70- SANIK SAMİ DİNÇ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;329-340 ve Kls 95 Dizi;173-188 ve Kls 96 Dizi;166-171) Benim bu dosyadaki en büyük talihsizliğim, avukatlığını yaptığım kulüplerin farklı sebeplerle bu dosya kapsamında yer almasıdır. Bu kulüpler yalnızca, Giresun ve Fenerbahçe, iddianamede olan ama, birçok kulüp daha var temsil ettiğim. Çünkü gerçekten çok büyük talihsizlik benim yaşadığım. Olgun Peker liderliğindeki, haksız çıkar sağlama amaçlı suç örgütü kapsamında, 44 adet tapeme yer verilmiş. Bunlardan 27 tanesi, hiçbir suçlamaya konu edilmemiş, ve iddianameye serpiştirilmiştir. 44 adet tapeyi yaptığım kişiler, meslektaşım, aynı zamanda hem dostum, hem de avukatlığını da yaptığım kişi olarak Talat Emre Koçak, aynı zamanda Mehmet Şekip Mosturoğlu, müvekkilim olan Giresunspor'un eski ve yeni başkanları, Olgun Peker ve Ömer Ülkü, müvekkilim olan Refleks Menajerlik Ltd. Şti'nin ortağı ve çalışanı, Özüm Süntaş ve Neşe Ciddi, müvekkilim olan yine Mahmut Güneş ile olan konuşmalardır. Bunların arasında bir tane bile mesleğim dışında olan bir konu bulunmamaktadır. Yine burdan bir tespitle, yani görüşmüş olmam sebebiyle, bir anda iddianamede Olgun Peker'i de, eylemle fikir birliği içinde hareket ediyor şeklinde, resmi evrakta sahtecilik suçuna iştirak ettim suçlamasıyla karşı karşıya kalıyorum. Bir örgütün unsurları arasında, eylem ve fikir birliği içerisinde hareket etmek varsa, ben birçok kişiyle bu iddianamede eylem ve fikir birliği içinde hareket etmek suçlamasıyla karşı karşıyayım, çünkü aynı zamanda o suç örgütünün de üyesi olarak yazılıyorum. Ben nasıl bir avukatsam, hem sadece hukuki konularda konuşuyorum, hem de herkesle eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ediyorum. Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden hakkımda tapeden başka hiçbir delil yoktur. Her evim, yahut ofisim, yapılabilecek her türlü tedbir, arama, telefon dinleme yapılmıştır bu uzun bir süre içinde, ve başka da hiçbir delil bulunmamaktadır. Resmi belgede sahteciliğe iştirak bakımından, bir anda iddianamede ortaya çıkan Olgun Peker ile eylem ve fikir birliği içinde hareket ediyor saptaması, sebebiyle iştiraken sorumluğum ortaya çıkartılmıştır. Ancak ne ben bu belgeden haberdarım, ne herhangi bir şekilde Olgun Peker'in sınava başvuru sürecinde yer aldım, hiçbir işleme katılmadım, herhangi bir işlemi vekaleten yürütmüş değilim ve böyle bir suçlama ile ne sebeple karşılaştığımı hala anlayabilmiş değilim. O da fiil yasası olduğu ve hareketten yola çıkmanız gerektiği. Ancak ben burda hareketi yine göremiyorum. Olmayan bir hareket demiyorum, iddia da edilmiyor şu hareketi yaptın diye, ve ben ne yazık ki, bu suçlama ile karşı karşıyayım. Temelsiz ve hiçbir hareketimin dahi yazılmadığı bir suç olduğunu söylemek istiyorum. Bu sebeple aslında bu iddianame bu suç bakımından kabul edilmemeliydi, çünkü CMK 170 deki unsurları da taşımıyor. İddianamenin yazılmasını takiben, gizlilik kararı da kalktıktan sonra, bu resmi evrak nedir diye, avukatım getirdiğinde belgeleri gördüm. Benim görebildiğim anlayabildiğim kadarıyla, ortada bir resmi evrak da yok, çünkü benim gördüğüm evrak, Bulgaristan'da bir yeminli tercümanca üzerine imza atılmış bir evrak. Ve üstünde İngilizce olarak da, Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı bu belgenin çevirisinin sorumluluğunu almaz yazıyor. Bu nasıl bir, yani ülkemizde en azından nasıl bir resmi evrak anlayamıyorum.
Suç örgütüne ilişkin olarak, tamamen mesleğim icabı konuşmalardır. Burada bir şekilde beni TCK 227 anlamında suç örgütüne üyelik ve yardım etmek suçuna da sokmuş. Ancak tapelere bakıyorum, kendim zaten biliyorum, benim bütün görüşmelerimde, Olgun Peker bana Sami Bey diye hitap ediyor. Bende ona futbol teamülleri gereği başkanım diye hitap ediyorum. Keza o da spor kulübü başkanı, geçmişte yapılan başkanlıklardan sonra, futbol teamülleri gereği başkanım diye hitap edilir, ona da başkanım diye hitap ediyorum. Kendisi de bana Sami bey diye hitap ediyor. Bizim herhangi bir şekilde ben 31-32 yaşında bir avukat olarak, bir suç örgütü, hele de silahlı suç örgütü lideri suçlaması yapılıyor kendisine. Benim kendisine, veya onun bana, hem benden yaş olarak da büyük olmasına rağmen, Sami bey demesi,sizce normal mi? bu konuşmalar da aradaki ilişkinin kesinlikle başka bir şekilde olmadığını gösteriyor. Herhangi bir emir talimat vesaire bir konu da söz konusu değil. Bu 27 adet hiçbir suçlamayla alakası olmayan tapeler, bir bölümü örgütün hiyerarşik yapısını gösterir, iletişim tespit tutanakları bölümünde yer alıyor, 4 adet. Bunları da hiçbir şekilde anlayamadım. Çünkü bir hiyerarşik ilişkiyi gösterir bir ibare emare yok içinde. Transfer tahtasının açılması sürecinde yapılan örgütsel faaliyetler adı altında 6 tapeden bahsediliyor ancak, transfer tahtası dediğimiz şey zaten, daha kapsamlı açıklamaya çalışacağım ama, transfer yasağının kaldırılması eylemi diyebilirsiniz. Transfer tahtası diye bir şey yok. Ne hukuk literatüründe var, ne herhangi bir yerde. TFF nezdindeki, kulüplerin borçlarının muvafakatları alınarak veya borçlar kapatılarak açılmasıdır. Burda yaptığım eylemler denilen şeyler benim mesleki faaliyetlerim. Ben avukatım ve bu işi yapıyorum. Teknik direktör Bahri Kaya'nın takımdan ayrılması için tehdit edilmesi başlığı altında 4 adet tapeye yer verilmiş. Bu tapelerde işten çıkarmayı düşündükleri bir kişinin ben sözleşmesini istiyorum. Ve bu konuyor oraya tape olarak.
Transfer görüşmeleri sürekli olarak yapılmaktadır. Sezer'e 6 kere, bir tane tapeye dayanıyor benim Eskişehir Fenerbahçe maçındaki suçlamam. Bu konuşma 29 dakikalık bir konuşma, 12 sayfa, 6 yerinde farklı yerlerde, aynen şunları diyorum Sezer'e, '' Fenerbahçe maçından sonra, onlarla beraber gel, tabi tabi geçsin geçsin maç, bak senin hem abin olarak hem avukatın olarak söylüyorum maç geçsin, bende sana yani ben şey olarak değil, ben bir kulüp avukatı olarak değil, senin avukatın olarak senin lehine senin için konuşuyorum. Çok yanlış olur şimdi görüşmen, çok yanlış olur yani yerin kulağı var, biri görür ne der, yani hiç gerek yok. haftaya işte maçtan sonra geleceksin diye düşünüyorum, o anda geldiğinde kesin görüşelim.''. Benim bu maç ile iligli suçlandığım şey, Sezer'i şike yapmak için İstanbul'a davet etmem ama Sezer'in kendi iradesi ile gelmemeyi seçmesi. Ya aslında iddialarla, iddianamedeki olgular o kadar terski, adamın gelmeme sebebi benim, belki de. Buna rağmen ben bu maça yazılan nitelikli dolandırıcılık olarak gösterilen tek maç bu benim hakkımda. Eskişehir Trabzon maçında da bir cümle şeyi söyleyeyim, bir tape var yine 28 Nisan'da, Sezer beni arıyor ve hayırlı olsun için arıyor. Ben transfer görüşmelerini sürdürmüyordum. 22 Nisanda oynanıyor Eskişehir Trabzon maçı, zaten herhangi bir şekilde transfer şikesi, teorisi gerçek olsa bile, bu maçta olamaz. Çünkü anlaşma zaten maçtan sonra sağlanmış. En azından vaadin yapılması gerekirdi. Bu Sezer'in avukatı olmam sebebiyle bu görüşmeler yapılıyordu hep. Transfer görüşmelerinde yer almadım. Keza Karabük Fenerbahçe maçında, yine anlatamayacağım hiçbir şey ancak, bir cümle ile geçeceğim izninizle. Erdem Konyal benim kuzenimdir. Kendisi futbolcu temsilcisidir aynı zamanda. Ve kendisini 3-4 yıldır yaptığı işinde sürekli olarak sosyal olarak ben destek verdim. Hem işinde hem İstanbul'a gelip yerleşmesinde. O sebeple kendisiyle yaptığım aslında, birtakım küfürlü konuşmalar konmuş. Birçok da tape var ortada. Ama bu samimiyetimizden kaynaklanmaktadır. Herhangi bir şekilde bir şey de, bunlardan çıkartılan olgularla hiçbir alakası yoktur, şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.
Dostları ilə paylaş: |