12-SANIK ALİ KIRATLI SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;399-416 ve Kls 95 Dizi;249-251, Kls 96 Dizi;171-178) Toplamda 3 adet tapem var Olgun Başkan ile. 22:46, 22:54, 22:93. Biri transfer hakkında, Sercan'ı soruyor ne oldu ile ilgili. Günlük hayatın akışına uygun gerçekleşip, burdan nasıl bir ilişki kurulmuş. Peşinde de, iki tane telefonu var. Biri Galatasaray'ın amigosunun telefonunu soruyor. Birde İlhan Ekşioğlu'nun telefonunu soruyor. 3 tane tapem var. Peşinden ona bir tane attığım mesaj var. Fatih Tekke'nin transfer işini hallettin mi. Sadece onu sormuşum. Benim Fenerbahçe ile olan tanışmam, rahmetli babamdan bana miras kalmıştır. 75 yılında, okulun kursundan kaçarak gitmeye başladım. İddianamede benimle ilgili geçen İlhan Ekşioğlu ile aramda geçen tapelerim büyük çoğunlukta. İlhan beyde kendi açıkladığı gibi, zaten benim, sosyal hayatı beraber yaşadığım bir arkadaşım. Benim bütün tapelerimde benden para olduğu gözüküyor. Ben inkar etmedim. Ben parayı alıyorum, gidiyorum.
Ve bu çalışmalar neticesinde İlhan bey ile bir ortaklık proje üretmeye karar verdik. Kendisinden ana sponsorluk adı altında sponsor olmasını talep ettim. O da herhalde, biraz nazlandı ama kabul etti. Yine iddianamede, benim telefon tapelerimin geçtiği kişilerden, birisi de Bülent Uygun'dur. Bülent Uygun'u Fenerbahçe'ye gelip, oyunculuk döneminde, 96 da şampiyonluğundan beri, ailece görüştüğüm, sosyal hayatı paylaştığım bir kardeşim, arkadaşımdır. Ve hocalığına çok inandığım bir teknik direktördür. Ben Eskişehir'e, bir maç, bir görev veya addedilen, şike ve teşvik anlaşması için gitmiş bir sporsever değilim. Şike iddialarını reddediyorum. Ve giderken, her seferinde yanımda, LigTV nin yorumunu yapan, şu anda da Eskişehir'de görev yapan, Zafer Tüzün isimli, eski Fenerbahçe'li futbolcu var. Ben Ümit ile de, Bülent ile de 5 ay yan yana yattım, ikisinden de onur ve gurur duydum. İkisi de benim ve kendilerinin nasıl bir oyun veya suçlama içinde kaldıklarını biliyorlar. Mantıken insanlar bir arada kalmaz.
Suçlandığım maçlardan birincisi, Bursaspor İ.B.B maçı ile ilgili 15 tane tapem gözükmektedir. Ben bu konuşmaların geçtiği gün, Antep'te bir düğündeydim. Otelde Yusuf'la karşılaştım. Yusuf'un spor camiasında çevresinin geniş olduğunu biliyorum, aynen şu konuşma geçti. O da otelde kalıyordu, ben de otelin lobisinde konuştum. Dedim, ben böyle böyle, 31 Temmuzda ben bir gece yapacağım Yusuf, senin çevren geniş, hakikatten Türkiye'deki, bilinmeyen ama çevresi en geniş, çok takdir edilen, herkesin sevdiği saydığı spor camiasında, iyi bir kardeşimizdir. Dedim bana destek olabilir misin. Hayırdır abi dedi, dedim böyle böyle fazla meşgul etmeyeyim. Olur mu abi dedi ne demek dedi. Bunun neticesinde gelişen olaylardır. Ben ona dedim sana eğer bu olaylar gelişirse, ve başarılı olursak, bir kol saati hediye edeceğim. Saat alışverişi, buna benzer jestler, her zaman oluyor. Biz aramızda bile şu anda iddiaya giriyoruz, sen çıkacan ben çıkacam, çıkarsan saatini alırım, çıkamazsan alırım diye. Bunun neticende gelişen olaydır.
Trabzon maçı ile ilgili suçlanıyorum. Burada da tape sayım 5 tir. Bu konuşmaların içinde, hiçbirinde, şike ve teşvik amaçlı bir görüşme yapılmadığı ortadadır. Onları da şöyle izah edeyim, Sercan ile ben, 2000-2004 yılları arasında, Fenerbahçe'nin altyapısında görev yaptığım zaman, Bursa'nın altyapısında, tanıdığım bildiğim, ta o zaman almak istediğim, iyi bir oyuncu idi. Yani ben Türkiye'de bana, bugün, bazı arkadaşlarımızla ilgili de, takımlarla ilgili problem oluyor. Bana şu anda 18 takımın ilk 11'ini sorun, ben 1 veya, şurda cezaevinde olduğum için bilemem, 2 yanılgı ile hepsini size veririm. Yani benim hastalığım bu. Ben, herkesin bir hastalığı var.
Fenerbahçe-Sivas maçıyla ilgili geçen tape sayım 30 dur. Bunların hiçbirinde Sivas ile ilgili ne oyuncu, ne teknik kadro, ne idari kadro, ne aktif adamlan bir birşeyle yapılmamıştır. Onda olmamış bunda olmamış. Sadece maçın öneminin yüksek seviyede olmasından dolayı, bilet talebinde bulunan iki konuşma, biri Faruk Taşseten ile yapılmış, onun ifadeleri de var. Ben onun tam dökümanını da çıkartmışım, ben hava durumunu da soruyorum, yağmurluk alalım mı, şemsiye alalım mı, ama onlar geçmemiş. Yani hiç bir şey demek istemiyorum. Peşinden de Mecnun başkan ile yaptığım bir görüşme var. Onla da aynı şekilde. Burada da bazı ilginçlikler var. Zaten ordaki tapelerin hepsinin karşılığı çıkıyor burada. Benim burada, ayın 27'sinde İlhan Beyden, ofisinden aldığım 300.000 Dolar gözükmekte ve bu takibin neticesinde, ben hemen parayı alıp havalimanına zor yetiştiğim gözükmekte zaten. Parayı bırakıyorum, eşim bankaya yatırıyor. O dekontlarımız da var bizim. Artık işlerimizin yani biz finaline geldik yani her şey bitti. İlhan Bey kendi vaatlerini yerine getirdi. Ben kendi öngörüşmelerimi yaptım. Burda aldığımız parayı, şurdan okuyayım kısaca, mevzu dağılmasın. Fatih Akbaba'nın üzerinden yapıldı, anlaşmaya kim ya da kimlerle yapıldığına dair hiçbir kanıt ortaya konulamamaktadır. Bu arada ilginç olan bir konu da, Fatih Akbaba'nın beyan ettiği üzere Sivas'a gitmeyeli 2 yıldan fazla olmuş. Bunun teyidinin de bütün ulaşım noktalarından alındığını biliyoruz. Benim de aynı durumda olduğum aşikar. Kimle veya kimlerle anlaşma yaptığımız şekilde hiçbir şekilde somut veya ibare yok. Hep bazı, belli, bazı. Hatta Sivasspor'da belli olmayan sporcular, Sivasspor ile alakası olan bazı kişiler. Bunların da Türkçede de ne anlama geldiğini öğrenemedim şeklinde beyanda bulunmuştur ve atılı suçlamaları reddetmiştir.
Dostları ilə paylaş: |