korkut Eken Emniyet Genel Müdürlüğü başdanışmanıydı. Emniyet genel müdüründen sonraki insanda denilebilir o dönemin içindeki uygulamalara bakıldığında. Madem kendisi tarafından korunup bana yol veriliyorduysa kendisinin Emniyet Genel Müdürü yardımcısı olduğu dönemde bana bu kadar yoğun işkencenin ve kendisinin en yakın adamı olduğu da bilinir Sedat Demir’in. Bu işkenceler bana hangi haklı sebeple yapılmıştır o zaman efendim?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben o tarihte Korkut Eken ile aranın iyi olduğunu söylemiyorum. Mışları söylemiyorum. Mışları ben.”
Sanık Sedat Peker: “Öyle de efendim ifadelerde tekerrür kereler var.”
Gizli Tanık Poyraz: “Dinle Korkut Eken’i.”
Mahkeme Başkanı: "Yani Sedat Peker o dönemde korunuyorsa.”
Gizli Tanık Poyraz: “Korkut E…”
Mahkeme Başkanı: "Niçin işkence yapıldı, o yaralara sebebiyet verildi?”
Gizli Tanık Poyraz: “O dönem efendim Korkut Eken ile samimiyetliği var veya biliyorum demedim. Korkut Eken’e beraber tespihinin kutusu da benim elimdeydi. BKD 43 34 BKD 43.”
Sanık Sedat Peker: “Yine efendim konu.”
Gizli Tanık Poyraz: “Tespih götürdükten sonraki samimiyetliğini söylüyorum ben.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim Sedat Demir asayiş şube müdürüyken benim Korkut Eken ile tanıştığımı bütün herkes biliyor. Ben tekrar soruyorum. Korkut Eken ile tanışıp tanışmadığımı sormuyorum. Mademki koruma altındayım ve Emniyet Genel Müdüründen sonraki insanın koruması altındaysam bana bu işkenceler neden yapıldı, nasıl yapıldı, niçin yapıldı?”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben müdür değilim ki efendim niye yapıldığını. Devlet babaydı.”
Sanık Sedat Peker: “O zaman ben nasıl koruma altında olup devlet yetkilileri tarafından yol verilmiş sizin tabirinizle üst konumlara gelmişim bunun açıklamasını yapabilir misiniz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben Korkut Eken ile olan diyalogunu anlatıyorum. Koridorun sonuna kadarda Korkut tespihten sonra Korkut Eken bizi yolcu etti seni. Bende yanındaydım. Özel harekat daire başkanıyken ben emniyet gen… müdürlüğü olduğunu dönemi bilmiyorum ki.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”
Gizli Tanık Poyraz: “Benim Kork…”
Mahkeme Başkanı: "Kim, kim yaptı Sedat Beye Sedat Peker’e o tarihlerde?”
Gizli Tanık Poyraz: “O asayişin başındaki Sedat Demir’di.”
Mahkeme Başkanı: "Başka?”
Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum efendim. Yar… başı mı ne Deniz Beydi.”
Sanık Sedat Peker: “Benim işkence görmediğim hiçbir dönem yok. Raporlarla sabit vücudumda da izleriyle sabit efendim dönem dönem, hepsinde vücudumda yara olmuştur ameliyatla...”
Gizli Tanık Poyraz: “Benim.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim.”
Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Peker’in Korkut Eken ile samimiyetliği olduğu bildiğim dönem özel harekat daire başkanıyken.”
Mahkeme Başkanı: "O Sedat Bey şeyi soruyor bu yaraların olduğu dönemi soruyor.”
Sanık Sedat Peker: “Özel harekat daire başkanlığı.”
Mahkeme Başkanı: "O zaman o tarihlerde koruma altındaysam diyor niçin bu işkence yapıldı diyor.”
Gizli Tanık Poyraz: “Ondan sonra zaten efendim işte işkence edildikten sonra Sedat Demir ile dost oldu.”
Mahkeme Başkanı: "Peki.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım devam ediyorum.”
Gizli Tanık Poyraz: “Demek ki müdahale edildi dost oldu.”
Sanık Sedat Peker: “Sorumun, sorumun cevabını almadım. Ancak gizli tanık gene diyor ki ben Korkut Eken’i tanıdığımda özel harekat daire başkanıydı. Efendim Korkut Eken böyle bir görevde bulunmadı. Korkut Eken’in böyle bir görevi yok. Korkut Eken askeriye kadrosundan MİT’e geçmiş, daha sonra MİT’ten ayrılıp Emniyet Genel Müdürlüğünde Mehmet Ağar’ın başdanışmanı olmuş. Bu konuyla ilgili Hakan Yüksel Sayın savcıya vermiş olduğum ifadelerde de bana yapılan işkencenin Korkut Eken tarafından yaptırıldığı sübut delillerle oradadır.”
Mahkeme Başkanı: "Evet.”
Sanık Sedat Peker: “Başkanım şunu.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim. O Sedat Peker’e işkence yapıldığı dönemde Korkut Eken’in konumu neydi, görevi neydi?”
Gizli Tanık Poyraz: “O, o dönemi bilmem efendim. Fakat Sedat bak.”
Mahkeme Başkanı: "Özel harekat şube daire başkanı demiştiniz.”
Gizli Tanık Poyraz: “Biz işte Ankara’da özel hareket daire başkanına beraber tespihi götürdük. Korkut Eken’i ben orada gördüm.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, orayla hiçbir ilgisi yok kendisinin.”
Gizli Tanık Poyraz: “O or bir san…”
Sanık Sedat Peker: “Apayrı bir dünyalar. Yani kendisinin makamı Emniyet Genel Müdürlüğünde İçişleri Bakan… Emniyet Genel Müdürünün yan tarafındaki daire kendisine tahsis edilmiş. Makam yeri kendisinin orasıdır. Özel harekat daire başkanı diyor. Bir şey arz edebilir miyim?”
Gizli Tanık Poyraz: “Özel harekatçılar orada değil miydi hepsi?”
Sanık Sedat Peker: “Bir iki cüm…”
Gizli Tanık Poyraz: “Özel, sonra Sedat Demir seni yakala.”
Mahkeme Başkanı: "Şimdi efendim böyle karşılıklı sataşmakla olmaz yani bu şekilde cevap veriyorsa.”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ben izah ediyorum.”
Sanık Sedat Peker: “Başkanım ben sizden.”
Mahkeme Başkanı: "Bir iki defa daha sorup bu soruyu sonuçlandırmak lazım yani sürekli aynı soru etrafında dönülürse.”
Sanık Sedat Peker: “Ben sz…”
Mahkeme Başkanı: "Bu işin sonu gelmez.”
Sanık Sedat Peker: “Ben, ben sizden hatam olmadığı halde ve Saygıdeğer heyetinizden özür diliyorum. Ancak bu benim neticem değil. Bu benim neticem değil. Ben sorumu sadece bir kelimelik soruyorum. Anlatıyor tarihsel bir periyot çiziyor bir şey söyleyeyim efendim anlatmış olduğu yerler, olaylar, kişiler mevcut. Ancak kendisi olayların içinde yok, kendisini olayların içerisine sokarken yanlış bildiğinden, yanlış hatırladığından ve karıştırdığından hep maddi deliller var. Ben bu maddi delilleri mahkemenize arz etmeye çalışıyorum.”
Mahkeme Başkanı: "Tekrar soruyorum gizli tanık bu işkence olayları olduğu sırada Sedat Peker koruma altında mıydı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim biz o zaman gezerken arabada Sedat Demir alacak alacak alamıyordu. Sedat Demir en sonunda sadece görüşmek için çağırdı.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam alamıyor niçin alamıyordu?”
Gizli Tanık Poyraz: “Alamıyordu demek ki neden alamadığını bilmem.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam. Kimin koruduğunu bilmiyorsunuz öyle mi?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum efendim.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam anlaşıldı buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Sizin takdirinize bırakıp soruma devam ediyorum efendim. Sedat Demir’in daha sonraki dönemde benim yakınım olduğunu, bana reis dediğinizi söylediniz doğru mudur gizli tanık?”
Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Demir reis demiyorum Süleyman Başkol sana reis diyor.”
Sanık Sedat Peker: “Anladım tamam sorumu geri alıyorum ancak Sedat Demir’le bu işkence olayından sonra dost olduğumu söylediniz doğru mudur?”
Gizli Tanık Poyraz: “Hiç ondan sonra senin peşine düşmedi hiç hiç seninle uğraşmadı.”
Sanık Sedat Peker: “Anladım peşime düşmemesi ayrı, biz dost olup kendisiyle tanıştık mı, konuştuk mu, aramızda dostluk kurduk mu siz öyle dediniz tekerrür kereler dediniz biraz önce?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben yanında, ben yanında olup da onunla görüştüğünü söylemiyorum ondan sonra hiç peşine düşmedi.”
Sanık Sedat Peker: “Ama o tarihlerde benim korumam olduğunu söylüyorsunuz:”
Mahkeme Başkanı: "Daha sonra (5, 6 kelime anlaşılamadı).”
Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Peker sende gayrimeşru koşturdun bende. Gayrimeşruda bir müdür bir mafya babasının peşine düşmüyorsa gayrimeşruda bu onun dostu demektir.”
Mahkeme Başkanı: "Sedat Demir’le, Sedat Peker'i bir arada gördünüz mü?”
Gizli Tanık Poyraz: “Görmedim efendim görmedim.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer…”
Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun başka sorunuza geçelim.”
Sanık Sedat Peker: “Tabi tabi efendim. Ben görmüş olduğum işkenceden sonra Almanya’ya gitmiş olduğumu doktor raporlarıyla kanıtlayabilirim. Havaalanından da öğrenilebilinir. Benim peşime Sedat Demir’in düşme durumu olmamıştır Saygıdeğer Başkanım tanığa sorulmasını istiyorum. Ben işkence gördükten ne kadar süre sonra Sedat Demir tutuklanıp cezaevine girmiştir?”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”
Gizli Tanık Poyraz: “Onu cezaevine girdiğinde yani neden girdiğini ben bilmem.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam.”
Sanık Sedat Peker: “Bana işkence yaptıktan 2 ay sonra cezaevine girmiştir benim peşime düşecek bir dönemi, bir şeyi olmamıştır Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam bilmiyorum diyor efendim başka sorunuzu alalım.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım müsaadenizle başka bir konuyla ilgili soruya geçmek istiyorum. Yine benim çocukluk arkadaşlarımdan olan Zeki Yalçın’ın mekanı cennet olsun. Ben cezaevinin dışındayken yani tutuklanmadan önce öldürüldüğünü söyledi. Avukat Bey sorgusunda dedi ki; hayır dedi cezaevine girdikten birkaç sene sonra dedi ki sen ne biliyorsun dedi hayır cezaevine girmeden öldürüldü. Bu konuyla ilgili ısrar oldu dikkatinizden kaçmamıştır. Daha sonra mahkemeye arz edildi ben cezaevine girdikten sonra rahmetli Zeki vefat etmişti. Kendisi şöyle bir şey söyledi. Sen dedi ben dedim ki benim bu insanı öldürtmem mümkün değil 27 milyon Avro alacağım olduğu söyleniyor, bütün otoparkları, restoranları onun üzerine yaptığım söyleniyor. Ben kendisi öldürsem paramı nasıl alırım. Gizli tanık o meyanda dedi ki sen dedi adamı öldürürsün, karısından da dedi bütün parayı alırsın dedi sen dedi gene bir şeyler anlattı Yusuf Altay’a şöyle yaptın böyle yaptın girmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: "(1, 2 kelime anlaşılmadı).”
Sanık Sedat Peker: “Sorumu soruyorum. Ben dün bu konuyu duyunca rahmetli Zeki’nin mal varlığı ne olmuş dedim yani ben almadığıma göre mal varlığının peşine düştüm. Rahmetli Zeki’nin mal varlığının otoparkların Halil İbrahim Restoranları zincirinin, bankadaki parasının ne olduğu hakkında bir bilginiz var mı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Benim öyle bir bilgim yok.”
Mahkeme Başkanı: "Benim bilgim yok diyorsunuz. Tamam:”
Gizli Tanık Poyraz: “Mal varlığı, ha Zeki Yalçın olayı Vedat Peker’le otopar…”
Sanık Sedat Peker: “Efendim ben soruma devam edeyim peş peşe sorayım aynı konu içinde efendim.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam, tamam bilgim yok diyorsun. Buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim gizli tanığa şunu sorulmasını istiyorum bir insan öldürüldüğü zaman mal varlığı kimin üzerine kalır? Eğer karısı ve çocuğu varsa karısı ve çocuğunun üzerine sadece karısı varsa karısının üzerine mi kalır bunu cevaplayabilir mi efendim bilgisi var mı bu konuda?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir ölünün malı kime kalır çalsına çoluğuna kalır ben onu bilmem ki.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam bu bahsedilen 27 milyon Avro muydu o para Zeki Yalçın’ın kendi hesabında mı, başkasının hesabında mı eşinin, çocuklarının hesabında mı o konuda bilginiz var mı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Hiçbir bilgim yok kimin hesabında olduğunu bilmiyorum.”
Sanık Sedat Peker: “Ama benim aldığımı söylüyorsunuz.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika . Mal varlığı konusunda bilginiz var mı Zeki Yalçın’ın kimin adına kayıtlı kendi adına mı kayıtlı başkasının adına mı kayıtlı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim kimin adına kayıtlı olup olmadığını bilmem. Avukat bana Salı günü şey yaptı. Benimde kendim o da biliyor. Benimde bir siyah defterim var. Otoparka.”
Sanık Sedat Peker: “(1, 2 kelime anlaşılamadı).”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika ben seni sende beni. Otoparka Vedat Peker gelince defalarca Sedat Peker'in.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer başkanım bir kelime (3, 4 kelime anlaşılamadı).”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika bir kelime niye işine mi gelmiyor? İşin ayrıntısına gir… işin ayrıntısına giriyorum işine gelmiyor.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim mal varlığıyla ilgili söylüyor.”
Gizli Tanık Poyraz: “Zeki Yalçın olayında mahkemeye 10 gün 15 gün kala herkes hazırlık yapıyordu bende yapıyordum Şaban’a her grup yapıyordu. Kesin talimatın senin içerde kesin talimatın Boğaç Kaan yakalanmasın ne olursa olsun çünkü tahliye ümidin vardı Boğaç yakalanırsa.”
Sanık Sedat Peker: “Tahliye o zaman Zeki ölmemiş ki Zeki ölmemiş o zaman Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam soru soralım. Başka soru soralım bilmiyorum dedi.”
Sanık Sedat Peker: “Başkanım şunu söylemek istiyorum sorumun içerisinde; bir insan öldürüldüğü zaman mal varlığı karısının ve çocuğunun üzerine kalır. Ancak dün ben bir araştırdım çünkü zanlı duruma geldiğim zaman müsaade alıp huzura çıkacaktım kendimi savunmak için. Bu mal varlığı işte karısının üzerinde diyecektim. Ancak dün sürpriz bir bilgi öğrendim kendisinin eşi 500 bin TL alarak tüm mirastan feragat ettiğini söylemiş.”
Mahkeme Başkanı: "Bu konudan bilginiz var mı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Benim o konudan bilgim yok beni ne bağlar efendim o konu.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam anlaşıldı buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Rahmetlinin eşi 500 bin TL’yi alıp mirasından feragat ettikten sonra geri kalan tüm mirasının 20 milyon küsur doları 30 milyon doları bulan mirasının kardeşine kaldığı hakkında bir bilginiz var mı? Karısı kardeşinin adına feragat ediyor kardeşine geçiyor miras. Bir bilginiz var mı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Benim öyle bir bilgim yokta onu da sen planlamışsındır, senin planlarını ben iyi biliyorum, çok iyi biliyorum.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika gizli tanık. Gizli tanık bir dakika efendim.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım soruma devam edip bir şey soracağım.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika. Gizli tanık Zeki Yalçın öldürüldükten sonra ne kadar miras bırakmış para mal varlığı olarak bilginiz var mı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bilgim yok efendim.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım kendisi dedi ki; bunu sen planlamışsındır karısından alıp mal varlığını kardeşine vermişsindir. Ancak Saygıdeğer savcımız bir şeyi arz edeceğim efendim. Saygıdeğer savcımız bu konuyla ilgili yapılan tahkikatta kardeşinin ifadesini okudu. Kardeşi ifadesinde beni direk suçlamamakla beraber sanki olaya mafya karıştı, bu işler böyle oluyor getirip olayı direk benim üzerime yönlendirdi.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam bilmediğini söylüyor başka sorunuzu alalım buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben şuna dikkatinizi çekmek istiyorum, bu eşyanın tabiatına aykırı bir konudur. Bir insan öldükten sonra mal varlığı karısının feragat edip erkek kardeşine geçmesi araştırılmaya, savcılığa sadece bilgi vermek amacıyla söylüyorum efendim.”
Gizli Tanık Poyraz: “Hey yavrum hey sen mal bırakacaksın insana ha.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim Hüseyin Saral isminde bir arkadaştan bahsetti. Benim bu arkadaşı bir galeriye koruma olarak atadığımı söyledi. Daha sonra Saral Ailesiyle, Şahin Ailesinin arasını bu sayede bozduğumu söyledi. Tarihi kronolojiyi anlattı efendim ancak bunu 4 kere anlattı tekrar anlatmasına hiç gerek yok kayıtlarda 4 kere bu olay var efendim.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam ne soralım.”
Sanık Sedat Peker: “Kendisine şunun sorulmasını istiyorum. Hüseyin Saral İskenderun Limanının sahibidir. Benim sahip olduğum bütün her şeyi versek o limanın beşte birisini satın alamaz. Rahmetli Hüseyin Saral bir galerici korumasını yapması akla yatkın mıdır İskenderun Limanının sahibi olarak?”
Gizli Tanık Poyraz: “Sana Hüseyin Saral yaklaşacak, mecbur yaklaşacak limanı var mı yok mu bilmem. Mazot işi yapması için sana mecburi yaklaşacak. O kanalda jandarma bölgesini de sen açacaksın ona. Kimin kanalından açacaksın? Veli Küçük’ün kanalından açacaksın.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım soruma devam ediyorum devletin resmi kayıtlarında Hüseyin Saral’ın İskenderun Limanını çok yüksek paralar vererek özelleştirmeden mülküyle beraber aldığı ortadadır. Bu kadar büyük mal varlığı olan zenginliği olan bir insanın tekrar ediyorum bir galerici koruması yapması akla yatkın mıdır efendim?”
Gizli Tanık Poyraz: “O koruma, koruma işi dümen işi tabi ki Hüseyin Saral kalkıp da Mert Galeriyi koruyacak hali yok.”
Sanık Sedat Peker: “E siz öyle dediniz tekerrür kereler.”
Gizli Tanık Poyraz: “O işin kılıfı, o işin kılıfı senin uydurmuş olduğun yani oraya koydun ki 2 kaya birbirine çarpsın Amerika’yla Rusya, kayalar parçalansın sen yoluna devam edesin.”
Sanık Sedat Peker: “Tamam ben aydınlandım devam edeyim aydınlandım.”
Mahkeme Başkanı: "Tartışmayın buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bu 2 ailenin arasında olan çatışmayı bana gıcık kapan değil o dönem benden nefret eden İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü bu tahkikatı yapmıştır. Başlarında özel yetkili savcı vardır ve bu dosyaların tahkikatı özel yetkili mahkemece görülmektedir. Tanığın anlatmış olduğu bu olaylar benden nefret eden Organize Şube Müdürlüğü tarafından ortaya çıkarılmamış. Özel yetkili savcılık tarafından ortaya çıkarılamamış. Bu davalara bakan özel yetkili mahkeme ve Saygıdeğer heyeti tarafından ortaya çıkarılamaması sadece bunu gizli tanığın bilmesi acaba akla yatkın mıdır hayatın olağan akışına uygun bir şey midir efendim?”
Mahkeme Başkanı: "Efendim bunlar görüş, görüş olunca olmuyor yani. Somut bilgisini soralım, duyumunu soralım.”
Gizli Tanık Poyraz: “Somut bilgisi. Ben, ben ben.”
Sanık Sedat Peker: “Soralım efendim soralım o zaman şöyle soralım efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Görüşünü sormayalım. O çıkar mı bunlar çıkar mı siz nereden çıkarıyorsunuz.”
Sanık Sedat Peker: “Aynı olayı şu şekilde de sorabiliriz yani burada bariz bir şey var kendisi bunu nasıl bilebiliyor. Yani devletin binlerce polisinin tüm teknik cihazlarıyla ortaya çıkaramadığı bütün cinayetleri ortaya çıkardı. Bütün bombaları ortaya çıkardı en ufak noktasına kadar o olayda bir ton insan tutuklandı. Hiçbir soru işareti zihinlerde kalmamışken devletin tüm organlarının başaramadığını gizli tanık nasıl başarmıştır elindeki ekipmanı anlatsın efendim o zaman neyle başardığını?”
Gizli Tanık Poyraz: “Söylüyorum Sayın Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”
Gizli Tanık Poyraz: “Zekeriya Kocaman mermiyi yedikten 15, 20 dakika sonra Vedat Peker abin Çağlayan’da Necmi Aslan beyaz eşyacı Vedat Peker’in kasası bende iyi tanıyorum. O geldi oraya bende Kağıthane’den Şaban Hacıoğlu’yla beraber yukarı çıktık bu olayı bu şekil çok güzel net biliyorum. Abinde ballandıra ballandıra anlattı Aslan Ticarette.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben susup başka soruya geçeceğim ama bunu özelikle kayda geçsin diye bir cümle kayda geçsin diye.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bunu polis ne bilecek, bunu polis bilmez bunu ben bilirim.
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika.”
Sanık Sedat Peker: “Bir cümle söylüyorum efendim. Bunu sık sık söylüyorum kusura bakmayın. Ben söylemiş olduğu şeyleri kabul ettiğim için değil söylemiş olduğu şeylerden istediğim cevabı aldığım için değil sadece sizin vicdanınıza kendisinin verdiği cevapları bırakıp devam ettiğim için devam ediyorum yoksa cevap alamadım.”
Mahkeme Başkanı: "Tanığın nereden bildiğini, doğruyu söyleyip söylemediğini elbette ki araştıracağız yani bu mahkemenin de vazifesi, sizin de vazifeniz. Bu savunma kapsamında olan bir şey.”
Sanık Sedat Peker: “Teşekkür ederim efendim. Efendim yine Gizli Tanık Poyraz dedi ki; Paşakapısı Cezaevine girerken dümenden dedi kendini içeriye aldırtırdı, işlerini de ayarlattırdı orada Kürşat Yılmaz’la tanıştı. Sonra Kürşat’ın Yılmaz’ın işlerini aldı gibi beyanlarda bulundu. Ben Paşakapısı Cezaevine girerken madem dümenden cezaevine girdiysem kendime neden o kadar işkence yaptırdım? Çünkü devletin gene resmi kayıtlarında cezaevi doktorluğunda her yerde görmüş olduğum işkencelerin, hekmozların, çürüklerin raporu vardır. Ben kendimi dümenden cezaevine aldırttıysam işkenceyi de dümenden mi yaptırttım kendime? Bunun sorulmasını istiyorum efendim.”
Gizli Tanık Poyraz: “O cezaevine o girişinde hiç tahmin etmiyorum işkence ama (1 kelime anlaşılamadı).”
Sanık Sedat Peker: “Kafamda yarık var efendim, kafamdaki bu yarık (1 kelime anlaşılmadı).”
Gizli Tanık Poyraz: “Bakın ben net demiyorum, net demiyorum. Safi Kürşat Yılmaz’la tanışmak için kendini Paşakapı Cezaevine attırdın.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım tekrar soruyorum. Kafamdaki yarıkları Kürşat Yılmaz’la tanışmak için mi yardım kafamı?”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun cevap verin.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bilmem efendim onu.”
Mahkeme Başkanı: "Başka sorula alamım Sedat Bey.”
Sanık Sedat Peker: “Tabi efendim. Bütün soruları atlamak için efendim karalıyorum ama.”
Mahkeme Başkanı: "Efendim önemlilerini, önemli gördüklerinizi savunmanızla ilgili doğrudan bağlantılı gördüklerinizi sorun.”
Sanık Sedat Peker: “Evet, evet efendim aslında hepsi savunmamla ilgili ama ben atlıyorum. Efendim mahkemede öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu soracağım soruda gizli tanığı kesinlikle zan altında filan bırakmak istemiyorum. Önce kendimle ilgili söyleyeyim ben 8 senedir anti depresan kullanıyorum, cezaevi psikologuyla görüşüyorum, nefes egzersizleri, Allah kabul ederse ibadet, sadece beyin sağlığımı koruyup dengeleyebilmek için. Hatta hiçbir ziyaretçiyle görüşmediğim halde Sayın savcıya rica edip dışarıdan psikiyatrist tanıdığım psikiyatrist getirip kendisiyle konuşuyorum sadece sinir dünyamı ve ruh dünyamı dinginlemek için. Şimdi şunu soruyorum. Benim cezaevinde uyumlu bir mahkum olduğumu cezaevi idaresi bilir. Ancak ben cezaevinin içindeki hoparlörü bütün koğuşlarda olan söktüm bir daha taktılar bir daha söktüm. Ondan sonra bir daha benim oraya hoparlör takmadı idare. Hiçbir ses çıkacak benim o koridorlarda hiçbir müzik açılmıyor şeylerde. Bu psikolojik olarak ruhsal yaşadığım gerginlikten dolayı. Bunu anlatmamın sebebi şimdi soracağım sorularda hani ben onu bir şeyle suçluyorum olmasın. Ben böyle bir insanım benim sorumlarım var onun mutlaka yoktur. Ama bir soru sormak istiyorum; şimdi anlatıyorsunuz diyorsunuz ki ben Küfe Bara gittim, bastım o zaman gazeteciler beni iyi tanırlar, bütün gazeteler gördü. Sonra başka bir olay anlatıyorsunuz gazeteciler beni çok iyi tanır, eskiler beni çok iyi tanır. Sonra başka bir olay anlatıyorsunuz. Ancak internet denen şimdi dünyamızda bir şey var bunları öğrenebilmek için bir düğmeye bastığınızda bütün geçmiş gazeteleri de yüklemişler efendim internete yani gazetede hangi olaya çıktıysanız. Şimdi kendisi gazeteciler beni tanır, gazeteler beni yazar olaylarda şöyle oldu böyle oldu diyor ama baktınız sorguladığınız zaman bir iki kere isminin kenardan geçmesinin haricinde o da biz bulamadık belki vardır diye onu söylüyorum hiçbir yerde yok. Şimdi bütün herkes beni tanır diyor ama kendisi sanki hayalet gibi efendim hiçbir yerde yok.”
Mahkeme Başkanı: "Efendim soralım ne soralım?”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ben Küfe…”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika soruya alalım.”
Sanık Sedat Peker: “Kendisi bütün gazetecilerin..”
Gizli Tanık Poyraz: “Küfe Barı.”
Sanık Sedat Peker: “Bütün herkesin kendisini tanıdığının kanısına nereden kapılmış, nereden biliyor bunları?”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim Küfe Bara daldığım zaman beni gazete yazdı mazate yazdı posta yazdı demedim ki. Küfe Bar olayını anlattım böyle böyle oldu dedim.”
Sanık Sedat Peker: “Tamam başka olaylarda dediniz, bütün gazeteciler beni tanır dediniz burada duydu, bunlar kayda geçildi, beni herkes tanır dediniz. Yeniler geliyor Hacı Abi işte biz seni tanırız şöyle şöyle ama sizi kimse tanımıyor. Ya bu çok enteresan değil mi? Yani sizin anlatmış olduğunuz şeyleri sizin haricinizde doğrulayabilecek kimse yok, doğrulayacak hiçbir telefon tapesi yok, doğrulayabilecek bir resim yok, doğrulayacak bir mahkeme kaydı yok. Sadece sizin bir beyanlarınız var ve bütün bu olaylarda beyan harici hiçbir şey yok ve soru sorduğumuz zamanda Başkanımızın izniyle siz konuyu alıp başka bir yere getiriyorsunuz. Gene bir netice alamıyoruz sadece sorduğunuz sorulara.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika Sedat Bey soru şu gizli tanık. Hakkınızda gazetelerde şurada burada fazla bir yayın yapılmadığı halde kendinizin çok iyi tanındığını medya tarafından tanındığını ileri sürüyorsunuz. Bunun sebebi nedir yani nereden çıkarıyorsunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben medya beni tanıyor demiyorum ki efendim gayrimeşru beni tanıyor diyorum.”
Mahkeme Başkanı: "Evet.”
Sanık Sedat Peker: “Kayıtlarda var Başkanım devam ediyorum.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Kayıtlarda var söylediği. Başkanım bir de bir soru sormuştunuz bilmiyorum demişti isterseniz ben o konuda kanunu faydası olması için.”
Mahkeme Başkanı: "Buyurun tekrar sorun.”
Sanık Sedat Peker: “Yok siz sormuştunuz gizli tanığa. Ertuğrul Yılmaz’ı Sedat Peker tanıyor mu demiştiniz, tanık bilmediğini söylemişti isterseniz kanuna faydalı olması açısından ben açıklayayım efendim. Ben Ertuğrul Yılmaz’ı gençliğimizin ilk yıllarından Kadıköy’de semtten tanırım. Daha sonra.”
Mahkeme Başkanı: "Sizi tanıştıran kimdir?”
Sanık Sedat Peker: “Efendim?
Mahkeme Başkanı: "Sizi tanıştıran kimdir Ertuğrul Yılmaz’la?”
Sanık Sedat Peker: “Ertuğrul Yılmaz’la zannediyorum Yüksel Ekşioğlu’yla ifadelerde geçmişti bu Alaattin Çakıcı'nın tanıdığı diye ilk o Tuncay Özkan'da çıkan bir belgeler var ya efendim. Orada geçmişti bu İbrahim Eyüpoğlu’yla Kadıköy’ün eski siyasileri onlar vasıtasıyla bir de Hayrullah Başkan vasıtasıyla tanışmıştım yazıhanesi vardı Altıyol’da yazıhanesini tarif edebilirim. Ama gençliğimizin ilk yılları efendim ben daha sonra kendisi yurtdışına gittikten sonra kendisiyle hiçbir irtibatımız olmadı, telefon kayıtlarımız yok yani gençliğimizin haricinde hiç görüşmedik pardon gençliğimizin ilk yıllarının haricinde. Ama Ertuğrul Yılmaz’ı tanıyıp tanımadığımı, bilmediğini söyledi ben kendim efendim arz edeyim kendisini tanıyorum.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam sorunuzu sorun.”
Sanık Sedat Peker: “Yok bunu size açıklamak için…”
Mahkeme Başkanı: "Başka bir soru sorun o mana söyledim.”
Sanık Sedat Peker: “Başkanım bir de gene sizin sorularınızda bir konuyu düzelmek istiyorum kayda çünkü yanlış geçti bir telefon tapesi okudunuz. Sayın Veli Küçük’ün üniversitede yapacağı konuda Mecnun Odyakmaz’la o telefon konuşmasını değil Boğaç’la yaptığım bir telefon konuşmasıydı. Mecnun Odyakmaz’la Sedat Peker'in yaptığı konuşma deyip o şekilde kayıtlara geçtiği için düzelmesi için efendim söyledim.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam.”
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “(3, 4 kelime anlaşılmadı).”
Sanık Sedat Peker: “Yok bu konuda yok efendim. Özür dilerim ben yanlış hatırlıyor olabilirim.”
Mahkeme Başkanı: "Ben bir tape okudum işte neyse ilgili bölümleri okudum.”
Sanık Sedat Peker: “Ben Boğaç’la yaptığım konuşmanın aynısını o zaman yanılmış olabilirim.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam olabilir buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim benim askerliğe elverişli değildir raporumla ilgili iddianamede birtakım bölümler var. Bu bölümlerde geçtiğine göre bu raporun bana alınmasını Sayın Veli Küçük sağlamış.”
Gizli Tanık Poyraz: “Celal Astsubay, Celal Astsubay Veli Küçük değil.”
Sanık Sedat Peker: “Bir saniye soru soracağım şimdi gizli tanık. Gizli tanığın anlatımlarına göre Celal Astsubay isminde bir kişi tarafından askerliğe elverişli değildir raporunu almışım. İddianameye göre Sayın Veli Küçük’ün yardımıyla bu raporu almışım. Bu çelişkiyi kendisi giderebilir mi efendim?”
Mahkeme Başkanı: "Evet ne diyorsunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben Veli Küçük’ten ama Celal Ateş şey pardon özür dilerim. Celal Astsubay Samsun Bafralı. Seni ilk sonra raporun var mı yok mu ilk rapor işini halleden Celal Astsubay.”
Mahkeme Başkanı: "Evet.”
Sanık Sedat Peker: “Ben o konuda zaten kendim söyledim. Ancak Sayın savcılık makamının iddianamesine göre bu raporu bana Sayın Veli Küçük aldı, sizin dediğinize göre Celal Astsubay aldı. Sizin tüm bildiğiniz ve iddia ettiniz konular şimdi bu iddia ettiğiniz konu gibi acaba olabilir mi? Yani karışmış zincirlerin bir parçası Celal Astsubay başka bir yerdedir de benim hayatımda, siz onu buraya geçirmişsinizdir. Çünkü çok yüklü bilgisayara bile yükleseniz bu kadar konuyu kafada haliyle bir karışıklık olabilir.”
Gizli Tanık Poyraz: “Celal, Sedat Peker Celal Astsubay seni Celal Astsubayla tanıştıran benim. Ben o zaman 4. Leventte yazıhanedeydim o zaman Veli Küçük’ü tanımıyordum ben. Seni…
Sanık Sedat Peker: “Hayır beni tanıştırmadı. Sen benim hayatımda birkaç kere varsın, yoksun benim hayatımda.”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika efendim, bir dakika. Gizli Tanık soru şu şekilde; Sedat Peker’in çürük raporu almasında Veli Küçük’ün herhangi bir katkısı oldu mu?”
Gizli Tanık Poyraz: “O zaman ben Veli Küçük’ü bile bilmiyordum Celal Astsubayı Sedat Peker'le tanıştırdım o şey yaptı.”
Mahkeme Başkanı: "Peki Sedat Peker'le Celal Astsubay tanışırlar değil mi?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben tanıştırdım evet ondan sonra Sedat Peker'in en yakını oldu.”
Sanık Sedat Peker: “(3, 4 kelime anlaşılmadı).”
Mahkeme Başkanı: "Size de sordum, size de sordum herhangi bir talimat aldı mı Celal Astsubay bu konuda diye sordum. Hayır dediniz doğru mu?
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?"
Mahkeme Başkanı: "Celal Astsubay bu Sedat Peker’in çürük raporu aldırması konusunda herhangi bir yerden talimat aldı mı?”
Sanık Sedat Peker: “Onu bilmiyorum efendim ben hallederim dedi.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam, tamam. Tamam buyurun Sedat Bey. Efendim siz Celal Astsubayı tanıyor musunuz?”
Sanık Sedat Peker: “Tanıyorum efendim.”
Mahkeme Başkanı: "Tanıyorsunuz.”
Sanık Sedat Peker: “Ancak hayatın bu bölümünde değil dediğim gibi bütün her şeyi karıştırdığı için. Saygıdeğer Başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Bu şekilde söylüyor bu şekilde cevap veriyor bu konu kapandı başka soru soralım lütfen aynı konu üzerinde durmayalım.”
Sanık Sedat Peker: “Tabi efendim. Başka bir soru sormam gerekiyor bu konuyla ilgili.”
Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım savcılık iddianamesi farklı şekilde dediği halde gizli tanık farklı şekilde diyor. O zaman ben bu olaylar yani bu raporun sahte olduğu basında çıktıktan sonra 10 tane profesör askerden oluşan beni hekim hastaneye gönderdiler yabancı bir hastane 10 tane ayrı branşlardan tanımadığım doktorların önüne çıktım. Raporum orada da onaylandı. Bu konuyla ilgili raporumun sahte olduğu konusuyla ilgili hala düşünceleri var mı yoksa bu anlatmış olduğumla raporumun gerçek olduğuna ikna olmuş mudur efendim?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben ondan sonraki olayları bilmiyorum efendim. Ama Celal Astsubaya böyle böyle Sedat Peker diye bir arkadaşımız var, bu işi ben hallederim dedi. Bende çağırdım Sedat Peker'i tanıştırdım, rapor işini halletti, ondan sonra rapor sahteymiş oymuş buymuş bilmem.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun Sedat Bey.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bir şey kendisine yine soracağım öncelikle ben kendi psikolojimin çok iyi olmadığını anlattım. Yani ben çok akıllıyım çok normalim ben önce bunu anlattım soracağım sorular asla kötüleme niyetinde değil. Acaba kendisinin erkeklerin belli bir yaşlarda yaşadığı bir psikoloji var, bunu tıp kabul ediyor. Acaba şuan yaşamış olduğu şeyde gündeme gelmek veya bu konuyla ilgili psikolojik olarak bir rahatsızlık yaşamış mı ve bu yönde hiç ilaç kullanmış mı efendim kendisine bunun sorulmasını istiyorum?”
Mahkeme Başkanı: "Herhangi bir ilaç alıyor musunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben safi doktor raporumda var efendim astım kronik astım akciğer. İzmir’de biyopsi oldum doktorun verdiği ilaçları kullanıyorum.”
Mahkeme Başkanı: "Başka bir ilaç alıyor musunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Başka bir ilaç almıyorum gündeme, gelmeme de gerek yok.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım yine davanın sanıklarından bir arkadaş var mesela ben cezaevine girdiğimde yaşı çok küçük olduğu halde Sayın savcılık mahkemeye bir şey sundu mektup. Mektupta diyor ki; Sedat Peker'le olan sorunları ben tamam hallettim. Sanık yalnız mektubu kabul etmiyor ama savcılık makamı resmi yoldan aldığı için bu mektup gerçek. Şimdi olmayan bir tanışma, olmayan bir sorun, olmayan telefon numaraları kaydı veya şahsın kendi bilgisayarından kendini bir bar cinayetiyle gündemde olan bir bar cinayetiyle e-mail yollamış. Yani benim amacım kendisini suçlamak değil. Ama o şahsa mahkemeniz soru sorduğunda ben tedavi görüyorum dedi yani böyle sıkılarak. Çünkü bir insan gündeme gelmek için en sonunda da savcıyı tehdit etmiş tabi bu seferde (1 kelime anlaşılamadı) ulaşmış yani sayın savcıyı tehdit edip buraya hem de sert gelmiş. Yani bunlar olabiliyor efendim bunu anlatmak istiyorum. Acaba kendisinde de bu yönde olmuş bir şey olabilir mi ben kendimi anlattım, kendim ilaç kullanıyorum dedim efendim yani bu ayıp değil.”
Mahkeme Başkanı: “Herhangi bir psikolojik rahatsızlığınız var mı bu bahsettiğiniz hastalığınız dışında astım hastalığınız dışında?”
Gizli Tanık Poyraz: “(1 kelime anlaşılamadı) o dolaylı yoldan bana mesaj veriyor. Ben iyi tanıyorum o da beni, o bende. O diyor ki yani .”
Sanık Sedat Peker: “Ben seni tanımıyorum (2, 3 kelime anlaşılmadı).”
Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika cevabını alalım, bir dakika Sedat Bey.”
Gizli Tanık Poyraz: “Yani içip içip o mektubunda efendim müsaade etsin. Mektubunda da belirtiyor. Sakın diyor alkol alma diyor bana sakın alkolün çok pis diyor. O sanıyor ki ben içtim içtim kafayı buldum gittim savcıya mavcıya bunları başlattım anlatmaya. Ben alkol almıyorum Sedat Peker hastayım alkolü de bıraktım alkol almıyorum. Ben İzmir’de düşündüm taşındım kararımı verdim geldim İstanbul'a bu kararı da aldım kendi şeyimle.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam tamam.”
Sanık Sedat Peker: “Ben ben sizin aldığınız karar…”
Mahkeme Başkanı: "Sedat Bey başka soru soralım lütfen.”
Sanık Sedat Peker: “Tabi tabi Başkanım tamam hiçbir sorun yok. Saygıdeğer Başkanım sanığa şunu sormak istiyorum gizli tanığa pardon. Bu okumuş olduğum kitaplarda veya Dünya genelinde görülen büyük örgütlü davaların şeylerinde okuduğum tüm bu dava genelinde ortaya çıkan gizli tanıklar ya gerçekten hayatı boyunca bir sütün içerisine bir saç değdirmemiş derecede düzgün yaşamış insanlar, devletin temizliği için evet çıkıp gizli tanık olacağım deyip mücadele etmiş ya da çok haklı bir sebebi var. Sayın tanığa pardon Sayın tanığa değil gizli tanığa sormak istiyorum; kendisinin cansiperane buralara gelerek benim gizli tanık olmam lazım deyip kendi anlatımıyla savcıya ulaşması.”
Mahkeme Başkanı: "Anlaşıldı. Gizli tanık olmanızın sebebi nedir?”
Gizli Tanık Poyraz: “İlk buraya oturduğumda orada oturan İşçi Partisi genel b… ben dedim ki sevmiyorum direkman.”
Mahkeme Başkanı: "Efendim (1 kelime anlaşılamadı) yani görüşlerinizi kendinize saklayın.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir müsaade edin neden karar verdim. Şuanda onunla aynı yerde olan Yalçın Küçük televizyonda seyrediyorum selam kürdistanda haa Sedat Peker, Veli Amca demek ki bizi başka oynattın, alemi başka bende kararımı verdim, bende dedim bu olaya dedim bir çomakta ben dürteyim madem böyle. Hani milliyetçilikti hani vatan millet Sakarya’ydı öyle karar verdim geldim.”
Mahkeme Başkanı: "Tamam.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben daha önceki celselerde burada arz etmiştim. Aydınlık Grubu, Doğu Perinçek yakınları belki benden çok daha iyi insanlardır bilmiyorum dedim. Ancak biz apayrı dünyaların insanlarıyız diye burada söylemiştim yani.”
Mahkeme Başkanı: "Efendim herkesin görüşü, yorumu, siyasi görüşü farklı olabilir, dini görüşü farklı olabilir.”
Sanık Sedat Peker: “Bir soru soracağım onu şey yapmak istedim efendim.”
Mahkeme Başkanı: "Evet yani gizli tanık niçin tanıklık yaptığını anlattı. Başka soru.”
Sanık Sedat Peker: “Sorularımı bitiriyorum efendim bitiriyorum sadece önemli gördüğüm için birkaç tane daha bunları sorup müsaadenizle izninizle efendim. Sizin geçmiş hayatınızda anlatmış olduğunuz suç silsilesi. Sizin anlatmış olduğunuz kendinize bir oturttuğunuz yapı var yani çok özellikli, çok önemli çok bu işleri hakkıyla yapmış biri olarak ben gene küçümsemek için asla söylemiyorum kendi ifadenizden yola çıkarak. Kendi bağımlı çocuğuna tedavi olması için para veren bir anne sizin cinsel olarak ve her türlü hayatı beraber paylaştığınız daha önceki mesleği hiç önemli değil her anneye saygı duyuyorum randevu evlerinde çalışanlarda dahil. Bu insanı vurduğunuzu söylüyorsunuz, bu insanı vurduğunuzu firara çıktığınızı söylüyorsunuz ve bir tarafta da şimdi anlattığınız gibi yani gizli tanık olmanızın sebebi olarak da çok vatansever, çok düzgün çizgileri hatları olan bir insan portresi çiziyorsunuz. Gene sizin o anlattığınızla ifadedeki şuan anlattığınız acaba birbiriyle uygun mudur?”
Gizli Tanık Poyraz: “Çok güzel bir yere, Allah seni şaşırttı çok güzel bir yere temas ettin. O kişiyi doğru ben vurdum fakat şimdi zavallı dediğin.”
Sanık Sedat Peker: “Ben mi vurdurdum onu da sana?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika zavallı dediğin bayanı benim çağrı cihazımın pillerini çıkardı diye 2 gün bana ulaşamadın diye Tolga Peker’i birkaç kişiyle Hacı Hüsrev’e o kadını vurdurmaya sen göndermedin mi? Bende seni aramadım mı? Bu adamları çek bunları vururum demedim mi burada Allah şaşırttı seni işte aynı o kadının kalemini kırdın sen.”
Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer başkanım.”
Mahkeme Başkanı: "Efendim son soruların daha önceden de sordunuz şimdi de soruyorsunuz buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım inşallah bu mahkemenin karar aşamasında da gene bu Saygıdeğer heyet burada olur. Yani benim sorduğum sorular bu verilen cevaplar ve gizli tanığın 3 gündür anlattıklarıyla başka bir heyet gelirse benim hiçbir şansım yok efendim. Belki siz olursanız burada görmüş olduğunuz şeylerde…”
Mahkeme Başkanı: "Hangi heyet gelirse gelsin dosyayı okur… (1, 2 kelime anlaşılamadı) başka sorunuz var mı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Zavallı diyor kadını öldürttürmeye kalkıyor.”
Sanık Sedat Peker: “Var efendim birkaç tane daha var. Fenerbahçe efendim gizli tanık bitiriyorum efendim. Gizli tanık Fenerbahçe Camiasına girmem için birçok şeyler anlattı işte şunu kullandı, bunu kullandı, şöyle yaptı, böyle yaptı, falan yaptı. Fenerbahçe Camiasına girdi dedi. Benim Fenerbahçe Camiasına girmem için 13 yaşındayken lisanslı boksör başvurum var. Yani o kulübün bir parçasıyım. Bir başkalarına neden ihtiyaç duyayım efendim? Bunu acaba açıklayabilir mi kendisi?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben Fenerbahçe Camiasına girmek için onu bunu kullandı demedim. Cemil Turan vuruldu.”
Sanık Sedat Peker: “Efendim (1, 2 kelime anlaşılamadı).”
Gizli Tanık Poyraz: “Dinle Cemil Turan vurulunca İbrahim Cengi Kelebek İbo lakabı da Kelebek İbo benimde arkadaşım, sende tanıyorsun. Senden önce ben İbo’yu tanıyorum hemen geldi Sezen’e tuttun, Cemil Turan’ın korumalığına verdin. Ondan sonra zaten belli bir noktaya geldikten sonra işler zaten başladı böyle dereler yani şurada da bir su çıkıyor büyük dereye karışıyor, dereler akmaya başladı.”
Mahkeme Başkanı: “O tarihte Sedat Peker kaç yaşındaydı?”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim yaş olarak hatırlayamam, yaş olarak hatırlayamam ama.”
Mahkeme Başkanı: “Yani 20 yaşını geçkin miydi?”
Gizli Tanık Poyraz: “20 yaşını tabi ki o zaman askerlik işte rapor Celal Ateş rapor alalı geçmiş olabilir çünkü karşıda da ben fatura işi yapan İsmail, tabi ünlü bir faturacı vardı bu naylon fatura işi yapan 2 tane büroya çökmüştüm Sedat Peker’de devamlı geliyordu benim yanıma o zaman.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım benim sorduğum çok basit ve çok net. Ben 13 yaşındayken parçası olduğum bir camianın bunun delilide boks kulübü başkanı o yaştayken verdiğim resmimin müracaat resmimin bana eve gelerek boks şube müdürü hatıra olsun diye geri getirmiştir müracaat başvurumla beraber. Benim sadece söylemek istediğim bu. Fenerbahçe camiasına girebilmemle ilgili birçok mafyavari olaylar, eylemler yapılar birçok şey anlatıldı. Bütün bunlara gerek var mı? Zaten ben 13 yaşındayken parçası olduğum bir camiaya girmek için neden bütün bunları yapayım? Sadece sorum bu efendim.”
Gizli Tanık Poyraz: “Belirli noktadan sonra Cemil Turan’ın Cemil Turan’a Sezer Yamakoğlu’nu şey yap…, sonra sen belli bir noktaya geldikten sonra zaten artık onlara yaklaşmak için zorlamana gerek yok, onlar sana gelmeye başladı yani. Onlar gelip sena derdini anlatmaya, devlete gidene kadar, polise gidene kadar derdine gelip sana anlatmaya başladılar. Sen öyle bir noktaya geldin.”
Mahkeme Başkanı: “Sedat Bey diyor ki ben daha önce zaten Fenerbahçe’yle bir ilgim var. Niye Fenerbahçe camiasına tekrar girmek için işte söylediğiniz eylemleri yapayım diye soruyor.”
Sanık Sedat Peker: “Evet efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Bunu cevaplar mısınız?”
Sanık Sedat Peker: “İçindeyim çocukken içine girmişim efendim (1 kelime anlaşılmadı).”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim çocukken içine girme başka Fenerbahçe’nin, babalar üstü bir daha Fenerbahçe’nin içine girmesine ihtiyaç yok ki, Fenerbahçe de kim varsa babalar üstü Köroğlu’na gelecek tabi ki.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam peki. Başka sorunuz var mı Sedat Bey bu şekilde cevap veriyor.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben vaktinizi fazla almayıp birazdan tamamlayacağım. Gizli Tanığa şunun sorulmasını istiyorum Saygıdeğer Başkanım. Kendisi isminin devamlı şekilde burada zikretmesinin biz hiç birimiz sizin verdiğiniz talimat doğrultusunda söyleyemiyoruz. Devamlı benim adım şu, babamın şu deyip devamlı tekerrür kereler bunun kayda geçmesini neden istemiştir efendim?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben öyle bir kayıta geçmesini de istemedim.”
Sanık Sedat Peker: “Ama söylediniz kaç kere, kaç kere….”
Gizli Tanık Poyraz: “Söylüyorum adım Hacı Turan ben.”
Mahkeme Başkanı: “2, 3 defa veya 3, 5 defa söyledi.”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben adım Hacı Turan diyorum. Ben zaten böyle şeylerle karşı karşı geleceğimi hissettiğim için, seninde beni bildiğin için dedim ki açın perdeleri, perdelere gerek yok, o da beni biliyor, bende onu biliyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Soru şu. İsminizi niye böyle birkaç defa tekrar ediyorsunuz çok sıklıkla tekrar ediyorsunuz diye soruyor.”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim o benim yaşam tarzımdan ötürü mesela tahsilata giderim adamı sıkıştırırım ben Hacı Turan, ben. Şöyle yaparım böyle o benim şeyim yani yaşam tarzım.”
Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım soruyu şu şekilde değiştirebilir miyim?”
Gizli Tanık Poyraz: “Konuşma, konuşma alışkanlığım o benim.”
Sanık Sedat Peker: “Yine bahsetti ki. Bir kelimelik cevap efendim soruyu şu şekilde değiştirebilir miyim? Biraz evvel her insanın psikolojik sorunları olabileceğini önce kendimi örnek vererek anlattım ve sonra sordum acaba önemli bir insan olma, önemli bir kişilik olma, insanlar tarafından tanınma gibi bir egonun parçası olup gazeteci seyreden arkadaşlar tarafından duyulması için gayreti olabilir mi bu yönde?”
Mahkeme Başkanı: “Anladım.”
Gizli Tanık Poyraz: “Benim öyle hiçbir şeye ihtiyacım yok, benim öyle artık…”
Sanık Sedat Peker: “Ama bütün gazeteciler beni tanır dediniz, gazeteler sizi yazmamış yoksunuz.”
Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim bir dakika.”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben artık belirli bir yaşa gelmişim o tür şeylere ihtiyacım yok zaten o tür işlerde hevesim olsaydı ben Çakıcı’nın yazıhaneyi dümen tutup da orda 1 sene sonra, 1 buçuk sene sonra ordan da gizli gizli seninle irtibat kurmazdım o zamanlar derdim ki ben kendim yürüyorum derdim.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam efendim böyle şeylere ihtiyacım yok diyor. Başka sorunuzu alalım.”
Gizli Tanık Poyraz: “Benim mafya babalığında gözüm yok.”
Mahkeme Başkanı: “Var mı başka sorunuz?”
Sanık Sedat Peker: “Bitiriyorum bitiriyorum bir iki tane daha kısa sorum kaldı efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Buyurun, buyurun.”
Sanık Sedat Peker: “Başkanım gene sizin söylemiş olduğunuz bir şey kayıtlara yanlış geçti bir cümleyle onu düzeltmeme müsaade ederseniz. Durmuş Anuçin denen kişi bana 300 bin, 350 bin TL diye kayıtlarda geçti. Saygıdeğer Başkanım devletin resmi kayıtlarında vardır, 300 TL, 350 TL çay parası istemiştir. Bir de almadım değil yani bildiğimiz 350 TL efendim bin lira değil, o cezaevine bana mektup yazan herkese suç ayrımı yapılmadan din, dil, ırk ayrımı yapılmadan, PKK’lı bile yazıp yollasa ona dahi yollayacağım bir paradır. Yani bir insan oraya kadar düşmüşse orda düşmanlık, dostluk olmayacağını düşünüp çay parası için yolunan 300 TL’dir efendim, bir de 350 TL’dir.”
Mahkeme Başkanı: “Peki Durmuş Anuçin size bu mektubu gönderdiği zaman siz nerdeydiniz, cezaevinde miydiniz?”
Sanık Sedat Peker: “Cezaevindeydim efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Bu mektup geldi size böyle para istedi. Sizde çay parası gönderdiniz öyle mi?”
Sanık Sedat Peker: “Evet efendim. Saygıdeğer Başkanım Türkiye’nin çeşitli tüm cezaevlerinden her ay binlerce, yüzlerce mektup gelmektedir. Yani ben burada inanın samimiyetimle hiçbir suç ayrımı yapmam yani bir insan çay parası ve onu yapacak kettle parasına kadar düştüyse orda dostluk düşmanlığı önemsemem o parayı herkese yollarım efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam tamam anlaşıldı.”
Sanık Sedat Peker: “O kayda geçsin istedim.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam. Avukat Bey var mı sorunuz buyurun?”
Sanık Sedat Peker: “Yerime geçebilir miyim Saygıdeğer Başkanım?”
Mahkeme Başkanı: “Tabi tabi buyurun oturun.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu söz istedi verildi: “Efendim biz öncelikle burada Gizli Tanığın anlatmış olduğu beyanların ne kadar gerçek olup olmadığını araştırmanın dışında ne kadar güvenilir beyanlara sahip olduğunu veya ne kadar güvenilir beyanlar verdiğini test etmekle mükellefiz. Dolayısıyla…”
Mahkeme Başkanı: “Efendim çok uzun olmamak kaydıyla yani test.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam efendim.”
Mahkeme Başkanı: “Uygun olursa işin özü kaçıyor.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam. Şimdi efendim Sayın Gizli Tanık biraz önce Saral grubuyla, Sedat Şahin grubunun girdiği bir çatışmayı Sedat Peker’in organize etmiş olduğunu söylediniz doğru mu?”
Gizli Tanık Poyraz: “Sen Sedat Peker’in avukatı mısın, Boğaç Kaan’ın avukatı mısın?”
Mahkeme Başkanı: “Efendim sizin soru sorma hakkınız yok.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Bir giriş yaptım güvenilirliğin.”
Mahkeme Başkanı: “Soruya cevap verin. Boğaç Kaan.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Güvenilirliğinin testi, test ediyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Boğaç Kaan’ın avukatlığını yapıyor, siz soruya cevap verin.”
Gizli Tanık Poyraz: “Doğrudur, doğru efendim dedim evet.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Bu olayın tarihini hatırlıyor musunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Tarih bilmiyorum zaten o ilk günü tarihten bana öle şey… ben gittim açtım ‘1 kelime anlaşılmadı) tarih marih sorma bana. Efendim ben bu avukatın tarih…”
Mahkeme Başkanı: “Tamam.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi o zaman (1 kelime anlaşılmadı)
Mahkeme Başkanı: “Sorunun cevabını verdiniz. Tarih bilmiyorum dediniz.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam.”
Gizli Tanık Poyraz: “Tarih sorularına cevap vermem ben bu avukatın.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “O zaman ben Sayın gizli tanığa cevap vermek istiyorum efendim. Şimdi burada bir güvenilirlik test ediyoruz. Şimdi Sayın Gizli Tanık böyle bir iddiadan bahsetti ancak o tarihte Sayın Sedat Peker Kelebek Operasyonu kapsamında İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde maalesef sorgudaydı. Öncelikle bunu beyan etmek istiyorum. Aynı organize şube Sedat Peker’i sorguladığı dönemde böyle bir olayda eğer parmağı var ise bunu kendisine soru olarak yöneltmez miydi size soruyorum Sayın Gizli Tanık?”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Aynı organize şube diyorum.”
Gizli Tanık Poyraz: “Hı.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Sedat Peker’i sorguladığı esnada o günlerde olan bir galeride olan bir çatışmayı eğer böyle bir durumda olmuş olsaydı kendisine soru olarak yöneltmez miydi?”
Mahkeme Başkanı: “Orda ki emniyet görevlilerine sorulacak soru.”
Gizli Tanık Poyraz: “Onu…”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Peki efendim o zaman size şöyle söyleyeyim.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam başka soru sorun o zaman buyurun.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tanığa ben şunu söyleyeyim. Gayri meşru alemde devamlı duyumlar aldığını söylüyor da peki gayrimeşru alem bu konuyu bu şekilde konuşuyorsa Sedat Şahin ailesi ve Saral ailesi neden bunu bilmiyor ya da bilmiyor olabilir mi?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyor olabilir çünkü polis bile bilmiyor. Olaydan ben biraz öncede bahsettim olaydan o an 15 dakika sonra Vedat Peker Çağlayan’a geldi. Çünkü Hüseyin olay anında Zekeriya Kocaman’a mermi atılırken Hüseyin Saral’ın yanında Vedat Peker vardı Mecidiköy’de Polat bilmem rezidans mıdır iş hanı orda yazıhanesi var. Çağlayan’da Sedat Peker’inde çocukluk semti, Necmi Aslan, Vedat Peker’in kasası basa basa söylüyorum ben sana.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Peki Sayın Gizli Tanık.”
Gizli Tanık Poyraz: “Orda böyle bir dakika lafıma kesme. Vedat Peker ballandıra ballandıra anlattı. Şimdi dedi adama böyle yapılır dedi. Bende ordaydım bizde Kağıthane’de otoparkı çalıştırıyorduk, yukarı çıktık Çağlayan’a.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Peki 2. soruma geçiyorum. Siz müteveffa Zeki Yalçın’ın ölmeden kısa bir süre önce öz kardeşini yanından uzaklaştırdığını, kendisiyle hiçbir şekilde görüşmediğini, kendisine bir kuruş para yollamadığını sizin tabirinizle kendi öz kardeşine yol verdiğini biliyor musunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben ne bileyim Zeki Yalçın’ın kardeşine yol vermiş ona vermiş beni ne ilgilendirir kardeşim?”
Mahkeme Başkanı: “Tamam bilmiyorsunuz. Buyurun.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam ben sorularımı sorayım da efendim. Peki efendim Zeki Yalçın demin Sayın Sedat Peker beyanda bulundu orda bir eksilik var ben tamamlayım. Bunun doğrusunu öğrendim. Zeki Yalçın ölmeden önce eşinden boşanmış, dolayısıyla çocuğu da olmadığından tek mirasçısı öz kardeşi. Öz kardeşiyle de hiçbir şekilde görüşmediğini, kendisini yanından uzaklaştırdığı bir kuruş para vermediğini herkes çok iyi biliyor ve bunun tanıkları çok fazla. Bu bölümü aydınlatmak istiyorum. 2. sorum, siz hangi yıllarda Bayrampaşa Cezaevinde yattınız?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben tarih bilmiyorum tarihte sorma bana.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi bakın tarih.”
Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.
Mahkeme Başkanı: “Bir dakika buyurun efendim devam edin.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi tarih bilmiyorum diyorsunuz, ancak 34 BKT 43 plaka gibi vesaire değişik sayısal şeyleri tıkır tıkır söylüyorsunuz. Siz kendinizin cezaevinde yatmış olduğu Bayrampaşa Cezaevinde yatmış olduğunuz tarih 2000’den önce miydi?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bindiğim, bindiğim arabanın plakasın bilmeyecek miyim?”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “E yattığınız tarihi o zaman nasıl bilmiyorsunuz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Orda ceza yatıyorum, orda rahat rahat arabaya biniyorum, bindiğim arabanın plakasını bilmeyecek miyim?”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Peki o zaman sorumu şöyle söyleyeyim 2000’den önce mi yatıyorsunuz Bayrampaşa Cezaevinde?”
Gizli Tanık Poyraz: “Tarih bilmiyorum.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Efendim Bayrampaşa Cezaevinde bir soru sordunuz hani koğuşlar arasında geçişle ilgili. Şimdi zaten Bayrampaşa Cezaevinde 99 yılına kadar bazı sıkıntılar çekildiği Türkiye’de herkes tarafından biliniyordu. Bir hayata dönüş operasyonu oldu. Bundan sonra zaten bütün bu hususlar ortadan kalktı. Ben bundan özellikle Sayın gizli tanığın hangi tarihte yattığını sordum. 99’dan sonra hani bahsetti ya buzdolabı, çamaşır makinesi bunların hepsi denetime alındı bakanlık tarafınca gerekli bütün operasyonlar yapıldı.”
Gizli Tanık Poyraz: “Avukat Bey F Tipi çıkmadan önce biz cezaevlerinde at oynatıyorduk at.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam zaten benim için önemli olan 99.”
Gizli Tanık Poyraz: “Ha ama F tipi çıkmadan önce.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam neyse ben diğer soruya geçiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Avukat polemiğe girmeyelim doğrudan sorunuzu sorun.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Peki Sayın Gizli Tanık size göre bir insanı tanımak nasıl oluyor?”
Gizli Tanık Poyraz: “Nasıl bir insanı tanı…”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Bir insanı tanımak ne demektir?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir insanı tanırsın.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Nasıl tanırsınız yani siz bir kere gördüğünüz bir insanı tanıyor musunuz demektir?”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir insanı kim olduğunu tanırsın ondan sonra arkadaşlığın devam eder. Kim olduğunu iyi kanın ısınır o insan. Ben ne bileyim bir insanı nasıl tanırsın?”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Hayır hayır siz şimdi benim müvekkilim Boğaç Kaan Murathan’ın hayatınızda bir kere gördüğünüzü, kendisini tanıdığınızı söylediniz ya şimdi kendisini bilmek ayrı bir şeydir, tanımak ayrı bir şeydir. Bu farkı ne kadar ayırt edip edemediğinizi size sordum.”
Gizli Tanık Poyraz: “Avukat Bey çok güzel soru sordun. Ben Boğaç Kaan’ı o olay için Kağıthane’ye Peker’in abisi de otoparka gelir, öbür arkadaşları da gelir, biz kendi aramızda Çağlayan’da çıkarız, beyaz eşyaya konuşuruz. Orda Zeki Yalçın’ın kaleminin kırıldığını otoparkta kendi aramızda konuşuldu. Sen o günü beni…”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi efendim.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika lafımı kesme ben seni dinledim. Konuşulduktan sonra Peker’in Peker’in Kelebek Operasyonundaki tutuklu mahkemelerine biz 10 gün, 15, 20 gün kendi mesela karşıda şey var Peker’in yakın akrabası işte Zafer Salman, Varis Küçük aman.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Hayır şimdi”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika aman reis çıkacak Boğaç yakalanmasın, aman reis çıkacak Boğaç yakalanmasın bütün maksatta.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Anlamadığınız nokta şu.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika kardeşim. Bütün maksatta eğer Sedat Peker tahliye olmadan Boğaç yakalanırsa bu sefer Kelebek Operasyonu çeteden aldığı yani şey o olayda tahliye olursa cinayete azmettirme olayından tahliye olamazdı bütün korku buydu.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Efendim öyle bir şey söz konusu olamaz çünkü maalesef Boğaç Kaan Murathan hiçbir zaman o dosyada hiçbir zaman Zeki Yalçın dosyasında şüpheli olmadı.”
Mahkeme Başkanı: “Efendim düşüncesini söylüyor. Başka soru sorun.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam. Diğer soruya geçiyorum. Boğaç Kaan’ı hayatınızda bir kere gördüğünüzü söylediniz ama Boğaç Kaan’ı sevdiğinizi söylüyorsunuz, hayatınızda bir kere gördüğünüz bir insanı nasıl seviyorsunuz? Yani bu nasıl oluyor?”
Mahkeme Başkanı: “Bu sevginiz nereden kaynaklanıyor?”
Gizli Tanık Poyraz: “Teşkilatta, teşkilatta herkes birbirini sever bir seferde bir seferde görsem çünkü aynı teşkilatın insanı. Ben biraz önce anlattım efendim. Dedim ki on binler var. Eğer bu Ergenekon olayı çıkmasaydı bana da telefon gelse yani benim gibi on binler, on beş binler silahı kap gel, Veli Küçük alınıyor, Sedat Peker alınıyor, ben açıkça konuşuyorum televizyonda Sedat Peker adliyenin önünde koluna polisler çökünce biz hepimiz isyan ettik. Biz öyle birbirimizi seviyorduk, öyle birbirimize bağlıydık, teşkilat olarak. Sonra bu Ergenekon olayı çıkınca ben İzmir’de düşündüm taşındım bazı kişilerden ötürü vay be dedim çıktım geldim, bu tanıklığa karar verdim.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Diğer soruma geçebilir miyim efendim?”
Mahkeme Başkanı: “Buyurun başka soru sorun.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Dün Tolga Atalay Peker için otel odasının kapısının arkasından kilitlendiğini söylediniz doğru mu?”
Gizli Tanık Poyraz: “Tolga bana dedi.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi bakın dün efendim, yapılan bazı araştırmalarda Türk turizm tarihinde hiçbir otel kapısının arkadan kilitlenemeyeceği anlaşılmıştır. Bununla ilgili istediğiniz kurum ve kuruluşa yazı yazabilirsiniz zaten sizde iyi biliyorsunuzdur bir otelin kapısı arkadan kilitlenmez, içerden açılır. Arkadan kilitleseniz dahi öyle bir sistem yoktur içeriden açılır.”
Gizli Tanık Poyraz: “O oteli de ayarlayan Selçuk Şeker.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Neyse olmayan bir sistemden bahsettiniz.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bende ayarlayanı söylüyorum sana Selçuk Şeker’i söylüyorum.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi Ramazan Aylarında sorum size Ramazan Aylarında geçmişte bugün fark etmez. Çeliktepe’de, Gültepe’de, Maslak Saniyede tombala oynadığınız doğru mu devamlı, tombala?”
Gizli Tanık Poyraz: “Benim mi tombala oynadığım?”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Evet.”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben tombala, tombala oyununu bilmem bile.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Peki Karabey Yıldız kimdir?”
Gizli Tanık Poyraz: “Kim?”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Karabey Yıldız.”
Gizli Tanık Poyraz: “Karabey Yıldız ben iyi tanırım, Karabey Yıldız tombala yapar, pavyonları var. Ben çok güzel pavyonlara giderim eğlenmeye. Bunu Sedat Peker’de bilir, kendimde söylüyorum zaten.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Çok alkol içer miydiniz?”
Gizli Tanık Poyraz: “İçerdim.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tahmin edeyim şarap mı çok içersiniz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Efendim.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şarap mı çok içersiniz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Şarap içmem ben.”
Mahkeme Başkanı: “Avukat Bey.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “İçmezsiniz.”
Mahkeme Başkanı: “Konu, konu (1 kelime anlaşılmadı)
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam efendim yok.”
Gizli Tanık Poyraz: “(1, 2 kelime anlaşılmadı)
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Kademe kademe geleceğim için efendim geleceğim noktayı. Şimdi bunları sormam gerekiyor.”
Mahkeme Başkanı: “Başka gizli tanık var (2, 3 kelime anlaşılmadı)
Gizli Tanık Poyraz: “O senin tombala dediğin oyunu sana sanayi bölgesinde Karabey oynatır.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi.”
Gizli Tanık Poyraz: “Karabey oynatır.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şöyle ki size gayrimeşru alemde kara kutu denildiğini beyan ettiniz doğru mu?”
Gizli Tanık Poyraz: “Doğru siyah kaplı fihristim var, kendim telefon görüşmelerimde de bu olur. Zaten bu aşamaya kendimi, devlet korumadığı halde bunu tehdit edip yaprak koparırım o ara kaçtım, böyle kaçtım geldim buraya şükürler olsun oturdum.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi efendim dün buradaki sorgulardan sonra yani Salı günü gazetelerde çıkan birçok haber üzerine birçok insan bizi arayarak ya da bize ulaşarak gizli tanıkla ilgili kendisinin çok fazla şarap içtiğini, tombala oynadığını ve Karabey Yıldız dediği kişinin zaten tombalacı olduğunu ben çok iyi biliyorum çünkü onla birlikte bu işi yapıyor ve tanığın güvenirliğini, karakterini de burada şey yapıyoruz ve kendisinin şarapçı olarak tanındığını beyan ettikleri için bu soruyu özellikle sordum.”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben şarap içende insan ama ben şarap yani.”
Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”
Gizli Tanık Poyraz: “Şarap (1 kelime anlaşılmadı)
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Kokain içer misiniz?”
Mahkeme Başkanı: “Avukat Bey bir şey söylüyor, cevabını veriyor. Buyurun Tanık Gizli Tanık.”
Gizli Tanık Poyraz: “Şarap içmem ama şarap içine de şey yapmam ama pavyon alemine takılırım. Karabey Yıldız sanayide kumarhane çalıştırır.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam.”
Gizli Tanık Poyraz: “Yeğenlerinin pavyonu var artı Ramazan Aylarında orda tombala yapar.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam.”
Gizli Tanık Poyraz: “Ben tombala oyunu oynamam.”
Mahkeme Başkanı: “Gizli Tanık tamam.”
Gizli Tanık Poyraz: “Zar oyunu oynarım, yanık oyunu oynarım.”
Mahkeme Başkanı: “Tamam.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Peki kokain içer misiniz?”
Gizli Tanık Poyraz: “Ya bana böyle soru sorma kardeşim kokain mokain ne diyorsun sen ya.”
Mahkeme Başkanı: “Avukat Bey lütfen fazla uzatmayalım.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi efendim ben bir duyum üzerine.”
Mahkeme Başkanı: “Yani doğrudan ifadesiyle ilgili doğrudan sorular sorun.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam.”
Gizli Tanık Poyraz: “Sen benim verdiğim ifadeye göre bana soru sor kokain şarabı, sensin şarapçı, sen kokainci.”
Mahkeme Başkanı: “Bir dakika. Lütfen lütfen doğru söyleyip söylemediği konusunda çok soru sorunca işin özü kaçıyor.”
Gizli Tanık Poyraz: “Şuna bak kokain, şarap içer misin, şarapçı. Senin baban şarapçıdır.”
Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim cevabını verdiniz, içmiyorum dediniz. Avukat Bey.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Tamam efendim ben.”
Mahkeme Başkanı: “Devam ediyor mu lütfen son sorularınızı alalım.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Şimdi devam edeceğim yalnız şimdi gizli tanık sorulara dayanmıyor. Şöyle bir şey var, benim elimde çok değişik bazı şeyler var. Şimdi ben onları burada söylersem o zaman burada çok farklı şeyler olacak.”
Mahkeme Başkanı: “Efendim doğrudan beyanıyla ilgili sorular sorun, şahsıyla ilgili.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bana avukat gibi.”
Mahkeme Başkanı: “Yani çok uzun sorunca bu seferde (1 kelime anlaşılmadı) kendisini, kendisini yargılamıyoruz burada, tanığın kendisini yargılamıyoruz.”
Gizli Tanık Poyraz: “Olayla benim benim savcıya verdiğim.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Ama bakın efendim, bana bakın efendim dün ben size açık o zaman söyleyeyim, şimdi ama ben bunları dile getirdiğim zaman burada birtakım gerginlikler çıkıyor. Şimdi ben bunu dile getirmek zorundayım. Niye zorundayım efendim? Çünkü bakın burada bir tanık var.”
Mahkeme Başkanı: “Efendim soruyorsunuz zaten uzun uzadıya soruyorsunuz yani onu da sorun. Sorun ne soracaksanız sorun.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu: “Efendim burada tanık var şuanda içeride, dilerseniz dinleyebilirsiniz.”
Gizli Tanık Poyraz: “Bana savcıya vermiş olduğum ifadelerimden ötürü soru sor. Burada anlattıklarım sorulardan ötürü genişleme. Benim özel yaşamımla bana sen soru soramazsın, şarapçı şarapçı diye.”
Sanık Boğaç Kaan Murathan müdafii Av. Burak Bekiroğlu:
Dostları ilə paylaş: |