Yusuf’un: “..abi benle onunla ilgili konuşmasınlar abi ya...” dediği, Abdullah’ın: “…yarın SENİ BİR NUMARANIN YANINA GÖTÜRECEK,…BİR NUMARA BİLE ONA DEDİ Kİ,…sizi başkası çağırırsa gidip görüşmeyin,…ben bu işlere girmiyorum deyip konuyu kapatıp atın” dediği,
16.05.2011 günü saat:09.54’de İlhan Ekşioğlu’nun Mehmet Yenice’yi aradığı görüşme(tape:3000);
İlhan: “Bir uğra bana neredesin”, Mehmet: “Orada değilim ki ben Ankara’dayım,” İlhan: “Onu bir konuşacağız diyorum,…onun yarısı olmadı,…olmadı Mehmet olmadı yarısı”, Mehmet: “Nasıl olmadı İlhan abi ya böyle geliyoruz ondan sonra bak”, İlhan: “Mehmet yarısı olmadı diyorum sana ben sana ne dedim BİZİM 1 NUMARA’DAN HABER GELMEDEN BİR ŞEY YAPMAYACAĞIZ”, Mehmet: “Herhalde yapmadık ya işte 3-4 defa telefon ettiler bende bekliyorum,…telefon ettiler oradan ben sizi ararım onların yanında”, İlhan: “Cemil abi ile de konuştuk dün yarısı oldu yarısı olmadı aynen söyle, ben mi aradım konuştum onlarla, niye böyle yapıyorsun…sana bu verildiği zaman ne dendi”, Mehmet: “Ben şimdi bunu şeyde konuşamıyorum bundan da,… amcanın yanına gidiyorum”, İlhan: “Gitme şimdi amcanın yanına,…bekle gitme”.
17.05.2011 günü saat:16.37’de İlhan Ekşioğlu’nun Faruk Yaşar’ı aradığı görüşme(tape:3013);
Faruk: “2, 3 günümüz kaldı valla şampiyon olacağız,… peki var mı şey”, İlhan: “İYİ 3 DİKİŞ,…yani her koldan spor yapacağız”, Faruk: “Yüzde 90”, İlhan: “100, 100” , Faruk: “Ha sağlam mı kaynaklar”, İlhan: “Çok sağlam”, Faruk: “öbürküler gibi değil yani”, İlhan: “Hayır hayır”. Sanık Aziz Yıldırım duruşmadaki savunmasında; “yani şimdi Aziz Yıldırım'a bir numara, CEO demek kadar normal bir şey yok, eğer bana inşaat işçisi deselerdi o zaman bu şifreli bir kelime olabilirdi. Ama Aziz Yıldırım'a başkan CEO deyince gayet doğal yani. Ama bu inşaat işçisi deyip de ben olsam o zaman şifreli olurdu" ifadelerini kullanmış, telefon görüşmelerinde kendisinden “BİR NUMARA ve CEO” denilmesini kabul etmiştir.
Yukarıda teşvik ve şike faaliyetlerine ilişkin olarak yapılan telefon görüşmelerinde geçen ifadeler, Fenerbahçe Spor Kulübünün olağan yönetim faaliyetleri kapsamında kullanılmadığı gibi ilgililer olağan yönetsel konular ile ilgili görüşmelerde anılan ifadeleri kullanma ihtiyacı hissetmemektedirler. Şu hale göre, sanık Aziz Yıldırım’ın ifa ettiği resmi kulüp başkanlığı görevinin dışında, suç işlemek için bir araya gelen insanlardan kurulu bir yapılanmanın en başında bulunduğu açıktır.
TFF Etik Kurulu raporunda 15.05.2011 tarihli Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasına ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda; “İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi olması nedeniyle şike teşebbüsü eyleminin Fenerbahçe Spor Kulübü'ne izafe edilmesinin uygun olduğu; ancak bu eylemden Fenerbahçe Spor Kulübü'nün diğer yöneticilerinin haberdar olduğuna ilişkin bir kanıta rastlanmadığı” ifadelerine yer vermiştir. Bu ifadeler, Sanık İlhan Ekşioğlu’nun da aralarında bulunduğu örgütün, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün resmi faaliyetleri dışında illegal bir alanda hareket ettiğinin de kabulüdür.
Liderliğini sanık Aziz Yıldırım’ın yaptığı bu yapılanmanın, bir suç işlemek amacıyla oluşturulmuş basit bir birleşme olmadığı yürütülen faaliyetlerin kapsamından anlaşılmaktadır. Amaç Fenerbahçe Spor Kulübünün şampiyon yapılması suretiyle haksız ekonomik çıkar elde etmektir. Bu amaca yönelik olarak yapılması gereken, gerek kendi müsabakalarının ve gerekse şampiyonluğa ortak olabilecek rakip takımların müsabakalarının sonucunu etkilemektir. Nitekim Spor Toto Süper Ligin ilk yarısının sonunda Trabzonspor’un 9 puan, Bursaspor’un ise 4 puan gerisinde olan Fenerbahçe, şike ve teşvik eylemlerinden haberdar dahi olmayan teknik adamının ve çoğu futbolcusunun emek ve çabaları yanında, sanıkların üstün (!) gayretleri sonucu Trabzonspor ile aynı puanda olmasına rağmen ikili averaj üstünlüğü ile ligi şampiyon olarak tamamlamıştır. Şüphesiz böyle bir süreç ve sonuç öngörülemeyeceğinden, sanıkların “belli bir suç” işlemek amacından söz etmek mümkün olmayıp, belirsiz sayıda suçun işlenmesi amacıyla iştirak boyutunu aşan bir yapıda bir araya geldiklerinin kabulü gerekmektedir.
Şike ve teşvik suçları, iki taraflı ve çok failli bir suçtur. Suç; kazanç veya sair menfaatin temin edildiği anda tamamlansa da, 6222 sayılı Yasa’da “kazanç veya sair menfaatin temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezalandırılır” demekle esasen şike ve teşvik suçu bir nevi teşebbüs suçu olarak düzenlenmiştir. Yasa, şike ve teşvik teklifini dahi suç saymış ve teşebbüs hükümlerine göre cezalandırılacağını hükme bağlamıştır. Buna göre her ne kadar Mahkememizce, 6222 sayılı Yasa’dan önce işlenen teşvik ve şike fiillerine ilişkin olarak sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş ise de, iddianameye konu edilen 21.02.2011 tarihli müsabakadan başlayarak 22.05.2011 tarihindeki son müsabakaya kadar yargılama konusu yapılan 13 müsabakada, yapılacak şike ve teşvik anlaşmalarının tarafının önceden belirlendiğini söylemek mümkün değildir.Nitekim aynı müsabakaya yönelik olarak dahi anlaşmanın taraflarının yada kendisine şike veya teşvik teklif edilen muhatabın değiştiği bir vakıadır.
Bir diğer husus, liderliğini sanık Aziz Yıldırım’ın yaptığı suç örgütünün, gevşek de olsa hiyerarşik ilişkiye dayalı bir yapı olduğudur. Bu kabulü zorunlu kılan Mahkememizin tespitleri şöyledir:
25.04.2011 günü saat:14.08’de Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun 0532 2139491 nolu telefonu ile Aziz Yıldırım’ın Bülent İbrahim İşçen’i aradığı görüşme(tape:1839);
Aziz: “Ne yapıyorsun Bülent”, Bülent: “İyiyim Aziz abicim sen nasılsın”, Aziz: “Yarın öğleden sonra tamam mı bizim Ahmet’i al bana gel”, Bülent: “Tamam abi…Çelebi’yi değil mi abi”, Aziz: “Evet evet al bana gelin”
Bu görüşmenin hemen akabinde saat:14.09’da Ahmet Çelebi’yi, Bülent İbrahim İşçen’in aradığı görüşme (tape:1561);
Bülent: “Yarın öğleden sonra abimin yanına gideceğiz bir Abinin yanına gideceğiz...”, Ahmet:“Benim abimin yanına”, Bülent: “Hayır be oğlum be Aziz Abinin yanına,...salak söyleme kimseye bir şey” dedikten sonra 26.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kls 28, dizi 279-288 arası); sanıkların bir araya geldikleri, bu görüşme sonrasında ayrılan Ahmet Çelebi, 01.05.2011 tarihinde İBB Spor ile şike faaliyetine başlamış derhal Yusuf Turanlı ile irtibata geçmiştir. Sanık Ahmet Çelebi’nin, Aziz Yıldırım’dan aldığı yasadışı ve suç teşkil eden bu talimatı derhal yerine getirmesi örgüt üyesi olduğunu göstermektedir.
Bununla birlikte 06.05.2011 günü saat:16.45’de Ahmet Çelebi'yi, Kazım Alemdağ'ın aradığı görüşme(tape:2886);
Dostları ilə paylaş: |