2-SANIK AZİZ YILDIRIM SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;01-53, 274-294 ve Kls 95 Dizi;259-277 ve Kls 96 Dizi;156-162) Bir spor kulübünü, şikeye teşebbüs, teşvik primi gibi faaliyetleri icra eden yöneticilerin içinde bulunduğu bir kuruluş olarak Türk kamuoyuna göstermek son derece ağır ve haksız bir ithamdır. Ben 22 yıldan bu yana Fenerbahçe kulübü'nün üyesi ve 14 yıldan beri başkanı olarak hiçbir zaman ve hiçbir şekilde bu rencide edici, alçaltıcı eylemde bulunmadım. Benim ya da birtakım kişilerin telefonlarda söylemiş oldukları birtakım sözlerden hemen teşvik ya da şikenin delili olarak addedilmesi son derece yanlış ve gayri ahlaki bir bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'nin siz sayın yargıçlarının yapacağınız adil yargılama sonucunda söz konusu suçları işlemediğimi tespit edeceğini inancım tamdır. Bununla birlikte şayet yüksek makamınız ileri süreceğim savunma dışında ve hukuk çerçevesinde yapacağım savunmayı dikkate almadan aleyhime karar verirseniz, bunu şahsen Aziz Yıldırım olarak kabul etmeye hazır olduğumu beyan ederim.
Eskişehirspor'dan transfer edilen Sezer Öztürk ile ilgili de Eskişehir Kulübü Başkanının yine transferin kurallara uygun olarak yapıldığını beyan etmesine rağmen bu transfer de şike transferi olarak nitelendirilmiştir. Bu transferlerde görüşmeleri yürüten Asbaşkan Şekip Mosturoğlu bugün halen Metris Cezaevinde tutulmaktadır. Oysa Sezer Öztürk, Fenerbahçe futbol takımında top oynamaktadır.
Dinlenmeye başladığımız bu tarihten yani 17/02/2011 günü beni dinlemeye alıyorlar. Dinlenmeye başladığımız bu tarihten itibaren şike ve teşvik primi iddiası ile yargılandığımız 13 maça ilişkin toplamda 1028 adet tape yer almaktadır. İddianamede, bu tape kayıtlarının ise 103'ü yani %10 'u şahsıma aittir ve bu tape kayıtlarının hiçbirinde şike veya teşvik primi vermeye yönelik hiç bir saik yer almamaktadır...
4 tane tape var. Tek tek okumayalım geçelim, özeti şu, buradaki, Serdar Adalı ile Adnan Polat, Mahmut Özgener beye bir beyanat vermişler tenkit etmişler onu ve Mahmut Özgener de bana telefonda diyor ki bunlar işte bana söyle söylediler. Ben de bir şey olmaz diyorum tape bu, bir şey olmaz diyorum yani bunu geçelim. En sonunda ben de diyorum ki bizde Bolu dağında Topuk yaylasında 90 odalı tesis yapıyoruz. Bu sayın başbakanın da tavsiye ettiği yapın diye. Oyuncularımızın sporcularımızın yurt dışında gidip orada çalışma yapmasını önlemek artık önümüzdeki yıllarda hepsinin gidip orada kalacakları bir tesis yapmak için Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nden 7 trilyon para istedik. Yalnız ödemeyi nasıl yapacaklarını çözemiyorlardı. Yani futbol Federasyonuna mı verelim bu parayı, onların üzerinden mi size ödesinler veya valiliğe gönderelim valilik üzerinden mi ödensin bunun tartışmaları yapılıyor. Bende dedim ki Ankara'dan bir şey al randevu al gidelim konuşalım diye sayın başkana söylüyorum burada Birinci tape bu. İkinci tape yine Mahmut Beyle konuşuyoruz, ben o gün Beşiktaş ta şeyde Sultanahmet'te bir mahkemeye gidiyorum. Şahit olduğum bir konuda ifade vermeye, onu veriyorum. Bu arada da Mahmut bey bana telefon ediyor randevuyu aldım diyor fakat ben İzmir'e gidiyorum. 15 gün yokum bende diyorum bu akşam yemek yiyelim beraber buluşalım, hayır diyor ben İzmir'e gideceğim filan oradayken Manisaspor Başkanı da İstanbul'a geldi ayın 9'unda 09/02/2011 de geldi. Bu arkadaş daha ileride anlatacağım şey maçında ama burada yine bu tape ileride kullanacağımız bir tape, kendisi iş adamı. Her iş adamının sıkıntıları olur. Bizlerde yani sıkıntılı olduğumuz günlerde bizden daha güçlü olan maddi kaynakları olan arkadaşlarımızdan yardım istemişizdir isteriz de. O da benden istemişti. Hatta kendi kaynaklarını kullanmak için hem Garanti Bankası Genel Müdürlüğü'nde hem de Akbank Genel Müdürlüğü'ne beraber gittik ve ben onun namına rica ettim. Bu kredileri biraz uzatabilir misiniz veya bir bankaya toplamak falan beceremedik, yapamadık.
Kenan Yaralı 9 unda çok zor durumda olduğunu plastik işi yapıyor, plastikle ilgili de gümrüğe malı geldiğini ve malı çekemediğini ve kendisine 500 bin dolar lazım olduğunu beyan etmiş, o gün ben bunu savcılıkta 400 bin hatırlıyordum ve 400 bin söyledim. Bende kulübe para vermiştim FB SK'ya 1,5 milyon dolar kadar paramdan istedim muhasebeci Taner Bey de bana parayı verdi 500 ü geldi 9 unda verdik parayı kendisine bakın akşamüstüydü, götürmeyeyim dedi, kendisine bu miktarın havale edilmesini isteyince biz de tamam dedik.
Kayserispor ile maçımızda hakem olarak Fırat Aydınus'du. Kendisine diyorum ki aman ben korkuyorum bu maça diyorum hakem bir uyarsanız aman yanlış bir şey yapmasın diyorum. O da diyor ki korkma, iyi idare eder diyor. Diyorum ki olmazsa Oğuz Sarvan da Merkez Hakem Komitesi Başkanı da gelsin beraber gitsin yani bir yanlışlık olmasın yok diyor ve kapatıyoruz konu bu ben bu iki tane tape benim şu iki tapemden dolayı dinlemeye alınıyorum ve ben örgüt üyesi şeyiyle örgüt üyesi iddiasıyla dinlemeye alınıyorum
Bülent Uygun tüm sporseverlerin tanıdığı bir kişidir. Kendisini Fenerbahçe'de futbol oynadığı yıllardan tanırım. Sivasspor ve Eskişehirspor'daki teknik direktörlüğü sırasında da kendisini takip etmişimdir. Ancak kendisiyle Eskişehir'e gittiğimiz 09/04/2011 tarihinde Eskişehirspor Kulübü Tesislerindeki görüşmenin dışında görüşmem olmamıştır. Tüm kamuoyunun tanıdığı Bülent Uygun'un benimle ilişkisi de bu kadardır. Ali Kıratlı'da Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyesidir. 1997 yılında kulübe üye olmuştur. Benim başkanlığımdan önce kendisi kulüp üyesidir. Ben de kendisini Fenerbahçe Kulüp üyesi olmasından dolayı tanıdım. Kendisiyle maçlarda karşılaştığımda, gerektiğinde görüşürüz... diğer bir konuda Ali Kıratlı yine ileride göreceğimiz bir tapede konuşmasında benim evime geleceğini belirten ifadeler kullanmasıdır. Ali Kıratlı hiç bir zaman benim evime gelmemiştir. Bu konuşmaları o andaki durumuna göre yaptığını düşünüyorum. Yusuf Turanlı'yı hiç tanımam. Metris'te 2 veya 3 defa spor saatinde, spor salonunda görmüşümdür. İlgim ve alakam yoktur. Kendisiyle ilgili hiç bir tape konuşmamda iddianamede yer almamaktadır. Kendisiyle görüşenlerin benim ismimi kullandıklarını Maalesef tapelerde gördüm. Abdullah Başak'ta maçlarda gördüğüm İlhan Ekşioğlu'nun totemidir. Hoş sohbet olduğu için herkes ile diyalog kurabilir.
06/04/2011 tarihli saat: 17:00'de Aziz Yıldırım'ın İlhan Yüksel Ekşioğlu'nu aradığı görüşme: Efendim ben hastaneye yattım, orada M-R a girdim, M-R a ilaç almadan giremiyorum, bayılmadan giremiyorum, beyin tümörü çektirdim bir de vücudumda böbrekten bir çekim yaptılar. Ben o sırada İlhan Bey beni arıyorlar, ben hastanedeyim. Uyandıktan sonra İlhan bey'in aradığını söylediler. E bende eve girerken bu konuşmayı yapıyoruz. Eve giriyorum ben, hastaneden çıkmış gidiyorum. İlhan bey alo diyor, ben de ne var ne yok diyor, iyi başkanım geçmiş olsun nasıl geçti diyor, bende iyi iyi gidiyorum eve İlhan yatmaya gidiyorum. O da bana ha gidin başkanım çok yormuşlar sizi ya diyor, bende diyorum anestezi yaptılar, uyuttular tamam mı sersem tavuk gibiyim yani diyorum. O bir şey demiyor. Ben orda gideyim, şey yapmayım, sen naptın iyi misin diyorum. İyi misin diyorum. O da diyor ki iyi iyi başkanım. Ondan sonra ben diyorum O gayet iyi diyor. Ben dinliyorum o söylüyor, öbür taraftan işte Murat Bey'le Ali Bey de geldi. Devam ediyor bu şekilde Eskişehir'e gidelim diyorum, işte gelmek istemiyor. Diyor ki bana uğurlu gelmiyor. Şimdi biz iyi lafı hep yani şikeye mi gidiyor. Yani hastayız, hastalığımızda iyi diyoruz veya gayet iyi diyoruz hepsi şike yani.
Ali Kıratlı'ya Rüzgar, Şekerli dendiği ve bunun şifreli ismi olduğu düşünülüyor. Ali Kıratlı'yı çevresi bu iki kelime ile tanır. Bu kendisine verilen lakaptır. İlhan Ekşioğlu inşaat işleri yapan müteahhitlik firması olan bir kişidir. Aynı zamanda Fenerbahçe Spor Kulübünde de inşaat yapımı ve onarımı işlerini de yapmaktadır. İnşaat, taşocağı, inşaat işçisi, proje gibi kelimelerin kullanılması da gayet normaldir.
Ruken Başak adına alınan araç üzerindeki el koyma kararı mahkemece kaldırılmıştır. 31/10/2011 tarihinde satılamaz / devredilemez şerhi konulmuştur. Bu olayın en komik tarafı da 04/06/2011 günü yapılan fiziki takipte arabanın içinde Abdullah Başak'ın resminin çekilmesidir. Ali Kıratlı'nın Kıbrıs'a tatile gönderildiği iddiası diğer bir konu da Ali Kıratlı'nın Kıbrıs'a tatile gönderildiğinin söylenmesidir. Ali Kıratlı Kıbrıs'ta özel işleri olan bir kişidir. Kıbrıs'a çeşitli zamanlarda gidip gelmiştir. Ali Kıratlı'nın 01/01/2011 tarihinden 13/01/2012 tarihine kadar Kıbrıs seyahatlere ile ilgili Doküman ekte gelmektedir. Bu da gösteriyor ki Ali Kıratlı kendi işleri ile ilgili sürekli Kıbrıs'a gidip gelmektedir. Bizlerle ilgili tatile gitmemiştir.
2003 yılı idi galiba, Olgun Bey ile beraber, Gökdeniz'i transfer edecektik. O zaman menajerlik sistemi abilik şeklinde devam ediyordu. Menajerliğini Olgun Bey yapıyordu. Gökdeniz ile ikisi geldiler benim şirketimde bir anlaşma yaptık. Öbür sene gelecekti. Fakat bundan sonra baskılar yapıldı. Kulübe gitti anlaştı. Gelmedi yani. 1 milyon da tazminat koymuştuk. Biz almazsak vazgeçsek biz ödeyecektik, onlar gelmezse onlar bize ödeyecekti. Maalesef gelmedi, gitmiş oldu ama para alıp vermesi olmadı aramızda. Zaten direk çocukla muhataptık, Olgun Bey orda kefildi zaten. Gökdeniz'in kefiliydi. Sonradan Trabzon'un ve ailesinin baskılarıyla Gökdeniz orada kaldı.
Hikmet Karaman ile Cemil Turhan, Serkan Acar, 1444'deki görüşmede, gidiyorlar şeye, gönderdik yani, şeyi duyduk. Teşvik yapıyorlar. Hatta orda şike vardı. Yani onlar şike yapıyor diye. Oyuncular Trabzon'lu oyuncular vardı. Onlarla Karaman ile konuştular, böyle böyle duyumlar aldık nedir diye bu 21'inde de bu maç benim Kenan Yaralı'ya vermiş olduğum para 10 ayın oyunda, yani 11 gün önce ben o parayı verdim. Onun bununla ilgisi yoktur. Ondan sonra onlar da Kenan ile konuştular. Ve Kenan'da Hikmet Bey ile konuştular. Hikmet Bey de, onlara orda Bir şey olamayacağını beyan etti. Burda ben Kenan Yaralı'ya 500.000 dolar nakit vermiştim ve verdiğim tarih 10/02/2011 tarihinde şirketine göndermiştim. Burda zaten demin şimdi yalnız ben sonra Kenan Yaralı'ya 15 Mart 2011 tarihinde hadiseden bir ay sonra, 2 trilyon lira, benim şeyim vardı, bankadan 2 trilyon lira benim kredimden, Bank Asya'dan galiba. Bank Asya'dan 2 trilyon lira para kullandırdım...”dediği ve hakkındaki tüm suçlamaları reddettiği anlaşılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |